Şunun için etiket arşivi: Kadın

Topshop, 2020 sezonu için mavi renkli topuklu ayakkabı modellerini piyasaya sürdü. Topshop’un bu modelleri, Bottega Veneta’nın terlik modellerini anımsattı.

Perakende giyim markasında öncü isimlerden olan Topshop, yeni sezon için mavi topuklu terlikler üretti. Markanın bu modelleri, dünyaca ünlü marka Bottega Veneta’nın mavi renkli topuklu terliklerine benzetildi.

Rihanna ve Kardashian gibi isimlerin tercihi olan bu model; Bottega Venata’da 590 sterlin, Topshop da ise sadece 65 sterlin olarak satışta. İki büyük markanın terlikler konusunda topuk stili ve mavi rengi kullanması, sezonun trendini de belirlemiş oldu.

Anne ve babaların günümüzde bebekleriyle ilgili karşılaştıkları problemlerden birisi de besin alerjisidir. Bebeklik döneminde görülen besin alerjisine karşı alabileceğiniz önlemlerle alerji riskini en aza indirebilirsiniz. Mesela bu besinlerden uzak durarak! Peki hangi gıdalar bebeklerde alerji yapar? Bebeklerde alerji nasıl anlaşılır? Ek gıda döneminde besin alerjisiyle ilgili bilinmesi gereken tüm bilgiler…

İnsan vücudu bazen zararsızmış gibi görünerek, dışarıda gelen yabancı maddelere karşı beklenmedik bir tepki göstererek gözlerde sulanma, ciltte kaşınma, hırıltılı nefes alma ve burun akıntısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Her bebekte olmasa da birçoğunda gıda alerjisi görülebilen bebeklerde bu durumun neyden kaynakladığı kesin olarak bilinmese de genetik etkenlerin büyük olduğu düşünülmektedir. Ebeveynlerden birisinin herhangi bir besine karşı alerjisinin olması doğan bebeğin alerjik olma riskini %70’e çıkarır. Genetik etkenlerden dolayı bebekte görülen alerjide annenin ya da babanın alerji duyduğu besinin aynısının olması şart değildir. Anne-babada besin alerjisi yok iken bebekte gıda alerjisi görülebilir. Bebeklerde alerji oluşumunu engellemek için bağışıklık sistemini kuvvetlendiren prebiyotik ve probiyotik olan besinlerin tercih edilmesi önemlidir. Eğer bunun için geç kalınmışsa alerjiyi kontrol altına almak ve tekrarlanmasını önlemek için ilk önce hangi besine karşı alerjik olduğu bilinmelidir. Besin alerjisi olan bebeklere ek gıda döneminde yedirilmesi tavsiye edilen mama çeşidi, inek sütü proteinlerinin parçalanarak hidrolize edilen özellikte olanlarıdır. Özellikle de soya bazlı mamalar ilk altı aylık dönemde kesinlikle önerilmemektedir. Mama kullanacak anne ve babaların bu nedenle aldıkları mamanın içerisindekilere dikkat etmesi gerekir. Peki anne ve babalar bebeklerde besin alerjisi hakkında neleri bilmeli? İşte bebeklerde alerji ile ilgili merak edilenler…

BEBEKLER ALERJİ NEDEN OLUR? ALERJİ NEDENLERİ:

Dışarıda bulunan çeşitli bakteri ve virüs gibi hastalık yapan maddelere karşı vücudu koruyan bağışıklık sistemi biz yetişkinlere göre bebeklerde daha güçsüz ve zayıftır. Dolayısıyla ekstra dikkat edilmesi gereken bebek sağlığında anne ve babalar, bebeklerinde sağlıklı ve doğru beslenmeye oldukça dikkat etmelidir. Çevremizdeki her şey her bebekte aynı etkiyi bırakmaz iken bazıları polen, besin, evcil hayvan gibi etkenlere karşı alerjik olabilir. Vücut üzerinde alerji oluşumunu harekete geçiren bu gibi durumlar tıp literatüründe ‘alerjen’ olarak nitelendirilir. Bebeklik döneminde yaygın görülen alerji çeşitlerinden biri olan gıda alerjisi, anne sütü alan bebeklerde bile görülebilmektedir. Bunun en temel nedeni ise büyükbaş hayvan ürünlerinden kaynaklanmaktadır. (Örneğin;Yumurta, süt, fıstık,buğday, soya,ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleridir.)

BEBEKLERDE ALERJİ NASIL ANLAŞILIR, BELİRTİLERİ NELER?

Bebeklerde bazı besinlere karşı kendini gösteren aşırı hassasiyet, besin alerjisinin en belirgin özelliğidir. Genellikle süt ve süt ürünleri tarzındaki yoğurt gibi gıdalar bebeklerde alerjiye sebep olurken bu esnada vücutta döküntüler, kusma, kabızlık ve ishal gibi sorunlar oluşur. Alerjiden dolayı gözlerde küçülme, yanma, burunda ve gözde akıntı görülür. İlk altı aylık dönemde bebeklerde görülen besin alerjisinin bir diğer nedeni de annenin yediği gıdaların süt aracılığıyla bebeğe ulaşmasıdır.

Dolayısıyla direkt olarak bebeğe verilmese bile emzirme dönemindeki annenin tükettiği besinler bile dolaylı yoldan bebeklerde besin alerjisine neden olabilmektedir.

Bebeklerde alerjinin anlaşılabilmesi herkeste bir olmasa da en yaygın görülen alerji belirtisi, alerji duyulan besinin yenmesi ile ağzın kenarlarında kızarlık görülmesi ile başlar. Kızarıklıkların devamında gelecek olan ürtikerlerin etkisiyle kabarıklıklar oluşur. Alerjiyi anlayabilmenizin bir diğer kolay yolu da alerjinin gözleri olduğundan daha küçültmesidir. Gözlerin şişmesine yol açarak gözleri daha küçük gösteren bu belirti alerjinin sinyali olabilir.

HANGİ BESİNLER BEBEKLERDE ALERJİ YAPAR? BEBEKLERDE ALERJİ YAPAN YİYECEKLER

Bebek alerjik olduğu besini az miktarda vücuduna alsa bile ciddi anlamda alerji reaksiyonlar yaşayabilir. Bu nedenle hangi besinin bebekte alerji yaptığının anlaşılması için uzmanlar, ek gıda döneminde 3 gün kuralını uygulamalarını öneriyor. 3 gün boyunca tek besin denemeleri sayesinde hangi besinin alerji yaptığı kolaylıkla anlaşılabilir.

Başta süt (inek sütü) olmak üzere yer fıstığı, çikolata, yumurta, çilek, bal, domates, kivi ve bazı baharatlar 1 yaşından önce bebeklere verilmemelidir. Alerji riski en fazla olan bu besinler bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

BEBEKLERDE GÖRÜLEN ALERJİ ÇEŞİTLERİ VE TESTLERİ

Bebeklerde ortaya çıkan alerjiler yalnızca besinler için geçerli olmayıp; nazal alerjiler, besin alerjileri, çevresel alerjiler, anafilaksi, evcil hayvan alerjileri, sezonluk alerji türleri de vardır. Besin alerjisini tespit eden bazı testler ise şunlardır:

Deri prick testi, alerjen özelinde IgE kan testleri, eliminasyon ve tekrar deneme testi.

BEBEKLERDE ALERJİYE NE İYİ GELİR? MADDE MADDE ALERJİ ÖNLEMLERİ

1- EMZİRME

Anne sütünü yeterince almış bebeklerin mamayla beslenenlere göre alerji riski daha düşüktür. 

2- EK GIDA 

Ek gıda döneminde bebeğin beslenme programında yer alacak olan besin doğru vakitte tüketilmezse alerjen riski o besine karşı artar.

3- ALERJEN DÜŞÜKLÜĞÜ

Ek gıda beslenmesinde alerji oluşturma riski en az olan yiyeceklerden başlayabilirsiniz. Arpa, yulaf, mısır ve buğdaydan daha az alerjen olduğundan tavsiye edilebilir. Yazın en güzel meyveleri çilek, kiraz ve dağ çileği gibi besinleri ilk etapta tercih etmemelisiniz.

ALERJİ GEÇER Mİ? BEBEKLERDE ALERJİ KALICI MIDIR?

Çocukluk döneminde yaygın olarak görülen inek sütü alerjisi, yetişkinlik evresinde geçici olabiliyor iken, yer fıstığı, fındık ve ceviz gibi ağaç fındıkları ile balık ve kabuklu deniz ürünlerine alerji oluşmuşsa hayat boyu devam edebiliyor.

Norveç markası Carling, çevreyi korumak amacıyla ürettiği dijital giysi koleksiyonunu tanıttı. Tshirt üzerindeki logo, telefona okutulduğunda müşteriye filtleler sunuyor. Bu sayede, farklı bir kıyafet giyilmiş hissi oluşuyor.

Kuzey ülkesi Norveç, moda dünyasında farklı bir yönteme gitti. Carlings markası, dünyanın ilk dijital tshirtini üretti. Arttırılmış gerçeğe sahip olan bu tshirt, akıllı telefonlara yüklenen uygulama sayesinde kullanıcılara kolaylık sağlıyor. Model üzerindeki logo, uygulamada okutulduğunda müşteriye çevre dostu filtleler sunuyor. Tshirtler, 11 Euro’dan satılıyor.

Topshop, 2020 sezonu için mavi renkli topuklu ayakkabı modellerini piyasaya sürdü. Topshop’un bu modelleri, Bottega Veneta’nın terlik modellerini anımsattı.

Perakende giyim markasında öncü isimlerden olan Topshop, yeni sezon için mavi topuklu terlikler üretti. Markanın bu modelleri, dünyaca ünlü marka Bottega Veneta’nın mavi renkli topuklu terliklerine benzetildi.

Rihanna ve Kardashian gibi isimlerin tercihi olan bu model; Bottega Venata’da 590 sterlin, Topshop da ise sadece 65 sterlin olarak satışta. İki büyük markanın terlikler konusunda topuk stili ve mavi rengi kullanması, sezonun trendini de belirlemiş oldu.

Balkabağı kış sebzelerinin başında geliyor. Vitamin ve mineral bakımından vücudu olumlu yönde etkileyen balkabağından yapılabilecek enfes tarif tatlısıdır. Prof. Dr. Canan Karatay, vücudun şeker ihtiyacını karşılayan ancak kilo aldırmadığını söyleyerek vitaminlerinden bahsettiği kabak tatlısının tarifini paylaştı. Adım adım Karatay usulü kabak tatlısı tarifi:

Bağışıklığı güçlendirmeden bağırsak hareketlerini hızlandırmaya kadar birçok hastalığa şifa olan bal kabağı özellikle ameliyatlı hastalara uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor. Bal kabağı rengi, sıra dışı turuncu görünümü ile besine ayrı bir değer katar. Ülkemizde genellikle tatlı yapımında kullanılmasına rağmen dünya çapında diğer türdeki yemeklerin malzemesi olarak da tercih edilir.Sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmezlerinden biri olan bal kabağı, yüksek oranda lif içerir. Kilo vermek isteyenlerinde gönül rahatlığıyla tüketebileceği balkabağının tatlısı da, Türk mutfağının en lezzetli ve en kolay tatlılarındandır. Peki bu tatlı nasıl yapılır?

BALKABAĞI TATLISI:

MALZEMELER

1 kilogram bal kabağı
250 gram toz şeker

Servis için;

1/2 su bardağı ince çekilmiş ceviz içi
1/2 su bardağı tahin

YAPILIŞI

Kabağı çekirdeklerinden güzelce temizleyerek, sert yeşil kabuklarını güzelce temizleyin. 

Daha sonra dilimlediğiniz kabakları geniş bir tencerenin içerisine alıp, üzerine toz şekeri de serperek 1 gece boyunca bekletin.

Ardından suyunu salan kabakları ocağa alıp, kısık ateşte 20-25 dakika boyunca pişirin.

Yumuşayan kabakları ocaktan alın. Hafif soğuduktan sonra tahin ve cevizle servis edebilirsiniz.

CANAN KARATAY SAĞLIKLI KABAK TATLISI TARİFİNİ VERDİ!

Zeytinyağı içmenin vücuda faydalı etkilerinin olduğunu söyleyerek sık sık gündeme gelen Prof. Dr. Canan Karatay, kış mevsiminin en çok yapan kabak tatlısının sağlıklı pişirmenin tarifini verdi.

KARATAY USULÜ KABAK TATLISI TARİFİ:

MALZEMELER

2 dilim tatlı kabağı
1 adet elma
2 adet portakal
1 çay bardağı ceviz
1/2 çay bardağı kuru üzüm
1 çubuk tarçın
1 yemek kaşığı tereyağ

YAPILIŞI

Kabak, elma ve portakalı güzelce istediğiniz boyutta dilimleyin. Bu adımda portakalın beyaz kısımları mümkün olduğunda soymamaya özen gösterin.

Doğradığınız meyveleri ısıya dayanıklı cam tepsiye yerleştirin. Ardından üzerine ceviz, kuru üzüm ve tarçın ekleyip parçalar halinde dağıtarak tereyağını ekleyin.

Cam tepsinin üzerini yağlı kağıt ile kapatıp 180 derece fırında 35 dakika kadar pişirin.

Soğuk olarak servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

” frameborder=”0″ allowfullscreen>

Son 3 sezondur rol aldığı İstanbullu Gelin dizisiyle hafızalarımıza Süreyya Boran olarak kazınan Aslı Enver, Cuma akşamı yayınlanan Babil dizisiyle yepyeni bir karaktere hayat vermeye başladı. Hem kendi özgü stili hem de sempatikliğiyle oldukça dikkat çeken Enver, son dönemlerde De Facto markasının da yüzü olarak kendine has tavrını, giydiği kıyafetlere de yansıtıyor. Enver’in stilinden ilham alarak, sizler için günlük kombin önerileri hazırladık.

Hayatımıza Hayat Bilgisi dizisiyle merhaba dedi. Sınıfın en genç üyesi olarak dikkat çekti. Bu rol o’na Kavak Yelleri’nde başrol getirdi. Sonrası ise o’nu bizlere sevdirecek Suskunlar ve İstanbullu Gelin süreçleri… O kadar naif ve kendine has tarzı var ki, bunu oynadığı karakterlere de başarıyla yansıtmasını bildi. Öyle ki De Facto markası, o’nunla yıllardır marka işbirliğini sürdürüyor. Ve şimdi de Babil dizisiyle bambaşka bir karakteri karşımıza çıkarıyor. Hem sempatik hem de özgün kişilik tarzına sahip olan Aslı Enver stilinden yola çıkarak, sizler için birbirinden şık günlük kombin önerileri sunduk.

ASLI ENVER KIYAFETLERİ

Kürk modası her zaman geçerliliğini korur. Kışın rengi kırmızı ise bu tarz bir parçanın en çok arananıdır.

Tüylü, yünlü, kürklü kabanlar ve desenli gömlekler beraber şık bir uyum yakayalabilirler. Tıpkı Aslı Enver’in stilinde de olduğu gibi.

İnce bir bileklik ve kot ceket uyumu. Ceketinizin içerisine gireceğiniz hafif bir parça, size oldukça cool bir imaj kazandıracaktır.

Kış demek aynı zamanda ikili kombin de demektir. Gömleklerinizin üzerine bir süveter, kazak ya da hırka, bahsettiğimiz ikili kombini tanımlayacaktır. Hareketliliği, aksesuarlarınızla yakalayın.

Boğazlı kazaklar, jean pantolonlar ve uzun, kalın atkılar… Bu üçlüye bir de uzun, capcanlı bir kap veya kaban ekleyin. İşte oldu.

Kabanınızı sabit tutun. İçte bir değişiklik yapın. Tıpkı Aslı Enver gibi, bir çizme ve kışık uzun bir elbise. Kemeriniz asla unutulmamalı.

 

Çapraz bağ kopması genellikle sporcularda ya da yaşlı insanlarda ortaya çıkar. Yaşam kalitesini düşüren çapraz bağ kopması zamanında müdahale edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirmekle kalmaz uzuv kaybına da neden olur. Peki çapraz bağ kopması neden olur? Çapraz bağ kopması belirtileri nelerdir? Çapraz bağ kopması tedavisi var mıdır? Tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Kaval ve uyluk kemiklerini birbirine bağlayan yapıya ön çapraz bağ denir. Vücuttaki duruş dengesini korur. Bu bağın yaşadığı herhangi bir travma kopmasına yol açar. Kopan bağ dengesiz harekete ve acıya neden olur. Diz kayması yürümede aksaklık ve boşluk hissi gibi belirtiler sonrası hastanın yaşam kalitesi düşer. Bu bağlardan vücutta bir kaç tane vardır. Tıpkı kuklalardaki iplik gibi eklem bölgelerini birbirine bağlayan çapraz bağlar kemiklerin birbirine sürtünmesini engeller. Ancak hasara uğradığında kemiklerin yapısını da bozar. Çapraz bağ kopması genellikle sporcularda özellikle futbolcularda görülür. Çünkü bu sporcular aşırı derece de bacak hareketi yapar. Bunun sonucunda da bacaklarda bu tarz hastalıklar görülme olasılığı artar. Geçtiğimiz günlerde A Milli Futbol Takım ve Juventus’ta forma giyen Merih Demiral de aynı sağlık sorunundan müzdarip oldu. Topa koşarken aniden bacağını döndüren ünlü futbolcu dizinden sakatlandı. X şeklinde olan bu bağların kopmasına aşırı streste neden olabilir. 

ÇAPRAZ BAĞ KOPMASININ NEDENLERİ NELERDİR?

– Dizin aniden darbe alması

– Hareket halinde olan dizin aniden durması ve yön değiştirmesi

– Dümdüz sıçramadan sonra yere dengesiz bir şekilde kapaklanma

– Ayak yapısına uymayan ayakkabı giyilmesi

– Spor, bisiklet sürme gibi aktiviteler esnasında gerekli ekipman kullanmama

– Yaşlılık

– Aşırı yaşanan ruhsal rahatsızlık sonucu kesilen iştahla vücutta yaşanan vitamin ve mineral eksikliği sonucu zayıflayan kas ve bağların çabuk hasar alması gibi durumlar çapraz bağ kopmasına neden olur. 

ÇAPRAZ BAĞ KOPMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Yürüme de zorlanma çapraz bağ kopmasının en belirgin belirtisidir. Bunun dışında da ağrı, çapraz bağın koptuğu yerde şişme, hareket esnasında dizden sesler gelmesi, denge kaybı gibi durumlar çapraz bağ kopmasının belirtileridir. 

ÇAPRAZ BAĞ KOPMASI TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez kişinin Ortopedi ve Travmatoloji uzmanına başvurmasında fayda var. İlerlemeyi durdurmak için buz kompresi yapılarak dizin üstüne basılmadan doktora gidilir. Cerrahi müdahale tedavide olmazsa olmazdır. Bunun yanı sıra hızla iyileşmesi için kolajen içeren kemik suyu bol bol tüketilir. Kapalı cerrahi yöntemle diz kapağından ufak bir sıyrık açılır. Oradan kameralı bir çubuk dizin iç kısmına sokulur. Tam olarak yırtılmanın nasıl olduğuna bakılır. Yırtılan bağın yerine yeni bir bağ oluşturulur. Bunun sonrasında fiziki tedaviyle hareket vücuda alıştırılır. Bu bir yıl sürer. Ancak en fazla bir hafta sonra iyileşme gerçekleşir. 

Dermokozmetik ve bakım dünyasına leke kremi ile büyük bir giriş yapan Sinoz markasından yeni ürünler geldi. Gündüz ve gece kremi, arındırıcı tonik aynı zamanda yüz temizleme jelini raflara dizen Sinoz markasını mercek altına aldık. Gerçekten söylendiği ve sosyal medyada konuşulduğu kadar iyi mi? Çıkardığı tüm bu ürünler ne işe yarıyor ve nasıl kullanılır hakkında merak ettiğiniz tüm soruların yanıtı haberimizin detaylarında…

Yaz- kış cildinizi korumak ve doğru bakımı yapmak istiyorsanız cildinize uygun bilinçli ürünler kullanmalısınız. Özellikle kış aylarında soğuk havanın etkisiyle kuruyan cildinize doğru bakımı yaparak hem pürüzsüz hem de parlak görünmesini sağlayabilirsiniz. Bu noktada doğru ürünü bulmak için internette arayış yaparken Sinoz ürünleriyle mutlaka karşılaşmışsınızdır. İlk olarak leke kremi ile adını duyuran Sinoz markasından yepyeni ürünler geldi. Cildin ihtiyacı olan nemi ve temizlenmesini sağlayan aloe vera ve salatalık özleriyle hazırlanmış yüz temizleme jeli aynı zamanda içerisindeki seramid ile dış etkenlere karşı koruyan muhteşem bir gündüz kremi ile cildinizi şımartmaya hazır mısınız? Gelin birlikte Sinoz markasının yeni çıkardığı ürünleri inceleyelim:

SİNOZ YÜZ YIKAMA JELİ:

Günlük yüz temizliği için en ideal içeriklere sahip olan bu jel, aloe vera ve salatalık özleri barındırıyor. Günlük yüz temizliğinizi yapmak için kullanacağınız bu yıkama jeli aynı zamanda “Provitamin B3” sayesinde ihtiyacınız olan nemi karşılıyor. Kokusu ve yumuşak kıvamıyla ilk kullanımda seveceğiniz Sinoz yüz yıkama jelini gnde iki defa kullanabilirsiniz. Ancak herhangi bir alerjiniz olup olmadığını anlamak için öncelikle bileğinizde denemelisiniz.

Nasıl Kullanılır?

Jeli temiz olan avucunuza bir miktar alın. Su ile güzelce köpürtüp, tüm cildinize masaj yaparak uygulayın. Bol su ile durulayabilirsiniz. Bu adımda gözlerinizin kapalı olmasına özen göstermelisiniz.

SİNOZ ARINDIRICI TONİK:

Cildin siyah noktalardan, kötü havanın bıraktığı mikroplardan arınmasını sağlayan bu tonik, cildin nefes almasına yardımcı oluyor. Cildinize duru bir görünüm kazandıracak bu toniği gün içerisinde gönül rahatlığıyla uygulayabilirsiniz. Hoş kokusu ve cildinizi yumuşak yapmasıyla çok beğeneceksiniz. 

Nasıl Kullanılır?

Bir miktar toniği pamuğa dökün. Dairesel hareketlerle yüzünüze uygulayın.

SİNOZ GÜNDÜZ VE GECE KREMİ:

Sinoz gündüz kremi, gün içerisinde cildin çevresel faktörlerden etkilenmesini önleyerek SPF15 sayesinde güneşin zararlı ışınlarından da koruyor. Yoğun nem desteği veren bu krem, gün boyu parlak ve bakımlı görünmesine yardımcı oluyor. 

Nasıl Kullanılır?

Cildinizi temizledikten sonra yeterli miktarda yüzünüze ve boynunuza masaj yaparak uygulayabilirsiniz.

Sinoz gece kremi ise; gece kullanımı için formüle edilen içeriği ile uykudayken de cildin ihtiyaçlarını karşılıyor. Yoğun besleyici, nemlendirici ve kırışıklık karşıtı olan Sinoz gece kremini cildinizi sıkılaştırmak için de kullanabilirsiniz.

Nasıl Kullanılır?

Cildinizi temizledikten sonra yeterli miktar yüzünüze ve boynunuza masaj yaparak uygulayınız. 

Özellikle de yeni doğan bebeklerde sıklıkla karşılaşılan bir durum olan el ve ayak üşümesi, annelerin en çok evham yaptığı şeylerdendir. Bebeklerinin üşüyüp üşümediğini el ve ayak soğukluğuna bağlayan annelerin bilmeleri gerekenleri araştırdık. Peki bebeklerin üşüdüğü nasıl anlaşılır? Bebeklerin elleri neden soğuk olur? Bebeklerin elleri neden ısınmaz? Ellerdeki soğukluk hastalık habercisi mi? Kansızlıktan dolayı el üşür mü? İşte tüm bu soruların cevabı…

Annelerin yeni doğan bebekleriyle ilgili en çok endişeye düştüğü konulardan birisi de kış aylarında soğuyan havaların etkisiyle çok kolay bir şekilde üşüyebilecekleridir. Bu düşünceler doğrultusunda bebeğini hastalıklardan ve soğuktan korumak isteyen anneler, gerekli olmadığı durumlarda bile onları kat kat giydirmek isteyebilir. İnce dahi olsa kat kat giydirilen bebekler bu durum içerisinde kendilerini rahatsız hissederken, kimi zaman çok terlemekten dolayı hasta da olabiliyor. Genellikle el ve ayak soğukluğuna göre bebeğinin üşüyüp üşümediğini düşünen anneler, en ufak bir soğukluk durumunda hastalanacaklarını düşünerek onları korumak isteyebilir. Peki, özellikle de ilk aylarda bebeğin üşüdüğü nasıl anlaşılır?

BEBEKLERİN ELLERİ VE AYAKLARI NEDEN SOĞUK OLUR? EL VE AYAK SOĞUKLUĞU SEBEPLERİ

Ellerin ve ayakların soğukluğundan bebeğin üşüyüp üşümediğini anlamaya çalışan anneler, çoğu zaman bebeklerinin ellerinde bir soğukluk hissedebilir. Hatta bazı endişeli anneler vardır ki, bu anneler ellerinin soğuk olmasının nedenini hastalığa ya da başka bir soruna bağlar. Halbuki kan dolaşımının en uç yerleri olan el ve ayak bölgeleri daima soğuk olur, bu onların üşüdüğü anlamına gelmez.

Bebekler yetişkinlere göre ısı kaybına daha yatkın olduklarından dolayı elleri ve ayakları çabuk soğur. Ellerin soğuk olmasındaki bir diğer etken ise, kansızlık ve ince giydirilen kıyafetlere bağlı olarak üşümeden kaynaklanma olabilir.

BEBEKLERİN ÜŞÜYÜP ÜŞÜMEDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?

BEBEĞİNİZİN ELLERİ ISINMIYORSA…

Bebeğin üşüyüp üşümediğini anlamanın en kolay ve net yolu bebeğin ensesine ya da göğsüne dokunmak ile anlaşılabilir. Net bir sonuca ulaşmak için vücut sıcaklığını termometre ile ölçmek en doğrusu olacaktır. Eğer termometredeki sonuç 36’nın altındaysa bebek üşüyor demektir.

Bebeğin bulunduğu mekanın sıcaklığını ölçmek için termometreden faydalanılabilir. İdeal oda sıcaklığı 22-23 dereceyi bulurken buna ek olarak titreme gibi belirtilere rastlanırsa da üşüme anlaşılabilir..