Şunun için etiket arşivi: Kadın

Akdeniz Bölgesi’nde yaygın olarak tüketilen görüntüsü lokuma benzeyen cezerye tam bir vitamin ve mineral deposudur. Vücudun günlük enerjisini tek seferde karşılar. Stres ve yorgunluk gibi hastalıklara fayda sağlar. Kahvenin yanında tercih edilen cezerye hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki cezeryenin faydaları nelerdir?

Arapçada havuç anlamına gelen Cezerye, havuç, toz şeker ve Hindistan cevizi ile yapılan bir tatlı türüdür. İçerisine Antep fıstığı, fındık veya ceviz eklenebilir. Omega-3 ve A vitamini bakımından zengin olan besinlerin bir araya gelerek yapılan bu tatlı türü özellikle kış aylarında ortaya çıkan hastalıklara fayda sağlar. Havuçlar rendelenip kaynatılır. İçerisine toz şeker eklenir. İyice kaynatılır. Bu esnada içerisine isteğe bağlı yukarıda sayılan kuruyemişleri eklenebilir. Daha sonra belli işlemlerden geçirilir. Bazı yörelerde tüm işlemler yapıldıktan sonra ateşte kavrularak da tüketilir. Akdeniz Bölgesin’de sıklıkla yapılır. Mersin yöresinde adım başı her yerde var. Arap kültüründen yüzyıllar önce kültürümüze girdi. Kahve ya da çay gibi içeceklerle beraber ikram edilir. Bunun dışında yöre halkı misafirlerine ikram ederek onlara değer verdiklerini gösterir. Buraları ziyaret eden turistlerin ise hediyelik olarak tercih ettiği tatlı çeşididir. İçeriğinde havuç bulunduğundan besin değerleri aynıdır. Bunun yanı sıra içerisine fındık, ceviz ya da Antep fıstığı konulduğunda bu değer iki kat artar. 

CEZERYENİN FAYDALARI NELERDİR?

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığı için birebir fayda sağlayan ideal bir besindir. Uzmanlar havucu direk tüketemeyenler için önerir. Özellikle ileri yaşlarda görülen katarak hastalığının önüne geçer. Eğer içeriğinde ceviz varsa aynı zamanda gözlerin görme oranını artırır.

İçeriğinde fındık içeren cezerye cildin yenilenmesini destekler. Hücrelerin oluşumunu koruyan fındıklı cezerye saçların daha daha gür çıkmasını sağlar. Anti aging etki göstererek yaşlanmayı geciktirir.

Tüm çeşitleri kronik yorgunluğu ortadan kaldıracak en doğal besindir. Sinir hücrelerin yapısını korur. Bu sayede ruhsal hastalıkların yaşanma olasılığını da azaltır. Metropollerde yaşayanlar için uzmanlar, günde en az ortalama iki dilim tüketmesi gerektiğini vurguluyor.

Lif bakımından zengin olan cezerye kötü kolesterolü düşürerek kalp ve damar sağlığına fayda sağlar. Bunun yanı sıra sindirimi düzenler hem kabızlığı hem de ishalin oluşmasını önler. Aynı zamanda diyet yapanlar için ideal bir tatlı çeşididir. Aşırı tüketilmedikçe kilo vermede yardımcı olur.

Yüksek vitamin ve mineral içerdiğinden vücudun enerjisini yükseltir. Geleneksel olarak yeni evlenen çiftler tüketir. Hem yumurtalığı korur hem de erkeklerdeki sperm oranını artırır.

Sinir hücrelerini güçlendirdiğinden beyne de fayda sağlar. İleri yaşlarda görülen unutkanlık ve alzheimer gibi hastalıkları önler.

Sütlü tatlıların eşsiz lezzeti olan tarçının aslında insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Alternatif tıptaki kullanımı eski Mısır tarihine kadar uzanan tarçın, günümüzde daha çok tatlılarda tercih edilir. Ancak tarçın çok güçlü bir antimikrobiyal özelliği vardır. Peki tarçının faydaları nelerdir? Sizler için tarçın hakkındaki tüm bu soruların yanıtlarını araştırdık.

Defne ailesine ait olan tarçın, ağacının iç gövdesi sıyrılarak elde edilir. Kurutulup öğütülen tarçın, soyulurken içe doğru kıvrımlı olur. Çubuk şeklinde sıyrılan tarçının, keskin bir kokusu ve eşsiz tadı vardır. Tanen ve uçucu yağ içeren tarçın, kahve, çikolata ve meyveli sodalarda ham madde olarak kullanılır. Orta Asya’da tüketimi fazla olan tarçın Osmanlı mutfaklarının ise vazgeçilmez baharatlarından biridir. Bilimsel literatürde cinnamomum olarak geçer. kabuklarında yüksek miktarda polifenol olan tarçın, güçlü bit antioksidan kaynağıdır. Kötü kolesterolü düşürmede etkili olan tarçın aynı zamdan vücuttaki mantarlı bakterileri de atmada etkilidir. M.Ö yıllarda Çinliler tarafından sadece ilaç olarak kullanılan tarçın, İpek yoluyla Avrupa’da yayıldığında oldukça değerli bir baharat olarak görülmüştür. Diyabet hastalığıyla savaşan tarçın birçok araştırmaya konu oldu. 

TARÇININ FAYDALARI NELERDİR?

– Vücut içerisinde artan toksin hücrelerin yaşlanmasını hızlandırır. Bunun yanı sıra hastalıkların yaşanma olasılığı da artar. Ancak yapılan araştırmalarda tarçın içeriğinde güçlü antioksidan içerdiğinden bu durumun yaşanmasını azaltır. Özellikle mevsim geçişlerinde artan virüs ve bakteri nedeniyle yaşanan üst solunum yolu hastalıklarını önler. Ayrıca sinir hücrelerinin deformasyona uğramasını engelleyerek stres ve yorgunluğun da önüne geçer. 

– Anti inflamatuar özelliğe sahip olan tarçın, kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp krizi, felç, yüksek tansiyon ve kan basıncın artış risklerini düşürür. Organların hücre dokularını yeniler. Nikotin ve kafeinden etkilenen akciğeri yenilemede güçlü bir baharattır. 

– Yapılan araştırmalarda tarçının kandaki şeker seviyesini düşürdüğü yani insülin direncini kırdığı tespit edilmiştir. Kan dolaşımını düzenleyerek, sindirimde enerjiye dönüşen karbonhidratların hızla parçalanıp yok olmasını engeller. Böylece vücudun enerjisini artırır. 

– Beyin fazla protein aldığından hücrelerinde hasar oluşur. İç sıvısında kayıp yaşayan beyinde şiddetli ağrılara neden olur. Ayırca motor hareketlerini olumsuz etkileyen bu durumu engellemede de faydalı besinler sıralamasında başlarda yer alır. Özellikle parkinson hastalığında doğal ilaç olan tarçın bayin nöronlarının işlevselliğini kontrol eder. 

– Hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçer. Özellikle kolonlardaki bakterileri azaltır. Sindirim sorunlarının önüne geçer. Kolon kanserinin oluşmasındaki en büyük etken besin atıklarıdır. Ancak tarçın güçlü bir temizleyici olduğundan kolonları temizler. 

– Dikkat eksikliği modern çağ hastalıkları arasında ilk sırada yer alır. Bu hastalığı yaşayan kişiler sürekli aşırı öfkeli, sabırsız ve hızlı konuşma gibi belirtilerle kendilerini gösterir. Yaşam kalitesini düşüren bu hastalık için en etkili besin tarçındır. Tarçın beyin ve sinir fonksiyonlarını düzenlediğinden doğal bir etki ile kişinin belirtileri yaşamasını engeller.

– Sindirim sistemindeki besinlerin parçalanıp kana karışması yavaşladıkça vücudun yağlanma oranı da bir o kadar artar. Ancak tarçın besinleri doğru enzimlemeye yardımcı olarak içerdiği lifle tokluk hissi sağlar. Böylece kilo vermek isteyenler için idealdir.

– Salmonella bakterisi gıda zehirlenmelerini tetikler bu da kusma bulantı gibi sağlık sorunlarına neden olur. Ancak tarçın bunun içinde etkili doğal bir ilaçtır. Bakterinin etkilerini kısa sürede yok ederek bağırsakların işlevselliğini artırır.

– Kolajen üretimi belli bir yaştan sonra yavaşlar. Bu maddenin azalması ile kişinin dokuları yaşlanma belirtileri gösterir. Ancak tarçın kolajeni artırmada etkilidir. Bunun yanı sıra saç derisine ve cilde yapılan tarçın maskeleri de buradaki hücreleri sağlığını korur. 

İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN TARÇIN KÜRÜ

Kolon kanserine davetiye çıkaran nitrozamin maddesinin oluşumunu engeller. Bağırsak ve kolonlardaki hücrelerin yapısını güçlendirir. 

– Bir bardak klorsuz su

– Bir çubuk tarçın

Akşam yemeklerden 2 saat sonra bir bardak kaynayan klorsuz suyun içine çubuk tarçını ekleyin. 5 dakika kaynadıktan sonra süzüp ılık olduktan sonra bir bardak için. Bu uygulamayı haftada 4 gün düzenli yapıldığında olumlu sonuçlar alınır. 

En çok tüketilen besin olan domates hakkında hiç bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Yapılan araştırmalarda pişirilmiş domatese dair ortaya çıkan gerçek herkesi şaşırttı. Kan yaptığına inanılan ve güçlü bir antioksidan özelliği olan domatese dair merak edilen her şeyi derledik. Peki domatesin faydaları nelerdir? Pişirilmiş domates ne işe yarar? Haberin detayında…

Domates içerdiğinde yüksek değerde çok farklı vitamin ve mineraller barındırdığı için en faydalı besinler arasındadır. Alfa-lipolik asit sayesinde vücuttaki glikozu enerjiye çevirir. Likopen vücuttaki hücrelerin yenilenmesi için gerekli maddelerden biridir. Domatesin yüze 80’i bu maddeden oluşur. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetişen domatesin ana vatanı Güney Amerikadır. Sos yapımında oldukça kullanılan domates, çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Çiğ, pişirilmiş ve kurutulmuş çeşitleri ile tüketime açık olan domates doğada bilenen en iyi antioksidandır. Kanser araştırmalarında kullanılan domatesin mutasyona uğrayan hücreler üzerinde olumlu etkileri tespit edilmiştir. Uzmanlar son yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin özellikle uyku bozukluğuna iyi geldiğini ortaya çıkarmış. Ayrıca domates pişirilince asit ve madde oranlarının da yükselmesini belirten uzmanlar düzenli tüketildiğinde vücudumuza birçok fayda sağladığını vurguluyor.

PİŞİRİLMİŞ DOMATES NE İŞE YARAR?

– Güçlü antioksidan maddeleri sayesinde vücuda nüfuz eden kanserli hücrelerin sayısını azaltarak, bağışıklık sisteminin bu hücrelere karşı direncini artırır. Özellikle erkek hastalığı olan prostat kanserini engellemede en etkili doğal yöntemdir.

– Bilim adamları kan basıncının sürekli değiştiği insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Yaptıkları araştırmalarda ise vücudun sodyum oranını dengeleyen en etkili besinin pişirilmiş domates olduğunu belirtiyor. 

– Kan basıncını dengelemesinin yanı sıra kanı temizleyerek kalbe giden damarların tıkanmasını önler. Aynı zamanda kalp bu yolla fazla efor sarf etmediğinden, ritim bozukluğu, panik atak gibi hastalıkların riski azalmış olur. 

– Diyabet hastaları kandaki insülin oranının artmasından korktukları için birçok besini tüketemez. Ancak domates içerdiği asit ve şekeri enerjiye çeviren maddeleri sayesinde bu risk grubunda olmayan besinlerdendir. Uzmanlar diyabet hastalarının hafta da birde olsa domatesi pişirerek 3 tane tüketmesini tavsiye eder. 

– Sinir sistemi ve hücreleri vücudumuzdaki hassas noktalardan biridir. Bunların herhangi bir nedenden dolayı deforme olması sonucunda ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Uzmanlar bu durumun engellemenin en etkili doğal yolunun domates olduğunu belirtiyor. Özellikle pişirilerek tüketilen domates bu faydayı iki kat daha fazla karşılar.

– İçerdiği yüksek miktarda lif sayesinde kabızlığı da önler. Ancak domatesin kabukları ile fazla tüketmeyiniz bazı bünyelerde domates kabuğu kabızlığa da neden olur.

PEKİ DOMATES NASIL PİŞİRİLİP TÜKETİLMELİDİR?

Hafta da 3 tane pişirilen domates tüketmenizde fayda var. 3 domatesi iyice kaynatın pişen domatesin kabuklarını soyun. Dilimlediğiniz domateslerin üzerine dilerseniz limon sıkıp tüketebilirsiniz. Ya da domatesi ortadan ikiye bölün teflon bir tavada kızı ateşte pişirip de tüketebilirsiniz.

DOMATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Demir bakımından zengin olduğundan kanda bulunan hemalogbin hücrelerini artırarak kan oranını yükseltir.

İçerdiği lif sayesinde sindirime faydası olan domates uzun süre tokluk hissi veren besinler arasında ilk sırada gelir. Diyet yapanlar için ideal bir besindir.

Sıvı oranı yüksek olduğundan vücudun ihtiyacı olan suyu karşılar. Bu özelliği sayesinde cildi yeniler. Parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.

Potasyum minerali kalp sağlığı için önemlidir. İki adet domates vücudun ihtiyacı olan potasyumun yüzde 30’unu karşılar. 

Göz içerindeki vitamin ve minerallerin azalması özellikle katarak ve göz kuruluğuna neden olur. Ancak domates içerdiği flavonoid gibi maddeler sayesinde bu gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

Yetersiz beslenmeye bağlı hücrelerin yapısında ciddi bozulmalar meydana gelir. Bu durumu önlemek için vücudun yani bağışıklık siteminin antioksidanlara ihtiyacı vardır. Domates güçlü bir antioksidan olduğundan hücre onarımını destekleyerek yapısını korur.

DOMATESİN ZARARI VAR MIDIR?

Uzmanlar organik olmayan domatesler konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. İçeriğinde organik maddeler barındırmayan domates, organların zarlarındaki hücrelere zarar verir. Beta-bloker ilacı kullanan hastaların domatesi kesinlikle aşırı tüketmemesi gerekir. Ayrıca bazı kişilerin bağışıklık sistemleri likopene karşı hassastır. Likopen domatese rengini veren maddedir. Bu maddeyi alan kişilerde cilt kızarıklığı, şişlik, kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. 

Vücuttaki iltihaplar hemen hemen herkesin şikayet ettiği sağlık sorunlarından biridir. Birçok hastalığa davetiye çıkaran bu durumdan kurtulmak için uzmanlar bazı besinler önerir. Bunlardan biri de deniz börülcesidir. Deniz börülcesi ıspanak ailesine ait güçlü bir toksin atıcıdır. Peki Deniz börülcesinin faydaları nelerdir? Sizler için börülce hakkında merak edilenleri araştırdık.

Denizdeki gelgitlerle oluşan en tuzlu bitki olan deniz börülcesi tam bir vitamin ve mineral deposudur. Halk arasında kurşun otu  ya da tuzlu ot olarak da adlandırılır. İlkbaharla beraber yeşeren deniz börülcesi yazları çokça tüketilir. Bünyesinde tuz mineralleri barındırdığından vücuttaki iltihabı atmada etkilidir. Deniz börülcesi hem yemek hem de salata olarak tüketilir. Özellikle yoğurt ve sarımsakla yapılan salatası hem kilo vermeye yarıyor hem de vücudun yenilenmesini destekliyor. Tuz gölü, Aksaray, Ereğli, Burdur ve Tarsus kıyılarında toplanır. Börülce tüketilmeden bir gün boyunca tatlı suda bekletilmelidir. İçerdiği tuz oranını azaltmak için bu yöntem uygulanmalıdır. Aksi halde zehirleme, alerji ve sindirim sorunlarına neden olabilir. İçerdiği tuz aynı zamanda guatr gibi ciddi hastalıkların yaşanmasını önlemede etkilidir. Sonbahara doğru rengi kırmızı olur. İlkbahar ve yazın ise yeşil ve sarı renklerde olur. Çamurlu ve alkali topraklarda yetiştiğinden içeriğinde güçlü formlar barındırır. Yeni yeni araştırmalara konu olan deniz börülcesi alternatif tıpta çokça kullanılmıştır. 

DENİZ BÖRÜLCESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Vücuttaki tuz eksikliği lenflerin çalışmamasını sağlar. Bu da guatr gibi ciddi hastalığa zemin hazırlar. Ancak doğada bulunan her tuz çeşidi vücuttaki bu eksikliği gidermez. Deniz börülcesi bu bakımdan en ideal besindir. İçerdiği tuz mineralleri sayesinde tuz oranını dengeler. Ortaya çıkan guatr şiddetini azaltır. 

Güçlü sodyum ve kükürt maddeleri içeren deniz börülcesi idrar problemine iyi gelir. Mesanede yaşanan herhangi bir enfeksiyonlu sağlık sorunu idrar yapmada güçlük oluşturur. Bunun için vücut bazı minerallere ihtiyaç duyar deniz börülcesi bu mineralleri sağlamada etkilidir.

C vitamini vücudun vazgeçilmezleri arasındadır. Özellikle bağışıklığın güçlenmesi için C vitamini bakımından zengin olan besinler tüketilmelidir. Aksi halde vücut bağışıklığı zayıflar ve kişi sürekli hastalanmaya başlar. Bu sağlık sorunlarını yaşamamak için deniz börülcesi gibi C vitamini bakımından zengin besinleri haftada en az iki kez tüketilmesinde fayda var.

Yüksek lif yapısı olan deniz börülcesi sindirim problemlerine de iyi gelir. Ancak deniz börülcesi sirkeli suda ya da tatlı suda iyice yıkanması gerekir. Daha sonra tüketildiğinde bağırsak ve mide hastalıklarının önüne geçer. İshal ve kabızlık gibi rahatsızlıkların yaşanmaması sağlayarak metabolizmayı düzenler.

Metabolizmayı hızlandırdığı için kilo vermede oldukça etkili bir besindir. Uzun süre tokluk hissi verir. Aynı zamanda içerdiği kalsiyum ve potasyum sayesinde kemik sağlığını destekler. 

Vücuttaki hücreleri yenilediği gibi cilt hücrelerini de yeniler. Bu sayede cildin parlak ve daha güçlü görünmesini sağlar. Karaciğer içinde mucize bir besindir. Burada biriken iltihaplı hücreleri söker atar. 

DENİZ BÖRÜLCESİNİN ZARARI VAR MIDIR?

Yapılan araştırmalarda deniz börülcesi hakkında kesin bir olumsuz etkisi olduğuna dair bir bilgi yoktur. Ancak uzmanlar her besinin aşırısının güçlü etkilere neden olabileceğini hatırlattı. Bu yüzden deniz börülcesi de tüketirken aşırıya kaçmamakta fayda var. 

Doğada kendiliğinden yetişen kaparinin bir diğer adıyla gebre otu dikenli bir bitki türüdür. Peki kaparinin (Gebre otu) faydaları nelerdir? Küçük tomurcuklar şeklinde yetişen kaparinin genellikle turşusu yapılır. Sindirim sistemine oldukça iyi gelir. Sağlığa inanılmaz faydası olan kaparinin hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında kaparine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kebere, keper, gebere, gebre otu, kedi tırnağı, menginik, karga kavunu ve  hint hıyarı olarak da bilinen kapari Ege Bölgesinde daha fazla yetişir. Tomurcukken de tüketilebilen bu meyve doğada kendiliğinden yetişir. Kısa boylu yer bitkisi olan kapari 200 yıl rahatlıkla yaşar. Gıda sektöründe sıklıkla kullanılan bu meyve aynı zamanda kozmetik sanayinde de kullanılıyor. Dünya genelinde bu meyvenin turşusu bile yapılıyor. Ülkemizde yeni yeni tüketimi artan bu meyve Avrupa da garnitürü olarak tüketilmektedir. 200 gram çiçek tomurcuğunda 134 mg fosfor, 18 mg demir, 48 mg protein, 24 mg selüloz ve 4 mg lipid içerir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de bahsi geçen kapari tablet şeklinde de satılır. Alternatif tıpta kapari otu tohumları diş ağrılarına iyi gelir. Özellikle kilo vermede fayda sağlayan kapari, düşük kaloriye sahiptir. Aroması yoğun olmadığından yemeklere eklenebilir. Bilim literatüründe “Capparis spinosa” olarak bilinir. Ülkemizde İç Anadolu, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu bölgesinde yetiştirilmektedir. Kapari genellikle meze ve turşusu kurulur. Üstelik tuz kapariyi sertleştirmez. 

KAPARİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Antik Yunan çağlarında Aristo ve Hippokrat tarafından bazı hastalıklarda ilaç olarak kullanılmıştır. 

Flavonoid maddesi bakımından zengin olduğundan bu sayede yüksek oranda antioksidan etkisi gösterir. Bu özelliği sayesinde vücuttaki tüm serbest radikalleri idrar yolu ile atar. Ödem toplanmasını önler.

Lif oranı yüksek olduğundan sindirim rahatsızlıklarının yaşanmasını önler. Kilo vermede yardımcı olur. Özellikle turşu hali tüketildiğinde uzun süre tokluk hissi vermenin yanı sıra vücudu dinç tutan bir enerji de sağlar. Kronik yorgunluk gibi durumların yaşanma riskini azaltır.

Kalsiyum ve magnezyum deposu olan bu meyve kemik ve diş gelişimine katkı sağlar. Gelişimlerini desteklerken aynı zamanda daha güçlü olmalarına da destek olur. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan ciddi rahatsızlıkların riskini azaltmada vücuda destek olur.

Akciğer ve karaciğerin temizlenmesini destekler. Bu iki organda vücudun temel organları arasında yer alır. Özellikle karaciğer yağlanmasını önleyerek bölgesel kiloları ve cilt sağlığını olumlu destekler.

KAPARİ NASIL TÜKETİLİR?

Taze olanları önce tuzlu suda daha sonra sirkeli suda bekletilerek turşu yapılır.

Meyve olmadan tomurcuk hali de turşu yapılır. Genellikle pizza üzerine konulan malzemelerle beraber yer alır. 

Geleneksel olarak balık, beyaz et ve kırmızı et gibi yemeklerin yanına pişirilerek eklenir.

Kış ayları için yapılan domates soslarının tadını güçlendirmek içinde kullanılır.

KAPARİ ÇAYI NASIL YAPILIR?

Vücudun bağışıklığını güçlendirmek için tüketilen kapari çayı için aktarlardan işlenmiş hali alınır. 2 su bardağı su iyice kaynatıldıktan sonra ocak kapatılır. İçine bir tatlı kaşığı kapari otu atılır. 5 dakika demlenmeye bırakılır. Daha sonra ılık halde bir bardak tüketilir. Kapari çayı taze tüketilmelidir. Ayırca kaynatılan kapari çayı tonik olarak da kullanılabilir. Sivilce ya da yara temizlemede etkilidir. 

KAPARİNİN ZARARI VAR MIDIR?

Doğrudan tüketilmesi konusunda uzmanlar ciddi uyarılarda bulunuyor. Çünkü kapari otu zehirli bitkiler arasında giriyor. Bu yüzden kapari otunu aktarlardan işlenmiş hali alınması öneriliyor. Ayrıca çocuklar ve hamilelerin tüketmemesi gereken bir ottur. Kapari çayı fazla tüketildiğinde mide ağrısı, baş dönmesi ve halsizlik gibi sağlık sorunlarına neden olur. 

Halk arasında “Hint leylağı” olarak bilinen neem ağacının, yaprağından çiçeğinin tohumuna da kadar birçok hastalığa faydası vardır. Sizler için neem ağacının faydalarını ve hangi hastalıklara iyi geldiğini araştırdık. Peki Neem ağacı nedir? Kadınların güzellik sırrı olan neem ağacı kozmetik fabrikalarının ham maddesidir. Türkiye’de neem ağacına Yalancı Tespih ağacıdır.

Anti-bakteriyel, anti-viral, analjezik, anti-piretik, antiseptik, kan arındırıcı ve mikrop öldürücü gibi özellikleri sayesinde neem ağacı yüzyıllardan beridir alternatif tıpta kullanılmıştır. Özellikle Hindistan’da köy eczanesi olarak tabir edilen neem ağacı, yaklaşık 16 metreye kadar uzar. Tropikal özelliği olan neem ağacı meyve verir. Ağaç yapraklarından meyvesine kadar şifa sağlar. Odunsu gövdesinden elde edilen yağ özellikle cilt yüzeyindeki deforme sorunlarına iyi gelir. Yaprakları da meyvesi de yenilebilen nadir ağaçlardan biridir. Alternatif tıpta ciltten ziyade diş ağrıları için kullanılmıştır. Diş yüzeyini temizler. Ağız içi enfeksiyonu azaltır. Cilt yüzeyinde ki kararmaları açar. Çay olarak tüketildiğinde vücuttaki hücreleri hızla yeniler. Bu yüzden yaşlanmayı geciktiren mucize ağaç olarak görülür.  

NEEM AĞACININ FAYDALARI

SAÇ

Neem yaprağı kepek tedavisinde kullanılır. Aynı zamanda saç derisini ölmüş hücrelerden arındırarak canlılığını korur. Saç derisinde oluşma ihtimali olan kaşıntı ve kızarıklık gibi rahatsızlıkların riskini de azaltır.

CİLT

Ağacından elde edilen neem yağının, cilt hastalıklarını da iyileştirici özelliği vardır. Antioksidan bakımından zengin olan yağı; egzama ve sedef hastalıklarını iyileştirmesinin yanı sıra ciltte meydana gelmiş yanıkların, yaraların ve kesiklerin de enfeksiyon kapmasını önler. Cildin genç hücrelerinin sayısını artırarak yaşlanmayı geciktirir.

AĞIZ VE DİŞ BAKIMI

Bir diğer kullanım alanı da ağız ve diş sağlığıdır. Özellikle diş eti sorunlarında etkili olan neem bitkisi, ağız içinde oluşan zararlı bakteri sayısını azaltır. Yemeklerden sonra yaprağı çiğnendiğinde hem ağız ve diş sağlığını korur hem de ferahlık vererek ağız kokusunu önler.

VÜCUDU TEMİZLER

Neem bitkisinden yapılan çay, günde bir bardak tüketildiğinde kandaki zararlı toksinleri temizler. Ayrıca sindirimi kolaylaştırarak, mide ve bağırsak hastalıkları risklerini azaltır. Yarım çay kaşığı neem tozunu bal ile karıştırarak her gün tüketirseniz vücudun ihtiyacı olan oksijen miktarını sağlamış olursunuz.

EKLEM AĞRILARI

Hemen hemen herkesin yaşadığı sağlık sorunlarından biri olan eklem ağrılarında da neem bitkisi doğal tedavi yöntemi olarak kullanılır. Özellikle eklemlerde oluşan iltihabı azaltarak, meydana gelmiş olan ödemlerin şişliklerini hafifletir. Ayrıca eklem ağrılarının olduğu bölgelere de neem yağını masaj yaparak uygulayabilirsiniz.

KANSER ÖNLEYİCİ

Yapılan araştırmalarda neem ağacının çiçek özleri vücutta oluşma ihtimali olan kanser hücrelerini önler. Özellikle rahim ve prostat kanserlerinde etkilidir. Aynı zamanda kemoterapi tedavisinin yan etkilerini de azaltır.

Hemen hemen herkesin yaşadığı sağlık sorunlarının başında gelen diş kararması aynı zamanda estetik görüntüyü de bozar. Diş diplerinden başlayan zamanla tüp dişleri kaplayan kararmaların nasıl oluştuğu ise merak konusu oldu. Bir ton para vererek beyazlatma işlemleri ise maliyeti bir hayli zorluyor. Ancak sizler için bir haftada dişleri beyazlatan mucize kür bulduk. Peki Dişlerin dip kısmı neden kararır?

Diş aralarında kalıntı olarak kalan gıdalar zamanla tartar tabakasını oluşturur. Bu tabaka da ilerleyen zamanlarda ciddi diş eti hastalıklarına neden olabilir. Kimisi doktora giderek bu tartarları temizler fakat bu da diş minesinin zayıflamasına neden olabilir. Diş diplerinde başlayan bu kararma hemen hemen her yaşta insanda görülebilir. Bazılarında ise diş yüzeyinde lekeler oluşturur. Bunun tedavisi ise oldukça zor hale gelebilir. Kimisi tartar kimisi ise dip kararması der. Ancak her bakımdan da bu sağlık sorunu hem ağzı ve diş sağlığını hem de estetik görünüşü bozar. Herke de görülmezse bile bu kararma bazılarında kalıcı olarak kaldığından ruhsal sorunlara neden olabilir. Toplum içinde rahat gülme ve konuşma gibi aktiviteleri engeller. Bakımsızlığın yanı sıra besinlerden de kaynaklı diş kararması yaşanır. Özellikle asitli ve kafeini yüksek besinler diş yüzeyindeki sağlıklı görünümü olumsuz etkiler. Dişler önce sararır. Sonra diplerde siyah çizgiler oluşur. Sarılık giderek artıkça siyahlıkta o kadar yüzeye doğru çıkar. Bu duruma bir çok sorun neden olabilir.

DİŞLERİN DİP KISMI NEDEN KARARIR?

– Diş yapısı genellikle genetiksel sorunlara yol açabilir. Bunlardan biri de diş kararmasıdır. Herkes de görülmezse bir diş yapısındaki bozukluğun ya da sağlık sorununun başlangıcı gen aktarımıyla alakalıdır.

– Diş kararmasına neden olan bir diğer yaygın durum ise sigaradır. Sigara dumanının ağız içine sinmesi ve buradaki hücreleri öldürerek işlevselliklerini azaltmasıyla diş kararmasına zemin hazırlar.

– Düzensiz ağız diş bakımı diş kararmalarına yol açar. Dişlerin fırçalanmadan uymak bu süreci hızlandırır. Ayrıca düzenli diş bakımı yaptırmayanlar da da sıklıkla görülür. 

– Uzun süreli diş telleri de dişlerin yeterli miktarda temizlenmesini önlediğinden kararmaya yol açar. Ayrıca sağlıksız bir ortamda takılan teller diş yüzeyinde kalıcı hasarlara neden olabilir. 

– Vücut için alınan ek takviyeli ilaçlarda fazla proteine neden olduğundan dişlerdeki protein ve kalsiyum dengesini bozabilir. Özellikle demir vitamini alanlarda diş kararması yaygın görülür.

– Ek takviyelerin yanı sıra gebelik ya da hamile kalmak için alınan ilaçlarda hormonal yapıyı bozar. Bu da tükürük bezlerindeki sağlıklı hücrelerin sayısını azaltır. Diş kararmasının yanı sıra diş kaybına bile yol açabilir.

– Bağışıklığı zayıf olan insanların virüslere karşı direncinin az olması da ağız içi sağlığını olumsuz etkiler. Diş yüzeylerinin yenilenmesini sağlayan protein sayısı azalır. Enfeksiyon artar bu sadece diş kararmasına değil aynı zamanda ağız içi kanserine de neden olabilir.

– Aniden çıkan ateşlenme ve alerjik sorunlarda dişlerin kararmasına yol açan sorunların başında gelir. 

BU KARIŞIMLA DİŞLERİNİZİ BİR HAFTADA BEYAZLATIN!

Karbonat ve tuzun anti bakteriyel özellikleri sayesinde bu tabakadan diş minesi hasar almadan kurtulabilirsiniz. Bir çay kaşığı karbonat, bir çay kaşığı tuz ve bir yemek kaşığı limon suyunu karıştırınız. Bu karışımı sabah akşam diş fırçanıza sürerek dişlerinizi düzenli bir şekilde fırçalayınız. 

Yaz sezonu için dolapları hazırlama sürecinde, kışlık kıyafetleri kaldırmak biraz yorucu gelebilir. Ancak doğru teknikler uygulanırsa bu süreç, sanıldığından da kolay ve kısa sürede tamamlanmış olur. Peki kışlık kıyafetleri kaldırıp saklamanın pratik yolları nelerdir? Detayları haberimizde.

Bayram sonrasında Kontrollü Sosyal Hayat’a tümüyle girilmiş olunacak. Karantinanın ardından insanlarda bir yaz sezonu alışverişi de başlayacak. Bu durum beraberinde dolaplardan kışlık kıyafetleri kaldırıp yaz kıyafetlerini yerleştirme sürecini de başlatıyor. Alışverişe çıkmadan yapılması gereken kışlık kıyafetleri kaldırma işlemi, kimi kişiler için yorucu kimi kişiler içinse oldukça kolay bir işlem. Peki kışlık kıyafetleri kaldırmanın en kolay yolları nelerdir? Kışlık kıyafetler nasıl temiz ve düzenli bir şekilde, kolay yoldan kaldırılabilir? Sizler için bu soruların yanıtlarını içeren bir içerik hazırladık.

KIŞLIK KIYAFETLERİ KALDIRMANIN KOLAY YOLLARI

Kazak, hırka, kaban gibi kaba kıyafetlerin vakumlanması tercih edilmelidir. Vakumlu poşetler kıyafetleri ince bir hale getirir hatta poşetler, kıyafetler içerisindeyken rulo haline bile getirilebilir. Bu da alandan kazanım sağlar. Bununla birlikte gömlek ve pantolonlar için de aynı yöntem uygulanabilir.

Ancak vakumlama ve katlama işlemlerinde sıkıntı oluşturan kıyafetler de bulunur. Bu tarz kıyafetler, askılanarak saklanmalıdır. Özellikle bu tarz sıkıntıların en çok yaşandığı gömlek ve kazaklar için, bu yöntem ideal olacaktır. 

Kıyafetlerin ardından ayakkabılara yönelilmelidir. Çizme ve bot tarzı ayakkabılar, kaldırılmadan önce havalandırılmalıdır. Bu işlem bittikten sonra muhakkak ayakkabı içleri için satılan deodorantlardan sıkılıp öyle muhafaza edilmelidir.

Kaldırılan kıyafetler için en büyük sorun, zamanla güve oluşmasıdır. Bunu önlemek için güzel koku yayılmasını da sağlayan naftalin ve lavanta kokusunu tercih edebilirsiniz. Kıyafetlerin arasına yerleştirmeniz yeterli olacaktır.

Son olarak, kıyafetleri yerleştirirken bir daha giyip giymeyeceğiniz parçalara göre ayrım yapılması gerekir. Bir daha giyilmeyecek olan parça hiç yerleştirmemelidir. Böylece alandan da tasarruf edilmiş olur. Ve kıyafetler muhakkak, vakumlanıp asılmadan önce otomatik programda yıkanmalıdır.

Yüzyıllar önce tüketilen sarı karpuzun unutulmaya yüz tutmuş o eşsiz lezzeti Burdur’da tekrardan yetiştirilmeye başlandı. Şifa deposu olan sarı karpuzu önceden bilmeyenler bozuk olduğunu sanıyor. Ancak uzmanlar sarı karpuzun mucize besinler arasında ilk beşte yer aldığını söylüyor. Peki Sarı karpuzun faydaları nelerdir? Tam bir şifa deposu olan sarı karpuz hakkında merak edilenler…

Yaz aylarında serinlemek için tüketilen kırmızı karpuzun aslında yüzyıllar önce Anadolu topraklarında sarısı da üretilirdi. Kelek gibi görünen bu karpuz çeşidi hem iyi bir lif kaynağıdır ve hem de birçok rahatsızlığa da iyi geldiği bilinir. Son 10 yıldır üretimine yeniden başlanılan sarı karpuz, tam bir şifa deposudur. Lezzet olarak kırmızı karpuzla aynı olan sarı karpuz, bilinmediği için çok fazla tercih edilmez. Ancak uzmanlar güçlü bir A vitamini olduğundan tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Dış yüzeyi olarak aynı olan fakat kesilince rengi ortaya çıkar. İçerdiği sıvı kırmızı karpuza göre daha fazladır. Renginden dolayı tropik meyve zannedilir. Vücudun özellikle üreme sistemlerini yenileyen sarı karpuz, eski çağlarda tansiyonu dengelemek için tüketilirdi. Yaz meyvelerinden biri olan sarı karpuzun tadı bal gibidir. Çin’de halen seri olarak üretilir. Anadolu topraklarında unutulsa da Asyalıların vazgeçmediği bir lezzettir. Asya ülkelerinde misafirlere sarı karpuz ikram etmek onlara değer verdiğini gösterir. 

SARI KARPUZUN FAYDALARI NELERDİR?

BÖBREK TAŞINI DÜŞÜRMEDE YARDIMCI OLUR

Aç karna tüketildiğinde sıvı oranı azalmış böbreklerin daha iyi çalışmasında yardımcı olur. Aynı zamanda idrar yoluyla ağrısız bir şekilde böbrekte oluşmuş kum ve taşın dökülmesini sağlar. İdrar söktürerek mesane torbasında idrar birikmesini önler. Böylece idrar yolu enfeksiyonlarının da oluşumunu engeller.

VÜCUDU MİKROPLARDAN ARINDIRIR

Vücutta dolaşan serbest radikaller; kan şekerinin oranını bozar. Aç karna tüketilen sarı karpuz bu radikallerin emilimini hızlandırarak kan şekerini dengede tutar. Bu sayede tansiyon hastalarının rahatlıkla tüketebileceği bir besindir. 

GÖZ SAĞLIĞI

Göz sağlığı için faydalı olan A vitamini bakımından zengin olan sarı karpuz özellikle katarak hastalığının yaşanmasını engeller. Göz içerisindeki vitamin ve sıvı oranını çoğaltarak görme oranını artırır. Göz içi iltihap birikmesinin önüne geçer. 

VİTAMİN DEPOSU

Kalsiyum, potasyum, B ve C vitaminleri açısından oldukça zengin olan sarı kapuz, düşük kaloriye sahip olduğundan kilo vermek isteyenlerin diyet listelerinde yer almaya başladı. Vücudun işleyişini güçlendirir. Sıvı bakımından da zengin olduğundan vücut için sinir sistemlerinin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 

BAĞIRSAK KANSERİNİ ÖNLER

İçerdiği lif ve posa yapısından kaynaklı bağırsak florasının sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Aynı zamanda kabukları ve çekirdeğinden yapılan çay da bağırsak kanserini önler. Bağırsakların fonksiyonlarını artırarak kabızlık gibi sindirim sorunlarını ortadan kaldırır. 

Çoğu kimsenin bilmediği ancak tam bir vitamin deposu olan guava meyvesi son yıllarda popüler olmaya başladı. Hoş kokusuyla dikkatleri hemen üzerine çeken bu meyvenin anavatanı Batı Amerika ve Hindistan’dır. Üst solunum yollarına neden olan virüslere karşı etkilidir. Guava meyvesine dair merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Peki Guava meyvesi nasıl yenir & Faydaları nelerdir?

Asya ülkelerinden dünyaya yayılan mucize meyve guava; göz sağlığından, kilo vermeye kadar pek çok konuda vücuda yardımcı olan bir besin kaynağıdır. Herhangi kimyasal işleme maruz kalmadan uzun yıllar muhafaza edilip tüketilebilir. Bilim literatüsünde Psidium’dur. Latince de psidium nar anlamına geliyor. Guavanın yaklaşık 100 kadar türü bulunuyor. İçeriğinde yüksek miktarda A ve C vitamini vardır. Bunun yanı sıra folik asit,potasyum,manganez ve bakır mineralleri bakımından zengindir. Guavanın iki çeşidi vardır. Elma ve çilek guavana olarak geçer. Dış yüzeyi yeşil olana elma guava, kırmızı olana ise çilek guavana denir. Dış kabuğu serttir ancak içeriğindeki etli kısım oldukça yumuşaktır. Türüne göre tadı değişir. Acı veya tatlı bir tada sahiptir. 

GUAVA MEYVESİ NASIL YENİR?

Amerika’da genellikle meyve soslarına eklenir. Sirkesi yapılır. Sos ve sirke yemeklere eklenir. Asya ülkelerinde ise meyve çiğ halde tüketilir. Ancak çok farklı tüketimi vardır. Kesilip üzeri tuzlanıp karabiber dökülür. Sokaklarda sıklıkla bu meyveye rastlanabilir. Asya ülkelerindeki sokaklarda erik tozuna batırılmış bir halde bulunabilir. Ancak Hintliler genellikle kaya tuzu tercih eder. Diyet yapmak isteyenler salatalarına ekleyerek tüketir. Yüksek miktarda pektin içeren guava meyve suyu olarak üretilir. Tart ve jölesi de yapılır. Meksika ve Küba gibi ülkelerde suyunun tüketimi popülerdir. Ayrıca bazı ülkeler domates gibi tüketir. Meyve ve yapraklarından çay da yapılır. Bu çay hazımsızlığa iyi gelir. 

 GUAVA MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Turunçgillere oranla 4 kat daha fazla C vitamini içeren guava, cilt parlamasını ve saç dökülmesini azaltır. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemini güçlendirir.

– Guavana boğaz da virüs ve enfeksiyonlu hücrelerin birikmesini önler. Akciğerlere virüsler gitmeden yok eder. Uzmanlar bu yüzden bol bol tüketilmesini önerir. 

Diğer meyve çeşitlerine göre şeker ve karbonhidrat oranı düşük olan bu besin, hem diyabet hastalarının hem de kilo vermek isteyenlerin rahatlıkla tüketebileceği bir meyvedir. 

Havuçta bulunan A vitaminin 2 katı bu meyvede bulunduğundan göz problemlerine de iyi gelir. Özellikle ileri yaşlarda görülme ihtimali olan görme problemlerini engeller. 

Yoğun ve tempolu çalışmadan sonra kemik ve kaslarımızın güçlenmesi için magnezyum oranı yüksek besinler tüketmeliyiz. Gün sonunda 3 adet tüketilen guava meyvesi magnezyum eksikliğini azaltmada yardımcı olur.

– Kan şekerini dengeleyen guava, aynı zamanda lif oranı yüksek olduğundan uzun süre tok kalmayı sağlar. Bu yüzden diyet yapanlar için ideal bir besin kaynağıdır. Bağırsakları hızla çalıştırır. Kabızlığın önüne geçer.