Şunun için etiket arşivi: Kadın

Tezgahlardaki yerini almaya başlayan vişne, vücut direnci için inanılmaz faydaları var. Ekşi ve tatlı arasında bir tadı olan vişne hemen hemen herkesin tüketmeyi tercih ettiği meyvedir. Belli bir dönemde bulunduğu için genellikle insanlar kurutarak, reçeli yapılarak ya da suyu çıkartılarak uzun süre tüketilmesi uzun hale getirilir. Peki Vişnenin faydaları nelerdir? Vişne suyu ve vişne sapı çayının bilinmeyenleri

Tatlıların ve içeceklerin yanı sıra içerdiği vitaminler bakımından ilaç sektöründe de kullanılan vişnenin 270 çeşidi vardır. Ancak sağlık açısından 4 çeşidi tüketilir. Aynı zamanda mayhoş bir tada sahiptir. Vişne iltihaplanmayı azaltmada ve iltihaptan kurtulmada en etkili doğal besindir. Uzmanlar vişne meyvesinin sapının da sağlığa birçok faydası olduğunu belirtiyor. Yapılan araştırmalarda düzenli tüketilen kurutulmuş vişne sapı çayı, vücudun hastalıklara karşı direncinin arttırdığı gözlemlenmiştir. Gül ailesine ait olan vişne, kiraz meyvesi ile sürekli karıştırılır. Ancak kiraz vişneye göre daha büyük ve olgundur. Yüzeyinde benekler olan daha parlak ve kırmızıdan çok pembemsi bir rengi vardır. İlkbaharın ilk ayı ile çiçek açan vişne, Mayıs ayında meyve vermeye başlar. Anavatanı Anadolu ev Balkan olan vişne, A vitamini bakımından oldukça zengindir. 

VİŞNENİN FAYDALARI NELERDİR?

Güçlü bir antioksidan olan vişne vücutta biriken serbest radikalleri atar. Aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirerek özellikle mevsim geçişlerinde yaşanan hastalıklara karşı vücudun direncini artırır.

Böbrek üstü bezlerinin çalışmasını sağlar. Bu sayede vücuttaki sıvı oranını artırarak organların işleyişini destekler. Vücut içi sıvının fazla olması sadece organların fonksiyonları için değil aynı zamanda cilt içinde oldukça gereklidir. Ciltteki kırışıklık ve yaşlanma karşıtı hücreleri sayısını azaltır.

İçerdiği yüksek A vitamini hem göz hem beyin sağlığı için vazgeçilmezdir. Göz içerisindeki sıvı ve vitamin oranı azalınca görme kaybına neden olan ciddi hastalıklar ortaya çıkar. Bunun için hem sıvının hm vitaminlerin yüksek olması gerekir. Ayrıca sinir hücrelerinin de vücuttaki dolaşımı için gerekli olan A vitamini beyinde oluşma ihtimali olan unutkanlık ya da beyin kanaması gibi aniden ortaya çıkan hastalıkların riskini azaltır.

Damar daralması ve tıkanıklığı ciddi hastalıkların yaşanmasına zemin hazırlar. Ancak vişne damar içini temizleyerek tıkanıklığı ve damar duvarını güçlendirerek daralmasını önler. Böylece kalp hastalıklarının yaşanma olasılığı düşer.

Aç karna bir bardak tüketilen vişne suyu mide asidini dengeler, sindirimi kolaylaştırır, bağırsak florasının çoğalmasını engeller, vücut enerjisini artırır ve gün içerisinde kişinin uzun süre tok kalmasını sağlar. Aynı zamanda vişne içeriğindeki maddeler sayesinde kan yapıcı özelliği de vardır. 

VİŞNE SUYU VE VİŞNE SAPI ÇAYININ BİLİNMEYENLERİ..

Potasyum bakımından zengin olan vişne sapından yapılan çaydan günde bir bardak tüketilmek böbrek ve mesaneyi temizler. Böylece böbreklerde yaşanma ihtimali olan hastalıklar önlemiş olur.

Günümüzde hemen hemen herkesin şikayet ettiği vitamin ve kansızlığı gidererek, bağışıklığı güçlendirir. Bağışıklığı güçlenen kişilerin kansere yakalanma riski azalır.

Antioksidan özelliği sayesinde idrar yoluyla, yemek borusu ve midedeki yemek atıklarının neden olduğu zararlı toksinleri vücuttan atar.

Her gece yatmadan tüketilen bir çay bardağı vişne sapı rahat bir uyku çekmenizi sağlarken, uyku sırasında ciltte deforme olmuş hücreleri de yeniler. 

Üst solunum yolları hastalıkları sebebiyle tüketildiğinde terleme etkisi yaparak hem boğazdaki iltihabı temizler hem de zararlı toksinlerin balgam yoluyla kolayca atılmasını sağlar.

Yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerin neden olduğu kabızlık, şişkinlik ve mide ağrıları gibi rahatsızlıkları giderir. 

İçerdiği kalsiyum vitaminin yanı sıra mayhoş tadıyla sinir hücrelerini yatıştırarak; depresyon ve stres gibi psikolojik rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltır.

HAZIRLANIŞI

Kurutulmuş 1 tutam vişne sapını 3 su bardağı su ile 15-20 dakika boyunca kaynatın. Rahatsızlığınıza göre günde bir, en fazla iki bardak tüketin. Aynı zamanda topuk çatlaması rahatsızlığı olan kişiler, hazırladıkları suyu bir kovaya dökerek ayaklarını 20 dakika içinde bekletmelerinde fayda var.

VİŞNENİN ZARAR VAR MIDIR?

İçindeki asit oranı yüksek olduğundan aşırı tüketildiğinde mide yanmasına neden olur. Bu da gaz sıkışmasına zemin hazırlar. Aynı zamanda vücuttaki asit oranını da yükseltir. Mide yanması ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Bunlardan en tehlikelisi ishaldir. Çünkü aşırı ishal vücudun sıvı kaybına yol açar. 

Kilo problemi ile karşı karşıya olan kimselerin vazgeçilmez yiyeceği olan salata tarifleri ile hem kendinizi mutlu edebilir hemde karnınızı doyurarak sağlıklı beslenme gerçekleştirebilirsiniz. Evde ya da dışarıda yiyeceğiniz diyet dostu salata çeşitleri, damak zevkinizi ikiye katlayabilir! Evde sağlıklı şekilde hazırlayabileceğiniz en doyurucu salata tarifleri ile kalorileri…

Evlerimizde tüketmekten büyük bir keyif aldığımız salata çeşitleri, sofralarımızın olmazsa olmaz dediğimiz en lezzetli yiyeceklerinden biridir. Hem çok düşük kalorili olması hem de sağlıklı beslenmeye ile doğrudan bağlantılı olması nedeniyle kilo vermeye yardımcı olan bol yeşillikli salatalar, damak tadına uygun çeşitli tariflerle yapılabiliyor. Salatanın içerisine eklediğimiz; kıvırcık, marul, maydanoz, roka gibi çok faydalı sebzeler bir arada buluştuğu zaman ortaya lezzet şöleni çıkıyor! Hafif yapıda olması nedeniyle kolay sindirilebilen ve iştah kesebilen salatalar sağlıklı ve kalıcı kilo vermenin en önemli detayıdır. Fakat salatanın daha da lezzetli olması için tüketeceğimiz zaman ya da hazırlarken farkında olmadan yaptığımız en büyük hata üzerinde gezdirebileceğimiz salata soslarıdır. Bu nedenle hazır soslar yerine evde sağlıklı ve daha düşük kalorili soslar hazırlamak daha güzel bir tercih olacaktır. Peki hangi salatada kaç kalori var? Kilo verdiren salata tarifleri neler? İşte yanıtı…

TIKLA OKU: ENDER SARAÇ’TAN 3 GÜNLÜK SALATALIK DİYETİ

SALATALAR VE KALORİLERİ:

Bir porsiyon ızgara sezar salata: 380 kalori

Bir porsiyon kızarmış tavuklu salata: 540 kalori

Bir porsiyon cevizli ve tulum peynirli salata: 360 kalori

1 porsiyon sezar salata: 360 kalori

1 porsiyon çoban salata:167 kalori

1 porsiyon gavurdağ salatası: 184 kalori

1 porsiyon kırmızı lahana salatası: 173 kalori

1 porsiyon roka salatası: 128 kalori

1 porsiyon semizotu salatası: 204 kalori

KİLO VERDİREN DİYET SALATA TARİFLERİ

1. YAĞ YAKAN ENGİNAR SALATASI

MALZEMELER:

-4 adet orta boy enginar

-3 tutam maydanoz

-2 tutam dereotu 

-4 adet kornişon turşu

-1 adet kırmızı biber

-4 yemek kaşığı garnitür

– İsteğe göre mısır

– Yarım limon suyu

YAPILIŞI:

Enginarları limonlu su içinde haşlayın ve haşlandıktan sonra süzün. Soğumasını bekledikten sonra büyük küpler şeklinde doğrayın. Daha sonra maydanoz, dereotu, biber ve turşuyu ince ince doğrayın. Üzerine limon suyu ve biraz yağ ekleyin ve karıştırın. İşte enginar salatası hazır servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

2. DİYET KİNAO SALATASI TARİFİ

MALZEMELER:

– 1 çay bardağı kinoa

– 1,5 bardak su

– 5 adet çeri domates

– 1 adet salatalık

– Damak tadına göre reyhan ve maydanoz

– 8 yaprak kıvırcık

– 2 adet taze soğan

– 6 adet dereotu

YAPILIŞI:

Kinoayı bir tencere koyun ve üzerini çok az geçecek kadar su ilave edin. 30 dakika kadar suda bekletin ve sonra süzün. Süzdüğünüz kinoaya tekrar 1,5 bardak su ilave ederek tencerenin kapağını kapatın. Orta ateşte yumuşayıp patlayıncaya kadar pişirin ve tekrar süzün. 

Kinoa soğurken yeşillikleri yıkayın ve tüm malzemeleri ince ince doğrayın. Çeri domatesleri de 4 parçaya bölün ve tüm malzemeleri salata kasesine koyarak karıştırın.  Üzerine soğuyan kinoayı ilave edin ve üzerine isteğinize bağlı olarak zeytinyağı, nar ekşisi, limon suyu ve tuz koyun. İşte kinoa salatanız hazır!

Afiyet olsun…

3. BULGURLU ISPANAK SALATASI

MALZEMELER:

– 10 yaprak ıspanak
– 1 adet taze soğan
– 3 dal dereotu
– 10 yaprak roka
– 1 yemek kaşığı ince bulgur
– 1 tatlı kaşığı nar ekşisi
– 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
– 1 tatlı kaşığı limon suyu
– 1/4 fincan nar

YAPILIŞI:

Ispanak, roka, taze soğan ve maydanozu yıkayarak doğrayalım. İnce bulguru sıcak suda haşlayarak soğutalım. Bulgurun içine yeşillikleri ekleyerek nar ekşisi, zeytinyağı, baharat ve limon suyu ekleyerek tatlandıralım. Son olarak nar ekleyerek servis edelim.

Afiyet olsun…

Diyette korkmadan tüketebileceğiniz hem lezzetli hem de pratik olan meşhur çoban salatası tarifini sizlere sıraladık. Çeşitli sebzeleri bir arada bulundurarak diyette sevilen yerini alan çoban salatasının kalorisi de oldukça düşük! İşte doyurucu çoban salatası tarifi…

Domatesiyle, biberiyle, salatalığıyla, yeşilliğiyle akşam sofralarının aranan lezzeti olan birbirinden enfes salatalar diyet listelerinin gözdesidir. Kilo vermek için uygulanan diyet listelerinde ara öğün olarak tercih edilecek olan bol yeşillikli salatalar, lif bakımından zengin olması nedeniyle tokluk hissettirir. Uyacağınız diyet programında fazla yemek yememek için uzun süre açlık hissettirmeyen lifli gıdalara yönelmeli ve olabildiğince sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu anlamda düşündüğümüzde vitamin deposu olan bol yeşillikli salatalar hem diyete yardımcı olacak hem de sağlığa katkı sağlayacaktır. Sağlıklı beslenmek ve kilo vermek için tüketilmesi önerilen salatalara alternatif olan meşhur çoban salatasının kaç kalori olduğunu ve evde en lezzetli nasıl yapıldığını sizlere derledik. Diyete yardımcı çoban salatası nasıl yapılır? Çoban salatası kalorisi ve besin değerleri…

DİYETTE TÜKETEBİLECEĞİNİZ ÇOBAN SALATASI NASIL YAPILIR?

KOLAY VE LEZZETLİ ÇOBAN SALATASI TARİFİ:

MALZEMELER:

4 tane orta boy domates
3 tane orta boy yeşil biber
2 tane orta boy salatalık
1 tane büyük boy kuru soğan
1/4 demet maydanoz
5 yemek kaşığı zeytinyağı
4 yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu
1/2 çay kaşığı tuz

YAPILIŞI:

Elinizin altında bulunan bol sulu orta boy domatesleri ince ince doğrayın. Salatalıkları da kabuksuz şekilde domateslerin görünümü ile uyumlu olacak gibi kesin. Ortadan ikiye ayıracağınız ve çekirdeklerini temizleyeceğiniz yeşil biberleri yarım ay şeklinde kesin.

Kuru soğanı küçük parçalar halinde veya ince piyazlık doğrayın. Maydanozu incecik kıydıktan sonra soğanın dışındakileri salata kabında güzelce harmanlayın. Daha sonra doğranmış kuru soğanları koyup, salatanın sosu için; zeytinyağı, taze sıkılmış limon suyu ve tuzu karıştırıp salatada gezdirin.

ÇOBAN SALATASI KALORİSİ: 100 gram çoban salatasında 38 kcal, 1 Porsiyon (230 gr) çoban salatasında 87 kcal değeri vardır.

4 GÜNLÜK YEŞİL SALATA DİYETİ LİSTESİ

1. GÜN

200 gram yağsız,tuzsuz pilav ve gün boyu acıktıkça domates, salatalık, biber, vb mevsim sebzelerinden oluşan salata (Sınırsız yağsız, tuzsuz salata serbest)

2. GÜN

200 gram tavuk ve gün boyu acıktıkça domates, salatalık, biber, vb mevsim sebzelerinden oluşan sebze salatası (Sınırsız yağsız, tuzsuz salata serbest)

3. GÜN

200 gram süzme peynir ve gün boyu acıktıkça domates, salatalık, biber, vb mevsim sebzelerinden oluşan sebze salatası (Sınırsız yağsız, tuzsuz salata serbest)

4. GÜN

200 gram yağsız beyaz peynir ve gün boyu acıktıkça domates, salatalık, biber, vb mevsim sebzelerinden oluşan sebze salatası (Sınırsız yağsız, tuzsuz salata serbest)

Kronik bir hastalık olan crohn sindirim sistemi yollarının ağızdan başlayarak bağırsaklara kadar olan kısmın iltihaplanmasıyla oluşur. Kesin bir tedavisi olmayan crohn hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Crohn hastalığı genellikle kolit hastalığıyla karıştırılır. Peki crohn hastalığı nedir?

Sindirim sisteminin tümünün iltihaplanmasına crohn hastalığı denir. Ortaya çıkma nedeni kesinleşmemesine rağmen, kronik bir hastalık çeşidi olan crohn hastalığının en yaygın belirtisi ishaldir. Crohn ve kolit genellikle karıştırılır. Ancak kolit kalın bağırsak iltihaplanmasıyla sınırlıyken crohn, anüsten bağırsaklara kadar yaşanır. 20 yaşlardan itibaren başlayan bu hastalık, sindirim sistemi organları hem yüzeysel hem de katlarını etkiler. Otoimmün, bağışıklık sisteminin dışsal faktörlere karşı verdiği aşırı tepkiler sonucu, bağışıklık sisteminin savaş açmasıyla sağlıklı olan organların bile zarar vermesiyle oluşan hastalıkların genel adıdır. Crohn’da bu otoimmün içinde bulunur. Crohn genellikle genetikseldir. Crohn hastalığı kontrolsüz ilaç kullanma, beslenme şeklinin fazla yağlı olması, lif tüketiminin ise azlığı, aşırı nikotin ve kafein tüketme gibi faktörler sonrası ortaya çıkma olasılığı fazladır. Crohn, stres ve psikolojik durumlarla ortaya çıkma durumu ise düşüktür. 

CROHN HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kanlı ve sürekli ishal

Karnın orta kısmında sürekli kramp ve ağrı

Midenin üst kısmında şişkinlik yaşanması

Kemik ve eklemlerde şiddetli ağrılar

Kusma, bulantı ve iştah kaybı

Vücutta enerji düşüklüğü

Aşırı kilo kaybı

Vücut sıcaklığında ani yükselmeler

Görme kaybının yaşanması

İdrar yaparken zorlanma ve ağrı çekme

Bacaklarda şişlik ve ciltte lekeler oluşması

Ağız içi yaraların artması gibi belirtiler yaşanır.

CROHNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Crohnun tedavisi için bir takım işlemler yapılır. İlk olarak kolonoskopi, endoskopi ve biyopsi yapılır. Kesin bir tedavisi olmayan crohn hastalığının ortaya çıkardığı belirtiler azaltılmaya çalışılır. Ağızdan bağırsaklara kadar oluşmuş mukozlu iltihap azaltılmaya çalışır. Çok uzun süreli ilaç verilir. Ancak ilaçlarda vücutta farklı yan etkilere neden olur. Bunun için özel beslenme şekli önerilir. Bu yüzden uzmanlar probiyotik bakımından zengin olan turşu ve yoğurt tüketiminin artırılmasını tavsiyede bulunur. Probiyotikler bağırsaklardaki florası dengeler. iltihap oluşumunu azaltır. Bunun yanı sıra enginar, muz, soğan ve sarımsak tüketimi artırılmalıdır.

Kronik bir hastalık olan crohn sindirim sistemi yollarının ağızdan başlayarak bağırsaklara kadar olan kısmın iltihaplanmasıyla oluşur. Kesin bir tedavisi olmayan crohn hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Crohn hastalığı genellikle kolit hastalığıyla karıştırılır. Peki crohn hastalığı nedir?

Sindirim sisteminin tümünün iltihaplanmasına crohn hastalığı denir. Ortaya çıkma nedeni kesinleşmemesine rağmen, kronik bir hastalık çeşidi olan crohn hastalığının en yaygın belirtisi ishaldir. Crohn ve kolit genellikle karıştırılır. Ancak kolit kalın bağırsak iltihaplanmasıyla sınırlıyken crohn, anüsten bağırsaklara kadar yaşanır. 20 yaşlardan itibaren başlayan bu hastalık, sindirim sistemi organları hem yüzeysel hem de katlarını etkiler. Otoimmün, bağışıklık sisteminin dışsal faktörlere karşı verdiği aşırı tepkiler sonucu, bağışıklık sisteminin savaş açmasıyla sağlıklı olan organların bile zarar vermesiyle oluşan hastalıkların genel adıdır. Crohn’da bu otoimmün içinde bulunur. Crohn genellikle genetikseldir. Crohn hastalığı kontrolsüz ilaç kullanma, beslenme şeklinin fazla yağlı olması, lif tüketiminin ise azlığı, aşırı nikotin ve kafein tüketme gibi faktörler sonrası ortaya çıkma olasılığı fazladır. Crohn, stres ve psikolojik durumlarla ortaya çıkma durumu ise düşüktür. 

CROHN HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kanlı ve sürekli ishal

Karnın orta kısmında sürekli kramp ve ağrı

Midenin üst kısmında şişkinlik yaşanması

Kemik ve eklemlerde şiddetli ağrılar

Kusma, bulantı ve iştah kaybı

Vücutta enerji düşüklüğü

Aşırı kilo kaybı

Vücut sıcaklığında ani yükselmeler

Görme kaybının yaşanması

İdrar yaparken zorlanma ve ağrı çekme

Bacaklarda şişlik ve ciltte lekeler oluşması

Ağız içi yaraların artması gibi belirtiler yaşanır.

CROHNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Crohnun tedavisi için bir takım işlemler yapılır. İlk olarak kolonoskopi, endoskopi ve biyopsi yapılır. Kesin bir tedavisi olmayan crohn hastalığının ortaya çıkardığı belirtiler azaltılmaya çalışılır. Ağızdan bağırsaklara kadar oluşmuş mukozlu iltihap azaltılmaya çalışır. Çok uzun süreli ilaç verilir. Ancak ilaçlarda vücutta farklı yan etkilere neden olur. Bunun için özel beslenme şekli önerilir. Bu yüzden uzmanlar probiyotik bakımından zengin olan turşu ve yoğurt tüketiminin artırılmasını tavsiyede bulunur. Probiyotikler bağırsaklardaki florası dengeler. iltihap oluşumunu azaltır. Bunun yanı sıra enginar, muz, soğan ve sarımsak tüketimi artırılmalıdır.

Giyen kişinin bulunduğu ortamda daha fazla dikkat çekmesini sağlayan kırmızı renk, yaz kombinlerinde tişörtlerle şık bir duruş sağlıyor. Kırmızı tişörtlerle sıcak yaz günleri için hem şık hem de spor kombinler oluşturulabilir. Sizler için kırmızı tişörtlerle hazırlanabilecek kombin önerileri hazırladık.

Kırmızı renk, giyen kişinin bulunduğu ortamda büyük oranda ilgi toplamasını sağlıyor. Bu nedenle de özellikle, davet, arkadaş ortamları ya da iş toplantılarında genellikle kırmızı renk tercih ediliyor. Kırmızı bir kalem etek&blazer ceket kombini ve kırmızı renk bir elbise& siyah süet bir topuklu ayakkabı kombinleri, bu alanlar için sıkça tercih ediliyor. Peki kırmızı renk ile günlük kombinler nasıl oluşturulabilir? Üç aylık yaz döneminde günlük kombinlerde çoğunlukla tişörtler tercih edilecek. Kırmızı rengin hakim olduğu bir tişört ile yaz sezonu için bir kombin hazırlamak kolay gibi görünse de, temel olarak hem bir tişört kombini hazırlamanın hem de kırmızı uygun bir renk kombini oluşturmanın belli başlı zorlukları bulunur. Çünkü kırmızı, tüm renkler içerisinde diğer renklerle uyumu en zor tondur. Peki kırmızı tişörtlerle bir günlük kombin oluştururken nasıl tarzlara yönelinebilir?

KIRMIZI TİŞÖRT KADIN KOMBİN ÖNERİLERİ

Kırmızı kombinlerinde akla ilk olarak siyah renk gelir. Siyah, özellikle ayakkabı ve çanta gibi aksesuarlarda kırmızının yanında sıkça tercih edilir. Ancak siyah yerine özellikle yaz kombinlerinde, ten rengine yakın tonlar kullanılmalıdır.

Çünkü hem kırmızı hem de siyahın bir arada kullanılması, aynı anda iki baskın rengin yan yana gelmesi demektir. Bu durum da kombin üzerinde bir göz yorulmasına sebep olur. Kırmızının baskınlığının kullanılıp alt giyim ve aksesuarda daha soft tonların kullanılması daha doğru olacaktır.

Eğer kırmızı tişört ile yalnızca spor ayakkabıların kullanıldığı bir salaş, spor kombin oluşturmak istenmiyorsa; topuklu ayakkabı, sandalet ve 2020 ayakkabı sezonunun trendleri arasında yer alan loafer ayakkabılar tercih edilebilir.

KIRMIZI TİŞÖRT KOMBİNLERİ

OXXO – KIRMIZI V YAKA TİŞÖRT: 40 TL

Kırmızı V yaka bir tişört, beyaz kot pantolonla kombinlenebilir. Ayakkabı, çanta ve kemer aksesuarında kahverengi ve alt tonları tercih edilerek, yaz için doğal bir tarz oluşturulabilir.

OXXO – KIRMIZI BOT YAKA TİŞÖRT: 50 TL

Yaz sezonunda oldukça tercih edilen bot yaka tişörtler ile spor bir kombin oluşturulabilir. Beyaz belden oturmalı lastikli bir pantolonla şık bir ve rahat bir günlük spor kombin oluşturulabilir.

OXXO – KIRMIZI BAĞLAMA DETAYLI V YAKA TİŞÖRT: 60 TL

Sadece beyaz renk lastikli pantolonlarla değil, klasik bir jean pantolonla da salaş bir günlük yaz kombini oluşturulabilir.

OXXO – KIRMIZI SIFIR YAKA OVERSİZE TİŞÖRT: 80 TL

Sıfır yaka oversize tişört bir parçayla etek kombini oluşturulabilir. Bunun için siyah pileli bir etek, daha yumuşak tonlu bir kırmızı tişört ve renklilik katmak için sarı, lacivert gibi renklerin bulunduğu bir boyun şalı havalı bir kombin oluşturacaktır.

Şeker elde edilen şeker pancarı yüzyıllardır alternatif tıpta kullanıldı. Şeker pancarından sadece şeker elde edilmez aynı zamanda farklı şekillerde de tüketilir. Karbonhidrat ve lif bakımından zengin olan şeker pancarı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Şeker pancarının faydaları nelerdir?

Ispanak ailesine ait olan şeker pancarı, şeker kamışından sonra şeker üretimi için kullanılan ikinci besindir. Turp, soğan, patates ve havuç gibi toprak altında yetişir. Toprak altında kalan etli bölümü tüketilir. Ancak şeker yapımında bir bütün olarak kullanılır. Toprak altında yetiştiğinden kirli beyaz bir görüntüye sahiptir. Pancar çeşitlerinde kırmızı pancardan sonra tercih edilir. Şeker pancarı başlı başına yemek olarak tüketildiği gibi fabrika ortamında suyu çıkartılarak elde edilen şuruptan şeker yapılır. Şeker pancarının yüzde 80 kısmı bu sudan oluşur. İçeriğinde sitrik asit barındırır. Sitrik asit doğadaki en sağlıklı çözeltidir. Şeker pancarı üretiminde Avrupa Birliği, ABD ve Rusya ilk üç sıradadır. Sağlık açısından da faydaları olan şeker pancarı özellikle sinir sisteminin deforme olmasının önüne geçer. Mutluluk hormonlarının çalışmasını sağlar. Ayrıca lif bakımından da zengin olduğundan sindirim sistemine de iyi gelir. Bilimsel sınıflandırma da plantae bitkileri arasında yer alır. Yüksek miktarda şeker barındıran bu besinden şeker hastalarının kesinlikle uzak durması gerekir.

ŞEKER PANCARININ FAYDALARI NELERDİR?

– Haşlanarak tüketilen şeker pancarı, mide ve bağırsaklara fayda sağlar. Fonksiyonlarını geliştirerek rahatsızlıkları önler. Bağırsakların ihtiyacı olan lif maddesini sayesinde besinlerin enzimlenmesi sağlanır. 

Şeker hastası olmayan ancak kansızlık yaşayanlar içinde şeker pancarı faydalı bir besindir. Kan sayım hücrelerini artırdığından bağışıklık sistemini de güçlendirir. Uzmanlar bu yüzden virüs ve enfeksiyon gibi rahatsızlıklar sırasında şeker pancarını tavsiye eder. 

Günümüzde en yaygın hastalıklar başında yer alan depresyon ve strese de fayda sağlar. Tempolu yaşam tarzında deforme olan sinir sistemini yeniler. Hücrelerin daha sağlıklı beyne ulaşmasını sayesinde sakinlik hissi verir. Aynı zamanda mutluluk hormonunu harekete geçmesini sağlar. Bu yüzden bazı uzmanlar şeker pancarının mutluluk besini olduğunu söyler. 

Yüksek karbonhidrat içermesine rağmen gerekli miktarda tüketildiğinde vücuttaki hücrelerinde yenilenmesini sağlar. Böylece kanser hastalıklarının da önüne geçer. Yapılan bazı araştırmalarda şeker pancarı suyu kanser tedavisi esnasında yaşanan olumsuz durumları azalttığı ortaya konulmuştur.

Kan sayımını artırır ancak basıncını düşürür. Bu yüzden yüksek tansiyon hastaları da pancar suyunu tercih edebilir. Ancak bir uzmana danışarak yapılması daha faydalı olacaktır. 

ŞEKER PANCARININ KULLANIM ALANLARI

Şeker kullanımından sonra en fazla pekmez yapılarak tüketilir. Organik pekmezler arasında yer alan şeker pancarının bu kullanımı genellikle demir eksikliği olanlar tersih eder. 

Mide ve bağırsak sorunu yaşayan özellikle metabolizma bozukluğu olanların ise haşlamasını tercih ettiği bilinir. İyice yıkanan pancarlar patates gibi kaynatılır. Hafif tuzlanarak tüketilir.

Bazı yörelerde turşusu kurulur. Bu turşu çeşidi özellikle yüksek tansiyon hastaları için fayda sağlar. Genel turşu gibi keskin tuzlu bir tadı yoktur. Ancak özellikle vücuttaki enfeksiyonlu hücreleri temizlediğinden tercih edilir.

Yapraklarından şeker pancarı sarması yapılır. Ayrıca şeker içerdiğinden tatlısı da yapılır.

Acımsı bir tada sahip olan genellikle kuzu kulağı ile karıştırılan rokanın sağlığa birçok faydası olduğunu biliyor muydunuz? Restoranlarda sıklıkla salatalarda kullanılan bu bitki hakkındaki her şey sizler için derlediğimiz haberimizde.

Akdeniz salatasının vazgeçilmez besini olan rokanın insan sağlığına birçok faydası vardır. Ekim sonunda hasada başlanılan ve kış boyu tüketilebilen bu bitki üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Araştırmalarda bu bitkinin yetiştiği kırmızı topraktaki tüm verimliliği içerdiği tespit edilmiştir. Bilim literatüsünde Eruca vesicaria olarak geçer. Turp ailesinden olan roka, yabani otlar arasında yer alır. Oldukça sulak alanlarda yetiştiğinden yüzde 90 sudan oluşur. Acı bir tadı olmasına rağmen aromatik lezzetler arasında salatave pizza gibi yemeklerde tercih edilir. Acı tadı zeytin yağı ve limonla kırılır. C vitamini açısından oldukça zengindir. Aynı zamanda K ve P vitamini ile çeşitli mineraller içerir. Anavatanı İtalya topraklarıdır. Ülkemizde Ege kıyılarında bulunur. Yerli halkın tüketmeyi en çok tercih ettiği besindir. Güçlü antioksidan özelliği olduğundan sindirim sitemine fayda sağlar. Özellikle mide asidini yenilemede etkilidir. 

ROKANIN FAYDALARI NELERDİR?

Kanın ihtiyacı olan oksijen değerini artırarak vücudun direncini artırır. Ayrıca güçlü bir antioksidan olduğundan hastalıklara karşı bağışıklık sisteminde kalkan oluşturur.

Toprakta bulunan A vitamini bakımından zengin olan bu bitki kemik sağlığının yanı sıra diş ve göz sağlığını da olumlu etkiler. Görme yetisini artırarak ileri yaşlarda görülebilme ihtimali olan hastalıklara yakalanma riskini azaltır.

Turpgiller ailesinden olan bu bitki K vitamini bakımından da zengindir. Bu vitamin kemik sağlığını korumakla kalmaz doğru gelişimine yardımcı olur. Bunun yanı sıra K vitamini beyindeki hafıza bölümü destekler ve unutkanlık riskini azaltır. Bazı araştırmalarda rokanın alzheimer gibi riskli rahatsızlıkları önleyebileceği ön görülmüştür. 

 Fitokimyasallar tiyosiyanatlan, sülforafan veya indollere gibi maddeler içeren roka bağışıklığı güçlendirdiğinden vücuttaki kanserli hücre oluşumunu önler. Özellikle yumurtalık kanserinde yapılan araştırmalarda rokanın rahimi ve yumurtaları güçlendirdiği ve yaşanma ihtimali olan tümörlü hücreleri azaltığı ortaya çıkarılmıştır.

Metabolik sağlık yani temel sağlık kuralları vardır. Düzenli enerji üretimi,  yağ sentezi, kırmızı ve beyaz kan hücreleri bunlar sağlık açıcından vücutta dengede olması gereken hayati noktalardır. Bunlar içinde vücutta yeterli miktarda B vitamini bulunmalıdır. B vitamini genel itibari ile vücudun sağlık açısındaki tüm işleyişini etkiler. Doğada B vitamini bakımından zengin olan roka düzenli tüketildiğinde bu ihtiyacın yüzde 80’ini karşılar. 

Uzmanlar bu bitkinin özellikle üst solunum yolu hastalıklarına karşı vücudu koruduğunu vurguluyor. Ayrıca bu bitki çözücü maddeler içerdiğinden boğazdaki balgamı ve vücuttaki toksinlenmeyi idrar yolu ile atar. 

ROKANIN YAN ETKİLERİ!

Aşırı tüketilmesine rağmen çok şiddetli bir yan etkisi yoktur. Ancak gün içerisinde fazla tüketildiğinde tansiyonun yükselmesine neden olur. Bu da kalp hastalıklarına zemin hazırlar. Ayrıca mutlaka rokanın buzdolabında muhafaza edilmesi gerekir. 

ROKA HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER

Nitrat değeri yüksek olduğundan tüketimine dikkat edilmelidir. Aksi halde ciddi sağlık sorunlarına da sebebiyet verebilir. Özellikle muhafaza edilirken de dikkat edilmesi gerekir. 

Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Hürrem karakteriyle hafızalara kazınan Meryem Üzerli’nin tükenmişlik sendromuna yakalandığı söylendi.Genellikle popüler olan kişilerin yaşadığı bu sendrom hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Yüksek stres altında olan olan kişilerde görülür ve yaşam kalitesini düşürür. Ünlülerin yaşadığı tükenmişlik sendromu nedir?

Ünlüler dünyasında sık sık karşımıza çıkan tükenmişlik sendromu herkesin yaşayabileceği bir ruhsal bunalım halidir. Günümüzde her dört kişiden en az 2’sinde ortaya çıkan bu sendromun tedavisi mümkündür. Ancak yoğun şekilde yaşayan ve tedavi görmeyen kişileri intihara meyili duruma bile getirir. Hastalık kişinin yoğun iş hayatında kendini çevresine göre daha başarısızı ve pasif hissetmesiyle ortaya çıkar. Buna paralel kişi de yorgunluk ve bitkin durumlar seyir olarak ilerler. Sinsi bir rahatsızlık olan tükenmişlik sendromu, yavaş yavaş ilerler aniden patlar. Hastalığın semptomları artıkça kişinin yaşam kalitesi daha fazla düşer. Dayanılmaz noktaya geldiğinde kişi çevresinden işinden uzaklaşmaya başlar. İlk olarak 1974 yılında Herbet Freudenberger tarafından kişinin yaşadığı duygusal çöküşün tükenmişlik sendromu olduğunu ortaya koymuştur. O yıllarda pek çok bilim insanı kişilerin yaşadığı bu durumlar farklı isimler vermiştir. Bunlardan biride Chirtina Maslach’tır. Maslach bu durumu herkesin yaşamadığını genel olarak iş ortamında olan insanların yaşadığını vurgulamıştır. Daha sonraki yıllarda Dünya Sağlık Örgütü bu sendromu hastalık listesine ekledi. Uzun süredir ekranlardan uzak duran Teoman, geçtiğimiz günlerde bir arkadaşıyla görüntülendi. Ünlü şarkıcı kendisini görüntüleyen muhabirlere yorulduğunu bu yüzden her şeyden uzak durduğunu söyledi. Teoman “Çok yoruldum, tükenmişlik sendromu yaşıyorum. Ben yarı emekli oldum. Sadece bir iki single yayınlayacağım. Kimseyle de düet yapmayacağım” şeklinde konuştu.

TÜKENMİŞLİK SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sürekli olumsuz düşünme hali

Depresif ve pesimistlik 

Kolay işler karşısında bile çabuk yorulma

Toplum içinde kendini değersiz görme 

Kronik uykusuzlukla beraber bedensel ağrılar

Sinir hücrelerindeki deformasyon nedeniyle unutkanlık ve dalgınlık

Solunum güçlüğü, kalp ritim bozukluğu

Sindirim bozuklukları

İş ortamında güvensiz ve beceriksiz hissetme

Kalabalık yerlerde çabuk sıkılma

Sürekli karanlık yerlerde tek başına oturma

Uzun süreli düşünme hali gibi belirtilerle kendini gösterir. Ancak bu belirtiler hemen hemen her ruhsal hastalıkta mevcuttur. Tükenmişlik sendromu noktasında bu durumları sürekli ve şiddetli olması önemlidir. Kişi genellikle başkalarına Hayır diyemez. İş ortamının hep baskıcı olduğunu düşünür. Uzmanlara göre bu hastalığı çok fazla duygusal ve fedakar olan insanlar yaşar. 

TÜKENMİŞLİK SENDROMUNUN TANISI NASIL KONUR VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalığın tanısı için belirtilerin şiddetli kendini göstermesi gerekir. Bunun akabinde psikolog kontrolünde kişi tedavi sürecine başlar. Hastaya Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI) uygulanır. Bu testler sonrası sendromun seviyesi belirlenir. Burada en önemli durum doktorun tetkikleri dikkatli yapması gerekir. Çünkü yukarıda bahsedildiği gibi hastalık başka ruhsal rahatsızlıklarla aynı belirtileri gösterir. Öncelikle doktor tükenmişlik sendromundan tam emin olduktan sonra ruhsal süreci düzeltmeye yönelik tedavilere başlar. Hangi durumun hastalığı tetiklediği tespit edilerek öncelikle o çözülür. Hastanın daha öz güvenli olması için testler ve konuşmalar yapılır. Kişinin mutlu olduğu her şey daha fazla ağırlık vermesi istenir. Ayrıca sinir hücrelerindeki deformenin giderilmesi için doğal besinler önerilir. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve kişisel bakım bu noktada önemlidir. Tedavinin olumlu sonuç vermesi için kişinin de tedaviye karşı olumlu olması gerekir. 

Çok sık tüketilen ancak herkes tarafından tam olarak nasıl faydalarının olduğu bilinmeyen yavşan otu, hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Özellikle adet dönemlerinde kadınların yaşadığı şiddetli sancıları için doğal ilaçtır. Güçlü ot türlerinden biri olan yavşan otu alternatif tıpta da kullanılmıştır. Peki Yavşan otu nedir? Yavşan otunun faydaları! Yavşan otu çayı ne işer yarar…

Bilim literatüründe Veronica olarak biline yavşan otu, sıracaotugiller ailesine aittir Yıllık bir ot türüdür. Birçok ot ile çokça karıştırılır. Sert bir tadı olan yavşan otu yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılmıştı. Çıban otu, oğlan otu, at teresi, miskotu ve yara otu isimleriyle bilinir. En sık mide hastalıklarında kullanılan yavşan otunun köklü bir geçmişi vardır. Anavatanı Kuzey Amerika olarak bilinse de ülkemizde İç Anadolu ve Doğu Anadolu topraklarında da kendiliğinden yetişir. Tarih kitaplarında yer alan bilgilere göre; yavşan otu kaynatılıp suyu egzama tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca çay olarak da tüketilmiştir. Kireçli toprakları oldukça seven yavşan otu, ormanların seyrek yerlerinde yetişir. Kuzey Amerika’daki yerliler yavşan otunu alternatif tıpın her türünde kullanmışlardır. Otu kaynatıp püre haline getirerek kuru ya da mantarlı ciltlere sürülür. Böylece bölgede deforme olmuş hücreler yenilenir. Hızla iyileşme sağlanır. 

YAVŞAN OTUNUN FAYDALARI!

Toplumun neredeyse yüzde 80’inin yaşadığı ağzı ve diş iltihaplanması için yavşan otu gargarası önerilir. Ayrıca bu gargara boğazdaki virüsleri de temizler. Sinüs yollarının temizlenmesi içinde kaynatılan yavşan otu buharı koklanması fayda sağlar.

Yaprakları içice dövülüp yaraların hızla iyileşmesinde kullanılır. Bu yüzden eski savaşlar sırasında savaş alınan götürülen bitkilerden biri oldu. 

Güçlü toksin atıcı özelliği olduğundan vücudun kulunçlanmasının önüne geçer. Özellikle vücut ağrılarına neden olan kulunç için doğal ilaçtır. Bunun yanı sıra baş ağrısı içinde yavşan otu tavsiye edilir. Tam olarak kanıtlanmasa da migren ağrılarına da fayda sağlar.

Yaygın olan mide hastalıklarından ülse ve gastirit için yavşan otu çayı önerilir. Mide duvarını güçlendiren yavşan otu, içeriğindeki asidin zarar vermesini önler. Ayrıca alınan besinlerin işlenmesinde yardımcı olur.

Sinir sistemindeki hücreleri yenileyerek vücuttaki kan akışını olumlu etkiler. Bu yüzden ruhsal hastalıklar içinde fayda sağlar. Aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarına da iyi gelir.