Şunun için etiket arşivi: Kadın

Hemen hemen herkesin severek tükettiği yoğurdun insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Canlı laktik asit bakterileri içeren yoğurt özellikle sindirim sağlığına olumlu katkıları vardır. Peki yoğurdun faydaları nelerdir? Yapılan bazı araştırmalarda da yoğurt suyunun insan sağlığına faydaları olduğu ortaya çıktı. Aç karna yoğur suyu içerseniz ne olur? Yoğurt hakkında merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Sütün fermantasyonu sonucu ortaya çıkan besin değeri yüksek yoğurt canlı bakteriler barındırır. Kesin olarak kimler tarafından ne zaman üretildiği bilinmese de yoğurdun yüzyıllardır yapılıyor. 6000 yıldır üretildiği tahmin edilen yoğurt Osmanlı topraklarından Avrupa’ya yayılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yoğurt bazı Avrupa krallarına şifa niyeti ile gönderilmiş. Böylece tüm dünyaya yayılan yoğurt Anadolu topraklarında ortaya çıkmıştır. Türk yapıtlarından biri olan Divanı Lügatit Türk’te de geçen yoğurdun alternatif tıpta özellikle sindirim hastalıklarında tüketilirdi. Yıllar geçtikçe yoğurt saf bir şekilde tüketildiği gibi içerisine bazı faydalı besinler eklenerek de tüketilmeye başlanmıştır. Örneğin zayıflamak için içerisine sumak ve limon eklenmiş ya da kan yapıcı olsun diye keçiboynuzu pekmezi karıştırılır. Kalsiyum, protein, magnezyum, potasyum, A, E ve B vitamini grupları bakımından oldukça zengindir. Yapılan bazı araştırmalarda yoğurdun kanser hastalıklarının riskini azaltığı tespit edilmiştir. Özellikle meme kanserinin önüne geçen yoğurt, vücudu adeta koruyan bir kalkan oluşturur. Yoğurdun tüketimi yaş, cinsiyete göre değişir. 3 yaş grubundaki çocukların günde 4 porsiyon tüketmesi gerekirken, 6,9 ve 18 yaşındaki kişilerin 3 porsiyon tüketmesi yeterli olur. Gelişme çağı, menopoz, hamilelik ve adet dönemlerinde de bol bol tüketilerek değişen hormonların etkileri azaltılmaya çalışılmalıdır. 

AÇ KARNA YOĞURT SUYU İÇERSENİZ NE OLUR?

Uzmanlar yoğurdun oluşan alt suyunun kesinlikle dökülmemesi gerektiğini vurguluyor. Aç karna tüketildiğinde mide asidini dengeler. Yemek borusundan başlayıp tüm sindirim sistemindeki organlarda besin atığı bırakmadan dışkılama ya da idrar yolu ile atar. Bağırsakların işlevselliğini artırır. Böbrek üstü bezleri çalıştırır. Tokluk hissi vererek kişinin çok yemek yemesinin önüne geçer. Yani kilo vermede yardımcı olur. 

YOĞURDUN FAYDALARI NELERDİR?

Yoğurt, B vitamini kompleksi içerdiğinden kemik gelişimine büyük katkı sağlar. Kemik yapısını güçlendirdiğinden özellikle ileri yaşlarda yaşanma olasılığı olan kemik erimesinin önüne geçer. Bunun yanı sıra kemiklerin hasara uğraması sonucu iyileşme sürecini hızlandırır. 

Folik asit vücut sağlığında olmazsa olmazdır. Vücuttaki organların gelişmesi ve işlevselliğini artması için vücudun ihtiyaç duyduğu folik asidi yoğurt bir kase ile yüzde 75’ini rahatlıkla karşılar.

Peynir ve süt tüketmeyen kişilerin tüketilmesi tavsiye edilir. Bu besinlerden alınacak olan faydaların aynısı sütten de kolayca alınabilir.

Yoğurt kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp ve damar sağlığını güçlendirir. Bazı besinlerin damarlarda yol açtığı hasarı düzeltir. Yağ birikimini önler. Doymuş yağ içermesine rağmen damar tıkanıklığına neden olmaz. Kötü kolesterolü düşürerek iyisini yükseltir.

Sadece inek değil, manda, keçi ve koyundan da elde edilen sütten de yoğurt yapılabilir. Tüm bu yoğurtlar vücudun kendi kendine üretemediği vitamin ve mineralleri kolayca almasını sağlar. 

Mide bulantısı, üşütmesi ve kusma gibi rahatsızlıkları önlemede en doğal ilaçtır. Yoğurt sadece yenildiğinde değil aynı zamanda cilde sürüldüğünde de burada hasara uğramış alanları kolayca iyileştirir. Sivilce ve akne oluşumunun önüne geçer. Cildin genç kalmasını sağlar.

Bağışıklık sisteminin en ihtiyaç duyduğu besin yoğurttur. Yoğurt bağışıklığı güçlendirerek zararlı bakterileri vücuttan atar. Vücudun mantar oluşturmasını önler. 

Tıp literatüründe Nörogelişimsel bozukluk olarak geçen otizm, bazı kişilerin bazı olaylar sonucunda üstün performans sergilemesi ile günümüzde pek bilinmeyen ‘Savant sendromu’ karşımıza çıkmaktadır. Peki Savant sendromu tam olarak nedir? Kore dizilerinden uyarlanan ‘Mucize Doktor’ dizisindeki Savant sendromlu deha Ali’nin durumu ile merak edilen Savent sendromunun otizm ile ilişkisi nasıldır? Savant sendromu nasıl anlaşılır? Otizm ile Down sendromunun temel farkları…

Toplum içerisinde Down sendromu ya da otizm kadar bilinir olmayan Savant sendromu, herkeste görülmez iken bazı kişilerin bazı durumlarında ortaya çıkan üstün zeka durumudur. Ciddi dereceli bir zihinsel engelli kişinin kendisinden beklenen performasın üst düzeye ulaşması yani yeteneklerinin olması Savant sendromunun belirtisidir. Savant sendromu durumuna sahip insanların ortalama yarısının otizm bozukluğu, diğer yarısının da tip gelişimsel bozukluklar ile meydana gelip, zeka azlığı ya da merkezi sinir sisteminden dolayı oluştuğu düşünülüyor. Yetenekli oldukları alanların çoğunluğu hafıza kısmıyla ilgili olmakla beraber çeşitli alanlarda kendini gösterebilir. Mesela normal bir insan matematik hesaplaması yaparken kaleme kağıda ihtiyaç duyarken Savant sendromlu kişiler hiç düşünmeden bile hesaplama yapabilir ya da herhangi bir tarihin hangi güne denk geldiğini anında söyleyebilir. ”Üstün zeka durumu” olarak ifade edebileceğimiz Savant sendromunun ne demek olduğunu sizler için araştırdık. Peki Savant sendromu nedir? Savant sendromu nasıl anlaşılır? Savant sendromu ve otizm ilişkisi nasıl? Otizm ile Down sendromunun farkları haberin detaylarında…

SAVANT SENDROMU NEDİR? SAVANT SENDROMU KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ

Üstün zeka özellikleri gösteren Savant sendromu kişilerin yarısı otistiktir. Bilinen otistik savant hastalarının bazılarında beynin sol tarafında sıradışılık görülür. Bazılarında ise hasta normal görünümdedir. Savant sendromuna sahip bir çocuğun yeteneklerine bakıldığında üst derece performans gözlendiğinden dolayı bu durumun olumsuz bir etkisinin olup olmadığı henüz net olarak gözlemlenmemiştir.

Tıpta Savant sendromu kişilerin yeteneklerinin olduğu alanlarda ilerletilmesinin çocuğun altta yatan gelişimsel bozuklukların tedavisi için olumlu olacağı düşünülmektedir.

SAVANT SENDROMU NASIL ANLAŞILIR? SAVANT SENDROMU İLE OTİZMİN BAĞLANTISI…

Çoğunlukla hafızayı kapsayan yeteneklerin görüldüğü Savant sendromu, doğum esnasındaki bazı gelişimsel anomaliler sonucunda meydana gelerek çocukluk evresinde ortaya çıkmaktadır. Edinsel savant sağlıklı gelişen kimselerde bebeklik, çocukluk veya yetişkinlikte görülen kafa travması veya merkezi sinir sistemi travması sonrası oluşabilir. Üstün zeka özelliklerinin baskın olduğu Savant sendromunun otizm ile bağlantısı olduğu için Otistik savant terimi daha yaygın kullanılmaktadır.

Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, ”Savant” terimi ilk kez 1887`de J. Langdon Down (Down sendromuna adını veren doktor) tarafından kullanıldı. Otistik çocukların hafıza, müzik, sanat gibi alanlarda kabiliyetli olmaları nedeniyle ‘Savant’ tanımı kullanılmıştır.

SAVANT SENDROMUNU ELE ALAN MUCİZE DOKTOR DİZİSİ OYUNCULARI:

The Good Doctor dizisinden uyarlama olarak Fox TV’de ekranlarda yayınlanmaya başlayan ‘Mucize Doktor’ dizisi ilk bölümünden itibaren konusu ile dikkat çekerek oldukça beğenildi. Öncesinde Bir Litre Gözyaşı gibi hastalık konularını ele alan dizileri de uyarlayan MF Yapım bu defa ‘Mucize Doktor’ olarak ilgi çekti.

Otizm ve Savant sendromu olan deha ali doktorun oldukça farklı hikayesi tüm izleyenlerde merak uyandıracak. Güçlü isimlerin yer aldığı oyuncu kadrosunda ise Taner Ölmez, Onur Tuna, Murat Aygen, Sinem Ünsal, Özge Özder, Hazal Türesan, Bihter Dinçel, Fırat Altunmeşe, Korhan Herduran ve Reha Özcan gibi isimler yer almaktadır.

Perşembe akşamları saat 20.00’da Fow TV ekranlarında…

OTİZM İLE DOWN SENDROMU NASIL ANLAŞILIR? OTİZM İLE DOWN SENDROMUNUN FARKLARI

Otizm spektrum bozukluğu ile Down Sendromu rahatsızlığı, her ne kadar aynı hastalıklarmış gibi görünseler de gerçekte öyle değildir. Peki bu iki rahatsızlığa sahip olan çocukları birbirlerinden ayıran özellikler neler? İşte cevabı…

Otizm ve Down Sendromu arasındaki farklar

1- Otizm rahatsızlığına sahip çocuklarda fiziki olarak belirgin özellikler görülmez iken, Down Sendromlu çocuklar kısa boylu, çekik gözlü, yassı kafalı ve ince dudaklıdır.

2- Otizmli çocuklar davranış bozukluklarını daha sık gösterirken, Down Sendromlu çocuklar daha kolay iletişim kurabilirler.

3- Down Sendromu anne karnında belirlenebiliyor iken, otizm yaşamın ilk üç yıl içerisinde kendini gösteriyor.

4- Otizm erkek çocuklarında daha sık görülürken, Down Sendromunda cinsiyet ayırt etmez.

5- Down Sendromunun nedenleri arasında genetik faktörler etkili iken otizmde net olarak bilinmez.

Karadeniz mutfaklarında hamsiden sonra vazgeçilmez besin olan karalahananın insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor musunuz? Sert yapraklı olan karalahana hem çorba hem de sarması yapılarak tüketiliyor. Peki karalahananın faydaları nelerdir? Karalahana hangi hastalıklara iyi gelir? Besleyici özelliği yüksek olan karalahana hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Haberin detayında karalahana hakkında her şeyi bulabilirsiniz.

Turpgiller ailesine ait olan karalahana kalın damarlı yüzeyi geniştir. Kış sebzesi olan karalahana yaprakları lahanaya oranla daha koyudur. Ülkemizde Doğu Karadeniz bölgesinde sıklıkla yetiştirilir. Dünya da ise Uzak doğu ülkelerinden Asyalılar daha fazla yetiştirir ve tüketir. Hem pişirilmiş hem de çiğ olarak tüketilebilen karalahana vitamin ve mineral açısından oldukça güçlü bir besindir. Alternatif tıpta özellikle kemik ağrıları ve sindirim sorunlarında kullanılır. Mutfaklarda kızartması, çorbası ve sarması yapılır. Sumakla beraber tüketildiğinde tadı daha güzel olur. Uzmanlar kişilerin bol bol tüketmesini önerdiği faydalı besinler arasında ilk beşe girebilir. C vitamini bakımından zengin olduğundan kanserli hücrelerin artmasının önüne geçer. Ayrıca kan yapıcı özelliği sayesinde de kansızlık hastalığının önüne geçer. Yapılan araştırmalarda haftada iki defa tüketilen karalahana kasları güçlendirir.

KARALAHANIN FAYDALARI NELERDİR?

Unutkanlık hastalığının temelinde sinir sistemindeki bozukluk ve beyindeki hafıza kısmındaki azalan vitaminlerdir. Bu yüzden uzmanlar özellikle hamilelik evresinden itibaren düzenli olarak K vitamini tüketerek sinir hücrelerinin yenilenmesi konusunda uzmanlar önemli uyarılarda bulunuyor. Karalahana yeşil sebzeler bakımından K vitamini açısından en faydalı olanıdır. Beynin konsantrasyon gücünü artırır. 

Karalahana C vitamini bakımından da oldukça zengin bir besindir. Bu vitamin vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir. Çeşitli sebeplerden ötürü vücutta artan toksinleri temizlemede etkili olan karalahana bu etkisini en fazla suyunda gösterir. İyice yıkanmış karalahanayı kaynatırken suyunu süzüp atmayın bir kavanoza boşaltıp içerisine limon suyu ekleyip günde aç karna bir bardak tüketin. 

Karalahana suyu sadece toksinleri atmakla kalmaz aynı zamanda idrarın kolayca sökülmesini sağlar. Böbrek bezlerinin fonksiyonlarını artırır. Böylece taş ve kum oluşumunu önler. Vücuttaki oksijen hücre sayısını da su sayesinde çoğaltır. Aynı faydayı mesaneye de uygular. Mesanede idrar bırakmadan boşalmasını sağlar.

Vücuttaki kan dolaşımı için potasyum önemli bir maddedir. Aynı zamanda potasyum organların hücrelerinin işlevselliğini de artırır. Düşük potasyumda kan basıncı yükselir. Bu da yüksek tansiyon ev baş ağrısına neden olur. Ancak karalahana bu durum için etkili bir doğal besindir. Karalahana içerdiği potasyum sayesinde kan dolaşımını dengeler.

Göz sağlığındaki en önemli madde beta karotenlerdir. Göz içinde beta karoten ne kadar fazlaysa görme olasılığı da bir o kadar artar. Karalahana beta karoten bakımından zengin besinler arasında yer alıyor. Özellikle katarak oluşumunun önüne geçer. 

Hayvansal gıdalarla beraber kemik iltihaplanmaları, artrit ve kalp hastalıkları artar. Bununla beraber artan kötü kolesterol seviyesi kalp krizi riskine yol açar. Hastalıklar kişinin yaşam kalitesini düşürerek ölüm oranını artırır. Ancak karalahana vücuttaki tüm iltihabı atmada oldukça etkilidir. 

100 GRAM KARALAHANANIN BESİN DEĞERLERİ NELERDİR?

Kalori // 50

Toplam yağ oranı // 0,8 gram

Kolesterol // 0 miligram

Sodyum // 37 miligram 

Potasyum // 490 miligram

Karbonhidrat // 10 gram

Protein // 5 gram

KARALAHANANIN ZARARI VAR MIDIR?

 İyot emilimi fazla olan karalahana tiroid bezlerini olumsuz etkiler. Bezlerin daha yavaş çalışmasına neden olur. Tüketmek isteyenlerin iyot tuzu ile tüketmesi daha doğru olur. 

 

Sağlıklı doğal tatlandırıcılar arasında popüler olan Agave bitkisinden elde edilen şurup, şeker yemek istemeyenlerin kullanabileceği diyet şuruplardan biridir. Meksika’da ve Avrupa ülkelerinde yetişen kaktüse benzer bitkiden yapılan Agave şurubunun faydaları neler, ne işe yarar? Agave şurubu nedir? Agave şurubu ile ilgili bilinmesi gereken önemli detaylar…

Günümüzde şeker yerine geçebilen doğal tatlandırıcılardan biri olarak karşımıza çıkan Agave şurubu, Meksika’da yetişen Agave bitkisinden elde edilerek yapılmaktadır. Bir diğer adıyla Agave nektarisi olarak bilinen bu tatlandırıcı, şekerden uzak durmak isteyen herkes için umut ışığı oldu. Şeker kullanmak istemediği için doğal ya da yapay tatlandırıcılara doğru yönelenler tarafından merak edilen ve sağlıklı olup olmadığıyla iligli gündemde pek çok kez tartışma konusu olan Agave şurubu, Dr. Mehmet Öz tarafından diyet destekleyici bir karışımdır. Peki gerçekten Agave şurubu faydalı mı? Agave şurubu ne işe yarar? Agave şurubu kilo vermeye yardımcı olur mu? Evde Agave şurubu nasıl yapılır? Agave şurubu ile sağlıklı tatlı tarifleri…

AGAVE BİTKİSİ NEDİR? AGAVE BİTKİSİNDEN ŞURUP…

Görünümü itibariyle tıpkı bir kaktüse benzeyen Agave bitkisi, Meksika’nın kıymetli bitkilerinden biridir. İçerisindeki öz suyunun kaynatılması ile ortaya çıkan Agave şurubu, diyetteki kimselerin evlerinde tatlı yaparken kullanabileceği doğal tatlandırıcılardandır. Baldan daha ağır bir aromaya sahip olmasına rağmen daha az kalorili olduğu bilinen Agave şurubunun elde edilmeden öncesinde bitki hali yeşilden maviye çalan bir tona hakimdir.

Yaklaşık 50 çeşidi olan Agave bitkisinin ‘Mavi Agave’ türünden elde edilen şurubunda yarısından fazla miktarda Fruktoz bulunur. Öne sürülen bilgilere göre beyaz şekere göre daha yoğun şeker bulundurduğu için bu şurubun yalnızca yemeklerde ya da tatlılarda kullanılması öneriliyor.

AGAVE ŞURUBU ŞEKER YERİNE GEÇER Mİ?

Geçmiş dönemlerde birçok hastalığın tedavisi için ezilerek kullanılan Agave, şeker kamışı gibi işlenmesine rağmen doğal bir tatlandırıcı olarak bilinmektedir. Her şeyde olduğu gibi bunun da fazlasının zararlı olabileceği bilinmelidir. İçerisindeki yüksek miktardaki fruktoz, kan şekerini çay şekerine göre çabuk bir şekilde yükseltmediğinden şeker hastalarına önerilmektedir. Eğer fazla tüketilirse karaciğer olumsuz etkilenerek yağlanmayı arttırabilir, karın yağları artabilir, pankreas çalışmada güçlük çekebilir.

AGAVE ŞURUBUNUN VÜCUDA FAYDALARI VE BESİN DEĞERLERİ:

– Lifli bir özellikte olan Agave şurubu bağırsakların rahatlamasına yardımcı olur.

– Kabızlık tedavisine iyileştirici etki gösterir.

– İçeceklerin içerisine 1 damla kadar Agave şurubu eklendiği takdirde boşaltım problemi çözülecektir.

– İçerisindeki vitamin ve mineraller kolesterolü düzenler.

0.5 gram Yağ
0 mg Kolesterol
4 mg Sodyum
4 mg Potasyum
76 gram Karbonhidrat
0.2 gram Diyet Lifi
68 gram Şeker
0.1 gram Protein
1 mg Kalsiyum
0.1 mg Demir
1 mg Magnezyum

AGAVE ŞURUBU NASIL KULLANILIR?

Gündelik yaşantı içerisinde tükettiğimiz beyaz şekere göre daha tatlı bir aromaya sahip olan şurubu evde tatlı ya da pankek gibi tariflerde kullanabilirsiniz. Hafif, karamelimsi ve yoğun aroması olan koyu agave şurubu mineral bakımından en zengin şuruplardandır. Evde yapacağınız tariflerde Agave şurubu kullanacaksanız; her su bardağı için 1/3 agave şurubu kullanmak işinizi görecektir.

Agave şurubu sıvı olduğundan dolayı tariflte belirtilen sıvı malzeme miktarını üçte bir kadar azaltın. Fırın sıcaklığını 25 derece azaltmayı da unutmayınız.

NOT: AGAVE ŞURUBUNUN FAZLASININ FAYDADAN ÇOK ZARAR SAĞLAYABİLECEĞİNİ UNUTMAYIN, DOKTORUNUZA DANIŞMADAN TÜKETMEYİN!

Yoğun geçen bir haftanın içerisine uykusuzluk, düzensiz beslenme de eklenince cilt aşırı derecede yorgun ve bakımsız bir hale gelebilir. Bu noktada cildinize pratik yöntemlerle hem canlı hem de bakımlı görünmesini sağlayabilirsiniz. Nasıl mı? İşte kusursuz makyaj yapmanın püf noktaları:

Cildinize kusursuz makyaj yapmak istediğinizde cildinizin makyaja hazır olup olmadığını kontrol etmek bazı durumlarda zor olabilir. Örneğin tempolu geçen bir hafta içerisinde stres, uykusuzluk ve yorgunluğun belirtileri cildinizde kendini gösterebilir. Bu belirtiler arasında göz altı morlukları, lekeler ve cilt kuruluğu gibi olumsuzluklar vardır. Cildiniz bu haldeyken makyaj yapmak sizin zor olduğunda pratik adımları izleyebilir, cildinizi anında parlak, canlı ve kusursuz gösterebilirsiniz. Bir kaç dokunuşla cildinizi istediğiniz görünüme kavuşturmak için hazırsanız gelin başlayalım…

Makyaja yüzünüzü soğuk su ile yıkayarak başlayabilirsiniz. Sonrasında günlük kullandığınız içerisinde nemlendirici bulunan bir bb kremle alt tabaka oluşturun. Ardından göz altı morluklarınızı ve çevresindeki kızarıklıklarını yok etmek için şeftali tonlarında cilt renginizden bir ton açık kapatıcı ile geçin.

Yoğun ve ağır ürünlerle cildinizi daha fazla yormamak için ince yapılı ve hafif içerisinde nemlendirici bulunan ürünler kullanmaya özen göstermelisiniz. Özellikle ince bir makyaj istediğinizde transparan pudra kullanmalısınız. Hem çok hafif hemde ipeksi bir görünüm kazandıracaktır. Fondöten sonrasında pembe bir allık kullanarak cildinizi ısıtın. Aydınlatıcı kullanırken ise sarı, bronz, kahve ve ışıltılı allıklardan uzak durun. 

Sıra geldi kaşlara… Tam kaş renginizle aynı tonda bir kaç farı ile kaşlarınızdaki boşlukları doldurun. Göz kapaklarınıza ise yoğun ve koyu renk tonları yerine daha soft bir far ile geçiş yapıp, incecik bir eyeliner çekin. Çekitğiniz eyelinerın uzunluğunu kaşlarınızın hizasını geçmesin. Bu pratik bilgi sizin daha dinamik görünmenizi sağlayacak.

Makyajın önemli adımlarından biri olan kirpikler için doğru maskara seçimi çok önemlidir. Kirpiklerinizi birbirine yapıştırmayacak ve tel tel gösterecek bir rimel kullanın. Gözleriniz uykusuzluktan dolayı yorgun görünüyorsa alt kirpiklerinize de rimel uygulayabilirsiniz. 

Dudaklarınızı kesinlikle unutmamalı, hafif canlı pembe ya da şeftali tonları sizi oldukça canlı gösterecektir.

CİLDİN KUSURSUZ GÖRÜNMESİ İÇİN NE YAPMALI?

 Kusursuz bir makyaj için ciltteki ölü derileri arındırarak işe başlayabilirsiniz. Bunun için ise peeling önemli bir adımdır. Eğer peeling yapamıyorsanız, soğuk-ılık su şoku yapabilirsiniz. Bir beze bir kaç tane buz sarın daha sonra bunu yüzünüzde ve göz çevrenizde gezdirin.

Makyajın cilde tam oturmasını istiyorsanız, hafif hafif masaj yapabilirsiniz. Uyandığınızda cildinizi derinlemesine temizledikten sonra tonik mutlaka uygulayın. Bu adım cildinizin parlak görünmesini sağlayacaktır.

Evlilik ve Aile Uzmanı Saliha Erdim, ‘Diriliş Postası Gazetesine’ bugünkü verdiği köşe yazısında “Kızım çok açık giyiniyor, yanında utanıyorum” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Günümüz annelerine ışık tutacak aynı zamanda yol haritası çizecek olan yazıya mutlaka göz atmalısınız.

Diriliş Postası köşe yazarlarından Evlilik ve Aile Uzmanı Saliha Erdim, annelerin çocukların özgüvenini kıracak davranışlardan kaçınmaları gerektiğini aynı zamanda küçük yaştan itibaren yeteneklerini fark edilmesi gerektiğini vurgulayan bir yazı yazdı. 

İŞTE SALİHA ERDİM’İN KÖŞE YAZISI;

“Kızım o kadar açık giyiniyor ki, yanında yürümeye utanıyorum. Onunla sokağa çıkmadığımda, ‘Sen benden utanıyorsun’ diye krize giriyor. “Evet utanıyorum diyorum. Biraz daha kapalı giyin, herkesi sana bakmasından çok utanıyorum diyorum, ‘Herkes böyle giyiniyor, ben giyinirsem ne olmuş’ diyor. Çok üzgünüm, nerede hata yaptık bilemiyorum. Kızıma nasıl engel olabilirim?”

İnsanı hareket ettiren saikler (kaynağı akıl olan güdüler) vardır, buna göre hareket ederler. Her insanda bir onay alma ve ona göre hareket ihtiyacı vardır. Çocuk bir şey yapar gözümüze bakar, “Aferin” dersek devam eder. Rabbimiz bize iyi hareketlerimiz için “Cennet var” diyor. Yani devam etmesini istediğimiz şeyler, takdir ve farkındalık suyu ile beslenmeli. Her insanda ortaya çıkınca, başkalarının gözlerini kamaştıracak kabiliyetler var fakat biz bunları küçük yaşta fark edip beslemediğimiz ve en küçük hatasını hoş görmek yerine çocuğu değersizleştirecek sözlerle kafasını karıştırdığımız için, ortaya çıkmaya fırsat bulamıyor. Çocukların yetenekleri ortaya çıkarsa, sanal mutluluk kaynağı aramazlar ve mutlu olurlar. Becerileri artarsa özgüvenleri de artar ve sosyal rüzgârlara karşı daha dirençli olurlar. Bunlar için basitçe yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz;

Eli kaşık tutmaya başladığında, bırakalım döke saça kendisi yemeye çalışısın, bir yandan da kaşıkla biz verebiliriz.
Bizden iş istediklerinde verelim ve mutlaka yaptıklarını takdir edelim.
Kucağımıza alıp sevelim, başını okşayalım, sevgi sözleri söyleyelim.
Hep olumlu yönlerini görüp takdir edelim, yapamadıklarını ise, “Şöyle şöyle yaparsan daha kolay olabilir, yine de gayet iyi yapıyorsun aferin” diyelim.
Nereye gidersek yanımızda götürelim ve merak ettiği şeyleri sabırla açıklayalım, anlamasına ve düşünerek idrak etmesine yardımcı olalım.
Bir yetişkin gibi saygı duyarak dinleyelim ve benlik saygısı oluşması için katkıda bulunalım. Biz ona saygı duymazsak hayattaki saygınlığın anlamını kavraması gecikir.
Bir insana, bir hayvana, bitkiye hatta cansız eşyalara bile, nezaketle yaklaşmasını telkin edelim.
Birisine zarar vermesi söz konusu olduğunda, asla taviz vermeden engelleyip, özür diletelim ve bir daha yapmaması için tedbir alalım.
Yeteneklerinin açığa çıkması için, çocuğun el ve akıl becerilerini harekete geçirecek ne varsa kullanması için teşvik edelim.
Yaptığı güzel davranışları, fark ettirmeden aile bireylerine söyleyip doğal olarak fark ettirmiş gibi yapıp takdir etmelerini sağlayalım.
Mutlaka bir hobisi olsun. Onunla vakit geçireceği, kendisine has üretimler yapabileceği ve “Ben şunu başardım” diyebileceği becerileri olsun. Bu zihnin başarı kaydetmesi anlamına gelir ki, bu adeta duyguların ve cesaretin gıdasıdır. Oradan özgüven ve yüksek kendilik algısı oluşur.
Okula gidince, bir en iyi dersine, bir de en zayıf dersine takviye aldıralım. Birisi okul çapında en iyi olmasıiçin, diğeri ise ortalama seviyeye çıkabilmesi için.
Küçük yaşta utanma ve edep öğretelim, kıyafetlerine dikkat edelim, odasına kapı tıklatmadan girmeyelim.

Vücut sağlığı açısından oldukça faydalı olan ve uzmanlar tarafından kışın hastalanmamak için bol bol tüketilmesi gerektiği önerilen beyaz lahana turşunu evde yapmak isteyenlere özel kolay tarifini araştırdık. İster çayla beraber isterseniz ana yemeğin yanında servis edebileceğiniz lahana turşusunun enfes tarifi bugünkü yazımızda.

Lahana turşusu, her yemeğin yanına yakışan aperitif olarak verebileceğiniz muhteşem bir besindir. Aynı zamanda lahana turşusunun içerisinde bulunan vitaminler sayesinde  çeşitli kalp ve damar hastalıklarını da koruduğu karaciğer yağlarını da giderdiği bilinmektedir. Kış aylarının sebzeleri arasında yer alan beyaz lahana tezgahlarda da yerini aldı. Lahana ile kısa sürede kolayca turşu hazırlamak isterseniz mutlaka tarifimizi incelemelisiniz.

LAHANA TURŞUSU TARİFİ:

MALZEMELER

1 kilogram beyaz lahana
1 tane küçük boy havuç
5 diş orta boy sarımsak 
2 adet acı veya tatlı biber
Yarım demet maydanoz
1 su bardağı sirke 
1 su bardağı arıtılmış su 
2,5 çorba kaşığı iri kaya tuzu
4-5 adet nohut

YAPILIŞI

Beyaz lahanayı yapraklarından  güzelce ayırın. Daha sonra bol suda iyice yıkayarak hazır hale getirin. Kök kısmını bir kenara ayırdığınız lahanayı gelişi güzel bir şekilde 4 veya 5 parçaya bölün. Doğradığınız parçaları da sudan geçirdikten sonra havuçların da kabuklarını soyun ve doğrayın.

Kavanozların içerisini kaynar suyu ile yıkadıktan sonra ilk olarak nohutları koyun. 

Bir kabın içerisinde lahanayı, kaya tuzunu, sirkeyi ve sarımsakları 4-5 dakika kadar ovalayın.

Kabın içerisindeki lahanaları da kavanoza ilave ettikten sonra kabınızda kalan sirkeli karışımı içme suyuyla çoğalttığınız karışımı kavanoza ekleyin.

Ağzına kadar dolu olan kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Güneş görmeyen bir yerde en az 10 gün muhafaza ettikten sonra sofralarınıza getirebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Turşusu, sarması, çorbası ve hatta diyeti bile yapılabilen lahana hakkında uzmanlar bir araştırma yaptı. Vücut salığı açısından faydaları bulunan beyaz lahananın cilde faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Güçlü antioksidan özelliği sayesinde kış hastalıklarından kansere kadar birçok olumlu etkileri bulunan beyaz lahananın cilde faydalarını öğrenmek için siz de geç kalmayın. Beyaz lahananın cilde faydaları nelerdir? Cilt gençleştiren lahana maskesi tarifi nedir? Gelin birlikte öğrenelim…

Beyaz lahana, Turpgiller ailesinden olan bir sebzedir. Kanseri önlemeden kilo vermeye, göz sağlığından astıma kadar birçok faydası olan beyaz lahana, içerdiği B, E, C vitaminleri bakımından zengin olmasının yanı sıra; demir, kalsiyum ve magnezyum vitaminleri de içermektedir. Ülkemizde en çok Akdeniz bölgesinde yoğun olarak yetişen beyaz lahana, kış aylarında sıkça tüketiliyor. İlk olarak Yunanlıların keşfettiği bir bitki olarak, dünyada yaygın olarak yetiştirilmekte ve tüketilmektedir. Lahana denince akla ilk olarak beyaz lahana gelse de, lahananın pek çok çeşidi bulunmaktadır. Çeşitlerine göre özellikleri de farklılık gösteren lahana, genellikle sıcağı seven bir yapıdadır. Beyaz lahana sağlık açısından inanılmaz faydaları bulunuyor. Tüm vücut sisteminin düzene girmesine sağladığı beyaz lahananın cilde mucizevi faydaları var. Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü televizyon programcısı Martha Stewart, lahanın mineraller ve vitaminler açısından zengin olduğunu bunun da cilde faydalı olduğunu paylaştı. 

Lahanada bol miktarda organik asitler, mineraller, antioksidanlar, amino asitler bulunuyor. Böylece lahana sadece bir yemek olarak değil cilde derinlemesine tedavi eden kozmetik mucizesi olarak da kullanılıyor.

Bileşiminde bulunan A vitamini bulunan lahana, iltihaplanmayı tedavi eder. Kısa sürede cildi rahatlatan beyaz lahana aynı zamanda da nemlendirir. Cildin alt tabakasında bulunan yağ üretimini kontrol ederek kırışıklıkları gidermeye yardımcı olur. 

Lahanadaki bol C vitamini sayesinde iyileştirici ve canlandırıcı bir etkiye sahiptir. İçeriğindeki potasyum pigmentasyon lekelerini giderir. 

CİLT GENÇLEŞTİREN LAHANA MASKESİ

MALZEMELER

1 avuç beyaz lahana
1 yemek kaşığı yulaf unu
1 yumurtanın akı
1 yemek kaşığı susam yağı

HAZIRLANIŞI

Bir kasenin içine tüm malzemeleri alıp, ilk önce kaşıkla karıştırın sonra da blendırdan geçirin. Maskeyi bir fırça yardımıyla yüzünüze sürün. Bu maskeyi kış mevsiminde haftada iki, yaz aylarında ise haftada bir defa uygulayabilirsiniz.

Lahana maskesini sürdükten sonra bir gazlı bezle yüzünüzün üstünü kapatın. Bu şekilde lahana maskesinin etkisini daha çok artırmış olursunuz. Maskeyi 15 dakika yüzünüzde bekletin sonra ılık su ile yıkayıp çıkarın.

Saçlarınızı yıkayacak vaktiniz olmadığında ya da yağlı görüntüsünü ortadan kaldırmak istediğinizde kolay bir çözüm arıyorsanız kuru şampuanlar ideal bir seçenek olabilir. Son yıllarda kadınların adeta günlük kurtarıcı olarak sık sık kullandıkları kuru şampuan hakkında tüm bilinmeyenleri sizlerle paylaşıyoruz. Kuru şampuan nedir ve nasıl kullanılır? Evde kuru şampuan nasıl yapılır? Gelin birlikte inceleyelim…

Kuru şampuan, çok eski yıllarda saç kepeklenmesinin önüne geçmek için kullanılsa da ülkemizde büyük bir ilgi görmeye başladı. Kuru şampuanlar, hem tempolar içerisinde iş hayatı olanların, hem de saçında yağlanma problemi olan insanların kurtarıcısı haline geldi. Kullanıldığı takdirde bir dakikadan daha kısa bir süre içerisinde suya gerek kalmadan temiz, canlı ve yeni yıkanmış gibi bir saça sahip olayı sağlamaktadır. Kuru şampuan saça temiz bir görünüm kazandırmakla beraber, saça hacim de kazandıran bir üründür. Pudralı yapısı bulunan kuru şampuanlar bu sayede saç derisinin ürettiği yağı emer. Genelde sprey şeklinde olan kuru şampuanlar, saç derisine 15 cm uzaklıktan püskürtülerek kullanır.

Kuru şampuanın olumsuz yönlerinden biri, düzgün yıkama gerçekleştirilmediğinde saç diplerinizde birikmeler ile sonuçlanacağından; foliküllerin tıkanmasına ve zamanla bu sorunun ilerlemesine neden olabilir. Bu sorunu önlemek için saçınızın ağırlığına göre yıkama sürenizi belirlemeniz ve düzenli olarak yıkamanız gerekir.

PEKİ KURU ŞAMPUAN NASIL KULLANILIR?

– Saçınızın karışık olmaması için öncelikle saçlarınızı tarayın.

 Saçlarınızı tutam tutam ayırıp diplerine en az 15 cm uzaklıktan kuru şampuanı sıkın.

 Kuru şampuanın saçınızda ki yağı emebilmesi için 4-5 dakika bekledikten sonra saçlarınızı öne atıp iyice ellerinizle diplerini karıştırın. 

– Kuru şampuanların yağı emmesi dışında hacim verme özelliği de vardır bu sayede saçınızda ki yağı emdikten sonra saçınız hiç yağlanmamış gibi hacimli ve temiz kokabilir.

KOZMETİK DÜNYASINDAKİ EN İYİ KURU ŞAMPUAN HANGİSİDİR?

EVDE KURU ŞAMPUAN NASIL YAPILIR?

MALZEMELER
 
Yarım çay bardağı mısır nişastası
Yarım çay bardağı tatlandırılmamış kakao tozu
Yarım çay bardağı tarçın

YAPILIŞI VE UYGULANIŞI

Malzemelerin hepsini iyice kasede karıştırın. Bu karışımı cam bir kavanozda hava almayacak şekilde uzun süre saklayabilirsiniz.
 
Karışımı allık veya pudra fırçasıyla saç diplerine sürün.

Saçınıza uyguladıktan sonra tarakla tarayın. Bu sayede saçınızın her bölümüne dağılmasını sağlayabilirsiniz.

Ege bölgesinde en sık yapılan ve her kafede kolaylıkla bulabileceğiniz otlu böreği evde kolayca hazırlayabilirsiniz. Enfes lezzeti ve çay saatlerinize eşlik edecek otlu böreğin yapımı da çok basit. Pratik üstelik çok lezzetli otlu böreği tarifi haberimizin detaylarında.

Sabah kahvaltısında çay saatlerinde ya da özel misafirlerinize sunabileceğiniz hem lezzetli hem sunumu şık hem de kolay bir börek tarifi arıyorsanız otlu börek tarifi tam size göre. Börekler doyurucu olmasıyla günün her saatinde gönül rahatlığıyla pişirebilirsiniz. Eğer böreğinizin içerisindeki malzemelerin hafif olmasını istiyorsanız otlu bir iç harç hazırlayabilirsiniz. Bu iç harç böreğinizin hem yumuşacık olmasını hem de kıyır kıyır ağızda dağılmasını sağlıyor. Hafif olmasıyla da yedikçe yemek isteyeceğiniz otlu böreği tarifi yazımızın ayrıntılarında.

OTLU BÖREK TARİFİ:

MALZEMELER

2 su bardağı un
1 adet yumurta
Alabildiği kadar su
Tuz

İçi için;

1 demet ebegümeci
1 demet kuzukulağı
4 adet yeşil soğan
1 su bardağı yağlı çökelek
1 çay bardağı zeytinyağı
Tuz, pulbiber, karabiber
 

YAPILIŞI

Önce böreğin içini hazırlayarak tarife başlayın. Bir tencerede yıkanmış ve ince ince doğranmış yeşillikleri soteleyin. Baharatları da ekleyerek içine lor peyniri, zeytinyağı, ilave ederek bir kere karıştırın ve kenara alın.

Sonrasında hamur için olan tüm malzemeleri yoğurma kabında yoğurun.

Ardından hamuru 4 eşit parçaya bölüp, yufka şeklinde açın. Tepsiyi yağlayıp, bir kat yufkayı serin. Üzerini yağlayın. Diğer bir kat yufkayı da sererek iç harcın tamamını yayın. Üzerine yufkayı serip yağlayın ardından son yufkayı serin.

Üzerine yumurta da sürerek 180 derecelik fırında 25 dakika pişirin. Dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…