Şunun için etiket arşivi: Kadın

En koyu sohbetlere eşlik eden, kuru yemişler arasında severek tüketilen soya fıstığının son yıllarda satışı arttı. Hal böyle iken soya fıstığı hakkında merak ettiğimiz tüm soruları yanıtlamak bize düştü. Soya fıstığı nedir? Soya fıstığı nasıl yapılır? Soya fıstığı kaç kaloridir? Soya fıstığı kilo verdirir mi? Tüm soruların yanıtı haberimizde.

Soya fıstığı; bilinen bir diğer adı ile soya kaplı fıstık, kabuklu fıstığın soya sosu ile üretilen halidir. Soya sosu ile kavrulan fıstıklar, hafif bej renginde bir görünüme sahip olur. Yuvarlak bir şekle sahip olan bu fıstık türü, bazı firmalar tarafından üretilip paketler halinde satılmaktadır. Genellikle kuru yemiş dükkanlarında taze haliyle yer alan soya kaplı fıstık, içeceklerin yanına yakışan lezzetli bir atıştırmalıktır. Ağızda bıraktığı gevrek ve çıtır tat ile kendine hayran bırakma şansı çok yüksek olan soya fıstığı, bazen baharatlı soya sosu ile de hazırlanmaktadır. Baharatlı olanlarda acımsı bir tat verebilir. Bu nedenle acı ile aranız yoksa sade soyalı fıstık tüketebilirsiniz. Bu fıstık türü bazen leblebi ile de hazırlanmaktadır. Soya soslu çıtır leblebi ile soyalı fıstık sıkça karıştırılan bir besindir.

SOYA FISTIĞI NASIL YAPILIR?

Soya fıstığı, özel olarak hazırlanan soya sosuna batırılan yer fıstığının kavurma işleminden geçmesi ile oluşur. Gündemde yer alan haberlere göre bazı üreticiler, un ve su ile hazırladıkları sosu soya sosu ile tanıtmaktadır ve bu tanıtım yanlış bir satış politikasını yansıtır. Tüketiciler soya soslu fıstığı yerken bir nebze tatlı biraz da çıtır bir tat alır. Soya fıstığını taze olarak tüketmeniz önerilir. Tazeliğini ise çıtır sesinden ve tadından anlayabilirsiniz.

SOYA FISTIĞI KAÇ KALORİDİR?

Beslenme düzeninde kalori hesabı yapanlar için çok sevilen soya fıstığının kalorisini hesapladık. Kuru yemiş tüketiminin ölçülü olması gereken diyet günleri ise soya fıstığı konusunda biraz hassas geçecek gibi görünüyor. 

1 adet soya fıstığı: 16 kalori
5 adet soya fıstığı: 78 kalori
1 porsiyon soya fıstığı: 62 kalori
50 gram soya fıstığı: 260 kalori
100 gram soya fıstığı: 520 kalori

SOYA FISTIĞI NE KADAR? SOYA FISTIĞI NEREDEN ALINIR?

Yoğun rağbet gören soya fıstığı hemen hemen tüm market ve büfelerde satılmaktadır.
Firmalar tarafından satışa sunulan soyalı fıstık paketler halinde olacağı gibi dilediğiniz miktarda da satılmaktadır. Son güncel rakamlara göre soya fıstığı fiyatı 20 TL ile 25 TL arasında değişmektedir.

Sabah kahvaltılarının en sevilen lezzeti olan omlet, hem besleyici hem de çok sağlıklı bir yemektir. Yapımı basit olan omlet kahvaltı sofralarına çok yakışıyor. Peki, en güzel omlet nasıl yapılır? Omlet yapmanın püf noktaları nelerdir? İşte sizlere lezzetli omlet yapmanın doğru yolu…

Omlet, Japonya’dan, Amerika’ya kadar dünyanın pek çok yerinde yumurtadan yapılan bir yemek çeşididir. Tavada kısa sürede yapılan omlet, daha çok kahvaltılarda tercih edilse de doğru malzemelerle çok güzel bir öğle veya akşam yemeği olabilir. Genelde sade yapılan omlet, yumurtaya katılan başta peynir çeşitleri, et ve sebzeler ile birçok farklı çeşidi ve tarifi vardır. Hazırlaması çok kolay olan omlet, içine katacağınız birbirinden farklı ve leziz malzemeler ile kahvaltınıza ayrı bir keyif katacaktır. Belki de hiç denemediğiniz omlet tarifini haberimizde bulabilirsiniz. Peki kıvamında omlet nasıl yapılır? Omlet tarifinin püf noktaları nelerdir? Omlet kaç kaloridir? İşte nefis omlet tarifleri ve merak edilenler…

OMLET TARİFİ:

MALZEMELER

3 adet yumurta
Yarım su bardağı un
Yarım çay bardağı süt
Tuz
Yağ

YAPILIŞI

Öncelikle derin bir kabın içerisine yumurtaları alarak güzelce çırpın.

Köpük köpük kıvama geldiğinde üzerine unu ilave edin ve karıştırma işlemine devam edin.

En son süt ve tuzu ilave ettikten sonra tavaya yağı koyun.

Yağ kızdığında karışımı tavaya alın. Güzelce alt üst yaparak pişirin.

Pişen omleti sıcak sıcak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

OMLET YAPMANIN PÜF NOKTALARI

Omletler sadece yumurta ya da süt, süt kreması ilavesi yapılarak pişirilebilir. Omletler pişirilirken ya da pişme sonrası değişik garnitürler ilave edilerek servis edilebilir.

İyi bir omlet yapmak için olması gereken en önemli malzemelerden biri oda sıcaklığından bekletilmiş taze yumurtalardır. Bu nedenle yumurta seçerken çok dikkatli olmak gerekir.

Omlet yapmak için kullanılacak olan tavada çok önemlidir. Omlet tavası demir döküm, granit ya da seramik olmalıdır. 

Omlet için kullanılan yumurtaları bir kabın içerisine kırın ve ister el çırpıcısıyla ister mikserle olabildiğince çırpın.  Eğer omletinizin tadının yumuşak olmasını istiyorsanız içine süt ya da krema koyabilirsiniz. 

Omlet pişerken mutlaka spatula ile çevirin.  Pişirme esnasında tereyağı kullanmaya özen gösterin. Eğer ters çevireceğiniz omletinizin bozulacağını hissediyorsanız, spatula yardımı ile kenarlarından hafifçe kaldırarak üstteki yumurtanın omletin altına akmasını sağlayabilirsiniz. Sonra da tavanın üzerine bir kapak ile kapatıp omletinizin bir süre kendi sıcaklığı ile pişmesini bekleyin.

Fırında da omlet yapabilirsiniz. Fırın kabınızı güzelce yağlamanız omletinizin yapışmasını önler. Yumurtanızı döktükten sonra fırın kabınızın üstünü folyo ile örtebilirsiniz.

OMLET KAÇ KALORİDİR?

Orta büyüklükte 1 porsiyon peynirli omlet yaklaşık olarak 240 kaloriye denk gelmektedir.

Güzelliklerle dolu ülkemizin en meşhur ve Kayseri ilimizin vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan mantı, adeta bir kaşığı kendine hayran bırakıyor. Yurt dışından gelen turistlerin odak noktası olan mantının ev yapımı olan tadı bir başka. Annelerimizin elinden çıkmış gibi lezzetli mantı yapmak istiyorsanız hazırladığımız habere göz atmalısınız. Mantı nasıl yapılır? Mantıyı buzlukta saklamanın püf noktaları nelerdir? Detaylar yazımızda.

Mantı,  çeşitli baharatlarla çeşnilendirilen kıymanın, küçük hamur parçalarının içine konulması ve bu hamur parçalarının suda haşlanması ile yapılan yemektir. Türk mutfağında meşhur olduğu kadar Orta Asya mutfaklarının da bir parçası olan mantı, hem doyurucu hem de lezzetiyle damaklarda iz bırakıyor. Osmanlı sultanlarının bize mirası olarak kalan mantı buharda, suda, yağda ya da fırında pişiriliyor. Haftanın beş günü Fatih Sultan Mehmed’in sabah sofrası için mantı pişirildiği bilinenler arasında. Peki bu kadar meşhur olan mantı evde nasıl yapılır? Evde mantı yaparken nelere dikkat etmelidir? Mantı çok olunca buzlukta nasıl saklanır?

MANTI TARİFİ:

MALZEMELER

3, 5 su bardağı un
1, 5 su bardağı ılık su
1 yumurta
1 çay kaşığı tuz

İçi için;

200 gram yağsız kıyma
1 adet soğan
Tuz, karabiber, pulbiber

YAPILIŞI

Öncelikle derin bir kabın içerisine unu alarak ortasını havuz şeklinde yapın. Daha sonra yavaş yavaş tuz ve yumurtayı koyup karıştırın. Hamurun durumuna göre uygun miktarda da yavaş yavaş su ilave etmeyi unutmayın.

Hazırladığımız hamurun sert olması bu adımda çok önemlidir. Hamuru hazırladıktan sonra 2 eşit parçaya bölün. Yarım saat kadar dinlenmesini sağlayın.

Bu sırada iç malzemeleri hazırlayabilirsiniz. Kıymayı bir kaba alıp, minik minik doğranmış soğanları üzerine ilave edin. Baharatları da ekledikten sonra elinizle yoğurun.

Dinlenen hamuru börekten biraz daha kalın olacak şekilde açın. Açılan hamuru eşit parçalar halinde kare kare kesin.

Kare kare parçalara böldükten sonra hazırladığınız iç harcı karelerin orta kısmına yerleştirip, 4 ucu birbirine gelecek şekilde katlayın.

Geniş bir tepsiye un serpip hazır hale gelen mantıları içine atın. Tüm hamur için aynı işlemi yapıp bitirdikten buz dolabının dondurucu kısmında bir süre bekletin.

Yaklaşık yarım saat sonra buz dolabı poşetine koyarak derin dondurucuda uzun süre saklayabilirsiniz.

İstediğiniz zaman kaynayan suyun içine atarak pişirebilirsiniz.

Afiyet olsun…

MANTI YAPMANIN PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Mantı hamuru, rahat şekil verebilmeniz için sert yapıda olmalıdır. Hazırladığınız hamur bezelerini, unlanmış mutfak tezgahı üzerinde açın.Haşlama esnasında açılmaması için; mantıları sıkı bir şekilde kapatın.

Hamura ekleyeceğiniz unu azar azar kıvamına göre ilave edin. Piyasada satılan unların sertlik derecesi farklı olduğu için kıvamına gelmesi için eklemeniz gereken un miktarı değişebilir.

Mantı harcına koyulan soğan kesinlikle rendelenmemelidir. (soğan suyu mantı tadını bozuyor). Soğanlar bıçak yardımıyla çok küçük olacak şekilde kesilmelidir.

Güzel kokusu ile bilinen lavantanın insan sağlığına faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Peki lavantanın faydaları nelerdir? Özellikle yağı kullanılan lavanta hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Lavanta yağı nerelerde kullanılır? Haberin detayında eski çağlardan beridir kullanılan lavanta ve lavanta yağına dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Kozmetik sektöründe çok kullanılan lavanta içeriği çözücü maddeler sayesinde aslında sağlığımıza da faydaları vardır. Yüzyıllardır bitkisel tedavide kullanılan lavantanın ağrı kesici özelliği sayesinde Osmanlı zamanında savaşlarda her askerin cebine konulduğu biliniyor. Ballıbabgillerden olan lavanta Akdeniz bitki örtüsüne aittir.  Atlas Okyanusu kıyıları boyunca devam eden lavanta bitki örtüsü geniş bir alana sahiptir. Çalı görünümde yetişen lavanta ucundaki mor renkli yapraklardan etrafa hoş bir koku yayılır. Ayrıca bu yaprakların sıkılması çıkan yağı ile uçucu yağlar arasında en meşhur olanıdır. Temmuz aylarında toplanmaya başlanan lavantaların estetik açıdan da çok güzel göründüğü için fotoğraf çekimlerinde tercih edilir. Kozmetik ve ilaç sanayisinde kullanılan lavanta içerdiği anti-enflamayuar sayesinde sakinleştirici bir özelliği vardır. Eski çağlardan beri cilt temizliğinde, romatizma, burkulma ve kırık bölgelere pamuk yardımıyla uygulanır. 

LAVANTANIN FAYDALARI NELERDİR?

En yaygın faydası içerdiği çözücü madde sayesinde depresyona iyi gelmesidir. Yapılan araştırmalarda lavanta, sinir hücrelerini yenileyerek stres ve sinirlilik gibi psikolojik sorunların riskini azalttığı gözlenmiştir.

Beyindeki bazı hasarlar uyku problemini ortaya çıkarır. Bu durumun yaşanmaması için yatmadan önce boyun ve bileklerinize lavanta yağını sürünüz. Lavantanın içinde bulunan sakinleştirici maddeler sayesinde beyindeki hücreleri melatonin hormonunu artırarak rahat bir uyku çekmenizi sağlar.

Mevsim geçişlerinde yaşanan üstü solunum yolu enfeksiyonuna bağlı ortaya çıkan iltihaplanmayı vücuttan atar. Ayrıca boğaz şişkinliği ve yutkunma zorluğu içinde birebir fayda sağlar. 

Kozmetik ürünlere alerjisi olanların lavantayı kullanarak doğal parfüm elde edebilir. Aynı zamanda dudak koruyucu, cilt yanığı ve güneşin ciltteki zararlı etkilerini yarı yarıya indirir.

Protein eksikliğine bağlı ortaya çıkan kas ağrılarını da dindirme özelliği olan lavantayı masaj yaparak kaslarda oluşmuş ödemleri atabilirsiniz. 

İyi bir antioksidan olduğundan vücutta bulunan zararlı hücreleri idrar yolu ile atarak, böbreklerde taş oluşumunu engeller.

LAVANTA YAĞI NERELERDE KULLANILIR?

Banyo yaparken kullanılan suya eklendiğinde vücut ağrılarını azaltır. Düzenli bu uygulamada kan basıncı dengelenir.

Kaldırılan kıyafet ve yataklara döküldüğünde buralarda güve olmasını engeller. Hoş bir koku bırakır. Dolapların içerisine de dökülebilir. 

Yatmadan önce kaynamış bir bardak suyun içine damlatılarak rahat bir uyku çekmenizi sağlar. Ayrıca sinirleri sakinleştirerek stres ve yorgunluk gibi sağlık sorunlarını iyileştirir.

Gece yatmadan önce lavanta yağı ile kaç ve kirpikler temizlendiğinde buralarda oluşma ihtimali olan parazitlerin hasar oranlarını sıfırlar.

Ayak tabanına ve enseye sürülüp masaj yapıldığında buralardaki vücut noktaları sayesinde gün boyu oluşan kas ve kemik ağrılarını dindirir. Ödem oluşumunu azaltır.

Tatil planları yapıyor ve ailecek güzel bir tatilin keyfini çıkarmak istiyorsanız, tatilinizin kabusa dönmemesi için dikkat etmeniz gereken bazı önemli hususlar vardır. Peki bebekler kaç aylık iken havuza ya da denize sokulabilir? Bebekleri havuza sokmadan önce nelere dikkat edilmeli? Bebeklerin havuza girmesinde sakınca var mı? İşte bebekli ailelerde yaz tatilinde dikkat edilmesi gerekenler…

Kavurucu sıcakların hakim olduğu şu günlerde keyifli bir yaz tatili için deniz hayali kuran çiftlerin bebekleri ya da küçük yaşta çocukları varsa dikkat etmeleri gereken bazı noktalar vardır. Tatil planı yapan ailelerin kafalarını karıştıran konulardan birisi de bebeklerini denize yada havuza sokmanın herhangi bir zararı olup olmadığıdır. Bebeğin hangi ayda olduğu ve  herhangi bir rahatsızlığı olup olmadığı ise dikkat edilmesi gereken şeylerin en başında gelir. Peki bebekler havuz/deniz suyundan mikrop kapar mı? Bebekler kaç aylık iken suya sokulabilir? Bebeklerle ilgili yaz tatiline yönelik merak edilen sorular…

BEBEKLER DENİZE YA DA HAVUZA GİREBİLİR Mİ?

Bebeklerin havuza ya da denize girebilmesi için ilk önce doktorun onayı gerekir. Herhangi bir sağlık sorunu tespit edilmediyse havuza ya da denize girmekte bir sakınca yoktur. Ancak bebeklerin denize girebilmesi için bazı hususlara dikkat etmek gerekir. Öncelikle bebeğin başını tam anlamıyla dik tutabilmesi gerekir ve bu hareketi yapabilmeleri için en az 2 aylık olmalıdır.

Uzun süreli dik tutuş için 3-5 ay arası beklenebilir. Bebeğin hastalıklara karşı korunması için öncelikle aşıları tamamlanmalıdır. Özellikle de ilk altı ay bebekler için çok önemlidir. Çünkü bu dönemde bağışıklık sistemi tam olarak gelişmediğinden dolayı enfeksiyonlara açık hale gelir.

İlk altı ay içerisinde olunması gereken aşılar ise şu şekilde sıralanabilir: BCG (verem), beşli karma aşıları (difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve HIB ) üç doz, pnömokok aşıları üç doz, hepatit B aşıları üç doz ve rotavirus aşıları iki ya da üç doz yapılması gerekir. Aşısı tamamlanan bebeklerin denize girmesinde bir sakınca yoktur.

Gidilecek olan tatil mekanında havuz ya da denizden birini tercih etmeniz gerekiyorsa bunu temiz bir denizden yana kullanmalısınız. Havuzda denize göre klorlama ve sterilizasyon işlemi uygulanmaktadır. Bu işlemler arasında herhangi bir yanlışlık söz konusu olduğunda bebekte dış kulak yolu enfeksiyonu, mide-bağırsak enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu gelişebilir.

Tüm bunların haricinde bebeğin havuz suyu yutmaması gerekir. Ayrıca bebekte klorla egzama gibi cilt hassasiyeti oluşmaması için havuz çok daha risklidir.

HAVUZ SUYUNUN MİKROP KAPMAMASI İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

2 yaşından önce havuza sokmamanız gereken bebeklerde doktorunuzdan onay aldıysanız havuz suyunun mikrop kapmaması için bazı özelliklere dikkat etmelisiniz. Tedbir amaçlı dikkat etmeniz gerekebilecek noktalar ise şöyle:

Suya girmeden önce duş almak,
Ateşli hastalık ya da ishalli bir şekilde suya adım atmamak,
Suya tükürmemek,
Havuza ayakkabı ile girmemek,
Ayakları antiseptik su ile dezenfekte etmek,
Büyük ya da küçük tuvaleti suya yapmamak,
Havuza kapasitesini aşacak şekilde insanın girmemesi önerilebilir.

Asya mutfağından dünyaya yayılan yiyeceği olan Suşhi, ülkemizde adeta meşhur hale geldi. Asya mutfağına merak salanlar aynı zamanda suşhi tutkunu olanlar için evde suşhi tarifini sizlerle paylaşıyoruz. Suşhi nasıl yenir?Suşhinin püf noktaları nelerdir?Suşhi’ye dair tüm detayları yazımızda bulabilirsiniz.

Suşhi; Ana malzemesi ton balığı, uskumru ve yılan balığı olabilen suşhi, karides, ahtapot gibi diğer deniz mahsulleri kullanılarak da hazırlanabiliyor. Türkiye’de hazırlanan suşhilerde hamsi ve ülkemizde ithalatı fazla olan somon da kullanılabiliyor. Bilinen görüntüsüyle ufak yuvarlaklar halinde olan suşhinin sadece çiğ balık etinin dilimlenmesi ile servis edilen türü de var. Ahşap bir kalıptan çıkarılarak hazırlanan kare şeklinde ya da koni biçiminde hazırlanan ve yemek çubuğu ile değil elle yenen türleri de bulunuyor. Bir tür su yosunu olan “nori” arasına bambu bir tahtanın yardımıyla sarılan suşhiler, şeker ve pirinç sirkesi ile tatlandırılmış haşlanmış pirincin ortasına yerleştirilen deniz mahsulünün sarılmasıyla elde ediliyor ve çeşitli soslar ile birlikte yeniyor.Suşhi tabağında çeşitli sebzelerin lezzetlerinden de faydalanılıyor.

Vasabi bitkisinin köklerinden elde edilen ve aynı adı taşıyan sos ve soya sosu, suşinin vazgeçilmez çeşnileri. Suşi, yemek çubuğu chopstick ile tutularak önce soya sosuna batırılır, ardından küçük bir damla vasabi ile tatlandırılabilir. Vasabinin bu kadar az kullanılmasının nedeni çok acı olmasıdır. İlk kez deneyecek kişilerin dikkatli olmasında yarar var.

PEKİ SUŞHİ NASIL YENİR?

Sushi, genele adıyla chopstick, Japonca’da Hashi denilen çubuklarla yenir. Çubuklar rulonun içine batırılmamalıdır. Çubuklarla kapları kendinize çekmemeye çalışmamalısınız.

Sushi yerken soya sosu ve wasabi (yeşil acı sos) karıştırılmaz.Sushi soya sosunun içinde bekletilmez.Wasabi yemek çubuklarının ucuyla sushinin üzerine eklenir ve sushinin yemeden önce soya sosuna hafifçe batırılması önerilir.

EVDE SUŞHİ NASIL YAPILIR?

MALZEMELER

1 su bardağı pirinç
1 su bardağı su
3 adet nori yaprağı (Sushi yosunu)
1/4 (çeyrek) adet avokado
1 adet ufak havuç
1 adet badem salatalık
50 ml pirinç sirkesi (mirin)
Salamura somon füme
Yarım yemek kaşığı şeker
Yarım yemek kaşığı tuz

Yanında;

Soya sosu
Wasabi

YAPILIŞI

Pirinç ılık su ile yarım saat boyunca ıslatın. Daha sonra nişastası gidene kadar iyice yıkayın.  Yıkanan pirinçleri bir bardak sıcak su ile yarım dk en küçük ocakta tam açık ateşte, sonra suyunu tamamen çekene kadar kısık ateşte haşlayın.

Pirinç pişince bir karıştırılıp üzerine bir peçete kapatın ve 15 dakika boyunca dinlendirin. Sonra cam bir kaba alınıp karıştırılarak iyice soğutun.

Küçük bir cezvede 50 ml pirinç sirkesi, tuz ve şeker eriyene kadar ıslatın, hemen pirinçlere ekleyin. 1-2 dk sürekli karıştırılarak homojen bir şekilde pirinçle karışması sağlayın. 

Avokado, havuç ve salatalık kürdan gibi ince ince (Jülyen) doğrayın. Bir kaseye su doldurulup hazırda bekletin. 

Nori yaprağının parlak kısmı bize bakacak şekilde hasır bir servisin üzerine açın. Soğuyan pirinci 3 parçaya ayırın. Her nori yaprağına pirinçin 1/3ü kaşıkla ekleyin, parmak uçları su ile ıslatılarak pirinç yaprağın yer yerine eşit bir şekilde yayılır.

Yaprağın bir tarafına avokado, havuç ve salatalıklar ekleyin. Üzerine salamura somon ekleyip, yavaş yavaş, hasır servis ile iyice sıkılarak rulo haline getirin. 

Bıçağı suya daldırıp, rulonun iki ucundaki sarkan parçalar kesin.Tercihe göre dilimlenerek yanında soya sosu ve wasabi ile servis edebilirsiniz. 

Afiyet olsun…

Sahte güneş gözlüklerini her dört insandan 2’si tercih ediyor. Ancak uzmanlar sahte güneş gözlüklerinin göz sağlığına ciddi hasarlar verdiği konusunda uyarıda bulunuyor. Peki sahte güneş gözlüklerinin neden olduğu zararlar? Körlüğe kadar giden sonuçlar nelerdir? Güneşin gözlere verdiği zararlar nelerdir? Tüm merak edilen bu soruları sizler için araştırdık. Ayrıca uzmanların internetten alınan lens ve güneş gözlükleri konusundaki uyarıları da haberimizin detayında bulabilirsiniz.

Atmosfer, Güneş’ten gelen UV ve IR ışınlarını Dünya’ya indiği esnadaki şiddetini her ne kadar azaltsa da, bu ışınlar vücudumuzdaki en hassas bölgelere yani cilt ve gözlerimize zarar verir. Cilt yüzeyinde kansere bile neden olurken göze ise alerjik konjonktiva, kuru göz, retina, albinizm rahatsızlıkları ve renkli gözlere sahip olan kişiler güneş ışınlarından daha fazla etkilenir. Işınların şiddetinden etkilenmemek için uzmanlar özel çamlı güneş gözlükleri kullanılması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor. Aksi halde güneş ışınları ciddi göz hastalıklarına yol açabilirGüneş gözlüklerine UV ve IR ışınlarını kıran özel filmli camlar takılır. Bu sayede göze gelen güneş ışınları kırılarak sarı noktaya çarpar ve gözün sağlıklı görmesini sağlar. Güneş gözlüklerinin renkli olmasının nedeni de hazırlana özel film camlarından kaynaklanıyor. Ancak bazı merdiven altı üretilen güneş gözlüklerinde bu filmler yerine boya kullanılır ve boya gözde bazı komplikasyonlara neden olur. Işığın kırılması yerine göze direk çarpan ışınların hasara neden olma şiddetini artırdığı yönünde uzmanlar uyarıda bulunuyor. 

SAHTE GÜNEŞ GÖZLÜKLERİNİN NEDEN OLDUĞU ZARARLAR?

Sahte güneş gözlükleri üçüncü dereceden göz hastalıklarına neden olur:

– Korneada; kuruluk, kaşıntı, yanma, batma, ağrı ve kanlanma gibi şikayetler boyalı yani sahte güneş gözlüklerinden dolayı birinci derece olarak ortaya çıkar. Bu şikayetler ilaç tedavisiyle düzeltilebilir.

– İkinci derecede ise gözlerin beyaz kısmında (Konjonktiva) kanlaşma ve göz kapağının çevresinde et oluşur.

– Asıl ciddi sorun ise üçüncü derecedir. Uzun süre sahte gözlük kullanan kişiler UV ışınlarına maruz kaldığından; sarı nokta ve katarakt gibi körlüğe neden olan hastalıklar ortaya çıkartabilir. Bu durumların kalıcı hasara neden olmaması için göz muayenesi yapılarak uzman tavsiyesinde güneş gözlüğü kullanılmalıdır.

GÜNEŞİN GÖZLERE VERDİĞİ ZARARLAR NELERDİR?

Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalan gözlerde ‘Kar Körlüğü’ gibi hastalıklara neden olur. Işınlardan dolayı fazla ışık dalgası alan sarı nokta baktığı yerlerdeki ışığı kırma özelliğini kaybettiğinden bakılan yer bembeyaz olur. 

Gözde en büyük değişim merceklerde yaşanır. Görme duyusundaki en temel yer göz merceğidir. Görmedeki ilk alım mercek sayesinde gerçekleşir. Ancak merceğin uzun süre güneşe maruz kalması ve korunmaması durumunda incelmeye neden olur. Bu da katarak gibi ciddi hastalıklara bile yol açar.

Güneş ışınlarının özellikle çocuklarda neden olduğu sağlık sorunu ise şaşılıktır. Göz kamaşmasında belirgin olmazsa bile gizli şaşılık yaşanabilir. Buna bazı uzmanlar göz kayması olarak da adlandırır. Estetik açıdan sorun olmasının yanı sıra özellikle araba kullanırken perspektif bir açıyı çift görme ya da perspektif açıda yamuk göme gibi sorunlara neden olur.

Güneş ışınlarının göze vereceği en riskli dağlık sorunu ise göz kapağında kansere neden olmadır. Göz çevresindeki hücrelerin mutasyona uğramasına sebebiyet verir. 

İNTERNETTEN ALINAN LENS VE GÜNEŞ GÖZLÜKLERE DİKKAT!

Yaz aylarında özellikle satışı artan güneş gözlükleri online satışların artışları ile beraber intternet ortamına düştü. Cazip gelen fiyatlarla orjinallerine benzeyen güneş gözlükleri her ne kadar hoş gelse de sağlığı mahvediyor. Uzmanlar körlükle bile sonuçlanacak durumlara yol açacağını vurguladıkları güneş gözlükleri konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. Bu uyarılardan birini de Anadolu Gözlükçüler ve Optisyenler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ayaz yaptı. Ayaz, doktor kontrolünde ve reçetesinde alınmayan güneş gözlüklerinin ve lenslerinin sağlıklı gözde bile hasarlara neden olabileceğini belirtti. Ayrıca Ayaz, göz sağlığı tıpkı ağız ve diş sağlığı gibi toplumumuzda en ihmal edilen sağlık sorunu olduğunu vurguladı. İnternet ortamına satışlarının düşmesi ile göz hastalıklarının vakalarının gittikçe artmasındaki orantıyı açıklayan Ayaz, “Gelişmiş ülkelerde gözlük kullanma oranı yüzde 55 civarında iken Türkiye’de bu oran yüzde 18 düzeyinde. Optisyen ve gözlükçü odalarımızın kurulmasının ardından hazırladığımız taslak çalışmayı gündeme getireceğiz. Bu kapsamda yazılı ve görsel basında aldatıcı reklamların, bir sağlık gereci olan gözlüğün bir ticari emtia gibi kampanyalar yapılarak halkın yanıltılmasının önüne geçilecek. Gözlükçülerin yapacakları reklam ve kampanyalar konusunda yeni bir çerçeve çizilecek. Ayrıca mesai saatlerinde yapılacak düzenlemelerle çalışanların eşit şartlar altında çalışması, haksız rekabetin önüne geçilmesi sağlanacak.” açıklamalarına da yer verdi. 

Sabahları uyandığınızda ya da duş sonrasında kirpiklerinizin sık sık döküldüğünü fark ediyorsanız dikkat! Kirpiklerinizin zamanla tamamının dökülmesine neden olabilirsiniz. Peki kirpik dökülmesini durdurmak için yapmak gerekir? Kirpiklerin dökülmesine neden olan faktörler nelerdir? Soruların yanıtı haberimizde…

Kirpikler, gözleri zararlı dış etmenlerden korumakla görevli tüylere verilen isimdir. Üst köz kapağında ortalama 90 ile 160 tane kirpik bulunurken, alt göz kapağında ise ortalama 80 tane kirpik bulunur. Kirpikler, vücuttaki diğer tüm tüylerden ayrıdırlar ve beraberinde bir kıl kökü kası içermezler ve diğer birçok kılların aksine androjenlerden etkilenmezler. Yapılan hatalar nedeniyle ya da genetiksel olarak zaman zaman kirpiklerde dökülme meydana gelebilir. Oluşan bu dökülmelerin artmaması için mutlaka bir bakım yapılmalı aynı zamanda günlük hayatta yaptığınız seçimlere dikkat etmelisiniz.

Örneğin kirpiklerinizde maskara varken uyumak kirpik diplerinizin nefes almasını engelleyerek kesinlikle dökülmesine neden oluyor.

Troid hastalıkları,
Stres,
 B12 vitamini eksikliği,
 yaşlılık,
– menepoz,
– makyaj,
– arpacık göz hastalıkları,
 iç salgı bezi hastalıkları,
– kemoterapi,
– hormonel bozukluklar gibi sorunlar da kirpiklerin dökülmesine neden olabilir. 

PEKİ KİRPİK DÖKÜLMESİNE KARŞI DOĞAL ÇÖZÜMLER NELERDİR?

VAZELİN MASKESİ:

MALZEMELER

Bir çorba kaşığı vazelin,
Bir tatlı kaşığı badem yağı,
Bir tatlı kaşığı lanolin,
3 adet ceviz içi,
3 adet fındık.

YAPILIŞI

Tüm malzemeleri benmari usulü ısıtın. Oluşan bu karışımı süzerek cam bir şişenin içine koyun. Bu karışımı kulak temizleme çubuğu yardımıyla kaş ve kirpiklerinize sürün. Bu karışım hem kirpiklerinizi gürleştirecek hem de dökülen kirpiklerinizin hızlı bir şekilde çıkmasını sağlayacaktır.

1 HAFTADA KİRPİK DOLGUNLAŞTIRAN KÜR:

MALZEMELER

2 yemek kaşığı Hint Yağı
1 tatlı kaşığı buğday özü yağı
1 tatlı kaşığı lanolin
3 ceviz
3 fındık

YAPILIŞI

Listedeki tüm malzemeleri benmari usulü ısıtın. Ilıması için bir süre bekleyin. Sıcağı geçen karışımı cam bir kabın içine alın ve bu işlemi süzerek gerçekleştirin. Her gece uykudan önce kulak çubuğu yardımı ile bu karışımı kirpiklerinize uygulayın. Hint yağı, fındık, ceviz, lanolin ve buğday özünde yer alan vitaminler kirpiklerin dökülmesini önleyecektir. Bu kürü uyguladıktan 1 hafta sonra kirpiklerin güçlendiğini fark edebilirsiniz.

KİRPİK KÖKLERİNİ TEMİZLEYEN ANTİOKSİDAN:

MALZEMELER

1 poşet yeşil çay
1 fincan sıcak su

YAPILIŞI

Yeşil çay sadece midenizi değil kirpiklerinizi de rahatlatacaktır. Yeşil çayı 1 fincan sıcak suda demleyin ve cildinize temas edecek ılıklığa gelmesini bekleyin. Daha sonra kirpiklerinize uygulamak için makyaj pamuğu kullanarak bu çayı kirpiklerinize sürün. Birkaç dakika gözleriniz kapalı şekilde pamukla beklerseniz, yeşil çaydaki mineraller daha etkili hale gelebilir. Bu uygulamada önemli olan yeşil çayın sıcaklığının geçmesidir.
Sıcak şekilde uygulanan bu bakım kürü gözlerinize zarar verebilir. 

10 GÜNDE KİRPİK ÇIKARAN KÜR:

MALZEMELER

E vitamini kapsülü
1 kaşık zeytinyağı

YAPILIŞI

Minik bir kase içinde zeytinyağını ve E vitamini kapsülünü karıştırın. Elde edilen karışımı bir pamuk yardımı ile her gece uykudan önce kirpiklerinize sürün. E vitamini kirpiklerin dökülmesini önleyecek ve zeytinyağı da kirpikleri besleyecektir. 10 günlük bir uygulamadan sonra farkı anında göreceksiniz!

Özellikle de sıcaklıkların artış gösterdiği yaz günlerinde artan pişik sorununu önlemek için uygulanabilen pudra yönteminin pişiğe gerçekten iyi gelip gelmediğiniz sizler için araştırdık. Uzman açıklamalarına göre, pişik olan bebeklerde pudra kullanımının pişiği arttırdığına dikkat çekiliyor. Pişik olan bebeklerde pudra…

Günümüzde cilt bakımına dair kullanılmak üzere piyasaya sürülen her ürün herkeste aynı etkiyi oluşturmayabilir. Gerek yetişkin ürünlerinde gerek bebek ve çocuklarda temizlik ya da güzellik amaçlı kullanılan ürünler, cilt üzerinde tahriş ve hasara neden olarak bazı sorunları da beraberinde getirebiliyor. Bu ürünlerden bir tanesi de masum görünen ama bebeklerde daha sık kullanılan pudralardır. Yetişkinlerde kirpik dolgunlaştırmada, karışan aksesuarı açmada, yağlı saçları kapatmada, derileri parlatmada ya da yağ lekelerini çıkarmada son derece etkili olsa da bebeklerde pişiği önlemek için kullanılan pudralar çözümden çok dert olarak karşımıza çıkıyor.

Pişik sorununu gidermek için uygulanan bebek pudraları vücuttaki suyu çekeceğinden dolayı ciltteki nemi içine hapseder ve pişik riskini tetikler. Bu nedenle bebeğinizdeki pişik sorununu gidermek için bebek pudrası değil de daha doğal olan yöntemleri deneyebilirsiniz. Bunlar pişik olan bölgeye zeytinyağı sürme, yoğurt yayma ve cilt havalandırma gibi yöntemler olabilir.

Eğer pişik henüz oluşmadıysa, dikkatli davranarak pişik riskini önleyebilirsiniz. Bunun için bebeğinizin altını sık sık değiştirin. Doğru ve uygun bir bez seçimi için yaş ve kilo özelliklerini baz alarak vücuda uygun bez satın alın. Kullandığınız herhangi bir kortizonlu krem varsa doktor onayı alarak ilacı bırakmayı rica edin.

Uzmanlar, pişik sorununu engellemek için bebeğin altını kirletir kirletmez değiştirilmesi ve ılık su ile sabun kullanılmadan temizlenmesi gerektiğini vurguluyor. Bebek pudraları yerine pişik kremleri tercih edilerek bebeklerde gerekli cilt bakımı sağlanmalıdır.

BEBEK PUDRASI NERELERDE KULLANILABİLİR?

– Havasız kalan ayakkabılardan dolayı ortaya çıkan kötü kokulu ayaklar, hem sizi hem de çevrenizi rahatsız edeceğinden dolayı önce yıkamanızı öneririz. Ortam buna müsait değilse bebek pudrası sürerek kokuyu yok edebilirsiniz.

– Son zamanlarda saç bakımıyla ilgili popüler bir olarak karşımıza çıkan kuru şampuanlara para vermek yerine aynı işlevi görecek bebek pudrasını kullanabilirsiniz. Böylelikle yağlı saçlar eskisi kadar belli olmayacaktır.

– Kıyafete dökülen yağ lekesine pudra serpip biraz bekleyin. Ardından ılık su ile yıkayarak lekenin kendiliğinden geçtiğine şahit olun!

– Çok sık terleyen biriyseniz koltukaltınıza bebek pudrası sürerek terlemeyi ve kötü kokmayı önleyebilirsiniz.

– Rimel kullanmadan önce kirpiklerinize bir kat pudra geçerseniz rimel sonrası daha hacimli ve kıvrımlı kirpiklere sahip olabilirsiniz.

BEBEK PUDRASININ KOKUSU NASIL DEĞİŞTİRİLİR?

Hem yetişkinlikte hem de bebeklikte kullanılan ürünlerden biri olan bebek pudrasının kokusu hoşunuza gitmiyorsa başka yöntemleri deneyebilirsiniz. Bunun için bir fincan bebek pudrasını küçük kaba yerleştirip çatalla hafif karıştırın. Daha sonra hoş kokulu esansiyel yağdan bir miktar 10 ila 15 damla damlatın.

NOT: Doktorunuzdan onay almadan uygulamayınız…

Yaz aylarında yapılabilecek en keyifli etkinlik pikniktir. Kışın içi ısıtan, yazın doğa ile buluşturan piknikler lezzetli sofralara imza atar. Önceden yapılan hazırlıklar da tamamlandığında pikniğin tadına doyum olmaz. Kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olan piknikte ne yenir? Mangalın yanına yapılabilecek tarifler bugünkü yazımızda.

Tüm hafta çalışıp tatil gününüzde temiz hava almak, kafa dinlemek ve ailenizle güzel bir vakit geçirmek için kesinlikle piknik ideal bir tercih olacaktır. Bahar aylarından sonra daha sık yapılan bir sosyal etkinlik olarak kültürümüzde yer alan piknikte mangal olmazsa olmazdır. Afiyetle kurulacak piknik sofrası için akıllarda bir soru oluşur: Piknikte neler yenir? Evden götürebileceğiniz yemekler neler olabilir? Bir gece öncesinden sarmanızı sardıysanız, siz pikniğe hazır sayılırsınız. Şimdi sizlere etler pişene kadar atıştırabileceğiniz, piknik masasında gördüğünüzde adeta temiz havayla buluşunca iştah açan tarifleri bir araya getirdik. Sabahın ilk ışıklarında başlayan piknikte kahvaltıdan akşam yemeğine kadar ne yenir sorularını ortadan kaldıracak muhteşem tarifimiz var. 

SİGARA BÖREĞİ

Pikniklerin olmazsa olmazı pratik sigara böreği, oksijenle buluşup da iştahı açılan kişileri doyuracak bir lezzet.Kısa süre içinde sarabileceğiniz, içine ne eklerseniz koyabileceğiniz sigara böreği piknik masanızın anında tükenen yemeği olabilir. Eğer önceden sarıp dondurucuya attığınız sigara börekleri varsa, pikniğe bir an önce başlayabilirsiniz.

SİGARA BÖREĞİNİN TARİFİ İÇİN TIKLAYIN: SİGARA BÖREĞİ TARİFİ

PATATES SALATASI

Patates salatası piknikte nasıl hazırlanır diye merak mı ediyorsunuz? Közlerin içine attığınız patatesler ile nefis bir salata hazırlayacağınızı unutmayınız. Dilediğiniz sebzelerle karıştırdığınız patatesleri salata tabağına afiyetle aktarabilirsiniz. Programlı bir piknik yapacaksanız, evden çıkmadan patatesleri haşlamak size zaman kazandırabilir.

PATATES SALATASI TARİFİ İÇİN TIKLAYIN: PATATES SALATASI TARİFİ

DEREOTLU POĞAÇA

Piknik sezonunu açtıysanız, evde bir şeyler hazırlayıp artık havanın tadını çıkarmalısınız. Hem doyurucu hem de kolay olsun diyenler için dereotlu poğaça tariflerimiz, pikniklerin en sevilen atıştırmalığı olacak. Mayalanma derdi olmadan, dakikalar içinde poğaça kokusu almak için siz de piknik menünüze dereotlu poğaçayı ekleyebilirsiniz.

DEREOTLU POĞAÇA TARİFİ İÇİN TIKLAYIN: DEREOTLU POĞAÇA TARİFİ

KISIR

Piknikte hep et mi yiyeceğiz diye yakınanlar için nefis bir piknik lezzeti daha önerelim. Kısır, günlerin ve pikniklerin iştahla yenen bir üyesi. Börekli, pastalı piknik anlarında olmazsa olmaz dediğiniz kısır siz ne zaman yemek isterseniz tabağınızda olacak. Semaverde çay da demleniyorsa keyfinize diyecek yok.

KISIR TARİFİ

YAPRAK SARMA

Yaprak sarması kalabalık pikniklerin parmak yedirten bir lezzeti. Önceden planlanan piknikler için akşamdan sarmaya başladığınız yaprak sarmalar, piknik sofrasında görenlerin iştahını açacak. Izgarada pişen etlerin kokusuyla mest olurken tabaklardaki sarma ile anlık açlığınızı giderebilirsiniz.

YAPRAK SARMA TARİFİ