Şunun için etiket arşivi: Kadın

Yüzünüzdeki sivilce, siyah nokta, akne veya daha birçok problemi gidermek için kimyasal içeren ürünler kullanmak bir sorunu giderirken yeni bir cilt problemin daha ortaya çıkmasına olanak sağlayabilir. Her evde bulunan yoğurt ile doğal bir cilt bakımı yaparak cildinizdeki bazı problemleri kısa sürede ortadan kaldırabilirsiniz. Peki yoğurdun cilde ne gibi faydaları bulunur ve yoğurtla cilde bakım nasıl yapılır? diye merak ediyorsanız mutlaka yazımızı incelemelisiniz.

Yoğurt, sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir besindir. Çok eski çağlardan beri alternatif tıp alanlarından kullanılan hem de sağlıklı yaşamın sırrı olarak bilinen yoğurt, kemik aynı zamanda iskelet sağlığı açısından oldukça faydalıdır. C ve B 12 vitamini içerdiği için uzmanların bol bol tüketilmesi gerektiğini vurgulayan yoğurdun cilde de faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Uzmanların yaptığı bir araştırmaya göre yoğurt, en etkili cilt nemlendiriciler arasında yer alıyor.

Antioksidan özelliği sayesinde ciltteki kaşıntıları, kızarıkları gideren yoğurt, gözenekleri sıkılaştırarak adeta siyah noktaları derinden etkileyerek yok ediyor. Genişleyen gözenekler zamanla siyah nokta veya sivilceye dönüşür. Bu durumu engelleyen yoğurt, sivilcelerin azalmasına yardımcı oluyor. 

Çinko bakımından zengin olan yoğurt ile yapacağınız bir maske, sivilcelerden kaynaklanan lekeleri de yok eder. Makyaj yaptığınızda cildinizdeki pul pul görünümden şikayetçiyseniz, yoğurtta bulunan enmzimler, asitler ve mineraller sayesinde bu durumu da ortadan kaldırabilirsiniz.

PEKİ YOĞURT CİLDE NASIL UYGULANIR?

SİYAH NOKTALARI YOK EDEN YOĞURT MASKESİ

1-2 tatlı kaşığı limon suyu, 1 tatlı kaşığı yulaf ezmesi ve 2 tatlı kaşığı yoğurdu güzelce karıştırın. Yüzünüze eşit miktarda olacak şekilde sürün. 20 dakika sonra soğuk suyla durulayın. Haftada 2 kez uygulayabilirsiniz. 

ÖLÜ DERİLERİ YOK EDEN YOĞURT MASKESİ

1 tatlı kaşığı yoğurt ile 1 tatlı kaşığı balı güzelce çırpın. Cildinize sürüp kuruyunca sıcak suyla durulayın. Haftada 1 defa uygulamak yeterli olacaktır.

SİVİLCELERİ AZALTAN YOĞURT MASKESİ

Makyaj pamuğunu yoğurdun içine batırıp, sivilce olan bölgelere sürün. Bir gece bekletip, uyandığınızda soğuk suyla güzelce yıkayın. Her gece yatmadan önce bu yöntemi deneyebilirsiniz.

CİLT KIZARIKLIKLARI İÇİN MASKE TARİFİ

MALZEMELER

2 yemek kaşığı yoğurt
1 çay kaşığı doğal kür
Bir miktar gül suyu
Yarım çay kaşığı aloe vera jeli

YAPILIŞI

Malzemelerin tamamını cam bir kasede karıştırın. Kızarıklık ve kaşıntı olan bölgeye uygulayıp 20 dakika bekletin ve ılık su ile durulayın.

GÖZENEKLERİ SIKILAŞTIRAN YOĞURT MASKESİ

MALZEMELER

2 yemek kaşığı yoğurt
1 adet yumurta

YAPILIŞI

Yumurtanın sadece akı ile yoğurdu karıştırın. Fırça yardımıyla yüzünüze uygulayın. 10 dakika kadar yüzünüzde bekletip, ılık su ile durulayın.

Adını duyanların çok şaşırdığı tadı muhteşem bir tatlının tarifini sizlerin beğenisine sunuyoruz. Sadece hamur ile yapıldığı için en sevilen tatlılardan biri olarak görülen hanım göbeği tatlısını yapmak aslında çok basit. Severek tüketeceğiniz hanım göbeği tatlısının tarifi bugünkü yazımızda.

Hanım göbeği tatlısı, Türk mutfağının yıllardır vazgeçilmezi olan, asla yağ çekmeyen hafif bir tatlıdır. Dışı çıtır çıtır içi yumuşacık hanım göbeği tatlısı, biraz zahmetli olsa da çok sık pişirilen tatlılar arasında. Şerbetli tatlıların başında gelen Hanım göbeği tatlısı geçmişten bu yana severek tüketilmektedir. Hamuru pişirilerek yapılan tatlılardan biri olan bu tatlı, 18.yüzyılda Ramazan ayı, bayram, ve diğer özel günlerde sıkça yapılıp tüketilmiştir. İstanbul tatlıcıları yıllarca bu tatlıyı müşterilerine sıcak sıcak sunmuştur. Bu tatlı ismini hanım göbeğine bezemesinden almıştır. Çok eski yıllarda fırında pişirilerek yapılan bu tatlı şimdilerde kızartılarak yapılıyor. İlk bakışta aşırı yağlı ve şerbetli olduğu düşünülen hanım göbeği sandığınız gibi değil. Peki evde hanım göbeği tatlısı nasıl yapılır?

HANIM GÖBEĞİ TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

1 adet yumurta
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı irmik
1,5 su bardağı un
1 vanilya
1 kabartma tozu
25-30 adet fındık

Şerbeti için;

3 su bardağı şeker
2,5 su bardağı su

YAPILIŞI

 

Afiyet olsun…

Çocukların kemik gelişimi ve bağışıklıklarının güçlenmesi için oldukça faydalı bir çorba hazırlamaya ne dersiniz? Tadı enfes ve damaklarda kalacak olan hamsi çorbası, son günlerin en çok merak edilen tarifleri arasında. Peki hamsi çorbası nasıl yapılır? Gelin birlikte öğrenelim…

Hamsi balığı,Türk sofrasının vazgeçilmez balık türüdür. Karadeniz mutfağının temsilcisi olan hamsinin pilavı, tatlısı, çorbası ve daha birçok yemeği yapılmaktadır. Karadeniz ve Marmara’nın en sık görülen ve severek tüketilen balığıdır. 1970 yılından itibaren Ekim ayının ikinci haftasında balıkçıların “gırgır” adı verilen çevirme ağlarıyla toplanılan hamsi balığı, Engraulidae familyasına aittir. Küçük gövdeleriyle, parlak renkleriyle ve muhteşem lezzetiyle, özellikle Karadeniz mutfağında sık sık pişirilen bu balık, ciddi anlamda bir protein deposudur. Hazmı kolay olduğundan içeriğindeki fosfor ve Omega 3 hemen vücuda etkileri gösterir. Tüm faydalarını görebilmek için balığı mutlaka taze olarak tüketmelisiniz. Hamsi balığıyla muhteşem lezzetler hazırlayabilirsiniz. Örneğin şifa dolu bir kase çorba. Hamsi balığından yapılan çorba tarifini öğrenmek için yazımıza göz atın.

HAMSİ ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

200 gram hamsi
1 adet havuç
1 adet patates
1 adet soğan
1 küçük dilim kereviz
2 diş sarımsak
Tuz, karabiber, pul biber (İsteğe bağlı)
1/5 limon suyu
1, 5 litre su
1 kaşık tereyağı
1 kaşık sıvı yağ
1, 5 kaşık un

YAPILIŞI

Hamsinin kılçıklarını güzelce temizleyin. Daha sonra sebzeleri bol suyun içerisinde yıkayıp, küçük küçük doğrayın.

Derin bir tencereye suyu koyup, balık sebzeleri kaynatın. 25 dakika sonra çorbanın suyunu süzüp, aynı tencerede tereyağını eritin.

İçerisine unu ekleyerek kavurun. Koyu bir renk alana kadar kavurduktan sonra kenarda bıraktığımız çorbanın suyunu ekleyerek güzelce karıştırın.

Kıvama geldikten sonra balıkları, küçük doğradınız sebzeleri, baharatları ve limon suyunu ilave edip, 10 dakika daha kaynatın.

Güzelce piştikten sonra sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Hicri takvime göre her yıl Muharrem ayının 10. gününde evde pişirilen aşure tatlısı, dayanışmanın sembolüdür. Bu yıl 9 Eylül’e denk gelen aşure gününde kazanlar kaynar ve komşulara dağıtılır. Türk mutfağında çok önemli yere sahip olan aşureyi en güzel ve en lezzetli haliyle sofralarınıza getiriyoruz. Pratik aşure evde nasıl yapılır? Püf noktaları nelerdir? Aşurenin faydaları nelerdir? öğrenmek için içeriğimize göz atın.

Aşure, Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günü yapılan ve eki zamanlarda birçok malzemenin bir araya getirilmesiyle yapıldığı için toplumu simgelediği söylenen lezzetli bir tatlıdır. Birbirinden farklı malzemelerin pişirilerek enfes bir lezzete dönüşmesi; toplumdaki insanları temsil ettiği söylenir. Buğday, nohut gibi baklagil taneleri ile kuru yemişlerin bir araya getirilip şekerle kaynatılması sonrasında yapılan aşure, etimolojik olarak incelendiğinde İbranice kökenli bir kelimedir. Bu kelimenin orijinali “aşura” olarak da bilinmektedir.Aşure, aynı zamanda sayı olarak on anlamına gelen bir kelimedir. Bu anlamı, Hicri takvimdeki Muharrem ayının onuncu gününe denk gelmesinden kaynaklanmaktadır. Her yıl Muharrem ayının belirli bir haftasında ise aşureler yapılıyor ve dost, komşu, aile vb. ile paylaşıyor. Siz de bu yıl kendi ellerinizle enfes bir aşure pişirmeye ne dersiniz? Türk mutfağının lezzetli tariflerinden biri olan aşurenin, sindirimi kolaylaştırdığı, Omega-3, demir, çinko, kalsiyum gibi vitamin ve mineraller içerdiği uzmanlar tarafından açıklandı. Faydalarından püf noktalarına kadar aşure hakkında tüm detayları bulabileceğiniz yazımızı mutlaka incelemelisiniz.

AŞURE TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı kuru fasulye
1 su bardağı nohut
yarım kilo buğday
1 su bardağı kuru üzüm
12 adet kuru kayısı
2 küçük portakal
12 adet kuru incir
yarım çay bardağı kuş üzümü
5 adet karanfil
3 su bardağı toz şeker
1 su bardağı fındık( Piştikten sonra)

Üzeri için;

1 buçuk su bardağı ince öğütülmüş fındık
İsteğe göre tarçın
İsteğe göre doğranmış kuru kayısı
İsteğe göre ayıklanmış nar

YAPILIŞI

Bir gece öncesinde fasulye ve nohutu  ayrı kaplarda ıslatın ve üzerilerine tuz ekleyin. Ayrıca bir gece önceden de buğdayı tencereye su ekleyerek az kaynatın.

Önceden ıslattığınız nohut ve fasulyeyi aynı tencereye koyup kaynatın. Daha sonra buğdayı ekleyin.

Buğdayı da ekledikten sonra hepsinin üzerini örtecek şekilde su ekleyin ve karıştırmaya devam edin.

Biraz piştikten sonra üzerine doğradığınız kayısıları, üzümü, şekeri, kuş üzümünü, karanfili, portakal kabuklarını ekleyip karıştırın ve orta ateşte pişirmeye bırakın.

Koyulaşmaya başlayan aşurenin altını kapatın. Sonra kaseleri hazırlayın. Kaşık yardımıyla kaselerin içine eşit miktarda koyun. Koyduktan sonra üzerini süslemek için kuru kayısıları küçük doğrayın.

Kaselerin üzerine kuru kayısı, tarçın, çekilmiş fındık ve nar tanelerini koyup istediğiniz gibi süsleyip servis edebilirsiniz.

AŞURE YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Aşure de kullanacağınız nohut, fasulye ve buğdayı bir gece önceden suda bekletin.Bir gece önceden beklettiğiniz bakliyatlar aşure yaparken işinizi kolaylaştırıyor. 

Bir gece önceden suya koyacağınız bakliyatların suyu için mutlaka içme suyunu kullanın. Ertesi gün bakliyatlara kullandığınız suyu süzmeyi unutmayın.

Aşureyi yapacağınız gün nohut, fasulye, buğday bütün bunları ayrı tencerelerde orta ateşte haşlayın. Kuş üzümü, kuru üzüm, kayısı ve kuru inciri bakliyatları haşlayıp suyu süzdükten sonra ekleyin ki su rengi koyulaşmasın.

Aşureye pişmeye yakın portakal kabuğu koymak istiyorsanız rendelerken portakalın beyaz olan yerine rendeyi vurmamaya çalışın. Eğer orayı da rendelerseniz aşure tadı biraz acı olabilir. 

Aşurenin renginin beyaz olmasını isterseniz bunun için bir tutam pirinç veya biraz oda sıcaklığında beklemiş süt ekleyebilirsiniz.Aşurenin kıvamının çok koyu olduğunu fark ederseniz hemen su ilave edin. Şeker gerekiyorsa da tadına baktıktan sonra bir miktar şeker ekleyin.

Aşurenin içine şekeri en son aşurenin piştiğini anladığınız zaman ekleyin. Koyduktan sonra şekerin yanmaması için sürekli karıştırmaya devam edin.

AŞURENİN FAYDALARI NELERDİR?

Yeterli miktarda tüketilen aşure, çocukların günü enerjik bir şekilde geçirmesi ve sağlıklı büyümelerinde önemli bir rol oynuyor. Özellikle Söğüt eksikliğini gideriyor. 

Aşurenin içerisinde bulunan baklagiller, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olarak, bol miktarda demir ve çinko içerir.

Hayvansal yağ içermeyen bu lezzet asla kolestrol içermez.Tamamen meyvelerden hazırlandığı için B2, B1, C, A vitamininin yanı sıra bol miktarda demir, çinko, fosfor, kalsiyum ve sodyum vardır.

Aşurede bulunan tüm malzemelerin bitkisel olduğundan kalp ve damar sağlığına karşı vücudu korur. Özellikle emziren annelerin tüketmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar aşurenin süt yapıcı olduğunu da söylüyor.

Asidik özelliği daha fazla olan yeşil elma özellikle sindirim sorunlarına iyi gelir. Kan şekeri ve kolesterolü de düzenleyen yeşil elma hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki yeşil elmanın faydaları nelerdir? Ayrıca uzmanların önerdiği elma ve salatalık suyu karışımının mucizevi faydasını da araştırdık. Haberin detayında bağışıklığı güçlendiren yeşil elmaya dair her şeyi bulabilirsiniz.

Severek tüketilen yeşil elma, protein, vitamin, mineral ve lif açısından diğer elma çeşitlerine oranla daha zengindir. Gülgiller ailesine ait olan elma, ilk olarak Kuzey Anadolu topraklarında keşfedildi.1000 farklı çeşidi olan elma tüm dünyaya Orta Asya topraklarından yayıldı. Besin değeri oldukça yüksek olan elmanın sarı, yeşil ve kırmızı türleri yaygındır. Malta eriği ve armut ile akrabalığı olan elmanın çeşitleri içeriğindeki besin değerini değiştirir. Yeşil elma sarı ve kırmızıya göre daha fazla asidik çözücü içerir. Sonbaharda tamamen olgunlaşan yeşil elma nemli ve yağışlı alanları sever. İçeriğindeki sıvı oranı oldukça fazladır. Ülkemizde Amasya elması oldukça yaygın tüketilir. Ancak sindirim sorunu yaşayanlar için uzmanlar genellikle yeşil elmayı önerir. Yeşil elma erik gibi ekşimsi bir sıvıya sahiptir. Bu sıvı aslında içerdiği asidikten alır. Bu asidik vücuda girdiğinde çözücü bir özellik sergiler. Özellikle serbest radikalleri idrar yolu ile vücuttan atarak bağışıklığı güçlendirir.

YEŞİL ELMANIN FAYDALARI NELERDİR?

Yeşil elmada bulunan; siyadin, epikateşin ve C vitamini, antioksidan görevi görür. Bu sayede vücutta dolaşan zararlı serbest radikalleri azaltır. 

Ayrıca yeşil elma kilo vermek isteyenlerin diyet listesinde ilk sırada yer alır. Sabahları aç karnına tüketilen yeşil elma, gün boyu tok kalma hissi verir.

Uzmanların diyabet hastalarına önerdiği önemli besinlerden biri olan yeşil elma, aç karnına yenildiğinde kana karışan şeker oranını azaltır ve tüm gün kandaki şeker oranını dengede tutar.

Yeşil elma aynı zamanda diş sağlığını da korur. Aç karnınaa tüketilen yeşil elmanın kabuğu, ağızda oluşan tükürükteki lif oranını artırır. Bu durum gün içerisinde dişlerin sararmasını önlerken, ağız kokusunun da önüne geçer.

Vücut yeterli potasyum almadığında kalp atışları düzensizleşir. Bol miktarda potasyuma sahip olan yeşil elma aç karınana tüketildiğinde kalbin atışlarını düzenler.

YEŞİL ELMA ÇAYI NE İŞE YARAR?

YEŞİL ELMA VE SALATALIK SUYU KARIŞIMI NE İŞE YARAR?

İçerdikleri sıvı yüksek olan bu iki besin böbreklerin fonksiyonlarını güçlendirir. Ayrıca mesane ve böbreklerde kum taş oluşumunu önler.

Boğazdaki bakterileri temizler. Mevsim geçişlerindeki üst solunum yolları hastalıklarını engeller.

Sindirim yollarında biriken besin atıklarını vücuttan atar. Mide duvarını güçlendirerek ülser ve reflü gibi sağlık sorunlarının yaşanmasını önler. 

Bağırsak florasını korur. Faydalı bakteri sayısını artırarak kanser gibi ciddi hastalıklara zemin olacak durumları ortadan kaldırır.

Kan şekeri ve basıncını dengeler. Şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkların şiddetini azaltır.

Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri karşılar. 

Güçlü bir C vitamini olduğundan hücreleri güçlendirir. Yüksek ateşlenmeler sırasında tüketilebilecek en faydalı doğal ilaçtır. 

Bir elma ve bir salatalık meyve sıkacağından beraber geçirilir. İçerisine bir yemek kaşığı limon suyu eklenerek tüketilebilir. Uzmanlar genellikle ara öğünlerde tüketilmesini tavsiye eder. 

Ağustos ayında tutulmaya başlanan palamut balığının insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Ilık denizlerde yetişen palamut, büyük balık türlerindendir. Omega-3 yağ asidi bakımından Somon türünden sonra gelen en zengin balık türüdür. Peki palamut balığının faydaları nelerdir ve neye iyi gelir? Hangi balık nasıl tüketilmelidir? Sizler için en çok tercih edilen palamut türü hakkında bilinmeyenleri araştırdık.

Omega- 3 yağ asitleri bakımından zengin olan balıkları insan sağlığına olumlu katkı sağlar. Sonbaharın ilk günü ile beraber kalkan av yasağından sonra denizlere açılan balıkçılar kısa sürede tezgahları doldurmaya başlar. Şubat ortalarına kadar tüketilen balık vücudun kendiliğinden üretmediği birçok maddeyi tek seferde sağlar. Balık türlerinden hamsi ve somondan sonra en çok tüketilmesi tercih edilen palamut, özellikle cilt sağlığına katkı sağlar. Palamut balığı; palamut vozonu, çingene palamudu, palamut, kestane palamudu, zindandelen, torik, sivri altıparmak ve piçuta gibi türleri bulunur. İçeriğinde fosfor, sülfür, vanadyum maddeleri bulunur. Protein ve D vitamini bakımından da oldukça zengindir. 

PALAMUT BALIĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Saç köklerini güçlendirerek dökülmesini ve yıpranmasının önüne geçer.

Cildin daha parlak ve canlı görülmesini destekler.

Düzenli tüketildiğinde diş ve kemik yapısını güçlendirerek herhangi bir deforme yaşanmasını engeller.

İçerdiği potasyum sayesinde kolesterolü düzenler. Kan basıncını azaltır. 

Gözdeki sarı noktadaki hücreleri zenginleştirerek görme rahatsızlıklarının önüne geçer.

Sinir hücrelerinin daha sağlıklı olmasını sağlar. Beynin hafıza kısmının gücünü artırır.

Sindirim sistemindeki mutasyona uğramaya meyilli hücreleri iyileştirerek kanser hastalıklarının yaşanmasını engeller. 

HANGİ BALIK NASIL TÜKETİLMELİDİR?

ÇİPURA

Çipuranın taze olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Pulları çabuk dökülmesi balığın bayat olduğu anlamına gelir. Bu balıklar da yağ oranı fazla olduğundan ateşi az olan ızgarada ya da ısısı düşük olan fırında pişirilmesi daha sağlıklı olur. Böylece kendi yağında kızaran balığın yağ oranı azaldığından kilo veren kişilerin diyet listesinde de yer alabilir.

HAMSİ

En çok tercih edilen balık çeşitlerinden biri olan hamsi, Karadeniz mutfağının birçok yemeğinin ana maddesidir. Kafasının alt kısmında kırmızı renk çoğunluktaysa bu balıklar kesinlikle tüketilmemelidir. Taze iri ve 9 cm olan Hamsinin buğlaması yapılır ya da kısık ateşte tava kızartılması tavsiye edilir.

USKUMRU

Uzmanlar, uskumru balığını Aralık ve Ocak ayların dışında yenilmemesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü bu balık türü denizden çıktıktan sonra çabuk bozulur. Uskumruya tuzlama salamurası yapıldıktan ızgara, tava ve fırınlayarak tüketebilirsiniz. 

LÜFER

En çok tercih edilen bir diğer balık türü de lüferdir. Lüferde Hamsi gibi kısık ve az yağlı bir şekilde tavada kızartılarak tüketilmesi daha faydalıdır.

Toplumun yüzde 70’inin yaşadığı sağlım sorunlarından biri olan tırnak batması aslında ciddi olmasa da ihmal edilmemesi gereken bir rahatsızlıktır. Peki tırnak batması neden olur ve belirtileri nelerdir? Tırnak batmasına iyi gelen doğal yollar? Sizler için hem el hem de ayak tırnaklarında yaşanan bu sağlık sorunu hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında tırnak batmasına dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Tırnağın parmaktaki ete batması durumuna tırnak batması denir. Bu durum sıklıkla ayak baş parmağında meydana gelir. Her ne kadar evde tedavi edilebilen bir sağlık sorunu gibi görünse de ileri boyuttakilere mutlaka cerrahi operasyon gereklidir. Diyabet, damar sertliği ve kan dolaşımında zayıf olan kişilerin tırnak batması sorunu yaşama olasılığı daha yüksektir. Ayrıca tırnak batması; yanlış tırnak kesme, rahatsız edici ayakkabı ve kalıtsal nedenlere bağlı olarak herhangi bir ayak parmağında meydana gelebilir. Kızarıklık ve ardından şişlik olarak kendini göstermeye başlayan tırnak batması, erken müdahale edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olur. 

TIRNAK BATMASI NEDEN OLUR?

Tırnak ve çıktığı bölge arasındaki farklılık

Küçük ya da dar kalıplı ayakkabılar giymek

Tırnağı ete kadar kesmek

Alınan herhangi bir darbe sonrası tırnağın ete batması

Düzgün yapılmayan tırnak bakımı

Genetiksel sorunlar gibi belirtiler ayak batmasına neden olur. 

TIRNAK BATMASI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Batmanın olduğu yerde şiddetli ağrı ve kızarıklık

Şişme ve buna bağlı gelişen iltihaplı bir sıvının akması

Ayağı yere basmada zorlanma

Ağrının tüm vücudu hassaslaşması

Tırnağın düzensiz çıkması gibi belirtilerle kendini gösterdiği taktirde bir uzmana başvurulmasında fayda var.

TIRNAK BATMASINI ÖNLEMEK İÇİN…

TIRNAK BATMASI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalığa bağlı gelişen tırnak batması için mutlaka bir uzmana görünmekte fayda var. Şiddetli batık durumunda uzman doktor öncelikle çeşitli kremlerle batığın olduğu yerdeki enfeksiyonun şiddeti azaltılmaya çalışılır. Ayrıca ağız yolu ile antibiyotik tedavi da uygulanır. Ameliyat gerekli olan batıklar için ise tırnak köküne turnike yerleştirilir. Özel makas ve çekecek dezenfekte edilir. Batığın olduğu yer uyuşturulur. Tırnak kökünden çekilir. Bu gibi durumlarda çoğu kişide tekrardan tırnak çıkmaz. Ancak çıkınca tamamen yeni bir doku ile çıkar. Ameliyat sonrası mikrop kapmaması için bölge bandajla kapatılır.

TIRNAK BATMASINA İYİ GELEN DOĞAL YOLLAR

KEKİK SUYU

Kekik, iltihap ve enfeksiyonlarla savaşmada yardımcı olan en iyi tohumlardan biridir. Kaynatılmış suyun içine iki yemek kaşığı kekik koyun, ardından demlenmesini bekleyin. Ilık olan suya ayaklarınızı koyun ve 20 dakika bekleyin bu uygulamayı gün içerisinde 3 defa tekrarlayabilirsiniz.

LİMON VE DENİZ TUZU

Antiseptik özelliği sayesinde limon tam bir doğal iltihap söktürücüdür. Aynı zamanda deniz tuzunun da enfeksiyon riskini azaltığı bilinir. Bir araya gelen bu ikili tırnak batmasına birebir fayda sağlayan doğal yöntemdir. Sıkılmış limonun içine deniz tuzunu ekleyin ve içerisine ılık su döküp karıştırın. Ardından ped pamuk yardımıyla tırnak batmasının olduğu bölgeye hazırladığınız karışımı uygulayın.

SOĞAN LAPASI

Birçok hastalığa doğal çözüm olan soğan tırnak batmasına da iyi gelir. Bir bütün soğanı kabuklarıyla beraber kaynatın ardından blendırdan geçirin krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Tırnak batmasının olduğu bölgeye sürün ve üzerini gazlı bir bezle bağlayıp 30 dakika bekleyin ardından ılık su ile durulayın.

Sonbahar deyince akla gelen birkaç parça vardır. Bunlardan ilki sweatshirt modelleridir. Özellikle tesettür modasında sıkça kullanılmaya başlanan sweatshirtler, giyinen kişi de hem rahat hem de şık bir görüntü sunuyor. Peki 2019 – 20 sezonunda yer alan sweatshirt modelleri nasıl? Sweatshirtlerinizi en şık ve rahat şekilde nasıl kombinleyebilirsiniz? Sweatshirtler için en uygun kombin örnekleri nelerdir? Sweatshirt modasıyla ilgili tüm detaylar sadece yasemin.com’da!

Sonbahar deyince akla gelen birkaç parça vardır. Bunlardan ilki sweatshirt modelleridir. Özellikle tesettür modasında sıkça kullanılmaya başlanan sweatshirtler, giyinen kişi de hem rahat hem de şık bir görüntü sunuyor. Peki 2019 – 20 sezonunda yer alan sweatshirt modelleri nasıl? Sweatshirtlerinizi en şık ve rahat şekilde nasıl kombinleyebilirsiniz? Sweatshirtler için en uygun kombin örnekleri nelerdir? Sweatshirt modasıyla ilgili tüm detaylar sadece yasemin.com’da!

SWEATSHİRT KOMBİN ÖNERİLERİ

SWEATSHİRT KOMBİNLEME TÜYOLARI

2019-20 SWEATSHİRT MODELLERİ VE FİYATLARI

DE FACTO: 50 TL / 70 TL

TRENDYOL: 50 TL / 60 TL

LC WAIKIKI: 60 TL

ADİDAS: 449 TL / 529 TL

NIKE: 420 TL / 320 TL

ZARA: 120 TL

KOTON: 70 TL

Salça ana yemeklerin vazgeçilmezi ve yemeğe lezzet veren enfes bir malzemedir. Şimdilerde hazır alınan salçalar sağlıksız ortamlarda yapıldığından dolayı vücuda yarardan çok zarar verir. Bu yüzden kendi salçanızı evde kolayca yapabilirsiniz. Ancak salça yaparken dikkat edilmesi gerekenler ve püf noktalar vardır. Bugünkü yazımızda hem biber hem de domates salçasının yapımı, püf noktalarını aynı zamanda salça nerede ve hangi koşullarda saklanmalı ele aldık.

Eylül ayının gelmesiyle beraber kışlık yapımı da başladı. Pazarda uygun fiyata olan sebzelerle yapılan kışlıkların arasında özellikle domates büyük bir rol oynuyor. Şişe menemen, domates sosu, acuka ve daha birçok şeyin yapıldığı domatesle kendi salçanızı da yapabilirsiniz. Bu salça yemeklerinize daha farklı bir lezzet katacaktır. Şimdilerde bazı yemeklerde kullanılan biber salçasını da aynı şekilde kendi ellerinizle evde yapmaya ne dersiniz? Yapımı sandığınızdan daha kolay olacak bu tarifler misafirlerinizi de şaşırtacak.Gelin birlikte ev yapımı salçanın tarifini öğrenelim…

EVDE DOMATES SALÇASI TARİFİ:

İlk olarak domatesleri iyice yıkayın ve saplarını koparın. Domatesleri büyüklüğüne göre ikiye ya da dörde bölün. Böldüğünüz domatesleri derin bir kaba aktarın. Kabuklarından ayrılması için birkaç gün kapta bekletin ve ara sıra tahta kaşıkla karıştırın. 

3-4 gün sonra domatesleri ince delikli bir süzgeç yardımıyla domatesleri çekirdeklerinden ayırın. Kabuğundan ve çekirdeğinden ayrılan domatesler kırmızı bir püre haline gelecektir.

Daha sonra ince bir tülbentten ya da bez torbadan domatesin suyunu süzün. Oluşan püreyi salçaya dönüştürmek için püreyi geniş bir tepsiye boşaltın ve bir miktar tuz ekleyip güneşte bekletin.

Güneşte kurutacağınız domates salçasının üzerini ince bir tülbent ile örtüp ara sıra tahta kaşıkla karıştırın. En geç bir haftada domates salçanız kullanıma hazır olacaktır. Evinizde böyle bir ortama sahip değilseniz domates püresini tencerede kaynatarak ve tuz ilave ederek salça haline getirebilirsiniz. Pişirirken sık sık karıştırmayı unutmayın ki dibi tutmasın. 

BİBER SALÇASI TARİFİ:

Biberleri iyice yıkayın, saplarını kopartın ve çekirdeklerini çıkarın. Ardından biberleri 3-4 parçaya bölün. 

Geniş ve derin bir tencerede suyunu bırakması için kısık ateşte, daha sonra suyunu çekene kadar da orta ateşte pişirin. 

Pişirdiğiniz biberleri robottan geçirin ve püre haline getirin. Kabuklarından ayırmak istiyorsanız ince delikli bir süzgeci kullanın. 

Biberlerinizi salça haline getirmek için domates salçasında olduğu gibi tuzlayarak tepsiye boşaltın ve üzerine tülbent örtün, ara sıra karıştırın. Güneşte bir hafta kadar bekletin. Salçanızın küflenmemesi için ara sıra karıştırmayın unutmayın. 

Biber salçasını kaynatma yöntemiyle yapacaksanız, püre haline getirdiğiniz biberlere tuz ilave ederek tencerede karıştırarak suyunu çekene kadar pişirin. 

Ev salçası yapmanın en önemli püf noktası tuzunu iyi ayarlamaktır. Az tuz kullanırsanız salçanız çabuk küflenir. Tuzunu biraz fazla kullanmanız salçanızın ömrünü uzatacaktır. 

EVDE SALÇA YAPARKEN YAPILAN HATALAR;

Domatese kırmızı rengini veren likopen, çok hassas bir yapıya sahiptir. Bu yüzden domatesten salça yaparken fazla güneşe maruz kalan domatesler salçanın rengini bozabilir. Doğru bir şekilde domatesleri kurutmak için 9-11 ve 15:00-17:00 saatleri arasında domatesleri güneşe çıkarabilir, kolayca kurutabilirsiniz.

Evde biber salçası yaparken yapılan en büyük hata, biberlerin tohum ve saplarını ince ayrıntılarına kadar ayıklamamak. Tohumları ve sapları iyi ayrılmayan biberlerden salça yapmak, salçanın tadını bozacaktır. Bu iyi bir şekilde ayıklamaya özen gösterin.

Lezzetli salça yapmanın püf noktası kesinlikle kullandığınız kaşıklarda saklı. Metal kaşık ile salçayı karıştırmak kısa sürede küflenmesine sebep oluyor. Bu yüzden mutlaka kaynar suya batırılmış, tahta kaşık kullanmalısınız.

Domates salçası yaparken kullandığınız domateslerin sulu olmasına dikkat edin. Kabuğu kalın olan domateslerle salça yapmanız zor olacaktır.

SALÇA NASIL SAKLANIR?

Salçayı, cam kavanozda saklamanızda salçanın bozulmasını önler. Salçayı uzun süre küflenmeden saklamak için yapacağınız bir başka işlem ise şu şekilde: Salçayı cam kavanoza aktardıktan sonra üzerine bir miktar zeytinyağı dökün. Bu işlem salçanın bozulmasını ve küflenmesini önleyecektir.  

Salçanın uzun süre saklanması için buzdolabında korunması gerektiği bilgisi doğru değil. Salçanın küflenmesini engellemek istiyorsanız, kuru ve serin bir yerde,örneğin kilerde saklamanız gerekir.

Göz altı morluklarıyla baş edemeyenlere müjdeli bir haberimiz var. Düzenli kullanıldığında işe yarayan herkesin tavsiye ettiği Arnica krem hakkında merak ettiğiniz tüm soruların yanıtını sizlerle paylaşıyoruz. Arnica Krem ne işe yarar? Arnica Kremin faydaları nelerdir? Arnica Krem yan etkisi var mıdır? Arnica Krem cilde nasıl sürülür? Gelin birlikte inceleyelim…

Genellikle yeni anne olanların en çok şikayetçi oldukları konu uykusuz ve yorgun düştükleri için göz altı morluklarıdır. Bazı kişilerde de genetik olarak oluşan ya da iş stresi, uyku düzensizliği gibi sebeplerden dolayı adeta ortaya çıkan göz altı morluklarını sadece bir krem kullanarak gidermeniz mümkün. Bu kremin adı Arnica. Vücutta oluşan her türlü morlukları gidermek için kullanılan Arnica krem, son dönemlerin en popüler ve en çok araştırılan ürünleri arasında yer alıyor. İnsan vücudunda dalga ya da başka nedenlerle oluşan morlukların giderilmesinde kullanılan Arnica krem aynı zamanda gözaltı morlukları konusunda son derece etkili olması ile biliniyor. Bir yere çarptığınızda oluşan morlukları gidermede adeta dünya markası olan Arnica krem, içerisinde montana bitkisi ve bir çok karışım sayesinde cildinizde oluşan her türlü morlukları, ödem ve güneşten koruma özelliği bulunuyor. Kuzey-Orta Sibirya, Avrupa ve Batı Amerika’da yetişen Arnica Montana çiçeği özünden yapılan bu krem çok eski yıllardan itibaren hem eczanelerde hem de dermo eczanelerde satılıyor. İçerisinde bulunan bitkiye halk arasında yara otu, öküz gözü, morluk otu olarak biliniyor. Çarpma, darbe yada kaza sonucu oluşan morlukları hızlıca yok eden etkiye sahiptir. 

ARNİCA KREM NASIL KULLANILIR?

Arnica kremi güvenli bir yerden satın aldıktan sonra nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız mutlaka hazırladığımız adımları incelemelisiniz. Gün içerisinde yalnızca 3 kez uygulamanız gereken bu kremi sürdüğünüz bölgenin temiz olmasına özen gösterin.

Uygulayıp masaj yapın ve iyice emilmesini sağlayın. Yüz ve diğer bölgelere rahatlıkla kullanabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken tek nokta fazla uyguladığınızda hızlı iyileşme sağlamaz alerjik reaksiyon oluşmasına neden olur. 

ARNİCA KREMİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Kullanılan her medikal kremde olduğu gibi Arnica kremin de yan etkileri bulunmaktadır. Uygulandığı bölgede egzama, soyma, kabarcık, cilt tahrişi,kaşıntı, kusma,kas güçsüzlüğü,baş dönmesi,titreme,mide bulantısı,mide rahatsızlıkları olabilir.

ARNİCA KREMİN FİYATI NEDİR?

Arnica krem fiyatı 2019 yılında internet üzerinden alındığı takdirde 29,90 TL‘dir.