Şunun için etiket arşivi: Kadın

Moda, daima kendisini yenileyen ve değişime açık olan bir kavramdır. Her sezonda, her kumaşla farklı parçalar moda trendi olarak karşımıza çıkabiliyor. Ancak bazen, üretilip sunulanın yerine kendi hayalimizdekini tasarlayıp giymek isteyebiliyoruz. İşte tam da bu noktada, moda tasarımı devreye giriyor. Son dönemin de oldukça popüler bölümlerinden olan moda tasarımı hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? Moda tasarımı bölümü, öğrencilerine neleri vaat ediyor? Sizler için; moda tasarımı bölümü hakkında tüm bilinmesi gerekenleri, tek bir haber içerisinde topladık. Moda tasarımı hakkında tüm merak edilenler sadece yasemin.com’da!

Moda, kişiliğimizi ve hayat tarzımızı yansıtan en önemli kavramlardan biridir. Renk, tasarım ve daha pek çok konuda ruhumuzu yansıtan bu kavram, aynı zamanda büyük bir sektör pazarını oluşturuyor. Bu pazarda en iyi şekilde var olmak ya da en iyilerin arasında bulunmak için, yetenekten ziyade akademik eğitime de sahip olmanız gerekiyor. Moda Tasarımı bölümleri, bunu sağlamak için var. Özellikle son dönemlerde oldukça trend olan ve Google üzerinde taban puanları aratılan Moda Tasarımı bölümü hakkında, ne kadar bilgiye sahipsiniz? Moda Tasarımı nedir? Moda Tasarımı okumak için gerekenler nelerdir? Bu içerik sizlere, bu vb. birçok sorunun yanıtını sunuyor. Modacı, stilist olmak, kendi tarzınızı insanlara ulaştırmak istiyorsanız; bu bölümü okumalısınız. Bu bölüm hakkında en detaylı bilgiye ulaşmak için de; içerisinde olduğunuz bu haberi detaylıca okumalısınız. Öyleyse başlayalım…

MODA TASARIMI NEDİR?

Moda tasarımı, tam manasıyla aksesuar ve kumaşlardan oluşturulan özel giyim çalışmalarıdır. Yani sizler, hayal gücünüzü kullanıp aksesuar ve kumaş parçalarından giyilecek bir kıyafet tasarlamış olursunuz. Moda Tasarımı deyince akla sadece kıyafet gelmemeli elbette, ayakkabı ve çanta gibi parçalar için de bu kavram geçerlidir.

MODA TASARIMI OKUMAK İÇİN GEREKENLER

Moda Tasarım okumak için 2 önemli şeye sahip olmanız gerekir. Bunlardan biri yetenek. Çünkü bölüm, öğrencilerini yetenek sınavıyla alıyor. Sahip olduğunuz çizim yeteneğinin güçlü olması, size sınavı kazandıran en önemli etken olacaktır.

Bir diğer önemli olan nokta ise moda terimlerini iyi biliyor olmanızdır. Okurken, trendleri takip edip güncel giyim çizimleri yapabilmeniz oldukça önemli. Bu sayede, aynı zamanda rakibiniz de olan bölüm arkadaşlarınızın önüne rahatlıkla çıkabilmeniz mümkün.

MODA TASARIMI İŞ BÖLÜMÜ OLANAKLARI

Moda Tasarımı okuyan kişilerin çalışabilecekleri alanlar bellidir. Oldukça fazla olan moda markaları, bu alanda ilktir. Bir markaya girip burada, o büyük beğeniyle aldığımız kıyafetleri sizler tasarlayabilirsiniz. 

Ben büyük markalarda çalışmak istemiyorum diyorsanız, kendi atölyenizi açıp markanızı oluşturabilirsiniz.

Bu mesleği okurken, öğrendiğiniz ve sektör alanında uygulayacaklarınız bellidir. Şimdi de bölümde okurken öğreneceklerinize bir bakalım.

MODA TASARIM BÖLÜMÜ DERSLERİ

– Kalıp ve tasarım panosu tasarlamak/hazırlamak

– Temel sanat eğitimi

– El çizimi yöntemiyle veya bilgisayar programlarıyla model çizmek.

– Kullanacağınız kumaşın analizini yapmak

 – Kalıbı çıkarılmış modele, aksesuar tasarlamak

– Moda ile ilgili Dünya pazarı ve trendlerini bilmek

– Mesleki matematik

– Moda resmine giriş

– Giyim tasarımı ve üç boyutlu tasarım

– Bilgisayar desteğiyle kalıp hazırlama

Erzurum yöresinin en çok sevilen ve tüketilen tatlıları arasında yer alan kadayıf dolması, ağızda dağılan tadıyla kendine adeta hayran bırakıyor. Evde kolayca yapabileceğiniz kadayıf dolması, çıtır çıtır olmasıyla da sık sık yapacağınız tarifler arasında. Peki evde kadayıf dolması nasıl yapılır?

Tel kadayıfın Erzurum’da aldığı en lezzetli hallerinden biridir kadayıf dolması. Ceviz içiyle sarılıp, yumurtaya bulandıktan sonra kızartılan ve şerbetli olarak servis edilen tatlı Erzurum’un sembolleri arasında yerini çoktan almış. Genelikle Ramazan sofralarında mutlaka yapılan kadayıf dolmasını evde pratik bir şekilde yapmak ister misiniz? Tarifine ulaşmak için mutlaka yazımıza göz atmalısınız.

KADAYIF DOLMASI TARİFİ:

MALZEMELER

400 gram tel kadayıf
200 gram ceviz içi
5 adet yumurta

Kızartmak için;

2,5 su bardağı ayçiçek yağı

Şerbeti için;

750 gram toz şeker
500 ml. su
1 yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu

YAPILIŞI

Tarifi öncelikle şerbeti hazırlayarak başlayın. Toz şeker ve suyu derin bir karıştırma kabına alın. Toz şeker eriyene kadar karıştırdığınız şerbet karışımını ocağa alın ve orta ateşte kaynamaya bırakın. Kaynayan şerbete limon suyunu ilave ederek kenara alın.

Tel kadayıfları küçük parçalara ayırmadan elinizle hafif bir şekilde açın.Havalandırdığınız ve tel tel açtığınız tel kadayıfları yumurta büyüklüğünde öbeklere ayırın.

Mutfak tezgahı üzerinde dikdörtgen bir yufka gibi ince bir kat halinde tel tel açtığınız kadayıfın orta kısmına iri parçalar halinde ceviz içi yerleştirin. Kenar kısımlarını içe doğru katladıktan sonra rulo şeklinde sarın.

Kadayıflar bitene kadar aynı işlemi tekrarlayın. Yumurtaları geniş bir kasede çırpın. Ayçiçek yağını derin bir tencereye alın ve kısık ateşte kızdırın. Hazırladığınız kadayıf dolmalarını tek tek çırpılmış yumurtaya buladıktan sonra kızmaya başlayan yağda altın sarısı renk alana kadar kızartın.

Kızaran tatlıları bir kevgir yardımıyla aldıktan sonra soğumuş olan şerbetin içine bırakın. Şerbet iyice çektikten sonra üzerine antep fıstığı tozuyla servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Çocuğunuzun aşırı hareketli olmasınının sonucunu yaramazlığına bağlıyorsanız nedeni hiperaktivite bozukluğu olabilir! Gün içerisinde odadan odaya koşturuyorsa, sürekli hareket halindeyse ve oldukça aceleciyse Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğundan kaynaklanma ihtimali yüksektir. Peki Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nedir? Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite belirtileri neler? Hiperaktif çocuklara nasıl davranılmalı?

Çocukluk döneminde yaygın görülen Psikiyatrik bozukluklardan biri olan DEHB, yani Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu beyindeki ön bölümün yetmezliği ile ilgili bağlantılo olan bir rahatsızlıktır. Buna bağlı olarak da görülen devamlı kıpır kıpır hareket halinde olma, acele etme, sorumlulukları erteleme, unutkanlık ve dalgınlık gibi özellikler baş göstermektedir. Özellikle de okul çağındaki çocuklarda rastlanan Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu kızlara nazaran erkeklerde daha sık görülmektedir. Aşırı hareketli olma durumu yaşın ilerlemesine bağlı olarak azalması ile beraber dikkat eksikliği sabit kalır. 3-5 yaş grubundaki çocuklarda dikkat eksikliğini anlamak ise hiperaktivite belirtilerine göre anlaşılması biraz daha zor olabilir. Peki Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu nedir? Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu belirtileri neler? Hiperaktif çocuklara nasıl davranılmalı? Hiperaktivite belirtileri neler? Hiperaktivite tedavisi nasıldır?

HİPERAKTİVİTE NEDİR? HİPERAKTİVİTE BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çocuğunuzun gün içerisinde devamlı hareket halinde olmasını ve dolayısıyla da yerinde duramamasını kendisine zarar verecek davranışlara neden olabileceğinden endişeleniyorsanız, bu durumda aklınıza ilk gelen şey hiperaktivite olabilir. Hareketlerini kontrol edemeyen Hiperaktif çocuklar, bu davranışlarını her ne kadar kasten yapmasalar da çoğu zaman ‘yaramazlık yapma eğiliminde olan çocuk’ olarak düşünülebilir. Aşırı hareketlilik ve huzursuzluk hali  daha çok oturulması gereken durumlarda daha da artar. İlkokul döneminde hiperaktif olan çocuklar daha küçük yaş gruplarına göre daha az belirti verir. Küçük yaş gruplarında daha çok ayak sallama, ellerinde sürekli bir şeylerle meşgul olma ve çok konuşkanlık görülür.

HİPERAKTİF ÇOCUKLAR NASIL ANLAŞILIR? HİPERAKTİVİTE TEDAVİSİ…

Hiperaktive bozukluğu olan çocuklarda hakimiyet kurmak epey zordur. Böyle çocuklar ebeveynlerinden uyarı alsalar bile önemsemeyip istenmeyen davranışlarına devam ederler. Fakat bu çocuğunuza kurallar koymaktan vazgeçmenizi gerektirecek bir durum olmamalı. Hiperaktif çocukları kontrol altına almanın da etkili yolları var. Ebeveynlerin öncelikli olarak yapmaması gereken bazı hatalar var.

Bunların birincisi çocuğa neyi yanlış yaptığını anlatmamaktır. Cezalandırma yöntemi çocuğa neyi yapmaması gerektiğini açıklarken ne yapması gerektiğini açıklamaz.

Her seferinde çocuğunuzun bu davranışları karşısında çabuk sinirleniyor ya da bağırıyorsanız çocuğunuz sizin bu hareketlerinizi görene kadar kendini düzeltmeyebilir. Çocuğunuza ceza vereceğini söyleyip uygulamamaktan uzak durun. Hiperaktif çocuğu olanlar sadece ilaçlara güvenmemeli. Çünkü her ilaç her insanda aynı etkiyi bırakmaz.

Hiperaktif çocukları kontrol etmenin ilk aşaması çocuğun dikkatini çekmekle başlar. Eğer sizi dinlemiyorsa onu düzeltmeniz işe yaramaz. O an çevrenizde ne varsa her şeyi kapatın ve çocuğunuzla baş başa kalın. Onun seviyesine inin ve gözlerine bakın. Ona neyi neden yapması gerektiğini anlatın ve yaptığına uygun bir ceza verin.

İyi disiplin, iyi iletişim gerektirir. Çocuğunuzla sağlam bir iletişim kurarsanız ve mantıklı beklentiler içerisinde olursanız, kısa zamanda çocuğunuza daha az kızar ve onu daha sık ödüllendiriyor olursunuz.

DİKKAT EKSİKLİĞİ NEDEN OLUR? DİKKAT EKSİKLİĞİ NASIL ANLAŞILIR?

Çocuklarda yaygın olarak 3-5 yaşları arasında görülen dikkat eksikliğini anlamak pek kolay değildir. Dikkat eksikliği görülen çocuklarda aşırı hareketlilik, konsantre olamama, dikkatinin çabuk dağılması, düşünmeden ani hareketler gösteren, sabırsızlık ve dağınıklık gibi etkenler söz konusudur.

Araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, her 20 çocuktan birinde mutlaka bu dikkat eksikliği görülür. Böyle durumlarda öncelikle yapılması gereken bu eksikliğin ne kadar ileride olduğunu gözlemlemektir. Eksiklik düzeyi çok fazla ise doktora gösterilebilirken daha hafif düzeyde görülen çocuğa dikkat arttırıcı egzersizler yapılabilir.

Dikkat eksikliği görülen bu çocuklarda tutarsız davrandıklarından dolayı çevresinde birtakım sorunlar meydana gelir ve buda çocuğun sosyalleşmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI?

Gün içerisinde boş bir vaktiniz olduğunda çocuğunuzu alıp dikkatini açacak oyunlar oynayabilirsiniz. Mesela kağıtlara karışık meyve isimleri yazarsınız ve çocuğunuzdan söylediğiniz meyveyi bulup kendinize vermesini söyleyin. Böylelikle çoğunuz oyun yoluyla hem eğlenir hemde kelime haznesi gelişir.

Anne ve babalar, çocuğun gelişimine fayda sağlamayan gelişi güzel oyuncaklar alacağına zeka oyunları yada dikkat gerektiren oyuncaklar alabilirler. Satranç, puzzle ve kelime oyunları çocuğunuzu geliştirebilir.

Bir çocuğun dikkatini arttırmak için belli bir yaşa gelmesini beklemeyin. Her yaşa göre dikkat arttırıcı oyunlar bulabilirsiniz. 4 yaşına gelmiş bir çocuğa resimler arasında fark bulma gibi oyunlar oynayabilirken 10 yaşlarındaki bir çocuğa biraz daha daha fazla ayrıntılı oyunlar oynatabilirsiniz. Yani çocukların yaşlarıyla seviyelerine doğru orantılı olacak oyunlar seçmeniz okuldaki ders başarısında da etkili olacaktır. 

Görsel işlenen derslerde, anlama oranı yüksek olan hareketli çocuklar, soyut düşünme gerektiren ve sosyal bilimlere yakın derslerde istenen başarıyı gösteremeyebilir. Okuldaki dersleri, evde oyun haline getirerek, dikkat çekici görsel ya da objelerle çocuklarınızın eğitim hayatında da farklılık gözlemleyebilirsiniz. 

En fazla odaklanılan ya da beğenilen durumları ödül vererek çocuklarınızın ilgisini o yöne çekerken yapmasını istediğiniz şeyleri, örneğin kitap okumak gibi, kendiniz de yaparak eğilimi artırmanız mümkün. 

Cildinizin alın, yanak ya da çene bölgesinde çıkan sivilce,cilt lekeleri, gül hastalığı, siyah noktalar ve daha birçok sorunlarla karşılaşan kişilerin doktor tarafından önerilen Azelderm Krem hakkında tüm merak ettiğiniz soruları yanıtlayan bir yazıyla karşınızdayız. Azelderm Krem ne işe yarıyor? Azelderm Krem nasıl kullanılır? Azelderm Krem fiyatı nedir? Azelderm Krem gerçekten işe yarıyor mu? Azelderm Krem yan etkileri var mıdır? sorularının yanıtı haberimizin detaylarında.

İlk bakışta ciltteki lekeleri silen Expigment kremle karıştırılan Alzelderm Krem, son günlerde merak edilen kremler arasında yer alıyor. Cildiye uzmanlarının sivilcelerle başı dertte olanlar çin önerdiği bu krem, içerisinde %20 Azelaik asit bulunduruyor. Bu sayede kısa sürede hem sivilceleri geçiriyor hem de lekelerinin görünümünü azaltıyor. Normal sivilce kremlerinin içerisinde bulunan Azelaik asitten bir tık daha fazla bulunan bu krem, 30 gramlık tüplerde satılan bir ilaçtır. İlk uygulandığında sivilceleri kurutarak yok eden bu krem, düzenli uygulamada etkili sonuçlar göstermektedir. Kullanan birçok kişinin memnun kaldığı Azelderm krem özellikle ergenlik döneminde görülen sivilcelerin geçmesinde büyük rol oynar. En az 15 gün kullanılması gereken Azelderm krem, iltihaplı sivilceleri yok etmedeki etkisi kanıtlanmış bir kremdir.

Kullanılmaya başlandığında büyük etkisi fark edilen Azelderm krem, sivilceleri yok ettiği kadar izlerini de siliyor. Yapılan araştırmalara göre akne, iltihaplı sivilce, rozase ( gül hastalı), içi iltihaplı ve pembe sivilceler, hafif ve orta dereceli sivilceleri gidermede oldukça etkili olan bu krem, mikrop oluşumunun da önüne geçmektedir. 

Mutlaka uzman doktor tarafından hem kontrol altında hem de önerilerek kullanılması gereken bu krem, doğal asitler sayesinde cildin hücrelerini yenileyerek cilt lekelerinin kısa sürede rengini açıyor. Kullanıldığında  kahverengi lekeleri önce kızarık sonrasında tamamen giderdiğini fark edeceksiniz.

Ciltteki hücrelerin yenilenmesini sağlayan bu kremi çukurlarınız için de kullanabilirsiniz.  Azelderm krem sadece sivilce izlerini değil bilinen pek çok yara, yanık, çizilme ameliyat izleri ve dikiş izlerini yok etmektedir. 

PEKİ AZELDERM KREM NASIL SÜRÜLÜR?

Azelderm kremi uygulamadan önce mutlaka bölgeyi suyla temizleyip dezenfekte etmelisiniz. Daha sonra kağıt havlu ile kurutup fındık büyüklüğünde uygulayın.

Ardından baskı yapmadan masaj yapabilirsiniz. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa sürmeniz yeterlidir.

AZELDERM KREM YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Birçok kremde olduğu gibi Azelderm kremin de yan etkileri bulunmaktadır. Aşırı kullanımda farklı yan etkiler gösterebilir. Bunların başında kızarıklık ve kaşında geliyor. Eğer şiddetli şekilde kaşıntı varsa ve diğer yan etkilerde bazılarını görürseniz hemen kremi kullanmayı bırakmalı ve doktorunuza danışmalısınız.

AZELDERM KREM FİYATI NEDİR?

Bu krem, doktorunuzun yazması doğrultusunda reçete ile satılan bir kremdir. Reçetesiz de alabileceğiniz bu krem, 42.82 TL’dir.

Küçükten büyüğe herkese bamya sebzesini sevdirecek hem de sağlıklı bir atıştırmalık tarifi arıyorsanız bamya kızartması tam size göre. Sosuyla ağızlara layık olacak hem de damaklarda iz bırakacak olan bamya kızartmasını pratik bir şekilde hazırlamak için mutlaka yazımıza göz atmalısınız.

Bamya, Ebegümecigillerden bir bitki olmak beraber kışın pişen yemeklerin vazgeçilmezleri arasındadır. İçeriğindeki yapışkan sıvı yerken birçok kişiyi rahatsız etse de farklı bir şekilde pişirebilirsiniz.  Birçok ülkede en çok tercih edilen bitkilerden biri olan bamya, Asya ülkelerinde yemeğinin yanı sıra tıbbi bir bitki olarak da tercih edilmektedir. Dünyanın her yerinde yetişme özelliğine sahip olan bamya, tam bir antioksidan kaynağıdır. İçerisinden çıkan yapışkan sıvıyı limon kullanarak yok edebilirsiniz. Bamyanın iyisini seçmek için çok fazla olgunlaşmamış olanları tercih etmek, yemeklerin ideal lezzetinde olmasını sağlayacaktır. Bamya ile enfes bir soğuk başlangıç hazırlamaya ne dersiniz? 

BAMYA KIZARTMASI TARİFİ:

MALZEMELER

Uzun bamya

Bulamak için;

Yumurta
karabiber
pulbiber
tuz

Mantolamak için;

Mısır unu

Kızartmak için;

Sıvı yağ

Servis için;

Yoğurt ve sarımsak

YAPILIŞI

Bamyaları bol suyun içerisinde yıkayarak saplarını kesin.

Daha sonra derin bir tabağa yumurtayı kırın. Ayrı bir tabağa ise mısır ununu koyun.

Yıkanan bamyaları önce yumurtaya sonra mısır ununa bandırıp kızgın yağda pişirin.

Servise hazır hale gelen bamyaların üzerine sarımsaklı yoğurt dökebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Çocuklar için oldukça sağlıklı ve besleyici, yapımı oldukça pratik ve kahvaltıların vazgeçilmezi olacak enfes tarifi sizlerin beğenisine sunuyoruz. Sütle çırpılmış yumurta ve üzerine kaşar rendesiyle herkesin seveceği bu tarifi misafirlerinize de sunabilirsiniz. Peki bu kadar överek anlattığımız sütlü yumurta nasıl yapılır? Gelin birlikte inceleyelim…

Geçtiğimiz akşam severek izlenilen ve reyting rekorları kıran bir yemek programında adını duyduğumuz sütlü yumurta aslında herkesin yıllardır bildiği bir lezzet. Ancak programda en iyisini yapmak için dakikalarca çabalayan yarışmacılardan sonra merak konusu olan sütlü yumurtanın en pratik ve leziz tarifini sizlerin karşısına çıkardık. Programı izledikten sonra evinizde mutlaka yapmak isteyeceğiniz sütlü yumurta kahvaltı sofralarının baş tacı olacak. Adete omlet yapar gibi pişirilen sütlü yumurtanın en güzel tarifini yazımızdan öğrenebilirsiniz.

SÜTLÜ YUMURTA TARİFİ:

MALZEMELER

2 adet yumurta
Yarım çay bardağı süt
Tuz, karabiber, pul biber
Kaşar rendesi
1 tatlı kaşığı tereyağı

YAPILIŞI

Bir kaseye yumurtaları alıp güzelce çırpın.

Daha sonra içerisine sütü ekleyerek çırpma işlemine devam edin.

En son baharatları ekleyerek tavaya yağı alın.

Yağ eriyip hafif kızardıktan sonra üzerine yumurtalı karşımı dökün.

Kenarlarından içeriyle doğru alarak pişirin.

Tam pişmeye yakın kaşarları ekleyerek erimesini sağlayın.

Sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Tadı mayhoş ama bir o kadarda lezzetli olan vişneleri pastalarda ve tatlılarda kullanmak için buzlukta saklayabilirsiniz. Dışarıda pahalı satılan dondurulmuş vişneyi kendi ellerinizle evde pratik bir şekilde yapmaya ne dersiniz? Hazırladığımız bu yazıda kışlık vişne hazırlığı hakkında tüm detayları bulabilirsiniz.

Vişne, yaz mevsimin en çok sevilen kiraza benzetilen ancak tadı daha ekşi olan bir meyvedir. Anavatanı Hazar Denizi civarı olan vişne en çok Balkanlar’da görülmektedir. Ancak son yıllarda en çok hasadı yapılan ülke Türkiye’dir. Anadolu’da özellikle reçeli, kahvaltı sofralarının olmazsa olmazıdır. En fazla 8 metreye kadar büyüyen vişne ağacı, ayırt etmeyi bilmeyenler için kirazla benzerlik göstermektedir. Kirazın meyveleri daha iri ve koyu renkli olurken; vişne daha küçük ve açık renklidir. Gülgiller (Rosaceae) familyasından olan vişne, yaklaşık 50 yıl ömrü olan bitkilerden biridir. Ülkemizde Temmuz ayı gibi toplanan ve sonrasında manav reyonlarında gördüğümüz vişne pasta, tatlı, kurabiye gibi birçok hamurişinin vazgeçilmez lezzetidir. 

Bağışıklık sistemini oldukça güçlendiren vişne, vücudun hastalıklarla daha rahat savaşmasını sağlamaktadır. Sağlıklı beslenmeyi desteklemesinin yanında kişinin kilo vermesini de kolaylaştıran vişneyi kışın da tüketmek için bazı yöntemleri deneyebilirsiniz. Bunlardan biri de buzlukta saklama yöntemidir.

Vişne saklama yöntemleri bir kaç şekilde olsa da en pratik olan yöntem dondurucuda saklama yöntemidir. İsterseniz konserve yaparak da saklayabilirsiniz. Ancak vişne çok hassas meyve olduğundan dolayı buzlukta saklamak en ideal saklama yöntemidir. 

PEKİ BUZLUKTA VİŞNE NASIL SAKLANIR?

Vişnelerin çekirdeklerini pratik bir yöntemle ayıklayarak soğuk suyun altında bol suda yıkayın. Bu adımda vişnelerin ezilmemesine dikkat etmelisiniz.

Temizlediğiniz vişneleri tek tek bir fırın tepsisinin ya da büyükçe bir kabın üzerine dizin.

Ardından tepsiyi üzeri açık bir biçimde derin dondurucuya koyun. Bu şekilde 1 saat dondurun. 1 saat kadar dondurduktan sonra buzdolabı poşetlerine pay edin. Yeniden buzluğa koyun. Bu şekilde vişnelerinizin şekli bozulmadan donmasını sağlayacaksınız.

VİŞNE KOMPOSTO TARİFİ:

MALZEMELER

2 kilo vişne
3 litre su
4 su bardağı şeker

YAPILIŞI

Vişneleri sap ve çekirdek kısımlarından ayırarak bol suyun içerisinde yıkayın.

Tencerenin içerisine alarak, üzerine suyu ilave edin.

Vişneler kaynadıktan tam 15 dakika sonra şekeri ilave ederek, 15 dakika daha pişirin.

Hazır hale gelen kompostoyu kavanoza koyup, ağzını sıkıca kapatın.

Ters çevirip 1 gece beklettikten sonra tüketebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Trend okul saç modelleri arasında evde yapılabilecek çocuk saç modellerini sizler ve çocuklarınız için derledik. Pratik ve kolay okul saç modelleri nelerdir? Çocuklar için en güzel okul saç modelleri nasıl yapılır? Evde pratik yapılabilecek örgü modelleri neler? Uzun ve kısa saç modellerine özel yapılabilecek çocuk örgü modelleri…

Eğitim öğretim döneminin açılmasıyla beraber öğrenciler için okul maratonu başladı. Hem velileri hem de öğrencileri yakından ilgilendiren bir konu olan okul hayatında çocuğun derslerinin başarılı olabilmesi için okulu sevmesi ve alışması gerekir. Bunun için okula hazırlık süreci çok önemlidir. Çocuğun okula gitmek için heyecanlanması, arkadaşlarıyla vakit geçireceği için mutlu olması gerekirken ailenin gösterdiği baskılı davranışlar çocuğu hepten okuldan soğutup uzaklaştırabilir. Kimi ailelerde bu süreç kolaylıkla atlatılabiliyor iken kimilerinde biraz daha uğraştırıcı olunabiliyor. Bu gibi durumların yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalı, okul hayatı sevdirilmelidir. Bunun için okul araç-gereçlerinden tutun okula giderken hazırlanmasına kadar yanında olduğunuzu hissettirerek, heyecanlanmasını sağlayabilirsiniz. Kız ve erkek çocuklarında okula giderken kolay ve pratik bir şekilde yapabileceğiniz okul saç modellerini sizlere derledik. Yapması basit olan okul saç modelleri ile çocuğunuzu hem heveslendirebilir hem de okula güzel bir şekilde gitmesini sağlayabilirsiniz. Evde çocuğunuza yapabileceğiniz okul saç modelleri neler? Okula yeni başlayanlar için pratik saç modelleri…

EVDE YAPILABİLECEK SAÇ MODELLERİ NELER? OKUL İÇİN KOLAY ÇOCUK SAÇ MODELLERİ

1- BOĞUMLU AT KUYRUĞU/ ÖRGÜ MODEL AT KUYRUĞU

Yapması çok basit olan bu iki saç modeli, hem zamandan tasarruf etmenizi sağlarken hem de hoş bir görünüm kazanmaya yardımcı olur. Uzun saç modellerine daha çok yakışacak bir model olan at kuyruğunda ihtiyacınız olacak tek şey lastikli tokalar. Belirli aralıklarla birden fazla bağlayacağınız boğumlu at kuyruğu modeli, örgüyle uğraşmak istemeyenler için en ideali.

Boğumlu at kuyruğu tercih edilmeyecekse iki yandan balık sırtı örgü girişiyle başlayıp at kuyruğuna başlayacağınız saç modeli çocuğunuzu oldukça havalı gösterecek!

2- EN KOLAY VE HIZLI ÇİFT ÖRGÜ MODELİ

Saçı ortadan ikiye ayırıp yüksekten toplayacağınız 2 at kuyruğunu çift örgü modeli ile şahlandırabilirsiniz. Çok basit bir örgü modeli olan çift örgüde tek bir at kuyruğunu ikiye ayırıp birbirine dolayarak halat görünümü verin. İşte çok kolay bir örgü saç modeli!

3-  ÇOCUKLAR İÇİN ÖRGÜ SAÇ MODELİ

Balık sırt örgü modelini iki farklı şekilde kullanabileceğiniz modelleri sizlere derledik. Saçları ortadan ayırıp düz balık sırtı örgü modelini olduğu gibi kullanabilir iken dilerseniz iki balık sırtından birini yana bağlayarak da kullanabilirsiniz.

4- ÇOCUKLAR İÇİN TOPUZ SAÇ MODELİ

Uzun saçların enseye değmeyip rahatsızlık vermemesi ya da sıcakta terletmemesi için kullanabileceğiniz en kolay saç modeli topuzdur. Sıradan topuz modelleri yerine örgü ile çevreleyebilir, daha farklı bir görünüm kazanmaya yardımcı olabilirsiniz.

Lahanagiller ailesine ait olan brokoli, küçük yumrulardan oluşan karnabaharın yeşil halidir. Avrupa kıtasında sıklıkla tüketilen brokoli kalın bağırsakların temizlenmesini sağlar. Güçlü bir lif kaynağı olan brokoli, hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki brokolinin faydaları nelerdir? Brokoli neye iyi gelir? Haberin detayında brokoliye ait her şeyi bulabilirsiniz.

Ana yemek, salata ev çorba olarak tüketilebilen brokolinin insan sağlığına birçok faydası olduğu ortaya çıktı. Lahanagiller olan brokoli yaprakları dışında her yeri tüketilebilir. Toprağın tüm vitamin ve minerallerini barındırdığından oldukça güçlü bir besin kaynağıdır. A, C vitaminlerinin yanı sıra folik asit, lif kalsiyum, sülfür ve antioksidan bakımından zengindir. İtalya topraklarıyla özdeşleşen brokoli, yüksek lif içerdiğinden diyet listelerinde ilk sırada yer alır. Romalı aşçıların çoğu yemeklerinde vazgeçilmez olarak brokoliyi kullanır. Dış görünüş olarak karnabahara benzer. Üretiminde şuan Çin ilk sıralarda yer alırken tüketiminde ise Avrupa ülkeleri ilk sıralarda yer alıyor. Uzmanların çoğu haşlanmış halinin en sağlıklısı olduğunu vurguluyor. İnsan sağlığına inanılmaz faydaları olan brokoli yapılan araştırmalarda kalın bağırsak kanserini önlerdiği tespit edilmiştir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu brokoli suyunun bin bir derde defa olduğunu bu yüzden ay da üç defa tüketilmesini öneriyor. 

BROKOLİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Yapılana araştırmalarda kanserli hücrelerin büyüme oranını yüze 70 azaltığını aynı zamanda oluşan hücrelerin ise sayısını küçülterek oluşumlarını tamamen engellediği tespit edilmiştir. Uzmanlar bu yüzden haftada bir iki kezde olsa brokoli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. 

Sülfür maddesi iltihap oluşumunu önleyerek damar duvarlarını genişletir. Bu da tıkanma gibi sağlık sorunlarını engeller. Kan akışı bu sayede normale döndüğünden kalp hastalıklarına yakalanma oranı da azalır. 

Nadiren bulunan B6 vitamini bakımından oldukça zengin olan bu besin kök hücrelerini yeniler. Özellikle deri altındaki hücreleri yenileyen bu vitamin deri ve saç dökülmelerini engeller. Hafta da 4 defa bir kase çiğ brokoli tüketerek sebum maddesinin salgılanması artılır. Sebum parlak ve pürüzsüz bir cilt ve saça sahip olmanızı sağlar. 

Vücuda yerleşen kalıntı ve atıklarla ortaya çıkan bu toksinler enerji oranını düşürür. Antioksidan bakımından da güçlü olan brokoli vücudun kısa zamanda toksinlerden arınmasını sağlar. Bu sayede de bağışıklık sistemini güçlendirir.

K vitamini kaynağı olan brokoli beyin sağlığını da destekler. K vitamini beynin kabiliyet ve kavrama bölümünü güçlendirerek. Unutkanlığı bunun yanı sıra stres ve depresyon oranını da azaltır. Uzmanlar düzenli tüketilen brokolinin ileri yaşlarda görülen hafıza kaybını da yüzde 80 azalttığı görülmüştür.

K ve B vitamini içeren brokoli cildi her türlü zararlı hücrelere karşı korur. Elastik yapısını güçlendirerek yaşlanmayı ve kırışıklıkları önler.

Gözün ihtiyacı olan A vitamini görme oranını artırır. Bunun yanı sıra gözün düşük ışıkta bile daha net görmesini sağlar.

Yüksek lif ve düşük kaloriye sahip olduğundan diyet listelerinde ilk sıralarda yerini alır. Aynı zamanda kalsiyum bakımından zengin olduğundan kemik gelişimini güçlendirir.

NOT: Brokoli yüksek oranda tüketilmesine dikkat edilmesi gereken bir besin özellikle mide rahatsızlığı çekenlerin doktor kontrolünde tüketmesi gerekir. Çünkü brokoli gaz, şişkinlik ve ekşimeye neden olur. 

Uyku sırasında yataktan kalkıp yürüyen biri ile karşılaştınız mı? Ya da uyuduktan sonra uyanma aşamasında kendinizi başka bir oda da buldunuz mu? Tüm bu duruma sebep olan uyurgezerlik hastalığına dair merak edilenleri sizler için derledik. Peki uyurgezerlik nedir? Uyurgezerliğin nedenleri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Tüm bu soruların yanıtlarını haberin detayında bulabilirsiniz.

Uykunun en derin anında beynin fonksiyonlarının azalmasına rağmen vücudun kalkıp faaliyete geçme durumuna uyurgezerlik hastalığı denir. Çocuk yaşlarda sıklıkla görülen hastalığın son yıllarda yetişkinlerde de görülme olasılığı artı. Tedavisi olan bu rahatsızlık erken teşhis edilip müdahale edilmelidir. Aksi halde ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Uyurgezerlik, uyur gezer ya da uykuda gezme gibi isimlerle adlandırılan parasomi kategorisine giren bir uyku bozukluğu hastalığıdır. Çocuk yaştaki travmatik bir durumda görülen rahatsızlık genellikle ergenlik dönemlerde kendiliğinden düzelir. Ancak ileri yaşlara rağmen yaşanan uyurgezerliğin altında başka nedenler olabilir. 20 yaşından sonra yaşanan uyurgezerlik de hastalar genellikle gece yarısı 2 ya da 3 saatlerinde kalkar. Bilim uyurgezerliği şöyle açıklıyor. Uykunun aşamaları vardır. Kişi önce hafif uyku haline geçer. Daha sonra tamamen derin uykuya dalar. Ancak işte uyurgezerlerde bu durum derin uyku sonrası uykunun tekrar hafiflemeye başlaması ile ortaya çıkar. Derin uyku denilen yani NREM evresine geçmeden vücudun kalkıp dolaşması ve beynin aktif olmasına rağmen kişi uyku halinden çıkmaz. Bilim insanlarına göre derin uyku evresinde yaşanan bir komplikasyon sonrası kişi uyurgezer olur. Ancak bunu tam olarak neyin tetiklediği bilinmese de bazı nedenler öne sürülür.

UYURGEZERLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?

Kişinin çocukken yaşadığı terk edilme korkusu, sevgisizlik, başkalarının başarısı ile kıyaslanma, ailede büyük bir kayıp yaşanması

Olduğu yerde kendini güvende hissetmemesi

Gün içinde yoğun iş temposu nedeniyle deforme olan sinir hücreleri

Stres, depresyon, panik atak, kaygı

Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri

Derin uykuya geçmede zorlanma

Melotonin hormonunun hiç çalışmaması gibi durumlar uyurgezerliği tetikler.

UYURGEZERLİK ŞİKAYETLERİ VE BULGULARI

Hasta uyku halinden yataktan kalkar ve dolaşır. Bilinç durumu kişiden kişiye değişir. Bazı kimseler yarı uyku halindeyken bazıları ise hiçbir şey hatırlamaz. Bu hastaların uykudan uyanması zordur ki çoğu uzmanlar hastaların uyandırılmasını istemez. Anlamsız hareketlerde bulunabilirler. Hatta bu sırada giyinir, yemek yer, diş fırçalar, konuşur ancak çevreden gelen tüm durumlara tepkisizdir. En tehlikeli bulguları ise kapıyı açıp dışarı çıkma, pencere açma, balkondan atlama veya ocak yakma gibi faaliyetlerde bile bulunabilir. Bu tip kişiler nadirende olsa kişilik bozukluğu yaşayan hastalarda da tetiklenebilir.  En hafif şikayet ise tüm evi dolaştıktan sonra tekrar yatağına dönüp uyumasıdır. 

UYURGEZERLİK TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Hasta yakınlarının bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Çünkü tedavisi olan bu hastalıkta uzmanlar kişinin hangi durumdan kaynaklı bu süreci yaşadığını tespit etmeye çalışır. Bu yönden geliştirilen tedavide derin uyku halini bozan durumlar azaltılmaya çalışılır. Uzmanlar hastalara genellikle öğle uykusunu önerir. Bunun dışında kişi uyku, davranış tedavisi uygulanır. Ataklar esnasında vücudun aniden terlemesi önlemek için uyumadan önce mutlaka tuvalet ihtiyacı giderilir. Melotonin hormonunu artıracak besinler tüketilmeli. Kısacası hasta psikolojik ve fizyolojik bir tedavi sürecinden geçer.