Şunun için etiket arşivi: kefirin faydaları

Bağışıklık sistemimiz için olmazsa olmaz ek gıdalardan biri olan kefir hakkında merak edilenleri araştırdık. Güçlü bir probiyotik kaynağı olan kefirin doğru tüketimi konusunda uzmanlardan açıklama geldi. İşte 7 soruda bağışıklığı güçlendiren kefir gerçeği!

Koronavirüsün de hayatımıza girmesiyle beraber uzmanlar bağışıklık sisteminin direncine dikkat çekti. Kafkaslardan tüm dünyaya yayılan kefir, vücut sağlığı için tüketilmesi gereken ek takviyelerden biridir. Ak Gıda Üretim Departmanı Gıda Mühendisi Ekin Oruçoğlu’da sağlık için vazgeçilmez besinlerden biri olduğunu vurguladı. Aynı zamanda Oruçoğlu 7 soruda kefir hakkında merak edilenleri açıkladı:

KEFİR NEDİR?

Yüzlerce yıllık geçmişe sahip kefir, Kuzey Kafkasya kökenli bir süt ürünü. Kefir daneleri veya kefir kültürü kullanılarak sütün fermente edilmesi ile elde edilen probiyotik bir içecek. Rio de Janeiro Federal Üniversitesi’nden uzmanlar tarafından yürütülen bir araştırma, kefirin “bağırsak ekosistemimizi” dengelemeye yardımcı olan, sağlığa yararlı birçok mikroorganizma içeren mucizevi bir ürün olduğunu kanıtladı. Araştırma sonuçlarına göre kefir, sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olmakla kalmayıp aynı zamanda yüksek tansiyonu dengeleyici, alerjik reaksiyonları azaltıcı ve kanser riskini düşürücü etkilere de sahip.

KEFİRİN İÇİNDE NE VAR?

Kefirin içeriğinde kefir kültürü, kefir mayası ve probiyotik mikroorganizmalar bulunuyor.

GERÇEKTEN BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİR Mİ?

Protein, kalsiyum, vitamin ve mineraller bakımından zenginliği sayesinde besleyici bir içecek olan kefir, bağışıklık sistemi için de oldukça faydalı. Arjantin ve Fransa’dan bilim insanları tarafından ortak yürütülen bir araştırma; fermantasyon sürecinde kefirde doğal olarak ortaya çıkan yararlı mikroorganizmaların bağışıklık sistemini harekete geçirerek, romatizmal eklem iltihabından bazı kanser türlerine kadar pek çok hastalığın önlenmesine yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.

SİNDİRİM SİSTEMİNE ETKİSİ NEDİR?

Kefirin içeriğindeki probiyotikler sindirim sisteminin düzenlenmesine yardımcı olur. Ayrıca yapılan klinik çalışmalar; kefirin bağırsak hareketlerini artırdığını ve buna bağlı olarak kabızlık sorununun çözümünde de yardımcı olduğunu gösteriyor.

KİMLER NE KADAR KEFİR TÜKETEBİLİR?

Yüksek besin değeri ve sağlığa faydalarından dolayı yetişkinlerin yanı sıra çocukların, hamilelerin, hastaların, destek tedaviye ihtiyacı olanların ve yaşlıların günlük beslenme düzenlerinde kefir tüketmeleri tavsiye ediliyor. Kefirin çocuklara olan faydalarını gösteren pek çok araştırma bulunsa da 3 yaş altı çocukların tüketimi için önce doktora başvurulması tavsiye ediliyor. Kefirin; içerdiği yüksek miktarda protein, vitamin ve mineraller sayesinde sporcular için de faydalı bir destek olabileceği araştırmalarla kanıtlandı. Kefir, bağışıklığın zayıflaması ve kas krampları gibi sporcuların zaman zaman yaşayabileceği sağlık sorunlarına neden olan mineral eksikliklerini tamamlayıcı rolüyle öne çıkıyor.

GÜN İÇİNDE NE KADAR KEFİR TÜKETİLMELİ?

Kefir, sağlığa faydalı nitelikleriyle günlük beslenme rutininde yer alması gereken bir gıda. Günlük tüketim miktarı kişilerin ihtiyacına göre değişmekle birlikte 1-2 porsiyon (1 porsiyon=250 ml) olacak şekilde beslenme düzenine eklenebilir.

KEFİR HANGİ ZAMANLARDA TÜKETİLMELİ?

Kefirin en iyi özelliklerinden biri de günün her saati, aç ya da tok karnına rahatlıkla tüketilebilecek bir içecek olması. Yüksek besin değeri sayesinde kefir, gün içerisinde ara öğün olarak da tercih edilebilir. Kefir buzdolabında +4 C’de muhafaza edilmeli ve açıldıktan sonra 3 gün içerisinde tüketilmeli.

Uzun günlere denk gelen Ramazan ayında gün içerisinde susuz kalmamak için iftar ve sahurda mutlaka tüketilmemesi gereken besinler vardır. Aksi halde uzun süreli susuzluk vücutta ciddi komplikasyonlara davetiye çıkartabilir. Bunlardan en önemlisi gün içinde sürekli yorgunluk ve baş ağrısı rahatsızlıklarıdır. Peki Ramazanda susuzluğa iyi gelen besinler nelerdir? Sahurda iki bardak kefir içerseniz…

Sağlıklı bir vücut için en temel ihtiyaç sudur. Su özellikle organların işlevselliğini sağlar. Bunun yanı sıra kan basıncını dengeler. Vücut içindeki oksijeni eşit bir şekilde dağıtarak ciddi hastalıkların yaşanmasını önler. Bu yüzden uzmanlar bir insanın gün içinde 2.5 litre su tüketilmesini tavsiye eder. Ancak Ramazan ayında su tüketimi azalır. Bunun önüne geçmenin en önemli yolu iftar ve sahurda sıvı oranı yüksek besinler tüketmektir. Aynı zamanda bu besinler vitamin ve mineral deposu olmalıdır. Vücut açlık ve susuz kalacağı sürede sıvı aynı zamanda vitaminleri kullanarak daha dinç kalır. Özellikle çalışanlar için uzmanlar bu besinlerin iftar ve sahurda ara öğün olarak da tüketilmesi gerektiğinin altını çizer. Gün içinde herhangi bir besin ya da su tüketmeyen vücut organlarının işlevselliğine devam etmek için gerekli olan su aynı zamanda kilo alma ya da verme gibi sağlık sorunlarını da engeller. Metabolizmanın daha sağlıklı işlemesi için gerekli olan su ve sıvı miktarı yüksek olan besinler iftar sonrası hantallaşan vücutta yağ birikimin önüne geçer.

RAMAZANDA SUSUZLUĞA İYİ GELEN BESİNLER NELERDİR?

– Ramazan ayında iftarda ve sahurda vücut sıvısını dengelemek için su başlı başına çözüm değildir. Bunun için sıvı oranı yüksek besinlerde tüketilmelidir. Antioksidan bakımından zengin olan erik, kiraz ve çilek gibi besinler vücudun toksin atmasını sağlarken ihtiyacı olan sıvıyı da rahatlıkla karşılar. Bu yüzden iftarda, ara öğünde ya da sahurda bu besinlerden elde edilen meyve suyu veya komposto tüketmekte fayda var.

– Vücudun hem sıvı hem de probiyotik ihtiyacı için yoğurt ve süt önerilir. Aynı zamanda yüzyıllardır vücut sağlığına inanılmaz etkileri olduğu bilinen kefirde bunlar arasında yer alır. Ramazan boyu azalan öğün miktarı vücudun gelişimine katkı sağlayan vitaminlerin de azalmasına neden olabilir. Ancak uzmanlar sağlıklı ve bilinçli bir beslenmenin bunu önlediğini vurguluyor. Kemik ve kas gelişiminde da faydası olduğu bilinen bu besinleri Ramazan boyunca sofralardan tüketilmemesi gerekir. 

– Ramazan ayında susuzluğa bağlı sıklıkla yaşanan rahatsızlıklardan biri de mide hastalıklarıdır. Hazımsızlık ve ülser genellikle bu ayda artar. Bununda önüne geçmenin en basit yolu kavun, karpuz ve kividir. Bu besinler doğada sıvı bakımından en zenginleridir. Bunun yanı sıra sindirim sistemini düzenleyen vitaminlere sahiptir. Özellikle bağırsakların fonksiyonunu düzenleyen karpuz ve kavunu uzmanlar iftar ve sahur arasında tüketilmesini tavsiye eder. Bu besinler vücudun sıvı oranını dengelerken kanın ihtiyacı olan doğal şekeri de sağlar. Ayrıca uzun süre vücut direncini artırır.

– Sıvı oranı vücutta düşünce bağışıklık sistemi olan her maddeye antikor üretir. Bu da vücudun iç savaşına yol açar. Aniden yükselen ateşler ve baş ağrıları vücudun enerjisini düşürür. Tüm bunların önüne geçmek için İftarda çorba tüketilmesinde fayda var. Özellikle domates, yoğurt ya da tavuk suyundan yapılan çorbalar vücudun ihtiyacı olan vitamini sağlarken sindirimi yumuşatır. Gün içinde vücudun virüs ve bakterilere karşı direncini de artıtır.

– Salatalıkta da sıvı oranı oldukça yüksek olduğundan bu süreçte salatalık tüketimi de önerilir. Özellikle uzmanlar yoğurtla beraber tüketimini tavsiye eder. Salatalık vücudun sıvı oranını artırırken cildinde güzelleşmesini destekler. 

SAHURDA İKİ BARDAK KEFİR İÇERSENİZ…

Süt ve yoğurda oranla daha az bakteri üreten kefir Ramazan ayında özellikle sahurda tüketilmesi tavsiye edilir. Amerika da yapılan araştırmalarda kefirin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu vurguluyor. Fermantasyona uğrayan süt ve yoğurttan meydana gelen kefir, susuzluğa da fayda sağlar. Bağışıklığı güçlendiren kefir, virüslere karşı direnci artırır. Bağırsak florasını dengeler. Hazımsızlık ve şişliğin yaşanmasını engeller. Kan basıncını düşürerek kalp ve damar hastalıklarını önler. Cildin deforme olmasının önüne geçer. Aynı zamanda kefir, böbrek üstü bezleri çalıştırdığında etkili olduğu gözlemlenmiştir. Bu sayede vücudun sıvı oranı sürekli yenilenmektedir. 

Kafkasya’dan tüm dünyaya yayılan kefirin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor musunuz? Peki kefir nasıl yapılır? Kefirin faydaları nelerdir? Kefir suyu içmek ne işe yarar? Tüm dünyada popüler hale gelen insan sağlığını olumlu etkileyen kefir hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında kefire dair her şeyi bulabilirsiniz.

Yüzyıllar önce Kafkas ülkelerinde keşfedilen kefir, süt asidi ve alkol fermantasyonu karışımı ile elde edilen yoğurt kıvamından biraz katı olan bir yiyecektir. İçerdiği mayalar canlı hücrelerdir ve gün gün çoğalırlar. Bu hücreler yararlı hücrelerdir. Sütü fermantasyonu sonucu oluşan kefirin yapımında inek, koyun, keçi ve manda gibi hayvanlardan elde edilen sütle yapılır. İçeriğinde, su, süt asidi, etil alkol, süt şekeri, kazein, mineraller, albümin ve yağ bulunmaktadır. Özellikle uykusuzluk ve iştahsızlık gibi rahatsızlıklara fayda sağlamanın yanı sıra, diş ve diş etlerine, astım, egzama gibi hastalıklara iyi gelir. Avrupa ve Amerika’da üretimi olduğu kadar tüketimi de fazla olan bu besin birçok ünlü sporcu ve sanatçının da güzellik ve gençlik iksiridir. Vücudu adeta yenileyen kefir fazla tüketildiğinde de sağlık sorunlarına enden olabilir. Bu yüzden uzmanlar azar azar tüketilmesini tavsiye eder. Aksi halde günlük bir bardaktan fazla kefir ishal ve sıvı kaybına neden olur. 

KEFİR SUYU İÇMEK NE İŞE YARAR?

Diyetisyen uzmanları genellikle birden zayıflamak isteyen hastalarına önerirler. İçeriğindeki zengin mineral ve vitamin sayesinde uzun süre tok kalmayı sağlar. Ayrıca vücudun gün içerisindeki şekeri de kontrol ederek enerjisini yüksek tutar. Ayrıca vücut hücrelerini yenileyerek hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirir. Tibetliler her gün bir bardak kefir suyu içtiklerinden dolayı yüz yaşına kadar hastalık geçirmeden yaşadıklarına tarihi sayfalarda ortaya çıktı. Kefir sayesinde Tibet askerlerinin güçlü ve kaslı oldukları biliniyor. Günümüzde de spor yapan kişilere öneren uzmanlar ayrıca hamile, çocuk ve yaşlıların bol bol tüketmesini vurguluyor. Sinir hücrelerini yenileyerek beyin sağlığına katkıda bulunan kefir, unutkanlık ve kemik erimesinin de önüne geçer. 

KEFİRİN FAYDALARI NELERDİR?

Vücuttaki serbest radikal dolaşan hücrelerin çoğalmasını engeller. Bağışıklığı güçlendirir.

Vücudun sıvı oranını artırarak böbrek üstü bezlerin çalışmasını sağlayarak taş ve kum oluşumunu önler.

Kötü kolesterol seviyesini düşürür.

Besinler ve çevresel faktörler nedeniyle vücudun maruz kaldığı metal, tuz ve alkolik maddeleri atar.

Cilt hastalıklarından en çok görülen egzama ve sedefi engeller. Olan hastalıkların ise çoğalmasının önüne geçer.

Vücudun çalışma fonksiyonunu artırarak sistemlerin daha iyi çalışmasını sağlar. 

Midenin asit seviyesi dengeler. Ülser ve reflü gibi hastalıkların ortaya çıkmasını engeller.

Kan basıncını dengelediğinden yüksek tansiyona zemin hazırlayan durumların yaşanmamasını sağlar.

Damarların temizlenmesini sağlar. Damar duvarlarının sertleşmesinin önüne geçer.

Vücudun ihtiyacı olan günlük enerjinin yüzde 60’ını karşılar.

Karaciğerin yağlanmasını önler.

Kanser hücrelerini yok eder. Olan hücrelerin büyümesini engeller.

Yağ bağlamış bölgelerde yağ yakımını artırır. Kilo almanın önüne geçer.

Bağırsakları temizler ishal ve kabız gibi sindirim sorunlarının yaşanmamasını sağlar. 

Sindirim hücreleri yenilediğinden ruhsal hastalıkların yaşanma riskini azaltır.

Uykusuzluk gibi hemen hemen herkesin sorunu olan rahatsızlığa doğal ilaçtır.

Ağız ve diş sağlığında da etkilidir. Enfeksiyonlu hücreleri azaltarak çürüme ve ağzı kokusunun önüne geçer.

Vücudun en çok ihtiyacı olan B kompleksini karşılar.

Vücudun ihtiyacı olan kalsiyum ve proteinin yüzde 70’ini karşılar. 

KEFİR NASIL YAPILIR?

Pastörize edilmiş 1 litre süt

40 gram kefir mayası

Süt iyice kaynatılır. Soğumaya bırakılır. Üzerinde oluşan kaymak alınır. Sütün soğuması 20 derece olunca içerisine kefir eklenir. Kavanozların ağzı hava alacak ancak toz almayacak şekilde üzerine ve etrafına bir bez sarılıp 20 derece sıcaklıkta olacak bir yere konulur. Bir gün sonra süt pıhtılaşması kefirin tutmasına işarettir. Bir gecede buzdolabında bekletildikten sonra tüketilebilir.