Şunun için etiket arşivi: Kadın

Yumuşacık tam kıvamında tam yedikçe yediren bir kek hazırlamak istiyorsanız bu tarif tam size göre. Çay saatlerinde severek tüketeceğiniz yoğurtlu kek adeta vazgeçilmeziniz olacak. Tadı damaklarda kalacak olan yoğurtlu kek annelerimizin yaptığı tariflerden biri. Peki yoğurtlu kek nasıl yapılır? Gelin tarifi birlikte inceleyelim…

Hafif ıslak dokulu, yumuşacık kıvamlı ve pofuduk bir kek hazırlamak için yapmanız gereken tarifin içerisine biraz yoğurt eklemek. Yoğurt kek hamurunun içerisinde girdiğinde hem yumuşacık yapıyor, hem de uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Yoğurtlu kekinizi yaptıktan sonra kek fanusunun içerisinde bir hafta bekletebilirsiniz. Çay ve kahve saatlerinde ikram edebileceğiniz yoğurtlu kek mutlaka herkesin denemesi gereken bir tarif. Bildiğiniz tüm tariflere taş çıkaracak olan yoğurtlu kek, ananelerimizin yıllardır sakladığı yöntemler arasında. Sizler de bu keki hazırlamak isterseniz hazırladığımız tarife mutlaka göz atmalısınız.

YOĞURTLU KEK TARİFİ:

MALZEMELER

1,5 su bardağı un
3 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi
2 çay bardağı sıvı yağ
1/2 su bardağı yoğurt
3 yemek kaşığı süzme yoğurt
1,5 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

YAPILIŞI

Yumurta ile şekeri yüksek hızlı köpük köpük olana kadar çırpın. Daha sonra bir kabın içerisinde tüm toz malzemeleri karıştırın.

Yumurtalı karışımın içerisine sıvı yağ, yoğurt ve süzme yoğurdu da ekleyerek güzelce karıştırın.

Limon kabuğu rendesini de ekledikten sonra toz karışımı eleyerek karışımın içerisine aktarın.

Homojen kıvama gelen karışımı yağlanmış fırın kabının içerisine aktarın.

180 derece önceden ısıtılmış fırında 30 dakika kadar pişirin.

Biraz dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kurabiye kavanozlarını doldurmak isteyenlere özel muhteşem bir tarifimiz var. Hem yapımı çok pratik hem de tadına doyum olmayacak yoğurtlu kurabiye, çay saatlerinizin vazgeçilmez lezzeti olacak. Klasik tariflerin dışında olan yoğurtlu kurabiye pastane kurabiye tariflerinin aynısı olacak. Peki yoğurtlu kurabiye nasıl yapılır?

Fırında ya da pastanelerde satılan lezzetli kurabiyenin sırrının ne olduğunu biliyor muydunuz? Sıvı yağ ve tereyağının buluştuğu tarifler her zaman daha kıvamlı ve daha lezzetli olur. İçerisinde bir de yoğurt eklenince tariflerin tadı daha da vazgeçilmeze dönüşüyor. Kıvamı ve ağızda dağılan tadıyla küçük büyük herkesin seveceği yoğurtlu kurabiyenin kokusu da iştah açıyor. Pişmeye başladığında tüm mutfağı saran kokusuyla ağızlara layık yoğurtlu kurabiye, portakal kabuğu rendesinin de içerisinde bulundurduğu için damaklarda iz bırakıyor. 

YOĞURTLU KURABİYE:

MALZEMELER

1 çay bardağı eritilmiş margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
1 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 yemek kaşığı portakal kabuğu rendesi
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
3 su bardağı un

Üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
3 yemek kaşığı toz şeker

YAPILIŞI

Yumurta ve toz şekeri köpük köpük olana karıştırın. Daha sonra üzerine erimiş tereyağını, sıvı yağı ve yoğurdu ilave edin.

Güzelce harmanladıktan sonra vanilya ve portakal kabuğu rendesini de karıştırarak un, kabartma tozu ve vanilyayı da ekleyerek homojen kıvamlı bir hamur elde edin.

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak yuvarlayın. Üzerine yumurta sarısı sürüp, toz şeker serpin. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizdikten sonra 180 derecelik fırında 15 dakika pişirin.

Afiyet olsun…

Sabah kahvaltısında Dünya mutfağından bir lezzetle enfes bir sofra hazırlamak ister misiniz? İç malzemesinin bol olması ve yumuşacık hamuruyla tadı damaklarda kalacak olan enfes Hint gözlemesi paratha tarifini sizlerle tanıştırıyoruz. Türk mutfağının katmerlisine benzeyen bu lezzetin tarifine hızlıca yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Paratha, Hindistan alt kıtasında ortaya çıkan, buğdayın geleneksel elyaf olduğu Hindistan, Sri Lanka, Pakistan, Nepal ve Bangladeş bölgelerinde yaygın olan bir gözlemedir. Paratha, kelimenin tam anlamıyla pişmiş hamur katmanları anlamına gelen parat ve atta kelimelerinin bir birleşimidir. Gün her öğününde tüketilebilen bu gözleme peynirlisinden patateslisine kadar birçok farklı biçimde hazırlanabiliyor. İçerisinde bulunan sade yağ sayesinde lezzeti damaklarda kalacak olan bu hamur işini siz de kahvaltılarınızda veya çay saatlerinde pişirebilirsiniz. Peki Hint gözlemesi paratha nasıl yapılır?

HİNT GÖZLEMESİ PARATHA TARİFİ:

MALZEMELER

4 yemek kaşığı pirinç unu
1 su bardağı tam buğday unu
1,5 su bardağı un
2 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
1 tatlı kaşığı tuz
Yarım su bardağı su

İç harcı için;

2 adet haşlanmış patates
1 adet orta boy kırmızı soğan
3 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı toz kişniş
1 çay kaşığı zerdeçal
2 dal taze kişniş
Çeyrek demet maydanoz
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber

İçine sürmek için;

8 yemek kaşığı eritilmiş tereyağı

YAPILIŞI

Öncelikle unları, tuzu ve tereyağını bir kabın içerisine alıp güzelce karıştırın.

Kulak memesi kıvamına gelene kadar güzelce yoğurun. Hamurun üzerini kapatıp, yarım saat dinlendirin.

Hamur dinlenirken iç harcı hazırlayabilirsiniz. Tavaya soğanları alıp tereyağında kavurun. Daha sonra kenara alıp üzerine haşlanmış patatesleri, baharatlarla birlikte harmanlayıp ezin.

Taze kişniş ve maydanozu ince ince kıyıp, harcın içine ilave edin. Dinlenmiş olan hamurdan bezeler yapıp, tabak büyüklüğünde açın.

Üzerlerine tereyağı sürdükten sonra hamurda küçük oyuklar açın ve hazırladığınız harcı pay edin.

Hamurların üzerini kapatıp, hamuru bir merdane kullanarak tekrar açın.

Tavaya yağı koyup ısınmasını sağlayın. Kızgın yağda arkalı önlü bir şekilde gözlemeyi pişirin.

Pişen paratha gözlemelerinizi hemen sıcak servis edebilirsiniz.

 

Afiyet olsun…

Sütlü tatlıların eşsiz lezzeti olan tarçının aslında insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Alternatif tıptaki kullanımı eski Mısır tarihine kadar uzanan tarçın, günümüzde daha çok tatlılarda tercih edilir. Ancak tarçın çok güçlü bir antimikrobiyal özelliği vardır. Peki tarçının faydaları nelerdir? Tarçın hangi hastalıklara iyi gelir? Sizler için tarçın hakkındaki tüm bu soruların yanıtlarını araştırdık.

Defne ailesine ait olan tarçın, ağacının iç gövdesi sıyrılarak elde edilir. Kurutulup öğütülen tarçın, soyulurken içe doğru kıvrımlı olur. Çubuk şeklinde sıyrılan tarçının, keskin bir kokusu ve eşsiz tadı vardır. Tanen ve uçucu yağ içeren tarçın, kahve, çikolata ve meyveli sodalarda ham madde olarak kullanılır. Orta Asya’da tüketimi fazla olan tarçın Osmanlı mutfaklarının ise vazgeçilmez baharatlarından biridir. Bilimsel literatürde cinnamomum olarak geçer. kabuklarında yüksek miktarda polifenol olan tarçın, güçlü bit antioksidan kaynağıdır. Kötü kolesterolü düşürmede etkili olan tarçın aynı zamdan vücuttaki mantarlı bakterileri de atmada etkilidir. M.Ö yıllarda Çinliler tarafından sadece ilaç olarak kullanılan tarçın, İpek yoluyla Avrupa’da yayıldığında oldukça değerli bir baharat olarak görülmüştür. Diyabet hastalığıyla savaşan tarçın birçok araştırmaya konu oldu. 

TARÇININ FAYDALARI NELERDİR?

– Vücut içerisinde artan toksin hücrelerin yaşlanmasını hızlandırır. Bunun yanı sıra hastalıkların yaşanma olasılığı da artar. Ancak yapılan araştırmalarda tarçın içeriğinde güçlü antioksidan içerdiğinden bu durumun yaşanmasını azaltır. Özellikle mevsim geçişlerinde artan virüs ve bakteri nedeniyle yaşanan üst solunum yolu hastalıklarını önler. Ayrıca sinir hücrelerinin deformasyona uğramasını engelleyerek stres ve yorgunluğun da önüne geçer. 

– Anti inflamatuar özelliğe sahip olan tarçın, kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp krizi, felç, yüksek tansiyon ve kan basıncın artış risklerini düşürür. Organların hücre dokularını yeniler. Nikotin ve kafeinden etkilenen akciğeri yenilemede güçlü bir baharattır. 

– Yapılan araştırmalarda tarçının kandaki şeker seviyesini düşürdüğü yani insülin direncini kırdığı tespit edilmiştir. Kan dolaşımını düzenleyerek, sindirimde enerjiye dönüşen karbonhidratların hızla parçalanıp yok olmasını engeller. Böylece vücudun enerjisini artırır. 

– Beyin fazla protein aldığından hücrelerinde hasar oluşur. İç sıvısında kayıp yaşayan beyinde şiddetli ağrılara neden olur. Ayırca motor hareketlerini olumsuz etkileyen bu durumu engellemede de faydalı besinler sıralamasında başlarda yer alır. Özellikle parkinson hastalığında doğal ilaç olan tarçın bayin nöronlarının işlevselliğini kontrol eder. 

– Hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçer. Özellikle kolonlardaki bakterileri azaltır. Sindirim sorunlarının önüne geçer. Kolon kanserinin oluşmasındaki en büyük etken besin atıklarıdır. Ancak tarçın güçlü bir temizleyici olduğundan kolonları temizler. 

– Dikkat eksikliği modern çağ hastalıkları arasında ilk sırada yer alır. Bu hastalığı yaşayan kişiler sürekli aşırı öfkeli, sabırsız ve hızlı konuşma gibi belirtilerle kendilerini gösterir. Yaşam kalitesini düşüren bu hastalık için en etkili besin tarçındır. Tarçın beyin ve sinir fonksiyonlarını düzenlediğinden doğal bir etki ile kişinin belirtileri yaşamasını engeller.

– Sindirim sistemindeki besinlerin parçalanıp kana karışması yavaşladıkça vücudun yağlanma oranı da bir o kadar artar. Ancak tarçın besinleri doğru enzimlemeye yardımcı olarak içerdiği lifle tokluk hissi sağlar. Böylece kilo vermek isteyenler için idealdir.

– Salmonella bakterisi gıda zehirlenmelerini tetikler bu da kusma bulantı gibi sağlık sorunlarına neden olur. Ancak tarçın bunun içinde etkili doğal bir ilaçtır. Bakterinin etkilerini kısa sürede yok ederek bağırsakların işlevselliğini artırır.

– Kolajen üretimi belli bir yaştan sonra yavaşlar. Bu maddenin azalması ile kişinin dokuları yaşlanma belirtileri gösterir. Ancak tarçın kolajeni artırmada etkilidir. Bunun yanı sıra saç derisine ve cilde yapılan tarçın maskeleri de buradaki hücreleri sağlığını korur. 

Uzmanların sivilce sorunu ile karşı karşıya kalanlara önerdiği Sivex Losyon’un kullanım rehberini sizlere sunuyoruz. Sivex Losyon gerçekten işe yarıyor mu? Sivex Losyon fiyatı nedir? Sivex Losyon yan etkileri var mı? Daha birçok merak ettiğiniz soruların yanıtına yazımızdan kolayca ulaşabilirsiniz.

Eczanelerde satılan ve birçok kişi tarafından kullanımı merak edilen Sivex Losyon, içerisindeki etken maddeler sayesinde sivilcelerin korkulu rüyasıdır. Sodyum sülfasetamid adlı antibakteriyel etkisiyle anında oluşan sivilcelerin derinlemesine etki eden bu losyon, uzman doktorlar tarafından öneriliyor. Kolay kullanılabilir şişelerde olmasıyla severek kullanılan Sivex Losyon, sadece sivilceler için kullanılıyor. Her 1 gramda 100 mg Sodyum sülfasetamid bulunmasıyla sivilceleri geçiren bu losyonu sizler de sivilcelerinizin üzerine uygulayabilirsiniz. Erkeklerin yüzlerindeki yoğun kıl köklerinin altındaki oluşan pembe kabarcıklara kadar etki eden Sivex Losyon, sadece uygulandığı bölgeye değil etrafına da etki eder. Bu yüzden uyguladığınız bölgeye yoğun bir şekilde sürmeniz yeterli olacaktır. Çok etkili bir sivilce losyonu olmasıyla mutlaka uzman doktorunuzun tavsiyesi üzerine alınmalıdır. 

Kullanımı kolay olasa da mutlaka uzman doktorunuzun reçetesi üzerine uygulamanız gereken bu losyonu fazla kullanmamaya özen göstermelisiniz. Bu losyonun nasıl kullanılacağını merak ediyorsanız, sorunlu bölgeyi sabunla iyice temizleyip peçete ile kurutun. Ardından losyonu doktorunuzun reçete ettiği şekilde uygulayıp, masaj yaparak emilmesini sağlayın. Bu ürünü sivilceleriniz azaldığında ya da yok olduğunda bırakmamalı, kullanmaya devam etmelisiniz. Gün içerisinde 2 defa uyguladığınız kremi uyandığınızda suyla temizleyebilirsiniz.

SİVEX LOSYON SONRASI YÜZ YIKANIR MI?

Bu losyonu kullandıktan kısa süre sonra yüzün yıkanma durumu merak konusu oluyor. Doktorunuzun belirlediği saat ve günlerde kullandığınız bu losyonu sürdükten sonra yüzünüzü yıkamayın. Yalnızca gece uyguladığınızda sabah uyanıp yüzünüzü suyla yıkayabilirsiniz. Gündüz kullandığınızda ise 1 saat kadar kaldıktan sonra yıkayabilirsiniz. 

SİVEX LOSYON FİYATI NEDİR?

Sivex Losyon diğer adı ile sivex sivilce kremi fiyatı doktor reçetesi olduğunda fiyatında değişiklikler görülmektedir. SIVEX 50 gram losyon 2019 yılı fiyatı 24.87 TL‘dir.

7’den 70’e herkesin mutlaka evinde bulundurduğu yoğun krem şeklinde olan vazelin geçmiş yüzyıllardan günümüze kadar geldi. Genellikle kuruyan ellere çözüm olduğu bilinen vazelinin yüze de faydaları olduğunu bilir muydunuz? Daha önce vazelin hakkında hiç duymadığınız bilgiler haberimizin detaylarında…

Ham petrolden üretilen yoğun kıvamlı, renksiz mineral yap olan vazelin, Robert Chesebrough adlı bir kimyager tarafından keşfedilmiş bir maddedir. Genellikle herkesin evinde mutlaka bulunan vazelinin ömrü uzattığını iddia ederek  Robert Chesebrough 1 kaşık yediği söylenmiştir. Ancak bunu kesinlikle denemeyiniz. Birçok losyon, el kremi, yüz bakım ürünlerinde bulunan vazelin herkes tarafından bilindiği üzere kuruluğu giderek pul pul dökülmelerin önüne geçer. Vazelinin cilde faydaları bununla kalmıyor. Daha önce hiç duymadığınız vazelinin yüze ve diğer faydalarını sizler için mercek altına aldık.

Uzmanların yaptığı araştırmalara göre vazelinin içerisinde yüksek miktarda doğal yağ bulunuyor. Bu özelliğinden dolayı kaş ve kirpik uzatmada oldukça başarılı bir ürün. Kaş şeklinizin düzgün görünmesini sağlamak istiyorsanız vazelini benmari usulü eritip her gece yatmadan önce kaşınıza sürün. Bunu yaparken kreminin iyice erimiş olmasına özen gösterin. Çünkü katı kıvamda olan vazelin kaşların dökülmesine neden olabilir. 

Özellikle kış aylarında kuruyan tüm bölgelere gönül rahatlığıyla kullanabileceğiniz vazelin, çatlayarak kuru hale gelen dudaklara uygulandığında; kurumuş ve çatlamış dudakları nemlendirir, onarır, bakımı sağlayarak pürüzsüz yumuşak hale gelmesine yardımcı olur.

Saçlarınızı boyarken alnınıza ya da kulaklarınıza bulaştığından şikayetçiyseniz, saç boyamaya başlamadan önce bulaşmasını istemediğiniz ve yüzün bitiş çizgilerine vazelin uygulayabilirsiniz. 

Yüzünüzdeki makyajı çıkarmak için muhteşem bir ürün arıyorsanız vazelin imdadınıza yetişiyor. Dudaktaki ruju, kurumuş rimeli hatta göz kalemini bile acıtmadan kolayca temizlemek istiyorsanız pamuğa kremden alıp temizlemek istediğiniz noktaya ovalaya sürebilirsiniz.

Gün içerisinde dağılan ya da karışık duran kaşlarınızı sabitlemek için vazelini kullanabilirsiniz. Kaş jeline benzer yapıda olmasıyla kaşları sabitleyen vazelini özgürce kullanabilirsiniz.

Yeni doğan bebekler üzerinde uygulanan tam ve yarım kundaklama modellerinin bebek için avantajlı mı yoksa dezavantajlı mı olduğunu sizler için araştırdık. Kalça çıkıklığına sebep olduğu düşünülen kundaklama hakkında bilmeniz gerekenler haberin detaylarında! Peki bebek kundaklamak nedir? Bebeklerde kundaklama nasıl yapılmalı? Kundaklamanın faydaları ve zararları neler? İşte yeni doğan bebeklerde kundaklamayla ilgili bilinmesi gerekenler…

Eski dönemlerden bu yana aile büyüklerimizin günümüze kadar taşıdıkları yeni doğan kundaklaması hala daha sıklıkla yapılan uygulamalardan biridir. 9 ay boyunca rahim içerisinde anne karnına alışan bebeğin doğum sonrasında dış dünyaya karşı yabancılık çekmemesi için örtü içinde sarılması ‘Kundaklama’ olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde uygulanıp uygulanmaması gerektiği konusunda en çok tartışılan konulardan biri olan kundaklamanın yanlış bir davranış olduğunu ileri süren kesim, kundaklanan bebeklerde sıkı sıkıya sarılmalarının sonucu kalça çıkıklığı gibi riskli durumların oluşabileceği öne sürülmektedir. Kalça çıkıklığı riskine karşılık çeşitli kundaklama yöntemleriyle de doktorlar tarafından önerilebilen yarım kundak, bebeğin doğal duruşunun bozulmasını önleyerek gövdenin üst tarafını daha sıkı sarıp kalça ve bacakları çok sıkmayan bir modeldir. Peki bebeklerde yarım kundak nasıl yapılır? Yarım kundak ne zamana kadar yapılır? Kundaklama kalça çıkıklığına neden olur mu? Bebekler doğru bir şekilde nasıl kundaklanmalı? Yeni doğan bebeklerde kundaklama ile ilgili merak edilenler…

YENİ DOĞAN BEBEKLER KUNDAKLANMALI MI? KUNDAKLAMANIN FAYDALARI VE ZARARLARI

Birçok farklı ülkeler tarafından uygulanan yeni doğan kundaklamasında batıdaki kesim bu uygulamanın bebeklerde görülebilecek uyku problemlerinin önüne geçtiğini savunur iken bazıları bebek kundağının kalça çıkıklığına sebep olabileceğini illa kundaklama yapılacaksa yarım kundak modelinin tercih edilmesini öne sürüyor. Durum böyle olunca yeni anne olmuş kimselerin yeteri kadar bilgisi olmadığı için ne yapacağını bilemeyebiliyor.

Bizde bu kafa karışıklığının giderilmesi için bebek kundaklamanın faydalarını ve zararlarını sizler için derlemeye çalıştık. Yeni doğan bebeklerde  kundaklama ile ilgili göz önünde bulundurulması gerekenler…

BEBEKLERDE KUNDAKLAMANIN AVANTAJLARI:

Yeni doğan bebeğin kendini garip hissetmemesi ve yabancılık çekmemesi için anne karnındaki ortamına benzer bir hissiyat sağlayarak sakinlik oluşturur. Bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış olmayan ama sırt üstü yatırılmış bir kundak halindeki bebek yüz üstü dönemeyeceği için ani bebek ölümü sendrom riski azalır.

El ve kol bölgeleri kontrollü bir şekilde sabit kalabileceği için daha uzun süreli uyku sağlanmış olur. Sancılı ve kolikli bebeklerin ağlama nöbetlerini azaltır. Ayrıca bebeğin uyku sırasında değişik hareketler yapıp kendine zarar vermesini önlemektedir.

BEBEKLERDE KUNDAKLAMANIN DEZAVANTAJLARI:

Özellikle de tüm bedeniyle kundaklanan bebeklerde bacaklar gergin ve düz tutulacağı için kalça çıkıklığı riski artar. Yukarıda ani bebek ölümü sendromunu önlediğini söyledik fakat yaklaşık 4 aylık civarındaki bir bebek artık kendi bedenini döndürebileceği için bu aydan sonra kundaklama çok tehlikelidir.

Vücut ısısı artacağı için sıcaktan bunalmalar görülebilir. Sıkı ve sabit bir kundaklama ile solunum yolu hareketleri daralarak alt ve üst solunum yolu enfeksiyonu görülebilir.

BEBEKLERDE YARIM KUNDAKLAMA NASIL YAPILIR? YARIM KUNDAK ŞEKLİ…

Doktorunuz tarafından yarım kundak modeli uygun görülmüşse aşama aşama bebeğinize şunları yapabilirsiniz…

İnce ve hafif bir bezi alıp bebeğin başı açık kalacak gibi hafifçe sarın. Bacaklar ve ayaklar hareket edilebilecek bollukta olmalıdır. Bu esnada kalçanın bükük durmaması çok önemlidir. Boyun ve karın kısmından iki parmak kadar boşlukta kundaklama yapılmalıdır.

HIZLI SARMA TEKNİĞİYLE PRATİK BEBEK KUNDAKLAMA TEKNİĞİ

Annelerin kolay ve pratik olarak bebeklerini kundaklayabileceği hızlı sarma yöntemi ile çok rahat bir şekilde uygulama yapılabilir. Bunun için kare şeklindeki battaniyeyi düz zemine koyun. Ardından bir köşeyi elinizin uzunluğunda katlayın. Katlanan yere bebeğinizi koyup boynu açık kalacak gibi çaprazlama battaniyenin üstüne koyun ve sarın.

BEBEKLERDE KUNDAKLAMA NE ZAMAN BIRAKILMALI?

İster tam kundaklamada ister yarım kundaklamada olsun bebek 4. ayından itibaren artık dönebileceği için bu aylardan sonra annelerin bebeklerinde kundaklama yapması önerilmez. Kundaklama yapılacağı vakit ise yalnızca uyku esnasında tercih etmeniz tavsiye edilebilir.

Hint mutfağının ana maddesi olan kimyon birçok yemeği tatlandırmak amacı ile kullanılır. Bunun yanı sıra kimyonun insan sağlığına birçok faydası da vardır. Özellikle gaz söktürücü ve mide rahatlatıcı etkisi olan kimyon sindirim hastalıkları için mucize bir baharattır. Tane ve toz halinde kullanılabilir. Peki kimyonun faydaları nelerdir? Kimyon hangi hastalıklara iyi gelir? Kimyon çayı nasıl yapılır? Sizler için kimyona ait her şeyi haberin detayına ekledik.

Ufak tohum parçacıkları olan kimyon yemeklere muhteşem bir lezzet verir. Özellikle etli yemeklerin tadını daha güzelleştiren kimyon Akdeniz ülkelerinde sıklıkla kullanılır. Lezzetli olduğu kadar faydası da olan bu tohum, folatlar, niasin, piridoksin riboflavin tiamin, A, C, E ve K vitaminleri bakımından zengindir. Bunun yanı sıra beta karoten deposu olarak da bilinir. Maydanoz ailesine ait olan kimyon, İlkbaharda olgunlaşır ama en çok sonbahar ve kış aylarında çayı yapılarak tüketilir. Şemsiye gibi açan bitkiden elde edilen tohumlar toplanır. Kurutularak baharat şeklinde tüketilir. Kokusu ile ortamda hemen kendini belli eder. Uçucu yağ, tanen ve reçine içeren kimyon sindirim hastalıkları için sıklıkla alternatif tıpta önerilir. Kebap yemeklerinde ete farklı bir tat vermek için kullanılır. Tadı biraz acı ve serttir.

KİMYONUN FAYDALARI NELERDİR?

Güçlü bir demir deposu olan kimyon anemi hastalığında doğal ilaç olarak kullanılır. 

Ciltte oluşan sivilce akne, dökülme ve tahriş gibi durumları yatıştırmada oldukça etkilidir. Sirke ile karıştırılıp cilde uygulandığında sivilce ve akne sorunlarını hafifletir. E vitamini bakımından zengin olan kimyon kırışıklık, yaşlanma ve sarkmaları önler. 

Saçların daha sağlıklı büyümesini destekler. Kökünü yenileyerek dökülmeyi ve yıpranmayı önleyerek daha parlak ve canlı görünmesini sağlar. Siyah kimyondan elde edilen yağ ve zeytin yağını karıştırıp banyo sonrası saça masaj yaparak uygulandığında dökülmeyi sıfırlar ve bunun yanı sıra yeni saçlar çıkartır. 

Kandaki şeker düzeyini yeniler ve diyabet rahatsızlığının risklerini azaltır. 

Homeglobin içeriği sayesinde kansızlığı tedavi eder. Bunun yanı sıra oksijen seviyesini koruyarak vücut içi kan düzeyini dengeler. 

Adet zamanlarını düzene sokar. 

Özellikle kış aylarında yaşanan üst solunum rahatsızlıklarını giderir. Metabolizmayı hızlandırır sindirimi kolaylaştırır. Vücuttaki toksinlenmeleri idrar yolu ile atmaya yardımcı olur.

Çay olarak tüketildiğinde gaz kusma, ishal ve mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Böbreklerin sağlığını korur.

Karaciğerdeki iltihaplanma ve toksinleri atar. 

KİMYON ÇAYI NASIL YAPILIR?

10 tane kimyon tohumunu 2 su bardağı su ile kaynatınız. Tatlandırmak için içerisine biraz karabiber ekleyiniz. C vitamini etkisi olan bu çay kış hastalıklarına karşı bünyenizi güçlendirir. 

”11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü”ne özel olarak, Peygamber Efendimiz (SAV)’in kız çocuklarına olan tutumunu ve merhametini sizler için bir araya getirdik. İşte Peygamber Efendimiz (SAV)’in kız çocuklarıyla ilgili Hadis-i Şerifleri…

Cahiliye Dönemindeki kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir zamanda Peygamber olarak görevlendirilen Efendimiz Hz. Muhammed (SAV), hiçbir şekilde cinsiyet ayırımı yapılmaması gerektiğini, gerek davranışlarıyla gerek de sözleriyle vurgulamıştır.

Kız çocuklarını hor görmenin yanlış bir tutum olduğunu belirten Peygamber Efendimiz (SAV), evlatlarında ayırım yapan kişilerin, bu davranışlarının Allah (c.c)’un takdirine razı olmadıklarından dolayı yaptıklarını öne sürmektedir. 

Cahiliye dönemindeki insanların at gözlüğüyle bakan bu bakış açılarını yok etmek isteyen Peygamber Efendimiz (SAV), omuzunda kız torunu olmasına rağmen namazını bozmamış ve bu davranışıyla adeta şu mesajı vermiştir:

“Sizin kız diye horladığınız bu seçkin varlığı ben omzumda taşıyorum. Rabbimin hediyesi olarak baş tacı ediyorum.”

Çocuklara karşı her zaman şefkat ve merhamet dolu olan Peygamber Efendimiz (SAV), dışarıda bir çocuk gördüğü zaman mübarek yüzünü ayrı bir mutluluk kaplar ve çocuğu kız ya da erkek olmaksızın ayrım yapmadan sevgi göstererek kucaklarmış.

PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN KIZ ÇOCUKLARI İLE İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLERİ

 “Kimin bir kız çocuğu dünyaya gelir de onu toprağa gömmeden, horlamadan ve üzerine erkek çocuğunu tercih etmeden yetiştirecek olursa Allah Teâlâ o kimseyi cennetine koyacaktır.” (Ahmed, Müsned,(Tah: Muhammed Şakir, Had. no: 1957), c. IV, s. 294)

“Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben şöyle yanyana bulunacağız” buyurdu ve parmaklarını bitiştirdi. ( Müslim, Birr 149. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 13) 

“Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İtibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun !” (Hakim)

Erkek çocuk nimet,kız çocuk ise hasenedir; yüce Allah nimetin hesabını sorar, haseneye ise mükâfat verir. (İmam Cafer-i Sadık (a.s))

“Allah’tan korkunuz; çocuklarınız arasında adaletli davranınız.” (Müslim, Hibât 13)

Kışın soğuk geçen günlerinde hasta olmamak için enfes bir sebze çorbası hazırlamak ister misiniz? Yapımı oldukça kolay olan terbiyeli sebze çorbası, vitamin ve mineral bakımından oldukça faydalı olduğu için mikropları vücudunuzdan atarken kısa sürede iyileşmenizi sağlayacak. Peki terbiyeli sebze çorbası nasıl yapılır?

Şifa deposu olan sebzeleri bir araya getirerek nefis bir çorba hazırlamanın tam zamanı… Hem hazmı kolaylaştıran hem de bağışıklığı güçlendiren sebze çorbasının bir de terbiyeli olarak deneyebilirsiniz. Özellikle çocuklara çok faydalı sebze çorbası birçok vitamini içinde bulundurmasının yanı sıra yemeklere oldukça lezzetli bir başlangıç. Eski yıllardaki annelerimiz tek tek kalan sebzeleri değerlendirmek için bu çorbayı yapmışlar. Tadı damaklarda kalan özellikle de terbiyeli yapıldığında misafirlerinizin de beğeneceği sebze çorbasının yapımı da oldukça pratik. Aileniz ve kendiniz için sağlıklı yemekler hazırlamak istiyorsanız mutlaka hazırladığımız tarifimizi denemelisiniz.

TERBİYELİ SEBZE ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

4 yemek kaşığı ayçiçek yağı
1 adet kuru soğan
2 adet havuç
1 adet kırmızı dolmalık biber
1 adet kereviz sapı
1 adet kabak
2 dal taze soğan
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
6 su bardağı su

Terbiyesi için;

1/2 su bardağı yoğurt
2 yemek kaşığı un
1 çay kaşığı tuz
1 adet yumurta sarısı
3-4 damla limon

YAPILIŞI

Yağı derin bir çorba tenceresinin içerisinde güzelce kızdırın. Ardından soğanları içerisine atarak yumuşayana kadar kavurun. Daha sonra malzemeleri sırasıyla içerisine 1’er dakika arayla ekleyin; havuç, dolmalık kırmızı biber, kereviz sapı, kabak ve doğranmış taze soğan.

Baharatları da ekleyerek iyice karıştırın. 6 su bardağı suyu tencereye ilave ederek kaynamaya bırakın.

Kaynamaya başladığında terbiyesini tavada hazırlayabilirsiniz. Hazırlanan terbiyeyi kaynayan çorbanın içerisine yavaş yavaş ekleyin.

10 dakika daha kısık ateşte pişirdikten sonra sıcak olarak servis edin.

Afiyet olsun…