Şunun için etiket arşivi: Kadın

Yaz sezonu için dolapları hazırlama sürecinde, kışlık kıyafetleri kaldırmak biraz yorucu gelebilir. Ancak doğru teknikler uygulanırsa bu süreç, sanıldığından da kolay ve kısa sürede tamamlanmış olur. Peki kışlık kıyafetleri kaldırıp saklamanın pratik yolları nelerdir? Detayları haberimizde.

Bayram sonrasında Kontrollü Sosyal Hayat’a tümüyle girilmiş olunacak. Karantinanın ardından insanlarda bir yaz sezonu alışverişi de başlayacak. Bu durum beraberinde dolaplardan kışlık kıyafetleri kaldırıp yaz kıyafetlerini yerleştirme sürecini de başlatıyor. Alışverişe çıkmadan yapılması gereken kışlık kıyafetleri kaldırma işlemi, kimi kişiler için yorucu kimi kişiler içinse oldukça kolay bir işlem. Peki kışlık kıyafetleri kaldırmanın en kolay yolları nelerdir? Kışlık kıyafetler nasıl temiz ve düzenli bir şekilde, kolay yoldan kaldırılabilir? Sizler için bu soruların yanıtlarını içeren bir içerik hazırladık.

KIŞLIK KIYAFETLERİ KALDIRMANIN KOLAY YOLLARI

Kazak, hırka, kaban gibi kaba kıyafetlerin vakumlanması tercih edilmelidir. Vakumlu poşetler kıyafetleri ince bir hale getirir hatta poşetler, kıyafetler içerisindeyken rulo haline bile getirilebilir. Bu da alandan kazanım sağlar. Bununla birlikte gömlek ve pantolonlar için de aynı yöntem uygulanabilir.

Ancak vakumlama ve katlama işlemlerinde sıkıntı oluşturan kıyafetler de bulunur. Bu tarz kıyafetler, askılanarak saklanmalıdır. Özellikle bu tarz sıkıntıların en çok yaşandığı gömlek ve kazaklar için, bu yöntem ideal olacaktır. 

Kıyafetlerin ardından ayakkabılara yönelilmelidir. Çizme ve bot tarzı ayakkabılar, kaldırılmadan önce havalandırılmalıdır. Bu işlem bittikten sonra muhakkak ayakkabı içleri için satılan deodorantlardan sıkılıp öyle muhafaza edilmelidir.

Kaldırılan kıyafetler için en büyük sorun, zamanla güve oluşmasıdır. Bunu önlemek için güzel koku yayılmasını da sağlayan naftalin ve lavanta kokusunu tercih edebilirsiniz. Kıyafetlerin arasına yerleştirmeniz yeterli olacaktır.

Son olarak, kıyafetleri yerleştirirken bir daha giyip giymeyeceğiniz parçalara göre ayrım yapılması gerekir. Bir daha giyilmeyecek olan parça hiç yerleştirmemelidir. Böylece alandan da tasarruf edilmiş olur. Ve kıyafetler muhakkak, vakumlanıp asılmadan önce otomatik programda yıkanmalıdır.

Giysilerin muhafazası için yalnızca vakum ya da askı kullanılması gerekmez. Son dönemlerde giysilerin muhafazası için karton kutular ve plastik poşet ve kutular da kullanılabilir. Plastik poşetler için vakumlu modeller de bulunmaktadır.

Giysilerin de tıpkı canlı varlıklar gibi hava alma ihtiyacı bulunur. Bu sebeple saklama aşamasında hava alan kutular en ideal tercih olacaktır. Böylece giysilerin hem ömrünün uzun olması sağlanır hem de koku yayması engellenir.

Emzirmeyi bırakma yöntemleri arasında en meşhur olan uygulamalardan biri olan sarı sabır taşı, annelerin işini kolaylıkla görerek emzirmeyi sonlandırabilmektedir. Göğüse sürüldüğü takdirde memeyi bir daha ağzına almak istemeyen bebeklerde sarı sabır taşı nasıl kullanılır? Bebeği memeden kesme yönteminde sabır taşı kullanımı…

Emzirme döneminde ilk iki yılı geride bıraktıysanız ve artık bebeğinizi memeden kesmenin yollarını arıyorsanız, eşinizden dostunuzdan bebeklerinde emzirmeyi nasıl kestiğine dair bilgi öğrenmeye çalışıyor olabilirsiniz. Tecrübeli annelerden yola çıkarak uygulanan bazı memeden kesme yöntemleri kimi bebeklerde işe yararken kimilerinde sonuç vermediği için daha farklı yollar aranabilir. Uzmanlar tarafından bebeğin sağlıklı gelişimi için en az 2 yıl kadar anne sütü alınması tavsiye edilir. Dinimizce de en fazla 2 yıl emzirme süresinin uygun görüldüğü ve bunun Kuran-ı Kerim’de Bakara ve Ahkaf Suresinde delilleri vardır. Dolayısıyla bebeğinde iki yılı doldurmuş olan annelerin yavaş yavaş bebeklerini emzirmeyi bırakması gerekir. (Özel bir durum yoksa) Memeye alışmış hatta memesiz yapamayacak hale gelen bebeklerde anneler bu durumu çok güçlükle geçirebilir. Annelik şefkati ve merhameti ile bebeğini memeden kesmeye kıyamayan ama hükümler ve gelişim gereği bırakmak durumunda kalan anneler için en bilinen yöntemi deneyebilirsiniz. Bebeği sütten kesme de meşhur yöntem olan sabır taşı ile bilinmesi gereken tüm ayrıntıları size derledik! Peki sabır taşı nedir, ne işe yarar? Memeden kesmede sabır taşı kullanımı…

SABIR TAŞI NEDİR? MEMEDEN KESMEK İÇİN SABIR TAŞI NASIL KULLANILIR?

Emzirme dönemindeki bebeği memeden ayırmak için kullanılan ürünlerden biri olan sarı sabır taşı ismen her ne kadar sarı olsa da özünde siyaha yakın bir renktir. Aktarlarda çok kolay bir şekilde bulabileceğiniz sabır taşı, emziren annelerin bebeğini sütten kesme konusunda imdadına yetişebilir! Bebeği sütten kesmek için sabır taşı kullanmaya karar verdiyseniz güvenilir bir aktarcıdan ürünü aldıktan sonra hafifçe ıslatıp göğsünüze sürmelisiniz.

Sabır taşı ile memeden kesme yöntemini deneyen tecrübeli annelerin birçoğunun bebeklerde bir daha meme emmek istemedikleri görüşü öne sürülüyor.

Çiçeği burnunda taze annelerin doğum sonrasındaki emzirme süreci ile ilgili dinimize göre bilmeleri gereken bazı önemli noktalar vardır. Bu önemli noktalardan birisi de Kuranda bildirilen emzirme süresidir. Emziren annelerin bebeklerini sütten kesmesi için ne kadar zaman geçmeli? İslama göre emzirme nasıl olmalı? 2 yaşından sonra emzirmek caiz mi? Sütten kesmek için dua…

Bir bebeğin dünyaya geldikten sonra annesi ile arasında oluşan özel bağda, güven duygusunun tamamlanması için ten tene temas çok önemlidir. 9 ay boyunca anne rahminde yaşayan bebeğin doğumla beraber bir anda kendisini dış dünyada bulması, dünyaya adapte olma konusunda birtakım zorlukları beraberinde getirebilir. Bu zorluklar karşısında en çok ihtiyaç duyacağı kimsenin şüphesiz ki annesi olacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Kokusu, dokunuşu, sesi, şefkati ve merhameti ile kısacası her şeyiyle bebeğinde güven bağı sağlamak isteyen annelerin süt vesilesi ile emzirmesi büyük önem taşımaktadır. Bebeklerde emzirme dönemi ile ilgili şimdiye kadar duyduğumuz en temel bilgilerden biri ise sağlıklı gelişim için bebeğin en az 2 yıl anne sütü alarak emzirilmesidir. Bebeğin ilk altı ayda ihtiyaç duyacağı tüm besin maddelerini anne sütünden alacağı düşünüldüğünde, Allah’ın vermiş olduğu anne sütü mucizesinin ne denli hayati bir önem taşıdığını idrak edebiliriz. Bebeğin beslenmesinde önemli rol oynayan anne sütü vitamin, mineral, protein ve kalsiyum gibi besin değerlerini bir arada buluşturan en faydalı besinlerdendir. Doğru emzirme teknikleri ile gerçekleştirilen beslenme işleminde bebeğin karnı doyacağı gibi zayıf olan bağışıklık sistemi kuvvetlenerek sağlığı korunmuş olacaktır. Bebek için bu kadar önemli olan anne sütü alma süresinde uzmanlar en az 2 yılı öneriyor iken, peki dinimiz emzirme süresi olarak ne hükmü veriyor? Her annenin bilmesi gereken Kuranda emzirme süresi ve anne sütü ayetleri…

KURANDA BEBEK EMZİRME SÜRESİ NEDİR? DİNİMİZDE BEBEK NE ZAMAN SÜTTEN KESİLMELİ? BEBEKLERDE EMZİRME AYETLERİ

Bebeğinin sağlıklı gelişimi ve beslenmesi için emzirme süresi olarak 2 yılı belirleyen annelerin, emzirme işlemini 2 yıldan fazla uzatması dinimizce caiz değildir. Öyle ki Allah (c.c) Kuran-ı Kerim’in Bakara Suresinde şöyle buyurmaktadır: ”Emzirmeyi tamamlamak isteyen(babalar) için, anneler, çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin), yiyeceği ve giyeceği ‘maruf'(örfe uygun) olarak, çocuğun babasına aittir. Bir kimseye, gücünün yeteceği dışında, bir sorumluluk yoktur. Ne anne, doğurduğu, ne de baba, çocuğu sebebiyle zarara uğramasın. Varis üzerine de, bunun benzeri bir durum (söz konusudur). Şayet (anne ve baba), aralarında istişare ederek, (çocuğu, iki yıldan önce) sütten kesmek isterlerse, ikisi için de bir sakınca yoktur. Yine, şayet çocuğunuzu, süt anneye emzirtmek isterseniz, ‘maruf'(örfe uygun) ücretini ödediğiniz takdirde, bir sakınca yoktur. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, muhakkak Allah, yaptıklarınızı görendir.”

İster evli ister boşanmış olunsun anneler bebeklerini tam iki yıl boyunca emzirebilir, gelişimleri dolayısıyla da emzirilmeleri tavsiye edilmiştir. Dinimizin süt emme dönemindeki bebekler hakkındaki bu hükmü, emzirmeyi tamamlamak isteyen anneler içindir. 2 yıl emzirme zorunluluğu gibi bir hüküm yoktur, ayet-i kerimede görüldüğü gibi dileyen emzirme süresini daha aza indirebilir. Annenin temel ihtiyaçları başta olmak üzere yiyecek ve kıyafetlerin ücretleri de babaya tabiidir. Babanın üzerine vacip olan bu durum elbette imkanların, gücün yettiği yere kadardır. Çünkü kimse, gücünün yettiğinden başkasıyla yükümlü olmaz.

ANNE SÜTÜNÜN YARARLARI! EMZİRMENİN BEBEĞE VE ANNEYE FAYDALARI:

-Bağışıklık sistemi zayıf olan bebekler için hastalıklara karşı kalkan görevindedir.

-Bebeğin sıvı ihtiyacını tam olarak karşılamaya yeter ekstradan su tüketimine gerek duyulmaz.

-Kolay sindirilebilir olduğundan ishal, kabızlık ve kolik daha seyrek görülür.

-İçerisindeki demir ve kalsiyum, bebeğin bağırsaklarında iyice emilir, bu da raşitizm ve kansızlık riskine karşı etkilidir.

-Doğumdan sonra rahmin hızlıca toparlanmasına yardımcı olur.

-Fazlalık kiloların yakılmasını sağlar.

-Emziren annelerde meme ve yumurtalık kanseri daha az görülür.

2 YILDAN FAZLA EMZİRMEK HARAM MI? UZUN SÜRELİ EMZİRME SÜRESİ

2 yıldan fazla süren emzirme durumu ile alakalı İmam-ı Şâfiî de çocuk kendi kendine yemeğini yiyinceye kadar emebileceği görüşünü ifade eden âlimler de bulunmaktadır. (İbni Arabî, Ahkâmü’l-Kur’ân, 1/202.)

İster kız bebek cinsiyetinde ister erkek cinsiyetinde olsun İmam-ı Âzam’ın içtihadına göre emzirme süresi otuz ayı geçirmemeli görüşü hakimdir. Fakat çocuğun beslenme problemi varsa, uzatılmasında da sakınca görülmediği öne sürülmektedir.

BEBEĞİ SÜTTEN KESMEK İÇİN DUA VAR MI?

Bebeğini memeden ayırıp sütten kesmek isteyen annelerin en çok araştırdıkları konular arasında gelen sütten kesme duaları ile ilgili araştırmalarımıza göre kesin bir dua şekli yoktur. Bu şekilde anne sütünden kesmek için dua araştırmak yerine samimi ve içten şekilde Allah’tan yardım isteyebilirsiniz. ÖRNEK DUA ŞEKLİ: ”Allah’ım! Senin rızan doğrultusunda çocuğumu 2 yıldan sonrası için sütten kesmek istiyorum, sen bana yardım et, işimi kolaylaştır!”

Yaz sezonunun trend rengi olan siyah, kombinlenmesi en zor renklerdendir. Peki siyah renk için en uygun tonlar hangileridir? Siyah renk bir elbise için kullanılacak eşarplarda hangi renkler tercih edilmeli ve hangi iki renkten uzak durulmalıdır? İşte siyah renk elbiseler için uygun eşarp renkleri.

Yaz sezonunda koyu renkler, kombin açısından ayrıca dikkat gösterilmesi gereken tonlardandır. Bu yaz sezonunun trend koyu rengi ise siyah ve kahverengidir. Siyah renk için, tek parça halinde şık bir görünüm sağlanması pek kolay değildir. Daha şık ve renkli bir stil oluşturabilmek için ikinci bir rengin tercih edilmesi gerekir. Tesettür giyimde bu, eşarplarla sağlanabilir. Siyah renk bir elbise için en çok yakışan şal rengi; mavi, gri, yeşil, pudra, kırmızı, beyaz ve kahverengi tonlarıdır. Siyah renk kombinlerin en fazla tercih edilen rengidir. Bu renkle beraber uyumlu parçalar kullanmak çok önemlidir. Tesettür giyiminde ise en önemi parça eşarp ve ayakkabıdır. Bundan ötürü de bu parçaların seçiminde dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu renklerin birleşiminden oluşan bir kombin, hem gündelik hayatta hem de özel günlerde rahatlıkla kullanılabilir.

SİYAH RENK İLE UYGULANABİLECEK RENK KOMBİNLERİ

Siyah renkte bir elbise veya gömlek kombinlerken, eşarbın siyah renge uygunluğu kadar cilt tonuna olan uygunluğuna da ayrıca dikkat edilmesi gerekir. Böylelikle istenen şık görünüm tam olarak elde edilmiş olur. Siyah renk kombininde adım adım dikkat edilmesi gerekenler şöyledir:

– Siyah elbise kombininde eşarplar için en uygun olan renk; beyaz, marsala, gri, mavi, yeşil ve pudra tonlarıdır. Bu renkler ile başarılı bir ikili oluşturur ancak koyu tonlar, hiçbir zaman siyah renk için doğru bir tercih olmayacaktır. Bu yüzden siyah renklerden uzak durulması gerekir.

– Açık tonları kullanırken parlaklıktan uzak durulması gerekir. Bu hem göz yoracak hem de hoş bir görüntü oluşturmayacaktır. Bu yüzden daha pastel tonları tercih edilmelidir.

– Koyu tonlar içerisinde asla tercih edilmemesi gereken renkler, lacivert ve kahverenginin koyu tonlarıdır. Kahverengi, her ne kadar siyahla birlikte sezonun trend renklerini oluştursa da, siyahla birleştiği zaman rahatsız edici bir görüntü oluşturur.

– Aksesuar konusunda tercih edilecek renk; gri, beyaz ve kırmızı olabilir. Özellikle ayakkabı için bu renkler, siyah elbiselere ayrı bir dikkat çekicilik kazandırmış olacaktır.

– Çanta kombinlerinde ise, fuşya, altın sarısı ve bordo tercih edilebilir. Aynı şekilde üç renk bir arada da kullanılabilir. Örneğin; siyah elbise, gri bir ayakabı ve altın rengi bir çanta.

Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gibi önemli dini bayramlarımızda misafirliğe gittiğimizde kilo almamak için tükettiğimiz besinlere dikkat etmemiz gerekir. Sonrasında büyük pişmanlıklara sebep olan tatlı kaçamaklarla başa çıkmada zorlanmamak için ölçülü ve sağlıklı beslenmek gerekir. Bayramda formunuzu korumak ve kilo almamak için neler yapabilirsiniz? Bayram’a özel detoks tarifi ve bayram diyeti listesi…

Bayramlar ve tatiller, beslenme düzeninizin bozulmasına yani küçük kaçamaklar yapmanız için en cezbedici nedenler arasına girmekte birinci olabilir. Ancak unutulmamalı ki bu kaçamaklar hızlı bir şekilde kilo aldırmaya dolayısıyla da istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Özellikle bayram misafirliklerinde yenilen sarma, baklava ve hamur işleri; mide rahatsızlıkları, sindirimin zorlaşması, yüksek şeker ve vücutta yağlanma gibi sorunlar en yaygın rastlanan durumlar arasındadır. Bizlerde bayramlarda kilo almanızı önleyecek bazı püf noktalarla nasıl beslenmeniz gerektiği ile ilgili bazı ipuçlarını yayınladık. Kilo kontrolünü sağlamak ve fazla kilo almamak için bayramlarda dikkat edilmesi gereken önemli beslenme püf noktaları…

BAYRAMDA KİLO ALMAMAK İÇİN NE YAPILMALI? BAYRAMDA BESLENME

– Bayram sabahı ağır bir kahvaltı yerine, yağlı yiyeceklerden uzak bir sofra kurabilirsiniz. Yumurta, peynir, tahıllı ekmek, reçel, zeytin ve yeşillik tüketebilirsiniz.

– Midenize birden yüklenmemek ve kan şekerinde dalgalanmalara sebep olmamak için ara öğünler yapmalısınız. Ara öğünlerde meyve, yoğurt, çiğ badem ve şekersiz sütlü kahve tüketebilirsiniz.

– Gittiğiniz yerlerde aşırı tatlı tüketmemeye özen göstermelisiniz. Porsiyonlarınızı küçültebilir ve sütlü tatlılar tercih edebilirsiniz.

– Ana yemeğin yanında bol bol salata, yoğurt ve bulgur pilavı tercih edebilirsiniz.

– Meyve suları ve asitli içeceklerden olabildiğince uzak durmalısınız. Bunlar yerine komposto, süt ve ayran gibi daha fazla su içeren içecekler tüketebilirsiniz.

– Bol yağda kızartılmış yemekler yerine, ızgarada pişmiş ya da haşlanmış yemekler yemelisiniz.

– Her gün 30 dakika ya da haftada 3 gün 45 dakika yürüyüş yapmaya özen göstermelisiniz. Hareket etmek hem aldığınız kalorili yakmanızı hem de metabolizmanızı hızlanmasını sağlar.

– Sindirim sistemini düzenlemek ve metabolizmanızı hızlandırmak için günde 1-2 fincan rezene veya yeşil çay tüketebilirsiniz.

BAYRAM DİYETİ NEDİR? KİLO ALDIRMAYAN BAYRAM DİYET LİSTESİ

Bayramda kurulan zengin sofralar ve ikramlar, sağlıksız bir şekilde kilo almanıza neden olabilir. Bayramdan sonra gidilecek yaz tatilleri de düşünülürse, aldığınız kilolar büyük pişmanlık yaratabilir ve geri vermesi oldukça zor olabilir. Sizler için Ramazan bayramında kilo almanızı engelleyecek bir beslenme planı hazırladık.

İşte bayram diyeti listesi:

SABAH:

-1 dilim kepek ekmeği

-1 dilim peynir

-5 adet zeytin

-2 çay kaşığı reçel

-1 kase salata

-1 adet yumurta

ARA ÖĞÜN:

-1 adet baklava

-1 fincan yeşil çay

ÖĞLE:

-1 kase çorba

-1 porsiyon ızgara et

AKŞAM:

-1 porsiyon sulu yemek

-1 porsiyon ızgara tavuk

-1 kase salata

-1 kase yoğurt

-1 adet meyve

BAYRAMA ÖZEL DETOKS TARİFİ! BAYRAMDA ZAYIFLATAN SÜPER DETOKS

Ramazan ayında ve bayramda kurulan zengin sofralar, kilo almanıza neden olabilir. Sağlıksız bir şekilde aldığınız bu kiloları vermek ve yaza fit girmek istiyorsanız, detoks sularından yararlanabilirsiniz. Çünkü detoks suları, metabolizmanızı hızlandırır ve vücudun daha fazla yağ yakmasını sağlar. Sizler için bayram kilolarından kurtulmanızı sağlayacak detoks suyunu araştırdık.

İşte metabolizma hızlandıran detoks tarifi:

Malzemeler:

-10 adet dondurulmuş ve normal böğürtlen,

-1 adet limon,

-1 adet nektarin,

-1 adet kivi,

-2 dilim zencefil

Hazırlanışı:

Bir şişe suyun içerisine limon, kivi ve nektarini dilimleyerek koyun. Daha sonra böğürtleni ve zencefili ekleyin. Hazırladığınız suyu gün boyu tüketin.

 

 

Keskin ve hoş kokusuyla hemen dikkatleri üzerine çeken çay ağacı yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan yaygın otlardan biridir. Özellikle cilt için tercih edilen çay ağacının içindeki yağ çıkartılarak kullanılır. Sivilceler için doğal kürler yapılan çay ağacı hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Çay ağacı yağının faydaları nelerdir? Çay ağacının kullanım alanları…

Yeni Zellandalı gemiciler tarafından keşfedilen çay ağacı yağının birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Çay ağıcı yağı antibakteriyel etkisi sayesinde enfeksiyonu bitirmede etkilidir. Günümüzde popüler hale gelen çağ ağacı yağı doğada bulunan ve yaraları temizleyen en saf ilaçtır. Kimi yerde çay ağacının dalları kurutarak elde edilen çay vücuttaki tüm toksinleri temizlediği akciğer ve karaciğeri yeniler. Yüzyıllar önce denizciler sefer sırasında yanlarına bol miktarda çay ağacı kabukları ve yağı alırlarmış. Kanayan dişler, bağırsak rahatsızlıkları, kas ve kemik ağrılarında tıbbı malzeme olarak kullanılır. Şimdilerde özellikle çatlaklık ve selülit tedavilerinde en çok tercih edilenler arasında yer alır. Bilim literatüründe “Melaleuca alternifolia” olarak bilinen çay ağacı, çok sık yan yana olan ormanlık alanlarda yetişir. Yaprakları bazen beyazımsı olan çay ağacı içeriğinde yüksek miktarda yağ barındırır. 

ÇAY AĞACI YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Su ile seyriltilip tonik olarak kullanıldığında sivilceleri ve sivilce izlerinin kısa sürede geçmesini sağlar. Cildin dermis tabakasının hücrelerini yeniler. Akne ve sivilce tedavisinin yanı sıra kırışıklığa da iyi gelir. Cildi ferahlatır ve rahatlatır.

Dudak, burun kenarı ve genital bölgelerde çıkan uçuk yani herpes virüsünün neden olduğu yaraları da geçirmede etkilidir. Herpes virüsünün olduğu bölgeye ince bir taba halinde sürüldüğünde bölgeyi enfeksiyonlu hücrelerden arındırır.

Birçok cilt problemine iyi geldiği gibi çıbanları bitirmede de etkilidir. İnce bir tabaka halinde çıbana sürüldüğünde kısa sürede etkisini gösterir.

Banyo sırasında kullandığınız suyuna bir miktar ekleyerek hem vücutta bulunan tüm gözenekleri açar. Vücudun terlemesini dengeler. Böylece toksinleri bu yollarda atmayı sağlar. Buhar ile beraber karışan yağın mentollü kokusu bronşların temizlenmesinde etkili olur.

Böcek ve sinek sokmalarından sonra kullanıldığında ortaya çıkan etkili azaltır. Hatta bazı uzmanlar bir bardak su ile bir yemek kaşığı çay yağını bir spresy kabında birleştirerek özellikle yaz aylarında sık sık vücuda sıkılmasını tavsiye eder.

Çay ağacının yağı vajina ve koltuk altına sürerek buradalar oluşma ihtimali olan kötü kokuyu engeller. Ayrıca çevreye karşı doğal bir kokunuzun olmasını sağlar.

Yüksek ateş ve düzensiz beslenme ile ağız içerisinde artan iltihaplı yaralar içinde çay ağacı yağı oldukça etkilidir. Diş etinin deformasyoan uğramasını önler. Diş aralarındaki yemek kalıntılarını temizler. Tükürük içerisindeki bakterileri azaltarak ağız kokusunu önler. Diş taşı oluşumunu engelleyerek beyazlanması destekler.

Şiddetli kulak ağrıları sırasında bir damla kulak içine damlatılarak bekleyiniz. İçerisinde biriken iltihabı kısa sürede atmasına yardımcı olur. 

Sürekli tırnak kırılma ya da uzamama gibi problemler yaşıyorsanız çay ağacı sizin için tam bir şifa kaynağı olabilir. Düzenli bir şekilde tırnaklarınıza masaj yaparak uyguladığınızda tırnaklarınızın daha rahat uzamasını sağlar. 

ÇAY AĞACININ KULLANIM ALANLARI

Cilt sağlığının yanı sıra ev temizliğinde de kullanılabilir. Çay ağacı dalları kaynatılıp elde edilen su temizlik suyunun içine ekleyin. Bu karışımla evinizi sildiğiniz de uzun süreli toz tutmayı engellemenin yanı sıra evi haşeratlara karşı da evi korur. 

Küf ve rutübet tutmaya meyilli duvarları bir kaç kes çay ağacı yağıyla silerseniz. Uzun süre buranın küflenmesi engellenebilir.

Köy evlerinde sıklıkla örümcek ağları vardır. Bunun için sürekli kireçli boya yapılır. Ancak boyanın içine çay ağacı yağı da eklerseniz. Evde uzun süre örümcek ağı toplanmaz. Ayrıca sivrisinek ve sineklerde eve girmez. Çünkü çay ağacının kokusunu bu hayvanlar sevmez.

– Diş bakımı içinde çay ağacı yağı birebir faydalıdır. Ağız içindeki enfeksiyonu azaltmanın yanı sıra dişlerin beyazlamasını destekler. Aynı zamanda ağız kokusunu önler. Evdeki diş macununa çay ağacı yağı dökerek kullanabilirsiniz. 

Sinsi hastalıklardan biri olan şeker hastalığı genetikseldir. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen şeker hastalığı genellikle ileri yaşlarda tamamen ortaya çıkar. Şeker oranı yüksek besinlerden uzak durması gereken bu hastalık hakkında merak edilenleri araştırdık. Özellikle bayramlarda tatlı tüketimi konusunda uzmanlar şeker hastalarına dair ciddi uyarıda bulundu. Şeker hastalığının belirtileri nelerdir?

Pankreas adlı salgı bezinin kana yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da üretilen hormonun yeterli derecede kullanılmaması sonucu yaşanan hastalık sürecine diyabet denir. Midenin arka kısmında bulunan pankreas organı besinler aracılığıyla alınan maddeleri ayırarak kana insülin hormonu salgılanır. Bu işlem aşırı yapıldığında karaciğerin yağlanmasına sebebiyet verir. 2012’de yapılan istatistiksel veri çalışmalarında şeker yani diyabet hastalığının 1.5 milyon kişinin ölümünün doğrudan sebebi olarak gözlemlenmiştir. Diyabet kandaki insülin değerlerinin yükselmesi ya da azalmasıyla ortaya çıkar. Aynı zamanda normal olarak idrarda görülmeyen şeker normalin üstüne çıktığından burada bile görülür. İki çeşit diyabet vardır. Bunlardan biri Tip 1 diğeri Tip 2’dir. 

UZMANLARDAN ŞEKER HASTALARINA ŞERBETLİ TATLI UYARISI!

Bayram günü geleneksel evlerde pişirilen baklavalar konusunda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen, şeker hastalarını uyardı. Gönen, şeker hastalarının şerbetli ve çikolatalı besinlerden kesinlikle uzak durması gerektiğini belirtti. Gönen “Şekerli yiyecek ve içeceklerden kesinlikle uzak durulmalı. Beyaz ekmek tüketiminden kaçınılmalı ve daha çok çavdar ve yulaf ekmeği tüketilmeli. Bayram sofralarında önemli yer tutan hamurlu ve şerbetli tatlılardan uzak durulmalı. Kızartma yerine haşlanmış gıdalar tercih edilmeli. Diyabet hastalarının evde kalmaları tamamen hareketsiz olacakları anlamına gelmez. Bu süreçte evde de uygulanabilecek basit egzersizleri yapabilirler” şeklinde konuştu. 

ŞEKER HASTALIĞININ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Hem çevresel hem de genetik olarak ortaya çıkan şeker hastalığı Tip 1ve Tip 2 olarak iki çeşidi vardır.  Tip 1’e genetik faktörlerin yanı sıra  kan şekerinin düzenlenmesinde görev alan insülin hormonunu üretimi yapan pankreas organına zarar veren virüsler ve vücut savunma sisteminin güçsüzleşmesi de hastalığa sebep olan faktörlerdir. Yaygın olarak görülen Tip 2’ye ise aşırı kilo, ilerleyen yaş, stres, hareketsizlik ev gebelik sırasında aniden değişen hormonsal faktörler neden olur. Kanda bulunan şekerli hücrelerin insilün hormonunu dengelemede pasifleşmesi ile ortaya çıkar. Kandaki insülin yükseldikçe bazı komplikasyonlara da neden olur. Böbrek yetmezliği, görme kaybı, kalp krizi, felç ve bacak ampütasyonu gibi durumlar bu komplikasyonlar arasında yer alır.

GENEL ŞEKER(DİYABET) HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Nedensiz başlayan kilo kaybı,

Sık sık idrara çıkmaya bağlı ortaya çıkan uyku bozukluğu,

Sürekli yemek yeme isteği olmasına rağmen yorgun hissetmek,

Vücut ısısında ani düşme ve yükselmeye bağlı ağzı kuruluğu,

Aniden gelişen görme kayıpları,

El ve ayak parmak uçlarında karıncalanma,

Vücut hareketleri sırasında ağrı hissetme,

– Ağızda uyuşma motor hareketlerinde kısıtlanma, 

Kalp ritim bozukluğu, panik atak ve kalp çarpıntısı olmamasına rağmen kalbin hızlı atması gibi belirtiler diyabet hastalığının habercisi olabilir.

ŞEKER HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Açken yapılan kan ve idrar testi ile şeker ölçümüne bakılır. Burada şeker olası gerekenin üstünde seyrediyorsa uzman ilaç ve diyet tedavisi uygular. Karbonhidratlı besinler şeker oranının olumsuz etkilediğinden uzmanlar öncelikle bu besinlerin azaltımasını öneriyor. Aynı zamanda şeker hastalığı ve tedavisi sürecinde vücutta bazı sağlık sorunlarına zemini hazırlayabilir. Bu yüzden uzman hastanın düzenli kontrollere gelmesi gerektiğini vurguluyor. 

ŞEKER HASTALARI HANGİ BESİNLERİ TÜKETMELİ?

Şeker hastalığı farklı komplikasyonlara neden olur. Örneğin kalp ve damar tıkanıklığı bu hastalıklar arasında yer alır. Bunların önüne geçmek için özellikle omega-3 yağ asitleri iyi gelir. Bu yüzden uzmanlar şeker hastalarına balık tüketimini tavsiye eder.

Tıkanan damarlar kötü kolesterol seviyesinin yükselmesine neden olur. Kötü kolesterol seviyesini düşürmede etkili besin ise zeytinyağıdır. 

İnsülin direncini artırmada etkili olan üzüm çekirdeği ve yeşil çay düzenli tüketilmesi tavsiye edilir. 

İnsülin salgılanması için kanın sulanması gerekir. Bunun içinde etkili olan domates suyudur. Ancak domates suyunun taze sıkılması gerekir.

Aynı zamanda şeker hastalarının yoğurt, süt ve peynir gibi besinleri yağsız tüketilmesi tercih edilmelidir.

Ayrıca lifli gıdalarda vücuttaki metabolizmayı hızlandırarak kandaki şeker düzeyini kontrol eder. 

PEKİ RAMAZAN AYINI ŞEKER HASTALARI NASIL GEÇİRMELİ?

Ramazan ayında şeker hastalarının uzman doktorlara danışarak oruç tutmaları gerekiyor. Derecesi olan şeker hastaları bu konuda dikkat etmesinde fayda var. Aksi halde uzun süreli açlık ve susuzluğa bağlı ciddi hastalıklar ortaya çıkabilir. Ayrıca şeker hastalığının şiddeti artabilir. Oruç tutacak olan diyabet yani şeker hastaları da uzmanların önerdiği besinleri tüketmesi gerekir. Ramazan ayında şeker hastaları neler yapmalı, nasıl beslenmelidir? Sizler için bu sorunun cevabını Yasemin.com editörlerinden Busenur Çalık, Medipol Mega Üniversite Hastanesi Endrokrinoloji uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Kılıçlı’ya sordu. 

Ramazan boyunca değişen öğün vakitleri sonrası bayramın ilk günü her şeyi tüketme arzusunda olanları uzmanlar uyardı. İki öğüne alışmış aynı zamanda gündüzleri yemek yemeğe alışmamış vücut hantallaşır. Bu yüzden aniden aşırı yemek yeme isteğiyle beraber ciddi sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olur. Peki Ramazan sonrası neler yapılmalı ? Bayram sabahı kahvaltıda olması gerekenler

Koronavirüs salgınını durdurmak için Türkiye genelinde alınan önlemlerden biri de Bayram tatili boyunca sokağa çıkma yasağı oldu. Arife gününden itibaren bayramın son gününde kadar 81 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu sayede de bayram ziyeretleri bu bayram yapılmayacak. Virüsün yaygınlaşması önleme adına yapılan yasakla beraber hemen hemen herkes bayramı evlerde geçirecek. 30 gün boyunca iki öğüne düşen yemek alışkanlığı bayram sabahı eski düzenine dönecek. Ancak vücut 30 gün boyunca yemek tüketmeye karşı hantallaştığı için bir anda tüketimi artınca özellikle sindirim sorunlarına yol açar. Bayram sabahı uzmanlar özellikle ağır ve yağlı yemeklerden uzak durulması gerektiğini söyledi. 30 günü unutmak için vücuda zaman verilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bayram sabahı hafif bir kahvaltıyla güne başlanmalı. Ramazan boyunca mide ve bağırsaklar daha az çalıştıklarından birden tüketilen yemek karşısında işlevsellikleri azalır. Bu yüzden küçük porsiyonlar halinde beslenmeli. Ayrıca ilk günden itibaren lifli besinler tüketerek mide ve bağırsakları güçlendirmekte fayda var. 

RAMAZAN SONRASI NELER YAPILMALI?

– Kronik hastalığı olan ancak oruç tutabilen hastaların bayram sabahı diyet listelerini bozmamaları gerekir. Ayrıca uzmanlarına danışarak ilaç düzenlerini kontrol etmeli.

– Uyku saatlerinizi düzene sokun ve gece yemek yeme alışkanlığını bırakın. Aksi halde bu öğün sayısını artırarak kilo almanıza ve farklı hastalıklara zemin hazırlar.

– Spor ve egzersizlere mutlaka devam edilmeli. Koronavirüs sürecinde evde kalınan bu zamanda egzersiz vücut için olmazsa olmazalardandır.

– Sütlü ve şeker oranı az olan tatlılar tercih etmek daha doğru olur. Diğer türlü hamur, çikolata ve şerbeti yüksek olan tatlılar kan şekerini aniden yükseltebilir. 

– Bol bol su tüketerek metabolizma ve sindirim sisteminin eski haline kavuşması sağlanmalı. Aşırı baharatlı yemeklerden ilk bir hafta uzak durulmalı. 

BAYRAM SABAHI KAHVALTIDA OLMASI GEREKENLER

Bayram sabahı kahvaltısında mutlaka hafif besinler olmalı. Bunların başında da yumurta, domates, salatalık ve peynir gelmeli. Ayrıca kahvaltında bol bol yeşillik ve çiğ biber kesinlikle bulundurulmalı. Hamur işleri özellikle börekten ilk gün uzak durulmalı. Aynı zamanda kızartma gibi yağlı yiyeceklerde tüketilmemeli. Bağırsakların işlevselliği için lifli besinler özellikle portakal ve haşlanmış patates yenilmeli 

En sık rastlanan sağlık sorunlarından biri olan ağız içi yaralar kişilerin neredeyse yaşam kalitesini düşürür. Yeme ve içme zorluğu çıkaran ağız içi yaralarından doğal yollarla kurtulmayı sizler için araştırdık. Çeşitli hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan ağzı içi yaranın uzun sürmesi tehlikelidir. Peki Ağız içi yara nedir & neden olur?

Ağız boşluğunda ve diş etlerinde meydana gelen ucu açık iltihaplı yaralara; pamukçuk ya da ağız ülseri denir. Ağız yaraları C vitamini eksikliğinden dolayı görülmektedir. Ağızda çıkan yaralar kişilerin; yemek yeme, sıcak içecek tüketme ve dişleri fırçalama gibi aktivitelerine engel olur. Yaşam kaliteyi olumsuz etkileyen ağız içi yaralar hastalık olduğu kadar ciddi hastalıklarında habercisi olabilir. Toplumun yüzde 25’inde görülen ağız içi yaralar, kimisinde bir süre sonra geçse bile kimisinde ise uzun bir geçmez. Ağız içi yara her ne kadar ciddi bir hastalık gibi görülmezse de zamanında tedavi edilmediğinde bazı sağlık sorunlarına neden olur. 

AĞIZ İÇİ YARA NEDEN OLUR?

Düşük bağışıklık sistemi,

Hormonal bozukluk,

Mide asidinin bazı nedenlere bağı ağza kadar gelmesi,

Gıdalara olan alerjik zayıflık

Bilinçsiz diş fırçalama sonucu yaşanan tahribat,

Alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklar,

Ağız içi yaraları genellikle gizli ateşlenme sonrası,

Stres, depresyon ve kaygı gibi psikolojik rahatsızlıklarda, 

Adet dönemi, ergenlik geçişleri, gebelik ve menopoz gibi hormon değişikliklerinin olduğu zamanlarda,

C ve D vitaminleri eksikliğinde,

Asidik meyve ve baharatların aşırı tüketilmesi sonrası,

Yetersiz temizlik, 

Bazı ilaçların yan etkilerinden dolayı ortaya çıkar.

AĞIZ İÇİ YARANIN ÜÇ ÇEŞİDİ VARDIR;

Herpetifrom ülserasyon, halk arasında uçuk olarak adlandırılan bu yara herpes virüsünden dolayı ortaya çıkar. Bu yaralar bulaşıcı değildir. Fakat çok sık tekrar eder.

Küçük ülserler, bu yaralar gizli ateşlenme sonrası ortaya çıkar ve zamanla kendiliğinden geçer. Lakin yaraların miktop kapmaması için doktora başvurmak gerekir. Aksi halde iyileşme süresi uzar.

Büyük ülserler, bazen bir kaç tane yara bir araya gelerek oluşan bu ülserler, kişinin günlerce ağrı çekmesine neden olurlar.

AĞIZ İÇİ YARALAR DOĞAL YOLLA NASIL GEÇER?

Uzmanlar ağız içi yaralarına genellikle antibyotik özellikli gargaralar verirler. Ancak evde yapabileceğiniz yöntemlerle de bu yaralardan kurtulabilirsiniz.

Tuzlu su gargarası, ağız içi yaralarında etkili yöntemlerden biri olarak bilinir. Bir çay bardağı suyun içine üç çay kaşığı tuz atılarak hazırlanan karşımı günde 3 defa uygulanması gerekir.

Misvak, diş ve diş etlerini temizlemede doğal yöntemlerden biridir. Diş etlerinde oluşan yaralara misvak iyi gelir. 

Bir kaşık sumağı bir ılık bardağı suya ekleyip karıştırınız. Bu karışımla 2 dakika bir ağzınızı çalkalayınız. Sumak hem oluşan yaralardaki enfeksiyonu azaltırken hem de ağız içindeki virüsleri temizler. Diş sağlığında etkili olan doğal yollardan biridir. 

2020 sezonunun en dikkat çeken desenlerinden olan leopar, özellikle feminem görünüm oluşturmak isteyenlerin ilk tercihi oluyor. Peki sezonun trend deseni leopar desen için nasıl kombinler hazırlanabilir? 2020 leopar desen modelleri nasıl? İşte leopar desen için tüm bilinmesi gerekenler!

Daha feminen ve olgun bir stil çizmek isteyenler için en doğru desen tercihlerinden olan leopar, özellikle ilkbahar ve yaz sezonu için etek&bluz ve elbise kombinlerinde güzel bir uyum oluşturuyor. Ancak leopar desenli bir parçayı doğru kombinlerseniz, oluşturmak istediğiniz tarzı rahatlıkla elde etmiş olursunuz. Sizler için hem leopar desenler için kombin önerilerini hem de kombin örneklerini derledik. Leopar desenler için küçük adımlarla şık ve sade bir tarz oluşturmak mümkündür.

LEOPAR DESENLER İÇİN KOMBİN ÖNERİLERİ

Feminem giyimin en trend deseni olan leopar desen, etek ve elbise kombinlerinde oldukça şık durur. İlkbahar sezonunda tercih edilen sweatshirt, elbise ve eteklerle uyumlu bir birliktelik oluşturabilir. Ancak bu kombini yaparken boy ve vücut ölçünüze dikkat etmelisiniz. Çünkü uzun boy bir etek boyunuzu olduğundan kısa, kısa boylu bir etek ise vücut hatlarınızı kötü gösterecektir.

Leopar desenler ile en uyumlu olan renk siyahtır. Siyah ton, daha maskülen ve olgun bir görünüm oluşmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte beyaz tonlar da, ayakkabı veya sweatshirt, bluz veya kazak rengi olarak tercih edilebilir.

LEOPAR DESEN KOMBİNLERİ

Siyah ve kahve tonları, 2020 yaz sezonu için trend renkler arasında yer alıyor. Siyah beyaz kontrasında bir yazlık elbise, yazlık bir bilekten kesim kahve bot ve çanta ile oldukça şık bir şekilde tamamlanabilir.

Kahve ve siyah birleşimiyle hazırlanmış bir elbise, daha naturel tonların olduğu hasır bir çanta ile oldukça şık bir uyum sağlayacaktır.

Bu sezon için sadece kahve siyah renkler ön planda değil. Yeşil, turkuaz ve mavi gibi renkler üzerinde tasarlanmış leopar desenleri, sarı ve turuncu gibi daha canlı renklerle birleştirme yoluna gidilebilir.

Elbise yerine etek&bluz veya etek&t-shirt kombininden de yararlanılabilir. Bunun için leopar desen hareketliliği eteklerde kullanılabilir. Çanta ve üst parçalar için ise düz tasarımlar tercih edilebilir.