Şunun için etiket arşivi: Kadın

Hem nemlendirici özelliği hem de uygun fiyatıyla son günlerde kadınların cilt bakım rutinine eklediği Excipial Lipo Emülsiyon sağladığı faydalarla herkesi şaşırtıyor. Dermatoloji uzmanlarının önerisi üzerine kullanımı adeta cildi pürüzsüz ve sağlıklı görünüme kavuşturan Excipial Lipo nasıl kullanılır, fiyatı ne kadardır ve yan etkileri nelerdir? sizlerle paylaşıyoruz.

Excipial Lipo; deri üzerindeki tabakanın yumuşatılmasında önemli rol oynayan bir ilaçtır. Yumuşatıcılar ve Koruyucular olarak adlandırılan bir ilaç grubuna dahil edilen bu losyonun etken maddesi Üre’dir. 100 gramında 2 g Üre içeren Excipial Lipo, su geçirmeyen özelliğiyle cildin kolayca emilmesini sağlayarak etkisini gösterir. Ağzı polipropilen kilitli kapakla kapatılmış, 200 mL beyaz renkli emülsiyon görünümlü, hafif parfüm kokulu emülsiyon içeren polietilen şişede yalnızca eczanelerde satışa sunulan Excipial Lipo, mutlaka uzman tavsiyesi üzerine kullanılmalıdır. İçerisinde bulunan erken maddesine alerjiniz varsa daha büyük sağlık sorunlarına yol açabilir. 

EXCİPİAL LİPO EMÜLSİYON NERELERDE KULLANILIR?

Cildi nemlendirmede oldukça başarılı olan bu losyon, kuru ciltle başa çıkamayanların mucize ilacıdır. Kırmızı ve leke şeklinde oluşan egzama tedavisinde de kullanılabilir. Dirsek,diz,topuk, ayak altı gibi yerlerde aşınma, yarılma ve nasır var ise bu losyonu uygulayabilirsiniz. 

İsilik tedavisindenden pürüzlü ciltlerin düzgünleştirilmesine kadar etki eden bu losyon, atopik egzama tedavisinde kullanılabilir. 

Gül hastalığında destekleme tedavi amacıyla kullanılır.

EXCİPİAL LİPO EMÜLSİYON NASIL KULLANILIR?

Düzenli bir şekilde kullanıldığında kolayca faydasını göreceksiniz. İlk olarak uygulanacak bölgeyi güzelce temizleyin. Elinize nohut tanesi kadar alıp, parmak uçlarınızla masaj yaparak uygulayın. Gün içerisinde 2 ya da 3 defa sürmeniz yeterli olacaktır.

EXCİPİAL LİPO EMÜLSİYON NE KADAR?

Excipial lipo fiyat 200 ml 11.86 TL’den satılmaktadır.  Reçetesiz satılan bir üründür, bundan dolayı da devlet tarafından karşılanmıyor. 

Uzman doktorların kuru cilde sahip olanlar için önerdiği, kullananların da memnun olduğu Ürederm Hydro Losyon, kışın soğuk havalarda kuruyan cildinize çok iyi gelecek. Peki Ürederm Hydro Losyon nasıl kullanılır? Ürederm Hydro Losyon ne kadar? Öğrenmek için yazımızı inceleyebilirsiniz.

Ürederm Hydro Losyon’un etken maddesi Üre’dir. Cildin su tutma kapasitesini arttırarak nem seviyesini yükselten bu losyon, ölü hücrelerden oluşan derinin son tabakası olan boynuzsu tabakanın yumuşatılması, kronikleşmiş kuru cilt durumlarının eşlik ettiği deri hastalıkları ve balık pulu görünümündeki  kuru cilt hastalığının tedavisinde kullanılır.Hızlıca nemlendirme özelliği olan Ürederm Hydro Losyon, sıvı yapıya sahip olsa da akıştan değil, kremsidir. En kullanılan formülasyonı Urederm hyra% 10 100 mg 200 gr’dır. Dışarıdan sadece deri üzerine masaj yaparak uygulanan bu losyon, eczane dışında herhangi bir yerde satılmıyor. Uzman doktorların reçetesi üzerine kullanılması tavsiye edilen Ürederm Hydro Losyon’un bir de Lipo olanı vardır. Arasındaki fark yalnızca Lipo’nun daha yoğun nemlendirme özelliğinin olmasıdır. 

PEKİ ÜREDERM HYRA VEYA LİPO HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR?

Cildin herhangi bir bölgesinde kuruluk, ya da pul pul dökülme,aşınma var ise bu losyonu kullanabilirsiniz. Aynı şekilde kuru ciltli kişilerin mutlaka denemesi gereken bir losyondur. Balık pulu görünümünde deri sorunlarının tedavisinde kullanılabilen Ürederm Hydro Losyon, ayak tabanındaki ayakkabıdan dolayı oluşan deri sertleşmelerinde de kullanılabilir. Vücudunuzun herhangi bölgesinde kuru ve pul pul dökülme varsa kolayca uygulayabilirsiniz. 

ÜREDERM HYRA LOSYON NASIL KULLANILIR?

Mutlaka uzman reçetesi üzerine kullanılması gereken bu losyonun etken maddesi Üre’ye karşı hassasiyetiniz vara yan etkileriyle karşılaşabilirsiniz. Eğer bu losyonu uzman doktorunuz yazdıysa onun tavsiye ettiği şekilde uygulamalısınız. Bunun dışında;

Öncelikle uygulayabileceğiniz bölgenin temiz olmasına özen gösterin. Parmak ucunuza nohut büyüklüğünde alarak bölgeye hafif masaj yaparak yedirin. İlaç deri tarafından emildikten sonra isterseniz bandajla kapatabilirsiniz. Günde 1 ya da 2 defa sürmeniz yeterli olacaktır.

ÜREDERM HYRA LOSYON NE KADAR?

Sadece eczanelerde reçete ile alabileceğiniz Ürederm Hydro Losyon, 18.86 TL’den satılmaktadır. 

Tesettür modasında son dönemde en çok dikkat çeken parçalardan biri karpuz kol modeller oluyor. Kazak, gömlek ve bluz ve elbise olarak karşımıza çıkan bu modeller, 2019 tesettür modasında giyen kişilerde ayrı bir şıklık katıyor.

Karpuz kollar artık kazak, gömlek, bluz ve elbiselerde. Bu modeller, hem pileli hem de midi eteklerle harika bir uyum yakalıyor. Özellikle de tesettür modasında oldukça sık dikkat çekiyor. Giyen kişilerde ayrı bir şıklık ve hoşluk oluşturan bu parçalar, son dönemlerde kazak olarak daha sık karşımıza çıkıyor. Peki 2019 karpuz kol modelleri nasıldır? Tesettürlü hanımlar bu parçaları nasıl kombinliyorlar? İki soruya da içeriğimiz içerisinde, tek başlık altında yanıt verdik. İşte en şık karpuz kol modelleri ve kombin önerileri:

KARPUZ KOL MODELLERİ TESETTÜR

Endonezya’nın en çok kullanılan baharatlarının ham maddesi olan uzun biberin ne olduğunu biliyor musunuz? Peki Uzun biberin (Darüfülfül)faydaları nelerdir? Uzun biber hangi hastalıklara iyi gelir? Meyve olarak da tüketilen uzun biber hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık. Sindirim sorunlarından en yaygın olan gaz sıkışmasına iyi gelen uzun biberin diğer adı darüfülfüldür. Haberin detayında uzun bibere dair bilinmesi gerekenleri bulabilirsiniz.

Piper Longum olarak bilinen Endonezya uzun biberi bir asma bitkidir. Bol su verildiğinde evlerde bile yetiştirilebilir. Meyve olarak tüketilen uzun biber aynı zamanda kurutularak baharat olarak da kullanılır. Eski Türk eserlerinden olan Divanu Lügati’t-Türk’te geçen uzun biber, yüzyıllardır ülkemizde de kullanılır. Güçlü bir antiseptik olduğundan vücutta yağ birikimini engeller. Yüzyıllardır yemeklerde ve çay çeşitlerini tatlandırmada kullanılır. Biber ailesine ait olan pippali de vücuttaki yağ asitlerini yakar. Böylece biriken toksinleri atar. Bakteriyel enfeksiyon özelliğine sahip uzun biber kısa sürede üst solunum yolu hastalıklarından kurtulmaya yardımcı olur. Uzun bibere halk arasında Tiflis biberi de denir. Osmanlı zamanında ise bu bibere darılfülfül denilirdi. İlaç yapımında kullanılan uzun biberde güç kuvvet ve şifa için macunlar yapılırdı. Kozalağın uzun haline benzeyen uzun biberin tadı karabiber ile aynıdır. Yemeklere aroma katan uzun biber insan sağlığına inanılmaz faydaları bulunur. İçerdiği fenol bileşikler vücudun ısısını artırarak hızla yağ yakmasını sağlar. 

UZUN BİBERİ (DARÜLFÜLFÜL) FAYDALARI NELERDİR?

Vücutta toksin birikimini önleyen karaciğer bazı etkilerden dolayı yağlanmaya başlar. Bu durumda vücudun genel sağlığını olumsuz etkiler. Uzun biber karaciğerin hücrelerini yenileyerek yağlanmayı önler ve daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 

Uzun biberin neredeyse hiç yan etkisi bulunmaz. Çözücü maddeler içerdiğinden vücudun yağ bağlamasını engeller. Birikmiş yağları da çözümleyerek kısa sürede kilo vermeye yardımcı olur. 

Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bakteri oranı hızla artar. Bu da bir çok hastalığa zemin hazırlar. Özellikle bakteriler burun bezlerinde ve sinüs kanalarında birikerek, sinüzit ve burun tıkanıklığı gibi hastalıklara neden olur. Akabinde de stres, şiddetli baş ağrısı, yorgunluk, öksürük ve hapşırma gibi belirtilerle yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkiler. Ancak uzun biber vücutta bakteri birikimini önler. Bakterilere karşı bağışıklıkta kalkan oluşur. Uzun biber baharatını balla karıştırıp tüketildiğinde kuru öksürük sorununu gidermiş olur.

Dünyada obeziteden sonra en çok yaşanan hastalıklardan biri diyabettir. Kan içerisindeki şeker oranını ayarlayamadığıdan yükselir. Bu da vücutta ciddi komplikasyonlara neden olur. Uzun biber kandaki şeker oranını düzenler. 

İçerdiği mineraller sayesinde mide asidini dengeler. Yemeklerden sonra yaşanan hazımsızlığa iyi gelir. Bunun yaşanmaması içinde yemeklere bir tutam eklemeniz yeterli olur.

Metropol hayatın en yaygın hastalıklarından biri stres ve depresyondur. Bu iki rahatsızlığın artmasındaki en büyük etken ise sinir hücrelerinin gün boyu deforme olmasıdır. Uzun biber içerdiği fenol bileşikler sayesinde sinirlerin sakinleşmesini destekleyerek bu rahatsızlıkların şiddetini azaltır.

Diş eti hastalıkları içinde uzun biber baharatını tuz ve hamurla macun kıvamından biraz kalın bir hale getirin ve ağrıyan diş eti üzerine sürün bir saat bekletiniz. Acının yavaş yavaş azaldığını ve enfeksiyonların ise bir süre sonra azaldığını göreceksiniz.

Ilık su ile karıştırılıp tüketildiğinde boğazdaki enfeksiyonu atar. Ses kısıklığına iyi gelir. Acı bir tadı olduğundan bal ile karıştırılarak da tüketilir. Özellikle yakılıp solunduğunda akciğerlerde oluşan enfeksiyonları yok eder. Astım hastaları için oldukça etkilidir. 

Kastamonu doğumlu mantar dostu Naim Güleç, toplum içerisinde en çok endişe ettiğimiz hatta endişelerin giderek fobi haline geldiği mantar tüketimi ile ilgili çok önemli noktalara atış yaptı. Zehirsiz mantar türlerini gönül rahatlığıyla yiyebilmek için mantarda zehrin hangi belirtilerle kendini gösterdiğine değindi. Peki mantarda zehir olduğu nasıl anlaşılır? Ülkemizdeki en verimli mantar alanlarını keşfedebileceğiniz yerler…

Vücut için faydalı besin değerlerine sahip olup ülkemizde çeşit çeşit türleri bulunan mantarlar, genellikle toplum içerisinde yemeye en çok çekinilen yiyeceklerdendir. Her ne kadar mantar tadı sevilirse sevilsin tüketilmesi düşünülen mantarın içerisinde zehir olup olmadığı endişesi çoğu kimseyi mantar yemekten mahrum bırakabiliyor. Mantar dostu Naim Güleç ise zehirli ve zehirsiz mantar türlerinde bilinmesi gereken aydınlatıcı noktalara değiniyor. Aynı zamanda ülkemizdeki en verimli mantarların nerede olduklarının ipuçlarını da veren Mantar dostu Naim Güleç’in Yasemin.com editörlerinden Ebrar Albayrak’a yaptığı o açıklamalar haberimizde sizlerle…

Yasemin.com/ ÖZEL

”BOLETUS AİLESİNİN EN DEĞERLİ MANTARLARI BİZDE!”

– Ülkemizde zehirli bir yapıya sahip olan mantar türleri nelerdir? Mantarda zehir olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Mantarlardan tamamına yakını ülkemizde neredeyse var, siyah bilinen bir tane Türüf türü haricinde dünya üzerinde kıymetli denen mantarların yüzde doksanı Türkiye’de mevcut. Mantarın tadına bakmakta kişiden kişiye göre değişebiliyor. ‘Sezar’ yani yumurta mantarı da denilen mantarı bazıları yediği zaman kimileri çok lezzetli bulurken kimileri çok tatsız buluyor. Sezar (imparator) mantarını kızartarak yemeye çalışırsanız onu mahvetmiş olursunuz. Çiğ yenebilen bu mantarı tereyağında pişirerek lezzetli bir şekilde yiyebilirsiniz. Türkiye’nin Batı’sında Boletus ailesinin en değerli mantarları ülkemizde var. Morel yani kuzu göbeği dediğimiz bu mantarların hepsi bizde var.

Sığırdili mantarı Avrupa’da çok yaygın bir mantarın fazla miktarda Çam Ormanlarında olduğuna rastlamaktadır. Türkiye’nin milli mantarı olarak bilinen Kanlıca mantarı, bazı yerlerde çok fazla tercih edilmiyor ama Fransa’da aşırı rağbet görüyor. Küçükken mantarların toplanmasını uygun görmüyoruz. Amanita gibi mantar türleri volvonun üzerinden çıktığı için rengi pek belli olmayıp zehirleme yapabiliyor.

”O MANTARI GÜNÜMÜZDE BİR İNSAN TANISA VE BİLSE ÖLMEYECEK!”

– İçerisinde zehir bulunmayan mantarlar hangileri? Korkmadan yenebilecek mantarlara örnek verebilir misiniz?

Semt pazarlarında en fazla bulabileceğimiz mantarlar Kanlıca çeşididir. Çok nadiren Sığırdili mantarı, kültür mantarları ile Boletus mantarlarına rastlayabilirsiniz. Pazar günleri Kasımpaşa’da kurulan ya da Cumartesi günü kurulan İnebolu pazarında akşam ezanı vaktine kadar alışverişinizi yapabilirsiniz. 7-8 çeşidi çok kolay bir şekilde bulabileceğiniz bu mantarlar ülkemizde çeşit eşit yer alırken diğer ülkelerde bu kadar yaygın değil.

Amanita ailesinden Köygöçüren mantarını günümüzde bir insan tanısa ya da bilse ölmeyecek. Mantarlardan korkmak yerine onları bilmek ya da daha çok tanımaya çalışmak günümüzdeki ‘Mantar fobisini’ ortadan kaldıracaktır. Son olarak şunu söyleyebilirim korku mantarı bize dost bulmaz…

”ÜLKEMİZDEKİ MANTARLARINI EN VERİMLİLERİ O BÖLGEDE…”

– Mantar yolculuğuna çıkacak olsak rotamızı nerelere çevirebiliriz? Türkiye’deki en ideal mantar toplama mekanları nereler?

İstanbul’a yakın mantarla ilgili keşif yaptığım yerlerden birisi Belgrad tarafından vize saray Kırıkkale’ye kadar sınıra gidilebilecek Kuzey Ormanları diyebileceğimiz yerlerdir. Yine Beykoz’dan Ümraniye’ye kadar Şile, Ağva, Adapazarı gibi Karadeniz Bölgesine kadar gidilebilir. Toroslar ve Ege mantarda çok verimli bölgelerdir. Rakım ve enleme göre mantarların görülme sıklığı vardır. İstanbul’da en yakın yer; Beykoz Ümraniye tarafındaki Kent Ormanları diyebiliriz.

Bebeklerde baş çevresi ölçümü, her ne kadar basit bir kontrolmüş gibi görünse de aslında bizlere bebeklerin beyin fonksiyonları yani gelişimiyle ilgili çok önemli ipuçları veriyor. Gelişim dönemine göre olması gereken değerden daha küçük ya da büyük çıktığı tespit edilirse iki önemli hastalık bebeğinizi bekliyor olabilir! Peki bu iki hastalık nedir? Bebeklerde baş ölçümü doğru nasıl yapılır? Bebeklerde baş çevresi ölçümü neden önemli? Bebeklerde baş çevresi kaç cm olmalı? İşte tablosu…

Bebeklerde en az boy ve kilo takibi kadar baş çevresinin ölçümü de önemlidir. Bebeğin fiziksel sağlığının yerinde olup olmadığını boy ve kilo ölçümüne bakarak anladığımız gibi, beyin gelişiminini de baş çevresinin uzunluğuna bakarak anlayabiliriz. Beyin gelişiminde birtakım problemlerin görüldüğünü ele veren baş çevresi büyüklüğü, olması gereken ölçünün daha dışında bir rakam sonucunda ortaya çıkar. Bunun için illa doktora gitmek şart mı derseniz de, elbette değil. Sizde gayet kolay bir şekilde bebeğinizin başını evinizde kendiniz ölçebilirsiniz. Bunun için yapmanız gerekenler; bebeğin baş arka çıkıntısı ile kaşların hemen üzerinden bir ölçüm almak olacaktır. Bebeklerin ilk altı aylık evrelerinden 18. aylarına kadar düzenli olarak baş çevresi ölçülmelidir. Bebeklerin kafalarının üst kısmında bulunan bıngıldağın erkenden kapanması baş büyüklüğünü olumsuz etkileyebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ideal ölçünün aşağısında ya da yukarısında bir büyüklük elde edilmemesidir.

BEBEKLERDE KAFA ŞEKİLLENMESİ NASIL DÜZELİR? BEBEKLERİN KAFA ŞEKLİ NASIL OLMALI?

Anne karnından bu yana doğum esnasında iken bile kafa kemikleri bir türlü kaynaşmayan bebeklerin kafasında bazı boşluklar vardır. Yaklaşık 1 yaş civarından sonra şekil almaya başlayan kafa yapısında duruş pozisyonuna yönelik baş eğriliği ile karşılaşılabilir. Özellikle de çoğul gebeliklerde rastlanılan bu durumda kafasının üst tarafında şişliğe benzer görünüm olabilir.

Bu gibi durumlarla karşılaşmamak ya da düzelmesi için yapabileceğiniz şeylerden birisi de bebeğinizi yatırış şeklidir. Peki bebeğinizin kafa şekli için nasıl yatırılmalı? Bebeğinizi yatırırken dikkat edilmesi gerekenler…

Günümüzde adını pek sık duyduğumuz ani bebek ölümü sendromu çoğunlukla yüzüstü yatırılan bebeklerde daha çok rastlanmaktadır. Devamlı sırt üstü yatırılan bebeklerin kafalarında ise arka tarafta düzleşme görülebilir. Bebeklerin kafasındaki bu düzleşmenin önüne geçebilmek için ara ara yana çevrilerek yatılması gerekir.

Her bebekte olmasa da yalnızca bir tarafa doğru dönme yani her iki yana dönmeyi reddetmesi görülebilir. Bu durum da bebeklerde kafa eğriliğini beraberinde getirmektedir.

Dönülmeyen tarafa dikkatini çekebileceği renkte uzakta olmak kaydı ile bir oyuncak ya da sesli oyuncak konularak dönüşü teşvik edilebilir. Egzersizler karşısında herhangi bir olumlu tepki görülmeyen kafa eğriliklerinde göz sinir felci riskine karşılık göz muayenesi edilmelidir.

BEBEKLERDE YASTIK KULLANILMALI MI? BEBEKLERDE YASTIK ZARARLI MI?

Hamilelik döneminin en eğlenceli aktivitelerinden birisi de aileye yeni katılacak üye için alışveriştir. Yeni doğan bebeğin bakımında ya da beslenmesinde olsun ihtiyacı olabilecek nesneler arasında süslü püslü yatak-yastık takımları da gelmektedir. Görüntü açısından her ne kadar şık dursa da boğulma riskinden dolayı  en erken 1 yaşından önce yastık kullanımı önerilmemektedir.

Boyun kısmı kısa kalan bebeklerde boyun kaslarının gelişimi ve omurilik gelişimi için yastık kullanılmamalıdır. Bebeklerin düz, yastıksız yatması önemlidir. Genel anlamda bakıldığında yastık kullanımı tavsiye edilmese de bazı istisnai durumlarda bebeğin başının yüksekte kalması daha iyidir.

Örneğin; bazı nörogelişimsel hastalıkları olan ve buna bağlı olarak da aşırı miktarda salya akışı görülen bebeklerde, reflü sıkıntısı çeken ya da emzirme sırasında oluşabilecek reflüyü önlemek için başın biraz üstte kalması işe yarayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yastın bebeğin başının altında olmayıp, yatağın eğimi için yastığın altına koymak olacaktır.

BEBEKLERİN BEYİN GELİŞİMİNİ DESTEKLEYEN BESİNLER NELER?

Beslenme sırasında tüketilen yiyecekler fiziksel gelişimi olumlu yönde etkilediği gibi zeka gelişimini de pozitif etkileyecektir. 6. ayını doldurduktan sonra bebeğinize verebileceğini bu besinlerle beyin gelişimi sağlığını koruyabilirsiniz…

ANNE SÜTÜ: Omega-3 bakımından zengin olan anne sütü mucizesi bebeğin zekasında önemli bir rol oynar. Emzirme döneminin olabildiğince uzatılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar ilk altı ayda yalnızca anne sütü içmelerini öneriyor.

YUMURTA: Vitamin, mineral ve protein değerleri bakımından yararlı olan tavuk yumurtası bebeklerde hafıza gelişiminde önemli rol oynar. Ek gıda evresinde bebeğin alerji durumu yoksa kahvaltı için yumurta sarısından yapılan besinler verilebilir.

YOĞURT: Sindirim sistemi üzerinde etkisi büyük olan yoğurt, bunun dışında beyin dokusunu olumlu etkiler. Sinir sisteminin daha da kuvvetlenmesini sağlayan yoğurt beyin kabiliyetlerini geliştirir.

BEBEKLERİN BAŞ ÖLÇÜM TAKİBİ NEDEN YAPILMALI?

Bebeklerde baş çevresi ölçüm yöntemi beyin gelişiminin yolunda gidip gitmediğini anlamak amacıyla yapılan dolaylı ve pratik bir ölçümdür. Normal yani olması gereken ölçüden fazla ya da az çıkması her ne kadar kesin bir tanıyı ortaya koymasa da beyin gelişiminde bir problem olup olmadığını anlayabilmek açısından önemlidir. Bebeklerin beyin baş çevresinin ölçümü sık sık yapılmalı ya da persentil tabloları ile kıyaslanmalıdır. İşte erkek ve kız çocukları için baş çevresi gelişim değerleri…

BAŞ ÇEVRESİ ÖLÇÜM PERSENTİL TABLOSU

BEBEĞİNİZİN BAŞI BÜYÜK ÇIKTIYSA…

Başı büyük olan bebeklerin bu durumu tıp dilinde Makrosefali olarak geçmektedir. Nedeni ise baş bölgesinde sıvı (ödem) birikmesi yani hidrosefali ya da genetik bozukluklar olabilir.

BEBEĞİNİZİN BAŞI KÜÇÜK ÇIKTIYSA…

Bebeğinizin aylık gelişimine baktığınızda baş ölçümü olması gereken değerden daha az ise ‘Mikrosefali‘ ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu durumdan şüphelenildiği zaman derhal bebeğinizi doktora götürmelisiniz.

MİKROSEFALİ NEDENLERİ

– Bebeklerde kafatasının erken kapanması,

– Kemiklerin beyne basınç uygulaması,

– Beyne yeterli oksijen gitmemesi

– Hamilelikte geçirilen enfeksiyonlar (su çiçeği, kızamık, toksoplazma, kızamıkçık)

– Anne adayının yetersiz beslenmesi

Aniden gelen misafirlerinize çayın veya kahvenin yanında ikram edeceğiniz pratik bir kurabiye tarifi arıyorsanız 10 dakikada hazırlayabileceğiniz lezzetli bir tarifi sizler için hazırladık. İsterseniz sıcak isterseniz kurabiye kavanozunda soğuk bir şekilde saklayıp ikram edebileceğiniz en kolay kurabiyenin tarifi bugünkü yazımızda.

Kurabiye günün her saatinde çayın ikram edebileceğiniz bir atıştırmalıktır. İçerisine ekleyeceğiniz her malzemeyle kurabiye pişirebilirsiniz. Çocuklar için de sağlıklı bir atıştırmalık yapmak istiyorsanız kurabiye yaparak başlayabilirsiniz. Şimdi de sadece 10 dakikada hazırlayabileceğiniz ve zamanınız olmadığı anlarda pratik bir şekilde yapabileceğiniz bir kurabiye tarifini sizler için derledik. 

10 DAKİKADA PRATİK KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

1/2 paket oda sıcaklığında margarin
1/2 su bardağı pudra şekeri
1 adet yumurtanın sarısı
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un

Üzeri için;

1 adet yumurtanın beyazı
1 avuç çekilmiş ceviz içi
1/4 su bardağı şeker

YAPILIŞI

Hamur malzemelerini bir kabın içerisinde güzelce yoğurun.

Daha sonra ele yapışmayacak kıvamdaki hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

Hamurları dizdikten sonra tek tek önce yumurtanın beyazına sonra ceviz içi ve toz şeker karışımına batırarak tepsiye yerleştirin.

180 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun…

Su oranının en yüksek olduğu sebzeler arasında yer alan salatalık, hem vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı oluyor hem de diyet yapanlar için muhteşem bir atıştırmalık. İçerdiği vitaminlerle cildi besleyen salatalık maskesinin aynı zamanda göz altı morluklarına iyi geldiğini biliyor muydunuz? Hazırladığımız bu yazıda salatalığın cilde faydalarını ve salatalık maskesi evde nasıl yapılır sizlere sunuyoruz. Hadi gelin birlikte salatalık maskesinin cilde faydalarını ve maskenin nasıl yapıldığını öğrenelim…

Salatalık, dünyada ve Türk mutfağında en çok tercih edilen besinler arasında yer alıyor. Günlük ihtiyacınız olan birçok vitamini içeren salatalık sebzesinin tek bir tanesinde Vitamin B1, Vitamin B2, Vitamin B3, Vitamin B5, Vitamin B6, Folik Asit, Vitamin C, Kalsiyum, Demir, Mağnezyum, Fosfor, Potasyum ve Çinko barındırıyor. %95’i su salatalığı sevmeyen yoktur. Özellikle diyet yapanlar için mucizevi sebzeler arasında yer alan salatalığın yüzyıllardır bilinen bir faydası daha bulunuyor. Göz kapaklarının üzerinde görmeye alışık olduğumuz salatalık, tüm şişkinlikleri alarak kısa sürede nemlenmesini sağlıyor.

Uzmanların yaptığı açıklamalara göre salatalık, astringent yani büzücü etkisi sayesinde yüzdeki ve cildinizdeki genişlemiş gözeneklerin küçülmesine yardımı oluyor. C vitamini açısından oldukça güçlü olan salatalık, cildin canlı ve genç görünmesine olacak sağlıyor.

Vitamin ve mineral dolu yapısı olan bu sebze, cildin ihtiyacı olan tüm vitamin ve mineralleri doğal yoldan karşılıyor. 

Salatalıkta bulunan askorbik asit ve kafeik asit maddeleri yüzde bulunan ödem gibi şişkinliklerin azalmasını sağlıyor.

Egzama, mantar ve pullanma gibi oluşabilecek cilt enfeksiyonlarının oluşumunu engelleyen salatalık, doğal cilt ağartıcı özelliği sayesinde güneşin neden olduğu cilt lekelerini yok etmekte önemli rol oynar.

PEKİ SALATALIK MASKESİ NASIL YAPILIR?

Salatalığı birkaç parçaya bölüp 5 tane nane yaprağıyla birlikte robotta çekin. 1 yumurta beyazını ilave edip karıştırın. Bu maskeyi yüzünüze ve boyun bölgenize sürüp 20 dakika bekletin.

– Yağlı cildinizi arındırmak için; 1çay fincanı yoğurt ve bir çay kaşığı süt tozunu soyulmuş ve dilimlenmiş salatalıkla birlikte robotta çekin. Bu peelingi uygulayıp 15 dakika bekletin. Ilık suyla durulayın.

– Eğer cildiniz kuruysa onu nemlendirecek ve besleyecek bu maskeyi mutlaka uygulayın. Yarım salatalığı rendeleyin. Yarım muzu ezin ve 4 yemek kaşığı limon suyu ve 1 yemek kaşığı balı ekleyin. Cildinize ince bir tabaka halinde sürüp 15 dakika sonra ılık suyla durulayın.

1 yemek kaşığı salatalık suyu ve 1 yemek kaşığı hindistan cevizi suyunu karıştırın. Bu toneri pamuk yardımıyla yüzünüze uygulayın. Cilt lekelerinden kurtulacak ve cildinizin ışıltısını geri kazanacaksınız.

Kış aylarında soğuk algınlığı hastalıkları giderek artar. Ancak en fazla bir hafta süren bu hastalıkların süresi uzadığında farklı rahatsızlıkların habercisi olabilir. Bunlar arasında en yaygın olanı ise zatürredir. Zatürre sinsi ilerleyen ve erken müdahale edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabilir. Peki Zatürre neden olur? Zatürre belirtileri nelerdir? Zatürreye ne iyi gelir? Sizler için zatürrre hakkında merak edilen her şeyi haberin detayına ekledik.

Zatürre genellikle soğuk algınlığı rahatsızlığı ile karıştırılır. Ancak bu hastalık soğuk algınlığı belirtileri ile benzer özelliklerle başlasa bile aslında altta yatan ciddi bir hastalıktır. Pnömoni virüsü akciğerlere yerleşerek enfeksiyonlara neden olur. Kısa sürede fonksiyonlarını yitiren akciğer sonrası vücutta virüse karşı savunmasızlık başlar. Virüsün bulaşıcı riski vardır. Akciğer dokularında iltihaplanmalara neden olan virüs ağız, boğaz veya sindirim yollarıyla vücuda girer. Viral solunum yolu enfeksiyonları hastalıklarından biri olan zatürre erken müdahale edilmediğinde ölümcül olabilir. Hapşırma, öksürme gibi aktivileteler sonrası bardak, mendil, çatal ve bıçağa bulaşabilir. 

ZATÜRRENİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vücut ısısının 39’un üzerine çıkması

Sürekli ve balgamlı öksürük

Yeme bozukluğu, halsizlik

Sık sık yorgun uyanma 

Nefes almada zorluk çekmenin yanı sıra nefes alırken göğsün ağrıması

Karın bölgesinin soğuması ve şiddetli kramplı ağrılar

İltihaplı dudak uçukları  gibi belirtilerle kendini gösterir.

ZATÜRREDE RİSK ALTINDA OLANLAR

Sağlıksız beslenen kişilerde

Kirli ortam

Kalabalık mekanlar

Havasız yerler

Sigara dumanına fazla maruz kalma

Kronik rahatsızlığı olan kişilerin bu hastalığa yakalanma oranları daha fazladır.

ZATÜRRE TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Erken müdahale edilmediğinde akciğerlerde ciddi hasar oluşabilir. Bu rahatsızlık çok sık nüksetmez fakat tedavi sonuna kadar tamamlanmalıdır. Ağır olan hastalarda akciğerdeki enfeksiyon tüple alınır. Tedavi süreci şiddetine göre 1 ve 4 hafta arası değişebilir. Antibiyotik, bronş genişletici solutma, ağızdan veya damardan sıvı ve beslenme desteği gibi tedaviler uygulanır. 

ZATÜRREYE NE İYİ GELİR?

SARIMSAK

Güçlü bir antibiyotik olan sarımsak vücuttaki tüm bakteri ve virüsleri temizler. Uzmanlar sarımsağı tek başına yemektense yemeklere ilave edilerek tüketilmesini tavsiye eder. Sindirim yoluyla vücuda giren sarımsak özellikle viral enfeksiyonlarla vücuda yerleşen virüsü atar. Ayrıca zeytin yağı ile kavurulan sarımsağın kokusu da akciğerlerdeki iltihabın temizlenmesini sağlar. 

HAVUÇ

Vücudun direncini artıran besinlerin başında havuç gelir. Havuç bağışıklık sistemindeki hücreleri yenileyerek hastalıklara karşı korur. Özellikle zatürre esnasında hasar gören akciğerleri yenilemeyi hızlandıran havucun tüm faydasından yararlanmak için çiğ bir şekilde tüketilmesi uzmanlar tarafından tavsiye edilir.

Aniden gelen misafirlerinize çayın veya kahvenin yanında ikram edeceğiniz pratik bir kurabiye tarifi arıyorsanız 10 dakikada hazırlayabileceğiniz lezzetli bir tarifi sizler için hazırladık. İsterseniz sıcak isterseniz kurabiye kavanozunda soğuk bir şekilde saklayıp ikram edebileceğiniz en kolay kurabiyenin tarifi bugünkü yazımızda.

Kurabiye günün her saatinde çayın ikram edebileceğiniz bir atıştırmalıktır. İçerisine ekleyeceğiniz her malzemeyle kurabiye pişirebilirsiniz. Çocuklar için de sağlıklı bir atıştırmalık yapmak istiyorsanız kurabiye yaparak başlayabilirsiniz. Şimdi de sadece 10 dakikada hazırlayabileceğiniz ve zamanınız olmadığı anlarda pratik bir şekilde yapabileceğiniz bir kurabiye tarifini sizler için derledik. 

10 DAKİKADA PRATİK KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

1/2 paket oda sıcaklığında margarin
1/2 su bardağı pudra şekeri
1 adet yumurtanın sarısı
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un

Üzeri için;

1 adet yumurtanın beyazı
1 avuç çekilmiş ceviz içi
1/4 su bardağı şeker

YAPILIŞI

Hamur malzemelerini bir kabın içerisinde güzelce yoğurun.

Daha sonra ele yapışmayacak kıvamdaki hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

Hamurları dizdikten sonra tek tek önce yumurtanın beyazına sonra ceviz içi ve toz şeker karışımına batırarak tepsiye yerleştirin.

180 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun…