Şunun için etiket arşivi: Kadın

Şekli ve sunumuyla göz kamaştıran mantar kurabiye altın günlerinin veya çay saatlerinin en güzel atıştırmalığı olacak. Evde kolayca hazırlayabileceğiniz enfes mantar kurabiyenin tarifi bugünkü yazımızda bulabilirsiniz. Ağızda dağılan yedikçe yediren hem kıvamı hem de sunumuyla kendine hayran bırakan mantar kurabiyesinin tarifini mutlaka denemelisiniz.

Görüntüsüyle de lezzetiyle de küçük büyük herkesin sevgilisi olan mantar kurabiyeyi çay saatlerinde misafirlerinize zevkle ikram edebilirsiniz. İsterseniz tereyağı isterseniz margarinle hazırlayabileceğiniz bu tarif, orta kısmına batırılan kakaoya bulanmış kapak ya da kalıbın verdiği şekille pişiriliyor. Çay saatleriniz için özel bir lezzet arıyorsanız mantar kurabiye tarifimiz tam size göre. Mantara benzeyen görünümü ile bu adı alan bu lezzetli kurabiyeyi üstünü Türk kahvesi ile süsleyerek servis edebilir, sofralarınızda lezzet kadar görünüme de ne kadar önem verdiğinizi gösterebilirsiniz. Peki mantar kurabiye nasıl yapılır? 

MANTAR KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

1 paket margarin
2 adet yumurta
1 su bardağı pudra şekeri
400 gram mısır nişastası
1,5 çay bardağı kadar un
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Üzeri için;

2 yemek kaşığı kakao

YAPILIŞI

Oda ısısında olan margarini, pudra şekeri ve yumurta ile buluşturarak mikserle çırğın.

Ardından içerisine nişasta, vanilya ve kabartma tozunu ekleyerek elinizle yoğurun.

Ele yapışmayacak olan kıvamda olduğunda kontrollü bir şekilde unu ekleyin.

Hazır hale gelen hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak yuvarlayın.

Yağlı kağıt serili tepsiye dizin. Ayrı bir kaseye kakaoyu koyup soda şişesinin ağız kısmını ıslatın. Önce kakaoya sonra da kurabiyeye bastırarak mantar şeklini verin.

Hazır hale gelen kurabiyeleri 180 derecede yaklaşık 15 dakika pişirin.

Pişen kurabiyeleri dinlendirip servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz özellikle Uzakdoğu mutfağına merak salanlar için muhteşem olacak ramen yemeği tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Kore ve Japonya’da çok sık yapılan ramen spagetti markanın tavuk ve baharatlarla buluşmasıyla yapılıyor. Bir kez denediğinizde çok seveceğiniz ramenin kolay tarifi yazımızda.

Ramen, Çin kökenli olan ve çorba içinde sunulan eriştenin Japon Mutfağı’ndaki adıdır. Basitçe “Raamen” diye okunan Uzakdoğu kökenli ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde  oldukça popüler bir yemektir. Çinlilerin uzunlamasına kesilmiş eriştesi üzerine genellikle et suyu ilavesi ile elde edilir. Bulabilirseniz özel ramen makarnasıyla, bulamazsanız normal bir noodle ya da spagetti makarnayla yapabileceğiniz ramen’i kendi ağız tadınıza göre soslandırabilirsiniz. Ramen içindeki besinler Uzakdoğu çatal bıçağı olan çopstiklerle yenir ve kalan suyu kaşıkla ya da kase kafaya dikilerek tüketilir.

KORE USULÜ RAMEN TARİFİ:

MALZEMELER

1 paket noodle
2 adet tavuk göğsü
1 küçük boy soğan
1 adet kırmızı biber
1 diş sarımsak
4 yemek kaşığı barbekü sos
Kırmızı biber
Karabiber
Acı pul biber
Tuz

YAPILIŞI

Geniş bir tavaya yağı alıp ısıtın. Ardından ince ince doğranan soğanları pembeleşinceye kadar kavurun.

Üzerine biberleri güzelce doğranmış biberleri ve sarımsakları ekleyerek kavurmaya devam edin.

En son tavukları ilave ederek güzelce kavurun. Kavrulan karışımın içerisine barbekü sosunu dökerek pişirin.

Ayrı bir tencerenin içerisine suyu koyup içerisine bulyon ve baharatları atıp kaynayınca noddleları atarak pişirin.

Derin bir kaba önce kaynadığı suyla beraber noddleları üzerine de tavuklu sosu koyarak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kilo verdirici özelliği ve yumuşak tadı ile severek tüketilen yeşil çaylı süt karışımı 1 günde 2 kilo verdiriyor. Diyet seçeneklerinin popüler içeceği olan yeşil çayı sütle tüketirseniz kolay yoldan kilo verebilirsiniz. İşte 1 günde 2 kilo zayıflatan detoks tarifi…

Vücut üzerinde detoks etkisi yapan mucize kür ile yakın zamanda dilediğiniz kiloya inebilirsiniz. Bugüne dek zayıflamak için yaptığınız tüm diyetleri unutun! Kilo vermek adına vücudunuzdaki toksinleri arındıracak bu detoks ile 1 günde bile 2 kilo verebilirsiniz.

MALZEMELER:

Yarım yağlı 1,5 litre süt
2 yemek kaşığı yeşil çay

DETOKS SUYU NASIL HAZIRLANIR?

Ocakta kaynatacağınız sütün sıcaklığı biraz geçince aldığınız taze yeşil çay yapraklarını karışımın üzerine ilave edin. Sütlü karışımın üstü kapalı olacak şekilde 20 dakika demlemeye bırakın ve ardından sütü süzülmüş şekilde şişeye dökün. Yeşilçaylı süt detoksunu gün içerisinde 2 saat geçtikten sonra 1 bardak için. Süt alerjiniz varsa bu detoksu uygulamamayı bilmelisiniz.

Ayrıyeten safra kesesi problemi olan, düşük tansiyon sorunu görülen ve böbrek ağrısı çeken kişiler de bu diyeti uygulamamalıdır.

YEŞİL ÇAY NEDEN METABOLİZMAYI HIZLANDIRIR?

Diyet yapan kişilerin yaygın olarak tercih ettikleri yeşil çay bitkisinin kilo verdirmedeki en büyük etkisi metabolizmayı hareketlendirmesidir. İçerisindeki kafein, kateşinler ve kuvvetli antioksidanlar sayesinde metabolizma hızlanıyor ve vücut ısısı artıyor. Yapılan araştırmalara göre, yeşil çay metabolizmayı çok ciddi şekilde hızlandırıyor. 

YEŞİL ÇAY NASIL YAĞ YAKIYOR?

Vücuttaki yağ dokusunun artmasının önlenmesi, yağ emiliminin azalması ve metabolizmanın daha hızlı çalışmasına yönelik antiobezite harekete geçer. Çaysız duramıyorsanız siyah çay yerine yeşil çay içmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın. Ayrıca günlük egzersizlerinizi de ihmal etmeyin.

En çok mevsim geçişlerinde yaşanan geniz akıntısı sadece kış aylarında değil yaz aylarında alerjiden dolayı da yaşanır. Peki geniz akıntısı neden olur? Geniz akıntısı belirtileri nelerdir? Geniz akıntısına ne iyi gelir? Sizler için sinüs kanalarında gelen koyu sıvı yani geniz akıntısı hakkında merak edilenleri araştırdık.

Baş ve burun arasında bulunan ve çevresinde kemiklerin bulunduğu vücuda oksijen girmesini sağlayan kanallara sinüs kanaları denir. Sinüs kanalları çevredeki virüs ve bakterileri süzerek akciğere gitmesini engeller. Burada biriken enfeksiyonlar akıntı şeklinde çıkar. Ancak bu durumun sık sık yaşanması ciddi bir hastalık olmazda bile ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. Sinüs kanalından boğaza doğru akan akıntıya ise geniz akıntısı denir. Sinüs kanallarının tıkanması ile artan geniz akıntısı, yüz ve kulak ağrılarına neden olur. Geniz akıntısının ileri boyutu kronik öksürüğe ve farenjite yol açar. 

GENİZ AKINTISI NEDEN OLUR?

Alerjik reaksiyonlar,

Üst solunum yolları hastalıklarından akmayan enfeksiyonun genizde birikmesi,

Uzun süreli kullanılan burun spreyleri,

Burun içerisindeki damarların gevşemesi,

Kapalı ortamlardan dolayı yenilenmeyen hava, 

Ciddi olan nedenler ise beyin ve omur ilikte yaşanan deformasyon,

Burun kanallarındaki hücrelerin mutasyona uğraması ile ortaya çıkan tümörler gibi durumlar geniz akıntısına neden olur.

GENİZ AKINTISININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Boğazda kaşınma ve yanma hissi

Beyne gitmeyen oksijen nedeniyle baş ağrısı

Sürekli olarak öksürmek

Burun tıkalı olduğundan nefes almakta koku algılamakta sıkıntı çekme

Koyu renkte burun ve boğazdan akıntı gelmesi

GENİZ AKINTISI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Geniz akıntısı kulak burun boğaz uzmanının önerdiği bazı ilaçlarla engellenir. Ancak uzmanlar akıntıya tam olarak neyin neden olduğunu bulmak için bazı tetkiklerde bulunur. Bunun dışında da kişinin dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlarda;

Etrafta alerjiye neden olabilecek, toz, polen, hayvansal döküntüler gibi durumları azaltmak.

Sürekli durulan ortamlarda çiçek ve bitki yetiştirmekten kaçınmak.

Bulunan ortamları sürekli havalandırmak.

Alerjiye neden olan besinden uzak durmak.

Düzenli su tüketmek.

Akıntı geldiğinde boğaza çekmek yerine sümkürerek çıkartmak.

Sinüs kanalarını sürekli temizlemek için nane yağı gibi çözücü yağları sıcak suya damlatıp buharını çekmek.

Tuzlu su gargarası ile boğazlardaki enfeksiyonu sinüs kanallarına geri göndermek yerine balgam yolu ile atmayı sağlamaktır.

Cildinizde bazen sebepsizce oluşan morlukların aslında kanamayı durduran trombosit hücrelerinin neden olduğunu biliyor musunuz? Peki trombosit (PLT) düşüklüğü nedir? Trombosit (PLT) düşüklüğü belirtileri nelerdir? Sizler için hemen hemen herkes de görülebilen trombist hücreleri hakkında bilinmeyenleri araştırdık. Haberin detayında trombosit düşüklüğüne dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kanın pıhtılaşmasını sağlayan renksiz kan hücrelerine trombosit denir. Yaralanmalar sonucunda damarlardaki kanı pıhtılaştırarak kan kaybını önler. Trombosit düşüklüğü genellikle lösemi ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görülür. Aynı zamanda bazı ilaçların yan etkileri de trombosit hücrelerini azaltır. Hemen hemen her yaş ortalamasında görülebilen trombosit düşüklüğünün en belirgin belirtisi ciltteki yersiz morartılardır. Trombositlerin düşük ya da yüksek olması sağlık sorunlarına neden olur. Hemogram testleri ile tespit edilen trombositler ciddi bir hastalığa neden olmadan hemen tedavi edilmesi gerekir. Trompositlerin seviyesini karaciğer belirler. Kemik iliği hücrelerinden ayrılan parçalar olan trombositler kanda ortalama 7-10 gün arası dolaşır. İşlevlerini tamamladıktan sonra dalak tarafından vücuttan atılır. trombositler herhangi bir yaralanma esnasında kanda hızla çoğalır bir örümcek ağı gibi yaranın olduğu kısımda katılaşarak kanın akmasını engeller.

TROMBOSİT (PLT) DÜŞÜKLÜĞÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kollarda ve bacaklarda morarmalar,

Hafif bir darbe ile o bölgenin kızarması,

Yaralanma sonrası aşırı kanama,

Diş eti veya burun kanamalarının uzun süre durmaması,

Dalak büyümesi ve dalağın kanı temizlememesinden kaynaklı şiddetli karın ağrılarının ortaya çıkması,

İdrarda ve dışkıda kanama gibi belirtilerle kendini gösterir.

TROMBOSİT ÜRETİMİN AZALMASI NEDEN OLUR? 

Doğum sırasında yaşanan aşırı kanama sonrası trombosit oranı azalır.

Kanın ciddi derecede mikrop kapması trombosit değerlerini olumsuz etkiler.

Bazı hastalıkların yarattığı etkiler sonucu bağışıklık sistemi kalkan oluştururken trombositlerin azalmasına sebebiyet verebilir. Fakat bu durumun neden kaynaklandığı tam olarak bilinmemektedir.

Genetik bozukluk sonucu ortaya çıkan hemofili hastalığı trombsitlerin tahribe uğramasına sebebiyet verir.

TROMBOSİTLERİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR

Trombosit sayısı düştükçe iç kanma riski artar. Kalp ritim bozukluğu, yüksek tansiyon, inme ve felç gibi hastalıkların yaşanma riski yükselir. Bazı insanlarda da nadiren de olsa beyin kanamasına hatta ölüme bile neden olabilir. 

TROMBOSİT DÜŞÜKLÜĞÜ TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Trombosit düşüklüğü kan testi sonucunda ortaya çıkar. Trombosit değerleri vücut sağlığını etkilemeyecek derecedeyse uzmanlar sadece doğal tedavi yöntemleri öneriyor. Örneğin; domates, portakal, kırmızı meyveler gibi besinler tüketilmesi tavsiye edilir. Ancak trombositler sağlığı olumsuz etkileyecek kadar düşük orandaysa,uzmanlar hastanın bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ilaç tedavisi uygular. Bazı hastalar ilaç tedavisine yanıt vermediklerinde cerrahi operasyonla dalak vücuttan alınır.

TROMBOSİT YÜKSELİĞİ NEDİR?

Kanda aniden yükselen trombositler kanın katılaşmasına neden olur. Tıpkı düşüklüğü gibi yüksekliği de ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlar. Vücudun çok fazla trombosit üretmesinin asıl nedeni bağışıklık sisteminin enfeksiyonlu hücrelere karşı vücudun direncini artırmaya çalışırken gereksiz trombosit üretmeye çalışır. Bu da kanama esnasında komplikasyonalra neden olur. Vücuttan atılamayan kan şişlik ve ödemlere neden olur.

TROMBOSİT YÜKSELİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vücudun hareket noktasında dengesizlik

Baş dönmesi akabinde gelişen bayılma

Gözde bulanıklık 

Avuç içi ve ayak tabanında karıncalanma

Sabah uyanırken burunda biriken kan

Diş etlerinde durduk yere çıkan kanamalar

Dışkı sırasında kan gibi durumlar trombosit yüksekliğine işarettir. Belirtiler dikkate alınmadığında beyin felcine, sol kolda uyuşma, kemik ağrıları, kulakta kanlanma ve konuşmada gevşeklik gibi durumlar yaşanır. 

TROMBOSİT YÜKSEKLİĞİNİ DENGELEYEN BESİNLER NELERDİR?

Omega-3 yağ asitleri

Sarımsak

Kimyon

Karanfil

Zerdeçal 

Doktora başvurulduğunda trombositi düşüren bazı ilaçlar önerir. Bunların başında aspirin gelir. Ancak aspirin kullanma süresi ve dozajını uzman doktor tavsiyesinde tüketilmelidir. Aksi hale bu sefer tam tersi yönde düşüklüğü neden olabilir. 

Yemeklerde en çok tercih edilen soslardan biri hardaldır. Sos hardal tohumundan elde edilir. Ülkemizde yaygın olarak üretilmeyen hardal tohumunun insan sağlığına faydalarının olduğunu biliyor musunuz? Peki hardalın faydaları nelerdir? Hardal hangi hastalıklara iyi gelir? Turp ailesine bağlı olan hardal hakkında merak edilenleri sizler için derledik.

Sarı çiçekli otsu bir bitkiden elde edilen hardal tohumları öğütülerek baharat ya da sos haline getirilerek tüketilir. Hardal Amerika’da yetiştirilir ve yaygın olarak kullanılır. Keskin bir tadı olan hardal tohumları, turşu salamuralarında, et ve deniz ürünlerinin pişirilmesine eklenir. Hindistan ya da tereyağı ile kızartılan hardal tohumları etrafa hoş bir koku verir. bu çeşni özellikle fırın yemeklerine katılır. Tohumlar beyaz, siyah ve kırmızı renklerden oluşur. İçeriğinde kükürt barındıran hardal sıcak suya eklendiğinde acı ve bozuk bir koku salgılar. Zehir gibi olan bu yöntem uzmanlar tarafından önerilmez. Hardal; kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum barındırır. Hardalın keşfi yerli Amerikalılara dayanıyor. Yiyecek olarak tüketmek için üretilen hardalın iyileştirici özelliği sayesinde ilaç olarak da kullanılmıştır. Özellikle kas ve kemik rahatsızlıklarının önüne geçer. Göz sağlığı için A vitamini gereklidir. Hardal A vitamini bakımından zengin bir besindir.

HARDALIN FAYDALARI NELERDİR? HARDAL HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bağırsak florasını artırarak daha fonksiyonlu çalışmasını destekleyerek kabızlık ve şişlik problemlerini önüne geçer. Uzmanlar kabızlık problemi çeken kişilerin bir kaşık tüketmelerini tavsiye eder. 

Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde boğaz enfeksiyonlarını, akciğerleri temizler. Böylece daha güçlü bir solunum sağlar. Mevsim geçişlerinde bir kaşık tüketilmesinde fayda var.

Güçlü bir selenyum ve potasyum olan hardal güçlü bir ağrı kesici özelliği vardır. Özellikle romatizmal ağrılara iyi gelen hardal, kas ve kemik sağlığını güçlendirir.

Antioksidan özelliği olan hardal, cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler. Cilt hücrelerini yeniler. Ancak uzmanlar hardaldan elde edilen maskelerin yoğun olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.

Hardal tohumundan çıkartılan yağla boyun, diz ve bel ağrıları sırasında sürülerek uygulandığında ağrıyı hafifletir. Aynı zamanda hardal yağı ile tüm vücuda masaj yapıldığında kan akışı düzenlenir. 

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığının yanı sıra bağışıklık sistemini yenileyerek hastalıklara karşı direnci artırır.

Kan olanlarında tüketilmesi tavsiye ediliyor.

HARDALIN ZARARI VAR MIDIR?

Çok sık tüketildiğinde alerjik reaksiyona neden olur. Güçlü bir iltihap kurutucu olan hardal fazla tüketildiğinde karaciğer ve akciğere hasar verebilir. 

Yaz sezonu ayakkabı modellerinden olan sandalet modelleri, hem şık hem de rahat olmaları sebebiyle oldukça tercih ediliyor. Her renk ve modelde karşımıza çıkan sandaletler için alışveriş yaparken, belirli seçeneklere dikkat etmemiz gerekiyor. Sezonun en şık sandalet modelleri neler? En iyi sandalet modelleri hangileri? 2019 sandalet modelleri ve fiyatları neler? İşte 2019 sandalet modelleri.

Sezonun en trend ayakkabı modeli, sandaletlerdir. Yazın ayaklarınıza ferahlık getiren, hem rahat hem de şık bir görüntü sağlayan sandaletler için birçok model mevcut. Nitekim daha önce de spor sandalet modellerini ve spor sandalet modellerini seçerken dikkat edilmesi gerekenleri sizler için derlemiştik. Bu içeriğimiz içerisinde ise çeşitlere değil direkt sandalet modellerine eğiliyoruz. Bir sandalet satın alırken önem vermeniz gereken en önemli şey, ayakkabının hangi malzemelerden yapıldığıdır. Çünkü her malzeme, yaz için uygun değildir. Bu anlamda polyester ve naylon kumaşları tercih etmemeniz gerekir. Bu kumaşlar, yazın ayaklara rahatlık vermez. Bunun dışında ayak yapınıza da önem vermeniz gerekir. Bazı ayaklar, sandalet modelleri için uygun değildir. Eğer düz tabanlı biriyseniz örneğin, sandalet modelleri sizin için uygun değildir. Bunlar, sandalet alırken ayak yapınız ve sağlığıyla ilgili bilmeniz gerekenler… Peki bir sandalet modelinde en uygun olan tasarımlar hangileridir? Hangi model ayak sağlığı için en ideal olandır ve sezonun sandalet modellerinde neler yer alıyor? Öyleyse şimdi sandalet modasına dair detaylara yakından bakalım:

SEZONUN EN ŞIK SANDALET MODELLERİ NELER? EN İYİ SANDALET MODELLERİ

Sandalet modelleri için parmak arası ve lastikli olmak üzere 2 çeşit bulunur. Parmak arası modeller, en çok bilinen ve klasikleşen ayakkabı modelleridir. Bu modeller, ayak sağlığı için pek de uygun değildir. 

FLO: 80 TL

FLO: 80 TL

Yürümek konusunda zorluk yaşatan bu modeller, ayak sağlığı konusunda olumsuz etkiler oluşturuyor.

FLO: 125 TL

FLO: 159 TL

Ancak bantlı sandalet modelleri bu anlamda en doğru modeller olacaktır. Çünkü bantlı modeller, yürüme konusunda bir zorluk yaşatmaz ve ayak sağılığına da olumsuz etki etmez.

BURQU: 279 TL

BURQU: 279 TL

Belirttiğimiz gibi bunların dışında, düz tabanlı olup olmadığınıza da dikkat etmeniz gerekiyor. Düz tabanlı biriyseniz, bantlı model giyseniz dahi sandalet modelleri sizin için sağlıklı olmayacaktır.

YARGICI: 320 TL

YARGICI: 350 TL

DERİMOD: 80 TL

DERİMOD: 150 TL

Ayakkabı seçerken bilinmesi gereken en önemli şey bileğe göre bir tercih yapmaktır. Kalın bilekli kişiler bu konuda en çok muzdariplik yaşayan kişilerdir. Giydikleri ayakkabılarla ayak bileklerini olduğundan daha ince göstermek isteyen kişiler, bunun için çeşitli ayakkabı seçimi tüyolarını kullanırlar. Kalın bilekler için doğru ayakkabı seçimi nedir? Kalın ayak bileği nasıl ince gösterilir? Tüm detaylar içeriğimizde.

Kalın bilekli kişiler, ayakkabı seçerken belli başlı sorunlar yaşarlar. Bileği sıkması, ayakları sağlık açısından tehdit etmesi ve daha pek çok konu, bu sorunu oluşturan etmenlerdir. Kalın bilekli kişilerin bir ayakkabı alırken dikkat ettikleri de bunlardır. Topuklu, spor,sandalet ya da babet… Her ayakkabı için geçerli olan olan detaylar, kalın bilekli bir kişinin ayakkabı seçerken kullanması gerekenlerdir. Sizler için bu detayları bir araya getirdik. Kalın bilekliler nasıl spor ayakkabı giymeli? Kalın ayak bileği nasıl ince gösterilir? Ayak bileği ince olan kadınların özellikleri nelerdir sorularına, içeriğimiz içerisinde yanıt bulduk. İşte kalın ayak bileğine sahip olanların, ayakkabı alışverişi için bilmesi gerekenler:

KALIN BİLEKLİLER İÇİN DOĞRU AYAKKABI SEÇİMİ

Kalın bir ayak bileğine sahip olan kişiler, ayaklarına tam oturan bir model seçmek için çaba harcarlar. Bu süreci, daha da aza indirmek için önereceğimiz detayları uygulayabilirsiniz. 

İlk olarak bilmeniz gereken ayakkabının ayakta duruş şeklidir. Bu nedenle kesinlikle kaba  modelleri tercih etmeyin. Çünkü kaba modeller; hantal gösterir.

Bunun dışında desenli ve baskılı modeller de, ayak bileklerini ince göstermek isteyenler için uygun değildir. Çünkü bu modeller ayakları olduğundan daha geniş gösterir.

Topuklu ayakkabı seçerken de dikkat etmeniz gereken en önemli şey, bağlamalı modelleri tercih etmemeniz. Bu modeller, ayaklarınızın ince gösterilmesini zorlaştırır ve ayaklarınızı olduğundan daha kalın gösterir. 

Ayak bilekleri kalın olan kişiler için en uygun olan model, ince topuklu ayakkabıdır. Babet modellerinde ise yanları açık olanları seçin. Kombin oluştururken ise uzun etek ya da uzun paça pantolonları kullanmanız önerilir. Hareketliliği de aksesuarlar ile sağlayabilirsiniz.

Ünlü yazar ve sunucu Hayati İnanç, mutlu aile yapısından günümüzde artan boşanma rakamlarına kadar ki olan engin bilgilerini sadece Yasemin.com editörlerine paylaştı. Keyifle geçen röportaj esnasında özel hayatıyla ilgili önemli konulara da değinen Hayati İnanç, güçlü aile yapısı ile ilgili topluma örnek olacak kıssalara da yer verdi.

Yasemin.com/ ÖZEL

HAYATİ İNANÇ KİMDİR?

”En değerli iş insana yatırımdır” inancında olan Hayati İnanç, 1961 tarihinde Denizli’de doğmuştur. Günümüzdeki birçok farklı dalda kendini gösteren Hayati İnanç bir dönemin en başarılı avukatlardan biridir. Avukatlığın yanı sıra yazarlık, öğretmenlik, sunuculuk ve yöneticilik de yapan Hayati İnanç, 1984 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin lisans bölümünü tamamlamıştır. İki çocuk babası olan Hayati İnanç, eşine ve ailesine olan düşkünlüğü ile toplum içerisinde örnek alınabilecek isimlerden biridir. Aynı zamanda klasik eserlerden duyduğu heyecanı, gençlerle paylaşmayı yaşam tarzı haline getirmiş başarılı isimlerden olan Hayati İnanç, bir dönem TRT’de ‘Can Veren Pervaneler” programının sunuculuğunu yapmıştı. Toplamda 5 adet olmak üzere Can Veren Pervaneler serisini çıkartan Hayati İnanç ile ailenin temlini oluşturan evliliği ve günümüzdeki boşanma sebeplerini konuştuk.

Yasemin.com editörlerinden Busenur Çalık ile Ebrar Albayrak’ın keyifle geçen röportajın detayları için haberimizi inceleyebilirsiniz…

HAYATİ İNANÇ’TAN YASEMİN.COM’A SAMİMİ AÇIKLAMALAR…

– Eşinizle yaşadığınız ufak tefek anlaşmazlıklar muhakkak oluyordur. Eşinizin gönlünü nasıl alıyorsunuz? Aileyi güzelleştirecek metotlarınız neler?

Evet hep de benim yüzümden olur. 3 ana unsur aileyi güzelleştirir bunlar; tatlı dil, güler yüz ve susmaktır. Bu üçü olduğu zaman ailenin yapısı güçlenir. Güçlü Türk aile müessesini anlatan o muhteşem kıssa…

– Yapılan araştırmalara baktığımızda son zamanlarda boşanma oranlarının arttığını görüyoruz. Sizce boşanmalar neden artıyor? Peygamber Efendimiz (SAV)’in zamanındaki ülfeti gençlerimizde neden göremiyoruz?

Günümüzdeki gençlerimizin birçoğu evliliği ne yazık ki oyuncak olarak görüyor. Yeni biriyle tanıştıkları için ilk üç- beş ay onlara eğlenceli geliyor, daha sonra rutine dönmeye başlayınca arada çocuk olmasına rağmen eğlence bitti diye evliliğinde bittiğini düşünüyorlar. Burada çocuğun birleştirici unsur olarak yeterli olmaması şefkat noksanlığının bir göstergesidir.

Cenab-ı Hakkın çok büyük bir nimeti olan şefkat, aslında bir rızıktır. Aslında yediğimiz içtiğimiz, sağlık-sıhhat, huzur-asayiş, şefkat ve merhamet bunların hepsi birer rızıktır.

Ölüm korkusuyla boşanmaktan vazgeçen adamın kıssası…

– İnancımıza göre romantizm nasıl olur? Evlilikte eş tercihi nasıl olmalıdır?

Görücü usulünden başka sağlam bir usul yoktur. Ekranlarda gördüğümüz film senaryolarına bakmayın, görücü usulünde görmek esastır. Hayat arkadaşınızı seçerken üç beş günlük eğlenebileceğiniz kişi olarak bakıyorsanız aslında çocuğunuza anne ya da baba seçmiş oluyorsunuz.

Evlilik doğrudan doğruya ahiret işidir. Allah (c.c)’un rızasını gözeterek bir evlilik kurarsan bereketli ve feyizli bir evlilik olur. Büyüklerimizin söylediği gibi işinden ve eşinden memnun olan güler.

Evlilikte doğru eş seçimi ve yeni evlilerin mektuplaşma adabı…

ÜNLÜ YAZAR VE SUNUCU HAYATİ İNANÇ’TAN EN GÜZEL ANNELİK TARİFİ….

Akşam yemeklerinin vazgeçilmezi olan pirinç pilavının yanına tüm yemekler yakışır. Çocukların bile severek yediği pirinç pilavını yaparken ocağın altını çok açmanızdan ya da yapılan bir hatadan dolayı dibi tutup, yanabilir. Bu durumda genellikle pilav çöpe atılır. Ancak dibi tutan pilavı kurtaran bir yöntemi sizlerle paylaşıyoruz. Pilavın dibi tutarsa ne yapılır? Yanık pilav kokusu nasıl alınır? diye merak ediyorsanız yazımıza göz atabilirsiniz.

Pilav, Türk mutfağının en köklü tarihine sahip, genellikle sulu yemeklerin yanında mutlaka pişirilen bir yemektir. Kıvamını tutturmanın en zor olduğu yemeklerden olan pilavın, yapılışı ve yaparken dikkat edilmesi gereken püf noktaları merak ediliyor. Yapımı her ne kadar kolay gibi görünse de doğru kıvamı tutturmanın oldukça ustalık istediği sofralarımızın baş tacı pirinç pilavını, birkaç püf noktasına dikkat ederek tane tane yapabilirsiniz. Yaparken ocağın altını harlı bir şekilde açmak ya da suyunu az koymak, pilavın dibini tutmasına neden olur. Peki pilavın dibi tutarsa ne yapılır? Yanık pilav kokusu nasıl alınır?

YANMIŞ PİLAVI KURTARAN YÖNTEM

Dibi tutan pilavlar genellikle çöpe giderler. Bu nedenle hem pirinç hem de emeğiniz ziyan olur. Size vereceğimiz tavsiyeyle başınıza böyle bir şey geldiğinde pilavınızı kolaylıkla kurtarabilirsiniz. 

Dibi tutan ya da yanan pilavınızı çöpe atmak yerine ekmek kullanabilirsiniz. Ocakta unutulmuş pilavın üzerine bir dilim beyaz ekmek koyun ve tencerenin kapağını kapatın. Ekmeği 2-3 dakika beklettikten sonra tencereden alın. Ekmek pilavda oluşan yanık kokusunu anında alır.

Daha sonra yanık pirinçleri almamaya dikkat ederek pilavı başka bir tencereye aktarın. Bu sayede yeniden pilav yapmak yerine hali hazırda olan pilavı değerlendirmiş olursunuz.