Şunun için etiket arşivi: Kadın

Kandaki iltihap oranı artıkça ciddi hastalıkların yaşanmasına davetiye çıkartır. Bunun için uzmanlar sağlıklı beslenmenin özellikle de iltihap temizleyen besinlerin tüketilmesini öneriyor. Dut bu besinlerin başında gelir. Eski çağlardan beridir tüketilen dut hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Birden fazla çeşidi olan dut bağışıklık için vazgeçilmezdir. Peki Dutun faydaları nelerdir?

Bilim literatüründe Moraceae olarak bilinen dut Morus ağaç türlerinde yetişir. Anavatanı Çin olan dut, ipek böcekleri için vazgeçilmez bir evdir. Silindirik gövdeye sahip olan dut ağacı iri iri yapraklara sahiptir. Yüzyıllar boyunca şifa amaçlı dutu ağacının hm yaprakları hem de meyveleri kullanıldı. Nisan aylarında çiçek vermeye başlayan dut ağacı, Mayıs ayında meyveleri çıkar. Kabuklu olamayan dut meyveleri oldukça hassastır. Bu yüzden dalından toplanır toplanmaz tüketilmelidir. Bunun yanı sıra buzdolabı gibi alanlarda en fazla  2 gün muhafaza edilebilir. A ve C vitaminleri bakımından oldukça zengin olan dut, bağışıklık sistemini güçlendirmede fayda sağlar. Kan yapıcı olan dut özellikle kansızlık gibi sağlık sorunlarını ortadan kaldırır. Hem meyvesi hem yaprakları faydalıdır. Kara ve beyaz dut olmak üzere iki çeşidi vardır. Dut ayrıca kurutularak da tüketilir. Pestil yapımında ham madde olarak kullanılır. Yüksek oranda antioksidan madde içerir. 

BİLİNEN DUT ÇEŞİTLERİ!

Ticarette yüksek oranda kullanılan dut meyvesinin birden fazla çeşidi vardır. Her yörede yetiştirilen dut o yörenin ismini alır. Bunun dışında herhangi özel bir isimi yoktur. Afrika dutu, Himalaya dutu, ıhlamur yapraklı dut, Teksas dutu, Çin dutu ve Moğol dutu olarak adlandırılır. Ülkemizde ise kırmızı, siyah ya da beyaz dut olarak bilinir. 

DUTUN FAYDALARI NELERDİR?

– Güçlü antioksidan içeren dut hücrelerin yenilenmesini sağlar. Bu sayede de kanser riskini azaltır.

– Kan basıncı vücut sağlığını etkileyen durumlardan biridir. Aniden yükselmesi ya da düşmesi ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirir. Bunu önlemek için uzmanlar dutu önerir. 

– Duttan elde edilen pestil özellikle kan yapıcıdır. Kan hücrelerinin sayısını artıran dut, kansızlık hastalığının önlemenin yanı sıra kronik yorgunluk ve stres gibi sağlık sorunlarını da ortadan kaldırır. Ayrıca Çin’de yapılan bir araştırmada kanı iltihaplardan arındırdığı da tespit edilmiştir. 

– C vitamini bakımından zengin olan dut, mevsim geçişlerinde sıklıkla görülen grip ve nezle gibi sağlık sorunları karşısında bağışıklık sistemini güçlendirir.

– Sadece kanı değil aynı zamanda karaciğerin de temizlenmesini sağlar. Karaciğerin fonksiyonlarını düzenleyen dut, ciltteki dermis tabakasındaki hücrelerin de güçlenmesini destekler. Bunun sayesinde cilt uzun süre genç kalır.

DUT YAPRAĞININ FAYDASI NEDİR?

Kalsiyum, demir, protein ve yüksek miktarda antioksidan barındıran dut yaprakları idrar söktürmede etkili doğal bir ilaçtır. Ayrıca şekerin kana karışmasını sağlar. Kurutulan dut yaprakları çay gibi demlenerek tüketilir. Bu çay mide ve bağırsakların fonksiyonlarını düzenler. Sindirimi kolaylaştıran dut yaprağı, kilo vermede de etkilidir. Dut yaprakları asla suya eklenip kaynatılmaz. Kaynatılan suya eklenerek demlenmesi beklenir.

KANA İLTİHABIN KARIŞTIĞINI NASIL ANLARIZ?

Halk arasında kan iltihabı olarak bilinen hastalığın bilim literatüründeki adı CPR yükselmesidir. İlerleyen zamanlarda artan bu madde kan zehirlenmesine hatta ölüme bile yol açabilir. 

Nabzın yükselmesi,

İdrarın azalması,

Nefes alıp vermede zorlanma,

Kalp ritminde bozukluk,

Bilincin kaybolması sonucu hastanın sayıklaması,

Vücut ısısının normalin iki karına çıkması gibi durumlar kandaki CPR’nin yükseldiğinin belirtisidir. 

KANDAKİ İLTİHABI TEMİZLEYEN DUT KÜRÜ!

Kanı temizleyen en etkili besinlerden biri beyaz duttur. Kan da yükselen Chemical Reaktif Protein miktarını düşürülmesinde yardımcı olan beyaz duttun kurusunun 500 gramını 5 bardak klorsuz suda 10 dakika boyunca kaynatın. Daha sonra ılımaya bıraktığınız duttun suyunu 25 gün boyunca bir bardak tüketiniz.

Yüksek oranda magnezyum içeren kakao, binlerce yıldır alternatif tıpta ilaç olarak kullanılıyor. Güçlü bir antioksidan özelliği olan saf kakao hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Hafızayı güçlendiren bu besin aynı zamanda mutluluk hormonunun çalışmasını da sağlar. Yapılan araştırmalarda hafızayı güçlendiren besinlerden biri olduğu ispatlandı. Peki Kakaonun faydaları nelerdir?

Bilim literatüründe Theobroma cacao olarak bilinen kakao, ebegümecigiler ailesine aittir. Çikolatanın ham maddesidir. Genellikle tropik iklime sahip Güney Amerika, Batı Afrika ve Batı Hint gibi yerlerde yetişir. Ağaçta bir kavunun içinde tohumlar vardır. O tohumlar belli işlemlerden geçirilerek çikolata elde edilir. Yağı çıkartılarak da belli ilaç firmalarında kullanılır. Tarihi bilgilere göre Mayalılar tarafından keşfedilen kakao ağaçları çok verimli topraklardan yetiştiğinden tam bir vitamin ve mineral deposudur. Aynı zamanda Aztekler kakaoyu dini ritüellerinde kullanırken İspanyollar sütle karıştırarak tatlı elde ettiler. Günümüzde de belli işlemlerden geçirilip yeme haline getirilen kakao çoğunlukta tatlı sektörünün ham maddesi oldu. Dünya çapında 70 bin kilometrekarede ekilir. Üretimin neredeyse yüzde 40’ı Fildişi Sahilinde yapılır. Kakao tohumları mayalandıktan sonra kullanılır. Çünkü çok keskin acı bir tadı vardır. Taneler kavrulur un haline getirilir. Yağı çıkartıldıktan sonra kakao tozu oluşur. Yağı alınmamış kakao tozundan ise çikolata elde edilir. 

KAKAONUN FAYDALARI NELERDİR?

Flavonodi maddesi bakımından zengin olan kakao, bu sayede vücuttaki hücrelerin yenilenmesini destekler. Kan damarlarının elestikityetini artırarak tıkanmalarını ya da büzülmelerini engeller. Aynı zamanda kan düzeyini de stabil tuttuğu için yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarının yaşanma riskini azaltır.

Yapılan araştırmalarda siyah çayın saf hali gibi kakaonun da saf hali kanser hastalıklarının yaşanmasının önüne geçer. Uzmanlar bu yüzden çikolatada tüketiminde de kişilerin bitter çikolata tüketmelerini tavsiye eder. Ayrıca vücuttaki zararlı radikal virüsleri atar.

Öğrenme ve hafıza için beyin ve beyne giden sinir hücrelerinin sağlıklı çalışması gerekir. Bu fonksiyonun kontrolü için sinir hücreleri flavonodi maddesine ihtiyaç duyar. Madde ne kadar fazla ise beyin o kadar sağlıklı ve hızlı çalışır. 

Kanda kendiliğinden bulunan kolesterol vücut sağlığı için gereklidir. Ancak kolesterolün kötü olanı yani kandaki yağ oranını artıranın fazla olması ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Kakao hipoglisemik sayesinde kötü kolesterol seviyesini azaltır. 

Bir başka araştırmada kakaonun ruhsal hastalıklardan biri olan depresyon ve stresi azaltığı ortaya çıkarılmıştır. Vücuttaki mutluluk hormonunu artıran maddeye ek takviye yapan kakao güçlü bir doğal antidepresan etkisi gösterir. 

Modern hayatta sıklıkla artan kronik yorgunluk içinde kakao tavsiye edilir. Ancak işlenmiş ve çikolata halinde getireni fayda vermez. Yine bitter yani saf kakaodan halde edilen çikolata önerilir. Anandamid ve feniletilamin gibi maddelerin beyindeki salınımını hızlandırır.

Metabolizma ve bağırsakların daha düzenli çalışmasını sağlar. Özellikle diyet yapmak isteyenler için ideal bir besindir. Bunun yanı sıra kabızlık gibi sindirim sorunlarının yaşanmasını önler. Yapılan araştırmalarda içerdiği lifin bağırsak florasını koruduğu tespit edilmiştir. 

Vücudun ek takviye olarak ihtiyaç duyduğu magnezyum bakımından zengin olan kakao, adet dönemindeki ağrıları, kalp çarpıntısını, idrar yollarda yaşanan enfeksiyon gibi ciddi hastalıkların önüne geçer. 

Cilt sağlığında olumlu etki gösteren ilk üç besin içinde yer alır. Cildin erken yaşlanmasını kırışmasını önler. Ayrıca cildin en çok ihtiyacı olan suyu sağlar. 

KAKAONUN ZARARI VAR MIDIR?

Kakao yüksek oranda kafein içerir. Bu yüzden fazla tüketildiğinden sinirlilik, anksiyete, migren ağrısı, aşırı idrar, uykusuzluk ve yüksek nabız gibi sağlık sorunlarına neden olur. Ayrıca hamile ve emziren annelerin tüketmeden uzmanlarına başvurmaları gerekir. kanamayı pıhtılaştırması her ne kadar faydalıysa da aşırı pıhtılaştırma tıkanmaya yol açabilir. Aynı zamanda kan seviyesini aşırı etkilediğinden ameliyata giren kişilerin tüketmesi uygun bulunmaz. Kronik ilaç kullanan kişilerin tüketmeden doktorlarına başvurmasında fayda var. 

İçeriğinde sıfır yağ barındıran kekreyemiş meyvesi karaciğer yağlanmasını önler. Vücuttaki yağ oranını azaltan kekreyemiş hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. İçeriğinde yüksek miktarda C vitamini barındırdığından güçlü bir antioksidandır. Peki kekreyemişin faydaları nelerdir? Yaban mersini türünden biri olan kekreyemişe dair her şeyi haberin detayında…

Kuzey Yarım küredeki ormanlarda sıklıkla rastlanan kekreyemişin bilim literatüründeki adı vaccinium vitis-idaeadır. Funda ailesine ait çalılıklarda bulunan kekreyemiş yüksek antioksidan içerir. İsveç bilim insanlarının dikkatini çeken kekreyemiş, doğada sıfır yağ içeren nadir besinler arasında yer alır. Çiğ olarak tüketilebildiği gibi reçel ve tatlı tüketiminde de kullanılır. Olgunluğuna göre tadı değişen kekyremiş kırmızı renktedir. Diyetisyenler besinin güçlü bir zayıflama etkisinin olduğunu ve ayrıca vücuttaki yağı da yaktığını vurguluyor. İçeriğinde flavoinid içerdiğinden kan dolaşımını artırır. Bu sayede vücudun eşit bir şekilde oksijen almasını sağlar. Yüzyıllar önce keşfedilip ilaç yapımda bile kullanılan besinin günümüzde popülerliği düşüktür. Yapılan araştırmalarda kekreyemişin şeker hastalığını önlediği tespit edilmiştir. Ayrıca kekreyemiş organik asitler, doğal şeker, pektin, selüloz, A ve C vitaminleri içerir. Ülkemizde Rize ve Kaçkar dağlarında yetişir. Yabani hali bulunan kekreyemişlerin toplanırken dikkat edilmesi gerekir. Aksi halde zehirli olan bazı yabani besinlerle karıştırılabilir. Kekreyemiş sirkesi yapılarak da tüketilebilir. Bunun aynı sıra şekerli bir yapıya sahip olduğundan pasta yapımında da kullanılabilir. Ayrıca bazı yörelerde reçeli ya da marmelatı yapılır. En sık kullanım şekli ise kurutulup çay olarak ya da taze halde kaynatılıp suyu şifa olarak içilir.

KEKREYEMİŞİN FAYDALARI NELERDİR?

Kan basıncını düşürür. Kan oranını artırır ve kanı inceltir. Ayrıca virüs ve bakterileri vücuttan arındırır. 

Yüksek antioksidan içerdiğinden karaciğerin fonksiyonunu artırır.

Kaynatılarak tüketildiğinde mide asidini dengeleyerek gastirt oluşumun önüne geçer. 

Güçlü bir idrar söktürücü olmanın yanı sıra mesane de kum ve taş oluşumunu önler. Olan kum taşı dökmede de yardımcı olur.

Üst solunum yolları hastalıkları için yapraklarıyla beraber süzülüp tüketilebilir.

Sıfır yağ içerdiğinden diyet yapanlar için etkili bir besindir. Ayrıca vücutta olan yağında hızla enerjiye dönüşmesini sağlar.

İçeriğinde %2,3 organik asitler, %8 oranında şeker, pektin, selüloz, A provitamini ve C vitamini bulunur. 

– Hücrelerin yapısını koruyarak mutasyona uğramalarını engeller. Böylece kanser riskini azaltır.

Kandaki şeker oranını etkileyen insüin direncini dengeleyerek şeker hastalığının önüne geçer. 

Vücuttaki yağ kitlesini azaltır. Özellikle bölgesel yağlanmaları engeller. 

KEKREYEMİŞİ KİMLER TÜKETEMEZ?

Uzmanlar çok güçlü antioksidan olduğundan kronik ilaç kullananların, hamilelerin ve böbrek hastalarının tüketmeden uzmana başvurmaları gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Aksi halde beklenenin tersine olumsuz sonuçlara yola açabilir. 

Dağlık alanlarda yetişen ekşimsi bir tadı olan uçkun otu, yüzyıllardır sağlık açısından da tüketilir. C vitamini bakımından zengin olan Uçkun otu, yapılan araştırmalarda özellikle hücreleri yenilediğinden kanser tedavisinde etkili olabileceği iddia edildi. Yayla muzu olarak da bilinen uçkun hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Uçkunun faydaları nelerdir? Haberin detayında:

Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yayla muzu olarak da anılan uçkun otunu meyve niyetine tüketilmektedir. Kırmızı ve kahve rengi çiçeklere sahip uçkun kivi meyvesi ile aynı tada sahiptir. Bazı yörelerde uçkuna ışkında denir. Yapılan araştırmalarda ışkının içerdiği polifenol madde sayesinde oluşma ihtimali olan kanser hücrelerini yok ettiği tespit edilmiştir. Pişirildiğinde iki kat özelliği aratan ışkın otu kanserle mücadelede en etkili doğal ilaç seçilmiştir. Yaprakları zehirli olan bu otun sadece sap kısmı tüketilir. Bilimsel literatüründe Reun Ribes ismiyle bilinir. İçeriğinde C vitaminin yanı sıra A, B1, B2, E ve K vitaminlerini de barındırır. Yabani olarak yetiştirilen bu ot Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ciddi bir pazar alanına sahiptir. Uçkun çiğ olarak tüketilebilir. Kuzukulağı ailesine ait olan uçkun otu, ayrıca güçlü maddeler içerir. Yöre halkı tarafından yüzyıllardır tüketilen uçkun birçok hastalığa da fayda sağlar. Özellikle mide hastalıklarına iyi gelen uçkun, şeker ve tansiyon gibi sağlık sorunlarına iyi geldiği bilinir. Kabukları ciltte oluşan çatlak ve lekelere ortadan kaldırır. Kaynatılıp suyu doğal ilaç olarak kullanılabilir. 

UÇKUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Kan şekerini dengelediğinden şeker hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği bir besindir. 

Kaynatılıp suyu içildiğinde astım ve nefes darlığının yanı sıra sürekli öksürüğe de iyi gelir. 

Mide duvarını koruyarak delinmesini yada yara oluşmasını önler. Aynı zamanda mide asidini dengeleyerek yemek borusu kanserine yakalanma olasılığı azaltır. 

Günde 300 gram tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 50’sini sağlar. Bunun yanı sıra A, B1, B2, E ve K vitaminleri bakımından da oldukça zengindir.

Oluşan güneş ve hamilelik lekeleri için kabuğunun içindeki kısmı sürerek bu lekelerden kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda cilt kırışıklıklarını gidererek yaşlanmayı geciktirir.

– Vücuttaki serbest radikallerin oranını azaltarak stres, uykusuzluk ve yorgunluk gibi kronik rahatsızlıklara da iyi gelir. 

Işkının aynı zamanda iştah açıcı özelliğe sahiptir. 

IŞKIN NASIL KULLANILIR?

Kök kısmına kadar çıkarılan ot iyice yıkanarak kaynatılır. Süzülerek çayı içilir. Sabah aç karan içildiğinde kandaki şekeri düşürür veya dengeler. 

UÇKUNUN ZARARI VAR MI?

Aşırı tüketildiğinde bağırsak fonksiyonlarını olumsuz etkiler bu da ishale neden olur. Bunun yanı sıra içerdiği bazı kimyasallar böbreklerdeki suyun çabuk bitmesine neden olur. Ayrıca iyice yıkanmadan ve soyulmadan tüketildiğinde zehirlenme oranını artırır. Amerika da yapılan bir araştırmada çocukların bu besini tüketmesi uygun görülmez. 

Dış kulak yolu enfeksiyonu genellikle banyo, havuz ve deniz sonrası ortaya çıkar. Şiddetli ağrılara neden olan bu rahatsızlık kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Kulakta kaşınma ve kızarıklığa neden olan dış kulak iltihabında hemen bir uzmana başvurmakta fayda var. Aksi hale duyu kaybına kadar yol açabilir. Peki Dış kulak iltihabı neden olur?

Yaz aylarında deniz ve havuz nedeniyle kulak içinde biriken suyun bakteri üretmesi sonucu dış kulak iltihabı ortaya çıkar. Ancak dış kulak iltihabı yalnız bu dönemlerde değil, kış aylarındaki soğuk havalar nedeniyle de sıklıkla yaşanan ciddi bir sağlık sorunudur. Kulak içinde biriken su yada hava yolu ile giren bakteriler zamanla mantar oluşturma eyiliminde olur. Erken dönmede tedavi edilerek burun ya da baş bölgesinin sağlığı korunmuş olunur. Dış kulak iltihabı genellikle önceden dış kulak iltihabı yaşamış kişilerde soğuk havalara karşı hassas olanlarda özellikle de banyo sonrası dikkatli kulak temizliği yapmayanlar için geçerlidir. Orta kulak iltihabından farklı olarak seyreden bu rahatsızlık, dış kulağın çevresinde deri de kulağın delik çevresinde yaşanır. Tedavi edilmediğinde iç kulağı da etkiler.

DIŞ KULAK İLTİHABI KİMLERDE GÖRÜLEBİLİR?

Sporcular, ameliyat geçirmiş kimseler, kronik rahatsızlığı olanlar, düzensiz beslenenler, kemoterapi görenler ve açık alanda çalışanlar bu hastalığın tehlikesi altındadırlar. Hızla nüfuz edebilen bu bakteriler yaşam kalitesini de oldukça olumsuz etkiler. Kulaklıklar bu konuda en önemli tetikleyici faktördür. Bu yüzden uzmanlar ortak kullanılmasının yanı sıra kişisel kullanılmasına rağmen kulaklığın temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. 

DIŞ KULAK İLTİHABI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kulak içinde şiddetli kaşınma ve döküntü,

Ağrının olduğu bölgede şişlik,

Kulağa temas esnasında yaşanan şiddetli ağrı ve bu ağrı akabinde gelişen baş ağrısı,

Sarı veya yeşilimsi bir akıntının gelmesi tıkanıklık yaşanması ve bu hisse bağlı kulak içi basıncın gelişmesi gibi nedenler dış kulak iltihabının nedenleridir.

DIŞ KULAK İLTİHABI TEDAVİSİ VAR MIDIR?

İşitme kaybı gibi bir boyutu olduğundan bu belirtiler görüldüğünde bir uzmana başvurmakta fayda var. Uzman el değmeden bu hastalığı ilaç yolu ile öncelikle temizlemeye çalışır. Aynı zamanda uzmanlar tedavi boyunca;

Kulakların kuru tutulmasının gerektiğini,

Duş alırken, havuz ve denize girerken kulak pamuğu kullanılması gerektiğini kışın ise kulak koruyucu ile korunmalı,

Doktor önermeden ilaç ya da damla damlatılmamalı,

Kulağı kaşıma ya da ovma mantarın tüm kulağa yayılmasını sağladığından bu gibi durumlara karşı tedbir alınmasını belirtiyor.

Bir ısırgan otu olan Rami, aynı zamanda giyim sektöründe de tercih edilen bir kumaş türüdür. Peki Rami kumaş nedir ve özellikleri nelerdir? Sizler için hem Rami kumaş hakkındaki detaylara hem de kıyafet örneklerine yer verdik. İşte son dönemin trendleri arasında yer alan Rami kumaş hakkında tüm bilinmesi gerekenler.

Son dönemin trend kumaş türleri arasında yer alan Rami kumaş, aslında Urticacae ailesinden gelen Çin asıllı bir ısırgan otundan elde edilir. Bu otun kumaş haline getirilmesi için ise, Boehmeria’dan elde edilen elyaftan yararlanılır. % 20 nem tutması sebebiyle nemli ve sıcak havalar için uygun olan bu kumaş türü, oldukça dayanıklı ipliklerin oluşturulması için de kullanılır. Bu kumaş aslında, beyaz renkli ve ipeğe benzeyen emici bir elyaf türüdür.

Ancak ipekten farklı olarak, dert yapısından dolayı gerilmez. Bu kumaşın en avantajlı özelliği, büzülmeye eğimli olmaması ve küf ve bakteriye karşı dayanıklı olmasıdır. Bu kumaş genellikle ince ve kaba dokumacılıkta kullanılır. Pamuğa göre 5, ketene göre 4, kenevire göreyse 2 kat daha sağlamdır. Tekstilde kullanımı, pamuk ve keten liflerinin karışımıyla olur. Bu kumaşlar, makinede yıkamaya karşı dayanıklıdır. 

RAMİ KUMAŞ KIYAFETLERİ VE ÖZELLİKLERİ

Bu kumaşın en belirgin özelliklerinden biri; bakteri, böcek ve mildiyö gibi etkenlere karşı dayanıklı olmasıdır. Bu nedenle kumaş olarak oldukça sağlam bir yapıya sahiptir.

Yıkamaya karşı dirençli olmasının yanı sıra, boyası da kolaylıkla değişebilir. Yani, çamaşır suyuyla beyazlatılabilir ve ayrıca boyanabilir. 

En olumsuz özelliği ise, çok çabuk buruşması ve sert bir kumaş oluşudur. Bu nedenle sürtünmeye duyarlıdır ve elastikiyetisi de azdır.

Şiddetli baş dönmesine neden olan kulak kristali oynaması erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülür. Sıvı hareketlenmesi olan kulak kristali, yaşam statüsünü sıfıra indirir. Beyin ve omur iliğe kadar hasara neden olan kulak kristali, ağrıları kişiyi uykusundan bile uyandırır. Dengesizlik gibi belirtilerin yanı sıra düzensiz kalp atışlarıyla da kendini belli eder. Peki Kulak kristali neden oynar?

Kulak kristalleri iç kulakta yer alan ve vücut dengesini sağlayan yapılardır. Kristaller iç kulağın içerisinde denge kanallarında bulunurlar. Vücut hareketlerinin dengeli olmasını sağlayan kulak kristalleri, kulak içinde üç ayrı denge kanalı içerisinde sıvı halde bulunan sabit yerleşimli yapılardır. Herhangi yaşanan bir travma sonrası yerinden oynayan bu yapılar beyin ve omur iliği olumsuz etkiler. Denge sıvısı olan kulak kristalleri hareket ettikçe ciddi sağlık sorunlarına da beraberinde getirir. Çoğu kez bu kristallerin oynama nedeninin ne olduğu bilinmez. Kulak kristalinin oynaması meniere hastalığı, otoskleroz gibi kulak rahatsızlıkları, santral sinir sistemi hastalıkları ve iç kulak tümörleri gibi rahatsızlıklardan dolayı ortaya çıkabilir. Hastaların yüzde 80’i kulakların şiddetli ağrımasından dolayı uykudan bile uyanabiliyor. Kış aylarında vakalar artar. 

KULAK KRİSTALİ KAYMASI NEDEN OLUR?

Kulak ve üst yolunum yolu enfeksiyonları kulak kristali kaymasına neden olan faktörlerin başında gelir. Beynin travma geçirmesi ve ani yapılan boyun hareketleri de bu kristallerin yerinden oynamasına neden olur. Yatarken yapılan hareketler ve birden ayağa kalkmakta kristal sıvıları harekete geçirir. Kristallerin kaydığını gösteren belirtiler; ani başlayan baş dönmeleri ve mide bulantısı gibi durumlardır. Aynı zamanda baş dönmesi olmadığı halde dengesizlik hissi yaşanması kişinin kulak kristallerinin kaydığını gösteren belirtilerden biridir. 

KULAK KRİSTALİNİN OYNAMASININ BELİRTİLERİ

Şiddetli baş dönmesi zeminin ayağının altından çekilmesi

Vücut hareketlerinde dengesizlik

Görmedeki odak noktasında bozukluk

Kulak içinde artan çınlama ve iltihaplı akıntı

– Kulaktan yüze kadar vuran kramplar

Uzanırken bile mide bulantısı ve baş ağrısı

İleri durumlarda kalp ritim bozukluğu ve kan akışında hızlanma gibi belirtilerle kendini gösterir.

KULAK KRİSTALİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? OYNAMA ESNASINDA YAPILMASI GEREKENLER;

Kulak burun boğaz doktorunun yapacağı denge testleriyle kulak kristallerinin yerinden oynayıp oynamadığı tespit edilir. Kulak kristalleri yerinden oynayan kişinin hareket ederken daha dikkatli olması tavsiye edilir. Baş dönmesi esnasında baş fazla hareket ettirmeden sabit bir yerde durulması sağlanması. Bol bol su tüketimi sağlanmalı. Ataklar sırasında hareket halinde iken hemen bir yere uzanmak ya da oturmakta fayda var.