Şunun için etiket arşivi: sağlık haberi

Bilim insanları Alzheimer hastalığının gelişiminde yeni bulgular ortaya koydu. Amerikalı Scientific Reports dergisinde yapılan bir araştırmaya göre, burun karıştırmanın Alzheimer riskinin artması ile ilişkili olduğu saptandı.

Burun karıştırmak ilginç bir alışkanlıktır. Bazı insanlarda bu durum gergin ve stres anlarında nüksedebilir. Bununla birlikte bilim insanlarının yeni araştırmalarına göre bu alışkanlık sizi Alzheimer ve bunama riskine sokabilir. Burun karıştırma alışkanlığı, Avustralya’daki Griffith Üniversitesi’nden bilim adamları tarafından yönetilen bir araştırmacı ekibinin fareler üzerinde birkaç test yaptıktan sonra keşfettiği Alzheimer ile bağlantılı olabileceği kanısını öne sürdü. 

Burun karıştırmak alzheimer ile ilişkilendirdi

BURUN KARIŞTIRDANLAR DİKKAT!

Scientific Reports dergisinde yayınlanan çalışmada, çalışma ekibinin gözlemlerine dayanarak, bakterilerin farelerde burun boşluğuna zarar vererek koku alma siniri yoluyla beyne yönelebileceği ve beynin Alzheimer’a yol açabileceği kanısına vardılar. Dünyada bir ilk olan araştırma sonucu yöneticilerinden biri olaClem Jones Nörobiyoloji ve Kök Hücre Araştırmaları Merkezi Başkanı Profesör James St John, “Chlamydia pneumoniae’nın doğrudan burundan çıkıp beyne gidebileceğini ve burada Alzheimer hastalığına benzeyen patolojileri başlatabileceğini gösteren aşamadayız. Bunun bir fare modelinde gerçekleştiğini gördük ve kanıtlar, bu durumun potansiyel olarak insanlar için de korkutucu olabileceğini gösterdi”açıklamasında bulundu.

burun karıştırmak bunamaya sebep oluyor

BURUN KARIŞTIRIRKEN İKİ KERE DÜŞÜNÜN

St. John ve ekibi, Alzheimer ve burun karıştırma konusunda daha net bilgiler alde etmek için özellikle insanlar üzerinde daha fazla test yapmayı planlıyor. Burun karıştırmanın iyi bir fikir olmadığını söyleyen Profesör St John, “Burnumuzun iç kısmına zarar vermek istemeyiz ancak burnumuzu karıştırmak ve yolmak buna sebep olabilir. Burun zarına zarar verirseniz, beyninize giden bakterilerin sayısını artırabilirsiniz” uyarısında bulundu.

burun karıştırmak

PROF DR AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA UYARDI!

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, ise burun karıştırmamak ve kıl aldırmamak gerektiğini ifade etti. Alzheimer ve bunama gibi hastalıklara yakalanmamak için burun karıştırmamak ve burundan kıl koparmamak gerektiğini söyledi. Dr. Ahmet Rasim,Fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre burun mukozasının zedelenmesi bunama hastalığına yol açıyor.” ifadelerinde bulundu.

Grip aşısı fiyatları2022 yılı için ne kadar olduğu milyonlarca kişi tarafından merak ediliyor. Soğuk algınlığına önlem olarak tercih edilen grip aşılarının satışları eczanelerde de başladı. Peki 2022 grip aşı fiyatları ne kadar oldu? Grip aşıları nerede satılacak? Grip aşısını kimler yapacak. İşte 2022 grip aşısı fiyatları…

Mevsim geçişlerinin olmasıyla birlikte artan grip vakalarından korunmak isteyenler, grip aşı fiyatlarını ve nerede satılacağını merak ediyor. Kış mevsiminin kapıları aralaması ile artan grip vakaları insanları tedirgin etmeye başladı. Önlem almak isteyenler çareyi grip aşısında arıyor. Sağlık bakanlığı, 65 yaş üstü kişilerin, risk grubu barındıranların ve kronik rahatsızlıkları olanların reçete karşılığında aşı olma erişimine izin verdi. Risk grubu içinde yer alamayanların ise grip aşısı olmak için ücret karşılığında eczanelerden temin edebilecekler. 2022 yılı grip aşısı için belirlenen fiyat ise 243 lira oldu.

E-NABIZ’DA ONAYLANDI!

Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığı tarafından risk grubunda yer alan kişiler için uygulanan grip aşıları e-Nabız uygulaması üzerinden genel kullanıma açıldı. Grip aşısı olacak vatandaşların e- Nabız üzerinden risk grubunu kontrol etme imkanına sahip. 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığa sahip olan kişiler sistem üzerinden hekimlerine reçetelerini yazdırıp, eczanelerden temin edebilecekler.

GRİP AŞINI KİMLER YAPAMAZ?

6 aydan küçük çocuklar, hamileliğinin ilk 3 ayında bulunanlar, aşı içerisinde bulunana maddelere alerjisi bulunan kişilerin aşı yapılmasının tavsiyesinde bulunuluyor. 

“HAZIRLIĞIMIZ TAM”

Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da Kabine Toplantısında grip aşıları ile ilgili yaptığı açıklamada, “Mevsimsel grip sebebiyle yapılacak olan grip aşıları ülkemize ulaştı ve aşı dağıtımına başlandı. Bu konuda da hazırlığımız tam. Yeterli miktarda grip aşımız mevcut.” ifadelerini kullanmıştı.

Kalın ya da ince bağırsağın bir kısmının birbirinin içine geçerek düğümlenme şeklidir. Çocuklarda ve yetişkinlerde görülen bu rahatsızlık acil müdahale gerektirir. Oluşan düğümlenmenin sonucunda bağırsağın kısımların da kan akışının azalması sağlanır. Bağırsak düğümlenmesinin belirtileri, nasıl anlaşılacağı ve tedavi yöntemi için bu yazıyı okumalısınız.

Bağırsak, mide kısmından başlayarak anüs arasında olan bölümün genel adıdır. Kendi alanında kalın ve ince bağırsak olarak ikiye ayrılır. Hem ince hem de kalın bağırsağa özgü düğümlenmeler meydana gelir. Düğümlenmenin neden kaynaklandığı hakkında net bir bilgi yoktur. Fakat genel olarak viral enfeksiyon sonucu oluştuğu bilmektedir. Bir diğer adıyla da bilinen ‘ivajinasyon’ bağırsakların içerisinde bulunan dışkının katılaşarak hareket edemeyecek duruma gelmesiyle birlikte bağırsaklarda tıkanıklığa neden olur. Bunun sonucunda kan akışında kesilme meydana gelir. Zamanında müdahale edilmezse, dolaşım bozukluğunun oluştuğu bölümde, kan akışının kesilmesinden kaynaklı doku ölümleri meydana gelebilir. Bu nedenle kişilerde ciddi komplikasyonlara yol açar. Peki bağırsak düğümlenmesi nasıl geçer?

bağırsak düğümlenmesi zararları

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİ NEDİR?

Bağırsakta ki dışkının katılaşarak iç içe geçmesiyle oluşan bir sağlık sorunudur. İnce bağırsak genellikle bebek ve çocuklarda görülürken yetişkinlerde görülme olasılığı oldukça düşüktür. Bağırsak düğümlenmesi için erken müdahale oldukça önemlidir.

bağırsak düğümlenmesi nasıl geçer

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bağırsak tıkanıklığı ani ve şiddetli biçimde kendini gösteren belirtiler verebilir. Kişide oluşan ağrılar rahatsızlığın ilerlemesi ile birlikte, kan kesilmesinden kaynaklı dokuda ölüm gerçekleşebilir. Bağırsak  düğümlenmesi kadınlarda oranla erkeklerde daha sık görünür. Özellikle 50 yaş ve üzeri olan hareketleri kısıtlı kişilerde ivajinasyonun görülme ihtimali daha fazladır.

yetişkinlerde bağırsak düğümlenmesi

En yaygın bağırsak düğümlenmesinin belirtileri ise şunlardır:

  • Gaz çıkaramama
  • Karın şişkinliği
  • Bulantı ve kusma
  • Ateş
  • Hızlı kalp artışları
  • Karında ağrı ve hassasiyet
  • Kanlı dışkılama
  • Hızlı artış gösteren nefes alış verişler

bağırsak tıkanmasının belirtileri

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİ TANISI NASIL KONULUR?

Hastaneye giden kişinin belirttiği rahatsızlıklar doğrultusunda doktorlar, kişinin rahatsızlığa uygun tedavi yöntemi planlar. Bağırsak düğümlenmesi tanısı için kesin olarak şu yöntemlerden yararlanılır:

  • Kan testi
  • Dışkı testi
  • Röntgen
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Ultrasonografi
  • Kolonoskopi

Kalın bağırsağı tıkanıklığı için kullanılan bir diğer yöntem ise ‘fleksibl sigmoidoskopi’ yöntemi kullanılır. Bu yöntem bağırsak tıkanıklığı için kullanılan bir tanı ve görüntüleme yöntemidir.

yetişkinlerde bağırsak tıkanması tedavisi

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİNİN TEDAVİ YÖNTEMİ NELERDİR?

Bağırsak düğümlenmesi geçiren birinin acilen müdahale edilmesi gereklidir ve genelde tedavi yöntemi için ameliyat gerekebilir. Medikal yönden bir çözüme kavuşulmadıysa acil olarak cerrahi uygulama yapılmalıdır. Cerrahi uygulama sonucunda bağırsakta oluşan tıkanıklığı kesi ile girilerek katlanan kısım düzeltilir böylece bağırsakta tekrar kan akışı sağlanır. Bağırsak düğümlenmesi erken tedavi edilmediği taktirde, kanda meydana gelen sepsis adı verilen bir tür enfeksiyona neden olabilir. Bağırsak düğümlenmesi erken tedavi, edilmediği taktirde hayati risk taşır.

bağırsak düğümlenmesi ameliyatı

Kalın ya da ince bağırsağın bir kısmının birbirinin içine geçerek düğümlenme şeklidir. Çocuklarda ve yetişkinlerde görülen bu rahatsızlık acil müdahale gerektirir. Oluşan düğümlenmenin sonucunda bağırsağın kısımların da kan akışının azalması sağlanır. Bağırsak düğümlenmesinin belirtileri, nasıl anlaşılacağı ve tedavi yöntemi için bu yazıyı okumalısınız.

Bağırsak, mide kısmından başlayarak anüs arasında olan bölümün genel adıdır. Kendi alanında kalın ve ince bağırsak olarak ikiye ayrılır. Hem ince hem de kalın bağırsağa özgü düğümlenmeler meydana gelir. Düğümlenmenin neden kaynaklandığı hakkında net bir bilgi yoktur. Fakat genel olarak viral enfeksiyon sonucu oluştuğu bilmektedir. Bir diğer adıyla da bilinen ‘ivajinasyon’ bağırsakların içerisinde bulunan dışkının katılaşarak hareket edemeyecek duruma gelmesiyle birlikte bağırsaklarda tıkanıklığa neden olur. Bunun sonucunda kan akışında kesilme meydana gelir. Zamanında müdahale edilmezse, dolaşım bozukluğunun oluştuğu bölümde, kan akışının kesilmesinden kaynaklı doku ölümleri meydana gelebilir. Bu nedenle kişilerde ciddi komplikasyonlara yol açar. 

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİ NEDİR?

Bağırsakta ki dışkının katılaşarak iç içe geçmesiyle oluşan bir sağlık sorunudur. İnce bağırsak genellikle bebek ve çocuklarda görülürken yetişkinlerde görülme olasılığı oldukça düşüktür. Bağırsak düğümlenmesi için erken müdahale oldukça önemlidir.

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bağırsak tıkanıklığı ani ve şiddetli biçimde kendini gösteren belirtiler verebilir. Kişide oluşan ağrılar rahatsızlığın ilerlemesi ile birlikte, kan kesilmesinden kaynaklı dokuda ölüm gerçekleşebilir. Bağırsak  düğümlenmesi kadınlarda oranla erkeklerde daha sık görünür. Özellikle 50 yaş ve üzeri olan hareketleri kısıtlı kişilerde ivajinasyonun görülme ihtimali daha fazladır.

En yaygın bağırsak düğümlenmesinin belirtileri ise şunlardır:

  • Gaz çıkaramama
  • Karın şişkinliği
  • Bulantı ve kusma
  • Ateş
  • Hızlı kalp artışları
  • Karında ağrı ve hassasiyet
  • Kanlı dışkılama
  • Hızlı artış gösteren nefes alış verişler

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİ TANISI NASIL KONULUR?

Hastaneye giden kişinin belirttiği rahatsızlıklar doğrultusunda doktorlar, kişinin rahatsızlığa uygun tedavi yöntemi planlar. Bağırsak düğümlenmesi tanısı için kesin olarak şu yöntemlerden yararlanılır:

  • Kan testi
  • Dışkı testi
  • Röntgen
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Ultrasonografi
  • Kolonoskopi

Kalın bağırsağı tıkanıklığı için kullanılan bir diğer yöntem ise ‘fleksibl sigmoidoskopi’ yöntemi kullanılır. Bu yöntem bağırsak tıkanıklığı için kullanılan bir tanı ve görüntüleme yöntemidir.

BAĞIRSAK DÜĞÜMLENMESİNİN TEDAVİ YÖNTEMİ NELERDİR?

Bağırsak düğümlenmesi geçiren birinin acilen müdahale edilmesi gereklidir ve genelde tedavi yöntemi için ameliyat gerekebilir. Medikal yönden bir çözüme kavuşulmadıysa acil olarak cerrahi uygulama yapılmalıdır. Cerrahi uygulama sonucunda bağırsakta oluşan tıkanıklığı kesi ile girilerek katlanan kısım düzeltilir böylece bağırsakta tekrar kan akışı sağlanır. Bağırsak düğümlenmesi erken tedavi edilmediği taktirde, kanda meydana gelen sepsis adı verilen bir tür enfeksiyona neden olabilir. Bağırsak düğümlenmesi erken tedavi, edilmediği taktirde hayati risk taşır.

Hayatımıza anlam katan renkler hakkında ortaya çıkan bir iddiaya göre deniz kenarı, gökyüzü gibi “mavi” yerlerde zaman geçirmek, beyin sağlığı açısından önemli etkiler meydana getiriyor. Mavi renk, beyin sağlığımızın temizliği ve rahatlaması için hayat boyu sürecek önemli bir yatırım söz konusu olmaktadır.

İnsan psikolojisi üzerinde büyük ölçüde etki eden renkler, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor. Her rengin bir anlam taşıdığını düşünürsek yaptığımız seçimlerde de buna göre hareket edebiliriz. Özellikle huzuru ve sakinliği simgelen mavi renk, beynin de en çok sevdiği renkler arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre gökyüzünde, denizde ve doğanın birçok yerinde gördüğümüz mavi rengin bulunduğu ortamlar beyin tarafından daha sakinleştirici olarak algılanıyor. Nabız ve solunumu yavaşlattığı, terlemeyi azalttığı ve tansiyonu düşürdüğü ortaya çıkan mavi renk aslında birçok hastalığın da çözümü olabilir. 

mavi renginin psikolojide yeri

Işığın oluşturduğu renk çeşitlerinin meydana getirdiği enerji, vücut fonksiyonlarını, zihnimizi ve duygularımızı etkilemektedir. Görme işlemini yerine getiren temel organın göz olduğunu bilinse de yapılan çalışmalar sonucunda çeşitli hücreler aracılığıyla beynin görme işlevini üstlendiği kanıtlandı. Gözümüzde 7 milyon konik ve 100 milyon kadar silindirik hücrenin bulunması, insanların renklere karşı hem fizyolojik hem psikolojik etkiler oluşturduğunu ortaya çıkardı.

mavi yerler beyin sağlığını tetikliyor

NEŞELİ OLMANIN KAYNAĞI MAVİ ALANLARDAN GEÇİYOR

Yeni yapılan araştırma Roma’daki Sapienza Üniversitesi’nden Valeria Vitale ve ekip arkadaşları tarafından ileri sürülüyor. Araştırma sonucunda daha sık neşeli olduğunu ifade eden yetişkinlerin çocukken okyanus, ırmak, nehir, deniz ve dere kenarı gibi “mavi yerlerde” daha fazla zaman geçirdiğini ortaya koydu. Ekibin daha önce gerçekleştirilen araştırmalarında da bulguları bu yönde ortaya koyduğu, mavi yerlerin zihin sağlığı açısından büyük öneme sahip olduğu belirlenmiştir. 

yeşil alanlar

Söz konusu etkiler, “yeşil alanlar” olarak bilinen orman ve bitkilerle kaplı yerler içinde de geçerli sonuçları verdi. Çocukluk döneminde mavi alanlarda zaman geçirmenin, ileriki hayatlarında yeşil alanları daha çok ziyaret etmeyi sağladığını ifade etti.

ARAŞTIRMA NASIL YAPILDI?

Araştırma birçok ülkeden veri toplanarak ortaya koyuldu. “Mavi alanda zaman geçirme ve insan sağlığıyla ilişkisine” odaklanan BlueHealth International Survey (T. MaviSağlık Uluslararası Anketi) verileri kullanıldı. Ankete katılan katılımcılara 16 yaşına kadar mavi alanda yaşadıkları çocukluk anıları ve ne sıklıkla, ne kadar uzun kaldıkları gibi geçmişe dair pek çok sorular soruldu.

mavi ve yeşil

Bugünkü yaşamlarıyla ilgili son 2 haftadaki duygusal ve psikolojik durumları analiz edildi. Son 4 haftada yeşil veya mavi alanlara ne sıklıkla gidildiği ve ne kadar kalındığı hakkında sorular soruldu. Araştırmadan elde edilen sonuçlar “The Journal of Environmental Psychology”  dergisinde yayınlandı.

Kışa girerken bağışıklık sisteminin güçlü olması her açıdan önem arz ediyor. Hangi vitamin neye iyi geliyor? Güçlü bir bağışıklık sistemi, kanseri durdurabilir mi? Dr. Betül Özbek en çok bilinen vitaminlerin az bilinen faydalarını anlattı. işte haberin detayları…

Yaz aylarını geride bıraktığımız bu aylarda, hastalığa sıklıkla yakalanıyoruz. Mevsimsel geçişlerin yaşanması, günlük aktiviteler, ambalajlı ürünlerin hepsi sağlığımızı olumsuz yönde tetikleyen unsurlar arasında yerini alıyor. Bu nedenle yaşamımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirmek için bazı besinlere dikkat etmemiz gerekli. Gün içerisinde yaşadığımız etkenler sağlığımız açısından birçok tehdidi beraberinde getiriyor. Virüsler, bakteriler, kanserojen maddeler gibi birçok zararlı etkenle vücudumuz karşı karşıya kalabiliyor. Bunun için en önemli durum ise enfeksiyonlara yakalanmamak ya da hastalıklarla karşılaşıldığında en az zararla atlatabilmektir. Hangi vitamin neye iyi geliyor? “Güçlü bir bağışıklık sistemi, kanseri durdurabilir mi?” A-B-C Hangi vitamin neye iyi gelir? Doğru vitamin kullanımı için tavsiyeler neler? gibi birçok soru aklımızı kurcalıyor. 

Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Betül Özbek

Bu haberde size aklınızı kurcalayan ve bağışıklık sistemini güçlendirecek püf noktalara değineceğiz. Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Betül Özbek hocamız en çok bilinen vitaminlerin az bilinen faydalarını anlattı. “Güçlü bir bağışıklık sistemi, kanseri durdurabilir mi?” sorusunun yanıtı, yazımızda yer alıyor.

bağışıklık sistemi hücreleri güçlü olması kanseri durduruyor mu?

KANSERİ DURDURUYOR MU?

Bağışıklık sistemimiz mikroorganizmaların vücudumuzda hastalık oluşturmasına engel olan veya hastalıkların iyileşme süresini kısaltan etkilere sahip önemli bir sistem. Dr. Betül Özbek, güçlü bir bağışıklık sisteminin, kanser hücreleriyle savaşarak çoğalmasını yavaşlattığını dile getirdi. Betül Özbek, bağışıklık sistemi hücrelerinin, kanserli hücrelerin etrafını sararak vücuda yayılmalarına engel olabildiğini, bu nedenle bu sistemin yeterince güçlü olması gerektiğine dikkat çekti. Özbek, düzenli fiziksel aktive, yeterli ve düzenli uyku, sağlıklı beslenme ayrıca bunları yaşam boyunca alışkanlık haline getirerek, bağışıklık sisteminin güçlendirilebileceğini hatırlattı. Bunlara ek, tamamlayıcı olarak kullanılan vitamin ve mineral takviyelerinin de mutlaka doktor tavsiyesinde alınmasını söyledi.

Bağışıklık sistemi güçlendirme besinleri

YARARDAN ÇOK ZARAR VERİYOR

Azı kara çoğu zarar sözleriyle cümleye başlayan Dr. Betül Özbek, kış mevsimine girerken bağışıklık sistemini güçlendirmenin, hastalıklardan uzak kalmanın en önemli yöntemi olduğunu ifade etti. Ancak zaman zaman şifa olsun diye alınan vitaminlerin bilinçsiz kullanım nedeniyle istenmeyen etkilere neden olabileceğine de işaret etti. “Yarardan çok zarar veren hatalı kullanımların önüne geçmek için kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışın!” uyarısını yaptı.

Antioksidan hangi besinlerde bulunur?

ANTİOKSİDAN MADDESİ BİRÇOK BESİNDE BULUNUYOR

Doğru vitamin kulanı mı üstünde de duran Dr. Özbek, vücudun normal yaşamsal işlevleri sırasında oluşan, zararlı “serbest oksijen radikallerin”, “antioksidan maddeler” ile etkisizleştirdiğini ifade etti. Bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidan maddelerin birçoğunun yiyeceklerde bulunduğu belirten Dr. Özbek, “Ancak yetmediği noktada takviye olarak dışardan alınabilir. Antioksidan madde içeriği zengin gıdalarla beslenmek, fabrika gibi çalışan hücrelerimizde ortaya çıkan hasarların süratle onarılmasını ve hücresel faaliyetlerin kesintisiz olarak devam ettirilmesini sağlar.” dedi.  

a vitamini prostat kanserinden koruyor mu?

A VİTAMİNİ PROSTAT KANSERİNDEN KORUYOR

Dr. Özbek, daha çok görme duyusu için önemli önemli olan A vitaminin, bağışıklık sisteminin doğal bariyeri olan deri ve mukozaların bütünlüğünün korunmasında faydalı olduğuna değindi. A vitamininin hayvansal kaynaklı gıdalarda bol miktarda bulunduğunu söyleyen Dr. Özbek, “Turuncu ve sarı renkli sebze ve meyveler, A vitamininin öncülü olan karoten açısından oldukça zengindir. Özellikle havuçta yüksek miktarda bulunan beta-karoten, vücutta A vitaminine dönüştürür. Yine başka bir karoten olan likopenden zengin domates ve karpuz gibi kırmızı renkli meyve ve sebzeleri tüketmek, prostat kanserinden korunma açısından önemlidir.” diye konuştu.

Bağışıklık sistemini güçlendirme baskılanması

“SİGARA İÇENLERE C VİTAMİN TAKVİYESİ ŞART”

Dr. Özbek, olarak bağışıklık sistemimizin etkin çalışabilmesi için C vitaminin şart olduğunun altını çizdi. C vitamininin önemli özelliklerinden birinin, diğer bazı vitaminlerin ve minerallerin vücuttaki emilimini arttırması olduğuna işaret etti. Özellikle sigara içenlerin vücutlarında C vitamini miktarının normale göre çok daha az olması sebebiyle bu kişilerin C vitamini takviyesini almaları gerektiğini vurguladı. Dr. Özbek, “Özellikle oksijen taşınmasında görevli olan demir elementinin vücudumuzda işlenmesinde rol alarak, tüm vücutta olduğu gibi bağışıklık sistemine de fayda sağlar.” ifadelerine yer verdi.

Sigara içenlerde vitamin eksikliği, c vitamini gerekli mi?

“B GRUBU VİTAMİNLERİN HERBİRİ FARKLI ETKİ VERİYOR”

Son olarak Çocuklardaki gelişim geriliğini azaltmak ve hafızayı güçlendirmek için B grubu vitaminlerin her birinin farklı etkileri olduğuna değinen Dr. Özbek, Karbonhidrat metabolizmasında etkin bir yardımcı madde olan B1 vitamini (Tiyamin), sinir ve sinir-kas iletiminin düzenlenmesinde de çok önemli bir role sahip olduğunu ifade etti.

Çocuklarda vitamin kullanımı?

Servisit yani rahim ağzı enfeksiyonu yaygın görülen bir jinekolojik problemlerden bir tanesidir. Kadınların yarıdan çoğu bu problemi mutlaka yaşamaktadır. Servisit akut veya kronik olabilir. Peki, Rahim ağzı enfeksiyonu nedir? Nasıl tedavi edilir? Servisit nedir? Rahim ağzı enfeksiyonu belirtileri nelerdir?

Günümüzde kadınsal pek çok rahatsızlıklar bulunmaktadır. Özellikle kadınlarda sıkça rahim ağzı yaraları görülmektedir. Bir kadının servisit olduğunu anlayabilmesi oldukça zor bir durumdur. Ancak yapılacak olan jinekolojik bir muayene sonucu tanı konulur. Peki servisit nedir? Nasıl tedavi edilir? Bilinmesi gereken noktaları haberimizde…

RAHİM AĞZI ENFEKSİYONU (SERVİSİT) NEDİR?

RAHİM AĞZI ENFEKSİYONU (SERVİSİT) NEDİR?

Bilimsel olarak Servisit adı ile anılan rahim ağzı enfeksiyonu, kimyasal veya fiziksel tahrişler sonucu meydana gelir. Kadınlarda sıkça rastladığımız bu servisit, rahim ağzında oluşan ve travma sonucunda bölgeye kan akımı gerçekleşir. Bu kan akımının gerçekleştiği bölgede şişlik ve kızarıklık meydana gelir. Cinsel anlamda aktif olan her kadın bir dönem bu hastalığa yakalanabilir. Tedavi süreci aksatılmamalıdır.

Rahimde enfeksiyon nasıl geçer?

RAHİM AĞZI ENFEKSİYONU (SERVİSİT) NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Tedavi süreci, sizde görülen enfeksiyona göre değişiklik gösterebilir. Önce servisit enfeksiyonun altında yatan sebepler tespit edilir. Sonrasında yapılacak olan bazı genel cerrahi girişimler bulunur. İlk olarak antibiyotik ile tedavi süresi başlanır. Halk arasında yara dondurma ismi verilen yöntem ile tedavi sürdürülür. Tamamen iyileşme 8 hafta kadar süre alabilir.

Rahim ağzı enfeksiyonu tedavi süreci

BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Vajinal akıntı
  • Adet dönemleri arasında veya cinsel ilişki sonrasında kanama
  • Vajinanın açıklığı etrafında kızarıklık
  • Pelvik (kalça) ağrısı
  • İdrar yaparken yanma hissi 
  • Daha sık idrara çıkma
  • Servisit tedavisi gecikmiş vakalarda rahim ağzındaki tıkaç görevini yerine getiren mukusun yapımı bozulmasıyla rahim ağzı kanalından spermlerin geçişine izin vermez buda kısırlığa yol açar.

Karaciğer yetmezliği oldukça önemli ve tedavisi ihmal edilmemesi gereken hastalıktır. Semptomların ortaya çıkışı hastalığın ilerlemesi ile paralellik göstermektedir. Yaş sınırlaması olmayan hastalık çocuklarda, bebeklerde dahi görülebilir. Peki karaciğer yetmezliği belirtileri nelerdir? Tanısı ve tedavisi nasıl yapılır?

Karaciğer yetmezliği, bulguları daha çok dramatize şeklinde seyreder. Bulantı, kusma, baş ağrısı, uykuya meyil ön planda çıkar. Semptomların ortaya çıkışı hastalığın ilerlemesi ile paralellik göstermektedir. Yetmezlik kısa bir zaman diliminde ortaya çıkabilir. Alkol tüketimi, hepatit B – C gibi enfeksiyonlar uzun süre içerisinde karaciğer yetmezliğini geliştirebilir.

Her hastalıkta olduğu gibi Karaciğer yetmezliğinde de erken teşhis oldukça önemlidir. Erken teşhis ve doğru tedavi ile karaciğer yetmezliğinin önüne geçilebilir. Karaciğer yetmezliğinin ileri safhalarında ya da uyumsuzluk durumunda karaciğer nakli gerekebilir. Karaciğer yetmezliği bazı durumlarda son evrelerine kadar belirti göstermeyebilir. Bu sebeple riskli hataların alkol tüketimi sağlayanların düzenli kontrol yapmaları önerilir.

KARACİĞER YETMEZLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Mide bulantısı
  • Yorgunluk
  • İshal
  • Kaşıntı
  • Kilo kaybı
  • Baş ağrısı
  • Kusma
  •  Diğer yandan hastalık ilerlediğinde;
  • Sarılık
  • Kanama
  • Zihinsel durumdaki değişiklikler
  • Hareket problemlerinin meydana gelmesi 
  • Son dönemde ise şuur kaybına kadar ilerleyebilmektedir.

Bu belirtiler başka hastalıklarda da görüldüğü için karaciğer yetmezliği teşhisi koymak zor olabilir. Bazı durumlarda ise karaciğer yetmezliği bir belirti vermez. Bunun için insanların düzenli olarak testlerini yaptırmaları önemlidir.

TANISI VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR

Laboratuvar çalışmaları ya da fizik muayene, karaciğer probleminin belirtileri olup olmadığını söyleyebilir. Karaciğer yetmezliği durumu buna neden olan şeye bağlı olarak tedavi uygulanır. Bazı nedenler karaciğer yetmezliğine ilaç isterken bazı durumlarda tedavi nakle ihtiyaç duyabilir.

KARACİĞER KENDİNİ SAĞLIKLI ORGANA DÖNÜŞTÜRÜYOR

Göstermiş olduğu belirtiler için tedavi görülse de, karaciğer yetmezliği için kendi kendine iyileşme gösterebilecek bazı hastalar vardı. Karaciğer yetmezliği durumuna virüsün neden olduğu birçok hasta kendi kendine iyileşir. Karaciğerler kendini sağlıklı bir organa dönüştürebiliyor.

Akut karaciğer yetmezliği oldukça önemli ve tedavisi ihmal edilmemesi gereken hastalıktır. Semptomların ortaya çıkışı hastalığın ilerlemesi ile paralellik göstermektedir. Yaş sınırlaması olmayan hastalık çocuklarda, bebeklerde dahi görülebilir.

Karaciğer yetmezliği, bulguları daha çok dramatize şeklinde seyreder. Bulantı, kusma, baş ağrısı, uykuya meyil ön planda çıkar. Semptomların ortaya çıkışı hastalığın ilerlemesi ile paralellik göstermektedir. Yetmezlik kısa bir zaman diliminde ortaya çıkabilir. Alkol tüketimi, hepatit B – C gibi enfeksiyonlar uzun süre içerisinde karaciğer yetmezliğini geliştirebilir.

Her hastalıkta olduğu gibi Karaciğer yetmezliğinde de erken teşhis oldukça önemlidir. Erken teşhis ve doğru tedavi ile karaciğer yetmezliğinin önüne geçilebilir. Karaciğer yetmezliğinin ileri safhalarında ya da uyumsuzluk durumunda karaciğer nakli gerekebilir. Karaciğer yetmezliği bazı durumlarda son evrelerine kadar belirti göstermeyebilir. Bu sebeple riskli hataların alkol tüketimi sağlayanların düzenli kontrol yapmaları önerilir.

KARACİĞER YETMEZLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Mide bulantısı
  • Yorgunluk
  • İshal
  • Kaşıntı
  • Kilo kaybı
  • Baş ağrısı
  • Kusma
  •  Diğer yandan hastalık ilerlediğinde;
  • Sarılık
  • Kanama
  • Zihinsel durumdaki değişiklikler
  • Hareket problemlerinin meydana gelmesi 
  • Son dönemde ise şuur kaybına kadar ilerleyebilmektedir.

Bu belirtiler başka hastalıklarda da görüldüğü için karaciğer yetmezliği teşhisi koymak zor olabilir. Bazı durumlarda ise karaciğer yetmezliği bir belirti vermez. Bunun için insanların düzenli olarak testlerini yaptırmaları önemlidir.

TANISI VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR

Laboratuvar çalışmaları ya da fizik muayene, karaciğer probleminin belirtileri olup olmadığını söyleyebilir. Karaciğer yetmezliği durumu buna neden olan şeye bağlı olarak tedavi uygulanır. Bazı nedenler karaciğer yetmezliğine ilaç isterken bazı durumlarda tedavi nakle ihtiyaç duyabilir.

KARACİĞER KENDİNİ SAĞLIKLI ORGANA DÖNÜŞTÜRÜYOR

Göstermiş olduğu belirtiler için tedavi görülse de, karaciğer yetmezliği için kendi kendine iyileşme gösterebilecek bazı hastalar vardı. Karaciğer yetmezliği durumuna virüsün neden olduğu birçok hasta kendi kendine iyileşir. Karaciğerler kendini sağlıklı bir organa dönüştürebiliyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sadece soğuk havalarda değil mevsim geçişlerinde, sonbaharda hatta yaz aylarında bile sıklıkla gördüğümüz burun tıkanıklığı nefes almayı zorlaştıran, uyku düzenini bozan ve kaliteli bir gün geçirmeye engel olan bir durumdur. Peki Burun tıkanıklığı nasıl açılır? çözümü nedir? Burun tıkanıklığına iyi gelecek evde çözümler nelerdir…

Burun içerisindeki hava yolları ile sinüzlerin iltihaplı hale gelmesi nedeniyle yol açtığı burun tıkanıklığı, rahatsız edici bir durumdur. Basit burun tıkanıkları kısa süre içerisinde geçebilirken, uzun süreli (kronik) olarak devam edebilen burun tıkanıklığı içinde bilinçli olunması öneriliyor. Pek çok insan burun tıkanıklığı için doktora gitme ihtiyacı duymaz. Bunun yerine doğal yöntemleri kullanmayı tercih eder. Eskilerin kocakarı ilacı dediği günümüzde ise alternatif tıp olarak adlandırılan yöntemlerle burun tıkanıklığına çözüm aranır. Burnun doğal yapısından kaynaklanmayan burun tıkanıklıklarında doğal yöntemler çoğu zaman başarılı olur.

BURUN TIKANIKLIĞI AÇMA YÖNTEMİ NELER?

Mevsim geçişlerinin başladığı bu zamanlarda sıklıkla görülen grip veya nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyon semptomları görülmeye başladı. Grip semptomlarını taşıyan kişilerin iyileşme süreci 1-2 hafta olarak biliniyor. Kronik ve uzun süreli olan burun tıkanıkları hekimlerin bilgisi önderliğinde uygulanabilecek, çeşitli yöntemler ile kontrol altına alınmasına dikkat edilmesi öneriliyor. 

Tıkalı bir burnu açmak adına yapılacak şey; nem ile teneffüs etmek olacaktır. İltihaplı burun yollarının ve mukusun parçalanması için nem ile teneffüs edilmesi, burun tıkanıklığını açmada önemli rol oynuyor. Ancak astım gibi rahatsızlıklarınız varsa hekime başvurmanız gerekiyor.

Burun tıkanıklığını evde oluşturabileceğiniz küçük rutinlerle azaltabilir ya da geçirebilirsiniz. İşte bu yöntemler;

  • Zencefil, nane, zerdeçal gibi çaylar tüketmek tıkanıklığın azalmasına yardımcı olacaktır.
  • Odada ya da bulunduğunuz yerde sıcak su ya da buhar makinesi bulundurarak tıkanıklık probleminize çözüm sağlaya bilirsiniz.
  • Bol sıvı tüketimi
  • Uyurken yastığın yüksek şekilde konumlanması gibi yöntemlerle burun tıkanıklığını rahatlatabilirsiniz.
  • Yarım bardak ılık suda erittiğiniz yarım çay kaşığı tuzu burnunuza damlatarak tahrişi azaltabilir ve burun tıkanıklığını hafifletebilirsiniz. Tuzlu su, mukusun dışarı atılmasına yardımcı olacak ve burun tıkanıklığınıza iyi gelecektir.
  • Nane yağı koklamak, burun tıkanıklığı için fayda sağlayabilir. Bir beze damlatacağınız nane yağı sık sık koklanarak tıkalı burnunuza iyi gelecek.