Şunun için etiket arşivi: magazin

Günümüzün başarılı yazarlarından Zekeriya Efiloğlu, yeni çıkardığı “Kendine Bir İyilik Yap” kitabının tanıtımı öncesinde günümüzdeki evlilik, aile ve çocuklarla evde yaşanan sorunlar için çözüm olabilecek açıklamaları Yasemin.com editörlerinden Busenur Çalık’a yaptı.

Hem sosyal medya hesaplarında hem de Youtube platformunda binlerce kişinin aile sorunlarını ortadan kaldıracak çözüm önerileriyle ses getiren yazar Zekeriya Efiloğlu, çocuklarımızı yetiştirirken bazı konuları anlatmakta geç kaldığımızı belirterek ailenin temelini oluşturan asıl değerlerimizi, cep telefonlarıyla beraber yok ettiğimizi vurguladı. Boşanma nedenlerinin geçmiş yıllarda şiddetli geçimsizlik olduğunu günümüzde ise yerini aldatmaya bıraktığını söyleyen Zekeriya Efiloğlu, gerek dizilerde gerekse televizyon ekranlarında örnek bir aile rol model alınabilecek projelerin hızlandırılmasını konusunda önerilerde bulundu.

Yasemin.com/ÖZEL

Sosyal medya kullanımı arttıkça sevgi ve saygı kavramlarının azaldığını görüyoruz. Özellikle yeni yetişen nesillerde bu oran daha fazla. Bunun önüne geçilebilir mi?

Siz gençlerimize teknolojinin esiri olmayı, teknolojiye sahip olmayı, onunla yaşamayı öğretirseniz neden mümkün olmasın. Ancak biz de “hemen yasaklayalım” diye bir algı var. Neden yasaklıyorsunuz? Bununla yaşamayı çocuklarınıza öğretmelisiniz. Örneğin; eve bir kutu yapmalısınız. Akşamları herkes eve geldikten sonra cep telefonlarını o kutunun içerisine koymalı. Bunu yaparken evdeki asıl görevlerini unutmamalıdır. Ancak çaldığı sürece telefonu kullanmalı, işi bittiğinde tekrar kutunun içerisine koymalıdır. Bu yöntemi denemelisiniz. 

Toplumumuzda maalesef sosyal medya, cep telefonu, internet, teknolojik aletler devreye girdikçe “bunun yüzünden sosyalleşemedik” algısı oluşuyor.  Zaman zaman aynanın karşısına geçerek olumlu şeyler söyleyerek bu algıyı hafifletebilirsiniz. “Evet, sosyalleşmenin önündeki engel, sosyal medya değil, bizim bakış açımız. Sosyal medya araçları hayatımızdan çıktıktan sonra biz daha fazla bilgi sahibi olduk” gibi veya “Sosyal medya hayatımızdan çıktıktan sonra daha fazla dünyayı ve birbirimizi, Allah’ı, inancımızı tanır olduk.” yaklaşımında bulunabiliriz. Bir de suçu kendi üzerimizden alıp eşyalara, kişilere, olaylara, tarihe katmamalıyız. 

“AMAN BİZ YAŞAMADIK ÇOCUKLARIMIZ YAŞASIN DEMEYİN”

Suçu başkalarına atmamak lazım diyoruz. Peki suçu nerede aramalıyız? Gençler mi yoksa yetişkinler mi daha çok etkileniyor?

Ben 47 yaşındayım. Bizi nasıl yetiştirdiler hatırlar mısınız? Babanın evladını kucağına almadığı, sevgi sözcükleri söylemediği hatta Doğu ve Güneydoğu’da ülkemizin büyük bir oranında çocuk sevmenin neredeyse yasak ve yanlış olduğu, çocukla aynı sofraya oturmanın abes karşılandığı bir kültürde yetiştik. Bu ne din ile ne inançla ne kültürle hiç alakası olmayan bir yapı. Bu yapıyla yetişen çocuklar ebeveyn olduklarında “Aman biz yaşamadık çocuklarımız yaşasın” “Aman biz görmedik çocuklar görsün” “Aman ben almadım çocuklar alsın” dediler, o çocuklar da ağzımıza tükürdü. İkisi de yanlış.

Doğru olan ise; Çocuklarınıza hayır demeyi öğretin. Çünkü “hayır” kelimesinin ne olduğunu bilmeyen bir nesil gelmeye başladı. Gün içerisinde mesela çocuğa “Hayır yani yok dediğinizde” çocuktan şöyle bir cevap geliyor “Nasıl yok, ama arkadaşımın var”. Bu adımda yapmanız gereken kesinlikle hayır demenin ne demek olduğunu öğretmektir. 

Buradaki en büyük hatayı bizler yapıyoruz. “Akademik başarı diyoruz, neredeyse bir yıl boyunca eve misafir geleceği zaman çocuk ders çalışıyor, üniversite sınava hazırlanıyor” diyerek misafirleri erteliyoruz. Bunun dışında temizlik yapılacağı zaman Aman kızım sen dersini çalış ben temizliği yaparım” diyoruz. Ancak bırakın çocuklarınız temizliği de yapsın annesine yardım da etsin. Örnekte vermiş olduğum gibi olaylar gerçekleştiğinde elbette iletişim kurmakta, etrafında neler olduğunu fark etmekte sorunlar yaşayacak. 

“SİZ O ÇOCUKLARDAN NE BEKLİYORSUNUZ?”

Ayrıca sosyalleşmek aileden başlar. Siz kendi çocuğunuzun gözünün içine bakarak  iki kelam etmezseniz, etraftaki insanlarla ne konuşmasını bekliyorsunuz? Siz eve geldiğiniz zaman tek dünyanız diziler, cep telefonu ekranı kadarsa o çocuktan ne bekliyorsunuz?

Örneğin; akşam olduğunda ailenin hep bir arada olduğu tek yer sofradır. Sizce çocuklar neden sofraya gelmiyor? Çünkü o sofrada anne ve baba tüm günün yükünü çocuklardan çıkaracaklarını biliyorlar. Örneğin “Derslerin nasıl? Arkadaşların nasıl?” diyerek hemen yargılama cümleleri başlayacak. “Sen zaten… ile başlayan, komşunun çocuğu… ile devam eden sonrasında biz böyle değildik…” cümleleri üst üste gelecek. Çocuklar bu yüzden sofraya gelmiyor. Ben şiddette ailelere yapmamasını öneriyorum. Sofraya oturduğunuzda yemeğin tadını çıkarın. 

“ÇOCUKLARINIZA ‘AŞKIM’ DİYE HİTAP ETMEYİN!”

Çocuklarınızı severken ya da konuşurken kesinlikleaşkımdememelisiniz. Özellikle iki cinsin birbirine söylemesi gereken sözcükleri kullanmamalısınız. Bunun yerine “yavrum, evladım, çocuğum” hitaplarını kullanabilirsiniz. “Biz çocuğum ile arkadaş gibiyiz” demeyin. Çocuklarınızın arkadaşa ihtiyacı yok. Çocuklarınıza anne ve baba olun. En çok onlara ihtiyacı var. 

“TÜM BUNLAR AİLEYİ YOK ETMEK İÇİN YAPILIYOR”

Peki çocuklarına tapan aileler demiştik. Bu çocuklar ebeveyn olduklarında nasıl olacak? 

Açıkçası bu sorunuza pek olumlu cevap veremeyeceğim. Ben bazen gençlere verdiğim konferanslarda bahsediyorum. Onlara diyorum ki “Sizin için üzülüyorum. Çünkü 40-50 yıl sonra mezarınızda ağlayacak aile bulamayacaksınız”.  Bunu söylemekteki amacım duyguları birazda olsun tahrik etmek. Çünkü bir evladın bu hattaki en kıymetli hazinesi ailesidir. İyi bir aile kazanılmış en büyük zaferdir. Sizi kayıtsız ve şartsız seven tek insanlar topluluğu o çatının altında yaşar. Özellikle Avrupa’da ‘aile’ diye bir kavram yok. Avrupa’da 2050 yılında her sokakta yürüyen 2 kişiden biri gayri meşru ilişkinin sonucu olarak doğacak. Şuan diğer ülkelerde oranlar %68. Ancak bizim ülkemizde bu oranlar çok düşük. Ama dikkat ederseniz bu topluluğu şuan yıkmaya çalışıyorlar. Örnek verecek olursak; Şu anda gençlerimizin adeta tapınır hale geldiği Koreceyi ezberlemek için çırpındığı bir müzik grubu var. Onun üzerinden yürütülen “cinsiyetsiz toplum projesi” bulunuyor. Tüm bunların hepsi aileyi yok etmek için yapılıyor. Özellikle BTS müzik grubu üzerinden yürütülen bir algı operasyonu var. Bu gruba bakarsanız erkek veya kız olduğu belli olmayan solistler yer alıyor. Türkiye’de de aynı şekilde diziler üzerinden yapılıyor bu operasyonlar.

Günümüzdeki çocuklar ve gençler bu anlamda şanslı olduğu kadar şansız da.  Neden diyecek olursanız, “Yanlışı nerede yaptığımızı bilirsen doğruyu aramak gibi bahanelerin olur.” Bunlar şu anda nerede yanlış yaptıklarını farkında değiller. Eğer bir duvara toslarlar ise bence doğruyu bulmak için mücadele ederler. Bu açından bakarsak bizden daha şanslılar. Çünkü ellerinde bu kadar argüman, sosyal medya gibi imkanlar var. 

“ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK SORUNLARI YERİNİ ALDATMAYA BIRAKTI”

– Annelerimizin “sana güveniyorum ama etrafa güvenmiyorum” sözünü malum hepimiz duyar olduk. Böyle bir toplumda ahlaklı bir evlat nasıl yetiştirilir?

Etraf ve çevre kötü diyoruz ancak bu toplumu böyle yapan bizleriz. Zararlı maddelere bulaşmasından ya da insanların dışarıdaki yaptığı davranışlardan korktuğu için anne babalar bu cümleyi kullanıyorlar. Ancak bizler “Hangi şartlar olursa olsun, girdiği ortamda etkilenmeyen ama girdiği ortamı etkileyen bir birey yetiştirdik mi?” Aslında orada kendilerini itiraf ediyorlar. “Biz seni hangi ortama girersen gir, bu şekilde yetiştiremedik.” demeye getiriyorlar.  O yüzden aileler biraz da bunu kendi suçlarını bir itiraf olarak görecekler. “Benim çocuğum iyi ama toplum kötü” cümlesi sizce ne derece doğru? Biraz da buna bakmak lazım.

Ahlaklı bir nesil yetiştirmek istiyorsak önce ahlak kurallarını ve sevgiyi evimize getirmemiz gerekiyor. Eski yıllarda boşanma davalarında bakarsak eğer, “şiddetli geçimsizlik” vardı. Günümüzde ise “aldatmak” var. Bu yüzden hatayı önce kendimizde aramalıyız. Bu sorunların önüne geçebilmek için doğru rol modellerle, bakış açısıyla aileye yönelik çalışmaları hızlandırmalıyız. Bu da yatırım ile yapılır. “İzlenmesin ama doğru olsun, takip edilmesin ama doğru olsun” Elbette bir gün herkes doğru olduğunu kabul edecek. Sizlere bu konuyla ilgili bir hikaye anlatmak istiyorum;

“Bir Kızılderili ile torunu obaların önünde konuşuyor. Torunu diyor ki;

– Sevgili dedeciğim her obanın önünde bir köpek, bizim obanın önünde neden iki köpek var?

Kızılderili cevap veriyor;

– Sevgili torunum, fark ettin mi birisi siyah biri de beyaz renkte. Birisi benim için iyiliği diğeri ise kötülüğü temsil ediyor. 

Torunu hemen soruyor;

– Peki dedeciğim hangi hangisini yener?

Dedesinin cevabı çok basit ama çok muhteşem. Cevabı “Ben hangisini beslersem” oluyor. “

“KUSURSUZ BİR CİNAYET”

– Yapılan araştırmalara göre boşanma oranları geçtiğimiz yıla göre 10,9 artarak 142 bin 442’e ulaştı. Bu oranların artmasında en büyük neden sizce ne olabilir? Peygamber Efendimiz (SAV) dönemindeki ülfeti günümüz gençlerinde neden göremiyoruz?

Boşanma oraları artıyor, artmaya da devam edecek. Avrupa ülkelerinde ortalama 2 kişiden biri boşanıyor Oranlar artık %60’a yakın hale geldi. Ülkemizde ise bu oran %25 seviyesinde. Boşanma oranlarının en çok görüldüğü kitle ise “eğitimli” olanlar. Bunun nedeni ise ebeveynlerin ilk problemde  “kızım çekme kahrını gel” demesidir. İkinci neden ise “seni bir evlendirelim de kadın seni adam etsin”. Bizim toplumuzda evlilik öncesi müesseseler doğru çalışmıyor. Yasal olarak 18 yaş, inancımıza göre ise buluğ çağına erdikten sonra evlenebiliyor. Ancak bana sorarsanız 25 yaştan önce kesinlikle evlendirmem. Neden diye soracak olursanız “Kocaman kocaman büyümüş aklı mercimek gibi olan, saygının, sevginin, merhametin, fedakarlığın ne olduğunu bilmeyen insanlar çoğaldı Bu insanlarla aynı eve girdiğini zaman kusursuz bir cinayet işlemiş oluyorsunuz.”  Aşk fizyolojik olarak bitince devreye saygı, sevgi, merhamet girmediği sürece o bahsettiğimiz ellerin terlemesi, karnında kelebekler uçuşması, göz bebeğinin büyümesi kısa sürecektir. Eğer bahsettiğimiz sevgi, saygı da yoksa yeni aşklara yelken açmak başlayacaktır. 

Hz. Peygamberimiz (SAV) zamanındaki “Konuş Ya Aişe, huzur duyayım” ya da “Seni kördüğüm gibi seviyorum Ya Aişe” demesi bununla birlikte her konuda istişare etmesi, asla sesini yükseltmemesi, konuşması ve olumsuz cümle kurmaması 128 bin Peygamberin hepsi bu şekilde yaklaşımlarda bulunurken rol model olmuşlardır. Ancak günümüzde toplumumuzda kadın “dövülür” diye bir bakış açısı var. Bu güzel dinimizi, inancımızı incir çekirdeğini bile doldurmayacak sebeplerden dolayı kirletmeyelim. Hangi Peygamberler eşini dövmüş ya da sesini yükseltmiş? Böyle bir dünya yok. Bütün bunlardan yola çıkarak bir muhabbeti, ülfeti kaybettik. 

“ANNESİ KILIKLI KOCALAR YETİŞİYOR”

– Evliliklerde sık rastlanan sorunlardan biri de erkeklerin annesi ve eşleri arasında kalması. Hanımlar bu durumda nasıl bir yol izlemeli?

Kur’an-ı Kerim’de Zıhar olayı var. Buna en güzel örnek o olaydır. O ayette aynen şu söyleniyor;  “Allah bir kişinin göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır, annelerinize benzeterek haram olsun dediğiniz eşlerinizi anneleriniz kılmamış, evlâtlıklarınızı da gerçek oğullarınız yapmamıştır. Bunlar sizin kendi iddianızdır; hak ve hakikati Allah söyler, doğru yolu da O gösterir.”(Ahzâb Suresi 4.ayet) Çok önemli bir ayrıntı var bu ayette. Siz bir annenin sırtını eşe benzetmemeyi ya da evladı da evlada benzetmeme duygusunu bir çocuğa ne zaman vereceksiniz? Bizim inancımıza göre buluğ çağına erişenler evlenebiliyor ise bu duygunun 9 yaşından itibaren çocuklara öğretilmesi gerekiyor. Allah’a duyulan, karşı cinse duyulan duyguyu kısacası duygu ile ilgili ne varsa, çocuklarımız internetten, dizilerden, üçüncü şahıslardan öğrenmemeli. Bu duyguları öğrenmeden yetişen çocuklar annesine ve babasına duyduğu duyguları eşinde aramaya başlıyor. Bulamadığı zaman da “annesi kılıklı kocalar” veya “babasında aşk arayan eşler” ortaya çıktı. 

ZEKERİYA EFİLOĞLU KİMDİR? 

Günümüzün başarılı yazarlarından Zekeriya Efiloğlu, 28 Mart 1972 yılında Ordu’nun Akkuş ilinde dünyaya geldi. İlkokulu Ünye Anafartalar ilkokulunda, ortaokul ve liseyi yatılı olarak Samsun Ladik Akpınar Öğretmen Lisesinde bitiren Efiloğlu, Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesinden 1993 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesindeki Hilalli İlköğretim Okulunda öğretmenlik hayatına başlamıştır. 2011 yılında Ahmet Yesevi Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Alanında Yüksek Lisans yapan Zekeriya Efiloğlu, Gaziantep Şahinbey Gülşen Batar Anadolu Lisesi’nde Okul Müdürü olarak görev yapmakta. Evli ve 3 çocuk babası olan Efiloğlu, Kalbime Yazdım Seni, Mandalina Çekirdeği, Aşkın Peşinde, Kendine Bir İyilik Yap ve daha birçok isimde kitabı bulunmaktadır. 

Gittikleri mekanlar, giydikleri kıyafetler, yaptıkları paylaşımlarla dikkat çeken, Instagram takipçi sayısı 100 binleri geçen kadın kullanıcıları. Onlar için ınfluencer deniyor. Yani onlar, sahip oldukları herhangi bir şey hakkında yaptıkları paylaşım ve yorumla belirleyici rol oynuyorlar. Peki kim bu kadınlar ve dikkat çeken paylaşımları arasında neler var? İşte Instagram’ın stil belirleyen moda fenomenleri!

Moda artık hayatımızın bir numaralı değeri. Son trendler, modeller, renk ve stil önerileri ve daha birçok kavram, görüntümüzü oluşturmamızda etkili noktalar. Özellikle son dönemde ortaya çıkan influencer kavramı bunların üzerine çıkıyor. Peki nedir bu influencer kavramı ve Instagramın en popüler influencer ve moda takipçileri bizlere nasıl stiller sunuyorlar? Bir moda fenomeni olmanın yolları nelerden geçiyor? İşte ınfluencer kavramı ve Instagram’ın stil belirleyen moda fenomenleri!

INFLUENCER NE DEMEK?

Öncelikle ınfluencer kavramına bakalım. Son dönemin oldukça dikkat çeken bu tanımlaması, özellikle moda, stil ve tarz alanlarında paylaşımda bulunanlarının kullanmayı tercih ettikleri bir mesleki tanımlama.

İngilizceden çevirdiğimizde etki unsuru anlamını taşıyan bu kelime bizde kendisini tam da böyle gören kişiler tarafından kullanılıyor. Yani Inluencer dediğimiz bu kişiler, sosyal medya hesapları vb. ortamlarda yapmış oldukları paylaşım ve yorumlarla kullandıkları ürünleri, giyim eşyalarını veya yemekleri aktarıyor ve insanların bu ürünleri, yemekleri kullanıp tüketmelerinde etkili oluyorlar.

Bu durum da onları moda fenomeni yapmış oluyor. Giydikleri kıyafetler, tarz ve stilleriyle takipçilerine öncülük ediyorlar. 

Şimdi de ülkemizdeki ınfluencerlara ve yaptıkları paylaşımlara bakalım:

ÜNLÜ INFLUENCERLER

GİZEM SARI TEKİN

Aynı zamanda bir YouTube kanalı da olan Gizem Sarı Tekin, makyaj ve giyim üzerine yaptığı paylaşımlarla dikkat çekiyor. Tekin, paylaşımlarında çoğunlukla uzun elbise, kazak ve palto kombinleriyle karşımıza çıkıyor.

MELİS EKREM

Kıbrıslı olan ve Londra’da yaşayan Melis Ekrem’in kendi adına bir Instagram hesabı da bulunuyor. Ekrem, takipçilerine çoğunlukla elbise ve etek üzerine kombinler sunuyor.

BELİZ ŞEN

Diğer isimlere oranlara daha doğal paylaşımlarda bulunan Şen, yüzücü ve vlogger. YouTube kanalı da bulunan Şen, spor tarzda modeller sunuyor ve sağlık, makyaj üzerine paylaşımlar yapıyor.

SENA SEVER

Her tarzdan insana hitap eden giyim tarzıyla beğenilen Sena Sever, influencer deyince akla gelen ilk isimlerden birisi oluyor.

Ünlü markalar yeni sezon trendlerini sunmak için birbirinden farklı isimleri marka yüzü yapıyorlar. Aslı Enver, Murat Boz, Bensu Soral bu isimlerden sadece birkaçı. Bu isimler sayesinde; markalara daha da yakınlaşmanız mümkün. Bu yöntemi deneyen markalar ise Koton, De Facto, Avva ve Mavi. 2019 – 2020 moda sezonunun tanıtım süreci, tüm detaylarıyla sadece yasemin.com’da!

Ünlü markalar yeni sezon trendlerini sunmak için hep daha iyisini sağlamaya çalışırlar. En günceli yakalamak mücadelesi, sadece modellerde değil modelleri taşıyan isimlerde de olur. Bu anlamda ünlü isimleri, marka yüzü yapma yoluna giden firmalar; popülerliği yakalamayı amaçlayan bir süreç içerisine girerler. Aslı Enver, Bensu Soral, Fahriye Evcen gibi isimler de bu amaçla seçilen kişilerden sadece birkaçıdır. Biz sizler için; 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzü olacak olan isimleri listeledik. Bakalım; Koton, De Facto, Mavi, Avva gibi büyük markalar moda konusunda hangi isimleri marka yüzü olarak kendilerine tercih etmişler? İşte 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzleri!

KOTON

Zannediyoruz bu alanda en çok söz sahibi olan marka Koton’dur. Aynı anda 3 marka yüzüne sahip olmasıyla dikkat çeken Koton; Bensu Soral, Melisa Şenolsun ve Burak Deniz ile amacına ulaşmış durumda. 

Uzun süredir Fahriye Evcen ile çalışan markanın tercihi artık Bensu Soral. Evcen ile 3 yıl süren çalışma oldukça başarılı olmuştu.

DE FACTO

Aras Bulut İynemli ve Hande Erçel işbirliğini Aslı Enver ile sürdürme kararı alan marka doğru bir karar aldı zira Enver’in ışığı markaya 2019’da da kazandırmaya devam ediyor. Öyle ki yeni sezon çalışmaları için sadece Aslı Enver’i görmeye başladık.

Aslı Enver, 2019 yılının en popüler marka yüzlerinden biri olarak dikkat çekmeye devam ediyor.

MAVİ

Organize İşler ve Çarpışma derken sezona damgasını altın harflerle vurmayı başaran Tatlıtuğ, yeniden Mavi markasının yüzü oldu. Bu zamana kadar ki en uzun soluklu Mavi yüzü olan Tatlıtuğ, 2019 – 2020 sezonunda da çıkışını sürdürüyor.

AVVA 

O Ses Türkiye jürisi olan ve son olarak Öldür Beni Sevgilim adlı bir tekli yayımlayan Murat Boz, Avva markasının yüzü olarak 2019 – 2020 sezonunda da karşımıza çıkıyor.

Ünlü markalar yeni sezon trendlerini sunmak için birbirinden farklı isimleri marka yüzü yapıyorlar. Aslı Enver, Murat Boz, Bensu Soral bu isimlerden sadece birkaçı. Biz sizler için, 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzlerini listeledik. İşte 2019’un en popüler marka yüzleri!

Ünlü markalar yeni sezon trendlerini sunmak için hep daha iyisini sağlamaya çalışırlar. En günceli yakalamak mücadelesi sadece modellerde değil modelleri taşıyan isimlerde de olur. Birbirinden farklı isimleri marka yüzü yapan markalar, bu isimlerle popülerliği yakalamayı amaçlarlar. Aslı Enver, Bensu Soral, Fahriye Evcen bu isimlerden sadece birkaçı. Biz sizler için, 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzü olacak olan isimleri listeledik. Bakalım; Koton, De Facto, Mavi, Avva gibi büyük markalar moda konusunda hangi isimleri marka yüzü olarak kendilerine tercih etmişler? İşte 2019 – 2020 sezonunun en popüler marka yüzleri!

KOTON

Zannediyoruz bu alanda en çok söz sahibi olan marka Koton’dur. Aynı anda 3 marka yüzüne sahip olmasıyla dikkat çeken Koton, Bensu Soral, Melisa Şenolsun ve Burak Deniz ile amacına ulaşmış durumda. 

Uzun süredir Fahriye Evcen ile çalışan markanın tercihi artık Bensu Soral. Evcen ile 3 yıl süren çalışma oldukça başarılı olmuştu.

DE FACTO

Aras Bulut İynemli ve Hande Erçel işbirliğini Aslı Enver ile sürdürme kararı alan marka doğru da bir karar aldı zira Enver’in ışığı markaya 2019’da da kazandırmaya devam ediyor. Öyle ki yeni sezon çalışmaları için sadece Aslı Enver’i görmeye başladık.

Aslı Enver, 2019 yılının en popüler marka yüzlerinden biri olarak dikkat çekmeye devam ediyor.

MAVİ

Organize İşler ve Çarpışma derken sezona damgasını altın harflerle vurmayı başaran Tatlıtuğ, yeniden Mavi markasının yüzü oldu. Bu zamana kadar ki en uzun soluklu Mavi yüzü olan Tatlıtuğ, 2019 – 2020 sezonunda da çıkışını sürdürüyor.

AVVA 

O Ses Türkiye jürisi olan ve son olarak Öldür Beni Sevgilim adlı bir tekli yayımlayan Murat Boz, Avva markasının yüzü olarak 2019 – 2020 sezonunda da karşımıza çıkıyor.

Ünlü gurme Vedat Milor melemen soğanlı mı soğansız mı tartışmasının ardından yeni bir akım başlattı. Balığa limon sıkılır mı? Sıkılmaz mı? diyerek herkesi şaşkına uğrattı.

Geçtiğimiz aylarda sosyal medya hesabından yaptığı “Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı” anketiyle Türkiye’nin “en büyük gastronomi problemi”ne el atan Gastronomi yazarı ve TV programcısı Vedat Milor, bu kez  “Balığa limon sıkılır mı sıkılmaz mı?” sorusunu yöneltti. Milor sosyal medya paylaşımında,“Geçen seneki menemen anketinden sonra en çok sorduğunuz soruları özellikle takip ettim. Biri bariz biçimde öne çıktı. Herkesin rahatlıkla fikir sahibi olabileceği bir soru: Balığa limon sıkılır mı?” dedi.

İŞTE VEDAT MİLOR’UN PAYLAŞIMI;

Ekranın en popüler dizilerinde tercih edilen modeller, giyim tarzımıza da öncülük ediyor. Sezonun son trendlerini yansıtan modellerini tercih eden karakterler, giydiğimiz kıyafetler konusunda fikir oluşturuyorlar. Peki dizilerde en çok hangi kıyafetler tercih ediliyor? En popüler kadın karakterler nasıl tarzlarda karşımıza çıkıyorlar? Yaz stilini en iyi yansıtan tarzlar nasıl? İşte sizler için hazırladığımız en popüler modeller rehberi!

Yaz sezonunda az dense de ekranda birçok dizi var. Afili Aşk, Her Yerde Sen, Erkenci Kuş, Benim Tatlı Yalanım, Canevim… Hayranlıkla izlediğimiz bu dizilerin esas kadınları, kıyafetleri ile kendilerine büyük bir hayran uyandırıyorlar. Peki yaz dizilerinde en çok hangi parçalar, modeller tercih ediliyor? T-shirt, pantolon ve ceketlerde hangi modeller daha çok trend? Burcu Özberk, Demet Özdemir, Aslı Bekiroğlu ve Aybüke Pusat gibi isimlerin canlandırdığı karakterler, stilleriyle ön plana çıkıyorlar. Peki bunu nasıl başarıyorlar? İçeriğimiz içerisinde yaz sezonunda yayınlanan diziler içerisinde en çok tercih edilen modelleri ve kombin stillerini bir araya getirdik. 

BASKILI T-SHİRTLER

Yaz sezonunun en çok tercih edilen t-shirt modellerinden biri olan baskılılar, yaz dizilerinde de sıkça gördüğümüz modellerden. Çoğunlukla mom-jeanler ile kombinleniyor.

ZARA – T-SHİRTLER / 100 TL

MOM JEAN PANTOLON – PİLELİ ETEK

Belden oturtmalı, t-shirt ve gömleklerin içerisine sokulup kombinlendiği mom jeanler, diğer tüm pantolon modellerinden daha çok öne çıkıyor. Etekler konusunda ise pileli etek modelleri daha çok öne çıkıyor. 

KOTON – MOM JEAN PANTOLON / 59 TL

KOTON – PİLELİ ETEK / 98 TL

KOT CEKETLER

Yaz dizilerinde en çok tercih edilen modellerden biri de kot ceketler. Deri ceketler yerine her renkte karşımıza çıkan kot ceketler, askılı bluzlarla güzel bir uyum sağlıyor. Bu ceketleri, hareketli etekler ve düz renk pantolonlarla rahatlıkla bütünleştirebilirsiniz.

H&M – KOT CEKETLER / 119 TL

Ekranın en popüler dizilerinde tercih edilen modeller, giyim tarzımıza da öncülük ediyor. Sezonun son trendlerini yansıtan modellerini tercih eden karakterler, giydiğimiz kıyafetler konusunda fikir oluşturuyorlar. Peki dizilerde en çok hangi kıyafetler tercih ediliyor? En popüler kadın karakterler nasıl tarzlarda karşımıza çıkıyorlar? Yaz stilini en iyi yansıtan tarzlar nasıl? İşte sizler için hazırladığımız en popüler modeller rehberi!

Yaz sezonunda az dense de ekranda birçok dizi var. Afili Aşk, Her Yerde Sen, Erkenci Kuş, Benim Tatlı Yalanım, Canevim… Hayranlıkla izlediğimiz bu dizilerin esas kadınları, kıyafetleri ile kendilerine büyük bir hayran uyandırıyorlar. Peki yaz dizilerinde en çok hangi parçalar, modeller tercih ediliyor? T-shirt, pantolon ve ceketlerde hangi modeller daha çok trend? Burcu Özberk, Demet Özdemir, Aslı Bekiroğlu ve Aybüke Pusat gibi isimlerin canlandırdığı karakterler, stilleriyle ön plana çıkıyorlar. Peki bunu nasıl başarıyorlar? İçeriğimiz içerisinde yaz sezonunda yayınlanan diziler içerisinde en çok tercih edilen modelleri ve kombin stillerini bir araya getirdik. 

BASKILI T-SHİRTLER

Yaz sezonunun en çok tercih edilen t-shirt modellerinden biri olan baskılılar, yaz dizilerinde de sıkça gördüğümüz modellerden. Çoğunlukla mom-jeanler ile kombinleniyor.

ZARA – T-SHİRTLER / 100 TL

MOM JEAN PANTOLON – PİLELİ ETEK

Belden oturtmalı, t-shirt ve gömleklerin içerisine sokulup kombinlendiği mom jeanler, diğer tüm pantolon modellerinden daha çok öne çıkıyor. Etekler konusunda ise pileli etek modelleri daha çok öne çıkıyor. 

KOTON – MOM JEAN PANTOLON / 59 TL

KOTON – PİLELİ ETEK / 98 TL

KOT CEKETLER

Yaz dizilerinde en çok tercih edilen modellerden biri de kot ceketler. Deri ceketler yerine her renkte karşımıza çıkan kot ceketler, askılı bluzlarla güzel bir uyum sağlıyor. Bu ceketleri, hareketli etekler ve düz renk pantolonlarla rahatlıkla bütünleştirebilirsiniz.

H&M – KOT CEKETLER / 119 TL

Ünlü yazar ve sunucu Hayati İnanç, mutlu aile yapısından günümüzde artan boşanma rakamlarına kadar ki olan engin bilgilerini sadece Yasemin.com editörlerine paylaştı. Keyifle geçen röportaj esnasında özel hayatıyla ilgili önemli konulara da değinen Hayati İnanç, güçlü aile yapısı ile ilgili topluma örnek olacak kıssalara da yer verdi.

Yasemin.com/ ÖZEL

HAYATİ İNANÇ KİMDİR?

”En değerli iş insana yatırımdır” inancında olan Hayati İnanç, 1961 tarihinde Denizli’de doğmuştur. Günümüzdeki birçok farklı dalda kendini gösteren Hayati İnanç bir dönemin en başarılı avukatlardan biridir. Avukatlığın yanı sıra yazarlık, öğretmenlik, sunuculuk ve yöneticilik de yapan Hayati İnanç, 1984 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin lisans bölümünü tamamlamıştır. İki çocuk babası olan Hayati İnanç, eşine ve ailesine olan düşkünlüğü ile toplum içerisinde örnek alınabilecek isimlerden biridir. Aynı zamanda klasik eserlerden duyduğu heyecanı, gençlerle paylaşmayı yaşam tarzı haline getirmiş başarılı isimlerden olan Hayati İnanç, bir dönem TRT’de ‘Can Veren Pervaneler” programının sunuculuğunu yapmıştı. Toplamda 5 adet olmak üzere Can Veren Pervaneler serisini çıkartan Hayati İnanç ile ailenin temlini oluşturan evliliği ve günümüzdeki boşanma sebeplerini konuştuk.

Yasemin.com editörlerinden Busenur Çalık ile Ebrar Albayrak’ın keyifle geçen röportajın detayları için haberimizi inceleyebilirsiniz…

HAYATİ İNANÇ’TAN YASEMİN.COM’A SAMİMİ AÇIKLAMALAR…

– Eşinizle yaşadığınız ufak tefek anlaşmazlıklar muhakkak oluyordur. Eşinizin gönlünü nasıl alıyorsunuz? Aileyi güzelleştirecek metotlarınız neler?

Evet hep de benim yüzümden olur. 3 ana unsur aileyi güzelleştirir bunlar; tatlı dil, güler yüz ve susmaktır. Bu üçü olduğu zaman ailenin yapısı güçlenir. Güçlü Türk aile müessesini anlatan o muhteşem kıssa…

– Yapılan araştırmalara baktığımızda son zamanlarda boşanma oranlarının arttığını görüyoruz. Sizce boşanmalar neden artıyor? Peygamber Efendimiz (SAV)’in zamanındaki ülfeti gençlerimizde neden göremiyoruz?

Günümüzdeki gençlerimizin birçoğu evliliği ne yazık ki oyuncak olarak görüyor. Yeni biriyle tanıştıkları için ilk üç- beş ay onlara eğlenceli geliyor, daha sonra rutine dönmeye başlayınca arada çocuk olmasına rağmen eğlence bitti diye evliliğinde bittiğini düşünüyorlar. Burada çocuğun birleştirici unsur olarak yeterli olmaması şefkat noksanlığının bir göstergesidir.

Cenab-ı Hakkın çok büyük bir nimeti olan şefkat, aslında bir rızıktır. Aslında yediğimiz içtiğimiz, sağlık-sıhhat, huzur-asayiş, şefkat ve merhamet bunların hepsi birer rızıktır.

Ölüm korkusuyla boşanmaktan vazgeçen adamın kıssası…

– İnancımıza göre romantizm nasıl olur? Evlilikte eş tercihi nasıl olmalıdır?

Görücü usulünden başka sağlam bir usul yoktur. Ekranlarda gördüğümüz film senaryolarına bakmayın, görücü usulünde görmek esastır. Hayat arkadaşınızı seçerken üç beş günlük eğlenebileceğiniz kişi olarak bakıyorsanız aslında çocuğunuza anne ya da baba seçmiş oluyorsunuz.

Evlilik doğrudan doğruya ahiret işidir. Allah (c.c)’un rızasını gözeterek bir evlilik kurarsan bereketli ve feyizli bir evlilik olur. Büyüklerimizin söylediği gibi işinden ve eşinden memnun olan güler.

Evlilikte doğru eş seçimi ve yeni evlilerin mektuplaşma adabı…

ÜNLÜ YAZAR VE SUNUCU HAYATİ İNANÇ’TAN EN GÜZEL ANNELİK TARİFİ….

Her daim göz önünde olan Çağla Şıkel, Ece Sükan, Ahu Yağtu gibi ünlülerin kış aylarında ciltlerine nasıl baktığını merak ediyor musunuz? Yüksek Topuklar ekibi olarak sizler için ünlülerin kışın yaptığı özel bakım sırlarını açıklıyoruz.

Çağla Şikel doğal güzelliği tercih ediyor!

“Bakıma oldukça düşkünüm. Cildim yoğun makyaja maruz kaldığı için özellikle temizleme adımına çok dikkat ediyorum. Aslında, dönemin ihityaçlarına göre seçimler yapıyorum. Youtube kanalımda tariflerini paylaştığım gibi doğal bitkiler hazırladığım tarifler de var, içeriden beslemek için kaliteli markalardan kolajen kullanımı da. Tüm bunlara ek olarak, her mevsim bol bol su içiyorum. Kışın nemlendirici kullanmayı asla ihmal etmiyorum. Cildimi makyajlı olsa bile her daim canlı tutan bir losyonum var. Onu her zaman kullanıyorum.” diyor.

Ece Sükan ise ipekten hoşlanıyor!

“İçeriğinde ipek bulunan ürünler cildime çok iyi geliyor. Kış aylarında özellikle yoğun nemlendirici özelliği bulunan ürünlere ağırlık veriyorum. Haftada bir kez peeling uyguluyorum. Bu sayede cildimin her zaman canlı kalmasını sağlıyorum. Göz çevresi bakımına çok önem verdiğim için kullandığım özel ürünler var. Ayrıca bol bol su içiyorum.” diyor.

Ahu Yağtu hassas cildini önemsiyor!

“Oldukça hassas bir cildim olduğu için kışın kullandığım bakım ürünlerine ayrı bir özen göstermem gerekiyor. Dermatolog kontrolünde cilt bakım ürünleri kullanıyorum. Zeytinyağını seviyorum ve saçlarımı saf zeytinyağı ile nemlendiriyorum. Bol bol su içiyorum.”

Burcu Kara ise temizliğe dikkat ediyor!

“Cildimin temizliğine ve makyaj sonrasında temiz kalmasına çok önem veriyorum. Bunun için cilt temizleme ürünlerine çok değer veririm. Makyaj yaparsam mineral bazlı ürünler kullanıyorum. Kışın cildim kızardığı için hassas ciltlere özel bir bakım uyguluyorum. Soğuk havada cildimin nemsiz kaldığını hissettiğim zaman mutlaka nemlendirici uyguluyorum. Cildim için eczanede satılan dermatolojik ürünleri kullanıyorum.”