Şunun için etiket arşivi: Kadın

Birçok çeşidi olan biberin insan sağlığına olumlu etkileri vardır. Özellikle sabah kahvaltılarında çiğ olarak tüketilen biber vücudun gün boyu direncini artırarak yorgunluk ve stres gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler. İçeriğinde beta karoten bulunduran besinlerden biri olan biber hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki biberin faydaları nelerdir?

Dolmalık, sivri ve çarliston olmak üzere üç çeşidi olan biberin içerisinde beta karoten, A, P, K, B1, B2 ve E vitaminleri ve mineralleri bulunur. Uzmanlar salata ve yemeklerin ana maddesi olan bu besinin çiğ halinin sağlığa birçok faydası olduğunu belirtiyor. Bol sulu alanlarda yetişen biber güneşte kaldıkça kızarır ve tadı acı olur. Patlıcan ailesine ait olan biber dolma, cin ve acı olmak üzere üç çeşidi vardır. Ülkemizde sıklıkla tüketilen biber güneşte kurutulup toz haline getirilerek pul biber ya da yeşil halde ufalanıp karabiber olarak kullanılır. C vitamini bakımından oldukça zengin olduğundan güçlü bir antioksidan özelliğine sahiptir. Yemeklerde salçası yapılarak da kullanılan biberin çiğ ve acı olmayan hali sindirimi düzenlemede ve sinir sistemini yenilemede etkilidir. Bu özelliği sayesinde uzmanlar sabah kahvaltılarında tüketilmesini tavsiye eder. Kahvaltıda tüketilen biber hem iştah açar hem enerji verir. Ayrıca abur cubur isteğini azaltarak vücudun sağlıklı besinler tüketmesini sağlar.

BİBERİN FAYDALARI NELERDİR?

C vitamini bakımından zengin olan biber bağışıklık sistemini serbest radikali hücrelerden arındırarak hastalıklara karşı kalkan oluşturur.

Karnosik asit bakımından zengin olan biber sinir hücrelerinin sayısını artırarak hafızayı güçlendirir.

Uzmanlar özellikle kış ayları boyunca tüketilmesini tavsiye ettiği biberi antioksidan özelliği sayesinde virüs ve bakterilerin vücuttaki etkilerini azaltır.

Sindirim hastalıklarından yaygın olan gaz sıkışması ve hazımsızlık gibi problemlerin yaşanmasını önler.

Yapılan bazı araştırmalarda migren ataklarını azaltmada etkili olduğu tespit edilmiştir. 

Yaşlanma ve kırışıklığı azaltarak cildin dermis tabakasını yenilemeye yardımcı olur. Akne ve sivilce oluşumunun önüne geçer. 

Kilo vermek isteyenler için güçlü bir enerji ve tok tutucu besindir. 

SABAH KAHVALTIDA ÇİĞ BİBER YERSENİZ NE OLUR?

Sabah kahvaltısında 2 tane tüketilen çiğ biber, besinlerle beraber vücudumuza giren zararlı bakterileri idrar ve dışkı yoluyla vücuttan atmamıza yardımcı olur. 

Düşük kaloriye sahip biber salata ve yemeklerin yanında çiğ olarak tüketildiğinde içerdiği yüksek lif sayesinde tokluk hissi verir. Bu özelliği sayesinde kilo vermede yardımcı besinler arasında yerini alır. 

Vücudumuzun en çok ihtiyacı olan vitaminlerden biri olan P, doğa da çok az besinde bulunur. Bu nadir besinlerden biri de biberdir. Biberde oldukça fazla olan P vitamini cildimizdeki yaşlanma hücrelerini azaltarak cildin genç görünmesini sağlar. Aynı zamanda damarları da güçlendiren bu vitamin kalp hastalıklarına yakalanma riskini de azaltır. 

Güçlü antioksidan mineralleri sayesinde bağışıklık sistemindeki yararlı hücrelerin sayısını artırarak vücudu kansere karşı korur. 

Acısız çiğ biber midedeki asit oranını dengeleyerek ülser ve mide yaralarının oluşumlarını engeller.

İçerdiği C ve A vitaminleri ileri yaşlarda görülme ihtimali olan katarak hastalığının riskini azaltır.

Adet dönemlerinde çiğ tüketilen biber rahimdeki iltihapların vücuttan atılmasını destekler.

Alt giyimde en rahat kombin oluşturulabilen parçalar arasında yer alan jean kombinler için, yaz sezonunda uygulanabilecek farklı kombinler bulunur. Peki jean pantolonlar en iyi hangi üst giyim giyim parçalarıyla kombin edilebilir? İşte jean kombinlerle farklı tarzlar oluşturmanın yolları.

Yaz sezonu için çoğunlukla jean bir pantolon ve salaş bir t-shirt tercih edilir. Ancak farklı yaklaşımlar üzerinden gidilerek, yaz sezonunun trend parçalarından olan jeanlerle değişik bir stil oluşturulabilir. Bu stili oluştururken sadece jean pantolon gibi spor tarzda bir üst parçası tercih etmeniz gerekmez. Tamamen zıt bir tarz grubuna ait bir modelle de istenilen şıklık sağlanabilir. Örneğin; beyaz salaş bir t-shirt üzerine deri bir ceket, sert ve kimlik sahibi bir duruş ortaya çıkarabilir. Ya da daha klasik bir tarz oluşturulmak isteniyorsa, blazer ceketlerinden klasik şıklığından yararlanılabilir. Sizler için, jeanlerinizle oluşturabileceğiniz farklı kombin önerilerini derledik: 

JEANLERLE UYGULANABİLECEK FARKLI KOMBİNLER

DERİ CEKET&JEAN KOMBİNİ

Deri ceketler, 2020 ilkbaharında en çok tercih edilenler arasındaki yerini aldı. Her ne kadar sosyal izolasyon nedeniyle sokağa sıkça çıkılamasa da, bu sezon için baharın trednlerinin yaza da taşınacağını söylemek mümkün olacaktır.

Bu nedenle, özellikle 90’ların stilini yansıtan deri ceketler de yaz sezonunda jean pantolon kombinlerinde rahatlıkla tercih edilebilir. Deri ceketlerle aynı zamanda blazer ceketin sahip olduğu klasik şıklık da oluşturulabilir.

DENİM&JEAN KOMBİN

İkili denim parçalar, geçtiğimiz sezondan bu yana hem ilkbahar hem de yaz modasının trendleri arasında yer alıyor. Baskılı bir t-shirt, düz renk bir bluz ile jean pantolonlar birleştirilerek rahat bir şıklık yakalanabilir. Hareketlilik de hem baskı modelli t-shirtler hem de kemer aksesuarıyla sağlanabilir.

TÜVİT CEKET&JEAN KOMBİN

Kişiyi olduğundan daha farklı bir havaya sokma gücüne sahip olan tüvit ceketler, yaz sezonu için mavi renkteki kot jeanlerle ayrı bir uyum yakalıyor. Bu sezonun kombin trendleri arasında ceketler yer alıyor. Eğer blazer ve deri ceketten uzak bir stil oluşturmak isteniyorsa, aksesuarların da yardımıyla tüvit ceketler doğru bir tercih olacaktır.

BLAZER CEKET&JEAN KOMBİN

Daha klasik bir kombin oluşturmak isteyenler için en doğru tercih, blazer ceketler olacaktır. Klasik bir mavi denim jean pantolon ile yaz ayları için hem spor hem de klasik bir haftasonu şıklığı oluşturulabilir. 

Bursa’nın köylerinden toplanan tezgahlarda yerini alan hünnap vücuttaki radikal hücreleri temizlemede oldukça etkilidir. B vitaminleri kompleksi bakımından zengin olan hünnap, kemiklerin güçlenmesini artırır. Birçok hastalığa şifa olan hünnap hakkında sizler için merak edilenleri araştırdık. Peki hünnap meyvesinin faydaları nelerdir? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Cehrigiller ailesine ait bir ağaç türünde yetişen hünnap meyvesi ilk olarak yeşil bir renkte gelişir. Sonbahar güneşinde bekleyen meyve zamanla kırmızı ve kahve rengi arası bir renge bürünür. Dış yüzeyi hafif sert olan hünnap görüntü olarak zeytine benzer. Yabani olarak bulunduğu gibi bahçelerde özel olarak da yetiştirilir. Yeşil hali ekşi bir tada sahipken rengi koyulaştıkça tadı da tatlılaşır. Çin’den tüm dünyaya yayılan bu meyve alternatif tıpta sıkça kullanılan doğal ilaçtır. Kuzey Afrika, Suriye ve Hindistan’da da bulunur. İklim koşullarına hemen ayak uyduran bir ağaca sahiptir. Ülkemizde Marmara, Batı ve Güney Anadaolu’da da yetiştirilir. İçeriğinde doğal şeker bulunan meyve kurutulup çay ile beraber tüketilir. İçeriğinde yüzde 85 oranda C vitamini bulunduran nadir meyvelerdendir. Bu özelliği sayesinde bir avucu tüm vücudu toksinlerden arındırır. Bağışıklığı güçlendirir. 100 gramlık hünnapta yüzde 7 A vitamini, yüzde 20 B vitamini ayrıca demir, manganez, magnezyum, fosfor, kalsiyum, çinko ve sodyum bulunuyor. Hünnapla ilgili yapılan çalışmalarda meyvenin kanserli hücrelerin oluşumunu azaltığı biliniyor. Zengin bir içeriğe sahip olan hünnap meyvesi doğal bir sakinleştirici özelliği vardır. 

KAÇ ÇEŞİT HÜNNAP VARDIR?

Yapılan araştırmalarda 10’un üzerinde hünnap çeşidi bulunmaktadır. Li Hünnap en fazla tercih edilen çeşididir. Mayıs ayında taze olarak tüketilmesi tavsiye edilir. Jin ise hünnap meyvesinin en kusursuz yüzeyine sahiptir. Kurduktan sonra toplanarak tüketilir. Çin’de yetişen çeşitleri ise Globe ve Honey Jar’dır. Bunlar Çin’in kültür meyvesidir. Dünay’da en çok yetiştirilen hünnap çeşidi ise Lang’tır. Lang, şekil olarak armuta benzer kuru halde yenir. İçinde en fazla şekere sahip olan çeşit ise Sugar Cane’dir. 

HÜNNAP ÇAYI NE İŞE YARAR?

Güçlü bir toksin atıcı olan hünnap, çay halde tüketildiğinde de etkilidir. Özellikle idrar söktürücü özelliği sayesinde mesane ve böbreklerde kum taş oluşumunu önler. Bunun yanı sıra hünnap çayı yağ yakımında da etkilidir. Vücuttaki virüsleri temizler. Boğazı rahatlatır. Sindirimi düzenler. Mide ve bağırsaklara fayda sağlar. 

HÜNNAP MEYVESİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Mevsim geçişlerinde sıklıkla yaşanılan boğaz enfeksiyonlarına iyi gelen öksürük krizlerini kesmede birebir fayda sağlayan besinlerden biridir. İçerdiği pektin maddesi boğazlardaki tüm balgamı sökerek atmanıza yardımcı olur. Astım ve solunum hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Hemen hemen herkesin bazı yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerden dolayı yaşadığı kabızlık rahatsızlığına iyi gelir. Sindirimi kolaylaştırarak mide ve bağırsaklardaki zararlı bakterilerin oranını azaltır. Uzun süre de tok tutarak kilo vermenize bile yardımcı olur. Ayrıca kilo verirken enerji kaybı yaşamanızı önler. 

Güçlü antioksidan özelliği sayesinde karaciğeri toksinlerden arındırır. Böylece cilt problemlerine yakalanma riskini azaltır. Bağışıklığı güçlendirerek riskli hastalıklara yakalanmayı engeller. Uzmanlar özellikle bu meyvenin sonbahar aylarında düzenli tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. 

Günde bir avuç tüketildiğinde bağışıklık sisteminizi hızlı bir şekilde güçlendirir. Kemik ve kas kaybını önler. Çiğ olarak tüketilen bu meyve tükürükteki zararlı salınımların oranını azaltarak ağız ve diş sağlığını da korur.

Potasyum vücuttaki hücrelerin daha sağlıklı işlemesini sağlar. Bu yüzden vücudun günlük ihtiyaç duyduğu minerallerin başında gelir. Hünnap bu bakımından zengin bir meyvedir. Bir fincana yakın tüketildiğinde vücudun potasyum ihtiyacının yüzde 70’ini karşılar.

Yapılan araştırmalara göre hünnap içerdiği maddeler sayesinde sinir sisteminin yapısını korur. Bu yüzden kişinin çabuk sinirlenmesini ya da stres gibi ruhsal durumlar yaşamasının önüne geçmesini destekler. Güçlü bir antidepresan ilaç görevi görür. 

HÜNNABIN ZARARI VAR MIDIR?

Tam olarak zararının ne olduğu bilinmez anacak uzmanlar her besinde olduğu gibi hünnabı da tüketmede aşırıya kaçılmaması öneriliyor. Bunun yanı sıra kronik hastalar ve hamileler tüketmeden önce uzmanlarına danışmalı. Hünnap faydalı bir meyvedir. Bu yüzden faydalarını elde etmek için yeterli porsiyonda tüketilmesi önerilir. 

 

Vücut ağrıları genellikle kemik, eklem ve kasların hasar alması sonucu yaşanır. Çeşitli hastalıklara yol açan bu ağrılar farklı hastalıkların belirtileridir. Yaşam kalitesini düşürür. Yaş ve cinsiyete göre değişen ağrılara son yıllarda yaşanılan üst solunum yolları hatalıklarına neden olan virüsler sebep olur. Peki Kemik ve eklem ağrıları neden olur? Eklem ve kemik ağrılarına doğal çözümler!

Kemik ağrıları genellikle kalça, diz, sır ve bacaklarda yaşanır. Çevresel etkilerin yanı sıra vitamin eksikliğinden dolayı da ortaya çıkan bu ağrılar tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Bu ağrılar aynı zamanda eklemlerde de ortaya çıkar. Uyuşma ve karıncalanma ile devam eder. Uzmanların önerdiği bazı doğal yollarla bu ağrılardan kurtulabilirsiniz. Eklem, kemik hareketlerini kolaylaştıran dokudur. Bu yüzden eklemin hasara uğraması kemiği ya da kemiğin hasra uğraması eklemi etkiler. Özellikle dengesiz beslenme ve hareket etme esnasında ortaya çıkan iltihaplar eklemlere yerleşerek burada ciddi deformelere neden olur. Hareket esnasında özellikle bölgede ciddi ağrılara sebep olur. İlerleyen zamanlarda ise Otoimmün denilen kemik hastalıklarına da zemin hazırlar. Bu tür ağrıların geneline vücut ağrıları denir. Ağrılar genellikle farklı hastalıkların belirtileri olarak da görülür. Örneğin vücuda giren bakteri ve virüs vücut içi oksijen ve basıncı olumsuz etkilediğinden şiddetli ağrılara yol açar. 

KEMİK VE EKLEM AĞRILARI NEDEN OLUR?

Aşırı kilolar

Kan değerlerinde ani değişmeler

Kaza sonrası yaşanan iskelet travmaları

Yetersiz protein ve kalsiyum

Vücuttaki iltihap düzeyini artıran üst solunum yolu hastalıkları

– Üst solunum yolları hastalıkları nedeniyle vücuda giren bakteri ve virüsler

Spor esnasında yapılan dengesiz hareketler

EKLEM VE KEMİK AĞRILARININ BELİRTİLERİ NELEDİR?

Kalça üstü oturulduğu esnada kuyruk sokumunda ağrılar

İskelet hareketinde kısıtlanmalar

Otururken uyurken kalkarken diz ve ayaklarda şiddetli batmalar ve kısıtlanmalar

Kemiklerin birleştiği noktalarda sesler gelmesi

Bazılarında ise eklem bölgelerinde şişlik ve sertlik 

Uyku pozisyonunda bile vücudun ağrıması

Hareket esnasında kemik ya da kaslarda takılma

– Vücudun her yerinde kemik ve eklem olduğundan yüz bölgesinde de ağrılar yaşanabilir.

KEMİK VE EKLEM AĞRILARINA DOĞAL ÇÖZÜM!

– Düzenli kan dolaşımı ağrıya iyi gelen en etkili yoldur. Bu akışı sağlamak içinde doğru masaj teknikleri ile vücudu rahatlatmaktan geçer. Yapılan bazı araştırmalarda bile masajın kan dolaşımını düzenlediğinden ağrıları geçirdiği etkisi gözlemlenmiştir. Masaj sırasında kullanılan at kestanesi, zeytin, ceviz ve hint  yağı gibi mentollü yağlarda vücuttaki sinirleri uyardığından ağrıları azaltmada etkili olur.

– 2010 yılında yapılan bazı araştırmalarda acı biberin ağrıları kestiği gözlemlenmiştir. Hafif şiddetli seyir eden diz ağrılarının yüzde 70’ini azaltır. İki yemek kaşığı Hindistan ceviz yağı ile bir yemek kaşığı toz biberi karıştırarak ocakta 5 dakika ısıtınız. Ilık halde iken ağrıyan bölgeye masaj yaparak uygulayınız. 20 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayınız.

– Yüksek magnezyum içeren epsom tuzu ciltte emilimi hızlandırdığı için sinirleri uyarır. Uyarılan sinirler ağrıya neden olan iltihap birikimi ya da enfeksiyonlu hücreleri yok eder. İçerisinde uzanabileceğiniz bir leğen ya da küveti sıcak su ile doldurunuz. İçerisine bol miktarda epsom tuzu katınız. Daha sonra içine uzanıp su soğuyana kadar bekleyiniz. Bunu ağrı geçene kadar uygulayabilirsiniz. 

– Isırgan otu ağrıya neden olan iltihabı azaltan bileşikler içerir. Yapılan araştırmalarda bor bakımından zengin olan bu bitkinin kemikleri güçlendirerek enfeksiyonlu virüslere karşı savaşmasına yardımcı olduğu ortaya çıkarılmıştır. Kurutulmuş bir avuç ısırgan otunu kaynayan suya atınız demlendikten sonra süzüp içiniz. 

Lahana içerdiği antioksidan sayesinde ağrılara iyi gelen etkili besinlerden biridir. Uzun süre vücutta bulunan toksinleri atmada etkili olan lahana her hangi bir ödem oluşumunu da önler. Limon ve sarımsaklı bir suya lahana yapraklarını batırınız bir gün beklettikten sonra bu yaprakları ağrının olduğu yere sarınız üzerine streç film sarıp bir saat boyunca bekleyiniz.

Feridun Kunak, eklem ağrıları, çeşitli spor aktiviteleri, kilo sorunları, kazalar veya çeşitli hastalıklardan dolayı ortaya çıkan eklem ve kemik ağrılarına iyi gelen doğal kür tarifini paylaştı. İçerisinde kara turp rendesi, biberiye yağı, zencefil yağı ve ozon yağı olan eklem ağrılarına iyi gelen doğal kür tarifini ekrana getirdi. Kunak, karışımı ısıttıktan sonra ağrıyan yere uygulanmasını önerdi.

İŞTE O KARIŞIM;

Allah (c.c)’un Müslüman kimseler üzerinde farz kıldığı oruç ibadeti, çoğu zaman çocuklarında oruç tutmak istemesine neden olur. Oruç tutmanın henüz üzerine farz olmayan olmadığı çocuklarda oruç tutmaya izin vermek sakıncalı mı? Oruç tutmak beden gelişimlerini engeller mi? Çocuklar kaç yaşından itibaren oruç tutmalı? Tekne orucu nedir, nasıl tutulur? İşte çocuklarda oruç ibadetiyle ilgili tüm detaylar…

On bir ayının sultanı olan Ramazan ayının gelmesiyle beraber çocuklar, ailelerindeki ya da çevrelerindeki kimselerin oruç tuttuğunu görerek oruç tutmaya heveslenebilir. Bu heveslerinin kırılmalarına müsaade etmeden ve sağlıklarını etkilemeyecek şekilde onlara oruçtan bahsetmek ve hatta oruç tutmalarına izin vermekte bir mahsur yoktur. Ancak, kavurucu sıcaklar yetişkinleri oruç ibadetinde zorlayabildiği gibi çocukları da hem ruhen hem de bedenen olumsuz etkileyebilir. Buna bağlı olarak da ille de oruçlu olmak isteyen çocuğunuza tekne orucu tutturabilirsiniz.

Çocukların beden gelişimlerini tamamlayabilmeleri için öğle saatlerinde yemek yemeleri gerektiğini, bu yemeğinde orucu bozmadığını ancak oruç ibadetini doğru bilmeleri için de ergenliğe girdiği zaman farz olacağından dolayı gün boyu yemek yemeden sabretmesi gerektiğini anlatabilirsiniz.

Buradaki asıl öncelik, çocuğun oruç gibi dini bir ibadetin ne anlama geldiğini öğrenmesine yardımcı olmak ve hevesini kırmamaktır. Bu nedenle 9 yaşından büyük çocukların oruç tutmalarını engellemek yerine onlara orucu kolaylaştıracak yöntemlerle  orucun gereklerini ve amacını öğrenmeleri sağlanmalıdır.

ORUÇ TUTACAK OLAN ÇOCUKLAR SAHURDA NE YEMELİ?

Oruç tutacak olan her çocuğun muhakkak sahurda protein ağırlıklı ve tok tutucu yiyecekler yemesi gerekir. Herhangi bir sağlık problemi olmayan çocukların kalkacağı sahur için susatıcı, ağır ve kızartma tarzı yiyecekler hazırlanmamalıdır. Oruca dayanmayı daha kolay haline getiren tavsiyeleri sizler ve çocuklarınız için sıraladık:

– Her besin grubundan ayrı ayrı yenilmeli.

– Hızlı değil yavaş, ve çok çiğneyerek besinler yutulmalı

– Ezana vakit varsa 1 adet meyve yenmeli.

– Bol miktarda sıvı alınmalı.

E ve C vitaminleri bakımından zengin olan kivi, bağışıklık sistemini güçlendiren meyveler arasında yer alır. Zengin içeriği ile vücudun birçok ek takviyesini karşılar. Tropikal bir meyve olmasına rağmen iklim koşullarına uygun Kuzey ve Orta enlem ülkelerinde kolayca yetiştirilebilir. Peki Kivinin faydaları nedir? Kivi çayı içerseniz…

Melez bir yapısı olan kivi, asıl olarak Çin’in güneyindeki Yangste Vadisine özgü bir meyvedir. Dış kabuğu soyularak tüketilir. 1850 yıllarında Avrupa’da yayılmasına rağmen 1900 yıllarında tüketimi artmıştır. İpek yolu ticareti sayesinde Anadolu topraklarında yüzyıllardır bilinen kivi, Osmanlı kültüründe çayı yapılırdı. Halen bu gelenek kahvehanelerde sürdürülür. Çay, kurutularak toz haline getirilip yapılır. Kivinin ağacı asma türleri arasında yer alır. Çok büyük ve güçlü asmalar oldukça fazla su ister. Asmalar Mayıs ayında çiçek açarlar ancak meyve ekim ve kasım aylarında hasat kıvamına gelir. Ülkemizde Karadeniz toprakları ve iklimine uygun olduğundan orada kolayca yetiştirilir. Ancak sıcaklık burada geç olduğundan olgunlaşma Aralık ayını bulur. Yapılan araştırmalarda kivinin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bilinen dışı kahve içi yeşil ve siyah çekirdekleri var. Ancak birçok çeşide sahiptir. Monty, Matua, Allison ve Tomourı gibi türleri bulunmaktadır. 

KİVİNİN FAYDALARI NELERDİR?

İki tane  kivi vücudun ihtiyacı olan C vitaminini fazlasıyla karşılar. Bu sayede vücudun direncini artırır. Özellikle kış aylarında artan grip ve nezle gibi soğuk algınlığı hastalıklarının yaşanma riskini azaltır.

Düzenli tüketildiğinden içerdiği pektin maddesi sayesinde vücudun toksinlerinden kurtulmasını sağlar. 

Vücudun sıvı oranını karşılar. Bu özelliği sayesinde kanın akış hızını dengeler. Böbreklerin fonksiyonunu artırır. Kan basıncının artmasını ve böbreklerin iltihaplanmasını engeller.

İçerdiği lif sayesinde sindirim problemlerini engeller. Metabolizmanın sağlıklı çalışmasını destekler. Diyet yapmak isteyenler için ideal bir besindir. Aynı zamanda vücudun enerjisini de artırır. Hem kilo verdirir hem de kronik yorgunluk gibi sağlık sorunlarının yaşanmasını önler. 

Yapılan araştırmalarda diyabet hastalarının da rahatlıkla kivi tüketilebileceği söyleniyor. Kandaki şeker oranını düzenler. İnsülin direncini kırar. 

A vitamini de içerdiğinden göz sağlığına da fayda sağlar. Özellikle katarak hastalığının yaşanmasını önler. Göz içindeki sıvı oranını dengeler. Yaşlılıkla beraber oluşma ihtimali olan göz hastalıklarını engeller. 

İltihap kurutucu özelliği sayesinde sinüs ve hava yollarını temizler. Astım ve bronşit gibi rahatsızlıklara doğal ilaçtır.

Herhangi bir alerjik etkisi olmadığı gibi alerjik etkileri de azaltır. 

Cildin elastik yapısını korur. Kollejen maddesinin artmasında yardımcı olur. Yaşlanma ve kırışıklığı önler. 

KİVİ ÇAYI NASIL YAPILIR & KİVİ ÇAYI İÇERSENİZ…

Kronik yorgunluk ve uykusuzluk çekenler için ideal bir çaydır. Sinirleri yatıştırarak rahat bir uyku çekilmesini sağlar. Ayrıca gece vücudun dinlenme aşamasında daha sağlıklı yenilenmesini destekler. 

Kivi çayı için aktarcılardan hazırlanmış kivi tozu alınarak yapılabilir. Aynı zamanda ev de de soyulmuş orta boy bir kivi bir ince dilim limon ve bir çay kaşığı pudrayı Bir bucuk su bardağı ile beraber kaynatın. 10 dakika kaynadıktan sonra süzüp tüketebilirsiniz. 

Anne pantolonları olarak da bilinen yüksek bel, bol paça pantolon modeller için çeşitli kombin önerileri mevcuttur. Peki mom jeanler kombinlenirken dikkat edilmesi gereken detaylar nelerdir? Sizler için, mom jean kombinlerken tüm bilinmesi gerekenleri ve uygulanabilecek detayları modasıyla bir araya getirdik.

Mom jean günümüzün en çok tercih edilen pantolon modellerindendir. Her tonda ve boyda üretilen mom jean pantolonların en belirgin özellikleri, belden oturmalarıdır. Mom jeanler, ince topuklu ayakkabılarla kombinlenip daha ön plana çıkartılabilir. Bu da spor ayakkabıya nazaran pantolonunun duruşunu daha iyi yansıtılmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte önerilen bir diğer kombin, t-shirt, gömlek ve bluzleri şal, kolye ve bileklik gibi parçalarla tamamlayıp hareket kazandırılmasıdır. Günlük kombin oluştururken en çok tercih edilen pantolon modellerinden olan mom jeanler, kombinlenmesi en kolay parçalardan biridir. Bu parçalarla hem şık hem de sade bir tarz rahatlıkla oluşturulabilir. Diğer tüm kombin detayları için haberimize daha yakından bakabilirsiniz:

MOM JEAN KOMBİN VE TRENDLERİ

Mom jean; anne pantolon anlamına gelir. Yüksek bel ve bol paça özelliğine sahip olan bu pantolonlar, son 2 senedir en çok tercih edilen modellerden. Mom jean modeller, bir üst paragrafta da belirtilen öneride olduğu gibi, spor ayakkabılarla da kombinlenebilir. Ancak spor ayakkabılar ile yapılacak bir kombin, spor bir tarz oluşturur.

Günümüzde büyük ve geniş çantalardan ziyade minik çantaların daha ön planda olduğu ortada. Bu sebeple mom jean kombininde de bu tarz çantalar önerilenler arasındadır.

Renk konusunda çoğunlukla mavinin açık tonları ön planda olsa da koyu tonlar, ünlü markaların kataloglarında yer almaya çoktan başladı. Önerilen; bu renklerin açık tonlu aksesuarlarla kombinlenmesi.

MOM JEAN KOMBİNLERİ

Mom jeanler yaz sezonunda topuklu ayakkabılar ve terlikler oldukça şık ve iddialı bir görünüm oluşturulmasını sağlayacaktır. Bu parçalarla bir kombin oluştururken, paçaların kıvrımı tercih edilir.

Tüm dikkati tamamen bel gölgesine vermek için, kemer aksesuarından yararlanılabilir. Paçaları katlamamak isteniyorsa da convers veya tabanı yüksek bir spor ayakkabı tercih edilebilir.

Kış aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan pazının insan sağlığına faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Görüntü olarak ıspanakla karıştırılan pazının hem yemeği hem de salatası yapılır. Özellikle yoğurtla beraber tüketildiğinde sindirim hastalıklarını önleyen pazı hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Pazı hangi hastalıklara iyi gelir?

Ispanakgiller ailesine ait olan pazı çok besleyici bir sebzedir. İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde sindirim sisteminin fonksiyonlarını artırır. Büyük yaprakları olan pazı hemen hemen her toprakta rahatlıkla yetişebilir. Tam bir kalsiyum deposu olan pazı, kemik gelişimine büyük katkı sağlar. Eski çağlardan beri tüketilen pazı hem çiğ hem de pişirilerek tüketilebilir. Ülkemizde sıklıkla sarması yapılan pazı yoğurtla beraber tüketildiğinde sağladığı faydalar artar. Günümüzde artan hastalıklara adeta doğal ilaç olan pazıyı uzmanlar en az haftada bir kez tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Karadeniz de sürekli tüketilen pazı, aşırı tüketildiğinde ise olumsuz sindirim sorunlarına neden olabilir. Tıpkı lahana gibi pazı da romatizmal ve kemik hastalıklarına iyi gelir. Özellikle diz ağrısı olanlar için pazı inanılmaz bir besindir. 

100 GRAMLIK PAZININ BESİN DEĞERLERİ

Kalori // 30

Lif // 2 gram

Protein // 2 gram

Yağ // 0.2 gram

C vitamini // 30 miligram 

Potasyum // 250 miligram

Kalsiyum // 120 miligram

Demir // 4 miligram 

PAZININ BİLİNMEYEN FAYDALARI! PAZI HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

– Modern çağ hastalıklarından biri olan parkinson ve alzheimer beyin rahatsızlıkları için faydalı bir besindir. Beyinin ihtiyacı olan proteini sağlar. Ayrıca hafızayı güçlendirir.

– Çeşitli sebeplerden ötürü vücutta sık sık hasar alan sinir sistemindeki hücrelerin işlevselliğini artırır. Yorgunluk, stres ve depresyon gibi hastalıkları engeller. 

– Pazı en fazla sindirim sistemine fayda sağlar. Yoğurtla beraber tüketildiğinde sindirim organlarındaki baterileri azaltır. Bağırsakların daha sağlıklı çalışması için gerekli olan bağırsak florasını korur. Yemeklerden sonra sık yaşanan hazımsızlığa iyi gelir. Mide duvarını güçlendirerek öğütülme işlemine destek verir.

– Yapılan araştırmalarda pazının kandaki şeker seviyesini dengelediği tespit edilmiştir. Uzmanlara göre doğal şeker ilacı olan pazı kan şekerini dengeleyen siringik asit içerir. Bu sayede diyabet riskini azaltır.

– Tüm yeşil yapraklı sebzelerde olduğu gibi pazıda güçlü bir antikonasorejendir. Özellikle kolon kanserini önleyen pazı, hücrelerin mutasyona uğramasını engeller.

– Alternatif tıpta kaynatılan pazı yaprakları basur memelerinin üzerine konularak şiddeti azaltılmaya çalışılır. Bunun yanı sıra kemik ve kas ağrılarında da kaynatılan pazı yaprakları bölgeye sarılıp üzerine streç film geçilerek bir saat dinlenilmesi tavsiye edilir.

– Saç dökülmesindeki en büyük etken, saç köklerinde azalan biyotin maddesidir. Pazı bu madde bakımından oldukça zengindir. Hem yemek olarak tüketildiğinde saç dökülmesini önler. Hem de kaynatılıp lapa haline gelen pazı yapraklarını zeytin yağı ile ezip içine bal ekleyerek saç diplerine sürüldüğün de de saçların parlaklığını canlılığını artırır. Dökülmenin de önüne geçer. 

– Kötü kolesterolü düzenlediğinden kalp ve damar hastalıklarına da iyi gelir. Ayrıca aşırı sıvı olan kanın pıhtılaşmasını destekler. Morarma ve kanamaların önüne geçer. Eski çağlarda özellikle Uzakdoğu ülkelerinde savaş sırasında yaralı askerlerin yaralarının çabuk iyileşmesi için sık sık kullanılırdı. 

PAZININ ZARARI VAR MIDIR?

Toprağa oldukça yakın olan pazı tüksek miktarda meral içerir. Bu yüzden iyice yıkanarak tüketilmesi tavsiye edilir. Aksi halde toksin etkisi olan pazı, yan etki göstererek vücuttaki metal oranını artırır. Besin zehirlenmesi başta olmak üzere birçok sindirim hastalığını da beraberinde getirir. 

Osmanlı’dan günümüze kadar gelen reyhan tüketiminin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Güçlü bir mikrop söktürücü olan reyhan fesleğen ile aynı aileden geldiğinden dolayı iki bitki sürekli karıştırılıyor. Peki reyhan bitkisinin faydaları nelerdir? Kuru veya taze şekilde tüketilen reyhan hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık.

Bilimsel adı “ocimum basilicum” olan reyhan fesleğen ile aynı aileye aittir. Osmanlı Saraylarının vazgeçilmez şerbetlerinin ham maddesidir. Antibakteriyel özelliği olan reyhan vücudu temizlemede oldukça etkilidir. Osmanlı Devletinde sadece şerbet olarak tüketilmezdi. Aynı zamanda saray sultanlarının cilt güzelliği için kullanırdı. Ayrıca alternatif tıp uzmanları şifa niyetine de kullanılan doğal ilaçtır. Ruhsal hastalıklarda sakinleştirici olarak kullanılan reyhan, içeriğinde omega-3 kalsiyum, magnezyum, manganez ve demir gibi maddeler bakımından oldukça zengindir. Sinir ve sindirim sistemini yeniler. Ayrıca reyhan, bahçelerde ve pencere önlerine konulduğunda yaz aylarında böcek ve sivrisinek gibi hayvanların eve girmesini önler. Güçlü kokusu sayesinde özellikle örümceklerin güvelenmesinin önüne geçer. Güçlü bir toksin atıcı olduğundan günümüzde zayıflamak isteyenlerin tercih ettiği besinler arasında yer alır. Bunun aynı sıra boğazı iltihaptan arındırarak virüslerin akciğerlere inmeden vücuttan atılmasını sağlar. 

REYHANIN FAYDALARI NELERDİR?

Bağışıklık sistemindeki hücreleri güçlendirir. Bu sayede hastalıklara karşı vücudun direncini artırır. Bunun yanı sıra aniden yükselen vücut ısısını dengeleyerek hücrelerin sıcaklıktan etkilenmesinin önüne geçer. Aksi taktirde yüksek sıcaktan etkilenen hücreler bağışıklığın zayıflamasına ve ciddi hastalıklara zemin hazırlar.

Mevsim geçişlerinde kuluçka dönemleri biten ve üst solunum yolları hastalıklarına davetiye çıkaran virüslerin etkisini azaltır. 

Kötü kolesterol seviyesini düşürerek damarların tıkanmasının önüne geçer. Bu sayede kalp sağlığını korur. Ayrıca kan basıncını dengeleyerek inme ve felç gibi hastalıkların yaşanmasını önler.

Vücudun sıvı ihtiyacını karşılayan reyhan, böbrek üstü bezlerin çalışmasını destekler. Bu sayede böbreklerin fonksiyonlarını artırır. Oluşma ihtimali olan taş ve kumun önüne geçer. 

Ağız ve diş bakımında da faydası olan reyhan tükürük bezlerinde biriken besin atıklarını gidererek ağız kokusunu önler. Diş etlerini güçlendirerek sağlam bir düş kökü sağlar.

Kaynatılıp suyu tonik olarak kullanılabilir. Osmanlı sarayındaki sultanlarının güzellik sırlarından biride reyhandır. Aynı zamanda taze reyhan zeytin yağı ile ezilip cilde sürülür. Bu maske gözeneklerin daha hızlı kapanmasını destekler.

Yemek sonrası yaşanan şişkinlik veya hazımsızlık gibi sindirim sorunlarını önler. Mide asidini düzenler. Çiğ olarak tüketildiğinde mide duvarının güçlenmesini sağlar.

Vücutta biriken ödemi kolayca atar. Eklem ve kasları güçlendirir. Vücutta iltihap birikiminin önüne geçer. 

Diyabete bağlı gelişen komplikasyonları azaltır. 

Dikkat eksikliğini giderir. Beyin fonksiyonlarının performansını artırır. İçerdiği omega-3 yağ asidi yüzde 48 barındırır. Bu yağ beyinin daha iyi çalışmasını destekler. İbrahim Saraçoğlu çiğneyerek tüketilmesini tavsiye eder. 

DÜZENLİ REYHAN SUYU TÜKETİRSENİZ…

İbrahim Saraçoğlu, eski insanların daha dinç olmasının nedenleri arasında reyhan suyunun önemini vurguluyor. Reyhan suyu mikrop öldürücü özelliği sayesinde vücuttaki mantarlı hücreleri atar. Bağırsak florasını düzenler. Solunumun işlevselliğini artırır. Bronşları temizler. C vitamini bakımından zengin olan reyhan kandaki şekeri düzenler. Yatıştırıcı özelliği sayesinde depresyon ve stres gibi hastalıklara doğal ilaçtır. Vücuttaki radyasyonu temizleyerek oksijeni dengeler.

Karbonhidrat bakımından zengin olan patates, aşırı tüketilmesi uzmanlar tarafından uygun görülmeyen besinler arasındadır. Ancak gün içerisinde belli miktarda vücut karbonhidrata ihtiyaç duyduğundan porsiyonlu tüketilebilir. Peki Patatesin faydaları nelerdir? Sizler için patatese dair her şeyi araştırdık. Özellikle önerilerin patates suyunun ne işe yaradığına dair detaylar haberde!

Patlıcan ailesine ait olan patates, yer altı besinlerindendir. Toprak üstünde bitki hale gelen ve çiçeklenen patates, toprağın altında yetişir. Toprakta bulunan tüm vitamin ve mineralleri barındıran patates, ülkemizde en çok Nevşehir’de yetişir. Nişasta bakımından oldukça zengin olan patatesin özellikle suyu halinde fazla bulunur. Şeker hastalığı, vücuttaki sıvı oranı ve mide temizliğine kadar birçok faydası vardır. Anavatanı Güney Amerika olan patates, 7.000 yıl önce Peru dağlarında oldukça yaygın halde bulunur. Birden fazla çeşidi olan patatesin ekimi ve dağılımı ise 1540 yıllara kadar dayanır. Yöreden yöreye lezzetten lezzete tüketilme şekli değişen patatesin topraktan alındıktan sonra evlerde kendiliğinden yumrulanması konusunda da uzmanlar ciddi uyarılarda bulunuyor. Zehirli maddeler içeren patatesin bu yumrulu halleri tüketildiğinde özellikle sindirim hastalıklara neden olabilir. Ancak patates suyu, alternatif tıpta sindirim hastalıklarını önlemek için tüketilir.

PATATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Çok kişi tarafından bilinmese de patates cilt yanıkları için inanılmaz fayda sağlar. Kesilmiş patates dilimleri güneş ya da sıcak su sonrası oluşan yanıklara bırakıldığında cildin daha hızlı iyileşmesini destekler.

Genellikle ileri yaşlarda görülen göz altı halkaları ve çizgileri için de doğal bakım olarak kullanılır. İçeriğindeki güçlü asidikler barındıran patates yüzeyin hızla yenilenmesini sağlar. 

Düzenli tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan enerjiyi sağlar. Sindirim sistemi için lif sağlayan patates, midenin hızla iyileşmesini destekler. Bağırsakların besinlerin daha sağlıklı enzimlenmesine neden olur.

Aşırı tüketilmediği taktirde sinir sistemin deforme olmasının önüne geçer. Bu sayede stres ve yorgunluk gibi hastalıkların oluşmasını engeller.

Haşlanmış patates, kandaki şeker oranını dengeler. Şer hastalarının kolayca tüketebileceği bir besindir.

Çok güçlü B vitamini kompleksi olan patates vücudun sağlıklı işleyişini olumlu etkiler. 

SABAHLARI AÇ KARNA PATATES SUYU İÇMEK!

İleri yaşlarda görülen ve şiddetli ağrılara neden olan eklem iltihaplanmasını önleyerek uzun ömürlü kemik yapısını destekler. Uzmanlar özellikle bel, boyun ve sırt eklemleri ağrısı yaşayanların düzenli tüketmesi gerektiğini vurguluyor. 

Kronik sindirim problemi yaşayanların mide ve bağırsak rahatsızlıklarını önler. Özellikle kabızlık, mide yanması, şişkinlik ve reflü gibi yiyecekler sonucu ortaya çıkan hastalıkların riskini azaltarak bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. 

Yüksek antioksidan özelliğini çiğ halde daha etkili sunan patates suyu karaciğer ve safra kesesinin aynı sıra tüm vücuttaki toksinleri de azaltır. Bu atıkların böbreklerde oluşturduğu taş ve kumu da önleyerek. İdrar yolu ile hepsini vücuttan atar.

Ağız içi ve dişi yaraları içinde patates suyu faydalıdır. Hem iltihaplarını azaltır hem de ciltteki deformeyi önler. B vitamini sayesinde yeniden oluşmanın da önüne geçer.

Yorgunluk, uykusuzluk ve stres gibi durumlarda artan göz altı halkaları ve morlukları içinde patates suyuna bir ped pamuğu batırıp gözün çevresine koyup 10 dakikada bir değiştirerek bu uygulama yapılabilir.

Potasyum içeriği sayesinde kan basıncını düzenler buna bağlı yüksek tansiyonu da düzenleyerek felç ve inme hastalıklarının yaşanmasını engeller. Bu durumların yanı sıra kalp kaslarını ve damarlarının sağlığını koruyarak olası riskleri azaltır. 

Düzeli tüketilen çiğ patates suyu eklemlerde biriken ürik asidi azaltarak gut hastalığını önler. Aynı zamanda ödem birikiminin de önüne geçerek iskelet yapısını korur. 

Saç hücrelerinin sağlığını koruyarak hızlı uzamasını sağlar. Ayrıca kullanılan şampuanın içerisine eklendiğinde beyaz oluşumunu önler. Aynı zamanda patates suyu ile yüzü düzenli yıkarsanız sivilce ve akne oranını azaltmış olursunuz. 

PATATES SUYU NASIL HAZIRLANIR?

Genellikle kırmızı yüzeyli patateslerin çiğ su tüketimi daha sağlıklıdır. Sirkeli suda iyice yıkanan patatesler kabukları ile beraber meyve sıkacağında sıkılır. Çıkan suyu atlandırmak için yarım bardak havuç suyu da ekleyebilirsiniz.