Şunun için etiket arşivi: Kadın

Sağlık ve lezzet deposu kayısı ile kaymağı birleştiren leziz bir tarif hazırlamak ister misiniz? Sadece 5 malzeme ile kayısı tatlısı adeta tadı damaklarda iz bırakacak. İster kahvenin yanına isterseniz çayla beraber servis edebileceğiniz kayısı dolması Malatya mutfağının vageçilmezi.

Genellikle Ramazan aylarında Malatya’da yapılan kayısı dolması, adından ana yeek gibi düşünülse de aslında bir tatlı. Malatya’nın meşhur kuru kayısılarından yapılan bu lezzetin bir kez tadına bakanlar hayran kalıyor. Kuru kayısı yapımına başlamadan önce bilmeniz gereken en önemli şey, kayısıları yıkayıp suyun içerisinde bir gün bekletmektir. Sadece bu şekilde kayısı dolmasından tam anlamıyla tat alabilirsiniz. Sonraki aşamalar her tatlı da olduğu kadar bu tatlı çeşidinde de aynı. İsteğe göre gün kuru ya da normal kuru kayısı kullanabileceğiniz lezzetin tarifi yazımızın detaylarında.

KAYISI DOLMASI TARİFİ:

MALZEMELER

12 adet kuru kayısı
1 yemek kaşığı toz şeker
Yarım su bardağı Antep fıstığı
100 gram kaymak
Sıcak su

Benmari için;

1 su bardağı damla çikolata

Bulamak için;

Antep fıstığı

YAPILIŞI

Bir tencerenin içine şeker koyun ve şekeri ocağın üzerinde eritin. 

Şekerli suyun içine kayısıları koyun ve şişene kadar bekletin. 

Kayısılar suyun içinde şiştikten sonra bıçak yardımı ile ortadan ikiye ayırın. 

Kayısıların içine kaymak ekleyerek yeşil fıstıklara batırın. 

Daha sonra kenarlarını benmari usulü eritilen çikolatanın içine batırın. 

Afiyet olsun…

Sandviç tarzı yemekleri yemeği seviyorsanız bu haber tam size göre… Genellikle yaz aylarında sokaklarda ya da büfelerde satılan kumrunun tarifini sizlerle paylaşıyoruz. İçerisindeki özel sosu ve kıvamıyla çok beğeneceğiniz kumru, öğrencilerin vazgeçilmezi. Peki evde kumru nasıl yapılır? Gelin birlikte öğrenelim…

Çok sevilen sokak lezzetlerinden olan kumruyu evinizde yapmak ister misiniz? İzmir’in ünlü sokak lezzeti kumruyu evinizde de yapabilirsiniz. Jülyen doğranmış sosisler ve kızartılmış kaşar peynirinin çeşitli malzemelerle birleşmesiyle yapılan kumru, yapımı hem çok kolay hem de çok lezzetli. Üstelik tek bir tane ile doymuyorsanız bu tarifimizle kısa sürede fazla fazla hazırlayabilirsiniz. Kolayca hazırlanan bu çok lezzetli sandviçi denemek isterseniz, leziz kumru sandviç tarifimiz hemen aşağıda…

KUMRU TARİFİ:

MALZEMELER

Yarım ekmek
4 adet sosis
3 adet salam
5 dilim sucuk
4 dilim  kaşar peyniri
3 dilim domates
Ekmeklere sürmek için oda ısısında tereyağı
Arzunuza göre ketçap, mayonez, salatalık ya da cin biber turşusu

YAPILIŞI

Sucukları halka halka doğrayın. Daha sonra sosisleri uzun şeritler halinde kesin. Bu işlemin ardından sosis, salam ve sucukları yağın içinde soteleyin. 

Ekmeği iki parçaya ayırın ve tost makinesinde kızartın. Kızaran ekmeklerin üzerine tereyağı sürün ve kaşar dilimleri hala sıcakken üstüne koyun. 

Ekmeğin üzerindeki kaşarlar eriyince tavada kızarttığınız malzemeleri ekmeğin içine yerleştirin. Daha sonra üzerine diğer malzemeleri ekleyin. 

Son olarak içine ketçap, mayonez ekleyerek servis edin. 

Afiyet olsun…

En yaygın bulaşıcı hastalıklarından biri olan dizanteri, özellikle çocuklarda çok ciddi sonuçlara neden olabilir. Her yaştan kişide görülen dizanteri bir sindirim sistemi hastalığıdır. Çeşitleri olan dizanteri hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki dizanteri hastalığı nedir? Dizanterinin belirtileri nelerdir? Dizanterinin tedavisi var mıdır? Tüm bu soruların yanıtları haberin detayında…

Kirli su ve iyi yıkanmamış besinlerde bulunan virüsün yol açtığı sindirim rahatsızlığına dizanteri denir. Kalın bağırsakta meydana gelen deformasyon nedeniyle kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen belirtilerle ortaya çıkar. Çocuk ve bebeklerde görüldüğünde erken müdahale edilmeli aksi halde ölümcül sonuçlara yol açar. Halk arasında dizanteriye kanlı ishalde denir. Kişiden kişiye toplum ortamlarda kolayca bulaşabilir. Önce bağışıklığı sonra sindirim sistemini olumsuz etkiler. Aniden vücudun sıvı kaybına neden olur. Virüs, bakteri ya da amipler kan yoluyla tüm vücuda kolayca yayılır. Bağışıklığı zayıflattığı ve vücudu savunmasız bırakarak ya ani ateşlenmeye ya da ani üşümelere, titremelere yol açar. Genelikle yaz ayları hastalıkları arasında yer alsa da kışları da yüksek oranda görülür. Kişide meydana geldiğinde 24 saat içerisinde yüzden fazla dışkılamaya yol açarak vücuttaki tüm vitamin ve minerallerin emilimi gerçekleşmeden atılmasını sağlar. 

KAÇ ÇEŞİT DİZANTERİ VARDIR?

AMİPLİ DİZANTERİ

Tek hücreli amiplerin kalın bağırsağa yerleşmesiyle oluşur. Bu parazit çoğalarak tüm bağırsaklara dağılır. Uzun süre canlı kalır. Ağız yoluyla bulaşan amipler, sulu ve kanlı bir dışkılamaya neden olur. Tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilir. Amipler kana karışarak karaciğer ve akciğerinde fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Bu amipe yakalanmamak için;

Tüketilen suyun kaynatılarak süzülüp içilmesi

Meyve ve sebzelerin sirkeli suda bekletilip ılık suyla yıkanmalı

Toplu alanlardan sonra ellerin iyice yıkanması ve kıyafetlerin değiştirilmesi

Sebzelerin tam pişirilerek tüketilmesi gerekir. 

BASİLLİ DİZANTERİ

Bakterilerin neden olduğu dizanteri türüdür. Çok şiddetli karın ağrısına neden olur. Yüksek ateş, sık tuvalet ve aşırı halsizlik belirtileri arasında ilk üçte yer alır. Bu hastaların temas ettiği her yer dezenfekte edilmelidir. Bakteri hızla çoğalabilir. Antibiyotik kullanımı bu hastalıkta oldukça önemlidir. Hijyen ilk şarttır. Amipli deki kurallar bu tür içinde geçerlidir. 

DİZANTERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Aniden yükselen ateş ya da titreme

Dışkı ve idrar da kan 

İştahsızlık 

Cilt renginde sararma

Şiddetli karın ağrısı, bulantı kusma

Yorgunluk ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir.

DİZANTERİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

İlaç tedavisiyle tamamen iyileşebilen bir hastalıktır. Erken tedavi oldukça önemlidir. Tedavi boyunca gerekli hijyenik koşullar sağlanmalıdır. Hastalıklı kişiler belli bir süre asosyal yaşanmasında fayda var. Aşırı su kaybedildiğinden hastanın aşırı su tüketmesi ayrıca antioksidan içeren besinler tüketmesinde sağlanır. Lif oranı yüksek besinlerde önerilen beslenme koşulları arasında yer alır. 

C vitamini bakımından zengin olan kızılcık meyvesinin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Sonbahardan itibaren tezgahlardan yerini almaya başlayan ve suyu ya da reçeli yapılan kızılcık hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Peki Kızılcığın faydaları nelerdir? Kızılcık hangi hastalıklara iyi gelir? Haberin detayında tüm bu soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

Ergen olarak da geçen kızılcık Cornaceae ailesine ait bir ağaç türünde yetişir. Şubat Mart aylarında sarı renkli açan çiçeklerinde yazın meyvesi yetişir. Sonbaharda tamamen olgunlaşan meyve, bu aylarda tezgahlardaki yerini alır. Ekşi bir tadı olan meyve yaş ya da kuru şeklinde tüketilir. Genellikle tarhana, hoşaf, reçel veya suyu çıkartılıp tüketilir. Anadolu’da eğren, kiren veya kiran olarak adlandırılır. Yüksek lif içeren kızılcık, sindirim hastalıklara oldukça iyi gelir. Balçıklı topraklarda ve ormanlık alanlarda rahatlıkla yetişen kızılcık kendi tohumunu kendisi dökerek yeniden yetişir. Kızılcığın insan sağlığına en büyük faydası melatonin hormonun üretilmesini desteklemesidir. Bu sayede yatmadan bir kaç saat önce tüketildiğinde rahat bir uykuyu sağlar. A, C, E ve K vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Ayrıca  vücudun ihtiyacı olan riboflavin, piridoksin ve tiamin gibi maddeler barındırır. Kızılcık suyu özellikle ağız ve diş sağlığında etkilidir. 

KIZILCIĞIN FAYDALARI NELERDİR?

Ciddi alınmayan hastalıkların başında gelen idrar yolu enfeksiyonu, ilerlediğinde sağlık sorunlarına neden olur. Erken müdahale edilmesi gereken bu rahatsızlığa iyi gelen doğal yollardan biri de kızılcık suyudur. Kızılcık suyu idrar yolundaki tüm enfeksiyonları temizleyerek rahatça tuvalete çıkmayı da destekler. 

Kalp sağlığı için kardiyoskülerin dengesi oldukça önemlidir. Dengede olmayan kardiyosküler damarların tıkanmasına neden olur. Ayrıca damarla da kötü kolesterolün birikmesin zemin hazırlayarak ciddi sağlık sorunlarına ortam hazırlar. Ancak kızılcık içerdiği yüksek antioksidan sayesinde bu sağlık sorunlarının yaşanmasının riskini azaltır.

Yapılan araştırmalarda kızılcığın hücrelerin mutasyona uğramasını önlediği tespit edilmiştir. Özellikle kolon, prostat, ve meme gibi kanserlerin yaşanma riskini azaltır. Bu yüzden düzenli tüketilmesi tavsiye edilir.

Yaygın olan bir diğer hastalıklar ise ağız ve diş kaynaklıdır. Bu hastalıklar hatta diş kaybına da neden olur. Ağız içinde besin atıklarından dolayı biriken enfeksiyonlu hücrelerin çürümeye zemin hazırlar. Ancak yapılan araştırmalara göre kızılcık suyu ağız içinde özellikle tükürük bezlerinde enfeksiyon birikmesini önlediği tespit edilmiştir. 

Kış aylarında sıklıkla yaşanan solunum enfeksiyonlarını da önleyen kızılcık suyu, virüs ve bakterilerin etkilerini azaltarak bağışıklığı güçlendirir. Boğaz ağrıları ve şişliği için hazırlanan kızılcık suyunun içine bir adet tarçın eklenerek tüketilmesi tavsiye edilir.

Bağırsakların işlevselliğini artıran kızılcık, kabızlık gibi sıklıkla yaşanan sindirim sorununu ortadan kaldırır. Böbrek bezlerinin çalışmasını artırarak taş ve kum oluşumunu önler. Oluşmuş olanın ise rahatça vücuttan atılmasını sağlar. 

Çok güçlü bir yatıştırıcı özelliği vardır. Beyin sağlığı için en önemli aktivite olan uykuyu düzenleyerek sinir sistemini yeniler. Zihin faaliyetlerini artırır.

KIZILCIĞIN ZARARI VAR MIDIR?

Pıhtılaşma ilacı kullanan kişilerin tüketmeden uzmanlarına danışmasını gerekir. Ayrıca kan sulandırıcı ve kalp ritim bozukluğu ya da panik atağı olanlarında uzmanlarına danışmadan tüketilmesi önerilmez. 

Hayvansal yağlardan en yaygını olan kuyruk yağı, ağır kokusu ve tadı nedeniyle çoğu kimse tarafından tüketilmez. Fakat uzmanlar miktarına dikkat edilerek tüketilmesini tavsiye eder. İnsan sağlığına inanılmaz faydaları olan kuyruk yağı hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki Kuyruk yağının faydaları nelerdir? Canan Karatay’dan şaşırtan kuyruk yağı yorumu! Haberin detayında…

Halk arasında don yağı olarak da geçen kuyruk yağı hayvanların kuyruk kısımlarında ve et aralarında bulunur. Gıda sanayisinde kullanılan kuyruk yağı, yüzyıllardı tüketilir. Eski insanların uzun yıllar sağlıklı yaşamasının sırrı olan kuyruk yağı, Amerika bilim insanları tarafından en faydalı sağlıklı yağlar listesine eklendi. Kuyruk yağı ile ilgili halk arasında çok yanlış bilgiler bulunur. Bunlardan en yaygını zararlı olmasıdır. Ancak kuyruk yağının yüzde 70’i doymamış yağ asidi bakımından zengindir. Otlanan hayvanlar doğada bulunan tüm vitamin ve mineralleri vücutlarında taşır. Ancak insanlar besin tüketme konusunda ikiye ayrıldıklarından tüm bu mineralleri vücutlarında barındıramıyor. Bu yüzden bu besinlere ihtiyaç duyarlar. Çünkü hayvanlar vücutlarına aldıkları her faydalı değeri enzimleyerek depoluyorlar. Ayrıca halk arasında kuyruk yağının kolesterolü yükselttiği biliniyor. Uzmanlar ise bunun kesinlikle yanlış bir bilgi olduğunu kuyruk yağının damar tıkanıklığını önlediğini vurgulayarak oldukça faydalı bir besin olduğunu belirtiyorlar.

KUYRUK YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Omega-3 yağ asidi bakımından zengindir. Özellikle gelişim çağındaki çocukların kemik ve kas gelişimi için tüketilmesi öneriliyor.

Damarlardaki besinler tıkanıklığının önüne geçerek kalp sağlığını korur. Kan basıncını dengeler. 

Sinir hücrelerini güçlendirerek felç, titreme, siyatik ve romatizma hastalıklarının önüne geçer. 

Vücuttaki serbest radikalli hücrelerin sayısını azaltır. Bağışıklık sistemini hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir. 

İçeriğinde cilt hücreleri bulunan kuyruk yağı cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak uzun yıllar daha diri ve parlak görünümünü sağlar.

PROF. DR. CANAN KARATAY’IN KUYRUK YAĞI YORUMU!

Yaptığı çarpıcı açıklamalarla sağlık alanına yenilikler getiren Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü Doktor Canan Karatay yine ezberleri bozan bir açıklamada bulundu. Karatay, kuyruk yağının inanılmaz faydaları olduğunu vurguladı.

Ayrıca ünlü doktor Anadolu insanının uzun yıllar sağlıklı yaşamasının sırrını “Kavurmayı yağı ile beraber yemelisiniz. Kuyruk yağı ile birlikte yenmeli. O zaman dinç olur, dağlara çıkar inersiniz. Yumurta sarısı ile beraber bol köy yağı ile beraber yenecek. Kavurmada kuyruk yağı ile beraber yenecek. Bu Anadolu´da adettir, kuyruk yağını eritip içerler ve de 90-95 yaşına kadar yaşarlar. ‘Yağ dokunuyor kalp hastalığı yapıyor’ deniyor. Hangi yağ? Trans yağlar ya da margarin dediğimiz yağlar tehlikelidir. Yoksa senelerdir asırlardır yediğimiz köy tereyağları neden tehlikeli olsun. Evvel yoktu, rivayet yeni çıktı” sözleri ile açıkladı.

KUYRUK YAĞININ ZARARI VAR MIDIR?

Her besin gibi aşırı tüketildiğinde vücutta ciddi komplikasyonlara neden olur. Özellikle kolesterol yükselmesine zemin hazırlayarak kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkarır. İleri yaşlardaki kişilerin sindirmesi zor olduğundan uzmanlar belli bir yaştan sonra özellikle 40 yaşından sonrası kişilerin tüketmesini önermez. 

Kış ayları denilince akla ilk gelen sebzeler arasında yer alan karnabaharın insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor musunuz? Kaynatıldığında kötü koku yaymasından dolayı çoğu kişi tüketmez ancak karnabahar yüzyıllardır şifa amaçlı özellikle sindirim hastalıkları için tüketildi. Peki karnabaharın faydaları nelerdir? Karnabahar hangi hastalıklara iyi gelir? Karnabaharı yaprakları ile kaynatıp içerseniz ne olur? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Turp ailesine ait olan karnabahar, çiçeklerinde etli bir yapısı vardır. Bir bütünü tüketilebilen nadir sebzelerdendir. Doğu Akdeniz bölgesinde daha rahat yetişen karnabahar, otsu bir bitkidir. En alt katmanındaki yaprakları koyu yeşil renklidir. İçindeki kısım ise beyazdır. Kış sebzesi olan karnabahar yaprakları açılmayana kadar yeşil lahanaya benzer. Son yıllarda içeriğinde renk enjekte ederek farklı renklerde de yetiştirildi. İçeriğinde alfa profiterole, caffeine, physic, ve vitaminler barındıran karnabahar; ana yemek, salata ve turşu olarak tüketilir. Uzmanlar karnabaharı haşlarken özellikle göbek kısmında bulunan yapraklarının konulması gerektiğini vurguluyor. Bunun nedeni de faydasının iki kat artmasını sağladığı araştırmalar sonucunda elde edilmiştir. Kansere karşı vücudu bir zırh haline getiren karnabaharın ayrıca diğer hastalıklara karşıda vücudu koruduğu bilinir. Amerika’da yapılan bir araştırmada kalın bağırsak ve mesane kanseriyle mücadelede son derece etkili olduğu ortaya çıkarılmış. Ancak karnabaharın etkili olması için yeşil yaprakları ile beraber kaynatıldığında vücudun ihtiyacı olan E vitamini, caffeic asit, kaempfreol, phytic asit ve rutin adlı maddelerinin etkisinin artığı vurgulanmıştır. 

KARNABAHARIN FAYDALARI NELERDİR?

Bir ay boyunca düzenli tüketildiğinde sindirimi düzenleyerek vücutta zararlı bakterilerin birikmesini önler. Metabolizmayı düzenleyerek kilo vermeye yardımcı olur. Ancak aşırı tüketilmesi önerilmez. Aksi halde aşırı gaz sıkışmasına neden olur.

Sinir sistemindeki deforme olmuş hücreleri yenileyerek stres ve depresyon riskini azaltır. Kronik uykusuzluk için karnabahar suyu tavsiye edilir. Uyku hormonunun da dengeleyerek kişinin rahat bir uyku çekmesini sağlar. 

Yüksek miktarda içerdiği A vitamini sayesinde katarak hastalığını önler. Özellikle bu besinin suyu ergenlik ve hamilelik dönemlerinde içilmesi uzmanlar tarafından önerilir.

Karnabahar suyunun içerisinde yapraklarından da ötürü thaiamin maddesi oldukça yüksektir. Bu madde alzheimer hastalığına karşı beyin sağlığını korur. İleri yaş hastalıklarından biri olan unutkanlığa zemin hazırlayan durumların şiddetini neredeyse yok eder. 

K vitamini bakımından zengin olan karnabahar, kemik ve kas yapısını da güçlendirir. 

İdrar yolu enfeksiyonları ve regl dönemindeki sancılara karışı bu suyun düzenli tüketilmesi gerekir. Ayrıca mesane torbasında taş ve kum oluşumunun önüne geçer. 

Ayrıca pürüzsüz ve sivilcesiz bir cilde sahip olmak için karnabahar suyunu tonik olarak kullanabilirsiniz. Karnabaharın hücre yenileyici özelliği sayesinde cilt yüzeyindeki ölü hücreleri yeniden canlandırarak yaşlanmayı ve kırışmayı önler.

KARNABAHAR SUYU NASIL HAZIRLANIR?

400 gram karnabaharı yaprakları ile beraber kaynatınız. Sabah – akşam birer bardak olarak tüketebilirsiniz. Dilerseniz bardağın içerisine 3-4 damla limon sıkabilirsiniz. Bu durum daha rahat içmenizi sağlar.

Yavaş ilerleyen ve hiç bir belirti göstermeden aniden ortaya çıkan göz tansiyonu yani bilim literatüründeki adı ile glokom hastalığı hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için derledik. Halk arasında karasu olarak da bilinen göz tansiyonuna erken müdahale edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Peki göz tansiyonu (Glokom) belirtileri nelerdir? Göz tansiyonu tedavisi var mıdır? Göz tansiyonuna iyi gelen kür nasıl hazırlanır? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Gözde bulunan ve gözü besleyen sıvının boşalmaması sonucu; gözün içindeki basıncı yükseltmesi ile göz tansiyonu yani glokom hastalığı ortaya çıkar. Bu durum sinirlerin zarar görmesi ile görme kaybına sebebiyet verir. Yapılan araştırmalarda uzmanlar, göz tansiyonunun genetikle bir bağlantısı olabileceği vurguluyor. Ayrıca görme kaybı yüksek olan kişilerin birden fazla geninde bozukluk varsa da bu hastalığa yakalanma riski fazladır. Gözün çevresel faktörlerden dolayı ciddi hasar alması sonucunda da göz tansiyonu meydana gelebilir. Aynı zamanda guatr ve şeker hastalıkları da bu hastalığa yakalanma riski artırır. Miyop olan kişiler, kortizon kullananlar ve ağır göz iltihabı yaşayan kişilerde de göz tansiyonunun görülme ihtimali vardır. Hastalık diğer hastalıklarla beraber ortaya çıktığından teşhis edilmesi zordur. Bu yüzden detaylı tetkikler yapılır. 

 GÖZ TANSİYONU (GLOKOM) NEDENLERİ NELERDİR?

Sinsi sinsi ilerleyen bu hastalık bazılarında aile öyküsünde bulunduğu için birden ortaya çıkar.

Göz içindeki vitamin ve mineraller azaldıkça sıvı oranı değişir. Bu da genellikle ilerleyen yaşlarda yaşanır. İleri yaşlardaki kişilerin bu yüzden sıklıkla göz tansiyonunu ölçtürmesi tavsiye edilir.

Şeker hastalarının kullandığı ilaçlardaki kortizonda vücut içerisindeki sıvı oranını etkilediği gibi gözü de etkiler. Buna bağlı göz tansiyonun yaşanma riski artar.

Retinanın bazı nedenlerden dolayı incelmesi göz tansiyonuna zemin hazırlar. Özellikle  lens kullanan ancak gerekli göz bakımını yapmayan kişilerde göz tansiyonun çıkma oranı yükselir. 

Doğuştan ya da sonra da çıkan görme kaybı da tansiyona neden olabilir.

Göz içi iltihaplanma göz kanallarının tıkanmasına neden olur. Gerekli müdahaleler yapılmadığında tansiyon rahatsızlığı ortaya çıkar. 

Daha önce yaşanmış ağır bir göz hastalığı da buna neden olabilir.

GLOKOM (GÖZ TANSİYONU) BELİRTİLERİ NELERDİR?

Uyandığınızda yaşanan şiddetli göz ve baş ağrıları,

Bulanık görme sıklığının artması,

Karanlıkta ışıklı halkaların ve şekillerin belirmesi,

Kızarıklık ve yaşarma,

Aniden ortaya çıkan görme kaybı,

Göz kabağının düşüklüğü yani uykulu görünüm,

Televizyon izlerken aniden gelen göz krampları gibi durumlar göz tansiyonun belirtileri arasındadır. 

GLOKOM (GÖZ TANSİYONU) TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Basınca neden olan göz içerisindeki sıvının oranı düşürülmeye çalışılır. İlaç tedavisi ile kontrol altına alınmaya çalışılan bu yöntem işe yaramadığında cerrahi müdahale ile gözün içerisindeki sıvı boşaltılır. Nükseden bir hastalık olduğundan hasta tamamen bu durumdan kurtulmaz. Sinsi bir hastalık olduğundan uzmanlar kesinlikle her yıl düzenli olarak göz tansiyonunun ölçtürülmesini tavsiye ediyor.

Dr. Feridun Kunak, doğal yolla da göz tansiyonunun düşürülebileceğini anlattı. Kunak, gül yaprağını üç dakika kaynatıp üç dakika demledikten sonra süzüp soğuduktan sonra dilimlenmiş patatesleri gül suyuna batırıp göze uygulanması gerektiğini, böylece göz tansiyonuna iyi geleceğini belirtti.

Çam kozalağı genellikle süs eşyalarında kullanılır. Çoğu kişi bilmezse de çam kozalağının insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Özellikle mevsim geçişlerinde yaşanan üst solunum yolu hastalıkları için birebir fayda sağlayan çam kozalağı suyu hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki çam kozalağının faydaları nedir? Çam kozalağını kaynatıp suyunu içerseniz ne olur?Çam kozalağı suyu nasıl hazırlanır? Çam kozalağının zararları var mıdır? İşte yanıtı…

Milyonlarca çeşidi olan çam ağacında yetişen kozalakların insan sağlığına faydası var. Uzak doğuda tıbbı tedavide sıklıkla kullanılan çam kozalağı hakkında çoğu kimse süs eşyası yapar. Dekor amaçlı kullanılan çam kozalağı kış aylarında üst solunum yolları hastalıklarında doğal tedavi olarak tüketilir. Ayrıca güzellik amaçlı da kullanılan çam kozalaklarının hepsi aynı özellikte olmadığından kullanmadan önce bir uzmana danışılmalıdır. Genellikle yeşil halinde kullanılan kozalaklar vitamin ve mineral bakımından zengindir. İçeriğinde verimli bir toprak kadar madde taşıyan kozalaklar sadece kaynatılarak değil öğütülerek de tüketilir. Yöreden yöreye kullanımı değişen kozalakların çiğ yani yeni çıkmış hali ile reçel yapanlarda var. En genel hali ise kaynatılarak tüketilmesidir. Yazın sonu ve son baharın başında toplanılan kozalaklar yetiştikleri yerlere göre farklı türlere sahiptir. 

ÇAM KOZALAĞININ FAYDALARI NEDİR? ÇAM KOZALAĞINI KAYNATIP İÇERSENİZ NE OLUR?

Çam kozalağı sirke ile kaynatılıp gargara yapıldığında diş etlerindeki enfeksiyonlu hücreleri yok eder. Diş köklerinin güçlenmesini sağlar. Ayrıca diş yüzeyinde oluşan tartarları temizleyerek beyazlatır. Ancak bu karışım yutulmadan ağızdan atılmalıdır.

Bir yemek kaşığı zeytin yağ, bir tane öğütülmüş çam kozalağı ve bir kaşık balmumu karıştırılarak yaraya ya da hasar almış cilde sürüldüğünde burada deforme olmuş hücreleri yeniler. Yaraların hızla kapanmasını sağlarken iz kalmadan kısa sürede geçmesinde etkili olur.

Yeşil halde toplanılan çam kozalakları kaynatılılır. Bir gün dinlendikten sonra süzülüp içerisine bal eklenerek tüketildiğinde boğazdaki mikropları temizler. Etkili bir balgam sökücüdür. Öksürme, bronşit ve nefes darlığı gibi hastalıklar sırasında tüketildiğinde hızlı bir tedavi süreci sağlar. 

Tüketilen bu karışım içerdiği yüksek kalsiyum ve protein sayesinde bağışıklık sistemindeki serbest radikalleri vücuttan atarak, hastalıklara karşı bağışıklığın direncini artırır. 

İçeriğinde potasyum bulunan çam kozalakları kozmetiklerden yıpranmış saçların daha parlak ve canlı durması içinde kullanılır. Aynı zamanda cilt hücrelerinin kendi kendilerini yenilemesine destek olur. Kırışıklığı ve yaşlanmayı azaltır.

Sürekli stres altında olan kişilerde bir süre sonra ciddi sinir çöküşleri yaşanır. Sinir hücrelerinin iletimi azaldıkça yorgunluk ve halsizlik gibi durumların yaşanma riski artar. Çam kozalağı içerdiği sakinleştirici sayesinde bu gibi durumların yaşanma oranını düşürür.

Sinir hücreleri sadece ruhsal hastalıklara değil aynı zamanda beyinde ciddi hasarlara neden olur. Çam kozalakları sinirleri yatıştırarak odaklanma problemini çözer.

ÇAM KOZALAĞI SUYU NASIL HAZIRLANIR?

Olgunlaşmamış yeşil çam kozalaklarından temiz 3 tanesini kesip yarım litre su ile kaynatın. 24 saat aynı su da bekletin. Daha sonra kozalakları süzüp suyu ayrı bir tencereye ekleyip bir kes daha kaynatın. Acı bir tadı olacağında bal ilave edip tüketin. Günde bir bardak yeterli olacaktır. 

ÇAM KOZALAĞININ ZARARI VAR MIDIR?

Suyu hazırlanırken yeşilini kullanın. Diğer tariflerinde örneğin reçel ve pekmez yaparken kesinlikle olgunlaşmış kahverengi olanını tüketin. Aksi halde ciddi sindirim sorunlarının yaşanmasına zemin hazırlarsınız. Ayrıca aşırı tüketimi de önerilmez. Faydalı hale gelen bu besin ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden özellikle kronik hastalığı olanlar doktorlarına başvurarak tüketmesi tavsiye edilir. 

Tropikal ağaçlar arasında en faydalı olan kafur ağacı yüzyıllardır alternatif tıpta kullanıldığını biliyor muydunuz? Tüketilmek için tonlarca ithal edilen kafur ağacı hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki kafur ağacının faydaları nelerdir? Kafur hangi hastalıklara iyi gelir? Haberin detayına kafur ağacına ait tüm bu soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

Kafur ağacı Uzak doğu Asya ülkelerinde yetişir ve gövdesindeki yağ hücreleri hava ile temas esnasında kristalleşir. Daha sonra dal ve gövdedeki yarıklarda su buharı damıtma yöntemi ile kafur elde edilir. Japon bitkisel tıbbında yüzyıllar boyunca kullanılan bu mucize besin; renksiz, şeffaf ve tuz kıvamındadır. Kokusu keskin ve acı bir tadı vardır. İşlem görüldükten sonra uzman kontrolünde kullanılır. Selüloit sanayinde fotoğraf kâğıdı, film şeridi, bilardo topu, tarak gibi araçların yapımında ham madde olarak kullanılır. Ayrıca sabun sanayininde ham maddesidir. Kafurun yağı eklem ağrılarında masaj yapılarak kullanılır. Kan dolaşımını hızlandırarak damarları rahatlatır. Faydası saymakla bitmeyen bu ağaçtan elde edilen madde birçok alanda kullanılır. Tropikal ağaç kategorisine giren girmesine rağmen çok su istemez. 2000 yıl yaşar. Bakımı oldukça hassas olan bu ağaç günümüzde koruma altındadır. Ekim – Kasım aylarında budaması yapılır. 

KAFUR AĞACININ FAYDALARI NELERDİR? KAFUR HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

 – Aşırı terleme, ateşlenme ve zehirlenmeler olumlu etkisi vardır.

Saç dökülmesine karşı birebir etkisi olan kafuru ispirto ile karıştırarak saçınıza uyguladığınızda saç kökünü kuvvetlendirmenin yanı sıra kepek problemlerine de iyi gelir. 

Göz iltihaplanmasında bir pamuk yardımıyla gözü dezenfekte eder. 

Bir su bardağı suyun içerisine bir çay kaşığı kafur yağı koyarak kaynatılıp bal ile tatlandırarak tüketin. İshal sorununa iyi gelir. 

Sirkeye karıştırıp koklandığında burun kanamalarını durur. Aynı karışım bal ekleyerek ağızda gargara yapıldığında ağız içi enfeksiyonlarını ve iltihaplarını önler.

Anti enflamatuar etkiye sahip olan kafur yağı eklem, bel ve baş ağrılarını dindirmede etkili bir doğal ilaçtır. Yatıştırıcı özelliği sayesinde kısa sürede yaşanan ağrıları dindirir. Özellikle zeytin yağı ile karıştırılıp 30 dakika boyunca masaj yaparak kullanıldığında kulunç ve beldeki ağrıları azaltır.

Böcek sokmaları ve ısırıklarının etkisini azaltmak ve dezenfekte etmek için kafur yağı kullanılır.

Açık yaraya sürüldüğünde pıhtılaşmayı durdurarak ve yanı zamanda iyileşmeyi hızlandırır.

Egzama ve kaşıntılara yağına su karıştırarak sürüldüğünde olumlu etki sağlar. Bunun yanı sıra akne ve sivilceleri azaltmak içinde bu karışımı tonik olarak kullanabilirsiniz.

Çatlak topuk tedavisinde etkili olan doğal ilaçtır.  Bir su kabına ılık su doldurup içerisine bir bardak kafur yağı koyunuz. Daha sonra ayaklarınızı bu suya batırıp topuk fırçası ile ayaklarınızı fırçalayınız. Uygulama sonrası ayaklarınızı durulayıp vazelin uygulayınız.

Kafur koklanarak ya da çayı tüketilerek uyku problemine de iyi gelir.

UYARI:

Kafur fazla kullanıldığında böbrek taşına neden olabilir. Sade asla kullanılmaz. Yakıcı özelliği olduğundan  ciddi sorunlara neden olabilir. Genellikle bal ve su eklenerek kullanılır. Fazla kullanıldığında, baş dönmesine, unutkanlığa, dengesiz vücut hareketlerine ve titreme gibi belirtilerle kendini gösterir.

Sonbahar ve kış deyince akla gelen ilk renk tonlarından olan mint yeşili, her modelde ve tarzda karşımıza çıkıyor. Sadeliği ve göz alıcılığı bir arada bulunduran mint yeşili tonuyla, vaktinizin çoğunu geçirdiğiniz ofis ortamınız için farklı kombinler deneyebilir, hatta bunu gündelik yaşamınıza bile taşıyabilirsiniz. Yeşil ve tonlarının en çok dikkat çekeni aralığı olan mint yeşili için kombin önerilerini ve mint yeşili nasıl kombinlenir konularını, sizler için derledik.

Mint yeşili; sadeliği ve göz alıcılığı bir arada bulunduran bir tondur. Bu nedenle, bulunduğunuz her ortamda sizlere farklılık sağlar ve dikkat çekmenizi sağlar. Bu mekanlara, vaktinizin çoğunu geçirdiğiniz ofis ortamlarınız da, gündelik yaşamınızı geçirdiğiniz alanlar da dahildir. Peki nasıl kombinler yapabilir, mint yeşilini hangi renklerle birleştirebilirsiniz? Sizler için bu soruya yanıt olacak bir içerik hazırladık. Koton ve Trendyol’un yeni sezon ürünleri ile de sizlere, örnek sonbahar kombinleri sunduk. Bu modeller, kış kombinleriniz için oldukça ideal olacaktır. Tunik, elbise, şal, sweatshirt ve daha pek çok sonbahar parçasında, mint yeşili oldukça uygundur. Öyleyse şimdi mint yeşili nasıl kombinlenir sorusunun yanıtına yakından bakalım:

MİNT YEŞİLİ NASIL KOMBİNLENİR?

Tuniklerinizde kullanacağınız mint yeşiline, kot mavisi uyumlu bir eşlik sunacaktır. Birbirine yakın duran bu iki renk, bir bütün oluşturmanızı sağlayacaktır. Şal renginizi, biraz daha koyu seçmeniz, yeşili daha da ön plana çıkarmanız açısından ideal olacaktır.

Artık sezonuna girmiş olduğunuz blazer ceketleri, mint yeşili tonunda seçebilirsiniz. Bu ceketi, beyaz bir elbiseyle tamamlayabilirsiniz. Bu, kombininize ferah ve aydınlık bir görüntü kazandıracaktır.

Üzerinize giyeceğiniz elbiseleri, mint yeşili seçerseniz, oversize trençkotlarları kombin parçası olarak kullanabilirsiniz. Renk için bir sınırlandırma yapmanıza gerek yoktur.