Şunun için etiket arşivi: Kadın

Sabah kahvaltıların, kadın günlerinin vazgeçilmez lezzeti olan su böreği yapımı ve tarifi zor olduğu için yapmak istemiyorsanız sizler için hazırladığımız yalancı yani hazır yufkadan yapılan pratik su böreği tarifini deneyebilirsiniz. Evde kolayca hazırlayabileceğiniz enfes su böreğinin tarifini haberimizin detaylarında bulabilirsiniz.

Su böreği, ağızda dağılan tadı ve hafif olmasıyla 7’den 70′ herkesin severek tükettiği börek çeşidinden biridir. Son günlerde Google’nin en çok arananları arasında listenin en başında yer alan su böreğinin hem pratik hem de kısa sürede hazırlanabilen tarifini hazırladık. 

YALANCI SU BÖREĞİ TARİFİ:

MALZEMELER

6 adet yumurta
6 adet yufka
1 litre süt
1 buçuk çay bardağı zeytinyağı
250 gram kaşar loru
100 gram tereyağ

YAPILIŞI

Derin bir kabın içerisinde yumurtaları güzelce çırpın. Ardından içerisine süt ve yağı ilave edip çırpmaya devam edin.

Hazırlanan bu karışımdan 2 su bardağı kadarını bir kenara ayırın.

Kare bir fırın tepsisini yağlayıp yufkalardan birisini buruşturarak tepsinin dibine yayın. Daha sonra bir yufkayı alın ve hazırlanan karışıma batırarak ıslatın. Yine buruşturarak tepsinin üzerine serin.

Kaşar lorunu 4’e ayırın ve bir parçasını tepsideki yufkaların üzerine serpiştirin. Kalan karışımın 4’te 1’ini de bu peynirlerin üzerine gezdirerek dökün.

Böylece hızlıca ıslatıp tepsiye serdiğiniz yufkaların her seferinde üstlerine peynir ve yumurtalı karışımdan dökerek tüm yufkaları bitirin.

En üstteki yufkanın üzerine ise kenara ayırdığınız 2 su bardağı karışımı dökün. Tereyağını ise parçalar halinde üzerine koyun.

190 derece fırında kızarana kadar pişirin. 25 dakika kadar sonra dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Osmanlı mutfağının en güzel armağanı olan baklava bayram sofralarının baş tacı olmayı sürdürüyor. Bayrama az bir zaman kalan misafirlerinize sunabileceğiniz aynı zamanda kendi ellerinizle baklava yapmak istiyorsanız bu tarif tam size göre. Peki, çıtır bir baklavanın sırrı nedir? Baklava nasıl yapılır? İşte sizlere en güzel baklavayı yapmanın sırrı:

Bayramların vazgeçilmez lezzeti olan baklava çıtır çıtır lezzeti, muhteşem şerbeti ve ağızda dağılan dağılan kıvamıyla gönülleri fethediyor. Türk mutfağının en meşakkatli tatlısı olarak bilinen baklava özellikle bayram sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri. Baklavanın, hazırlanışı ve içeriğinin bölgelere göre değişse de ortak kültürümüz halinde geldi ancak bu enfes lezzet becerinin yanı sıra zaman istiyor. Evde çıtır baklava nasıl yapılır? İşte bayramda evinize gelen misafirlerinize sunacağınız çıtır baklava tarifi:

BAKLAVA TARİFİ:

Hamuru için;

2 adet yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
1  su bardağı yoğurt (çok sulu olmayacak)
1 yemek kaşığı sirke
yarım çay kaşığı tuz
4.5 silme su bardağı un
Yarım paket kabartma tozu
İçine serpmek için

2.5 su bardağı dövülmüş ceviz

Üzeri için;

125 gram tereyağı
1 çay bardağı zeytinyağı

Şerbeti için;

3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
yarım limon(küçük boy limon)
Bir fiske tuz

YAPILIŞI

Öncelikle hamur malzemeleriyle yumuşak bir hamur yoğurun. Hamurunuzu 36 parçaya ayırın. 

Her bir bezeyi yuvarlayıp 20 dk dinlendirin. Bezeler 6 gruplar halinde açılacak. 6 bezeyi fincan tabağı büyüklüğünde açıp aralarına 1 tatlı kaşığı nişasta serpin ve üst üste dizin.

Elinizle hafif bastırarak hamuru biraz büyütün. Bu yöntem yufkalar çabuk kaymasın diye yapılıyor. Ardından bir oklava ya da merdane ile hamuru tepsi büyüklüğünde açın ve tepsiye yerleştirin.

12 bezeye de aynı işlemi uygulayın ve ortasına cevizlerden bolca koyun. İsteyen fısıtk da koyabilir.

Diğer 6’lı 3 beze grubunu da açıp üzerine cevizlerden serpiştirin. Hamurunuzu ister baklava dilimi ister kare şeklinde kesin. Eritilmiş tereyağ ve zeytinyağını baklavanın üzerine gezdirin. 

Daha sonra önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

Şerbetin yapılışı: Şeker, su, tuz ve limonu tencereye koyup, ocağın altını açın. Şeker eriyene kadar karıştırın. Tuz şekerlenmeyi önlemek için etkili bir yöntem.

İçine limonu kabuklu atmayın. Çeyrek limon suyunu şerbeti ocaktan almadan 10 dk. önce ekleyin. Şerbet tamamen kaynamaya başladıktan sonra, altını kısın, tam 30 dk. kaynatın.

Baklava soğuduktan sonra şerbeti ocakta ılınana kadar bekletin. Daha sonra dökün. En az 4 saat bekledikten sonra çıtır baklavalarınızı misafirlerinize servis edin.

Afiyet olsun…

2019 ilkbahar ve yaz sezonuna veda etmeye sayılı günler kaldı. İlkbahar ve yaz dönemine damgasını vuran en şık parçalar, stil önerileri ve yeni tarzlar… 2019 ilkbahar ve yaz modasına damga vurmuş olan, halen daha sahil ve plajlarda gördüğümüz trendleri sizler için derledik. 2019 ilkbahar ve yaz döneminde hangi parçalar moda? Sezonun trendleri nelerden oluşuyordu? İşte 2019 ilkbahar ve yaz modası trendleri!

İlkbahar ve yaz sezonu için artık son dönemdeyiz. Ağustos ayı sonrasında sonbahar ve kış sezonu için hazırlık yapmaya başlıyor olacağız. Ancak bu dönemde 2019 ilkbahar ve yaz modasının son esintilerinin etkisini yaşıyoruz. Peki 2019’da ilkbahar ve yaz döneminin en belirgin trendleri nelerdir? İlkbahar ve yaz döneminde en çok karşılaştığımız, yazlık yerlere damgasını vuran parçalar ve stil, kombin önerileri nasıldı? Bu tarz birçok soruya yanıt bulabileceğiniz bir içerikle karşınızdayız. Sizler için 2019 ilkbahar ve yaz modasını belirleyen trendleri derledik. Sezonun son döneminde; hangi parçalar moda? Sezonun trendleri nelerden oluşuyor?

Ağustos ayının son zamanlarını sahil, yazlık yerler vb. alanlarda geçiren kişiler çoğunlukla spor parçaları tercih ederler. Ancak hem spor hem de klasik modelleri bir arada bulundurabileceğiniz modeller trendler arasında.

Klasik havayı oluşturmak için blazer ceketleri tercih edebilirsiniz.

Renk konusunda parlak tonlar, yazın son dönemlerinin sahip olduğu canlılığı yansıtmak konusunda etkili olacaktır. Parlak pantolonlar, etekler ve elbiseler, yaz sezonunun en göze çarpan parçaları.

MORHİPO: 170 / 150 TL

Kalp rahatsızlıkları arasında giderek en popüleri olmaya başlayan Hipertrofik Kardiyomiyopatinin ne olduğunu biliyor musunuz? Hemen hemen herkeste görülme ihtimali olan Hipertrofik Kardiyomiyopati hastalığı hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki hipertrofik Kardiyomiyopati hastalığı nedir? Hipertrofik Kardiyomiyopati belirtileri nelerdir? Sorularının yanıtlarını haberin detayında bulabilirsiniz.

1995 yılında Dünya Sağlık Örgütü Kardiyomiyopati hastalığına tam olarak kalp kası rahatsızlığı olarak adlandırdı. Bu hastalığın en yaygın şekli ise Hipertrofik Kardiyomiyopati oldu. Hipertrofik Kardiyomiyopati, kalp kaslarının kalınlaşması ve pompalama fonksiyonun yavaşlamasına neden olan bir hastalıktır. Kasların anormal bir şekilde kalınlaşması hücrelerin mutasyona uğramasından kaynaklı ortaya çıkar. Bu durum genellikle kalıtımsal veya doğum sırasında yaşanır. 20 yaşlara kadar herhangi bir belirti ile ortaya çıkmaz. Bu hastalığın tanısı genellikle ileri yaşlarda konulur. Hastalığın ciddiyeti kişiden kişiye göre değişir. Hipertrofik Kardiyomiyopati kanın ya çok fazla ya da pompalanmasına neden olur. Bu da vücutta aniden değişen kan akışına sebebiyet verir. Yüksek tansiyon ve sağlıksız beslenme orta yaş sonrası bu hastalığı tetikleyebilir. Kalp kası hücrelerinin genişlemesi kalınlaşması ya da büyümesi gibi durumlar sadece kalbin fonksiyonunu değil aynı zamanda beyin hafıza bölümünü de etkiler. Yapılan bazı araştırmalarda unutkanlıkla bir bağlantısı olabileceği düşünülüyor. 

HİPERTROFİK KARDİYOMİYOPATİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Her hangi sıradan bir aktivite de bile nefes darlığının yaşanması

Hareket sırasında sağ sol göğüslerde de kasılmalar ve ağrılar

Baş ağrısı, ani hafıza bulanıklığı ve bayılma hissi

Hissedilecek şekilde kalp çarpıntısı

Sürekli yorgun halsiz hissetme

Ayak ve bacakların kısa yolculuklarda bile şişmesi

Gece terlemesi

Beslenmede zorluk çekme ve hastalıklara karşı zayıf olma gibi belirtilerle görülmesine rağmen Hipertrofik Kardiyomiyopati hastalığının teşhisi zordur.

HİPERTROFİK KARDİYOMİYOPATİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Semptomların şiddeti artınca gözle görülen bir hastalık haline gelen Hipertrofik Kardiyomiyopati, ortaya çıktığı kişilerde ani ölümlere neden olur. Geliştirilen tedavi yöntemleri ile hastalığın şiddeti azaltılır. Nedeni tespit edildikten sonra hastalığın tedavisine başlanılır. Genellikle kalsiyum tedavisi ile kaslar güçlendirilir. yaşanan sertleşme gevşetilerek işlevselliği artırılmaya çalışılır.Bunun dışında da kalp atışlarının hızı kontrol altına alınmaya yönelik ilaçlar önerilir. Bazı kimselerde kas büyüdüğünden operasyona gerektirebilir. Bu yüzden ameliyatla büyüyen kas alınıp yerine yapay kas takılarak kalp atışları sağlanır. Kan akışı düzenlenir. Bu hastalık için birçok tedavi yöntemi bulunur.

2019 ilkbahar ve yaz sezonuna veda etmeye sayılı günler kaldı. İlkbahar ve yaz dönemine damgasını vuran en şık parçalar, stil önerileri ve yeni tarzlar… 2019 ilkbahar ve yaz modasına damga vurmuş olan, halen daha sahil ve plajlarda gördüğümüz trendleri sizler için derledik. 2019 ilkbahar ve yaz döneminde hangi parçalar moda? Sezonun trendleri nelerden oluşuyordu? İşte 2019 ilkbahar ve yaz modası trendleri!

İlkbahar ve yaz sezonu için artık son dönemdeyiz. Ağustos ayı sonrasında sonbahar ve kış sezonu için hazırlık yapmaya başlıyor olacağız. Ancak bu dönemde 2019 ilkbahar ve yaz modasının son esintilerinin etkisini yaşıyoruz. Peki 2019’da ilkbahar ve yaz döneminin en belirgin trendleri nelerdir? İlkbahar ve yaz döneminde en çok karşılaştığımız, yazlık yerlere damgasını vuran parçalar ve stil, kombin önerileri nasıldı? Bu tarz birçok soruya yanıt bulabileceğiniz bir içerikle karşınızdayız. Sizler için 2019 ilkbahar ve yaz modasını belirleyen trendleri derledik. Sezonun son döneminde; hangi parçalar moda? Sezonun trendleri nelerden oluşuyor?

Ağustos ayının son zamanlarını sahil, yazlık yerler vb. alanlarda geçiren kişiler çoğunlukla spor parçaları tercih ederler. Ancak hem spor hem de klasik modelleri bir arada bulundurabileceğiniz modeller trendler arasında.

Klasik havayı oluşturmak için blazer ceketleri tercih edebilirsiniz.

Renk konusunda parlak tonlar, yazın son dönemlerinin sahip olduğu canlılığı yansıtmak konusunda etkili olacaktır. Parlak pantolonlar, etekler ve elbiseler, yaz sezonunun en göze çarpan parçaları.

Mide ekşimesi hemen hemen herkesin yemeklerden sonra yaşadığı sorunlardan biridir. Genellikle soda gibi içeceklerle yanma azaltılmaya çalışılsa da aslında mide ekşimesi ciddi bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Peki mide ekşimesi neden olur? Mide ekşimesi nasıl geçer? Mide ekşimesine iyi gelen besinler nelerdir? Sizler için çok merak edilen bu sorunların yanıtlarını araştırdık.

Mide asidinin fazla salgılanması ile mide ekşimesi yaşanır. Asidi artıran nedenler ise çevresel faktörlerdir. Yağlı ve ağır beslenme sonucu yaşanan bu durum kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Fazla ve düzensiz yemek yeme ve akabinde hareket etmeden uzanma sigara ya da çay tüketilmesi mide ekşimesini artırır. Bunun dışında da bazı rahatsızlıklara mide ekşimesini tetikler. Aynı zamdan sinirsel ve ruhsal bunalımlarda mide ekşimesini etkileyen durumlar arasında yer alır. Bağırsak ülseri, ülser, safra kesesi iltihabı, reflü ve gastrit gibi hastalıklar da mide ekşimesine neden olur. Ayrıca mide ekşimesi yemek borusu darlığı, mide çıkışı darlığı, kalp ve başka hastalıkların da habercisi olabilir. Bu yüzden mide ekşimesi hafife alınacak bir rahatsızlık değildir. Şikayetler artmadan bir uzmana görülmesinde fayda var. Uzmanlar genellikle mide ekşimesinin gece artığını vurguluyor. Bunun nedeni ise vücudun geceleri kendini yenilerken yaşadığı deformasyonları yenilemede zorluk çekmesidir.

MİDE EKŞİMESİ NEDEN OLUR?

Aşırı yemek yiyerek mide duvarını genişletmek

Düzensiz ve aşırı yağlı beslenme

Stres, depresyon ve üzüntü

Kötü alışkanlıklar

Yemeği çiğnemeden yutmak

Gluten ve laktoz 

Antibiyotik ilaçların yan etkiler

MİDE EKŞİMESİNE İYİ GELEN BESİNLER NELEDİR?

BAL

Bir ılık su bardağına bir yemek kaşığı bal ve yarım çay bardağı limon ekleyin. Bu karışımı yemeklerden bir saat önce tüketin. Karışım mide asidini dengeleyerek ekşimenin şiddetini azaltır.

KARBONAT

Mide yanması ve mide ekşimesinde etkili olan karbonatı bir bardak ılık su ile karıştırıp yemek öncesi ve sonrası tüketiniz. 

ELMA

Elma suyu mide asidini dengelemede etkilidir. Ayrıca elma içerdiği antiseptik sayesinde mide duvarını yenileyerek mide ekşimesinin şiddetini azaltır. 

AYRAN VEYA YOĞURT

Tam yağlı yoğurt veya ayran mide asidinin oranını düşürür. Mideyi rahatlatarak yemek yerken yaşanan ağrıları azaltır. Uzmanlar özellikle yemekle beraber yoğurt tüketilmesini tavsiye eder.

MUZ

Doğada bulunan en etkili antiasit olan muz da mide ekşimesine iyi gelir. Yemekten hemen sonra çay yerine bir adet muz tüketerek bu rahatsızlığı azalta bilirsiniz. Ancak kabızlık sorunu yaşayanlar muz tüketimini dikkat etmeli.

BADEM

Sindirimde etkili olan badem mide ekşimesine de iyi gelir. Bademi ezerek tüketin.

Çok yemek yemeden kaynaklı ortaya çıkan hazımsızlık, şişkinlikle karıştırılsa da tamamen farklı sağlık sorunlarıdır. Şişkinlik çok yemekten dolayı midenin şişmesidir. Hazımsızlık ise yemeği sindirmeme sorunudur. İki sağlık durumu da çok yaşanır. Özellikle özel günlerde ve davetlerden sonra yaşanan hazımsızlık hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki hazımsızlık nedir ve belirtileri nelerdir? Hazımsızlığa iyi gelen doğal kürler…

Sindirim sistemi vücuda alınan besinleri ayrıştırdıktan sonra zararlı olanları atmakla görevlidir. Sağlıklı bir yaşam için sindirim sistemindeki organlar vücudun olmazsa olmazlarındandır. Sindirim sistemindeki üçüncü bölge olan mide ise bunlardan en önemlisidir. Çünkü alınan yemekler burada öğütülür. Bu yüzden uzmanlar yemek yerken dikkat edilmesi konusunda kişilere uyarı da bulunuyor. Hızlı, yavaş, az ve çok yeme gibi alışkanlıkların midenin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Bu yüzden metabolizmaya göre ortalama düzeyde bir yemek alışkanlığı ve akabinde tüketilen besinlerin sindirime faydası olması gerekir. Yaşanılan en sık sağlım sorunu ise hazımsızlıktır. Bilim literatüründe Dispepsi olarak geçen hazımsızlık genellikle halk arasında şişkinlikle karıştırılır. Ancak şişkinlik ve hazımsızlık tamamen farklı sağlık sorunlarıdır. Şişkinlik karının yemeklerden sonra şişmesi ve ağrımasıdır. Hazımsızlık ise yemeklerin öğütülmemesi yani sindirilmemesi durumudur.

HAZIMSIZLIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

HAZIMSIZLIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?

Düzensiz ve aşırı yemek yeme, öğütülmesi zor besinler tüketilmesinin yanı sıra bazı riskli hastalıklarda hazımsızlığa neden olur. Reflü, ülser ve mide fıtığı bu rahatsızlıkların başında yer alıyor. Aynı zamanda gaz sıkışması, mide sıvısında dengesizlik, bağırsak iltihaplanması da hazımsızlığın yaşanmasına neden olan durumlar arasındadır. Bazı uzmanlar ruhsal hastalıklarında hazımsızlığa zemin hazırladığını belirtiyor. Kafein, acı, karbonhidrat sonrası bu sağlık sorununun riski artar.

HAZIMSIZLIĞA İYİ GELEN DOĞAL KÜRLER…

– Sindirimde birikmiş havayı boşaltmanın en etkili yolu kabonattır. Yemek yedikten sonra oluşan karın gazı için bir bardak suya yarım yemek kaşığı karbonatı karıştırarın yemekten sonra bir bardak içiniz.

– Hazımsızlığın neden olduğu şişlik ve krampları gidermek için parça zencefili kaynamış suyun içerisine atın demlenmesini bekleyin. Ardından içerisine 5 damla limon sıkarak tüketiniz.

– Nane içerdiği ferahlatıcı ve çözücü maddeler sayesinde hazımsızlığa iyi gelen en etkili doğal yöntemdir. 10 yaprak naneyi 15 dakika kaynatın içerisine yarım çay kaşığı tuz ve 5 damla limon sıkarak tüketiniz. 

– Nohutta içerdiği çözücü madde sayesinde midede enzimlenmeyen besinleri parçalar gaz ya da dışkılama yolu vücuttan atar. 250 gram nohutu 8 bardak su ilave ederek kaynatın. Daha sonra elde ettiğiniz nohut suyunu yemeklerden sonra bir bardak içiniz.. 

– Anason çayı, hazımsızlığı ve beraberinde gelen şişliği en kolay geçiren doğal yöntemlerden biridir. Bağırsaklarda ve midede emilmemiş ve gaza neden olmuş zararlı bakterilerin oranını azaltır. Anason bitkisini 10 dakika kaynatın ardından 5 damla limon sıkın ve bir adet çubuk tarçın ilave edin. 15 dakika demlendikten sonra günde bir bardak tüketebilirsiniz.

HAZIMSIZLIĞI ÖNLEMEK İÇİN NELER YAPILMALIDIR?

Tek seferde aşırı yemek yerine gün içerisine yemek öğünlerini bölerek yemek.

Kötü alışkanlıkları bırakmak. Kafeini azaltmak.

Ruhsal sorunları tek başına atlatmak yerine bir uzmana danışmak.

Yemek sırasında midenin hava almaması için konuşmamak.

Gece yemek yememek.

Aşırı yağlı baharatlı besinlerden uzak durmak.

Türk sinemasının en önemli yüzlerinden biridir Türkan Şoray. Onun kendisiyle özdeşleşen rengi kırmızı’dır. Öyle ki Ağustos ayının en dikkat çeken rengi olarak da dikkat çekiyor. Şoray’ın ikonikleşen karakterlerinin kostümlerinde başrolde olan kırmızı, hem aksesuar hem de giyim açısından 2019 yaz modasında oldukça tercih ediliyor. Sizlere Türkan Şoray kırmızısını yansıtan 2019 Ağustos yaz modasını derledik.

Türkan Şoray, Türk sinemasının en ikonikleşmiş isimlerinden birisi. Rol aldığı film sayısıyla Dünya rekoru da kıran sanatçı, filmlerinde giydiği kıyafet ve aksesuarlarla da oldukça ilgi görüyor. Balıkçı kız başta olmak üzere birçok ikonikleşmiş karakterinde kırmızı rengi tercih eden sanatçı, bugün halen daha katıldığı özel davet ve toplantılarda, kırmızı rengin asil ve göz alıcı yanını üzerinde taşımaya devam ediyor. Nitekim 2019 yaz modası trendlerinde de, kırmızı rengin göz alıcığı ön plana alındı. Oldukça sıcak geçirdiğimiz Ağustos ayında, kırmızı rengin ihtişamı ünlü markaların trend parçalarında kendisine yer buluyor. Gördüğümüz anda akla Türkan Şoray kırmızısı tabirini getiren elbise, bluz, etek gibi giyim modelleri ve çanta gibi aksesuar parçalarını sizler için bir araya getirdik. İşte Ağustos ayının öne çıkan kırmızı modelleri:

2019 YAZ MODA RENKLERİ

Koton, Zara, H&M, Machka gibi markaların en çok tercih edilen modellerinde tercih edilen renk, kırmızı oluyor. Ayrıca çanta ve terlik gibi aksesuarlarda da kırmızı ile birlikte farklı desenleri görüyoruz. 

ZARA: 330 / 170 TL

H&M: 100 / 40 TL

Balıkçı kız rolü için giydiği çizgili kırmızı elbise, bugün halen daha en çok sevilen ve tercih edilen modeller arasında. Nitekim H&M kataloglarında da halen daha kendisine yer buluyor.

H&M: 30 TL

MACHKA: 695 / 2.295 TL

KOTON: 26 / 70 TL

Halk arasında kan yapıcı olarak bilinen dut hem insan sağlığına faydası var hem de ipek böceklerinin yetişmesi için gerekli bir ağaç türüdür. Peki kara dutun faydaları nelerdir? Kara dutu kaynatıp içerseniz ne olur? Kendine has kokusu ve tadı olan kara dut güçlü bir antioksidandır. Sizler için herkesin tüketmesi gereken kara dut hakkında merak edilen her şeyi bulabilirsiniz.

Kara dut içerdiği yüksek lif sayesinde kalp hastalıklarından kansere, göz sağlığından yüksek kolesterole kadar birçok hastalığa iyi gelen doğal şifa kaynağıdır. Uzmanlar bir çay bardağı kara dut tüketerek faydalarından yararlanabileceğini vurguluyor. Yoğun olarak Asya, Afrika ve Amerika kıtalarında yetişebilen dut ağaçları yeşil, sarı ve kara gibi çeşitleri bulunmaktadır. Vitamin ve mineral deposu olan dut, bazı yörelerde yemek olarak tüketilen dut bizim ülkemizde pekmez, reçel ve kek, kurabiye yapımlarında kullanılır. İpek böceklerinin yetişme alanları olan dut ağaçları, ipek sanayisi için koruma altına alındı. Protein açısından zengin olan dut aynı zamanda kalsiyum, demir, folat, tiamin, nisain, A, E, C ve K vitaminleri bulunmaktadır.

KARA DUTUN FAYDALARI NELERDİR?

Dut içerdiği demir sayesinde kanda azalmış olan kırmızı kan hücrelerinin sayısını artırır. Organların oksijenlenmesini artırarak metabolizmanın daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.

Zeaksantin maddesi gözün retina kısmında oluşabilecek oksidatif strese karşı koruyucu etkisi vardır. Bu madde doğada en çok dutta bulunur.

A ve C vitaminleri antioksidanları sayesinde vücutta bulunan kan hücrelerine karşı vücudun direncini artırmasının yanı sıra kan hücrelerine karşı da vücudu korur.

Kemik sağlığı için önemli olan fosfor, kalsiyum ve magnezyum bakımından da oldukça zengindir. Günde iki su bardağı dut suyu tüketmek hasra uğramış kemikleri onarır ve  sağlığını korur. 

Özellikle kahvaltılarda tüketildiğinde gün boyu bağışıklık sistemin sağlığını koruyarak güçlenmesini sağlar. Bağışıklık sisteminde enzimlenemeyen zararlı mikroorganizmaların sayısını azaltmaya yardımcı olur.

Vücut sindirimi hızlandırmak için life ihtiyaç duyar. Günde bir çay bardağı tüketilen dut lif ihtiyacının yüzde 10’unu karşılar. Bu sayede bağırsakları hareketlendirerek kabız ve gazın neden olduğu şişkinliği azaltır.

Yapılan araştırmalarda dutun yanı sıra yapraklarının da oldukça faydalı olduğu ortaya çıkmıştır. Dut ve yapraklarını karıştırarak yapılan çay; kronik hastalıkların neden olduğu ağrılara karşı direnci artırmasının yanı sıra enfeksiyonlara karşı da koruyucu etkisi vardır.

Posalı yiyecekler bağırsaklarda tam olarak emilmediklerinden vücudun kötü kolesterol oranını azaltır. Dutta içerdiği yüksek lif sayesinde kötü kolesterolü düşürerek kalp sağlığını korur.

Dut aynı zamanda içerdiği A vitamini sayesinde cildin deforme olmuş alanlarını korur.

KARA DUTU KAYNATIP İÇERSENİZ NE OLUR?

Dutun kaynatılma işlemi genellikle pekmez yapımı aşamasında yapılır. Vücudun protein oranını artırmak için ideal bir besin olan dut, özellikle sporcuların tüketilmesi tavsiye edilir. Günde bir bardak düzenli tüketilmesi istenen dut sindirim sisteminin diğer besinlerde deforme olmasını önler. Ayrıca soğuk algınlığında enfeksiyon kapan boğazların temizlenmesini sağlar. Kötü kolesterolü düşürerek damar tıkanıklığının önüne geçer. Sinir hücrelerini yenileyerek hem beyin sağlığını hem de ruhsal hastalıklara iyi gelir. Unutkanlık, kemik erimesi ve yaşlanma gibi ileri yaşlarda görülen sağlık sorunlarını önler. 

Gün boyu yoğun tempo nedeniyle yorulan ve şişen ayaklarınızı dinlendirmek aynı zaman da sağlıklı bir görünüme kavuşturmak için son zamanlarda popüler olan edilen ayak detoksu evde nasıl yapılır ve ayak detoksu nedir sizler için araştırdık. Hem vücut sağlığına iyi gelen hem de ayakların bakımlı görünmesini sağlayan ayak detoksu hakkında tüm merak edilenler haberimizin detaylarında…

Ayak detoksu, vücuttaki zararlı toksinlerin atılması amacıyla yapılan bir tedavi yöntemidir. Güzellik uzmanları tarafından ayakların daha bakımlı olması için de kullanılan bu yöntem ayak pedleri, ayak maskeleri, akupunktur ve iyonik ayak detoksu cihazları ile yapılabilir.  Ayakların sinir uçları ve tıkanan ter bezlerinin temizlenmesi açısından oldukça faydalı olan ayak detoksu, aynı zamanda bağşıklık sistemininde düzenlenmesine yardımcı oluyor. Uzmanlara göre ayak detoksu; kalori yakmamaya, kan şekerini düzenlemeye birebir geliyor. Özellikle şeker hastalarının yaşadığı ayak şişmesi yani ödemin atılmasını da kolayca sağlıyor.

İki farklı çeşide ayrılan ayak detoksu; biri ayak pedleri ile evde doğal kolayca yapılıyor, biri ise iyonik olarak alternatif tıp merkezlerinde yapılıyor. Peki evde ayak detoksu nasıl yapılır ve ayak detoksu yapabileceğiniz doğal tedavi yöntemleri neler haberimizin detaylarında görebilirsiniz.

KARBONAT VE DENİZ TUZU İLE AYAK DETOKSU

Bir bardak deniz tuzunu ve karbonatı su dolu kabın içerisinde eritin. Suyun ayaklarınızı yakmayacak sıcaklıkta olduğundan emin olduktan sonra ayaklarınızı 45 dakika boyunca içince bekletin. Her gün bu karışımı uygulayarak ayak detoksu yapabilirsiniz. 

EPSOM TUZU İLE AYAK DETOKSU

1 litre suya 1 çorba kaşığı epson tuzu ve 2 yemek kaşığı sirkeyi ekleyin.35 dakika boyunca ayaklarınızı suyun içerisinde bekletin.

AĞIZ GARGARASI İLE AYAK DETOKSU

Su dolu kabın içerisine 2 ölçek ağız gargarasını dökün ve iyi karıştırın. Daha sonra yardım saat bekletin.