Şunun için etiket arşivi: psikolojik hastalıklar

Her şeyi bilen ancak bildiği çoğu şeyin yanlış ya da yalan olduğunu öğrendiğiniz kişilerin yaşadığı psikolojik rahatsızlık olan aşil sendromu hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Kişinin geçmişi ve çevresel faktörlerden ötürü görülen bu sendromda kişinin en sık sergilediği tavır mükemmellikçiliktir. Peki Aşil sendromu (Gizli başarısızlık korkusu) nedir? Aşil sendromu kimlerde görülür?

Halk arasında sözde yetkinlik sendromu olarak bilinen aşil sendromu yaşayan kişi bulunduğu ortamda genellikle sürekli başarılı olduğunu kanıtlamaya çalışır. Mükemmel görünmeye çalışırken kusurlarını örtbas eden kişi çoğunlukla yanlış ya da yalan bilgiye başvurur. Bu psikolojik sorunun altında aslında kişinin başarma hazzını yaşayamama korkusu yatar. Korku kişiyi sürekli hataya sürükler. Kişi farkına varmadan bir süre sonra alışkanlık haline getirdiği bu durum aslında onun kötü sona götürür. Çevresinden herhangi bir tepki gelmese bile ruhsal olarak çöküntü yaşar. Psikolojik rahatsızlıklar arasında aslında günümüzde giderek artan bir sağlık sorunudur. Özellikle şirketlerin artması ve metropol yaşam kalabalık ortamda kişinin çabucak bu hassa kapılmasına yol açar. Kusurlarını örterek olmadığı kişiyi yansıtır. 

AŞİL SENDROMU DENİLMESİNİN NEDENİ NEDİR?

Eski Yunan mitolojisinde önemli kahramanlardan biri olan Achilles’in sürekli yenilmez biri olduğuna inanılırdı. Ancak rivayetlere göre yıkılmaz mükemmel kişiliğe sahip olan Achilles, ölümsüzlük nehrinde yıkanır. Annesi onu burada yıkarken topuğu sürekli dışarıda kalırdı. Bu yüzden topuğundan vurulursa öleceği düşünülürdü. Bilim literatürüsünde bile insan anatomisinde topukta bulunan tentonlara bu yüzden okunduğu gibi aşil denilmiştir. Psikoloji de mükemmel görünmeye çalışan kişilerin sendromunu inceleyen önemli bilim insanı Petruska Clarkson bu yüzden bu sendromu bu ismi vermiştir. 

AŞİL SENDROMU KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Aşil sendromu üzerinde araştırma yapan Clarkson, kişiliğin oluştuğu aile ortamında psikolojik sorunların ortaya çıktığını hatırlattı. Mükemmel olarak yetiştirilen ve sürekli olarak bu tavırları sergilemesi istenilen çocuklarda görülür. Baskıyla başarısı artırılmaya çalışan çocuk bir süre sonra eğer mükemmel olmazsa ya da başarılı toplumda herhangi bir yerde olmayacağı söylenir. Ayrıca bazı okul ortamlarında öğretmenlerin eğitim sırasında öğrenciye sürekli olarak sorumluluk yükleyip hata yapılması istenmez. Bu tarz durumlarda çocuğun sendroma girmesine yol açabilir. Özellikle meslek hayatında kişi bunu işine yansıtır. Kendini sürekli hatasız gören kişi yaptığı hataları kabul etmez. Vakaların çoğunda sosyal ortamlarda çabuk dışlandığı tespit edilmiştir. Toplum içerisinde hatalarını örtbas etmek isterken başarısızlığını başkalarından çıkartır. Günümüzde aşil sendromu mesleki tükenmişlikle beraber ele alınır.

AŞİL SENDROMUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Sürekli olarak panik içinde olur ve bağırarak konuşmaya çalışır. 

– Yapılan yanlışları görmezden gelerek hataları farklı kişilerin üzerine mal etmeye yeltenir. Genellikle üst rütbelilerde görülür.

– Başarısız olduğunu hissettiği an içine kapanma durumları da görülebilir. 

– Sendrom beraberinde kişilik bozukluğunu da getirir.

– Ortam içinde konuştuğunda yanlış ve doğruyu ayırt etmekte zorlanır. 

– Konuşmaları kesin değildir.

AŞİL SENDROMUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Clarkson bu hastalıktan kurtulmanın en basit yolunun kişinin hasta olmasını kabul etmesi olduğunu söylüyor. Zayıflığın insani bir durum olduğunu kavrayarak başvurduğu yalanların ya da yanlışların onu farklı yerlere sürüklediğinden toplu terapilere katılarak kendine karşı dürüst olması istenilir. İlaç tedavisinden çok terapiyle çözülebilen bu sendromda korku duygusunun da çözülmesi önemlidir. 

Yaygın olmasa bile gizli ilerleyen ve kişinin yaşam kalitesini düşüren agorafobi ruhsal bir rahatsızlıktır. Kişi evden uzaklaştıkça kendini daha büyük tehlikelerde hisseder. Kapalı alanlara karşı olan korku artıkça asosyal olma durumu da artmaktadır. Panik ve korkunun artmasıyla yaşanan agorafobi hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Agorafobi rahatsızlığının bilinmeyen belirtileri nelerdir?

Agorafobi, sinir sistemi hücrelerinin hasara uğraması sonucunda beyindeki korku hormonlarının harekete geçmesi ile ortaya çıkar. Bu durumun yanı sıra kişinin çocuklukta yaşadığı ağır travmalar ya da çocukken anne ve babasından birini kaybetmesi de bu rahatsızlığın yaşanma riskini artırır. Ayrıca uzmanlar, bu rahatsızlık hakkında yaptıkları araştırmalarda genetik bir durum da olabileceğini vurguluyor. Agorafobi kişiler kendilerini evde daha güvende hissederler dışarı çıkmak istediklerinde ise yanlarında kendilerini güvende hissettirecek bir kişinin olması gerekir. Bu kişilerin bazılarında panik atak rahatsızlığı da vardır. Kişi yalnız kaldığında başına gelecekler karşısında güçsüz hissettiği endişesiyle panik atak krizleri geçirebilmektedir.

AGORAFOBİ HASTALARI BU ORTAMLARA GİRMEZ!

Bu hastalar genellikle; market, sokak, tüneller, toplu taşıma araçları, asansör, uçak, basık odalar, sinema, tiyatro ve spor salonları gibi kapalı alanlardan kaçma eğiliminde olur. Uzmanlar, rahatsızlığın ileri seviyesinin kişiyi intihara sürüklediğinden tehlikeli olabileceğini belirtiyor. 

AGORAFOBİ RAHATSIZLIĞININ BELİRTİLERİ

 En temel belirtisi panik krizleridir. Ancak genel anlamda hastalığın iki türlü belirtileri vardır.

Psikolojik belirtiler; korku, stres, depresyon, endişe ve kişinin ölecekmiş gibi hissetmesi olarak kendini gösterir.

– Fizyolojik belirtiler ise; hızlı nefes alıp verme, aşırı terleme, baş dönmeleri, bayılma ve kalp ritminde bozukluklar gibi durumlarla kendini gösterir.

AGORAFOBİ RAHATSIZLIĞININ TEDAVİSİ

Tedavide öncelikle uzman doktor panik durumunu kontrol altında tutmak için bazı psikolojik yöntemler uygular. Panik durumu olumlu sonuç verdikten sonra ilaç tedavisi ile psikolojik belirtiler kontrol altına alınır.

Dürtü bozukluğu hastalıklarından biri olan piromani hastalığı kişinin yangın çıkarmasına yol açan psikolojik rahatsızlıktır. Gerekli tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabilir. Uzun süre fark edilmeyen bu hastalık uzman kontrolünde denetlenmelidir. Piromani hem kişiye hem de çevresine zarar verebilir. Peki Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

İnsan sadece vücutsal değil aynı zamanda psikolojikte birçok hastalıklar savaşıyor. Ancak psikolojik sorunlar çok yaygın değildir. Bunlardan biri de piromani rahatsızlığıdır. Dürtü bozukluğunun yanı sıra dikkat çekme gibi durumların tetiklediği piromani hastalığı tam olarak ne zaman kim tarafından teşhis edildiği bilinmemektedir. Hastalığın tehlikeli boyutu ise hastanın kendini kontrol edemeden sürekli aynı şeyi yapmasıdır. Ayrıca hasta yangın çıkardığı için mutluluk duyar. Nadiren görülen bu hastalığa kadınlara oranla erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Bu hastalığa sahip insanlar genellikle çocuk yaşlarda okuldan kaçma ya da evden kaçma isteklerinde olur. Aynı zamanda sorumluluk almaktan kaçınır. Sorumluluk altında ise sürekli hata yapar. 

PİROMANİ HASTALIĞI NEDİR?

Genellikle çocukluk döneminde başlar. Öfke ve sinir hakimiyetini kaybeder. Ergenlikte bu durum ebevynlerle arasındaki iletişimin kopmasına neden olur. Yapılan araştırmalarda sinir sistemi kadınlara oranla erkeklerde bozulduğunda daha zor tedavi edilir. Bu yüzden piromani erkeklerde daha sık rastlanır. Zeka seviyesi düşük olan bu insanlar üzgün oldukları anda yangın çıkartarak mutlu olur. Çocukken baskı ve şiddete maruz kalan kişiler beyne giden sinir sistemini aşırı zorladıklarından deforme olur. Bu da hastalığa davetiye çıkartır. Çevresi önce bunun farkına varmaz ancak ilerleyen yaşlarda hasta kendini ele vermeye başlar. Bastırılmış duygular dürtülerle hastanın yangın çıkarmasına yol açar. Ayrıca hastanın sosyal çevresi bozuk, insanlarla da konuşmaktan kaçar. 

PİROMANİ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

– Yüksel sesle konuşma ve gergin olma halleri

– Hata karşısında pişman duymama 

– İtfaiye malzemelerine hayranlık duyma

– Yakmaması gereken yerleri yaktıktan sonra bunu gülerek izleme

– Zarar vermekten haz alma

– Olaylar karşısında hızlı ve gereksiz tepki verme

– Yangın sonra kahkahalarla gülme gibi belirtilerin yanı sıra bu kişiler hayvanlara ve çevresindeki insanlara da zarar vermeye meyillidir.

PİROMANİ HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Tehlikeli hastalık olan piromani, de erken teşhis ve tedavi gerekir. Aksi halde başkasına hatta kendine zarar verebilir. Ancak hastanın tedavi olması için dürtüleri öncelikle kontrol altına alınır. Aynı zamanda hastanın da hasta olduğunu kabul etmesi gerekir. Sürekli olarak inkar etmesi hastalığın sürekli olarak devam etmesine neden olur. Hem ilaç hem de terapi yollarıyla tedavi yapılır. 

İlaç kullananların yaşadığı sendrom niteliği taşıyan plasebo etkisini sizler için detaylı araştırdık. Psikolojik sorunlar arasında giren plasebo etkisi, kendini hasta hisseden birinin kullandığı ilacın iyi geleceğine kendisini inandırarak içmesi durumuna denir. Ancak bu durum ciddi ruhsal ve fizyolojik hastalıkların doğmasına neden olur. Peki Plasebo etkisi nedir ve belirtileri nelerdir?

Toplumun yüzde 70’inde görülen plasebo etkisi günümüzde yaşanan pandemi süreciyle giderek arttı. Covid -19 virüsünün neden olduğu gribal enfeksiyonun yol açtığı pandemi ile beraber insanlar ilaç kullanarak virüsten korunacaklarına inanmaya başladı. Ancak bu durum psikolojik bir etkidir. Yüzyıllardır kişi bir uzman tavsiye etmezse bile bilinen herhangi bir ilacın yaşanılan sağlık durumuna iyi gelmesini düşünülmesi psikolojik bir sorundur. Plasebo etkisi denilen bu sendrom, ilacın etkisi olmamasına rağmen varmış gibi hissettirir. Kişi beyinsel olarak ilacın hastalığı bitirdiğine inanıp rahatlar. Bu sendromla ilgili ilk kez 1996 yılında 56 öğrenciden oluşan bir grup üzerinde deney yapıldı. Yapılan deneyde ağrı kesici etkisi olduğu söylenen bir krem öğrencilerin ellerine sürüldü. Daha sonra sert bir cisimle ellere vuruldu. Ancak ağrı kesici kremin etkisini güçlü olduğunu hissedenler cismin neden olduğu ağrıyı hissetmediğini söyledi. Deney sonrası bazı uzmanlar hastaları için bu durumu kullandı. Herhangi bir ağrısı olmadığı halde ısrarla hasta olduğunu söyleyen kişiler için uzmanlar genellikle etkisi düşük ilaçlar vererek hastalarının psikolojik olarak rahatlamalarını sağlar. Bunun yanı sıra kişi de yaşadığı sağlık sorununda birinin önerdiği herhangi bir ilaç ya da doğal hazırlanan ilacın hastalığına şifa olduğunu düşünerek kullanılır. Bu da kısa süreliğine olsa yaşadığı ağrıları hafifletir. 

PLASEBO ETKİSİ NEDİR? PLASEBO ETKİSİNİ KİMLER YAŞAR?

Kısaca anlatılırsa plasebo ağrının etkisi azaltılmak için uygulanan psikolojik bir olgudur. Kişinin yaşadığı hastalığın semptomları hafifletilir. Etki kısa sürelidir. Bu etki ciddi hastalığı olanlardan ziyade sürekli kendini hasta hisseden ancak fizyolojik olarak bir hastalığı olmayan kişilere uygulanır. Tedavi yöntemi değildir. Geçiştirme ya da etkiyi azaltma olarak görülen plasebo psikoloji de sendrom grubunda yer alır. Hasta beynindeki uyarıcı sayesinde iyi olduğunu hisseder. Acı eşiği yükseltir. Plasebo etkisi aynı zamanda bir öğrenme becerisidir.

“Bu ilaç ağrıma iyi gelir”

“Trafik ışıklarını değiştirmek için kullanılan düğme”

“Kahve ya da çay içersem uykum kaçar” 

“Asitli içecekler mideyi ağrıtır”

“Yağmur sesi dinlenmeye iyi gelir”

“Asansörlerde bulunan kapama açma düğmesinin içe yarayacağını düşünme” 

Bu tarz uyaranlara da plasebo etkisi denir. Yani sonradan öğrenilen ve işe yaradığına yüzde yüz emin olunan durumlar plasebo etkisi içinde ele alınır. 

PLASEBO ETKİSİ HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR VE NELERE YOL AÇABİLİR?

Ciddi bir hastalığı olmayan kişilere uygulandığında herhangi bir sorun teşkil etmez. Ancak bazı insanlar uzmanlara danışmadan kendi kendine fark etmeden plasebo etkisini uygular. Bu da yaşadıkları hastalığın ciddiyetini tetikleyebilir. Örneğin sürekli başı ağrıyan bir insanın herhangi birinin önerisiyle kullandığı ilacın başının ağrısını geçirdiğine inanır. Fakat sürekli olarak baş ağrısı tekrarlanır. Bu da altta yatan ciddi bir hastalığın olduğuna işaret eder. Geç tedavi sonucu olumsuz durumlara doğurabilir. Bu yüzden bu tarz uygulamalardan önce mutlaka bir uzmana danışılması gerekir. Bunun tam tersi de yaşanabilir. Depresyonda olduğunu hisseden biri kendisine yağmur sesinin iyi geldiğini düşünerek bu sesle rahatlar. 

İlaç kullananların yaşadığı sendrom niteliği taşıyan plasebo etkisini sizler için detaylı araştırdık. Psikolojik sorunlar arasında giren plasebo etkisi, kendini hasta hisseden birinin kullandığı ilacın iyi geleceğine kendisini inandırarak içmesi durumuna denir. Ancak bu durum ciddi ruhsal ve fizyolojik hastalıkların doğmasına neden olur. Peki Plasebo etkisi nedir ve belirtileri nelerdir?

Toplumun yüzde 70’inde görülen plasebo etkisi günümüzde yaşanan pandemi süreciyle giderek arttı. Covid -19 virüsünün neden olduğu gribal enfeksiyonun yol açtığı pandemi ile beraber insanlar ilaç kullanarak virüsten korunacaklarına inanmaya başladı. Ancak bu durum psikolojik bir etkidir. Yüzyıllardır kişi bir uzman tavsiye etmezse bile bilinen herhangi bir ilacın yaşanılan sağlık durumuna iyi gelmesini düşünülmesi psikolojik bir sorundur. Plasebo etkisi denilen bu sendrom, ilacın etkisi olmamasına rağmen varmış gibi hissettirir. Kişi beyinsel olarak ilacın hastalığı bitirdiğine inanıp rahatlar. Bu sendromla ilgili ilk kez 1996 yılında 56 öğrenciden oluşan bir grup üzerinde deney yapıldı. Yapılan deneyde ağrı kesici etkisi olduğu söylenen bir krem öğrencilerin ellerine sürüldü. Daha sonra sert bir cisimle ellere vuruldu. Ancak ağrı kesici kremin etkisini güçlü olduğunu hissedenler cismin neden olduğu ağrıyı hissetmediğini söyledi. Deney sonrası bazı uzmanlar hastaları için bu durumu kullandı. Herhangi bir ağrısı olmadığı halde ısrarla hasta olduğunu söyleyen kişiler için uzmanlar genellikle etkisi düşük ilaçlar vererek hastalarının psikolojik olarak rahatlamalarını sağlar. Bunun yanı sıra kişi de yaşadığı sağlık sorununda birinin önerdiği herhangi bir ilaç ya da doğal hazırlanan ilacın hastalığına şifa olduğunu düşünerek kullanılır. Bu da kısa süreliğine olsa yaşadığı ağrıları hafifletir. 

PLASEBO ETKİSİ NEDİR? PLASEBO ETKİSİNİ KİMLER YAŞAR?

Kısaca anlatılırsa plasebo ağrının etkisi azaltılmak için uygulanan psikolojik bir olgudur. Kişinin yaşadığı hastalığın semptomları hafifletilir. Etki kısa sürelidir. Bu etki ciddi hastalığı olanlardan ziyade sürekli kendini hasta hisseden ancak fizyolojik olarak bir hastalığı olmayan kişilere uygulanır. Tedavi yöntemi değildir. Geçiştirme ya da etkiyi azaltma olarak görülen plasebo psikoloji de sendrom grubunda yer alır. Hasta beynindeki uyarıcı sayesinde iyi olduğunu hisseder. Acı eşiği yükseltir. Plasebo etkisi aynı zamanda bir öğrenme becerisidir.

“Bu ilaç ağrıma iyi gelir”

“Trafik ışıklarını değiştirmek için kullanılan düğme”

“Kahve ya da çay içersem uykum kaçar” 

“Asitli içecekler mideyi ağrıtır”

“Yağmur sesi dinlenmeye iyi gelir”

“Asansörlerde bulunan kapama açma düğmesinin içe yarayacağını düşünme” 

Bu tarz uyaranlara da plasebo etkisi denir. Yani sonradan öğrenilen ve işe yaradığına yüzde yüz emin olunan durumlar plasebo etkisi içinde ele alınır. 

PLASEBO ETKİSİ HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR VE NELERE YOL AÇABİLİR?

Ciddi bir hastalığı olmayan kişilere uygulandığında herhangi bir sorun teşkil etmez. Ancak bazı insanlar uzmanlara danışmadan kendi kendine fark etmeden plasebo etkisini uygular. Bu da yaşadıkları hastalığın ciddiyetini tetikleyebilir. Örneğin sürekli başı ağrıyan bir insanın herhangi birinin önerisiyle kullandığı ilacın başının ağrısını geçirdiğine inanır. Fakat sürekli olarak baş ağrısı tekrarlanır. Bu da altta yatan ciddi bir hastalığın olduğuna işaret eder. Geç tedavi sonucu olumsuz durumlara doğurabilir. Bu yüzden bu tarz uygulamalardan önce mutlaka bir uzmana danışılması gerekir. Bunun tam tersi de yaşanabilir. Depresyonda olduğunu hisseden biri kendisine yağmur sesinin iyi geldiğini düşünerek bu sesle rahatlar. 

Sürekli duygusal boşluk yaşayan kişilere denilen nevrotik bir psikolojik rahatsızlıktır. Karakter davranışlarını etkileyen nevrotik rahatsızlık beraberinde fiziksel sorunları da getirir. Özellikle kas sorunlarının görülmesi nevrotik rahatsızlığın en belirgin fiziksel göstergesidir. Hasta yaşadığı kas ağrıları nedeniyle sürekli olarak yorgun hisseder. Peki Nevrotik kimlerde nasıl görülür?

Aşırı kinlenme, güvensizlik ve saldırgan tepkiler gösteren nevrotik, çocukluk çağında bastırılmış bazı duyguların psikolojik yansımasıdır. Ancak bu rahatsızlık diğer psikolojik durumlar gibi sadece ruhsal değil aynı zamanda fiziksel de görülebilir. Yapılan araştırmalarda uzmanlar her insanda nevrotik sorunların olduğu söylüyor. Uzmanlar hatta hastaların çoğunun ruhsal sorunlar yaşadığının bilincinde olduğundan bunları bastırmak için bazı yöntemler geliştirdiğini vurguluyor. Hastalar sorunlara karşı savunma mekanizması geliştirir. Kimisi bu durumu abartınca farklı hastalıkların ortaya çıkmasına davetiye hazırlar. Bu yüzden bu tarz durumlar karşısında hastaların mutlaka profesyonel destek almasında fayda var. Aksi halde bastırılan duygular yaşanılan travmalar sonrası daha ağır depresiflere yol açar. Hastalar çok basit belirtilerle kendini ele verir. Örneğin yaşadıkları duygular karşısındaki kararsızlık ve bunalımlar görülür. Anormal davranan hasta bir süre sonra çevresi tarafından da fark edilir. 

NEVROTİK KİMLERDE NASIL GÖRÜLÜR?

Sürekli sevgi ve ilgi beklediğinden bir kişiye kolayca bağımlı hale gelir. Ortamı isteyen bu kişiler çevresindekilerin dikkatinin kendisinde olmasını ister. Ancak sorun da işte burada ortaya çıkar. İlgi istediğini göstermez bunu onların anlamasını bekler. İçten içe yaptığı bu hesap karşılığını bulamayınca ruhsal bunalım düzeyi artar. 

Toplu alanlarda sürekli rahatsızlık duyarlar. Çünkü bu ortamlarda kendilerini güven de hissetmezler. Zorunlu olarak girdikleri bu ortamlarda ise yapmacık tavırlar sergiler. Bu sayede eksik yönlerini gizleyerek yargılanmaktan kurtulduklarını düşünür.

Gelecek planları sıklıkla yapmazlar. Hep geçmişte yaşadıkları kötü deneyimleri hatırlarlar. Bu yüzden planlarının hep bozulacağını düşünür. Nadiren yaptığı planlarda ise asla bir başkasını katmaz. 

Gün içerisinde sürekli yorgun ya da sinirli bir duygu haline girer. Böylece kendini güçlü göstermeye çalıştığını düşünür. Birilerinin sürekli kendilerini kırdıklarını ve aldattıklarını hissettiklerinden iki duygu arasında gidip gelir. 

NEVROZA ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Nevroza bazı durumlarda görülür. Bu da çeşitli olmasına yol açar. Hastalar tek bir duruma yoğunlaştıklarından durumlarda ona göre gelişir. 

– Sürekli gergin olan kişilerde kaygı bozuklukları görülür. İç karmaşa yaşayan hasta bir süre sonra ataklar yaşar. 

– Somatoform bozukluklar bedensel sorunların yaşanmasına yol açar. Duygularını tam anlamıyla yaşayamayanlar sinir sisteminin harap olmasına neden olur. Bu da bazı bedensel ağrıları beraberinde getirir.

– Yaşanılan ruhsal sıkıntı bilincin bölünmesine yol açar. Buna da dissosiyatif bozukluk denir. 

– Duygu durumları arasında çok inişli çıkışlı olur. Aniden sevinirken aniden ağlayabilir. Bunun altında bipolar bozuklukta yaşanabilir. 

NEVROZLARIN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Her bir nevroz farklı bir hastalığın oluşudur. Bu yüzden tedavisi de farklılaşır. Hastayı öncelikle uzman bir doktorun detaylı incelemesi gerekir. Çeşitli olan nevrozlar farklı tedavi yöntemleri oluşturur. İlaç tedavisinin yanı sıra hastalara terapi de uygulanır. Hem çevreleri kalabalık halde hastaların kendilerini daha iyi ifade etmeleri sağlanır. Ayrıca hastanın bu süreçte yaşadığı hiç bir durumu içinde bırakmaması için yönelimler tavsiye edilir. Bu hastaların çoğu sanatsal hobiler elde eder. 

Sürekli değişen duygu durumunuza bir anlam veremiyorsanız bir psikologa görünmenizde fayda var. Çünkü borderline kişilik bozukluğu olabilirsiniz. Genellikle ergenlik döneminde başlar ileri yaşlarda kalıcı hale gelir. Peki, borderline kişilik bozukluğu nedir? Sizler için borderline yanı sınırda yaşanan kişilik bozukluğunun belirtilerini araştırdık. İşte borderline kişilik bozukluğu olduğunuzu gösteren işaretler…

Borderline kişilik bozukluğu diğer psikolojik rahatsızlıklarla aynı belirtileri gösterdiğinden teşhis edilmesi zor bir hastalıktır. Bipolar ve depresyon gibi hastalıklar haftalar hatta aylarca sürer. Fakat borderline yani sınırda kişilik bozukluğu bir iki saat yoğun bir şekilde devam eder. Kaygı ve öfke gibi duyguların tetiklediği bu rahatsızlık hastanın kendine zarar vermesine kadar ilerleyebilir. Bu hastalık erkeklere oranla kadınlarda 2 kat daha fazla görülür. Nedeni ise kadınlarda sık değişen hormonlardan kaynaklıdır. Hasta zihnindeki duygu durumunun akışını kontrol edemez. Bu da onu ani değişen duygulara sürükler. İlişki kurdukları insanlara öyle bir bağlanırlar ki en ufak bir kırgınlıkta dünyaları başlarına yıkılmış gibi hissederler. Uzmanlar bu tarz hastalara karşı bu yüzden hassas davranılması gerektiğini vurgular. Çünkü bu insanlarda nefret ve sevgi aniden ortyaa çıkabilir. 

BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞUNUN SEBEPLERİ NELERDİR? 

Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler sürekli terk edilme duygusunu hisseder. İstedikleri bir durum olmayınca ya da sinirlenince krizler geçirebilir. Bu durum genellikle çocuklukta ebeveyn sevgisi eksikliği yaşamış kişilerde görülür. Çünkü çocukluk çağlarında sahiplik hissetmeyen kişiler hep bir yerlerde bir şeylerin eksik ve yanlış gittiğini düşünür. Bu herkes de aynı değildir. Hastalık her zaman anne ya da babasını kaybetmiş çocuklarda görülmez. Bazı çocuklar ise anne ve babasının kardeşine daha çok sevgi gösterdiğini düşünür ve bu hislere kapılabilir. Borderline kişi ya bir kişiyi çok sever ya da sürekli farklı insanlar çevresinde görmek ister. Düzensiz bir sosyal çevresi olan borderlineler güvensizlik duygusu oluştururken bir diğer borderline hastası ise tek kişiye bağlanarak kimseye güvenmez. Tüm bu farklı ayrıntılar kişilerin bilinçaltına yerleştirdikleri kodlarla ortaya çıkar. 

BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞU OLDUĞUNUZU GÖSTEREN İŞARETLER

Zihin duygu akışını kontrol edemediğinden duygularda ani yükselmeler ve inişler meydana gelir.

Bir anda kişi kendini her şeyden soyutlarken belli bir dönem tamamen sosyal görünür. 

Kalabalık ortamlara girmeyi sever fakat en fazla bir saat kalır. Çünkü bir süre sonra ortamda beğenilmeme korkusu yaşayarak kaçmak ister.

Ani değişen duygular aile, arkadaş ve çevreye karşı davranışlarını da etkiler. Çok güvenip ve sevdiği kişiye birden güvensizlik hissetmeye başlar. Bu hastaların korktukları tek durum terkedilmektir. 

Hasta birden bire kendini alışveriş yaparken ya da araba kullanırken bulabilir.

Beyindeki sinirler hasara uğradığından bu hastalar bir süre sonra gerçeklik algısını yitirirler.

BORDERLİNE TEDAVİSİ VAR MIDIR? 

Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişileri uzman doktor hayata kazandırmak için grup terapileri uygular. Ancak bu tedavi ile hasta zihinsel olarak toparlanmadığında uzman doktor ağır vakalı psikolojik tedavi gören kişilere yapılan bilişsel davranış terapisini dener. Hastanın intihar teşebbüsünde bulunmaması içinde doktor bazı sakinleştirici ilaçlar verir.

Seslerden rahatsız olan kişilerin aslında psikolojik bir rahatsızlıklarının olduğunu biliyor muydunuz? Peki, misophonia nedir ve tedavisi var mıdır? Sizler için ağız şapırdatma, çiğneme, yüksek sesle solunum ya da tıkırtı seslerine tahammül edemeyen hastalar hakkında bilmeniz gerekenleri araştırdık. Haberin detayında misophonia rahatsızlığına dair her şeyi bulabilirsiniz.

Sese karşı aşırı duyarlı olma rahatsızlığına  misophonia nedir. Ülkemizde çok yaygın olarak bilinmese de dünya da her 4 kişiden 1’i bu rahatsızlığa sahiptir. Ancak herkes aynı derece seslerden etkilenmediğinden kişiden kişiye değişir. Kimileri ağız şapırtısından kimileri çatalın tabağa değmesinden rahatsız olur. Her sesten rahatsız olan kişiler ise hastalığın ileri seviyesinde olduklarından Hiperakuzi tanısı konulur. Hiperakuzi hastalığı sinir sistemindeki hasarlardan dolayı ortaya çıkar. Bu hastalar genellikle klinik tedavi ile gözetim altına alınır. Çünkü hastalık kişiyi delirmeye kadar götürür.

PEKİ MİSOFONYA HASTALARI HANGİ SESLERDEN RAHATSIZ OLUR?

Diş fırçalama, tırnak kesme, yemek yeme, nefes alma, konuşma, hapşırma, gülme, ağlama, horlama, televizyon sesi ve yürüme gibi basit seslerden rahatsız olur. Hastalar bu esnada farklı farklı tepkiler gösterir. Bazıları vücut hareketleri ile olayı müdahale etmeye çalışır bazıları ise sesi taklit eder. Bu semptomları yaşamamak için  misophonia hastası sosyal çevreden uzaklaşır. Görsel ve işitsel rahatsızlıklar yaşar. 

MİSOPHONİANIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sabahları seslerden dolayı öfke ile uyanma

Yemek yerken çevrede çıkan bütün seslere dair duyarlı olma ve iştahın kesilmesi

Tiz seslerden nefret etme

Ani ses karşısında korku ve düzensiz kalp ritmin oluşması

Ritmik çıkan seslere karşı baş ağrısı hissetme

Sosyal çevreden uzak durarak evde tek kalma isteği gibi durumlar misophonia belirtileridir. 

MİSOPHONİA TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Kişinin kendini kapana kısılmış hissetmesi hastalığın en üst seviyesidir. Uzmanlar bazı hastaların sesleri görsel algıladığından halüsinasyon görmeye başladıklarını belirtiyor. Sese karşı gösterdikleri saldırgan davranışlarına karşı uzman doktor, terapi uygulayarak hastalığı kontrol altında tutmaya çalışır.