Şunun için etiket arşivi: Kadın

Ev hanımlarının, masa başı çalışanlarının ve sürekli ayakta çalışanların en sık yaşadığı problemlerden biri olan sırt ağrısının neden olduğunu biliyor musunuz? Peki sırt ağrısı tehlikeli mi ve sırt ağrısına ne iyi gelir? Sizler için toplumun yüzde 80’inin yaşadığı bu yaygın rahatsızlıkla ilgili merak edilen her şeyi derledik. Haberin detayında oturma uzanma sırasında bile acıya neden olan sırt rahatsızlığı hakkında her şeyi bulabilirsiniz.

Genellikle masa başı çalışanlarının sıklıkla yaşadığı sırt ağrısı dikkate alınmadığında ileride  ciddi rahatsızlıklar neden olabilir. Bu yüzden uzmanlar bu rahatsızlığın belirtilerinin ortaya çıkması ile kişilerin bir doktora görünmelerini öneriyor. Boyundan belin alt kısmında kadar ağrı, sızı, yanma, boyun tutulması, belde şiddetli sancı ve kalçalarda kemik batması gibi belirtilerle kendini gösterir. 

PEKİ SIRT AĞRISI NEDEN ORTAYA ÇIKAR?

Uzun süre hareketsizlikten sonra aniden hareket etme

Üst solunum yollarına bağlı kas spazmı geçirme

Dikkatsizce ağır yük kaldırma

Yanlış oturma

Böbreklerin enfeksiyon kapması

Ağır çanta kullanmak

SIRT AĞRISINA NE İYİ GELİR?

Kronik bel ve sırt ağrısı çeken kişilerin doğal yollara baş vurmadan bir uzmana görülmelidir.

SARIMSAK 

Sarımsak içerdiği anti-bakteriyel maddeler sayesinde vücuttaki iltihaplanmaları atar. Kasların hassas olan yüzeylerini onarır. Her sabah aç karna bir diş sarımsağı ilaç gibi yutarak bu maddesinden faydalanabilirsiniz. 

EPSOM TUZU

Magnezyum sülfat bakımından zengin olan epsom tuzunu duş aldığınız sırada bir kovaya sıcak su koyunuz içerisine göz kararı epsom tuzu ekleyiniz. Daha sonra bu suyu boynunuzdan aşağı yavaş yavaş dökünüz. Ya da yine sıcak suyun içerisine eprom tuzu ekleyiniz. Sonra bu suya temiz bir havlu batırıp ağrıyan bölgenizde 15 dakika bekletiniz.

ZERDEÇAL

Vücuttaki iltihaplanmaları temizleyen ve ödemi atan besinlerden biri olan zerdeçaldan 2 yemek kaşığına bir yemek kaşığı bal karıştırınız. Daha sonra 3 yemek kaşığı ılık süt ekleyip macun haline getiriniz. Bu macunu ağrıyan bölgeye sürünüz. 10 dakika masajla uyguladıktan sonra ılık su ile yıkayınız.

PAPATYA ÇAYI

Papatya çayı yorgunluk ve bitkinliğe iyi gelir. Günde bir barda papatya çayı tüketerek vücudunuzu sakinleştirmiş olursunuz.

“Yiyenin ağzından duman çıkaran dondurma” olarak tanınan ve çocukların görünce ilgini çektiği ejder nefsi adlı tatlı adeta tüm sokaklarda satılıyor. Özellikle sosyal medyada çok popüler olan ejder nefesinin neyden yapıldığı merak ediyor musunuz? O zaman gelin birlikte öğrenelim…

Son dönemde hızla yayılan ejderha nefesi dondurması tüm cadde ve sokaklarda dikkat çekiyor. 2016 yılında Amerika’dan Türkiye’ye getirilen bu lezzet, yurt dışında Dragon Breath olsa da ülkemizde Ejderha Nefesi olarak adlandırılmıştır. Ejderha Nefesi, içeriğinde bulundurduğu azot ile görsel şölen sunan ve Türkiye’de de rağbet görmeye başlayan bir dondurma çeşididir. Doğal olarak birçok kişi ejder nefesinin nasıl yapıldığını ve dondurmanın üzerindeki dumanların kaynağını merak ediyor.

Ejder nefesinden dumanlar çıkmasının nedeni içerisine eklenen sıvı azot. Nitrojen diye de bilinen ve atmosferin yüzde 78’ini oluşturan azot gazının özel tanklarda yüksek basınç altında sıvılaştırılmış hali olan sıvı azot, tuzlu ya da şekerli bezelerin üzerine dökülüyor ve ortaya duman çıkıyor.  ABD üretimi olan bu ürün, Tayland, Brezilya, İngiltere, İsveç gibi birçok ülkede de özellikle gençler tarafından eğlenceli bir alternatif olarak görülüyor ve tüketiliyor. 

EJDER NEFESİ NASIL YAPILIYOR?

Ejderha nefesinin bezeleri Türkiye’ye yurt dışından hazır geliyor. Bu ürünü müşterilerine sunan mekanlar, bezelerin üzerine sıvı azotu döküp servis ediyor. Sıvı azot basınçsız ortamda hemen uçtuğu için ejderha nefesinin 4-5 dakika içinde tüketilmesi gerekiyor.

Sıvı azotun yardımıyla hazırlanmakta olan Ejderha Dumanı’nı tükettikten sonra ağzınızdan duman çıktığını göreceksiniz. 

EJDER NEFESİ ZARARLI MIDIR?

Sloganı ‘Eğlenceli Serinlik’ olan bu tatlıyı yediğinizde ağzınızda bir serinlik olduğunu görebilirsiniz. Bu ürün hazırlanırken soluduğumuz havadaki %78 oranında bulunan azottan faydalanıyor. Sıvı azot tıpta ve bir çok ünlü mutfak şefi tarafından günümüzde zaten kullanıldığından sağlığa hiçbir zararının bulunmadığı bilimsel bir gerçektir.

EJDER NEFESİ NE KADARA SATILIYOR? 

Ejder nefesi dışarıda 10 TL’den satılmaktadır. 

Toz haline getirilerek baharat olarak kullanılan mahlebin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Kış mevsiminde yaygın olan solunum hastalıklarını önlemek için süt, bal ile karıştırılıp tüketilebilir. Peki mahlebin faydaları nelerdir? Mahlep hangi hastalıklara iyi gelir?Sizler için mahlep hakkında merak ettiklerinizi araştırdık. Haberin detayında mahlebe dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kandil simidinin ham maddesi olan mahlep, ağaç ve çalı karışımıdır. Güzel kokusu ile etrafı saran mahlep, beyaz renkli çiçektir. Büyüdükçe siyah bir renk alır. Görünüş itibari ile genellikle badem ile karıştırılır. Orta ve Güney Avrupa’da yetişen bu hoşlu meyveye halk arasında kokulu kiraz, meltem ve idris ağacıda denilir. Yağ ve toz halinde kullanılan mahlep aktarcılardan alınabiliyor. Meyve olarak yetişse de genellikle ufalanarak baharat olarak tüketilir. Tıbbi tedavi de idrar ve balgam söktürücü olarak kullanılır. Hoş kokusu sayesinde afrodizyak etkiye sahiptir. Ülkemizde Tokat, Amasya ve Mardin’de yetiştiriliyor. İçeriğinde bolca potasyum, protein, lif, yağ asidi, magnezyum ve kalsiyum bulunur.

MAHLEBİN FAYDALARI NELEDİR? MAHLEP HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Potasyum bakımından zengin olan mahlep bağışıklık sistemindeki zararlı serbest radikalleri temizleyerek güçlenmesini destekler ve hastalıklara karşı direncini artırır. Toz haline getirilen mahlep süt ile karıştırılarak tüketilebilir. Özellikle mevsim geçişlerinde gelişim çağındaki çocukların tüketmesi gerekir. 

Metropol yaşamda sıklıkla karşılaşılan hastalıklar yorgunluk, uykusuzluk ve stres sonucu oluşur. Bu da şiddetli baş ağrılarına zemin hazırlar. Mahlep içerdiği güçlü floven sayesinde sinir hücrelerinin işlevselliğini artırarak bu hastalıkların yaşanma oranını düşürür. Böylece baş ağrısının önüne geçer. 

Göğüs sıkışması ani nefes darlıkları birçok nedenden ortaya çıkabilir. Mahlebin yatıştırıcı etkisi sayesinde bu tür sağlık sorunları giderilebilir. Özellikle toz halinde mahlep bal ile karıştırılarak tüketildiği sırada göğüs kısmına sıcak bir havlu konulması tavsiye edilir. 

Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde üst solunum yollarından dolayı boğazda biriken mikropları öksürük ile söker balgam şeklinde atılmasına yardımcı olur. Bu faydası sayesinde boğazdaki tümörlü hücreleri atarak kanserin oluşmasını önler. 

Kandaki şeker oranını düzenleyen etkili besinlerden biri olan mahlep, şeker hastaları için oldukça idealdir. Aynı zamanda mahlep vücudun günlük ihtiyacı olan enerjiyi de sağlar. Bu sayede gün içerisinde iş yoğunluğunun neden olduğu stresi azaltır. Kişinin beyin ve sinir sağlığını da korur.

Vücuttaki toksinleri biriktiren karaciğeri de temizlemede etkili olan mahlep, idrar yolu ile tüm toksinleri atar. Karaciğerin yağlardan hasar almasını önleyerek kendini yenilemesine destek olur. Böbrekler içinde aynı görevi yapan mahlep, enfeksiyon nedeniyle yaşanan ağrıların oranını azaltır. Aynı zamanda böbreklerde biriken toksinleri de atmada etkilidir.

Güçlü antioksidan özelliği sayesinde kolesterolün yükselmesini önleyerek, damar tıkanmasının önüne geçer. Kalp hastalıklarının riskini azaltır. 

Kalsiyum ve potasyum vücut gelişiminde etkili olan minerallerdir. Bu mineraller gün içerisinde vücuda alınması gerekir. İki mineral bakımından en zengin süttür. Ancak mahlep ile süt karıştırılarak tüketildiğinde vücudun alması gereken karşılanır. Uzmanlar çocuk, ergen ve hamilelerin bu karışımı sıklıkla tüketmesini tavsiye eder. Kemik ve kas kütlesini artırır. 

Güzelliklerle dolu ülkemizin en meşhur ve Kayseri ilimizin vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan mantı, adeta bir kaşığı kendine hayran bırakıyor. Yurt dışından gelen turistlerin odak noktası olan mantının ev yapımı olan tadı bir başka. Annelerimizin elinden çıkmış gibi lezzetli mantı yapmak istiyorsanız hazırladığımız habere göz atmalısınız. Mantı nasıl yapılır? Mantıyı buzlukta saklamanın püf noktaları nelerdir? Detaylar yazımızda.

Mantı, çeşitli baharatlarla çeşnilendirilen kıymanın, küçük hamur parçalarının içine konulması ve bu hamur parçalarının suda haşlanması ile yapılan yemektir. Türk mutfağında meşhur olduğu kadar Orta Asya mutfaklarının da bir parçası olan mantı, hem doyurucu hem de lezzetiyle damaklarda iz bırakıyor. Osmanlı sultanlarının bize mirası olarak kalan mantı buharda, suda, yağda ya da fırında pişiriliyor. Haftanın beş günü Fatih Sultan Mehmed’in sabah sofrası için mantı pişirildiği bilinenler arasında. Peki bu kadar meşhur olan mantı evde nasıl yapılır? Evde mantı yaparken nelere dikkat etmelidir? Mantı çok olunca buzlukta nasıl saklanır?

MANTI TARİFİ:

MALZEMELER

3, 5 su bardağı un
1, 5 su bardağı ılık su
1 yumurta
1 çay kaşığı tuz

İçi için;

200 gram yağsız kıyma
1 adet soğan
Tuz, karabiber, pulbiber

YAPILIŞI

Öncelikle derin bir kabın içerisine unu alarak ortasını havuz şeklinde yapın. Daha sonra yavaş yavaş tuz ve yumurtayı koyup karıştırın. Hamurun durumuna göre uygun miktarda da yavaş yavaş su ilave etmeyi unutmayın.

Hazırladığımız hamurun sert olması bu adımda çok önemlidir. Hamuru hazırladıktan sonra 2 eşit parçaya bölün. Yarım saat kadar dinlenmesini sağlayın.

Bu sırada iç malzemeleri hazırlayabilirsiniz. Kıymayı bir kaba alıp, minik minik doğranmış soğanları üzerine ilave edin. Baharatları da ekledikten sonra elinizle yoğurun.

Dinlenen hamuru börekten biraz daha kalın olacak şekilde açın. Açılan hamuru eşit parçalar halinde kare kare kesin.

Kare kare parçalara böldükten sonra hazırladığınız iç harcı karelerin orta kısmına yerleştirip, 4 ucu birbirine gelecek şekilde katlayın.

Geniş bir tepsiye un serpip hazır hale gelen mantıları içine atın. Tüm hamur için aynı işlemi yapıp bitirdikten buz dolabının dondurucu kısmında bir süre bekletin.

Yaklaşık yarım saat sonra buz dolabı poşetine koyarak derin dondurucuda uzun süre saklayabilirsiniz.

İstediğiniz zaman kaynayan suyun içine atarak pişirebilirsiniz.

Afiyet olsun…

MANTI YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Mantı hamuru, rahat şekil verebilmeniz için sert yapıda olmalıdır. Hazırladığınız hamur bezelerini, unlanmış mutfak tezgahı üzerinde açın.Haşlama esnasında açılmaması için; mantıları sıkı bir şekilde kapatın.

Hamura ekleyeceğiniz unu azar azar kıvamına göre ilave edin. Piyasada satılan unların sertlik derecesi farklı olduğu için kıvamına gelmesi için eklemeniz gereken un miktarı değişebilir.

Mantı harcına koyulan soğan kesinlikle rendelenmemelidir. (soğan suyu mantı tadını bozuyor). Soğanlar bıçak yardımıyla çok küçük olacak şekilde kesilmelidir.

Gaziantep mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan “beyran” çorbası nasıl yapılır ve vücuda faydaları nelerdir sizler için araştırdık. Vücuda faydaları saymakla bitmeyen beyran çorbasının tadı damaklarda iz bırakacak…

Osmanlı döneminden kalma çok eski bir çorba tarifi olan Beyran, Gaziantep’in yöresel lezzetleri arasında yer alıyor. Kışın artan talepler doğrultusunda kazanlarla pişirilerek lokantalarda satışa başlanan beyran çorbasını evde kolayca yapabilirsiniz. Evde de pratik bir şekilde yapabileceğiniz beyran çorbası az malzemeden oluşuyor. Enfeksiyon hastalıklarından sonra mutlaka uzmanlar tarafından içilmesi önerilen beyran çorbası, bol protein ve vitamin bileşenleri ile iyileştirici etkiye sahiptir. Katkı maddesiz, tamamen doğal ve şifa deposu olan beyran çorbasının en pratik tarifi bugünkü yazımızda.

BEYRAN ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

1 kilogram incik
2 çay bardağı pirinç
5-6 su bardağı su
1 yemek kaşığı tereyağı
2 tatlı kaşığı biber salçası
8 diş sarımsak
Tuz, karabiber

YAPILIŞI

Düdüklü tencerenin içerisinde kuzu etini ve sarımsakları suyu ekleyerek pişirin. 

Daha sonra pişen eti küçük küçük parçalara ayırın. Ardından düdüklü tencerenin içerisindeki et suyunda pirinçleri haşlayın. Üzerine salça, pul biber, tereyağı, tuz ve karabiberi de ekleyerek 5 dakika kaynattıktan sonra sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

PEKİ, BEYRAN İÇMENİN FAYDALARI NELERDİR?

Beyran çorbası, grip, nezle gibi tüm solunum yolu hastalıklara adeta bir şifa kaynağıdır.

Metabolizmayı da hızlandırarak zayıflamaya da yardımcı olan beyran çorbası, bağışıklık sistemini güçlendirerek kış hastalıklarının önüne geçiyor.

Yapılışı oldukça basit ve zahmetsiz olan beyran çorbası, bol sarımsaklı olmasıyla da kalp hastalıkları ve damar tıkanıklığı gibi rahatsızlıklarla savaşıyor.

Türk sinemasının en önemli yüzlerinden biridir Türkan Şoray. Onun kendisiyle özdeşleşen rengi ve giyim tarzı bulunur. Şoray’ın ikonikleşen karakterlerinin kostümleri ve günlük yaşamda tercih ettikleri, hem aksesuar hem de giyim açısından günümüz modasında oldukça sık karşımıza çıkıyor. Sizlere Türkan Şoray tarzı üzerinden, günlük kombin oluşturma önerileri oluşturduk.

Türkan Şoray, Türk sinemasının en ikonikleşmiş isimlerinden birisi. Rol aldığı film sayısıyla Dünya rekoru da kıran sanatçı, projelerinde giydiği kıyafet ve aksesuarlarla da oldukça ilgi görüyor. Balıkçı kız başta olmak üzere birçok ikonikleşmiş karakterinde kırmızı rengi tercih eden sanatçı, bugün halen daha katıldığı özel davet ve toplantılarda, kırmızı rengin asil ve göz alıcı yanını üzerinde taşımaya devam ediyor. Bununla da yetinmeyip geçmişten günümüze taşınan birçok aksesuar ve parçayı, eski fotoğraflarıyla temsil etmeye devam ediyor. Gördüğümüz anda akla Türkan Şoray tarzını getiren elbise, bluz, etek gibi giyim modelleri ve aksesuar parçalarını sizler için bir araya getirdik. İşte Türkan Şoray’ın stiliyle günlük kombin oluşturma yolları:

TÜRKAN ŞORAY STİLİ

Balıkçı kız rolü için giydiği çizgili kırmızı elbise, bugün halen daha en çok sevilen ve tercih edilen modeller arasında. Kırmızı üzerine lacivert veya sarı bir ton, oldukça uyumlu duracaktır.

Boğazlı kazak modası, etkisini asla yitirmedi. Türkan Şoray da, yünlü boğazlı kazak modellerini tercih edip doğal bir şıklık yakaladı.

Büyük halka küpeler, taşlı yüzükler ve uzun, belden bağlamalı elbiseler… İşte günümüzde her zaman rahatlıkla tercih edilebilecek bu kombin tarzı, Şoray’ın en beğenilen tarzları arasındaydı.

Kış deyince akla ilk bereler gelir. Son dönemin trend bere modeli, yıllar önce Türkan Şoray’ın en sık tercih ettiği modeller arasında kendisine yer buluyordu.

Ve son olarak… İşlemeli, salaş bluzler… Bugün en çok tercih edilen parçalar arasında.

Sakatat sevenlerin adeta gece yarısı bile gidip yediği, kokusu caddeleri saran aynı zamanda lezzetiyle baş döndüren uykuluk yemenin tam zamanı. İlk bakışta sotelenmiş tavuk ya da ciğere benzeyen uykluluğun tadı ise kokoreçe benziyor. Herkesin merak ettiği uykuluk evde yapılır ve uykuluk hayvanın neresi sorularını bu haberimizde yanıtlıyoruz.

Uykuluk dana ya da kuzunun gerdan, yürek, ciğer ya da bağırsak gibi yerlerinden çıkan bir hayvanda yaklaşık 80-100 gram asında bulunan bir sakatattır. Osmanlı Mutfak Sözlüğü’nde uykuluk, kuzunun timus bezi anlamına gelen “özden” kelimesine karşılık gelir. Uykuluk aslında bir organ olarak adlandırılsa da tam olarak öyle değildir. Bazen de kuzunun pankreası olarak adlandırılır ama aslında kuzunun çeşitli hormonlarının salgılandığı bezler olarak bilmemiz daha sağlıklıdır. İstanbul’un Sütlüce semti ile anılan uykuluk, özellikle mart, nisan ve mayıs gibi ilkbahar aylarında tüketilmesi önerilir. Çünkü kışın yavrulayan büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, baharda yavrularını sadece sütleri ile beslemektedir. Uykuluk da işte bu süt kuzusu ve süt danalarından elde edilir. Hayvanlar sütten kesildiklerinde uykuluklar da küçülür ve hatta zamanla kaybolur. O yüzden bahar ayları uykuluk mevsimi diye bilinir. Uykuluğun Sütlüce’de meşhur olmasının sebebi ise eskiden mezbahaların burada olmasından kaynaklanmaktadır.Ciğerci ve sakatatçılarda fındık, ciğer ve gerdan uykuluğu olarak birkaç çeşidine rastlayabilirsiniz. Bu çeşitler hayvanın neresinden çıktığına göre isimlendirilir.

UYKULUK ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Gerdan Uykuluk: Kuzunun gerdan kısmından çıkar
Ciğer Uykuluk: Kuzunun yürek kısmına yakın yerden çıkar
Fındık Uykuluk: Kuzunun bumbar (bağırsak) kısmından çıkar

PEKİ UYKULUK NASIL PİŞİRİLİR?

1. Gerdan uykuluk: Harlı mangal ateşinde sık sık çevirerek pişirmeli. Yağlı olduğu için sık çevrilmediğinde çabuk renk alıp yanabilir. O yüzden başından ayrılmadan, kurutmadan hemen pişirip yemeli.

2. Fındık uykuluğu: Çok yağlı olduğu için önce suda haşlanıp fazla yağından arınıyor. Yuvarlak bir şekli olduğundan pişmesi biraz zor. O yüzden de haşlayarak bir nevi ön pişirme işlemi yapmış oluyorsunuz. Soğuduktan sonra harlı mangal ateşinde pişirin. 5-6 dakikada hazır.

3. Ciğer uykuluğu: Pişirme konusunda en dikkat etmemiz gereken çeşit bu. Çünkü çok narin bir yapısı var. Hafif bir mangal ateşinde pişmeli. Çok harlı olursa hemen kuruyor ve lezzetsizleşiyor.

En sevilen sokak lezzetlerinin başında gelen kokoreci evde yapmayı hiç denediniz mi? Hem doyurucu hem de nefis olan kokoreci dışarıdan almak yerine evinizde hijyenij ortamlarda kolayca yapabilirisniz. Nasıl mı? Gelin birlikte evde kokoreç yapımını öğrenelim…

Kokoreç, Anadolu ve Balkanlarda, koyunun ince bağırsağından ve mumbardan yapılan, şişe sarılarak kor ateşte kızartılan bir çeşit sakatat yemeğidir. Çoğunlukla gece yenilen kokoreç, sevenlerin vazgeçmediği bir lezzettir. Kokoreç yapımında kullanılan bağırsaklar büyükbaş veya küçükbaş hayvanlara ait olabilmekle birlikte lezzet açısından süt kuzusundan elde edilen bağırsağın kullanımı tercih edilir. Kokoreç iki kısımdan oluşur, bunların birincisi iç kısım ikincisi ise dış kısımdır. İç kısmı olan mumbarı soğanlanmış ve baharatlanmış şekilde sarmak gerekir. Ardından dış kısım olan ince bağırsak sarılır. Bağırsaklar sarılırken aralarda yağ koyularak sarılır. Kokorecin olmazsa olmazı domates ve kekiktir. Fazla yenildiğinde zararlı olabilecek enfes kokoreci evde pratik bir şekilde hazırlamak istiyorsanız tarifimize göz atabilirsiniz.

KOKOREÇ TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet kapya biber
2 adet çarliston biber
300 gr. haşlanmış kuzu kokoreç
1 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Bol kekik, pul biber
2 adet yarım ekmek
Tuz

YAPILIŞI

Öncelikle tavaya yağı alıp inci ince kıyılmış biberleri güzelce kavurun.

Daha sonra ince ince kıyılmış kokoreçleri ilave edin.

Çok yapışırsa su ekleyerek kavurma işlemine devam edin.

Kokoreçler pişince tereyağı, baharatları ve tuzu ekleyerek karıştırın.

2 dakika kadar kavurduktan sonra kesme tahtasının üzerine alarak, satırla ince ince kesin.

İnce ince olan kokoreci tekrar tavaya alarak 5 dakika karıştırın.

Ekmeğin arasına alarak, pul biber ve kekik ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

İlk olarak Mısır Uygarlığının kullanmaya başlaması ile daha sonra tüm dünyaya yayılan zeytinyağının insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Kozmetik, ilaç ve gıda sanayisinde kullanılan zeytinyağı hakkında Canan Karatay şaşırtan bir açıklamaya imza attı. Anne sütüyle neredeyse aynı olduğunu iddia eden Karatay aynı zamanda diğer faydaları hakkında da kısa bir bilgi verdi. Peki zeytinyağının faydaları nelerdir? Doğal yolla kolesterolü düşüren en etkili yağ hakkında merak edilenleri sizler için haberin detayına ekledik.

 İçeriğinde yüksek miktarda E ve K vitamini bulunan zeytinyağında ayrıca kalsiyum, potasyum, sodyum ve demir gibi vücut sağlığı için önemli olan vitamin ve mineraller de bulunur. Doymamış yağ asidi içerdiğinden kilo almaya neden olmaz ayrıca kolesterolü düzenler. Kalp ve damar sağlığı için bire bir fayda sağlayan zeytinyağı bu bakımdan düzenli tüketilmesi gerekir. Gün içerisinde yemeklerde veya salatalarda da kullanılabilir. Zeytin yağı ile ilk bilgiler Antik Yunan mitolojisinde geçmektedir. Arkeolojik çalışmalarda zeytin yağının Türkiye’nin Ege bölgesinden Yunan toprakların genelinde yaygın olarak üretildiği tespit edilmiştir. Zeytin ağacından elde edilen zeytinleri iki büyük taş arasında ezerek çıkartılan yağ, bu kadar emek sonrası çıkarıldığı için çok değerlidir. Günümüzde bile fiyatı oldukça yüksektir. Hareketsiz bir yaşamın yanı sıra tüketilen aşırı karbonhidratlı ve yağlı yiyecekler ciddi kronik hastalıklara zemin hazırlar. Vücudun bütün işleyişini bozan bu yaşam biçimi ölüme bile neden olabilir. Uzmanlar bu durumun yaşanmaması için en sağlıklı beslenme biçimini araştırdı. Bu araştırmalarda insan sağlığını yenileyen mucize besinin zeytinyağı olduğu ortaya konuldu.

CANAN KARATAY’DAN ŞAŞIRTAN ZEYTİNYAĞI AÇIKLAMASI!

 İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karataysağlıklı bir vücut için sudan çok zeytin yağı içilmesi gerektiğini her röportajında vurguluyor. Ayrıca Karatay son olarak katıldığı “Kilis Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Günü” etkinliğinde “Zeytinyağı alzheimeri, parkinsonu önler bu yüzden çok önemlidir. Özellikle organik olduğundan dolayı alzheimer için çok önemli bir önleyicidir. Yaşlılarımızın hatta yaşlanmadan şimdiden sabah akşam içmeniz lazım. Özellikle evde yaşlılarımız varsa, bakıma muhtaç olan büyüklerimiz varsa bunlara sabah akşam bir kahve fincanı soğuk sıkım, doğal ve organik Kilis zeytinyağı verebilirsiniz”şeklinde açıklamaya imza attı.

ZEYTİNYAĞININ FAYDALARI NELERDİR? AÇ KARNA GÜNDE BİR KAŞIK ZEYTİN YAĞI İÇERSEK

Yapılan araştırmalarda Akdeniz – Ege mutfağının sağlık açısından faydalı olduğu ortaya çıkarılmış. Bunun nedeni ise yemeklerin zeytinyağ ile yapılmasından kaynaklı olduğu açıklandı.

Aynı araştırmanın akabinde uzmanlar günde bir zeytinyağı yemenin kalp sağlığını olumlu etkilediği gözlemlenmiştir.

Sağlıklı yaşam sırrı olan zeytinyağı güçlü bir antioksidan olduğundan vücudu zararlı toksinlerden arındırır.

Vücudun daha sağlıklı ve dinç kalması için gerekli olan kolajeni sağlayarak organ ve kemiklerin daha sağlıklı çalışmasını destekler.

Zeytinyağı direk olarak vücuda alındığında faydası iki kat daha fazla olur. Bu yüzden uzmanlar zeytinyağını yiyeceklerden direk olarak tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. 

Yapılan bir başka araştırmada zeytinyağının beyindeki sağlıklı hücrelerin sayısını artırarak unutkanlık ve alzheimer gibi ciddi rahatsızlıkların riskini yüzde 80 oranda azalttığı tespit edilmiştir.

Zeytinyağı aynı zamanda sindirimi düzenleyen en etkili besindir. 

Gündüz gözümüzün dünyayı renkli görmesini sağlayan sarı noktanın ne olduğunu biliyor musunuz? Sarı nokta gözün temel görme organlarından biridir. Bozulduğunda ciddi sağlık sorunlara neden olur. İleri düzeyde insan yüzünü tanımadan bile zorlanma yaşanır. Peki sarı nokta hastalığını nedir? Hastalığın belirtileri nelerdir? Sizler için bu soruların yanıtlarını haberimizin detayında topladık.

Bilimsel adı makula dejenerasyonu olan sarı hastalık genellikle 60 yaş ve üzeri kişilerde yaşanır. Sarı nokta gözlerin keskin ve renkli görmesini sağlayan retina bölgesidir. Erken tedavi her hastalıkta olduğu gibi bunda da oldukça önemlidir. Bir gözden diğer göze sıçrayabilen bu hastalık yaş ve kuru olmak üzere iki şekilde görülür. En sık görülme tipi ise kuru olandır. Kuru sarı nokta hastalığı yavaş yavaş ilerler hemen hemen her yaş grubunda görülür. Yaş sarı nokta hastalığı ise kalıcı görme kaybının en sık yaşandığıdır. Yaş denilmesinin nedeni ise kan damarlarında anormal ilerleyen büyümeler ve sıvı birikimi olmasıdır.

SARI NOKTA HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR?

Yaşlandıkça zayıflayan retina duvarı

Aile geçmişinde olması

Vücutta yeterli miktarda A ve C vitaminin olmaması

Direk güneş ışınlarına maruz kalma

Hareketsiz yaşa ve fazla kilo

Damar, tansiyon, yüksek kolesterol ve şeker hastalıklarının hasarları

Açık renkli gözlerdeki hassasiyet gibi durumlar enden olur.

SARI NOKTA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ?

Gözde ani kararmalar

Bakılan noktada netlik ve renk bozukluğu

Düz nesneleri yamuk görme

Renklerin birden parlaması

Nesnelerin boyutunun bozulması

Mesafe aralarında görüş eksikliği

Arada sisli ve bulanık görme

Görme bozukluğundaki ilerleme gibi nedenler sarı nokta hastalığının belirtileridir.

SARI NOKTA HASTALIĞININ TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?

Hastanın önüne kareli bir kağıt koyulur. Bu kareleri kağıda bakan hasta odaklandığı noktada şiddetli bir eğim görüyorsa,

Hastanın ön kol toplardamarından özel bir boya maddesi (floresein) verilir Bu yönteme göz anjiografisinde denir. Daha sonra özel bir alet ile gözün arkasının fotoğrafları çekilir. Sarı nokta hastalığında retina tabakaları arasında anormal damarlar görülüyorsa,

Optik koherans tomografisi düşük ışıklı lazer uygulamasıdır. Bu uygulama 3 dakika boyunca yapılır. Bu lazer yöntemi hem teşhis için hem de tedavi için kullanılır.

SARI NOKTA TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

İki yöntemle yapılır bir ilaç bir de hem ilaç hemde lazer tedavisi uygulanır. Bunlarda biri  Anti-VEGF’tir. Bu uygulama 6 hafta da yapılır. Şikayetler azalınca bırakılır. Diğeri ise ışığa duyarlı bir ilaç damardan verilir. Bu sayede anormal yolla biriken sıvı miktarı azaltılır. Sarı nokta hastalığından korunmak için; Yüzde 100 UV korumalı güneş gözlüğü kullanılmalı ayrıca A, C ve E vitaminlerinin yanı sıra çinko bakımından zengin besinlerle beslenmek gerekir.