Şunun için etiket arşivi: Kadın

En çok tüketilen besin olan domatesin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğu herkes tarafından biliniyor. Peki domatesin faydaları nelerdir? Pişirilmiş domates hakkında yapılan araştırmalar ise ilginç sonuçlara yer veriyor. Yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin kan basıncını dengelemede ve daha birçok faydası olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Domates içerdiğinde yüksek değerde çok farklı vitamin ve mineraller barındırdığı için en faydalı besinler arasındadır. Alfa-lipolik asit sayesinde vücuttaki glikozu enerjiye çevirir. Likopen vücuttaki hücrelerin yenilenmesi için gerekli maddelerden biridir. Domatesin yüze 80’i bu maddeden oluşur. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetişen domatesin anavatanı Güney Amerikadır. Sos yapımında oldukça kullanılan domates, çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Çiğ, pişirilmiş ve kurutulmuş çeşitleri ile tüketime açık olan domates doğada bilenen en iyi antioksidandır. Kanser araştırmalarında kullanılan domatesin mutasyona uğrayan hücreler üzerinde olumlu etkileri tespit edilmiştir. Uzmanlar son yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin özellikle uyku bozukluğuna iyi geldiğini ortaya çıkarmış. Ayrıca domates pişirilince asit ve madde oranlarının da yükselmesini belirten uzmanlar düzenli tüketildiğinde vücudumuza birçok fayda sağladığını vurguluyor.

PİŞİRİLMİŞ DOMATESİN BİLİNMEYEN FAYDALARI

– Güçlü antioksidan maddeleri sayesinde vücuda nüfuz eden kanserli hücrelerin sayısını azaltarak, bağışıklık sisteminin bu hücrelere karşı direncini artırır. Özellikle erkek hastalığı olan prostat kanserini engellemede en etkili doğal yöntemdir.

– Bilim adamları kan basıncının sürekli değiştiği insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Yaptıkları araştırmalarda ise vücudun sodyum oranını dengeleyen en etkili besinin pişirilmiş domates olduğunu belirtiyor. 

– Kan basıncını dengelemesinin yanı sıra kanı temizleyerek kalbe giden damarların tıkanmasını önler. Aynı zamanda kalp bu yolla fazla efor sarf etmediğinden, ritim bozukluğu, panik atak gibi hastalıkların riski azalmış olur. 

– Diyabet hastaları kandaki insülin oranının artmasından korktukları için birçok besini tüketemez. Ancak domates içerdiği asit ve şekeri enerjiye çeviren maddeleri sayesinde bu risk grubunda olmayan besinlerdendir. Uzmanlar diyabet hastalarının hafta da birde olsa domatesi pişirerek 3 tane tüketmesini tavsiye eder. 

– Sinir sistemi ve hücreleri vücudumuzdaki hassas noktalardan biridir. Bunların herhangi bir nedenden dolayı deforme olması sonucunda ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Uzmanlar bu durumun engellemenin en etkili doğal yolunun domates olduğunu belirtiyor. Özellikle pişirilerek tüketilen domates bu faydayı iki kat daha fazla karşılar.

– İçerdiği yüksek miktarda lif sayesinde kabızlığı da önler. Ancak domatesin kabukları ile fazla tüketmeyiniz bazı bünyelerde domates kabuğu kabızlığa da neden olur.

PEKİ DOMATES NASIL PİŞİRİLİP TÜKETİLMELİDİR?

Hafta da 3 tane pişirilen domates tüketmenizde fayda var. 3 domatesi iyice kaynatın pişen domatesin kabuklarını soyun. Dilimlediğiniz domateslerin üzerine dilerseniz limon sıkıp tüketebilirsiniz. Ya da domatesi ortadan ikiye bölün teflon bir tavada kızı ateşte pişirip de tüketebilirsiniz.

DOMATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Demir bakımından zengin olduğundan kanda bulunan hemalogbin hücrelerini artırarak kan oranını yükseltir.

İçerdiği lif sayesinde sindirime faydası olan domates uzun süre tokluk hissi veren besinler arasında ilk sırada gelir. Diyet yapanlar için ideal bir besindir.

Sıvı oranı yüksek olduğundan vücudun ihtiyacı olan suyu karşılar. Bu özelliği sayesinde cildi yeniler. Parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.

Potasyum minerali kalp sağlığı için önemlidir. İki adet domates vücudun ihtiyacı olan potasyumun yüzde 30’unu karşılar. 

Göz içerindeki vitamin ve minerallerin azalması özellikle katarak ve göz kuruluğuna neden olur. Ancak domates içerdiği flavonoid gibi maddeler sayesinde bu gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

Yetersiz beslenmeye bağlı hücrelerin yapısında ciddi bozulmalar meydana gelir. Bu durumu önlemek için vücudun yani bağışıklık siteminin antioksidanlara ihtiyacı vardır. Domates güçlü bir antioksidan olduğundan hücre onarımını destekleyerek yapısını korur.

Ünlü gurme Vedat Milor melemen soğanlı mı soğansız mı tartışmasının ardından yeni bir akım başlattı. Balığa limon sıkılır mı? Sıkılmaz mı? diyerek herkesi şaşkına uğrattı.

Geçtiğimiz aylarda sosyal medya hesabından yaptığı “Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı” anketiyle Türkiye’nin “en büyük gastronomi problemi”ne el atan Gastronomi yazarı ve TV programcısı Vedat Milor, bu kez  “Balığa limon sıkılır mı sıkılmaz mı?” sorusunu yöneltti. Milor sosyal medya paylaşımında,“Geçen seneki menemen anketinden sonra en çok sorduğunuz soruları özellikle takip ettim. Biri bariz biçimde öne çıktı. Herkesin rahatlıkla fikir sahibi olabileceği bir soru: Balığa limon sıkılır mı?” dedi.

İŞTE VEDAT MİLOR’UN PAYLAŞIMI;

Ölümle bile sonuçlanabilen akciğer lekelenmesinin nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Kanlı öksürme gibi belirtilerle kendini gösteren akciğer lekelenmesi hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Peki akciğer lekesi belirtileri nelerdir? Akciğer lekesi öldürür mü? Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’dan iki farklı kürle akciğeri temizleme ve kanserlere karşı koruyabilirsiniz. Haberin detayında bu hastalığa yakalanmamak için uzman önerisi olan kür tarifi ile birlikte akciğer lekelenmesine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Vücutta göğüs kısmının hem sağında hem de solunda bulunan akciğer, solunum sisteminin temel organıdır. Akciğer kanı temizleyen ve nefes alış verişini sağlar. Solunum alışverişini sağlayan akciğer vücut için temel bir taştır. Solunum sırasında vücuda giren oksijen burada birikerek kana karışır. Damarlar aracılığı ile de oksijen kana karışır. Vücut içerisindeki karbondioksit ise kan yolu ile akciğerdeki hava boşluklarından dışarı çıkarılır. Vücudun dengesini sağlayan akciğere kanın kirlenmesi ya da hava yolu ile buraya yerleşen enfeksiyonlu bakteriler büyük zarar verir. Tehlikeli olan akciğer hastalıklarından biri de akciğer lekesidir. Birçok nedenden dolayı ortaya çıkan akciğer lekesi gözle görülebilir bir hastalık çeşididir. Genellikle üst solumun yolu ile vücuda giren ve ciğerlere yerleşen mikroplar nedeniyle yaşanır. Tehlikeli olduğu durum ise kanser veya mantar gibi rahatsızlıkların belirtisi de olabilir. Yaygın görülen bu rahatsızlık için öncelikle röntgen ve tomografi çekilmelidir. Uzman bu süreçten sonra leke tespit ettiğinde detaylı tetkiklerle ciddi olup olmadığına dair araştırma yapar. 

AKCİĞERDE LEKE OLUŞMA NEDENLERİ

En yaygın neden üst solunum enfeksiyonlarıdır. Bu enfeksiyon virüsleri akciğer zarında iltihaplanmaya neden olur. 

Hamartomlar lipomlar ve kapsüller içerisinde büyüyen yağ hücreleridir. Bunlar bazı besinlerden dolayı ortaya çıkar. Kanserli olmayan oluşumlar olmasına rağmen akciğerde ciddi sağlık sorunlarına neden olur.

Kanserli hücrelerin akciğer zarında birleşip tümör oluşturması da akciğer lekelenmesinin en tehlikeli boyutudur. Bu durum genellikle kafein, sigara ve bağışıklık sistemi çok zayıf olan kişilerde görülür. 

Zatürre ve bronşit gibi hastalıkların virüsleri de akciğerde lekelenmeye neden olur.

AKCİĞER LEKELENMESİ BELİRTİLERİ

Gece başlayan ve kesilmeyen öksürme 

Nefes alıp verirken çıkan hırıltı sesi

Yutkunma esnasında zorlanma 

Boyunun alt kısmında şişlik

İştahsızlık ve kilo kaybı

Vücut hareketlerinde kısıtlanma kas yorgunluğu ve hareket ederken zorlanma

Geçmeyen grip ve boğaz ağrısı

Tükürürken kan çıkması

AKCİĞER LEKELENMESİ TEDAVİSİ

Kanserli olan lekelenmeler ciddi boyutlara ulaşmadan engellenmesi için erken tedavi önemlidir. İyi huylu akciğer lekelenmesinde bile erken tedaviye başlanılmadığında kalıcı hasarlar meydana gelir. Enfeksiyondan kaynaklanan lekelenmelere uzmanlar genellikle antibiyotik tedavisi uygular. 

PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN AKCİĞERİ TEMİZLEYEN KÜR

8 adet keçiboynuzu

3 su bardağı su

Keçiboynuzlarını iyice yıkayınız. Daha sonra ufak parçalara bölünüz. Bir tencereye su ile beraber keçiboynuzlarını ekleyip 10 dakika kaynatınız. Daha sonra soğumaya bırakınız. Soğuyan suyu süzüp sabah akşam birer bardak tüketiniz. Etkili olması için bir ay üst üste uygulanmalıdır.

ISIRGAN OTU VE EBEGÜMECİ KÜRÜ

Bir bardak klorsuz suyun içine bir tatlı kaşığı ısırgan ve ebegümeci bitkileri ilave edilir. Kısık ateşte 6 dakika kaynatıldıktan sonra süzülerek ılımaya bırakılır. Sabah kahvaltısından yarım saat önce akşam yemeğinden 2 saat sonra birer bardak şeklinde tüketilir. 

Doğada bulunan en etkili antibiyotik olan sarımsak, çok ağır koku bıraktığından dolayı çoğu kişi tarafından tüketilmez. Ancak uzmanlar ilaçlardan bin kat daha faydalı olan sarımsağın gün içerisinde en az bir kez tüketilmesini tavsiye ediyor. Peki sarımsak tozunun faydaları nelerdir? Her sabah bir tane çiğ sarımsak yutarsanız ne olur? Araştırmalara konu olan sarımsak hakkında önceden hiç duymadığınız faydalarını derledik.

Sarımsak yüzyıllar öncesinde keşfedilmiş en sağlıklı besindir. Asya kıtasında yetiştirilen öncelerde tıbbı tedavilerde kullanılan sarımsak diğer kıtalara yayıldıkça kullanım alanı da genişlemiştir. Ülkemizde Kastamonu’da yetiştirilen sarımsağın birçok hastalığa faydası var. Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan raporda her insanın günlük tüketmesi gerek besin listesinin ilk sırasında alan sarımsağı çoğu insan kokusundan dolayı tüketmez. İçeriğinde selenyum, germanyum, kükürt, aminosit gibi minerallerin yanı sıra A, B1 ve C vitaminleri bulunmaktadır. Çok güçlü antioksidan özelliği olan sarımsak vücudun adeta yenilenmesini desteklerken hastalık ve kansere karşı vücudu koruyan etkili bir besindir. Bölünmeden çiğ bir şekilde yutulduğunda koku yapmaz. Ancak sarımsak içeriğinde asit barındırdığı için tüketmeden bir dahiliye doktorunda görünmekte fayda var. Çiğ ve pişmişinin yanı sıra toz halinde de tüketilir. Taze sarımsağı kurutup havanda dövdükten sonra elde edilir. Toz haline getirildiğinde içerisindeki yağı çıkan sarımsağın faydası iki kat artar. Ancak marketlerde hazır yapılan sarımsaklar ile evde yağılan sarımsakların faydası aynı değil. Bu yüzden alternatif tıp uzmanları evde yapılan sarımsak tozunu öneriyor. 

SARIMSAK TOZUNUN FAYDALARI NELERDİR?

HDL kolesterol yükselince damar yolları tıkanır bu da kalp hastalıklarına zemin hazırlar. Sarımsak tozu bu seviyenin dengelenmesini sağlayarak hastalıkların artmasını engeller.

Kan akışı çeşitli sebeplerden ötürü hızlanır. Bu da yüksek tansiyon, inme ve felce neden olur. Ancak sarımsak içerdiği anti-mikrobiyal sayesinde kan basıncını düzenleyerek bu gibi sağlık sorunlarının yaşanmasının önüne geçer. 

Çok güçlü bir iltihap söktürücü olan sarımsak, vücutta besin atıklarından ve mevsimsel virüslerden kaynaklı artan iltihabı atar. Bu işlemi yaparken idrar yollarını da temizler. 

Sülfür maddesi içeren sarımsak, bağışıklık sisteminin direncini artırır. Vücudunda yeteri miktarda vitamin ve mineral bulunmayan kişilerde bağışıklık sistemi çabuk çöker ve hastalıklara davetiye çıkarır. Bu yüzden uzmanlar sağlıklı bir kişinin bile antibiyotikten bile etkili olan sarımsak tozunu gün içerisinde tüketilmesini tavsiye eder.

Serbest radikaller metabolizmayı kötü etkiler. Yavaşlayan metabolizma vücuttaki enzimleri gerçekleştiremediğinden yağlanmaya sebep olur. Ancak sarımsak tozu bu sağlık sorununun oluşmasını engelleyecek güçlü bir doğal ilaçtır.

İnsülin direncinde ortaya çıkan dengesizlik şeker ve gizli şeker adında ciddi hastalıklara davetiye çıkarır. Sarımsak tozu buna da iyi gelir.

HER SABAH BİR TANE ÇİĞ SARIMSAK YUTARSANIZ NE OLUR?

Çiğ halde tüketildiğinde enfeksiyonlu hücrelerle daha etkili baş eder. Özellikle sindirimdeki serbest radikalli hücreleri temizlemede etkili olan sarımsak, mide ve bağırsak hastalıklarının yaşanma riskini azaltır.

Bazı besinler damar içerisinde yağ birikimine neden olur bu da zamanla damarların tıkanmasına sebebiyet verir ve kalp hastalıkları riskini artırır. Ancak sarımsak içerdiği trombositler sayesinde birikin bu yağların temizleyerek kalp damar sağlığını korur.

Kan hücrelerini dengeleyen sarımsak şeker, tansiyon ve kolesterol seviyesini dengeler. Yapılan araştırmalarda sarımsak çiğ halde tüketildiğinde vücuda karışma oranı daha hızlıdır. Bu yüzden veriği faydaları kısa zamanda gösterir.

Solunum yollarında sıklıkla yaşanan hastalıkları önlemenin en etkili yolu da sarımsaktır. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirerek stres, yorgunluk, grip ve üst solunum yolu hastalıkları önler. 

Bir kaşık bal ile beraber tüketilen çiğ sarımsak mide asidini dengeler. Ayrıca ağız kokusunu önler. Bu bilgi çok az kişi tarafından bilinir. Ağız kokusuna genellikle yemek borusu, tükürük ve mide de biriken enfeksiyonlar neden olur. Bal sarımsağın kokusunun bastırarak yemek borusu, tükürük ve mide de biriken enfeksiyonlu hücrelerin sayısını azaltır. 

Vücudun genelindeki hücrelerin DNA yapısını koruyarak tümör oluşumu önler. Böylece kanser olma ihtimalini aza indirir. Bu özelli özellikle meme kanseri, akciğer ve bağırsak kanserlerinde etkilidir. Uzmanlar aile öyküsünde kanser olan kişilerin bol bol sarımsak tüketmesini öneriyor.

Günümüzde istenmeyen tüylerle baş etmenin binbir türlü yolu var. Uzun süre tüylerin çıkmaması için ağda etkili yöntemlerden biridir. İçerisinde sıcak ağda soğuk ağda ve inci ağda gibi çeşitleri bulunan bu yöntemi uyguladıktan sonra ciltte tahriş ve kabarmalar meydana gelebilir. Peki ağda sonrası oluşan kızarıklar nasıl gider? Ağda sonrası bakım önerileri nelerdir? Ağdadan sonra sivilce nasıl geçer? öğrenmek istiyorsanız mutlaka yazımıza göz atmalısınız.

Ağda, istenmeyen tüylerden arınmak için kullanılan yapışkan çeşitli maddelerdir. Pürüzsüz bir cilde sahip olmak için kullanılan ağda yöntemi, çam reçinesi gibi bitkisel karışımlardan elde edilir. Kısa sürede tüylerin alınmasını sağlayan ve uzun süre çıkmaması konusunda oldukça başarılıdır. Ağda yapıldığında özellikle hassas ve beyaz tenli olanlarla cildin tahriş olması ya da kabarması gibi sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Kısa sürede geçmeyen bu kızarıklık kötü bir görüntüye sebep olabilir. Bu durumda yaparken mutlaka dikkat etmeniz gereken durumlar var. Eğer siz de “ağda sonrası kızarıklık nasıl giderilir?” diye araştırıyorsanız mutlaka içeriğimizi inceleyin.

AĞDA YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Öncelikle ağda yapacağınız döneme dikkat etmelisiniz. Regl öncesinde veya sonrası bir kaç gün, ağda yaptırmak için uygun zaman aralığı değildir.

Kıl ve tüylerinizin yoğunluğuna ve uzunluğuna mutlaka dikkat edin. Çok uzun veya çok kısa kıl uzunluğu işlemin gereğinden fazla acılı geçmesine neden olacaktır.

Ağda bittikten sonrasında hemen yatıştırıcı özelliği bulunan yağlar kullanın.

Ağda işlemi bittikten sonra ilk 24 saat çok sıcak su ile temastan ve kimyasal içerikli şampuanlardan uzak durun.

1- KARBONAT MASKESİ

1 kase yoğurt
1 yemek kaşığı karbonat

Malzemeleri bir kasede karıştırıp ağda uyguladığınız bölgeye krem sürer gibi sürdükten sonra 10 dakika bekletin. Bu maske kızarıkları gidererek, ağdadan sonra oluşabilecek sivilceleri önüne geçecektir.

2-BEBEK PUDRASI YÖNTEMİ

1 yemek kaşığı bebek pudrası
Gül suyu
Limon

Bebek pudrasını bir kasenin içerisine koyun. Üzerine gül suyunu ve limonu krem kıvamına gelene kadar karıştırın. Ağda yaptığınız bölgeye kalın bir tabaka halinde sürün. 

3-ALOE VERA UYGULAMASI 

Aloe Vera’nın içerisinde bulunan nemlendirici etki sayesinde oluşabilecek tüm kızarıklıkların ve sivilcelerin önüne geçecektir.

Yüzyıllardır mutfaklarda mis gibi kokan ve Anadolu sofralarının vazgeçilmez bir parçası olan tarhana çorbası ile ilgili yapılan araştırma herkesi şaşırttı. Yapımı kolay olan şifası ise tüm vücuda saran tarhanayı kendi ellerinizle yapmanız önemli. Peki tarhana çorbası nasıl yapılır?

Kış aylarında bağışıklığın birden güçsüzleşmesinin nedeni artan enfeksiyon virüsleridir. Bu virüslerden korunmak için ise uzmanların çoğu aşı ve ek takviye önerir. Ancak yapılan araştırmalarda düzenli bir şekilde tüketilen tarhana çorbası hem bağışıklığı güçlendiriyor hem de enfeksiyonlu virüslere savaş açıyor. Kimi uzmanların tabirine göre ise soğuk kış günlerinde eskilerin hiç hastalanmamasının nedeni de bu çorbanın içerdiği yüksek vitamin ve minerallerden kaynaklanıyor. Ev yapımı tarhana şifasını kaybetmeden tüketildiğinde birçok hastalığın da önüne geçiyor. Kendi ellerinizle çocuklarınıza ve yetişkinlere bol vitaminli bir tarhana çorbası pişirmeye ne dersiniz? Ancak öncelikle faydalarını gelin birlikte öğrenelim…

TARHANANIN FAYDALARI NELERDİR?

Doğal antibiyotik olan tarhana çorbası içeriğinde domates, yoğurt, sebze ve baharatlarla gibi güçlü vitaminler barındırır. 

Kemikleri güçlendirir.

Beyin sağlığını korur. 

Boğaz enfeksiyonlarını balgam söktürerek atar. 

Sindirim borusundaki toksinleri idrar yolu ile vücuttan atar.

Vücuttaki tüm hastalıklı virüsleri kısa sürede yeniler.

KOLAY TARHANA ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı toz tarhana
7,5 su bardağı sıcak et suyu
2 yemek kaşığı ayçiçek yağı
1 tatlı kaşığı salça
1 çay kaşığı tuz
​1 çay kaşığı karabiber
​1 çay kaşığı nane
​1 çay kaşığı pul biber
2 diş sarımsak

YAPILIŞI

Tarhanayı kasenin içerisine alıp 1 su su bardağı et suyu ile çözünmesi sağlayın.

Bu sırada tencereye yağı ve salçayı koyun ve kavrulana kadar karıştırın.

Daha sonra et suyunu ilave edin. Kaynayan et suyunun içerisine çözünen tarhanayı ilave edin.

Güzelce karıştırdıktan sonra baharatları ve 2 diş sarımsağı doğrayarak çorbanın içerisine atın.

İyice karıştırıp bir taşım kaynattık sonra ocaktan alabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Alman mutfağından gelen tadı muhteşem, sunumu ise adeta kendine hayran bırakan tuna dalgası tatlısını mutlaka denemelisiniz. Çayın ya da kahvenin yanında dilim dilim servis edebileceğiniz yapımı biraz zahmetli ancak yapımı kolay olan tuna dalgası tatlısının tarifi bugünkü yazımızda.

Tuna dalgası tatlısı, bu zamana kadar yediğiniz kekleri unutturacak türden. Bir kısmı kakaolu bir kısmı vanilyalı üstelik vişne tadını da doyasıya alacağınız bu tatlı vazgeçilmeziniz olacak.16 farklı eyaletin bulunduğu Almanya’nın tüm pastanelerinde vitrinlerde göze çarpan tuna dalgası tatlısı, çayın yanında yiyebileceğiniz enfes bir atıştırmalık. En son üzerine gezdirilen çikolata sosu ile servis edilen tuna dalgası, üç kat olması dalga dalga büyüleyen görüntüsü ve yumuşacık keki ile misafirlerinizin de dikkatini çekecek. Peki tuna dalgası tatlısı nasıl yapılır? Tuna dalgası tatlısı püf noktaları nelerdir? Gelin birlikte öğrenelim…

TUNA DALGASI TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

Keki için:

4 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
2,5 su bardağı un
2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
3 yemek kaşığı süt (kakaolu kek hamuru için)
2-3 yemek kaşığı kakao
1 kavanoz vişne konservesi

Kreması için;

3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı mısır/buğday nişastası
1 paket vanilya veya 1 adet çubuk vanilya özü
1 su bardağı toz şeker
1 litre süt
100 gram yumuşak tereyağ

Üzerine;

1 kutu sıvı krema
160 gram bitter çikolata

YAPILIŞI

Tatlıyı hazırlamaya öncelikle keki yaparak başlayın. Bir kabın içerisine yumurta ve şekeri alarak 10 dakika boyunca çırpın.

Daha sonra süt, sıvı yağ ve yavaşça elenmiş unla kabartma tozunu ilave ederek düşük hızda çırpın.

En son vanilyayı da ekleyerek çırpmayı sonlandırın. 

Büyük dikdörtgen ve cam bir tepsiyi çok az yağlayıp kek hamurundan bir su bardağı ayırarak kalan hamuru eşit olacak şekilde dökün. 

Kenara ayırdığınız hamura süt kakao ilave edip, göz kararı tepsinin üzerine dökün.

Çekirdekleri alınmış vişneleri hazırladığınız tepsiye dizip, hafifçe bastırın.

180 derecede yaklaşık 30 dakikada pişirip, kürdanla kontrol edin.

Bu sırada muhallebisini hazırlayabilirsiniz. Bir tencereye un, nişasta, vanilya, toz şeker ve sütü alıp güzelce karıştırın.

Koyulaşınca kenara soğuması için kenara alın.Muhallebi soğuduktan sonra üzerine tereyağını ilave edip mikserle çırpın.

Sıcağı çıkan kekin üzerine muhallebiyi döküp eşit miktarda yayın.

Kremayı ısıtıp, içerisine çikolataları ekleyin. Çikolata hafif donmaya başladığında muhallebinin üzerine yayın ve istediğiniz şekli verin.

Şekil verdikten sonra dilimleyerek dolaba koyun.

Biraz dinlendirdikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Suudi Arabistan’da yaşayan kralların ve sultanların özel misafirlerine ikram ettiği ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin en önemli içeceklerinden biri olan “Mırra” kahvesi nedir, nasıl içilir ve faydaları nelerdir sizler için inceledik. Vücuda olan faydalarını duyunca çok şaşıracağınız kakule bitkisinden yapılan mırra kahvesine dair tüm detaylar yazımızda bulabilirsiniz.

Yüzyıllardır Arap coğrafyasına özgü olarak bilinen Mırra kahvesi, Türkiye’de özellikle Mardin, Gaziantep ve Şanlıurfa gibi Güney Doğu Anadolu Bölgeler’inde oldukça fazla tüketilen bir kahve çeşididir. Bu kahveyi diğerlerinden ayıran özelliği ise oldukça acı ve ağır olmasıdır. Kahvenin ismi de aslında buradan gelir. Arapçada “mur” kelimesi “acı” demektir. Mırra kahvesi hepimizin bildiği gibi Türk kahvesi fincanlarında servis edilmez. Acı ve ağır bir tadı olduğundan minik ve özel kulpu olmayan fincanlarda ikram edilir. 

Yapım aşamasında kakule bitkisinin tohumlarından faydalanılan mırra kahvesine aroma veren kakuledir. Şifası oldukça fazla olan kakule çörekotu gibi kullanılacağı zaman öğütülmelidir, besin değerleri bu şekilde muhafaza edilir, aksi takdirde faydası gözlemlenemeyecektir. 

TIKLA OKU: KAKULENİN DİĞER FAYDALARINA ULAŞMAK İSTİYORSANIZ MUTLAKA TIKLAYIN…

PEKİ, MIRRA KAHVESİ NASIL YAPILIR?

Mırra kahvesini hazırlarken özellikle tercih edilmesi gereken bir kahve çeşidi yoktur. Mırra kahvesi aslında bir kahvenin hazırlanma ve pişirme şeklidir. İstediğiniz kahve ile Mırra’yı yapabilirsiniz. Bu kahveyi diğerlerinden ayıran özelliği ise ‘dibek’ adı verilen bir havanda çok inceltilmeden dövülmedisidir.

Mırra kahvesini pişirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; kaynatma evresidir. Mırra kahvesini uzun uzun kaynatmanız gerekir. Kahveyi hazırlamak için öncelikle kahvenin telvesi ayırılıp karışıma su eklenir. Yani çekilmiş kahvenin üzerine su eklenir ve kaynatılır. Bir kıvama gelen kahvenin tortusunu ayırmak için süzerek “mutbak” denilen özel bir kaba aktarılır. Mutlaka konulan kahveye su eklenir. Kahve telvesinden ayrılana kadar bu işleme devam edilir. Telvesinden ve tortusundan ayrılan kahveye su eklenerek tekrar mutbaktan geçirilir.

Yapımı oldukça zor olan bu kahvenin sunumu geleneksel olarak kulpsuz bir fincanda verilir. Fincanın yarısına kadar doldurulan Mırra, misafirlere ikram edilir. 

MIRRANIN FAYDALARI NELERDİR?

Aşırıya kaçmadan tüketilen mırra kahvesi; vücudun direncini arttırarak, yorgunlukları gideriyor.

Dikkat toplamada ve konsantrasyon arttırmada oldukça başarılı olan mırra kahvesi, karaciğer hastalıklarının da önüne geçiyor.

Geçmiş yıllarda baş ağrılarını tedavi etmek için kullanılan bu kahve, selülitleri de ortadan kaldırıyor.

Pastanelerde satılan içinde ne olduğunu bilmeden aldığınız kurabiyeler yerine pratik kurabiyeleri evinde hazırlamak isteyenlere özel güzel bir tarifimiz var. Kıyır kıyır ağızda dağılan tadıyla tüketenlerin çok beğeneceği kurabiyenin yapımı da çok pratik. Peki kıyır kıyır kurabiye nasıl yapılır? İşte cevabı…

Sıradan un kurabiyesine rakip olacak aynı zamanda sık sık yapmak isteyeceğiniz özellikle annelerin püf noktasını asla söylemediği ağızda dağılan yani “kıyır kıyır” bir kurabiye tarifini sizler için araştırdık. Komşularınıza, özel misafirlerinize çayın yanında ikram edeceğiniz bu kurabiyenin yapımı çok kolay. Klasik un kurabiyesinden sıkılanlar için ideal bir tercih olabilir. Kıyır kıyır un kurabiyesi nasıl yapılır? Püf noktaları nelerdir? Öğrenmek için yazımıza göz atabilirsiniz.

KIYIR KIYIR UN KURABİYESİ TARİFİ:

MALZEMELER

125 gram oda sıcaklığında margarin ve tereyağı
5 yemek kaşığı pudra şekeri
4 hafif tepeleme yemek kaşığı buğday nişastası
1 fincandan 1 parmak eksik sıvı yağ
1 paket vanilya
Ele yapışmayacak yumuşak bir hamur olana kadar un

Üzeri İçin;

Pudra şekeri

YAPILIŞI

Derin bir karıştırma kabının içerisine un hariç tüm malzemeleri alın ve krema kıvamına gelene kadar karıştırın.

Üzerine unu ilave ederek üzerini kapatın. 30 dakika bekletin.

Beklettiğiniz hamurdan istediğiniz şekli verip yağlı kağıt serili tepsiye dizin.

Önceden ısıtılmış 180 derece fırında altı hafif kızana kadar pişirin.

Üzerine pudra şekeri serperek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kestirdikten sonra pişman olduğunuz kısa saçlarınızı evde yapacağınız yöntemlerle 1 haftada kolayca uzatabilirsiniz. Uzmanların da önerdiği saç uzatan mucize kürleri derleyerek saçlarının bir an önce uzamasını isteyen kadınları mutlu etmeye geldik. Birbirinden doğal saç uzatan kür tarifleri haberimizin detaylarında…

Yapılan araştırmalar genel olarak bir saç ömrünün 3-4 yıl kadar aktif bir süreç içinde olduğunu ve bu dönemden sonra birkaç gün içinde geçiş dönemine girdiği sonrasında ise üç ay kadar bir dönem içinde dinlenme evresine girdiğini söylemekteler.Saçlar günde 1/3 mm (ayda yaklaşık 1cm) kadar uzamakta ve günde dökülen saç miktarı 100 tel civarında olmaktadır. Elbette saça doğru bir bakım uygulayarak ve olumsuz faktörlerin etkilerini ortadan kaldırarak bu uzama hızını artırabilirsiniz.

Saçlarınızı sağlıklı, parlak ve canlı bir şekilde uzatmak için doğal yöntemleri kullanabilirsiniz.Doğal yöntemler saçları yıpratmadan ve özüne zarar vermeden saçların uzamasına yardımcı olurken kimyasal içerikli ürünler saç köklerinin zayıflamasına aynı zamanda yıpranarak kırılmasını sağlayabilir. Siz de saçlarınızın 1 haftada sağlıklı bir şekilde uzamasını istiyorsanız hazırladığımız doğal yöntemleri deneyebilirsiniz.

BİBERİYE YAĞI

Eski zamanlardan beri kullanılan biberi yağı, saç derisini besleyerek aynı zamanda saç dökülmesine de birebir iyi geliyor. Uzmanlar tarafından da önerilen biberiye yağı, içerdiği anti-inflamtuar sayesinde tıkanan saç köklerini açarak hızlıca uzamasına yardımcı oluyor.

MALZEMELER

1 tatlı kaşığı biberiye yağı
2 yemek kaşığı hindistan cevizi yağı

YAPILIŞI

İki malzemeyi bir kasenin içerisinde güzelce karıştırın. Daha sonra saç derinize ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. Bir gece boyunca saçınızda bekleterek uyandığınızda yıkayın. Biberiye yağını saç kremi ya da şampuanınızın içerisine de ekleyebilirsiniz. Bu uygulamayı hafta 2 veya 3 kez yapabilirsiniz.

SOĞAN SUYU

Son yıllarda popüler olan soğan suyu; saç uzatma, saç dökülmesini önleme, yeni saç çıkarma, beyaz oluşumunu engellemek gibi saç problemlerini tedavi etmek için kullanabilirsiniz. Soğanın içerisinde bulunan kükürt, kan dolaşımını arttırarak hızlı saç uzatma etkili sağlar. Siz de saçlarınızın hızlıca uzamasını istiyorsanız, sizler için hazırladığımız soğan suyu kürünü yapabilirsiniz.

MALZEMELER

2 adet büyük boy soğan
Pamuk

YAPILIŞI

Soğanı ortadan ikiye bölerek suyunu çıkarın. Daha sonra pamuk yardımıyla saç köklerinize masaj yaparak uygulayın. 15 ile 20 dakika arası beklettikten sonra şampuan ile saçınızdan arındırabilirsiniz. Bu yöntemden hemen etki almak istiyorsanız haftada bir kaç kez uygulayabilirsiniz.

BİOTİN

Son yıllarda güzellik sektöründe sıkça kullanılan Biotin, karaciğer yağlanması ve B vitamini eksiliği gibi hastaları tedavi etmek için kullanılan bir vitamin çeşididir. Ancak güzellik uzmanları tarafından yapılan izlenimlere göre biotinin saçları uzattığı ve saç köklerini besleyerek saç dökülmesine de birebir iyi geldiği biliniyor.

MALZEMELER

2 adet biotin tablet
Arzuya göre zeytinyağı veya hindistancevizi yağı

YAPILIŞI

Biotin tabletini ezip yağ ile hızlıca karıştırın. Pürüzsüz kıvama gelen karışımı masaj yaparak saç köklerinize uygulayın. Bir gece beklettikten sonra su ile durulayabilirsiniz. Bu karışımı haftada 2 kez uyguladığınızda zamanla etkisini siz de fark edeceksiniz.

ELMA SİRKESİ

Doğal ev yapımı elma sirkesi saçların pH değerini dengeleyerek saç uzamasını hızlandırır. Aynı zamanda saçların parlak ve sağlıklı görünmesine de yardımcı olur.

MALZEMELER

1 çay bardağı elma sirkesi
4 su bardağı su

YAPILIŞI

Saçlarınızı şampuan ile güzelce yıkayın. Daha sonra su ile sirkeyi bir kabın içerisinde karıştırarak temiz saçlarınıza durulama suyu olarak uygulayın. Saçlarınızı her yıkadığınızda bu suyu uygulayabilirsiniz.