Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Bıldırcın yumurta çeşitleri arasında en fazla vitamin ve kalori içerir. Bir bıldırcın yumurtasının 2 tane tavuk yumurtasından daha faydalıdır. Dünyanın birçok yerinde tüketilen ve popülerliği günümüzde giderek artan bıldırcın yumurtası artık hemen hemen her yerde satılmaktadır. Bağışıklığı güçlendiren bıldırcın yumurtası Türk mutfaklarında sıklıkla tercih edilir. Peki Bıldırcın yumurtasının faydaları nelerdir?

Sülünler ailesine ait olan Bıldırcın kuşları iyi şartlarda ortalama 300 tane yumurta yapabilirler. Özel olarak beslenen bu kuş türlerinin etleri oldukça lezzetlidir. Aynı zamanda bu kuşların yumurtaları da yüzyıllardır tüketilir. Tam bir vitamin deposu olan bıldırcın yumurtası özellikle Asya ülkelerinde yemeklere lezzet katlamak için çiğ ya da pişirilerek kullanılır. Yüksek kalsiyum içeren bu yumurtalar vücudun fonksiyonel işlevini güçlendirir. Hatta Güney Kore’de bıldırcın yumurtası kaynatılıp paketlenerek marketlerde satılıyor. Özellikle çocuklara verilen bıldırcın yumurtası ince kabuğa sahiptir. Japon mutfağının vazgeçilmez malzemesidir. Çiğ olarak tüketildiği gibi pişmiş hali suşinin içerisine eklenir.  Bir misafire bıldırcın yumurtası ikram etmek Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da incelik olarak görülür. İçeriğinde D, A vitaminleri ve sodyum, potasyum ve kalsiyum bol miktarda bulunmaktadır. Eski çağlarda bu yumurta burkulmalar ve yaralanmalarda kabuğu ile beraber bölgenin üstüne kırılıp masaj yapılırmış. Bu bölgenin rahatladığına inanılırmış. 

BILDIRCIN YUMURTASININ FAYDALARI NELERDİR?

Gelişim çağındaki çocukların kemiklerinin daha sağlıklı büyümesini sağlar. Motor hareketleri için önemli olan kasların daha esnek olmasını destekleyerek ileri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik erimesi ya da iltihaplanması gibi hastalıkları önler. 

Doğada bulunan en iyi D vitaminidir. Özellikle D vitamini eksikliği olanların düzenli tüketmesi gerekir. Aksi halde D vitamini eksikliği ciddi hastalıklara zemin hazırlar.

Gözün ihtiyacı olan A vitaminin yüzde 90’ını karşılar. Bunun yanı sıra vücudun ihtiyacı olan A vitaminini de karşılayarak cilt tabakasını ve organlardaki zarların yenilenmesini sağlar.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara özellikle kansere karşı vücudun direncini artırır. Yapılan araştırmalarda bıldırcın tüketen kişilerin kansere yakalanma olasılığının neredeyse hiç olmadığı gözlemlenmiştir.

Kemiklerin ihtiyacı olan kalsiyumu sağlayarak güçlenmesini destekler. ileri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik erimesi ve romatizmal hastalıkların önüne geçer. Ürik asidi azaltarak kasların sağlığını korur. Vücudun ödem ve iltihaplanmasını önler. 

Gün içerisinde çevresel etkilerden dolayı artan metalleri vücuttan uzaklaştırmada oldukça etkilidir. Vücudu toksinlerden arındırarak yenilenme sürecine destek sağlar. 

Kalorisi yüksek olmasına rağmen tokluk hissi verdiğinden kilo vermede yardımcı olur. Enerji seviyesini yükselterek vücudun yağ bağlamasının önüne geçer. 

Cilt hastalıklarından en yaygın görülen egzamaya birebir fayda sağlar. Cilt yüzeyini parlatarak hücrelerin yapısını korur. Yaşlanmanın önüne geçer. Saç dökülmesi ve yıpranmasına birebir fayda sağlar. Cilt yüzeyine sürerek ya da tüketerek bu faydaları elde ede bilirsiniz. Banyo yapmadan bir saat önce bıldırcın yumurtasını saçınıza zeytin yağı ile karıştırıp sürün ve bekletin sonra yıkayın. 

Alerjik etkisi olmadığı gibi alerjiyi de önler. Bağışıklığı serbest radikalli hücrelerden temizler. Vücudun enerji oranını artırır. Hastalıklara karşı direnci yükseltir. 

Kan basıncını dengeleyerek yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarının önüne geçer. Ancak aşırı tüketilmemesi gerekiyor. 

Sinir hücrelerini yatıştırıcı bir etkisi vardır. Bu sayede hep nörolojik hemde ruhsal hastalıklara iyi gelir. 

BILDIRCIN YUMURTASI TÜKETİMİ

Çiğ olarak tüketilmesi daha faydalıdır. Ancak uzmanlar sarı kısmındaki bir maddenin vücuttaki B vitaminlerini etkisizleştirdiğinden bu kısmın tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor.. Bir bıldırcın yumurtasını bir bardağa kırın içine ayrıca süt ve bir kaşık bal ekleyerek karıştırın. Karışım öksürük ve alerjik reaksiyonlara oldukça iyi gelir. Ayrıca vücudu kuvvetlendirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Her gün bir bardak içmek yeterli olur.

BILDIRCIN YUMURTASININ ZARARLARI VAR MIDIR?

Yüksek kalori miktarına sahip olduğundan aşırı tüketimi esnasında kötü kolesterol seviyesinin yükselmesine yol açabilir. Bu da kalp damar sağlığını olumsuz etkiler. Bunun yanı sıra böbrek üstü bezlerinin çalışma işlevselliğini düşürür. Kronik hastalığı olanlarda ise ilaçlarla beraber tüketildiğinde kötü etkilenebilir. Bir uzmana danışmadan tüketilmemesi gerekiyor.

Kalsiyum ve protein bakımından zengin olan deve kuşu yumurtası, tavuk yumurtasıyla hemen hemen aynı vitamin ve değerlere sahiptir. Sert ve sağlam bir yapıya sahip olan deve kuşu yumurtası hem tüketiliyor hem de kabuğu çeşitli alanlarda kullanılıyor. Eski mimari yapılarda güvelenmeyi önlediği için harca eklenen deve kuşu yumurtası hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Deve kuşu yumurtasının faydaları

Besin değerleri yüksek olan deve kuşu yumurtası dünyanın hem en ağır yumurtası hem de en pahalısıdır. Tat olarak tavuk yumurtasının aynısı olan deve kuşu yumurtası eski zamanlarda evlerin içindeki tavanlara sürülür ya da konulurmuş bu da örümceklerin ağ yapımını engellermiş. Bunun yanı sıra diğer haşeralardan da korurmuş. Çok sağlam kabuğa sahip olan deve kuşu yumurtası Afrika geleneklerinde tabak, çanak ve saklama kabı olarak kullanılırmış.Kadınlar ise bu kabuklardan takı ve süs eşyası yaparlarmış. Günümüzde de içerisi boşaltılarak dekoratif amaçlı kullanılır. Osmanlı zamanında ise bu kabukları özellikle Mimar Sinan eserlerini sağlamlaştırmakta ve örümcek ağlarını engellemek için kullanıldığı biliniyor. Ülkemizde Bursa, Antalya ve Kırşehir gibi şehirlerde bu yumurtaların özel yetiştiriciliği yapılır. Dünyada ise Güney Afrika, Namibya, Botsvana, Zimbabwe, Çin, Kanada, Avustralya, ABD ve bazı Avrupa ülkeler de özel çiftlikler kurulmuştur. Son olarak 2016 yılında fiyatları 50-200 arası değişmekteydi. Bu yumurtayı kırmak için genellikle testere ya da çekiş kullanılır.

DEVE YUMURTASININ FAYDALARI NELERDİR?

Doğa da bulunan protein maddesi bakımından en zengin yumurtadır. Eski yıllarda uzun yollara çıkmadan önce bu kuşların yumurtasını tüketilirmiş. Bunun nedeni ise uzun süre tok ve dinç tuttuğundan olduğu biliniyor. 

Sıfır kolesterole sahip bu yumurta kalp ve damar sağlığı için birebir fayda sağlar. Bu sayede damar tıkanıklığını önleyerek kalp krizi sirkini azaltır. 

Sodyum kandaki hücrelerin dengesiz çoğalmasını sağlayarak tansiyonun yükselmesine neden olur. Ancak deve kuşu yumurtası sodyum içermediğinden tansiyona neden olmaz.

İçerdiği antioksidan sayesinde vücudu temizlemenin yanı sıra ağız ve diş sağlığına da katkı sağlar. Özellikle tükürükteki çözücü asit oranını artırarak diş ve ağız içindeki enfeksiyon miktarını da azaltır.

Kemik ve eklem sağlığındaki temel madde olan kalsiyum bakımından da oldukça zengindir. Özellikle uzmanlar hamile, ve ergenlerin tüketmesini öneriyor. İleri yaşlarda yaşanma ihtimali olan kemik erimesi gibi durumların yaşanma riskini azaltıyor.

Arıların bal dışında ürettikleri, vitamin ve mineral değerleri yüksek propolisin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Arılar bal kovanını korumak için ürettikleri bu madde özellikle bağışıklığı güçlendirmede etkilidir. Günümüzde artan gribal enfeksiyonlarda etkili olan bal ve propolis karışımı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Propolisin faydaları nelerdir? Propolis nasıl kullanılır?

Arıların bitkiler aracılığıyla bal kovanlarının içini temizlemek ve dış etkenlere karşı korumak için ürettikleri diğer bir maddeye propolis denir. Sarı, turuncu, siyah ve kahve renkleri mevcuttur. Reçinemsi bir madde olan propolis; kayın, karaağaç ve kozalaklı ağaçlarda vardır. M.Ö. 350 yıllara kadar uzanan bir tarihçeye sahiptir. Keşfedildiği zamandan beridir alternatif tıpta enfeksiyonu önleyen en etkili besin olan propolisi Yunanlılar apse tedavisinde, Mısırlılar cesetlerini mumyalamada ve Asurlular ise yaraları temizlemede doğal ilaç olarak kullandı. Propolisi arılar kovanın dışından içeri doğru düzgün bir sisteme göre inşaa eder. Özellikle peteklerin ağızlarını kapatarak başka canlıların içeri girmesi önlenir. Güçlü bir antibiyotik etkisi olan madde dışarıdaki herhangi bir canlının temas etmesini engeller. Tıpkı bal gibi propoliste, toplanılan çiçeklere göre farklılık gösterir. Bal kovandan çıkarıldıktan sonra propolis kazınarak alınır. Bazı işlemlerden geçirilerek kullanıma uygun hale getirilir. İçeriğinde polifenoller, fenolik asitler, terpenler, steroitler, B1, B2, C ve E vitaminleri, mineraller ve aminoasitler barındırır. Bu yüzden propolis hastalıklara karşı güçlü antibakteriyel, antifungal ve antiviral etki gösterir. 

BAL VE PROPOLİS KARIŞIMI:

Oxford Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre bal ve propolisin karışımından güçlü doğal bir ağrı kesici ilaç elde ediliyor. Ayrıca güçlü bir antibiyotik olan propolis ve bal karışımının özellikle kış aylarında tüketilmesi tavsiye edilir. Artan virüs ve enfeksiyonlara karşı etkili olan karışımdan her sabah bir kaşık tüketilmelidir. Yapılan testlerde de bu gıdanın güvenirliği kanıtlanmıştır. 

İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN PROPOLİS TAVSİYESİ;

Prof. Dr. Saraçoğlu propolisin inanılmaz faydaları olduğunu belirtiyor. Bir kulak temizleme çubuğunun üzerine propolis dökülüp dudak kenarlarında çıkan uçaklara sürüldüğünde kısa sürede yok etmesini sağlar. Özellikle ağız içi enfeksiyonlarında gidermede propolis gargarasının önemli olduğunun vurguluyor. En makbul propolisin akışkan şeklinde olan propolis olduğunun altını çizer. 

PROPOLİSİN FAYDALARI NELERDİR?

Yapılan araştırmalarda propolisin saf hali vücuttaki tüm virüs, bakteri ve mantarı temizler. Bağışıklığa koruyucu bir etki sağlar. Antibakteriyel etkisi sayesinde iltihaplanmanın önüne geçer.

Bazı hayvanlardan insanlara geçen virüsler viral hastalıklara neden olur. Bu hastalıklar kişinin sağlığını ciddi boyutta olumsuz etkiler. Ancak propolisin antiviral ilaçlardan daha etkili olduğu ayrıca kimyasal içermediğinden vücut fonksiyonlarını koruyarak bu virüsleri temizlediği yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur.

Sindirimde sisteminde en hassas olan mide ve bağırsaklardaki iltihaplanmayı temizler. Mide duvarını güçlendirir. Asitten kaynaklı yaşanan mide ülseri ve delinmesi gibi riskli hastalıkları önler. Midedeki su ve asit oranını dengeler. Fazla gaz oluşumunun önüne geçerek bağırsakların işlevselliğini artırır.

Vücuttaki hücreler çeşitli etkilerle mutasyona uğrar daha sonra tümör denilen kanser başlangıcı yaşanır. Gerekli zamanda müdahale edilmediğinde kansere hatta ölüme bile neden olabilir. Ancak propolis hücrelerin yapısını koruyarak deforme olmasının önüne geçer. Antioksidan ve anti kanser özellikli propolisin: beyin, pankreas, böbrek, cilt, prostat, meme, kolon ve karaciğer gibi kanser türlerinin tedavisinde olumlu sonuçlar vermiştir.

Anti oksidan özelliği aynı zamanda cilt hastalıklarında etkilidir. Cilt hücrelerini yenileyerek yaşlanma ve kırışıklığı önler. Akne, sivilce ve siyah nokta oluşumlarının önüne geçer. Sadece cilde değil, saç köklerini de yenileyerek dökülmesini ve yıpranmasını engeller. Yanık tedavide ciltte iz kalmadan antimikrobiyal etki göstererek hızla iyileşmesini destekler.

Ağız ve diş sağlığında da oldukça etkili bir doğal ilaçtır. Tükürükteki enfeksiyonu azaltarak diş eti iltihaplanmasını ve diş kaybının önler. Çürük dişlerdeki enfeksiyonun etkisini yok eder. Özellikle ağız kokusunun önüne geçer.

PROPOLİS NASIL KULLANILIR?

Tıp, kozmetik ve gıda sanayisinde kullanılır. Aktarlarda tane halinde de bulunur. Bazı aktarlarda balla karıştırıp satılır. Tablet halinde de bulunur. Ağız içi yaralar için bir tatlı kaşığı propolisi bir beş defa gargara yapılabilir. Kronik uyku problemi olan ve bağışıklığı zayıf olan kişiler tablet hali önerilir. Özel sprey şeklinde hazırlanmış propolis ise boğaz enfeksiyonlarını azaltır. Propolis toz halde hem balla hem de yoğurtla tüketilebilir. Ancak propolis tüketilmeden önce mutlaka bir uzaman miktarı danışılmalıdır.

PROPOLİS KULLANMADAN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

Çok güçlü maddeler içeren propolis aşırı ve bir uzmana danışılmadan tüketildiğinde ciddi hastalıklara neden olabilir. Ayrıca bala alerjisi olan kişilerin bu besinden de uzak durmasında fayda var. Hamile ya da hamile kalmak isteyenlerin de tüketmeden önce uzmanlarına danışması gerekir. 

Depresyon, kalp ve damar hastalıkların mucize doğal ilacı olarak görülen safran çiçeği ayrıca yüzyıllardır saray sultanlarının güzellik sırrıdır. Güneydoğu Asya ülkelerinde sıklıkla tüketilen safran çiçeği dünyanın en pahalı baharatıdır. Ancak bir tutamı bile mucizelere neden olur. Peki Safran çiçeğinin faydaları nelerdir? Safran çiçeği çayı ne işe yarar?

Dünyanın en pahalı ama bir o kadarda şifalı çiçeği safranın sağlığımıza birçok faydası vardır. Kurutularak tüketilen bu bitki yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılmıştır. Osmanlı dönemindeki kadınların güzellik amaçlı kullandıkları bu bitkiye aynı zamanda kraliçe çiçek denir. Süsengiller ailesine ait olan safran diğer çiçeklerin aksine sonbaharda açıyor. Soğanlı bir cinsi olan safran kurutulup baharat olarak kullanılırdı. Mor yaprakları olan çiçek gıda boyası ve tatlandırıcı olarak da tüketilir. İspanya’da üretilmeye başlayan safran çiçeği, Fransa, İtalya, İran ve Türkiye’de de yetiştiriciliği yapılıyor. Ancak safranın anavatanı Güneybatı Asya topraklarıdır. Yaz aylarında toprak altında yetişen bitki sonbahara aylarında toprak üstüne doğru çıkıyor. İçeriğinde boya verici maddeler olan safranın üreticiliği bu yüzden önemlidir. Yağmur artıkça toprak altından çıkma sayısı artar. Uçucu yağ içeren safran geleneksel tedavi yönteminde kullanılan güçlü bir doğal çiçektir. 

SAFRAN ÇİÇEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– Tüketilen besinler çevresel etki ve sağlıksız yaşam tarzı gün geçtikçe kanser hastalıklarına yakalanma riskin i artırır. Ancak safran çiçeği içerdiği antikanseroen maddeler bağışıklıktaki antikorları artırarak hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Aynı zamanda sinir sistemini yeiler.

Yapılan araştırmalarda safran çiçeğini düzenli tüketen kişilerin kilo verdikleri gözlemlenmiştir. Aynı zamanda obeziteyi engelleyen en etkili alternatif bitkilerden biri olan safra kesesi antioksidan maddeler sayesinde vücudu yağlanmaya neden olan bakterilerden arındırır.

Bazı besinlerin ve duygu durumlarının ortaya çıkardığı sinir hastalıklarına da iyi gelen bu çiçek günde bir bardak çay olarak tüketildiğinde hem iştah açar hem de stresi azaltır.

Karaciğerde bazı besin ve diş faktörlerden kaynaklı ortaya çıkan yağlanmayı tedavi eder. Bu durum aynı zamanda cilt hastalıklarına da iyi gelir. Karaciğer kaynaklı yaşanan; sivilce ve akne gibi problemlerin yaşanma ihtimalini neredeyse sıfırlar. Bunun yanı sıra 250 gram safran çiçeğini, bir diş sarımsağı ve 3 yemek kaşığı zeytin yağını iyice ezin daha sonra bu karışımı temiz yüzünüze sürün. 30 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayınız. Bu karışım ciltteki yağlanmayı engeller ve gözenekleri sıkılaştırır.

Yaş ilerledikçe gözümüzdeki sarı nokta da güçsüzleşir. Bu da görme bozukluklarına neden olur. Ancak haftada bir de olsa düzenli tüketilen safran çayı göz rahatsızlıkalrı riskini azaltır.

Karaciğeri temizlediği gibi kandaki zararlı hücreleri de temizleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Safran çiçeği kalp kaslarını kuvvetlendirerek kalp hastalıklarına yakalanma oranını düşürür.

SAFRAN ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kaynatılmış suyun içerisine 500 gram kurtulmuş safranı ekleyin 30 dakika boyunca bekleyin. Daha sonra süzgeçten geçirip tüketebilirsiniz. İçeriğine rafine şeker kullanılmamalı. Ayrıca toz halde yemeklerde kullanılabilir. 

SAFRANIN YAN ETKİLERİ NELERDİR? 

Gebelik döneminde kullanılması uygun değildir. Çünkü safran aşırı kanamaya neden olur. Ayrıca ilaçlardan hemen sonra ya da önce de alınmaz. Aksi halde zehirlenmeye neden olabilir. Yapılan bazı kısım araştırmalara astım hastalarının tüketilmesi tavsiye edilmez. Aşırı tüketildiğinde kalp ve damar hastalıklarına fayda sağlayan safran, olumsuz sonuçlar doğurabilir. 

Halk dilinde basur olarak bilinen hemoroid hastalığı, pandemi sürecinde artış yaşadı. Uzun süreli oturmadan ve hareketsiz yaşamdan dolayı artan basur, yaşam kalitesini düşürdü. Kendiliğinden geçmeyen hastalıklardan biri olan hemoroid hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Basur (Hemoroid) belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır?

Hemoroid, makat çevresinde varis gibi şişmiş yumurtacıklara denir. Halk arasında bu hastalık genellikle basur olarak adlandırılır.  Özellikle sağlıksız beslenmek ve düzenli temizlenmemek bu sağlık sorununu yaşama olasılığını artırır. İki çeşit hemoroid vardır. Biri anüsün ağız kısmında oluşur ve buna eksternal denir. Bir diğeri ise kalın bağırsaklarda oluşur bu da internal hemoroid diye adlandırılır. Hemoroid toplumda 4 yetişkinde birinde görülür. Uzun bir zaman kendini belli etmeyen bu rahatsızlık ortaya çıkmaya başladığı andan itibaren kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Çeşitli nedenlerden ötürü ortaya çıkan bu rahatsızlıkla ilgili uzmanlar son olarak ameliyat yöntemine başvurular. Öncesinde ilaç ya da doğal kürlerle ortaya çıkan basur memesi denilen yumrular yok edilir. 

KORONAVİRÜS BASUR ORANINI ARTIRDI!

Makatın iç kısmı anal bölge ve içindeki damarlardan kaynaklı yaşanan basur, şiddetli ağrılara neden olur. Özellikle tuvalete çıkmayı zorlaştırdığı gibi oturma hareket etme gibi günlük faktörleri de kısıtlar. Basurun oluşma nedenlerinden biri de uzun süreli aynı yerin baskıda kalmasıdır. Yani uzun süre oturma ya da dar kıyafetler basuru tetikler. Pandemi döneminde de neredeyse 4 aya aşkın ev ortamında kalınması basurun artmasına neden oldu. Genel Cerrahi Uzman Op. Dr. Cengiz Aşcı, bu konuyla ilgili “Pandemi ile birlikte evden çalışma modeline geçilmesiyle hemoroid rahatsızlığına dair şikayetler daha fazla görülmeye başlandı. Çok uzun süre pozisyon değiştirmeden ayakta duran ya da oturan kişiler risk altında. Hareket etmeden saatlerce çalışmak hemoroid rahatsızlığına yakalanma olasılığını arttırıyor” şeklinde konuştu. 

BASUR NEDEN OLUR? 

Tuvalet alışkanlıklarında yaşanan değişiklik 

Doğum sırasında makatın fazla zorlanması

Sürekli oturan kişilerde

Hijyensiz ortamda duş alma ya da tuvalet kullanma

Pelvik bölgede genlere bağlı ya da sonradan ortaya çıkan tümör hücreleri

Bağırsak kanserlerini de aynı şekilde bu rahatsızlığa neden olur.

HEMOROİD BELİRTİLERİ NELERDİR?

Makanta kaşıntı ve şişlik,

Anüs ağzında dışkılama sırasında kanama ve şiddetli ağrılar,

Oturmada ve uzanma sırasında ağrıların artması

Makattan basurun sarkarak ele gelmesi gibi durumlar belirtiler arasında yer alır. Ancak makattan gelen her kan basurun habercisi olmayabilir. 

HEMOROİD TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Bazı hastalar makat bölgesinde yaşanan bu rahatsızlık için doktora gitmeye çekinir. Bu durum da hemoroid şişliklerinin daha hızlı çoğalıp kabarmasına neden olur. Zamanında müdahale edilmediğinden ilerleyen süreçte ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Dış hemoroid hemen teşhis edilebilir. Fakat kalın bağırsakta oluşan hemoroidin tespiti için kolonoskopi yöntemi kullanılır. Çok ciddi derecede ilerlememiş basur için ilaç tedavisi uygulanır. Ancak ileri düzeydeki basur için ise cerrahi operasyon yapılır.

HEMOROİDE İYİ GELECEK DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

ZEYTİNYAĞI VE MÜRDÜM ERİĞİ

Müdrüm eriğinin suyunu çıkartın. İçerisine bir yemek kaşığı zeytin yağ koyun. Ardından ped pamuk yardımıyla basur memelerine ve makatın dış kısmına sürünüz. Bu uygulamayı basur geçene kadar yapabilirsiniz.

LİMON SUYU

Limondaki antibakteriyeller basuru azaltır. Bir adet limonu iyice sıkın asitliğini gidermek için içerisine bir kaç damla su koyun daha sonra ped pamukla basurun olduğu bölgeye sürünüz.

SİYAH POŞET ÇAYI

Basurun makatta yarattığı şişme ve ağrıları dindiren doğal yöntemlerden bir diğeri de siyah poşet çaydır. Ilık siyah poşet çayını basurun olduğu bölgeye koyup bastırın ve böyle 10 dakika bekleyiniz. Bu uygulamayı günde iki defa yapabilirsiniz.

Güçlü bir antioksidan kaynağı olan cennet hurması ya da Trabzon hurması olarak da bilinen besin yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılır. Göz sağlığından cilt sağlığında kadar her aşanda bin bir faydası olan Trabzon hurması hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Bağışıklığı güçlendiren cennet hurması hastalıklara karşı vücut direncini de artırır. Peki Trabzon (Cennet) hurmasının faydaları nelerdir?

Çiğ olarak tüketilen Trabzon hurması aynı zamanda dondurmalarda ve tatlılarda da kullanılır. Özellikle kış aylarında tüketiminin artması konusunda tavsiyelerde bulunan uzmanlar, bu meyvenin üst solunum yolları gibi hastalıklara neden olan enfeksiyon virüslerini engellediğini vurguluyor.Abanoz ailesine ait bir ağaç türünde yetişir. Ülkemize 1920 yıllarında Fransızlar tarafından getirildi. Hatay’da yetiştirilmeye başlanan meyve daha sonra ülkenin diğer bölgelerinde de yetiştirilmeye başlandı. Görünüşü domates ve portakala benziyor. Anavatanı Çin ve Japonya olan Trabzon hurması A vitamini bakımından zengin olduğundan alternatif tıpta sıklıkla kullanılan doğal ilaç oldu. Bunun yanı sıra c vitamini, tiamin, B vitamini, ribollavin ve protein barındırır. Ayrıca içeriğinde doğal fruktoz ve sakkaroz bulunur. Sindirim sistemi hastalıklarını önleyen Cennet hurması, kilo vermek isteyenler içinde ideal meyvedir. Yapılan araştırmalarda kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürdüğü tespit edilmiştir. 

TRABZON (CENNET) HURMASININ FAYDALARI NELEDİR?

Yüksek antioksidan katein ve gallokatein maddeleri içerdiğinden vücutta dolaşan serbest radikalli hücrelerin kanserli tümörlere dönüşmesini önler. Bunun yanı sıra sağlıklı hücre sayısını artırarak vücudun direncini artırır.

Meyveler arasında askorbik asit bakımından zengin olan Trabzon hurması vücudun ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 75’ini karşılar. Bu madde sayesinde bağışıklığı artırır.  Viral enfeksiyonlar ve toksinlere karşı vücuda savunma kalkanı oluşturur. Aynı zamanda beyaz kan hücrelerinin çoğalmasını destekler.

Günlük lif ihtiyacının yüzde 30’unu karşılar. Metabolizmanın iyi çalışmasını sağlarken sindirimi kolaylaştırır. Bir Trabzon hurması 100 kaloridir. Bu yüzden diyet listelerine de eklenmesi gereken meyveler arasındadır. Kronik rahatsızlığı olmayanlar günde bir bardak Trabzon hurması tüketerek sindirim problemlerini düzenleyebilir.

Özellikle gastrit, ülser gibi rahatsızlıklar için uzmanlar kabuğunun soyularak tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Bağırsak florasındaki bakterileri dengeleyerek kabızlık şikayetine karşı da doğal çözüm sağlar.

Bazı faktörlerden dolayı ilerleyen yaşlarda ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Trabzon hurması beta-karoten, lutein, likopen ve A vitamini bakımından zengin olduğundan bu rahatsızlıkların erken yaşanmasını önler. Aynı zamanda kriptoksin maddesi yorgunluk, stres, depresyon ve göz rahatsızlığı gibi durumları azaltmada etkilidir.

Damarların genişlemesini sağlayarak kan basıncını dengeler. Böylece yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıklarının yaşanmasını azaltır. 

CENNET HURMASI NASIL TÜKETİLİR?

Uzmanlar meyvenin tamamen olgunlaşması gerektiğini hatırlatıyor. Tam olgunlaşmış cennet hurması tüm vitamin ve minerallerini barındırır. Aksi halde olgunlaşmamış cennet hurması serttir kesimi bile zordur. Ağızda farklı bir tat bırakan cennet hurması çiğnenmesi bile neredeyse imkansızdır. Yumuşak hali daha çok tercih edilen cennet hurmasından pekmez, reçel ya da pastalar için kullanılabilir. Ayrıca direkte tüketilebilir. Kullanıldığı alanda şeker gerektirmez. Her sabah tüketilen bir kaçık hurma pekmezi vücudu dinç tutar.

NOT:Aşırı tüketildiğinde karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Ayrıca kronik hastalığı olan kişilerin uzmanlara danışarak bu meyveyi tüketmesi gerekir. 

Naneden sonra en keskin ve mentol içeren çay ağacında yetişen bitki yüzyıllardır alternatif tıpta sağlık amaçlı kullanılır. Genellikle yağı çıkartılıp kullanılan çay ağacı kozmetik ve ilaç fabrikalarının ham maddesidir. Mantar ve akne için tavsiye edilen doğal ilacın başında yer alan çay ağacı hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Çay ağacı yağının faydaları nelerdir? Nerelerde kullanılır?

Yeni Zellandalı gemiciler tarafından keşfedilen çay ağacı yağının birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Çay ağıcı yağı antibakteriyel etkisi sayesinde enfeksiyonu bitirmede etkilidir. Günümüzde popüler hale gelen çağ ağacı yağı doğada bulunan ve yaraları temizleyen en saf ilaçtır. Kimi yerde çay ağacının dalları kurutarak elde edilen çay vücuttaki tüm toksinleri temizlediği akciğer ve karaciğeri yeniler. Yüzyıllar önce denizciler sefer sırasında yanlarına bol miktarda çay ağacı kabukları ve yağı alırlarmış. Kanayan dişler, bağırsak rahatsızlıkları, kas ve kemik ağrılarında tıbbı malzeme olarak kullanılır. Şimdilerde özellikle çatlaklık ve selülit tedavilerinde en çok tercih edilenler arasında yer alır. Bilim literatüründe “Melaleuca alternifolia” olarak bilinen çay ağacı, çok sık yan yana olan ormanlık alanlarda yetişir. Yaprakları bazen beyazımsı olan çay ağacı içeriğinde yüksek miktarda yağ barındırır. 

ÇAY AĞACI YAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Su ile seyriltilip tonik olarak kullanıldığında sivilceleri ve sivilce izlerinin kısa sürede geçmesini sağlar. Cildin dermis tabakasının hücrelerini yeniler. Akne ve sivilce tedavisinin yanı sıra kırışıklığa da iyi gelir. Cildi ferahlatır ve rahatlatır.

Dudak, burun kenarı ve genital bölgelerde çıkan uçuk yani herpes virüsünün neden olduğu yaraları da geçirmede etkilidir. Herpes virüsünün olduğu bölgeye ince bir taba halinde sürüldüğünde bölgeyi enfeksiyonlu hücrelerden arındırır.

Birçok cilt problemine iyi geldiği gibi çıbanları bitirmede de etkilidir. İnce bir tabaka halinde çıbana sürüldüğünde kısa sürede etkisini gösterir.

Banyo sırasında kullandığınız suyuna bir miktar ekleyerek hem vücutta bulunan tüm gözenekleri açar. Vücudun terlemesini dengeler. Böylece toksinleri bu yollarda atmayı sağlar. Buhar ile beraber karışan yağın mentollü kokusu bronşların temizlenmesinde etkili olur.

Böcek ve sinek sokmalarından sonra kullanıldığında ortaya çıkan etkili azaltır. Hatta bazı uzmanlar bir bardak su ile bir yemek kaşığı çay yağını bir spresy kabında birleştirerek özellikle yaz aylarında sık sık vücuda sıkılmasını tavsiye eder.

Çay ağacının yağı vajina ve koltuk altına sürerek buradalar oluşma ihtimali olan kötü kokuyu engeller. Ayrıca çevreye karşı doğal bir kokunuzun olmasını sağlar.

Yüksek ateş ve düzensiz beslenme ile ağız içerisinde artan iltihaplı yaralar içinde çay ağacı yağı oldukça etkilidir. Diş etinin deformasyoan uğramasını önler. Diş aralarındaki yemek kalıntılarını temizler. Tükürük içerisindeki bakterileri azaltarak ağız kokusunu önler. Diş taşı oluşumunu engelleyerek beyazlanması destekler.

Şiddetli kulak ağrıları sırasında bir damla kulak içine damlatılarak bekleyiniz. İçerisinde biriken iltihabı kısa sürede atmasına yardımcı olur. 

Sürekli tırnak kırılma ya da uzamama gibi problemler yaşıyorsanız çay ağacı sizin için tam bir şifa kaynağı olabilir. Düzenli bir şekilde tırnaklarınıza masaj yaparak uyguladığınızda tırnaklarınızın daha rahat uzamasını sağlar. 

ÇAY AĞACININ KULLANIM ALANLARI

Cilt sağlığının yanı sıra ev temizliğinde de kullanılabilir. Çay ağacı dalları kaynatılıp elde edilen su temizlik suyunun içine ekleyin. Bu karışımla evinizi sildiğiniz de uzun süreli toz tutmayı engellemenin yanı sıra evi haşeratlara karşı da evi korur. 

Küf ve rutübet tutmaya meyilli duvarları bir kaç kes çay ağacı yağıyla silerseniz. Uzun süre buranın küflenmesi engellenebilir.

Köy evlerinde sıklıkla örümcek ağları vardır. Bunun için sürekli kireçli boya yapılır. Ancak boyanın içine çay ağacı yağı da eklerseniz. Evde uzun süre örümcek ağı toplanmaz. Ayrıca sivrisinek ve sineklerde eve girmez. Çünkü çay ağacının kokusunu bu hayvanlar sevmez.

– Diş bakımı içinde çay ağacı yağı birebir faydalıdır. Ağız içindeki enfeksiyonu azaltmanın yanı sıra dişlerin beyazlamasını destekler. Aynı zamanda ağız kokusunu önler. Evdeki diş macununa çay ağacı yağı dökerek kullanabilirsiniz. 

Ülkemizde sıklıkla tatlısı yapılıp tüketilen balkabağı asılında yurt dışında yemek hatta kızartması bile yapılıyor. Özellikle Amerikalılar tarafından daha fazla tüketilen balkabağı, güçlü bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Kış aylarında bağışıklığı güçlendiren bu meyvenin tüketimini tüm uzmanlar tavsiye ediyor. Peki Balkabağının faydaları nelerdir? Tarçınlı balkabağı karışımı ne işe yarar?

Kış geldiğine göre mutfakta balkabağı yerini almaya başladı. Hemen hemen her alanda değerlendirilen balkabağı aynı zamanda yediden yetmişe herkese fayda da sağlar. İçeriğinde yüksek miktarda;  A, vitamin B, vitamin E, demir, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko, fosfor ve posadan gibi vitamin ve mineraller bulunur. Bol lifli olan bu meyve Türk mutfaklarına Osmanlı İmparatorluğu zamanında girdi. Daha öncede Anadolu’da tüketilen ancak bu kadar yaygın olmayan balkabağı, ülkemizde yeşil ve turuncu renklerde bulunur. Ancak ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde balkabağı özel bayramlarda evi süsleyen ve bereket meyvesi olarak kullanılır. İçindeki çekirdeğinin de özellikle kalp sağlığına fayda verdiği balkabağı tüketimi konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor. Balkabağını işlenmiş şekerle tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bunun yerine pekmez, tahin ya da tarçınla tüketilmesini tavsiye eder. Tatlısı sıklıkla yapılsa da çorbasının kış aylarında bağışıklığın direncini artırır. Beta- Karoten bakımından zengin olan balkabağı güz sağlığından kalbe kadar hemen hemen kış boyu birçok hastalığa karşın direnç sağlar.

BALKABAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

En etkileyici faydası alerjik reaksiyonların vücutta hareketlenmesini önleyerek vücudun direncini artırır. Bağışıklık sistemindeki serbest radikalleri temizleyerek, kış aylarında sıklıkla yaşanan grip ve nezle gibi üst solunum yolları hastalıklarını önler. Özellikle çalışanlar da daha sık rastlanan halsizlik ve stres gibi rahatsızlıkların etkilerini azaltır.

Yapılan araştırmalarda yarım su bardağı balkabağı suyu vücudun günlük ihtiyacı olan A vitamininin 2 katından fazlasını karşılıyor. Kolajen maddesinin üretimini artırarak cildin daha parlak ve genç görünümünü destekler.Kadınların kış aylarında sıklıkla karşılaştığı kuruluk problemi için fayda sağlar. Aynı zamanda kozmetik firmalarında ham madde olarak kullanılır. 

Posadan zengin bir kaynak olduğundan sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak tembelliğini engelleyerek kabızlık gibi rahatsızlığı engeller. Kilo vermek için ideal bir besin olan balkabağı, ara öğünlerinde püre haline getirip tarçınla beraber tüketildiğinde metabolizmanın işlevselliği artar. 150 gramında 30 kalori bulunan bal kabağı diyet listelerinde de ilk sıralarda yerini alır. Uzun süre tokluk hissi vermesinin yanı sıra günlük enerji sağlayarak yorgunluk ve stres gibi durumların yaşanmasını engeller. 

Güçlü antioksidan besinlerden biri olan balkabağı vücutta bulunan bakteri, virüs ve mikroplardan arındırır. Balkabağı suyu çıkartılıp içerisinde tarçın eklenerek vücuttaki mikroplar temizlenebilir. Ayrıca karaciğer ve akciğerin yüzeyindeki iltihaplanmaları önler.

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığını destekleyerek ileri yaşlarda görülme ihtimali olan göz problemlerine yakalanma riskini azaltır. Katarak ve sarı nokta hastalıklar en yaygın göz problemleridir. Göz içindeki vitamini de artırarak bunların yaşanma riskini düşürür.

– Kemik ve kas dokularını iyileştirerek hasar sırasında iyileşme hızını artırır. Kalsiyum bakımından yüksek bir miktara sahip olduğundan ideal bir besindir. 

Vücut sağlığı için gerekli olan potasyum kan basıncını düzenler. Aksi halde potasyum azaldığında artan kan basıncı, tansiyona neden olur. Bu sırayla damar tıkanıklığı, kalp krizi gibi sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Bu yüzden uzmanlar vücudun günlük potasyum alması gerektiğini belirtiyor. İki dilim kabak bu eksikliği gidermede yeterlidir. 

TÜKETİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Vitamin ve mineralinin kaybolmaması için kabuğunu soyup tüketiniz.

Uzun süre pişirmeyiniz.

Tatlısı yapıldığında rafine şeker kullanmayınız. 

Bal ve pekmez ile tüketiniz. 

Çeşitli sebeplerden ötürü toplumda her 4 kişiden 3’ünde görülen kusma bir sindirim sistemi sorunudur. Öğürerek gerçekleşen ve mideden ağza yükselen besinlerin dışarı atılmasına denilen kusma bir hastalık değil rahatsızlıktır. Genellikle de hastalık akabinde ortaya çıkar. Kişinin yaşam kalitesini düşürür. Peki kusma neden olur? Kusmayı önleyen doğal yollar nelerdir?

Her kişinin yaşamının bir döneminde yaşadığı kusma sağlık sorunu farklı hastalıkların bir semptomudur. Mide bulantısı akabinde gerçekleşen kusma da tüketilen besin ve yiyecekler ağız yoluyla atılır. Kusma isteği midenin hasar almasından sonra sinir uyarıcılarının midedeki kontrol merkezini harekete geçirmesinden sonra mide kaslarının yemek borusuna doğru besinleri atması buradan da genize kadar yükselmesine yol açar. Kısaca kusma,  vücudun istemediklerini atması olayıdır. Bazı insanlarda kusma hemen gerçekleşmez bu yüzden uzun süre mide bulantısı yaşanır. Çünkü kusma işleminde yukarı çıkan besinler mide ve yemek borusunun kesiştiği yerdeki kapağın açılması ile yukarı çıkar. Bazı insanlarda kas sisteminin gücü bu kapağı açamadığından uzun süre mide ağrısı yaşar. 

KUSMA NEDEN OLUR?

– Zehirlenme 

– Uzun yolculuklar

– Deniz araçlarında yaşanan sarsıntı

– Yüksek oranda nikotin ve kafein alma

– Vücuda girmiş virüs ya da bakteriler

– Yüksek ateş sonrası mide kaslarının hasar alması

– Böcek ısırmaları

– Yanlış ilaç tüketimi

– Mide rahatsızlıkları; ülser, üşütme ve reflü

– Gebelik aşamasında vücuttaki komplikasyonların değişmesi sonucu

– Narkoz ve aneztezi uygulamalarıyla yapılan cerrahi operasyonlar sonrası kusma meydana gelebilir.

KUSMAYI ÖNLEYEN DOĞAL YOLLAR NELERDİR?

– Özellikle yolculuklar esnasında yaşanan kusmaya derin derin nefes alma iyi gelir. Ağızdan ya da burundan derin derin bir kaç kes nefes alındığında sinir sistemi yatışır. Beyindeki hareket merkezi komutu bununla beraber kusma hissini unutur. 

– Kesin olmayan ancak uzmanların çoğunun önerdiği bir diğer etkili yöntem ise az tuzlu krakerdir. Krakerler mide asidinin dalgalanmasını azaltarak kasılmaları önler. 

– Vücutta belli rahatlama merkezleri vardır bunlardan biri kol bilekleri ve baş parmağa doğru olan avuç içi kısmıdır. Buraları yavaş yavaş ovuşturmak sinirleri yatıştırır. Buzlar beraber ovuşturmanın daha etkili olduğu bazı alternatif tıp uzmanları tarafından hatırlatılıyor.

– Kusma isteği sırasında bunu durdurmak yerine kusmanın daha faydalı olacağını söyleyen uzmanlar bir iki kere yaşanmasında problem olmaz ancak devamının gelmemesi için hemen ardından yavaş yavaş su tüketilmesini önerir. 

– Limonata, nane çayı ve zencefilde kusmayı önleyen en etkili doğal besinlerdir. Bilimsel olarak kesin kanıtları olmamasına rağmen alternatif tıp uzmanlarının mideyi rahatlattığını söylediği bir diğer doğal besin ise rezene çayıdır. 

– Muz ve elma da içerdiği lif sayesinde sindirim sistemi yani yemek borusu ve midenin fonksiyonlarını düzenler. 

– Asya kültüründe ise kusmayı önlediği düşünülen en doğal ilaç pirinç lapasıdır. Az yağlı yapılan pirinç lapasının midenin hızla kasılmasını önlediğini hatırlatır.