Şunun için etiket arşivi: Kadın

Osmanlı mutfağından günümüze kadar gelen revani tatlısının muhteşem pratik tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Bir kez deneyeceklerin çok seveceği haşhaşlı revani tatlısını misafirlerinize de ikram edebilirsiniz. Peki evde haşhaşlı revani tatlısı nasıl yapılır? Revani tatlısının püf noktaları nelerdir? Öğrenmek için yazımıza göz atabilirsiniz.

Türk mutfağında Revani severek tükettiğimiz şerbetli tatlılarımızdandır. Akşam yemeği sonrasında ele alınan çayların yanına en çok yakışan tatlılardan biri olan revaniyi çıtır çıtır olmasını istiyorsanız içerisine haşhaş ilave edebilirsiniz. Revani tatlısı Osmanlı döneminde Ermenistan ve Erivan’ın fethedilmesi şerefine yapılan tatlıdır. Bu kadar güzel bir olayın sevincini yansıtan tatlı bizim içinde çok değerlidir.Revani sade yapıldığı gibi haşhaşlı da yapılabilmektedir.  Her şekilde lezzetli olan revani tatlısını henüz denememişseniz mutlaka denemelisiniz. Pratik haşhaşlı revani tatlısının tarifi bugünkü yazımızda.

HAŞHAŞLI REVANİ TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yumurta
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı irmik
1 su bardağı un
Yarım su bardağı haşhaş
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

Şerbeti için;

2 su bardağı şeker
3 su bardağı su

Üzeri için;

1 paket krem şanti
1 çay bardağı süt

YAPILIŞI

Derin bir kabın içerisinde yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar karıştırın.

Daha sonra süt, haşhaş, sıvı yağı ilave edin ve karıştırma devam edin.

Karıştırdıktan sonra kabartma tozu ve vanilyayı ekleyerek iyice çırpın ve yağlanmış tepsiye dökün.

Hazırlanan karışımı 170 derece fırında güzelce pişirin.

Şerbeti tencerede güzelce kaynatıp, 1-2 dakika sonra ocaktan alın.

İlk sıcaklığı geçen şerbeti kekin üzerine dökün.

En son olarak üzerine krema veya krem şanti sürün. Buzdolabında soğuyana kadar beklettikten sonra dilimleyerek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

REVANİ TATLISININ PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Revaniniz için kullanacağınız malzemelerin oda ısısında olması gerekmektedir.

Yumurta ve şekeri köpük köpük olana kadar kesinlikle çırpmalısınız.

Kek ile şerbeti buluştururken kekinizin soğuk, şerbetinizin de ilk sıcağının çıkmış olmasına dikkat edin.

Kurabiyeye farklı bir alternatif getirmek isteyenler bu harika lezzeti denemek ister misiniz? Hem kakaolu hem de şerbetli olmasıyla ıslak keke rakip olacak enfes bir tarif. Damaklarda iz bırakacak olan üstelik çok pratik kakaolu ıslak kurabiyenin tarifi yazımızda bulabilirsiniz.

Son zamanların en çok merak edilen ıslak kurabiye, Google da tıklanma rekorları kırıyor. Sunumu muhteşem, tadı ağızlara layık olan kakaolu ıslak kurabiye tam çayın yanında ikram etmek isteyeceğiniz bir lezzet. Kakaolu kurabiye sevenlerin bir numaralı tercih olacak kakaolu ıslak kurabiyeyi sizlerde mutlaka denemelisiniz.Ağızda dağılan bu kakaolu kurabiyeler misafir sofralarında vazgeçilmeziniz olacak. Çocukların da bayılacağı kakaolu ıslak kurabiyenin yapılışı ve tarifi haberimizin detaylarında.

KAKAOLU ISLAK KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

Hamuru için;

Yarım paket margarin veya 125 gram tereyağ
1 çay bardağı sıvı yağ
1 adet yumurta
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
3 su bardağı un 
1 çay bardağı şeker

Şerbeti için;

2 çay bardağı toz şeker
2 çay bardağı su

YAPILIŞI

Bir kaba margarin veya terayağını hangisi varsa koyun ve sıvı yağı da ekleyin. Üstüne 1 yumurtayı, şekeri, kakao ve vanilyayı ekleyip karıştırmaya başlayın.

Karıştırdıktan sonra unu ve kabartma tozunu ekleyin ve hamur kıvamını alana dek yoğurun.Yoğurduğunuz hamur kıvamını alınca  hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlak kurabiyeler elde edin.

Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine kurabiyeleri yerleştirirken orta kısımlarını hafif bastırın. Önceden ısıttığınız fırında 180 derce ortalama 20- 25 dakika pişirin. Üstleri hafif çatlamaya başlayınca fırını kapatıp soğuması için bir kenara alın.

Diğer bir tarafta şerbeti için su ve şekeri koyup kaynatın.Şerbet olduktan sonra hafif soğuyan kurabiyeleri şerbete batırıp tepsiye tekrar yerleştirin. 1 saat şerbeti çektikten sonra servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Kalori bakımından oldukça düşük, farklı yemeklerde de kullanılabilen mantar formuna dikkat etmesi gerekenler için ideal besin. Sizlere mantarla hazırlanabilen muhteşem bir yemek tarifini veriyoruz. Yapımı çok basit olan mantar sote hem doyurucu hem de besleyici. Türk mutfağında sık sık pişirilen mantar sotenin tarifi ve püf noktaları bugünkü yazımızda.

Mantar, dünyanın birçok ülkesinde üreyebilen latince fungi olarak adlandırılan besin gruplarından sebze grubuna dahil edilen oldukça faydalı bir besindir. Özellikle son dönemlerde sofralarda sıklıkla karşımıza çıkan mantar, enfes sebzelerle birleşerek sote şeklinde sofralarda yerini alıyor. Günün her saati kolayca pişirebileceğiniz mantar sote, makarna sosu olarak da kullanabilirsiniz. Peki mantar sote nasıl yapılır, mantar sotenin püf noktaları nelerdir? 

MANTAR SOTE TARİFİ:

MALZEMELER

1 kilogram mantar
2 adet kuru soğan
4-5 adet çarliston biber
1 diş sarımsak
2 adet domates
1 yemek kaşığı tereyağı
Yarım çay bardağı kadar sıvı yağ
Tuz, karabiber ve pul biber

YAPILIŞI

Mantarların kabuklarını soyarak güzelce yıkayın. Daha sonra suyunu süzüp, iri iri doğrayın.

Geniş bir teflon tencereye, tereyağı ve sıvı yağı koyarak tüm mantarları kavurun.

Mantarlar suyunu çekip hafif kızarmaya dönünce halka halka doğranmış soğanları, sarımsağı ve çarliston biberleri de ekleyip kavurmaya devam edin.

Soğanlar pembeleşip mantarlar kızarmaya dönünce küp küp doğranan domatesleri, tuzu ve baharatları ilave edin.

Domatesler pişinceye kadar karıştırdıktan sonra servis edebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

MANTAR SOTENİN PÜF NOKTALARI

Mantarlarınızı doğradıktan sonra beyazlaşması için limonlu suda bekletebilirsiniz.

Mantar sote yaparken diğer işlemler için mantarların ilk olarak suyunu salmasını ve daha sonra çekmesini beklemelisiniz.

Tereyağı yerine margarin ya da sadece sıvı yağ kullanabilirsiniz.

İsteğe bağlı olarak mantar sotenizin içerisine kapya biber ekleyebilir, baharatları damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.

MANTAR SOTE KALORİSİ

Orta büyüklükte  porsiyon mantar sote yaklaşık olarak 188 kaloriye denk gelmektedir.

Yaz aylarının coşkusuna ve enerjisine kendimizi kaptırdığımız, deniz, kum ve güneş üçlüsünün keyfini doyasıya çıkardığımız sıcak günlerde güneş ışınlarının zararlı etkenlerine aşırı maruz kalmamız nedeniyle vücudumuzun bazı bölgelerinde güneş yanıkları meydana gelebilir. Hem ağrılı hem de acılı bir süreç olan güneş yanıklarını evde kısa sürede kolay bir şekilde geçirmenin yöntemlerini sizlerle paylaşıyoruz.

Hava sıcaklıklarının artması ve yaz mevsiminin kendini hissettirmesiyle birlikte tatil sezonu açılmış oluyor. Uzun ve zorlu geçen soğuk havaların sonrasında hemen kendinizi deniz, kum, güneşin tadını çıkaracak keyifli bir tatil planı yaptıysanız güneş yanıkları da kaçınılmaz olacaktır.Güneş yanığı derinin güneş ışığına kısa sürede ve yoğun olarak maruz kalması sonucu oluşan deri rahatsızlığıdır. Uzun süre güneşe maruz kalındığında ultraviyole ışınları; ciltte önce kızarıklık, daha uzun süreli hasarlarda da içi su dolu baloncuklara sebep olur. Kızarıklık, ağrı, şişme güneşten 2-4 saat sonra başlar, 24 saatte maksimuma ulaşır. Bu birinci derece yanıktır. İçi su dolu kabarcıklar olduğunda yanık artık ikinci derece olmuş demektir. Üçüncü derece yanıklarda kabuklanmalar olur, güneş üçüncü derece yanığa sebep olmaz.

İleri derecede güneş yanığınız varsa cildinizde kabarcıklar oluşmuş demektir. Güneş yanığı kabarcıklarını patlatmak bu bölgenin enfeksiyon kapmasına neden olabilir. Eğer kabarcıklar kendiliğinden patlamışsa bu sefer bu bölgeyi temiz tutmak gerekir. Bunun içinde burayı sargı beziyle kapatmak uygun olacaktır.

 Ilık su ile duş almak yanıklarını yumuşatır ve alevli halinin giderilmesine yardımcı olur. Karbonat ve lavanta esansiyel yağları, ısıyı düşürücü etkiye sahiptir ve iltihabı yatıştır. Aloe vera jelini ince bir tabaka halinde yanık bölgelerini sürebilirsiniz.

– Güneş yanıklarının su toplaması halinde enfeksiyon kapmasını önlemek için ekinezya çayı kullanabilirsiniz. Soğuk siyah çay, güneş yanığı oluşan bölgelere sürülebilir.

Dilimlenmiş soğuk salatalık güneş yanığı oluşan bölgelere gezdirilirse iyi gelecektir. Bir poşete buz doldurup yanık oluşan bölgelerde gezdirebilirsiniz.

GÜNEŞ YANIĞINA ZEYTİNYAĞI

Hemen hemen tüm yemeklerimizde kullandığımız zeytinyağı, güneş ışınlarına maruz kalan ve sırf bu yüzden kuruyarak, gerilen cildimizi nemlendiriyor ve güneş yanıkları yüzünden acı çekmemizin önüne geçiyor. Bir yandan da cildimizi yumuşatan zeytinyağı, güneş yanıklarının cildimize yerleşerek, yanık izlerine dönüşmesini engelliyor.

Güneş yüzünden cildinizde kızarıklık ve kurulukların belirmeye başladığını fark ettiğiniz anlarda cildinize bir miktar zeytinyağı sürün ve üzerini temiz bir bez ya da havlu yardımıyla örtün. 10-15 dakika boyunca bu şekilde bekleyin.

GÜNEŞ YANIĞINA YOĞURT

Tam anlamıyla vitamin ve mineral deposu olan, aynı zamanda pek çok güzellik maskesi tarifinde yer alan yoğurt, diğer yanıkların tedavisinde olduğu gibi güneş yanıklarının tedavisi söz konusu olduğunda da son derece işe yarıyor. Cildi yatıştıran ve cildin ferahlamasını sağlayan yoğurt, güneş yanıklarının yol açtığı acıyı da hafifletiyor.

Buzdolabında iyice beklettiğiniz bir kase yoğurdu cildinizde bulunan güneş yanıklarının üzerine sürerek ve 5-10 dakika sonra cildinizi bol suyla durulayarak, güneş yanıklarının daha da kötü bir hal almasını durdurabilirsiniz.

GÜNEŞ YANIĞI ACISINA NE İYİ GELİR?

Güneş yanığına zeytin yağı sürmek acının hafiflemesini sağlar.

Güneş yanığı acısına kesin çözüm yöntemlerinden biride lavanta yağı sürmektir.

Aloe vera jeli yanık olan bölgeye sürüldüğünde acının hafiflemesini sağlar.

Sallama çay poşetleri yanıkların acısının hafiflemesini sağlar.

Cilt problemleri için önerisi arayanlar için milyonlarca çeşit bulunuyor. Bu ürünlerden biri de Hametan krem. Yalnızca eczanelerde satılan Hametan krem, ilgi çektiği kadar cilde etkileriyle de birçok kişinin favorisi haline geldi. Peki Hametan krem niçin kullanılır? Hametan kremin cilde etkileri nelerdir? Hametan kremin fiyatı ne kadardır? Hametan krem cilde nasıl uygulanır? Hametan kremi ile ilgili merak ettiğiniz ne varsa cevabı yasemin.comda!

Hemetan, krem formunda satıldığı gibi hametan pomad olarak da satılmaktadır. Sadece hametan pomad biraz daha yağlıdır ama genelde etken maddeleri aynı olduğu için ikisini de tercih edebilirsiniz. Reçete satılan bir krem olmasına rağmen etkili olmasından dolayı sıklıkla herkes tarafından tavsiye edilen bir kremdir.  30 gr ve 50 gr olarak alüminyum tüplerde satışa sunulan Hametan, etken maddesi Hamamelis virginiana kremin en etkili bileşendir ve ortalama 100 gramda 25 gram Hamamelis virginiana bulunur.  Hmetan ekten maddesi olan Hamamelis virginiana neredeyse her cilt sorununa derman olmaktadır. Açıkçası kremin içerisinde bulunan bu madde; Hamamelis virginiana sulu özütü; doku büzücü kanamayı durdurucu iltihap giderici etkilere sahiptir. İyileştirici etkisi ile; deriye ait yaralanmaları takiben, söz konusu bölgede deri proteinlerinin çökmesini sağlayarak doku büzücü ve kalınlaştırıcı etki gösterir. Deriye ait yaralanmaları takiben, söz konusu bölgede kanama süresini kısaltır, pıhtılaşma sürecini hızlandırır.

HAMETAN KREM NE İŞE YARAR?

Hametan krem sadece cilt sorunları ile başı dertte olanlar değil, iyi bir nemlendirici önerisi arayanlar için de ideal bir üründür. Çoğunlukla sosyal medyada bayanların birbirine önerdikleri bu kremin asıl amacı yanık izleri, cilt lekeleri, sivilce izleri aynı zamanda daha birçok lekelerin giderilmesi için üretilmiştir. Sosyal medyada oldukça fazla övülen bir krem olsa da doktora danışmadan alındığında hassas ciltlerde sivilce ve farklı sorunlara yol açmıştır. Bu durumda mutlaka bir doktora danışılarak kullanılmalıdır.

Hametan ve Hametan Pomad;

Cilt pişiklerini kısa sürede iyileştirir,

Cildi yenileyerek, canlı görünmesine yardımcı olur,

Sivilce izlerini yok eder,

Yara izlerinin kaybolmasını sağlar,

Kurumuş çatlamış, yıpranmış cilde bakım yapar ve onarır,

– Cilt renk tonunu eşitler,

– Yatak yaraları, açık yaralar ve ameliyat yaralarına iyi gelir,

– 1. ve 2. derece yanıkların tedavisinde kullanılır.

HAMETAN KREM NASIL KULLANILIR?

Hametan krem mutlaka doktora danışılarak cilde uygulanmalıdır. Eğer doktora danışılmazsa ciltte farklı sorunlar meydana gelebilir.

Hametan kremi uygulamadan önce mutlaka cildinizi ya da o bölgeyi güzelce temizleyin.

Nohut büyüklüğünde parmağınızın ucuna alıp, yumuşak hareketlerle ovalayarak sürün.

Krem bitinceye kadar sürmeye ovaladıktan sonra eğer açık yarak yoksa üzerini kapatmanıza gerek yoktur.

HAMETAN KREMİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Hametan krem, neredeyse yan etkisi bulunmayan kremler arasındadır. Genelde yan etkilerde etken maddeye karşı hassasiyeti olan kişilerde görülür ve bunlarda Deri döküntüleri, Yüz, dudaklar, dil yada gırtlakta şişme.  Bu yan etkileri gördüyseniz kreme karşı alerjiniz var demektir.

HAMETAN KREM FİYATI NE KADAR?

Hametan kremin 2019 fiyatı En Yüksek 10.09 TL, En Düşük 8.18 TL’dir.

Halk arasında yeni dünya olarak bilinen malta eriğinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Peki malta eriğinin faydaları nelerdir? Malta eriği hangi hastalıklara iyi gelir? Doğada bulunan en iyi A vitamini olan malta eriği hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Haberin detayında kan basıncını düzenlemede etkili olan malta eriğine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Gülgiller ailesine ait olan malta eriği anayurdu Çin olarak bilinse de yetiştirilmesi ilk kez Japonya’da yapılmıştır. Daha sonralardan Akdeniz ve Avrupa ülkelerinde yaygınlaşır. Ülkemizde Akdeniz Bölgesi’nde yetiştirilir. Malta eriği ağacı yaz kış yeşil kalabilir. Ayrıca bu ağaç yaprak dökmez. Ağaçta yetişen meyve malta eriği, yeşil bir renkten sonra olgunlaştıkça sarı renge dönüşür. Ekşi tatlı karışık bir tada sahiptir. Meyvenin içindeki çekirdekler kaynatılıp suyu tüketildiğinde mide asidini düzenler. Sindirimi rahatlatır. Doğu Asya’da 800’den fazla çeşidi olan malta eriği, şekil olarak küçük armuta benzer. Malta eriği pastalarda ve soslarda kullanılır. Ayrıca malta eriği salata, reçel ve şeker şurubu yapılarak tüketilir. Malta eriği iyice yıkanarak tüketilmesi tavsiye edilir. 

MALTA ERİĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– Düşük kaloriye sahip olan malta eriği lif ve pektin açısından zengindir. Pektin kolonları yumuşatarak besinlerin daha rahat dışkılanmasını yapar. Bu özelliği sayesinde kolon kanseri gibi riskli hastalıkların önüne geçer. 

– Güçlü bir A vitamini sayesinde göz sağlığını da korur. Vücudun ihtiyacı olan yüzde 50 karşılar. İçerdiği yüksek antioksidan sayesinde gözdeki virüsleri engeller. Göz içindeki vitamin seviyesini dengeler. 

– A vitamini sadece göze değil aynı zamanda vücudun diğer organlarında da fayda sağlar. Yapılan araştırmalarda flavonoidler bakımından zengin olan malta eriği, akciğer ve ağız boşluklarındaki hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Böylece tümör ve kanser riskini azaltır. 

– Malta eriği, kan şekerini düşürür. Bu sayede diyabet hastalığına yakalanma riski azalır. Uzmanlarda diyabet hastalarını kan şekerini düzenlemek için malta eriği çayı öneriyor. Bunun için malta eriği yaprakları ya da çekirdekleri kaynatılarak çay hazırlanabilir. Malta çekirdeği insilün ve glikoz seviyelerini düzenler. 

– Kil topraklarında yetiştiğinden demir ve bakır bakımından oldukça zengindir. Demir kan hücrelerini artırır. Demir eksikliği olan kişilerin bol bol tüketmesi tavsiye edilir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Günde 5 tane malta eriği yiyerek demir eksikliği giderilmiş olur.

– Çin alternatif tıbbında malta eriği yaprakları çekirdekleri ile beraber kaynatılır. Hazırlanan bu su boğazlardaki enfeksiyonu temizler. Güçlü bir balgam söktürücüdür. Ayrıca akciğerlerdeki virüsleri söker atar. 

– Kronik uykusuzluk günümüzde giderek yaygınlaşır. Bu hastalığın önüne geçmek için uzmanlar ilaçlardan önce doğal karışımlar tüketilmesini öneriyor. Rahat bir uyku için gece yatmadan 3 tane malta eriği tüketilmesi yeterli olur. 

– K vitamini bakımından zengin olan malta eriği, kemik ve kas sağlığını güçlendirir. İleri yaşlarda görülen kemik erimesi gibi hastalıkların riskini azaltır.

Anne ve babalar için oldukça heyecan verici bir döngü olan yürüme evresinde, bebeğinizin erkenden yürüyebilmesi hatta size koşabilmesi için ebeveyni olarak bazı alıştırmalar yapabilirsiniz. Bebeğinizin ne zaman yürüyeceğini merak ediyorsanız bu haberimiz tam size göre! Peki bebekler ne zaman yürür? Bebekler nasıl kolay yürütülür? Bebeklerde yürüme belirtileri neler? Bebeklerde emekleme ve yürüme alıştırmaları…

Her anne ve babanın bebeklerinde heyecanla beklediği ve yaşamak istediği bazı anlar vardır. Bu anlar doğum sonrasındaki ilk görüş, ilk dokunuş, ilk emzirme, ilk bakım, ilk adım ve ilk cümlelerdeki gibi olması gerekenlerin başlangıcıdır. Bebeğiniz gelişim özelliklerine göre belirli bir döneme geldiğinde yürüyecek hatta size koşacaktır da! Sizde bebeğinizin bu gelişimini erken dönemde izlemek istiyor ve bunun için elinizden geleni yapmaya hazırsanız, bu önerilerimizi mutlaka dikkate almalısınız. Peki bebeğinizi yürümesi için nasıl cesaretlendirebilirsiniz? Bebekler ilk ne zaman yürüyebilir? Yürüme alıştırmaları nasıl yapılmalı? İşte bebeğinizi yürütmenin yolları…

Her çocuğun gelişimi aynı derecede ilerlemez iken siz kendi çocuğunuzun gelişimine destek olmak için bazı şeyler uygulayabilirsiniz. Genel açıdan bakacak olursak çocukların birçoğu ilk adımlarını 11-14 ayları arasında gerçekleştirebilmektedir. Yürüyebilen çocuklarda izlenen ilk belirti bebeğin öncelikli olarak ayakta durabilmesidir.

Ayakta durduktan sonra devamında anne ve babanın yürüme alıştırmaları durumunda desteklemesi oldukça önemlidir. Bebeğin gelişimini daha hızlı ilerletmek için ebeveynler büyük bir sabırla çaba göstermelidir.

BEBEKLER NE ZAMAN YÜRÜYEBİLİR?

Yeni doğan döneminde bebeklerde görülen bazı ilkel refleksler vardır. Bu reflekslerden bir tanesi de yürüme refleksidir. İlk 3-4 ayda eşlik eden bu refleksi görebilmek için bebeğin ellerinden tutup ayakta durdurulmaya çalışması ile görülür. 4. aydan itibaren kendilinden kaybolan bu reflekste ilk adım aslında bu aşamada atılır. Yürümeyi keşfeden bebekte, herhangi bir sağlık sorunu yoksa 11. aylarda yürüme görülebilir.

18 ya da 19. ay olmasına rağmen hala yürüme eylemi görülmüyorsa sorunun işareti değildir. Yürüme zamanı için başlangıç 18. aylarda olabilir ancak ilerleyen zamanlarda hala daha yürüme görülmüyorsa bebek mutlaka doktora götürülmelidir.

BEBEKLER NASIL YÜRÜTÜLÜR?

Ebeveynler, bebeklerini ilk önce ayakta durmaya alıştırmalı daha sonra adım attırmaya çalışmalılar. Peki bu süreç içerisinde ebeveynler bebeklerinin yürümesine nasıl destek olmalıdır? İşte yapılabilecekler…

1- Bebeğinizin sırt kaslarının gelişmesi konusunda elinizden geleni yapın. Bu anlamda bebeğinizin kafa ve boyun kısmını hareket ettirebilirsiniz.

2- Bebeğinizi sevdiği nesnelere karşı ilerlemesi için yönlendirin. Doktorlar bu yöntemin oldukça işe yaradığını belirtiyor.

3- İtmeli ve çekmeli oyuncaklar denge gelişimini  olumlu etkiler.

4- Bebeğinizin daha rahat ve kolay denge kurabilmesi için ev içerisinde yalın ayak dolaşmasını sağlayın. Ayrıca çok şekilli ve renkli ayakkabılar bebeğinizin ilgisini dağıtarak denge bozabilmektedir.

5- Bebeğinizin gelişimini oyunlarla destekleyin. Mesela onunla birlikte ya da onun önünde sizi takip etmesini isteyebilirsiniz.

BEBEKLERDE GEÇ YÜRÜME NEDENLERİ

1 yaş civarında yürüyebilen bebekler olduğu gibi 18 aylık olmasına rağmen hala daha yürüyemeyen bebeklerde vardır. Bebeklerdeki yürümenin gecikme nedenleri hem ruhsal hem de bedensel olabilir. Genetik anlamda yürüme gecikmeleri bebeğin boy ve kilo oranına, doğumun erkenden gerçekleşmesinden ailelerin aşırı korumacı tutumuna ya da bebeklere gerekli cesaretin verilmemesinden kaynaklanabilir.

Psikolojik sorunlar yürümede gecikmenin önemli işaretlerindendir.

Bebek gelişim açısından yürüyebilecek pozisyonda iken ebeveynin panik halinde yürüme konusunda tedirgin hareketler sergilemesi direkt olarak bebeği etkileyebilmektedir. Bebeğin devamlı oturur vaziyette tutulması ve oynatılması yürüme eylemini geciktirebilir. 

YÜRÜME EVRESİNDE YAPILAN HATALARA DİKKAT!

Biz yetişkinlere göre çok daha savunmasız olan bebeklere karşılık aşırı koruyucu olan ebeveynler, istemeden bebeklerinde bazı gelişim geriliklerine sebep olabilir. Ağaç yaş iken eğilir sözünden yola çıkarak çocuklara bazı şeylerin erken dönemde öğretilmesi gerektiğini çıkarabiliriz.

Bu nedenle herhangi bir tehlike söz konusu olmadığında bazı durumlarda bebeğinizin zorluklarla mücadele etmesine izin vermelisiniz. Yürüme alıştırmaları evresinde yalpaladığı zaman cesaretlendirmeli ve hareketi yeniden denemesine izin vermelisiniz.

Ülkemizde genellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaygın olarak görülür. Tıp dilinde bruelloz virüsü ile bulaşır. Bu virüs genellikle bruelloz virüsüne yakalanmış hayvanlardan insanlara geçer. Peki brusella hastalığı nedir? Brusellanın belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Sizler için halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteren brusella hakkında merak edilenleri derledik.

Bruselloz virüsünün neden olduğu brusella hastalığı genellikle inek, keçi ve koyun gibi hayvanların etinden, sütünden bağışıklık sistemimize bulaşır. Eklem ağrıları ile kendini gösteren bu hastalık, belirti olarak diğer hastalıkları taklit ettiğinden uzmanlar uzun süre teşhisini koymakta zorluk çeker. Bu hastalık ilkbahar ve yaz aylarında daha fazla görülür. 15 yaş grubunun bu hastalığa yakalanma oranları yüksektir. Kentteki insanlardan çok, köylerdeki insanlar bu bakteriye yakalanma açısından tehlike altındadır. Ayrıca yüksek ateşte kaynatılmamış sütten yapılan yoğurt ve taze peynir de bakteriye yakalanma riskini artırır. 

BRUSELLA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sırt, bel, diz ve bileklerde şiddetli ağrılar,

Yeme bozukluğuna bağlı iştah ve kilo kaybı,

Nedensiz terleme ve ateşlenme sonrası bilinç kaybı,

Gece aniden terlerle uyanma,

Diz kemiklerinde ağrılar,

Kusma ve ishal gibi belirtiler hastalığının şiddetini artırdığının göstergesi,

Kalp, dalak, lenf ve karaciğer büyümesi ise en ciddi belirtilerindendir. 

BRUSELLOZ HANGİ BESİNLERDEN BULAŞIR?

Sığır, koyun ve keçi gibi hayvanlardan ve bu hayvanların ürünlerinden elde edilen süt ve süt ürünleri aracılığıyla insanlara bulaşan bir enfeksiyondur. Halk arasında koyun hastalığı, peynir hastalığı gibi isimlerle de adlandırılan hastalık; ülkemizde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde daha sık görülmekle birlikte bütün bölgelerde gözlenmektedir.

BRUSELLA TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Uzun bir süre insan vücudunda yaşayan bu bakterinin azalması veya yok olması için ilaç tedavisine başlanılır. İlk evrede teşhis edilen brusella hastalığına antibiyotik tedavi uygulanır. Böylece bakteri üç ayda vücuttan atılır. Bu da bakterinin kronikleşmesini engeller. Ancak brucelloz bakterisi erken teşhis edilmediğinde kalp hastalıkları ve nörolojik rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Tedavi, hem brucella hastalığına göre hem de kendisi ile beraber gelişen diğer hastalıklara göre uygulanır.

Kısa ve orta boylu kadınların bir kombin oluştururken önemsedikleri en dikkat çekici durum boy kavramıdır. Birçok kişi bilmese de, giyecekleri kıyafetlerle boylarını uzun tutmaları mümkün. Peki bunu nasıl başarabilirsiniz? Doğru kombin hazırlama teknikleri nelerdir? Boyu uzun göstermek için en uygun ayakkabı ve elbise modelleri nedir? Sizler için boyu uzun göstermenin püf noktalarını derledik. Detaylar haberimizde.

Bir kombin hazırlarken dikkat edilmesi gereken birçok nokta bulunuyor. Bunlar herkes tarafından bilinen ve uygulanan noktalardır. Ancak herkesin net olarak bilmediği ve yalnızca küçük detaylarla uygulanabilecek önemli kombin önerileri de mevcut. Bunlardan biri, yaptığınız kombinlerle boyunuzu uzatma fırsatıdır. Evet, yanlış okumadınız… Uygulayacağınız birkaç küçük kombin detayı ile kendinizi olduğunuzdan daha uzun gösterebilirsiniz. Peki bunu sağlamanız ne derece mümkündür? Boyu uzun göstermek konusunda hangi ayakkabı, elbise ve çanta modellerini tercih etmeniz gerekir? Sizler için boyunuzu olduğundan daha uzun göstermenizi sağlayacak püf noktalarını bir araya getirdik. Bilinmesi gereken her şey için haberimize yakından göz atın! İşte tüm detaylar:

BOYU UZUN GÖSTERMENİN PÜF NOKTALARI

İster kısa boylu olun ister orta boylu… Amacınız kendinizi hem şık hem de olduğunuzdan daha uzun göstermek ise, uygulayacağınız birkaç küçük tüyo var. Öyleyse şimdi bu tüyolara yakından bakalım:

ZARA – PANTOLON: 120 TL

ZARA – BLUZ: 120 TL

– Renk cümbüşünden uzak durun. Tek bir renkle kombinlerinizi tamamlayın. Örneğin; düz siyah bir elbise, mavi kot pantolon ve gömlek kombini gibi.

– Bol parçalardan uzak durun. Uzun boylu bir görünüm elde etmek için vücudunuza oturan modelleri kullanın.

BAMBİ: 120 TL

BAMBİ: 60 TL

– Topuklu ayakkabı tercih ediyorsanız, kombin konusunda elbise ve etek en uygun model olacaktır. Yine yüksek platform bir spor ve sandalet ayakkabı da işinizi görecektir.

– Yatay çizgiler her zaman kilolu gösterir. Bu nedenle bu çizgilerden olabildiğince uzak durun. Boyunuzu uzun tutabilmek için dikine çizgiler tercih edin.

– Çanta konusunda belden biten modeller kullanın.

BAMBİ: 50 TL

BAMBİ: 50 TL

KOTON: 78 TL

KOTON: 78 TL

Sokak lezzetlerinin başında gelen çatal kurabiye, genellikle simitçilerin sattıkları arabalarda yer alıyor. Küçük büyük herkesin çok sevdiği çatal kurabiyeyi evde sağlıklı koşullar altında da pişirebilir, çocuklarınızın öğle yemeği saatinde yapabilirsiniz. Peki evde çatal kurabiye nasıl yapılır? Nefis pastane usulü çatal kurabiyenin tarifi bugünkü yazımızda.

Misafilerinize çay saatlerinde dışarıda satılan lezzetli çatal kurabiyeyi sadece 15 dakika kolayca yapabilirsiniz. Damaklarda iz bırakan çatal kurabiye mahlep kokusuyla da evinizi buram buram kokutacak. Pastanelerin klasik tatlarından çatal kurabiyeyi evde ve aynı pastane lezzetiyle yapmak çok kolay. Küçük büyük herkesin çok sevdiği çatal kurabiye, ağızda dağılan kıvamı, üzerindeki susamları ve mahlep kokusuyla vazgeçilmeziniz olacak. Peki evde adeta pastanelerden ya da sokak simitçilerinden alınmış gibi çatal kurabiye nasıl yapılır? Çatal kurabiye yapmanın püf noktaları nelerdir?

PASTANE USULÜ ÇATAL KURABİYE TARİFİ:

MALZEMELER

1 adet yumurta akı (sarısı üzeri için)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı yoğurt
2 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz
150 gram margarin 
1 tatlı kaşığı mahlep
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Üzeri için;

Çörek otu

YAPILIŞI

Derin bir kabın içerisine tüm malzemeleri alıp güzelce yoğurun. Daha sonra ele yapışmayacak kıvama geldiğinde ceviz büyüklüğünde bezeler oluşturup, istediğiniz şekli verin.

Yağlı kağıt serili tepsiye dizdikten sonra üzerine yumurta ve çörek otu serperek 180 derece 15 dakika kadar pişirin.

Soğuduğunda servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…