Şunun için etiket arşivi: Kadın

Yıllardır kombinlerin en vazgeçilmez parçaları arasında yer alan birçok trend model bulunur. Sizler için bu parçaları ve bu parçalara özel kombin önerilerini derledik. Bu parçalar için nasıl kombinler oluşturabilirsiniz? Hangi parça hangi kombinler için uygundur. İşte modası geçmeyen, yılların eskitemediği parçalarla ilgili bilmeniz gerekenler.

Modada ‘moda kendisini tekrar eder’ algısı hep yaygındır. Bu algıdan yola çıkılarak, yıllardır giyilen ve her defasında giyinen kişide şık bir görünüm oluşturulmasını sağlayan parçalar bulunur. Bu parçalar arasında kot ceket, beyaz gömlek, trençkot, siyah pantolon ve kareli gömlekler bulunur. Sizler için bu parçaların detaylarına yer verdik. Bu parçalar hakkında gerekli detaya sahip olunduktan sonra, istenilen şıklığın da oluşturulması sağlanır. İşte bu parçalar ve haklarında bilinmesi gerekenler:

BEYAZ GÖMLEK

En klasiklerden kabul edilen beyaz gömlekler, özellikle resmi davetler ya da görüşmeler için tercih edilen bir parçadır. Ancak bununla birlikte günlük hayat içerisinde de kombinlerinde rahatlıkla kullanılabilmektedir. Bu parçalar çoğunlukla hareketli, desenli eteklerle şık durmaktadır.

KARELİ GÖMLEKLER

Sadece beyaz gömlekler değil kareli gömlekler de trendler arasında yer alır. Hareketli parçaları üst giyimde kullanmayı sevenler için yıllardır vazgeçilmeyen parçalar arasında yer alıyor. 

TRENÇKOT PARÇA

Kot ceketler dışında en çok tercih edilen ve kombinlere ekstra şıklık sağlayan trençkot parçalar, kombin yapma konusunda kolaylık sağlayan modeller arasındadır. Bu parçalar sadece spor değil şık davetlerin kombinlerinde de kullanılır.

KOT CEKETLER

Özellikle ’90’lı yıllardan bu yana trendler arasında yer alan kot ceketler, denim modasının dikkat çeken parçalarındandır. Çoğunlukla oversized olarak kullanılan kot ceketler, spor kombinler için en çok tercih edilenler arasındadır. 

SİYAH PANTOLONLAR

Çoğunlukla beyaz bir t-shirt ve gömleklerle kombinlenen siyah pantolonlar, hem spor hem de klasik giyim için en çok tercih edilenler arasındadır. Her türlü ayakkabı modeliyle şıklık sağlar.

Tekstil dünyasının önde gelen firmaları, artık kıyafetlerinde örme modelleri tercih ediyorlar. Sezonun yeni trendleri arasında yer alan örme kumaşlar, farklı parçalar üzerinde de tercih ediliyor. Peki örme kumaş nedir ve örme kumaş özellikleri nelerdir? İşte sezonun trend kumaşı, örme kumaş hakkında merak edilenler.

Örme kumaş, 2020 sezonunun en çok tercih edilen kumaş türleri arasında yer alıyor. Hemen hemen her üst parçasında kullanılan örme kumaş, en yaygın kullanılan kumaş türlerindendir. Bu kumaş türü, moda dışında farklı sektörlerde de kullanılabilmektedir. Ancak örme kumaş hakkında bilinmesi gerekenler detaylar bulunur. Bu detayları bilmek, örme kumaştan hazırlanmış bir parçayla şık bir kombin hazırlanmasına da olanak tanır. Sizler için örme kumaşlar hakkında bilinmesi gerekenleri, tek bir içerikte topladık.

ÖRME KUMAŞ NEDİR?

Örme kumaş, ipliğin tek veyahut toplu bir biçimde beslenmesiyle iğne yardımıyla  ipliğe ilmek formu kazandırılmasıyla oluşur. Bu işlem sonucunda örme kumaş hazırlanmış olur. Örme kumaşın özellikleri şu şekildedir:


 

ÖRME KUMAŞIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Örme kumaşın sahip olduğu özellikler sırasıyla şöyledir:

– İpliklerin yardımıyla kısa sürede kumaşa dönüşebilmektedir. Bu diğer kumaşlara oranla avantaj sağlar.

– Elastik ve esnek bir yapıya sahiptir.

– Yumuşak bir dokuya sahiptir.

– Giyinen kişinin üzerinde dolgun bir görüntü oluşturur.

– Farklı ürünlerde kullanılması açısından da diğer kumaşlara oranla avantaj sağlar.

TV8’in yeni draması Doğduğun Ev Kaderindir, kısa sürede hem konusu hem de karakterleriyle büyük ilgi topladı. Dizinin başrolü Demet Özdemir’in giydiği kıyafetler, merak konusu oldu. Herkes Zeynep karakterinin özellikle yayınlanan sezon finali bölümünde giydiği kıyafetleri aratmaya başladı. Peki Zeynep karakteri için seçilen kıyafetler hangi marka ve fiyatları ne kadar? Sizler için derledik.

Doğduğun Ev Kaderindir dizisi, başladığı ilk günden bu yana reytinglere damgasını vuruyor. Demet Özdemir ve İbrahim Çelikkol’un başrolünde olduğu Doğduğun Ev Kaderindir, sadece konusu ve karakterleriyle değil karakterlerinin kıyafetleriyle yoğun ilgi görüyor. Özellikle Demet Özdemir’in canlandırdığı Zeynep karakteri, her bölümde farklı bir tarzı seyircinin beğenisini sunuyor. Dizinin sıkı takipçileri de Zeynep’in kıyafetlerini ve Doğduğun Ev Kaderindir dizisinin kıyafet sponsorlarını Google üzerinden aratmaya başladı. İçeriğimiz içerisinde Zeynep karakterinin yayınlanan sezon finalinde giydiği kıyafetlerin markalarına ve fiyatlarına yer verdik. 

Özdemir’in giydiği beyaz uzun, kenarları lacivert, üzeri kırmızı desenli elbisesi, 2winsdh markasına ait ve fiyatı 1.139 TL.

Dizide Özdemir’in giydiği kırmızı desenli elbise de 2winsdh markasına ait. Fiyatı ise 2.275 TL.

Zeynep’in üniversite mezuniyeti sırasında giydiği elbise, Züleyha Kuru markasına ait.

Alışveriş yaparken gereksiz parça satın almak ve para harcamaktan şikayet edilir. Ancak alışveriş sırasında uygulandığında tasarruf edilmesini sağlayacak yöntemler bulunur. Bu yöntemler aynı zamanda doğru bir alışveriş yapılmasını sağlar. Peki alışveriş sırasında tasarruf etmenizi sağlayacak yöntemler nelerdir?

Kıyafet alışverişi yaparken parçaların güzelliğine kapılıp gereğinden fazla ya da ihtiyaç dışında alışverişler yapılır. Bu durum hem verimsiz bir alışveriş yapılmasına hem de maddi açıdan zarar edilmesine neden olur. Ancak alışveriş açısından doğru yöntemleri bilirseniz, kendi adınıza doğru bir alışveriş yapmış olursunuz. Peki ama alışverişlerinizi tasarruflu hale getirecek yöntemler nelerdir? Sizler için bu yöntemleri anlatan bir içerik hazırladık. Bilinmesi gereken en önemli şey, artık hayatın her noktasında sadelik kavramının ön plana çıkmış olmasıdır. Sade bir şıklık kazanmak adına daha gösterişsiz, düz kıyafet ve aksesuarlara yönelmeye tercih etmeniz doğru olacaktır. Bu sayede kıyafet ve aksesuarlara daha az para ödemiş olursunuz.

Fakat eğer alacağınız parçanın bir alternatifi sizde ya da yakın çevrenizde bulunuyorsa, ne kadar uygun fiyatlı olursa olsun bu parçayı satın almayın. Gereksiz bir alışveriş yapmış olursunuz.

Ama alternatif olan ürün bazı sebeplerden dolayı artık gözden çıkardığınız bir parça ise, belirli uygulamalar üzerinden satışa çıkarabilirsiniz. Bu sayede hem yeni bir parçaya sahip olur hem de eldeki parçayla da kar elde etmiş olursunuz. Bununla birlikte takas yöntemini de kullanabilirsiniz.

Elinizdeki parçalar yırtıldığı ya da söküldüğü için alışverişe çıkacaksanız, bunun yerine öncelikle evde kendiniz düzeltmeyi ya da bir terziden yardım almayı denemelisiniz. Ya da kumaşı alıp mağazadaki kıyafetin aynısını terziye diktirerek, daha ucuza mal edebilirsiniz.

Mağaza alışverişlerinizi daha ucuza getirmek için sezon dışı alışveriş yapabilirsiniz. Örneğin, kışın yaz alışverişi, yazın ise kış alışverişi yapmak gibi. Bu büyük tasarruf sağlayacaktır.

Bir kıyafeti satın alırken kesinlikle deneyin ve kumaşın kullanışına, özelliklerine dikkat edin. Alelacele bir alışverişle yanlış tercihlerde bulunmayın.

Kuruyemiş olarak tüketilen Antep fıstığının insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. İçindeki yağ oranı oldukça düşük olan Antep fıstığı B6 vitamini bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Bu sayede vücut organlarının işlevselliğini artırmaya yardımcı olur. Sumak ve manga gibi besinlerin akrabasıdır. Peki Antep fıstığının faydaları nelerdir? Sizler için bu soruların yanıtlarını araştırdık.

Sakız ağaç ailesine bağlı ağaç türünde yetişen kabuklu meyveye fıstık denir. Ülkemizde  ilk kez üretim merkezi olarak Gaziantep’te kurulduğundan Antep fıstığı olarak geçmiştir. Ancak üretim olarak yüzde 40 Şanlıurfa’dır. Ağaçta yetişen bu meyve iç kabuğu yağlı dış kabuğu ise serttir. Ana vatanı Türkiye, İran ve Türkmenistan olan Antep fıstığı yaygın olarak tatlıcılık ve ilaç yapımında kullanılır. Sıcak havaları çok seven fıstık ağacının dört çeşidi vardır. Diyabetten kansızlığa kadar birçok hastalığa iyi gelen Antep fıstığı, aynı zamanda kilo vermede de yardımcı olan kabuklu bir meyvedir. Uzmanlar, özellikle kanser riski taşıyan hastaların tüketmeleri gerektiği vurguluyor. Her gün 10 tane tüketilen Antep fıstığı vücudun yağ ihtiyacını karşılar. Ayrıca vücudun ihtiyacı olan B1, fosfor, vitamin ve protein eksikliği içinde günde 100 gram tüketilmesinde fayda var. Kabuklarıyla beraber tuz da yüksek ateşte kavrulan Antep fıstığı kuruyemiş olarak da tüketilir.

ANTEP FISTIĞI SUYUNUN KULLANIM ALANLARI

Güçlü bir E vitamini deposu olan Antep fıstığı kaynatılıp elde edilen suyu cilt sağlığına inanılmaz faydalar sağlar. Özellikle kuru ayak tabanlı olan kişiler için idealdir. Ancak taze işlem görmemiş Antep fıstığı için geçerlidir. Aynı zamanda egzama ya da mantar gibi cilt hastalıklarının deformeye neden olduğu yüzeylerin hızla iyileşmesini sağlar. Hasta bölgeyi iyileştirmeye destek verdiği gibi etrafındaki cildin de hücre yapısını korur. Tırnaklarının sağlıklı büyümesini isteyenlerde iki günde bir imkanları varsa bu suyu doğal ilaç olarak kullanabilir. 

ANTEP FISTIĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Damarları genişleterek kanın vücutta daha rahat dolaşmasını sağlarken, kolesterol seviyesini düşürür ve kalp sağlığını korur. İçerdiği faydalı yağ sayesinde vücudun kilo almasını önler beraberinde ise enerji oranını artırır. 

Kandaki şeker miktarını dengeler. Uzmanlar şeker hastalarının rahatlıkla tüketebileceği bir besindir. İnsülin direncini düşüren Antep fıstığı beraberinde basıncı da düşürerek inme, felç ve yüksek tansiyon risklerini de azaltır.

Posa açısından pirinç, buğday ve patates gibi besinlerden daha zengindir. Posası kaynatıldığında çıkan karşım kuru cilde iyi gelir. Cildin yüzeysel yapısını yeniler. E vitamini desteği sağlayarak yaşlanma belirtilerini düşürür. 

Yüksek enerjisi sayesinde beyin sağlığına da iyi gelir. B6 vitamini sinir sistemindeki hücreleri yeniler. Bu sayede beyinin hafıza bölümü güçlenir. Ayrıca B6 vitamin sadece beyne değil aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendirir. 

Kabuğundaki lif sayesinde mide zarını korur ve midede oluşan asit oranını dengeler. Bağırsaklardaki florasayı koruyarak sindirimi rahatlatır. Hazımsızlık ve şişkinlik gibi sağlık sorunlarının riskini azaltır. 

İçerdiği E, C ve B vitaminleri böbrek ve meshane bölgesinde oluşan kumların daha rahat dökülmesini sağlar. 

Antep fıstığı kaynatılıp suyu içildiğinde ise sürekli öksürüğü keser. Aynı zamanda akciğerde; sigara ve kafein oranı yüksek olan içeceklerden kaynaklanan iltihaplanmayı hafifletir.

İnsan vücudunun ihtiyacı olan fosforun yüzde 60’ını rahatlıkla karşılar. Günlük bir fincan bile tüketildiğinde fosfor seviyesini artırır.

İleri yaşlarda artan göz hastalıklarını engellemede bile etkisi vardır. Lutein ve zeaksantin maddeleri sayesinde göz içindeki sıvı oranını artırarak katarak oluşumunu önlerken görme oranını çoğaltır. 

ANTEP FISTIĞININ ZARARLARI NELERDİR?

Çok fazla tüketildiğinde kilo almaya neden olur. Yağ oranı yüksek olduğundan karaciğer yağlanmasını artırarak cilt yüzeyinde sivilce oluşur. Aynı zamanda kolesterol seviyesinin yükselmesini sağlar. Ayrıca içerdiği protein bağışıklık sistemindeki maddelere karşı savaş açarak alerjik reaksiyona sebep olabilir. 

Yaz aylarının trend alt giyim parçası taytlar için doğru kombin oluşturmak önemlidir. Peki taytlar için nasıl tarzlar oluşturulur? Tayt kombinlerine en yakışan aksesuarlar nelerdir? Tercih edilen ayakkabıların renkleri nasıl olmalıdır? Sizler için tayt kombininde bilmeniz gereken detaylara yer verdik. İşte tayt kombinleriyle ilgili tüm bilmeniz gerekenler.

Yaz aylarının en çok tercih edilen alt giyim parçalarından biri taytlardır. Tayt için bir kombin oluştururken çoğunlukla uzun parçalar kullanılır. Kalça hizasında ya da dizlere daha yakın bir gömlek, bluz, tunik taytlarla tercih edilir. Ancak taytlar için farklı kombin tarzları bulunur. Bunları uygulayarak şık tarzlar oluşturabilmeniz mümkün olacaktır. Peki taytlar doğru şekilde nasıl kombinlenir? Sizler için her türlü tayt seçeneğiyle rahatlıkla uygulayabileceğiniz tayt kombin önerilerini derledik.

TAYTLAR DOĞRU ŞEKİLDE NASIL KOMBİNLENİR?

– Taytlarınızı kombinlerken dikkat etmeniz gereken en önemli şey, uzunluktur. Taytların ayak bileğin hemen üzerinde durması gerekir. Eğer daha kısa olursa, bacak boyunuzu da kısa gösterir.

– Taytın uzunluğuyla birlikte renk ve desen detayı da önemlidir. Böyle taytlara üst parçası olarak sade modeller tercih etmeniz gerekir. Aksesuarlarınız olan bandana, şal ve fularınızı taytınız ile aynı renk tercih ederek kombininizi tamamlamış olursunuz.

– Taytlar için seçilecek olan ayakkabı, oluşturulacak kombin tarzına bağlı olarak değişir. Her ayakkabı modeli, tayt kombiniyle yakışır. Ancak önemli olan ayakkabının ne olursa olsun tayt ile aynı renkte olmasıdır.

– Tayt kombinlerine yakışan en şık aksesuarlar; şık ve gösterişli kolyeler, çember küpeler ve bangle bileklikler olacaktır.

2020 RENKLİ TAYT MODELLERİ

TRENDYOLMİLLA: 60 TL

TRENDYOLMİLLA: 60 TL

BİANCA LUCCİ: 49 TL

TRENDYOLMİLLA: 40 TL

BİANCA LUCCİ: 37 TL

Amerika yerlileri tarafından sıklıkla kullanılan jojoba bitkisinden elde edilen yağ, alternatif tıpta tercih edilen yağlardan biridir. Bitkinin tohumlarından elde edilen yağ, E vitamini bakımından zengindir. Cilt sağlığı açısından doğal yağ olarak kullanımın yanı sıra masaj sırasında vücudun rahatlaması için tercih edilir. Jojoba yağı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Jojoba yağının faydaları nelerdir?

Doğal bakım ürünlerin ham maddesi olarak kullanılan jojoba yağı bilimsel adı “Simmondsia Chinensis” olan jojoba bitkisinden elde edilir. Yaklaşık 200 yıl yaşayan bu bitki, E vitamini bakımından oldukça zengindir. Anavatanı Arizona olan jojoba bitkisi Amerikalı yerliler tarafından sıklıkla tercih edilen doğal yağlardan biridir. Hatta tarihi kitaplarda yerli halkın gençlik iksiri olarak geçer. Kozmetik ürünlerin yanı sıra yüksek devirli makinelerde de kullanılır. Metal parçaların sürtünmesini azaltarak makinelerin uzun süre kullanımını sağlar. İlk kez Amerika kolonilerinin sanayi devrimiyle beraber kurdukları fabrikalarda motor yağı olarak tercik edilirdi. Özellikle silah sanayisinde ham madde olarak kullanılan jojoba yağının fındık tarzında bir kokusu vardır. İçeriğinde oleic asit, eicosenoik asit, gondoic asit ve eruric asit gibi güçlü yağ asitleri barındırır. 

JOJOBA YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

– Jojoba yağı sıklıkla saç ve cilt hastalıklarının doğal tedavisinde kullanılır. Özellikle jojoba yağı özü cilt yüzeyindeki kırışıklık miktarını azaltır. Tüm cilt tipinde uygulana bilen jojoba yağı,düzenli kullanıldığında tıkalı gözenekleri açar.

– Cilt yüzeyinde hızlı emilim sağlayan jojoba yağı, sentetik yapıyı yeniler. Bu yüzden cildin daha parlak ve genç görünümünü sağlar. Soğuk kullanıldığında cilt yüzeyinde sıkılaşmaya yardımcı olur. 

– Saç dipleri için de aynı gerekli sağlıklı etkiye sahiptir. Kepeklenme ve dökülme sorunu yaşayan kişiler için gerekli olan vitamin ve minerale sahip olan jojoba yağı, saç derisini besler. Özellikle sebum yağ dengesini dengeler. 

– Ayaklarda sıklıkla görülen kuru ve kabuklanma sorunu içinde uzmanlar kesin çözüm jojoba yağı olduğunu vurguluyor. Bunun yanı sıra dirsek ve ayak kenarında oluşan kuru mantara da fayda sağlar. 

– Egzama veya kuru cilt yapısına sahip hastalar içinde doğal ilaç olarak önerilen Jojoba yağı, ağız yoluyla tüketilmez. Bu yüzden vücuda sürülerek bazı faydalar sağlar. 

– Boyun tutulması, kas kasılması gibi hastalıklara da masaj yaparak uygulanır. Kasların rahatlamasını ya sinirlerin açılmasını sağlayarak vücudun rahatlamasına yardımcı olur. 

– Herhangi bir kırılma sonrası o bölgeye masaj yaparak sürülür. Günlerce alçıyla sarılı kalan bu bölgenin daha hızlı iyileşmesini destekler. 

Psikolojik rahatsızlıklar arasında en sinsi olarak ilerleyen ve kişinin neredeyse hayatını kabusa çeviren Histeri kişilik bozukluğunun ne olduğunu sizler için araştırdık. Hızla değişen duygu değişimlerinin yanı sıra farklı kişiliklere de bürünen histeri kişilik bozukluğuna sahip olanların tedavisi de zordur. Peki Histeri nedir ve belirtileri nelerdir? İşte yanıtı haberin detayında:

Histerik kişilik bozukluğu, sürekli olarak başına gelen olayları aşırı dramatize ederek anlatan kişilere denir. Ayrıca toplumda bu kişiler “ilgi arsızlığı” anılır. Bu bozukluk ergenlikte ortaya çıkar. Ancak bazı kişilerde çevresel faktörlerin etkisi ile ilerleyen yaşlarda da görülebilir. Histirionik olarak da bilinen bu ruhsal hastalık zihinsel bir süreç sonrası ortaya çıkar. Zihin ve bilinç altında oturmayan gerçeklik kişiyi hayale sürükler. Bu da zamanla gerçek ve hayal arasında farkın azalmasına neden olur. Ani yükselmeler, duygusal taşkınlıklar, hareket bozukluğu ve hafıza da gerileme gibi durumlarla kendini gösterir. Hastalarda duygular abartılı bir şekilde görülür. Aslında ilk olarak bu hastaların bu süreci yaşadığına dair belirtiler yoktur. Çünkü kolayca arkadaş olabilen ve önceleri çevresine pozitif bir enerji verir. Ancak asıl sorun bu sürecin kendisi için anlamsız gelmeye başlamasıyla başlar. Bu kişiler genellikle uzun süre psikolojik bir rahatsız yaşadıklarının farkında değillerdir. Ünlü Nörolog olan Sigmund Freud, zihinsel bir süreç kaynaklı yaşanan bu hastalığın iki çeşidi olabileceğine dikkat çekti. Freud çevresel faktörlerin bu hastalığın yaşanmasına etkili olduğu kadar geçmiş travmalarında bunu tetikleyebileceğini hatırlattı. Hastalar çevresinde ilgi bekler.

HİSTRİONİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ NELEDİR?

– Bu kişiler bulundukları ortamlarda sürekli ilgi odağı olmak ister,

– İlgi toplamak için fiziksel görünümünü değiştirir.

– Konuşma sırasında sürekli diksiyonunu düzeltir ya da yabancı kelimeler kullanarak konuşur.

– Yaşadığı duyguları aşırı gösterir.

– Akıl vererek konuşur ve kendi yaptığı hataları başkaları yapıyormuş gibi anlatır.

– Övgü toplamak için her türlü yolu dener.

– Kimseye bağlanmaz ve oldukları ortama göre davranır.

– Kendilerine ait düşünce ve fikirleri yoktur. 

HİSTERİ KİŞİLİK BOZUKLUĞU YAŞAYAN KİŞİLER…

– Mutlu olmamın tek yolu insanların beni övmesi

– Zayıf yanlarımı örtmem için çok komik biri gibi davranmalıyım

– Sürekli abartılı biri olarak görünmeliyim yoksa ilgi odağı olmam

– Yüzeysel duygular sergilemeliyim. Her şeyi aşırı düşünen ben olmamalıyım

– Yakalanmadıkça yaşan atmak ortamda sürekli popülerliğimi artırmayı sağlayabilir

– Çok içli dışlıymışım gibi davranırsam kimse duygularımı fark etmez, gibi fikriyatlar yaşarlar. 

HİSTERİK KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Yapılan araştırmalarda bu kişilerin hayal dünyaları olmadıkları ortaya çıkarılmıştır. Kişilik bozukluğuna sahip kişiler genellikle aynı özellikte oldukları için uzmanlar aynı terapi  yöntemini kullanır. Ancak histrionik kişilik bozukluğu ileri düzeyde olmadıkça ilaç tedavisi uygulanmaz.  

Ülkemizde çok fazla bilinmeyen ancak dünya mutfağında çok fazla yeri olan yaban mersini birçok el kreminin içerisinde yer alıyor. Kokusuyla kendine hayran bırakan yaban mersininin cilde faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Uzmanların araştırmaları sonucunda elde ettiği bilgilere göre yaban mersininin cilde inanılmaz faydaları bulunuyor. Yaban mersini cilde nasıl uygulanır? Öğrenmek için içeriğimize göz atabilirsiniz.

Yaban mersini, Fundakiller familyasına ait olan ve ılıman iklimlerde yetişmeye uygun üzümsü bir meyve çeşididir. Günümüzde daha çok dondurma, pasta ve şekerlemelerde kullanılan yaban mersini düzenli bir şekilde tüketildiğinde herhangi bir zararı veya yan etkisi yoktur. Yörelere göre çalı çileği, çoban üzümü, lifora, kuş üzümü gibi isimlerle de bilinen yaban mersini, ülkemizde Karadeniz bölgesinin en yüksek yerlerinde yetişmektedir. İçerisinde A,C,E,K vitaminleri barındıran ve etkisini kısa sürede gösteren yaban mersini bağışıklığı güçlendirici etkileri bulunmaktadır. Antioksidan özelliğiyle hastalıkları iyileştirici özelliği bulunan yaban mersinini sağlıklı beslenmek isteyen kişiler de tüketebilir. Bir orman meyvesi olan yaban mersini damardan kalbe, böbrek hastalıklarından kemik hastalıklarına kadar faydaları bulunuyor. Şimdilerde el kremlerinin içerisinde bulunan yaban mersini kokusuyla da adeta parfüm niyetine kullanılıyor. Hal böyle iken uzmanlar yaban mersini hakkında bir araştırma yaptı. Yapılan bu araştırmada taze veya kurutulmuş, sade veya başka bir besinle karıştırılarak tüketilebilen yaban mersininin cilde birçok faydası olduğu ortaya çıktı.Gelin yaban mersinin cilde faydaları inceleyelim…

Yaban mersini içerisindeki vitamin ve mineraller sayesinde cildin yağ seviyesini düzenler. Bu sayede daha sağlıklı cilde sahip olmanızı kısa sürede sağlar.Eğer yaban mersini ile ilgili cilt baskım maskesi yapmak isterseniz yarım su bardağı Yaban Mersinini bir çorba kaşığı zeytinyağı ve balla pürüzsüz olana kadar karıştırın. 20 dakika boyunca uygulayın ve ılık su ile yıkayın. Doğrudan cilt kuruluğu, akne ve nem dengesinin korunması için cildinize gereken nemi sağlayacaktır.

Yaban mersini barındığı antioksidanlarla ildimizdeki kırışıklık, hasar ve bozulmalara neden olan serbest radikalleri engeller ve cildinizi korur. Cildimizin renk tonunu düzenleyen, daha çok sağlıklı ve daha çok genç kalmasını sağlayan yaban mersinini meyve reyonlarında ve marketlerde kuru olarak satın alabilirsiniz.

Bol miktarda A, C ve K vitaminleri taşıyan yaban mersini meyvesi, ciltte iltihapların oluşumunda engelleyici nitelik taşır.Kılcal damarları güçlü hale getiren bu meyve, kolajen üretimini iyi bir şekilde hızlandırır.

YABAN MERSİNİ İLE YOĞURT MASKESİ

MALZEMELER

10 tane yaban mersini
1 yemek kaşığı ölçüsünde yoğurt

YAPILIŞI

Çatalla yaban mersinlerini ezip, üzerine yoğurt ekleyin.Temizlenmiş olan yüzünüze ve boynunuza hazırladığınız karışımı uygulayın. 15 dakika bekleyerek ılık suyla durulayın. 

YABAN MERSİNİ, BAL VE ZEYTİNYAĞI MASKESİ

MALZEMELER

Çeyrek bardak ölçüsünde yaban mersini
1 yemek kaşığı ölçüsünde bal
1 yemek kaşığı ölçüsünde zeytinyağı
1 çay kaşığı ölçüsünde toz şeker

YAPILIŞI

Tüm malzemeleri blender ile birlikte çok akıcı olmayacak şekilde karıştırın. Temiz olan cildinize bu karışımı güzelce sürün. Ovalayarak 10 dakika bekletin.

Ilık su ile durulayın. Daha sonra soğuk su ile bir şok uygulayın.

Yaz aylarında serinlemek için sıkça tercih edilen havuz ve denizler toplu kullanım alanları olduklarından dolayı hastalık kapma riski yüksektir. Bu yüzden uzmanlar bu alanları kullanmadan önce hijyenik olup olmadıklarına dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Havuz ve denizden bulaşma riski olan bakteriler ciddi hastalıklara zemin hazırlar. Peki havuz ve denizden bulabilecek hastalıklar nelerdir?

Havuz ve denizden bulaşan bakteriler sonrası yaşanan sağlık sorununun genel tabiri Rekresyonel su hastalıklarıdır. Mikrop ya da kimyasal sulardan çeşitli yollarda insan vücuduna girer. Sıcakların artması ile serinlemek için tercih edilen havuz ve denizler insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle temizlenmeyen havuz sularından enfekte kapma olasılığı yüksektir. Bu bakteriler deri, kulak, göz, sindirim, solunum ve baş hastalıklarına sebebiyet verir. RSH yani rekresyonel su hastalıkları kronik hastalıklara zemin hazırlayabilir. Uzmanlar kullanılan havuzun temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini çalışanların hastalıklı kişilerin bu alanlarda yüzmelerine izin vermemesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca denizde gel git olmasına rağmen yüzeyde birikme ihtimali olan bakterilerle doludur. İyi bir eğitim almamış kişilerin idrar ve dışkılamalarını bıraktıkları bu yer ciddi sindirim hastalıklarına neden olur. Ağız kulak yolu ile vücuda geçen bu bakteriler bağırsaklarda yaşam alanı bularak vücudu içten hastalandırır.

HAVUZ VE DENİZDEN BULAŞABİLECEK HASTALIKLAR NELERDİR?

İSHAL

En yaygın hastalık ishaldir. Giardia ve shigella gibi bakterilerin bağırsaklara yerleşmesi ile meydana gelen ishal, sıklıkla çocuklarda görülür. Bu bakterilerin dışkılama ya da idrar ile suya karışması ağza su kaçarak da bir başkasına bulaşması ise meydana gelir. Erken tedavi edilmediğinde vücut aşırı sıvı kaybından fonksiyonlarını yitirir. 

DIŞ KULAK YOLU İLTİHAPLANMASI

İshalden sonra görülen diğer en yaygın hastalıktır. Kirli suyun kulağa kaçması ile oluşan hastalık, iç kulaktan başlayıp dış alana kadar iltihaplanmasına neden olur. Kulak zarına ulaştığında işitme kaybına neden olabilecek kadar güçlü olan enfeksiyonlu hücrelerden korunmanın en basit yolu kulak tıkayıcı kullanmaktır.

GÖZ ALERJİSİ

Temizlenmeyen sularda kendiliğinden oluşan adenovirüsler su yolu ile göze kaçtığında, gözün içerisinde bulunan sıvının içine yerleşir. Gözün iltihaplanmasına ve kızarmasına neden olur. Erken tedavi edilmediğinde görme kaybına yol açabilir. Şiddetli göz ağrıları ve gözün kızarması gibi belirtilerle kendini belli eder.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU

Genital bölgeye yerleşen mantarlı bakteriler burada idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlar. İdrar yaparken yanma, kaşınma ve kan gelmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Enfeksiyonlu hücreler yüzeyde kalmaz vücudun içerisine de geçer. İdrar yollunda iltihaplanmaya yol açar.

MOLLUSKUM KONTAGİOSUM BAKTERİSİ

Bu bakteri siğillere neden olur. Cilt yolu hastalıklarından en yaygınıdır. Bakteri hem su hem temas esnasında bulaşır. Yayılma ihtimali olduğundan sadece değdiği yere değil diğer bölgelere de hızla yayılır. 

HEPATİT A

Nadiren görülen bu virüs karaciğeri etkileyen viral bir enfeksiyondur. Karın ağrısı, sarılık, yorgunluk ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterir. 

VÜCUT TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALIDIR?

KULAK TEMİZLİĞİ

Havuz ve deniz sonrası en sık yaşanan rahatsızlıklardan biri kulak iltihaplanmasıdır. Dış kulak yolunda biriken su, iç kulakta enfeksiyona neden olur. Bu sorunun yaşanmaması için içten dışa doğru kulak, temiz bir çubuk ya da bez yardımıyla temizlenmelidir. Aynı zamanda iltihap kurutucu damla ya da zeytin yağı damlatılarak da temizleme işlemi yapılabilir.

BURUN TEMİZLİĞİ

Burun mikroplardan arındırılmadığın da hava borularından sinüs kanallarının enfeksiyon kapmasına ve tıkanmasına neden olur. Böylece şiddetli baş ağrılarının yanı sıra sinüzit ve migren gibi rahatsızlıklar meydana gelir. Bu durumun yaşanmaması için deniz ve havuz sonrası bir su bardağı ılık suyun içerisine bir çay kaşığı tuz atıp iyice karıştırın. Daha sonra bu suyu burnunuzla nazikçe çekip tekrar atın.

GÖZ TEMİZLİĞİ

Gözün enfeksiyon kapmaması için havuz ve deniz sonrası temizlenmelidir. Banyo ile genel bir vücut temizliği sonrası gözünüze ılık çay poşetleri koyun ve 15 dakika dinlendirin.

ÖZEL BÖLGE TEMİZLİĞİ

Bikini bölgesi olarak da bilinen genital bölge, havuz ve deniz sonrası enfeksiyon kapmaya en müsait yerlerdir. Deniz ve havuzdan çıkar çıkmaz güneşlenmek istemiyorsanız ıslak mayolarla uzun süre dolaşmayın. Ilık bir duş sonrası genital bölge iyice kurutulduktan sonra kıyafetlerinizi giyiniz.

AĞIZ, DİŞ, MİDE VE BAĞIRSAK

Ortak kullanılan havuz veya deniz ağız ve diş sağlığını da oldukça olumsuz etkilemektedir. Yüzme esnasında yutulan su ile vücudumuza milyonlarca zararlı bakteri girer. Bu bakteriler ağızdan bağırsaklara kadar pek çok yeri olumsuz etkilemektedir. Dişte ki yara veya çürüklerin enfeksiyon kapma riskini artırır. Ağız kokusuna neden olur. Ayrıca midedeki asit oranını artırarak yemek borusunun hasar uğramasına sebebiyet verir. Bağırsaklara kadar inen bu bakteriler ishale neden olur. Bu sorunların yaşanmaması için havuz ve deniz sonrası ağza tuzlu suyla gargara yapılmalıdır. Mide ve bağırsak için ise limonlu soda tüketilmelidir.