Şunun için etiket arşivi: Kadın

Son yıllarda gerek restoranlarda gerekse yemek programlarında gördüğümüz sote, lezzetli bir yemeğin yapım şekline verilen isimdir. Birbirinden lezzetli tavuk veya etin sebzelerle yağda kavrulmasına aynı zamanda pişirilmesine verilen sotenin nasıl yapıldığını merak ediyorsanız hazırladığımız leziz tarifi sakın kaçırmayın.

Sote, yemek tariflerinde sıkça duyduğumuz terimler arasında yer alıyor.Kelime anlamı Fransız kelime “sauter”den gelmektedir bu da zıplamak anlamına gelir. Geleneksel olarak aşçılar sote yaparken tavayı sallayarak yemekleri zıplatırlar böylece yapışmayı önler ve her tarafın pişmesini sağlarlar. Sote, tavada kızartmayla karıştırılabilir. Fakat tavada kızartmada büyük parçalar (örneğin, pirzola veya biftek) sıvı ya da katı yağda iki tarafı da çevirilerek hızlıca pişirilir. Bazı aşçılar bu iki terimi değişimli kullanırken bazıları yağın derinliğine göre ayrım yapmaktadır. Sotede zeytinyağı kullanılmamalıdır. Çünkü dumanlaşma noktası düşüktür. Berraklaştırılmış tereyağı, üzüm çekirdeği yağı, sızma zeytinyağı ve ayçiçek yağı genelde sote için kullanılır.Peki evde tavada sote nasıl yapılır? Tarifi yazımızda.

TAVADA SOTE TARİFİ:

MALZEMELER

1 adet küçük paket tavuk göğsü
2 yemek karışını sıvı yağ
4 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı köri
Tuz
Kekik
Kırmızı biber
Karabiber
1 orta boy domates
1 tane yeşil biber

YAPILIŞI

Hem geniş hem de derin bir tavaya yağı koyun. Daha sonra tüm malzemeleri küp küp doğrayın. İl olarak tavukları koyun. Suyunu bırakıp çekene kadar güzelce kavurun.

Suyunu saldıktan sonra 4 diş sarımsağı küçük küçük doğrayarak içine atın.

Arkasından baharatları da ekleyerek güzele harmanlayın.

Pişmeye yakın biber ve domatesleri ekleyerek yumuşayana kadar bekleyin. Domatesler yumuşadığında servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kurban bayramının olmazsa olmazı kavurma ve mis gibi mutfağı saran et yemekleridir. Ancak birçok kişi eti pişirirken hatalar yaparak, etin sert olmasına ya da dinlendirmeden pişirdikleri için tadının lezzetli olmaması konusunda sorunlar yaşıyor. Tüm bu sorunları ortadan kaldıracak, bayram kahvaltısında adeta lokum gibi bir kavurma yiyebileceğiniz tarifi et restoran zincirlerinin sahibi Ramazan Bingöl verdi.

20 yılı aşkın tecrübesini 2008 yılında “RB Et Lokantası’nı” kurarak farklı bir konsept ile sektöre yeni bir soluk getiren Ramazan Bingöl,  2011 yılında ise “Geleneksel Lezzetler” markası ile geçmişten bugüne gelen birçok lezzeti restoranlarında ve sanal mağazasında satışa sunmuştu. Şimdilerde Bayrampaşa, Esenler ve Ümraniye olmak üzere üç farklı restoranın sahibi olan Ramazan Bingöl, milyonlarca kişiye ev sahipliği yapıyor. Restoranında hazırladığı grup menülerle dikkat çeken Bingöl, kurban bayramı öncesinde lokum gibi et pişirmenin püf noktalarından et pişirirken kullanılan baharatlara kadar birçok soruyu “yasemin.com mikrofonuna” yanıtladı. 

Türk mutfağının olmazsa olmazı olan etin en sevilen lezzetlerinden biri olan kavurmayı baharatsız pişirme tavsiyesinde bulunan Ramazan Bingöl, etin but kısmından kendi yağında pişmesi gerektiğini vurguladı. 

Etle beraber demirhindi şerbeti içilmesini öneren ünlü işletmeci bu geleneğin Osmanlı Dönemi’nden geldiğini belirterek, demirhindi şerbetinin etin tadını daha yoğun alınmasını sağlarken ayran gibi diğer içecekler etin yanına yakışmadığı hakkında açıklamalarda bulundu. 

Kötü beslenme alışkanlıkları, yetersiz spor ve özellikle masa başı çalışma gibi durumlar eklem ve kemik ağrılarına neden olur. Vücutta azalan vitamin ve minerallerin etkisi ile de artan bu ağrılara dair merak edilen her şeyi haberimizin detayına ekledik. Peki kemik ve eklem ağrıları neden olur? Eklem ve kemik ağrılarına ne iyi gelir? Sizler için tüm bu soruların yanıtını araştırdık.

Kemik ağrıları genellikle kalça, diz, sır ve bacaklarda yaşanır. Çevresel etkilerin yanı sıra vitamin eksikliğinden dolayı da ortaya çıkan bu ağrılar tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Bu ağrılar aynı zamanda eklemlerde de ortaya çıkar. Uyuşma ve karıncalanma ile devam eder. Uzmanların önerdiği bazı doğal yollarla bu ağrılardan kurtulabilirsiniz. Eklem, kemik hareketlerini kolaylaştıran dokudur. Bu yüzden eklemin hasara uğraması kemiği ya da kemiğin hasra uğraması eklemi etkiler. Özellikle dengesiz beslenme ve hareket etme esnasında ortaya çıkan iltihaplar eklemlere yerleşerek burada ciddi deformelere neden olur. Hareket esnasında özellikle bölgede ciddi ağrılara sebep olur. İlerleyen zamanlarda ise Otoimmün denilen kemik hastalıklarına da zemin hazırlar. 

KEMİK VE EKLEM AĞRILARI NEDEN OLUR?

Aşırı kilolar

Kan değerlerinde ani değişmeler

Kaza sonrası yaşanan iskelet travmaları

Yetersiz protein ve kalsiyum

Vücuttaki iltihap düzeyini artıran üst solunum yolu hastalıkları

Spor esnasında yapılan dengesiz hareketler

EKLEM VE KEMİK AĞRILARININ BELİRTİLERİ NELEDİR?

Kalça üstü oturulduğu esnada kuyruk sokumunda ağrılar

İskelet hareketinde kısıtlanmalar

Otururken uyurken kalkarken diz ve ayaklarda şiddetli batmalar ve kısıtlanmalar

Kemiklerin birleştiği noktalarda sesler gelmesi

Bazılarında ise eklem bölgelerinde şişlik ve sertlik gibi belirtiler yaşanması

KEMİK VE EKLEM AĞRILARINA NE İYİ GELİR?

– Düzenli kan dolaşımı ağrıya iyi gelen en etkili yoldur. Bu akışı sağlamak içinde doğru masaj teknikleri ile vücudu rahatlatmaktan geçer. Yapılan bazı araştırmalarda bile masajın kan dolaşımını düzenlediğinden ağrıları geçirdiği etkisi gözlemlenmiştir. Masaj sırasında kullanılan at kestanesi, zeytin, ceviz ve hint  yağı gibi mentollü yağlarda vücuttaki sinirleri uyardığından ağrıları azaltmada etkili olur.

– 2010 yılında yapılan bazı araştırmalarda acı biberin ağrıları kestiği gözlemlenmiştir. Hafif şiddetli seyir eden diz ağrılarının yüzde 70’ini azaltır. İki yemek kaşığı Hindistan ceviz yağı ile bir yemek kaşığı toz biberi karıştırarak ocakta 5 dakika ısıtınız. Ilık halde iken ağrıyan bölgeye masaj yaparak uygulayınız. 20 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayınız.

– Yüksek magnezyum içeren epsom tuzu ciltte emilimi hızlandırdığı için sinirleri uyarır. Uyarılan sinirler ağrıya neden olan iltihap birikimi ya da enfeksiyonlu hücreleri yok eder. İçerisinde uzanabileceğiniz bir leğen ya da küveti sıcak su ile doldurunuz. İçerisine bol miktarda epsom tuzu katınız. Daha sonra içine uzanıp su soğuyana kadar bekleyiniz. Bunu ağrı geçene kadar uygulayabilirsiniz. 

– Isırgan otu ağrıya neden olan iltihabı azaltan bileşikler içerir. Yapılan araştırmalarda bor bakımından zengin olan bu bitkinin kemikleri güçlendirerek enfeksiyonlu virüslere karşı savaşmasına yardımcı olduğu ortaya çıkarılmıştır. Kurutulmuş bir avuç ısırgan otunu kaynayan suya atınız demlendikten sonra süzüp içiniz. 

Lahana içerdiği antioksidan sayesinde ağrılara iyi gelen etkili besinlerden biridir. Uzun süre vücutta bulunan toksinleri atmada etkili olan lahana her hangi bir ödem oluşumunu da önler. Limon ve sarımsaklı bir suya lahana yapraklarını batırınız bir gün beklettikten sonra bu yaprakları ağrının olduğu yere sarınız üzerine streç film sarıp bir saat boyunca bekleyiniz.

Feridun Kunak, eklem ağrıları, çeşitli spor aktiviteleri, kilo sorunları, kazalar veya çeşitli hastalıklardan dolayı ortaya çıkan eklem ve kemik ağrılarına iyi gelen doğal kür tarifini paylaştı. İçerisinde kara turp rendesi, biberiye yağı, zencefil yağı ve ozon yağı olan eklem ağrılarına iyi gelen doğal kür tarifini ekrana getirdi. Kunak, karışımı ısıttıktan sonra ağrıyan yere uygulanmasını önerdi.

İŞTE O KARIŞIM;

Günümüzde en çok rastlanan rahatsızlıkların başında gelen karaciğer yağlanmasının neden kaynaklandığını biliyor musunuz? Sivilce, akne, şişlik ve iltihaba neden olan karaciğer yağlanmasına dair bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Peki karaciğer yağlanması doğal yolla nasıl temizlenir? Haberimizin detayında karaciğer yağlanmasına dair her şeyi bulabilirsiniz.

Hepatosteatoz olarak bilinen karaciğer yağlanması sinsice ilerleyen bir rahatsızlıktır. Verdiği belirtiler bir çok hastalığın belirtisi olabileceğinden erken teşhis edilmesi biraz güç olur. Özellikle obezite, diyabet ve kolesterol gibi rahatsızlıkların tetiklediği karaciğer yağlanması tedavi edilmediğinde iltihaplı karaciğer yağlanması, siroz ve hepatitin bir türü olan steatoheapatit gibi riskli hastalıklar meydana gelir.

KARACİĞER NEDEN YAĞLANIR?

Karaciğer vücuttaki yağları temizleyerek vücuttan atar. Ancak enzim dengesi bozulunca topladığı yağları vücuttan atamaz ve yağlanma oluşur. Beslenme şeklinden kötü yaşam alışkanlıklarına kadar her durumun yanı sıra bazı kronik ilaçların yan etkileri de bu hastalığın meydana gelmesini sağlar. Hızlı kilo alıp verme ve toksin oranı yüksek besinler tüketilmesi karaciğeri olumsuz etkiler. Karaciğerin normal yağ oranında artış meydana gelir. Ayrıca kandaki yağ asitlerinden oluşan trigliserid bileşenin yağlı ve karbonhidratlı besinler dolayısıyla yükselmesi, hastalık virüs ve bakterileri de yağlanmaya neden olan faktörlerdir. Orta yaş üstü kişilerde daha yaygın görülen karaciğer yağlanması erişkin insanlarda yüzde 30 oranda görülür. Ortalama 10 kişide birinde karaciğer enzimleri dengesi bozulduğundan ortaya çıkar. 

KARACİĞER YAĞLANMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

En ağır organlardan biri olun karaciğer yağlandıkça ağırlığı artan bu da alt karında şiddetli ağrılara neden olur.

Karaciğer yağlanması artıkça ani kilo kaybı, güçsüzlük ve unutkanlık ortaya çıkar. 

Cilt yüzeyinde ani deformasyonlar yaşanır. Örneğin aşırı akne ve sivilcilenme gibi durumlar yaşanır. 

Beyindeki bellek bölümünde zayıflama ortaya çıkar.

Terleme esnasında ağrı koku yaşanır. Aynı zamanda vücuttaki toksin oranı arttığında nefes de kötü kokar. 

Mide bulantısı ve göz kızarıklıkları da nadiren olan durumlardır.

KARACİĞER YAĞLANMASI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana görünmekte fayda var. Kan tahlili ardından uzman karaciğerin enzim değerlerini kontrol eder. Ayrıca CT taraması, MR ve ultrasyon gibi tetkikler de yapılır. Bazı hastalardan ise karaciğerden örnek alınarak yapılır.

Genellikle bu hastalara ilaç tedavisi ve düzenli beslenme önerilir. Uzmanlar özellikle karaciğer yağlanması olan kişilerin gün içerisindeki su tüketimini artırmaları gerektiğini vurguluyor. 

KARACİĞER YAĞLANMASINI ÖNLEYEN MUCİZE SİRKE TARİFİ

Birçok çeşidi olan biberin insan sağlığına olumlu etkileri vardır. Özellikle sabah kahvaltılarında çiğ olarak tüketilen biber vücudun gün boyu direncini artırarak yorgunluk ve stres gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler. Peki biberin faydaları nelerdir? Sabah kahvaltıda çiğ biber yerseniz ne olur? Sizler için sık sık tükettiğimiz biber hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında bibere dair her şeyi bulabilirsiniz.

Dolmalık, sivri ve çarliston olmak üzere üç çeşidi olan biberin içerisinde beta karoten, A, P, K, B1, B2 ve E vitaminleri ve mineralleri bulunur. Uzmanlar salata ve yemeklerin ana maddesi olan bu besinin çiğ halinin sağlığa birçok faydası olduğunu belirtiyor. Bol sulu alanlarda yetişen biber güneşte kaldıkça kızarır ve tadı acı olur. Patlıcan ailesine ait olan biber dolma, cin ve acı olmak üzere üç çeşidi vardır. Ülkemizde sıklıkla tüketilen biber güneşte kurutulup toz haline getirilerek pul biber ya da yeşil halde ufalanıp karabiber olarak kullanılır. C vitamini bakımından oldukça zengin olduğundan güçlü bir antioksidan özelliğine sahiptir. Yemeklerde salçası yapılarak da kullanılan biberin ciğ ve acı olmayan hali sindirimi düzenlemede ve sinir sistemini yenilemede etkilidir. Bu özelliği sayesinde uzmanlar sabah kahvaltılarında tüketilmesini tavsiye eder. Kahvaltıda tüketilen biber hem iştah açar hem enerji verir. Ayrıca abuc cubur isteğini azaltarak vücudun sağlıklı besinler tüketmesini sağlar.

BİBERİN FAYDALARI NELERDİR?

C vitamini bakımından zengin olan biber bağışıklık sistemini serbest radikali hücrelerden arındırarak hastalıklara karşı kalkan oluşturur.

Karnosik asit bakımından zengin olan biber sinir hücrelerinin sayısını artırarak hafızayı güçlendirir.

Uzmanlar özellikle kış ayları boyunca tüketilmesini tavsiye ettiği biberi antioksidan özelliği sayesinde virüs ve bakterilerin vücuttaki etkilerini azaltır.

Sindirim hastalıklarından yaygın olan gaz sıkışması ve hazımsızlık gibi problemlerin yaşanmasını önler.

Yapılan bazı araştırmalarda migren ataklarını azaltmada etkili olduğu tespit edilmiştir. 

Yaşlanma ve kırışıklığı azaltarak cildin dermis tabakasını yenilemeye yardımcı olur. Akne ve sivilce oluşumunun önüne geçer. 

Kilo vermek isteyenler için güçlü bir enerji ve tok tutucu besindir. 

SABAH KAHVALTIDA ÇİĞ BİBER YERSENİZ NE OLUR?

Sabah kahvaltısında 2 tane tüketilen çiğ biber, besinlerle beraber vücudumuza giren zararlı bakterileri idrar ve dışkı yoluyla vücuttan atmamıza yardımcı olur. 

Düşük kaloriye sahip biber salata ve yemeklerin yanında çiğ olarak tüketildiğinde içerdiği yüksek lif sayesinde tokluk hissi verir. Bu özelliği sayesinde kilo vermede yardımcı besinler arasında yerini alır. 

Vücudumuzun en çok ihtiyacı olan vitaminlerden biri olan P, doğa da çok az besinde bulunur. Bu nadir besinlerden biri de biberdir. Biberde oldukça fazla olan P vitamini cildimizdeki yaşlanma hücrelerini azaltarak cildin genç görünmesini sağlar. Aynı zamanda damarları da güçlendiren bu vitamin kalp hastalıklarına yakalanma riskini de azaltır. 

Güçlü antioksidan mineralleri sayesinde bağışıklık sistemindeki yararlı hücrelerin sayısını artırarak vücudu kansere karşı korur. 

Acısız çiğ biber midedeki asit oranını dengeleyerek ülser ve mide yaralarının oluşumlarını engeller.

İçerdiği C ve A vitaminleri ileri yaşlarda görülme ihtimali olan katarak hastalığının riskini azaltır.

Adet dönemlerinde çiğ tüketilen biber rahimdeki iltihapların vücuttan atılmasını destekler.

Kırmızı et tüketiminin en fazla olduğu günler Kurban Bayramı süresidir. İnsan sağlığına faydası olan kırmızı et ve sakatatların tüketiminde artan atış ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Bunun için özellikle kronik hastalığı olanların dikkat etmesi gereken bu süreci sizler için araştırdık. Peki Kurban Bayramında artan hastalıklar nelerdir? Kronik hastalığı olanların dikkat etmesi gerekenler nedir? Haberin detayında merak edilen her şeyi bulabilirsiniz.

Kurban Bayram vesilesi ile artacak olan kırmızı et ve sakatat tüketimi konusunda uzmanlar uyarılarda bulunuyor. İbadet amaçlı kesilip dağıtılan kurban etini kronik hastalığı olanlar tüketmeden uzmanlarına danışması gerekir. Demir eksikliğinde kalsiyuma kadar vücudun birçok ihtiyacını gideren sakatat ve kırmızı et aşırı tüketildiğinde ise bazı hastalıklara zemin hazırlar. Ayrıca hayvanlardan insanlara geçebilen tüberküloz, bruselloz, şarbon, salmonelloz, leptospiroz, kampiylobakteriyoz, listeriyoz, yersiniyoz, toksoplazmoz, kuduz, deli dana hastalığı, Q‐humması, sistiserkoz, kist hydatik, askariazis, teniazis, kriptosporidoz, trişinelloz ve sarcosporidoz gibi rahatsızlıklara neden olan virüsler vardır. Bunların iyi temizlenmemiş sakatattan ve tam pişmemiş etten bulaşma riski oldukça fazladır. Uzmanlar bu yüzden alınacak olan hayvanların hastalıklı olup olmamalarına bakılmasının önemini hatırlatıyor. Kesildikten sonra da sağlıklı ortamlarda iyi dezenfekte edip tüketilmesi konusunda uyarıda bulunuyor. 

KURBAN BAYRAMINDA ARTAN HASTALIKLAR NELERDİR?

Kötü kolesterole bağlı artan kalp ve damar tıkanıklığı hastalıkları

Aşırı tüketilen et bağırsak florasını azaltır.

Midenin öğütülme işlemini uzatarak mide kası ve duvarının deforme olmasına neden olur. 

Tam pişmeyen etten bulaşma ihtimali olan bruselloz ve tüberküloz gibi virüslerin vücuda yerleşme riski artar. Böylece eklem ve kas hastalıklarının yaşanma riski artar.

Fazla tüketilen hayvansal yağ, vücudun yağ kitle oranını artırarak kilo alma ve bölgesel kalıcı yağlara zemin hazırlar.

Sinirleri deforme ederek vücudun kontrol mekanizmasının sağlıklı çalışmasının önüne geçer. 

Felç, yüksek tansiyon ve inme gibi rahatsızlıkların yaşanma oranını artırır. 

KRONİK HASTALIĞI OLANLAR DİKKAT!

Uzmanlar kalp,böbrek, diyabet ve yüksek tansiyonu olan kişilerin bu gibi riskler bakımından daha çok tehlike altında olduğunu vurguluyor. Bu yüzden tüketmeden önce doktorlarından nasıl tüketmeleri konusunda tavsiye almaları gerektiğini belirtiyor. Aksi halde dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olabilir. Bunun aynı sıra uzmanlar sağlıklı insanların da mutlaka alerji testi yaptırması gerekiğini çünkü bazı insanlarda kırmızı ete karşı alerji vardır. Bu alerjik reaksiyon başlarda çok şiddetli belirtiler göstermez. Ancak sağlıklı birinde et sonrası yaşanan baş dönmesi, mide bulantısı, cildinde kaşınma ve dökülme yaşanması ya da boğazında geçmeyen bir kaşıntı gibi belirtiler alerjiye işaret olabilir. 

KURBAN ETİ NASIL MUHAFAZA EDİLMELİDİR?

Et tüketileceği miktarlarda küçük parçalara ayrılarak saklanmalıdır.

Kesilen et uzun süre açıkta bekletilmemelidir. Çünkü sıcak havalardan dolayı etteki bakteriler hızla çoğalır. Ve bu bakteriler yüksek ısı da bile yok olmazlar.

Dondurulup çözülen eti tekrar dondurmak zehir oranını artırır.

Kesilen hayvanın eti hemen tüketilmemelidir. 24 saat buzdolabında dillendirilmelidir.

Eti erken ve geç saatlerde tüketmeyiniz. Kurban etinin tüketileceği en uygun zaman öğle vaktidir.

Türk sinemasının en önemli yüzlerinden Türkan Şoray’ın kendisiyle özdeşleşen kırmızı, Ağustos ayının en dikkat çeken rengi olarak dikkat çekiyor. Şoray’ın ikonikleşen karakterlerinin kostümlerinde başrolde olan kırmızı, hem aksesuar hem de giyim açısından 2019 yaz modasında oldukça tercih ediliyor. Sizlere Türkan Şoray kırmızısını yansıtan tonlar, 2019 Ağustos yaz modasında.

Türkan Şoray, Türk sinemasının en ikonikleşmiş isimlerinden birisi. Rol aldığı film sayısıyla Dünya rekoru da kıran sanatçı, filmlerinde giydiği kıyafet ve aksesuarlarla da oldukça ilgi görüyor. Balıkçı kız başta olmak üzere birçok ikonikleşmiş karakterinde kırmızı rengi tercih eden sanatçı, bugün halen daha katıldığı özel davet ve toplantılarda, kırmızı rengin asil ve göz alıcı yanını üzerinde taşımaya devam ediyor. Nitekim 2019 yaz modası trendlerinde de, kırmızı rengin göz alıcığı ön plana alındı. Oldukça sıcak geçirdiğimiz Ağustos ayında, kırmızı rengin ihtişamı ünlü markaların trend parçalarında kendisine yer buluyor. Gördüğümüz anda akla Türkan Şoray kırmızısı tabirini getiren elbise, bluz, etek gibi giyim modelleri ve çanta gibi aksesuar parçalarını sizler için bir araya getirdik. İşte Ağustos ayının öne çıkan kırmızı modelleri:

2019 YAZ MODA RENKLERİ

Koton, Zara, H&M, Machka gibi markaların en çok tercih edilen modellerinde tercih edilen renk, kırmızı oluyor. Ayrıca çanta ve terlik gibi aksesuarlarda da kırmızı ile birlikte farklı desenleri görüyoruz. 

ZARA: 330 / 170 TL

H&M: 100 / 40 TL

Balıkçı kız rolü için giydiği çizgili kırmızı elbise, bugün halen daha en çok sevilen ve tercih edilen modeller arasında. Nitekim H&M kataloglarında da halen daha kendisine yer buluyor.

H&M: 30 TL

MACHKA: 695 / 2.295 TL

KOTON: 26 / 70 TL

Çoğu insanın tüketmeye yanaşmadığı ancak insan sağlığına inanılmaz faydaları olan sakatat hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Ancak kronik hastalığı olanların tüketmeden önce uzmanlarına danışması gerekiyor. Bunun dışında ise vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri karşılayacak kadar etkili olan sakatatların çocukluk yaştan erişkinliğe kadar düzenli tüketilmesinde fayda var. Peki sakatatın faydaları nelerdir? Hangi sakatat neye iyi gelir? Haberin detayında sakatata dair her şeyi bulabilirsiniz.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu sofralarının vazgeçilmez yemeklerinden biri olan sakatatların aslında vücudumuza birçok faydası vardır. Sakatatlar, kırmızı ete oranla vitamin ve mineral açısından zengindir. Daha az yağ içeren yapısı nedeniyle kalori oranı düşük karbonhidrat ve enerji yönünden yüksektir. Sakatat kesimi yapılan hayvanların içinde kalan kısımlardır. Bu kısımlar yürek, karaciğer, kalın bağırsak (bumbar), böbrek, işkembe, beyin, baş ve akciğer gibi yerleridir. Kireçli suya batırılan organlar daha sonra sirke ile yıkanıp tuza bastırılarak temizlik aşamasından geçer. Daha sonra yöresine göre yemek yapılarak tüketilir. Batı mutfağının yeni fark ettiği bu lezzet Anadolu topraklarında özellikle Mezopotamya’da yüzyıllardır tüketiliyor. Salamura ile uzun yıllar muhafaza da edilebilen sakatatlar, insan vücudunun ihtiyacı olan vitamin ve mineral bakımından oldukça zengindir. Yapılan araştırmalarda hastalıkları önleyerek insan bünyesini güçlendiren bu besinlerin düzenli tüketilmesinde fayda var. B12 vitamin kompleksi ve folat açısından zengindir.

SAKATATIN FAYDALARI NELERDİR?

Yüksek demir içerdiklerinden vücudun kendi kendine sağlayamadığı demir emilimini sağlar. Böylece kansızlık ve anemi gibi riskli rahatsızlıkların önüne geçilir. 

İnsan vücudu zamanla bazı fonksiyonları işlenmez hale geldiğinden ek takviyeye ihtiyaç duyar. Özellikle beyin sağlığı için önemli olan ek takviyeler vücut hareketlerinde ve organların çalışmasında etkili olur. Sakatatlar bu eksiklikleri gidermede en etkili besinlerdir. 

Vücudumuzda özellikle 20 yaş sonrası üretimi azalan kolajeni kolaylıkla sağlar. 

B12 vitamin kompleksi ileri yaş hastalıklarının ortaya çıkmasını engelleyen mucize vitaminlerin başında gelir. Bu vitaminin eksik olduğu kişilerde kanser hastalıkları hızla yayılır. Uzmanlar her besinde kolayca bulunmayan bu vitamin kompleksini almanın en hızlı yolunun sakatatlar olduğunu vurguluyor.

Göz sağlığından cilt sağlığına kadar her alanda faydası olan sakatatlar çocukluktan erişkinliğe kadar düzenli tüketildiğinde etkisi hızla görülür. 

SAKATATIN ZARARI VAR MIDIR?

Kronik hastalığı olan kişilerin tüketmeden önce uzmanlarına danışmasında fayda var. Aksi halde sakatatlar bazı rahatsızlıklara da zemin hazırlayabilir. Hayvansal yağ bakımından yüksek olan bu besinler günlük sınırlı tüketilmelidir. Aşırı tüketildiğinde sindirim rahatsızlıklara neden olur. 

HANGİ SAKATAT NEYE İYİ GELİR?

KARACİĞER

Vücudun gün içerisinde ihtiyacı olan A ve B12 vitaminlerinin 2 kat fazla alınmasını sağlar. Ancak uzmanlar karaciğerin hafta da bir kez tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.Özellikle kronik hastalığı olan kişilerde bu besinlerin göstereceği etkiler tam olarak bilinmemektedir.

BÖBREK

İnek ve kuzu böbreklerinde yüklü miktarda selenyum ve oksidatif maddeleri bulunur. Bu maddeler kansere karşı bağışlık sistemini güçlendirir. Aynı zamanda sinir hücrelerini yenileyerek stres gibi psikolojik sorunların yaşanma riskini azaltır.

BEYİN VE DİL

Balıkta bulunan omega-3 vitamininin 3 katı inek, kuzu ve keçi gibi hayvanların beyninde bulunur. Bu hayvanların dili de aynı zamanda B12 vitamini bakımından zengindir. Özellikle uzmanlar gelişim çağındaki çocukların ve hamilelerin bu organları tüketmesi gerektiğini belirtiyor.

İŞKEMBE, DALAK VE TAŞLIK

İşkembe içerdiği yüksek miktarda selenyum sayesinde troid hastalığına karşı vücudu korur. Ancak kalori oranı yüksek olduğundan ayda en fazla iki defa tüketilmesi yeterlidir. B2, B3 ve demir bakımından da zengin olan dalak ve taşlık, hem cilt hem de gözdeki hasara uğramış hücreleri yeniler ve kansızlığı giderir.

KEMİK SUYU

Lif bakımından zengin olan kemik suyu bağırsak ve mide rahatsızlıklarının önüne geçer. Aynı zamanda kemiklerimizi de güçlendirerek kanser hücrelerine karşı korur.

PAÇA ÇORBASI

Uzmanların kemiği kırılmış hastalarına önerdiği doğal tedavi yöntemlerinden biridir. D vitamini sayesinde özellikle kış aylarında yaşanan gribal enfeksiyona karşı vücuda enerji sağlar.

Kurabiye kavanozunda yalnıza tatlı kurabiyeler yer almaz. Yeni bir kavanozun içerisine tuzlu ve uzun süre bayatlamayan adeta pastanedeki tariflere taş çıkarak muhteşem bir tuzlu kurabiyenin yapımını sizlere hazırladık. Uzun süre bayatlamayan enfes tuzlu kurabiyeyi pratik bir şekilde yapabilir, çay saatlerinin yanında gönül rahatlığıyla servis edebilirsiniz.

Sıcacık, misler gibi demlenmiş çayın yanına yenilen, kurabiye tariflerinin en sevilenleri tuzlu kurabiyelerdir. Ağızda eriyen kıvamlarıyla çok uzun yıllardır vazgeçilmez olan tuzlu kurabiyenin ağızda dağılan, kolay ve pratik tarifini sizlere sunuyoruz. İçerisinde bulunan sirke nedeniyle uzun süre bayatlamayan enfes tuzlu kurabiye, minik ve lokmalık olmasıyla da misafirlerinizin beğeneceği türde. Peki bayatlamayan tuzlu kurabiye nasıl yapılır?

BAYATLAMAYAN TUZLU KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

200 gram margarin
1/3 çay bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı üzüm sirkesi
1,5 çay kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
3 su bardağı un

Üzeri için;

1 adet yumurta sarısı
3 yemek kaşığı çörek otu

YAPILIŞI

Derin bir yoğurma kabının içerisine margarin, üzüm sirkesi, sıvı yağı alın ve mikser yardımıyla güzelce çırpın.

Ardından kabartma tozu, tuz ve şekeri ekleyerek spatula yardımıyla karıştırın. 

Unu azar azar içerisine ekledikten sonra elinizle yoğurma işlemine geçebilirsiniz.

Ele yapışmayan bir hamur elde edin. Hamurdan parçalar alın ve rulo şekline getirin. Örgü şeklinde birbirlerine sararak şekil verin.

Yağlı kağıt serili fırın tepsisine yapılan kurabiyeleri dizip, üzerlerine yumurta sürün.

En son çörek otu yada susam serperek 180 derecede yaklaşık 20 dakika kadar pişirin.

Pişen kurabiyeleri soğuduktan sonra servis edebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

Günümüzün moda trendleri zevkler ve renkler bağlamında ilerliyor. Bunlar arasında, çizgi karakter görsellerinin basılı olduğu t-shirt, sweatshirt ve gömlek modelleri yer alıyor. Bu karakterler arasında Harry Potter bulunuyor. Büyülü yeni koleksiyon adıyla sunulan Harry Potter tasarımlı parçalar, yeni sezonda en çok dikkat çeken modeller arasında yer alıyor. Harry Potter hayranları bu içerikte buluşuyor. Harry Potter tasarımlı yeni modellerle ilgili tüm detaylar içeriğimizde.

Harry Potter, bilim kurgu, Dünya edebiyat ve sinema tarihinin en kült eserlerinden biri. Üzerinden yıllar da geçse ilgisini ve hayranlarını asla kaybetmeyen Harry Potter, posterleri, defterleri ve aksesuarlarından sonra modaya da yön vermeye başladı. T-shirt, eşofman, hırka ve etek modelleriyle Harry Potter, hayranlarının üzerinde kendisine yer buluyor. Harry Potter hayranları için tasarlanan ‘büyülü yeni koleksiyon’ ismindeki yeni çalışmalar, özellikle üniversiteye giden genç hanımlar ve sosyal hayatında daha spor ve kendi ilgilerine yönelik bir stil belirlemek isteyenler için oldukça ilgi çekici. Hem kot pantolonlar hem de kot şortlarla rahatlıkla kombinleyebileceğiniz bu parçalara, gelin daha yakından bakalım:

HARRY POTTER YENİ SEZON MODELLERİ

Harry Potter deyince akla ilk gelen şey Hogwarts’dır. Hogwarts’ı temsil eden tasarımlar, sarı ve beyaz renklerle modellerin üzerine işlenmiş durumda. T-shirt haricindeki modellerde de bordo renk tercih ediliyor.