Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Uzak doğu mutfağının eşsiz lezzetlerinden biri olan kakulenin insan sağlığına da birçok faydası vardır. Vücuttaki tüm toksinleri temizleyen kakule hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Güçlü bir vitamin ve mineral deposudur. Günümüzde popüler hale gelen kakule kahveye eklenip tüketildi. Peki kakulenin faydaları nelerdir? Haberin detayında kakuleye ait merak edilenleri bulabilirsiniz.

Vitamin ve mineral takviyesi olarak tüketilen kakule zencefil ailesine aittir. Yemeklerde ve tatlılarda baharat olarak kullanılan kakulenin ayrıca çayı da yapılır. Hindistan, Malezya ve Nepalgibi ülkelerde yaygın tüketilen kakule genellikle baharat olarak kullanılır. Bu ülkelerden diğer ülkelere ithal edilen bitki tat vermek amaçlı hemen hemen her alanda kullanılır. Ülkemizde yetişme koşulları bulunmayan kakule ithal edilerek marketlerde satılır. Yıl boyu yeşil kalan kakule bitkisi çiçek açtıktan sonra sarı bir tonda da görülür. İçeriğinde A, C vitaminlerinin yanı sıra sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, manganez, fosfor ve magnezyumgibi maddeler barındırır. Yüksek antioksidan içeriği sayesinde de vücuttaki tüm toksinleri idrar ve dışkılama yolu ile atar. Nepal, Vietnam, Kmboşya ve Sri Lanka gibi ülkelerde sıkça kullanılır. Bu ülkelerde önemli misafirlere kakule çayı ikram edilmesi gelenektir. 

KAKULE KULLANIM ALANI

Türk kahvesi sevenler için farklı bir lezzet olan kakule, yapım esnasında öğütülerek eklenir. Yapanların çoğu kahvenin makine yerine cezvede yapılmasının daha güzel olduğunu söylüyor. Kahveye kattığı aroma ve hoş kokunun yanı sıra daha faydalı hale gelir. Bunun yanı sıra toz hale gelen kakule keklere eklenebilir. 

KAKULENİN FAYDALARI NELERDİR?

İçerdiği fosfor sayesinde mide asidini düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. Gıda atıkları sonrası mide ve bağırsaklarda oluşan gazın giderilmesini sağlar.

Uzmanlar adet dönemindeki kadınların şiddetli sancılarını azaltmak içinde kakulenin etkili olduğunu vurguluyor. 

Psikolojik durumlarla baş etmede yardımcı olur. Özellikle kaygı, depresyon, panik atak ve stres gibi rahatsızlıklar için gece yatmadan önce bir bardak kakule çayı içilmesinde fayda var. 

Kandaki yararlı hücreleri dengeleyerek yüksek tansiyon riskini azaltır. Ayrıca damarların tıkanmasını da engelleyen kakule kap rahatsızlıklarına yakalanma riskini azaltır. 

Antimikrobiyal özelliği sayesinde vücuttaki iltihapları temizler. Kas ve kemiklerdeki ödemin yaşanma ihtimalini azaltır.

  Aynı zamanda ağız içerisindeki enfeksiyonları azaltarak dişlerin çürümesini ve ağız kokusunu engeller. 

Mevsim geçişlerinde ortaya çıkan üst solunum yolu hastalıklarına bağlı oluşan boğaz iltihaplanmalarına da fayda sağlar.

Yüksek magnezyum sayesinde kandaki şekeri dengeler. Bu nedenle diyabet hastalarının tüketmesi gereken besinlerin başında gelir. 

Yapılan araştırmalarda kakule tohumunun içerisinde bulunan anti-inflamatuar bağışıklığı güçlendirerek kanser hücrelerini azaltır.

KAKULE ÇAYI NE İŞE YARAR?

Kaynamış bir bardak suyun içerisine bir tatlı kaşığı kakule tozu atınız. 10 dakika demlenmeye bırakınız. Süzdükten sonra bir çay kaşığı bal ekleyerek içiniz. Kakule çayını özellikle yoğun iş temposundan sonra bir bardak tüketilerek azalan serotonin hormonunun yükselmesine yardımcı olur. Aynı zamanda baş ağrısını azaltır. Adet dönemlerinde yaşanan şiddetli kramp ağrılarının yaşanmasını önler. Mide bulantısı gibi durumlarda tüketilmesi tavsiye edilir. Diş enfeksiyonun çoğalmasının önüne geçer. 

Uzak doğu mutfağının eşsiz lezzetlerinden biri olan kakulenin insan sağlığına da birçok faydası vardır. Vücuttaki tüm toksinleri temizleyen kakule hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Güçlü bir vitamin ve mineral deposudur. Günümüzde popüler hale gelen kakule kahveye eklenip tüketildi. Peki kakulenin faydaları nelerdir? Haberin detayında kakuleye ait merak edilenleri bulabilirsiniz.

Vitamin ve mineral takviyesi olarak tüketilen kakule zencefil ailesine aittir. Yemeklerde ve tatlılarda baharat olarak kullanılan kakulenin ayrıca çayı da yapılır. Hindistan, Malezya ve Nepalgibi ülkelerde yaygın tüketilen kakule genellikle baharat olarak kullanılır. Bu ülkelerden diğer ülkelere ithal edilen bitki tat vermek amaçlı hemen hemen her alanda kullanılır. Ülkemizde yetişme koşulları bulunmayan kakule ithal edilerek marketlerde satılır. Yıl boyu yeşil kalan kakule bitkisi çiçek açtıktan sonra sarı bir tonda da görülür. İçeriğinde A, C vitaminlerinin yanı sıra sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, manganez, fosfor ve magnezyumgibi maddeler barındırır. Yüksek antioksidan içeriği sayesinde de vücuttaki tüm toksinleri idrar ve dışkılama yolu ile atar. Nepal, Vietnam, Kmboşya ve Sri Lanka gibi ülkelerde sıkça kullanılır. Bu ülkelerde önemli misafirlere kakule çayı ikram edilmesi gelenektir. 

KAKULE KULLANIM ALANI

Türk kahvesi sevenler için farklı bir lezzet olan kakule, yapım esnasında öğütülerek eklenir. Yapanların çoğu kahvenin makine yerine cezvede yapılmasının daha güzel olduğunu söylüyor. Kahveye kattığı aroma ve hoş kokunun yanı sıra daha faydalı hale gelir. Bunun yanı sıra toz hale gelen kakule keklere eklenebilir. 

KAKULENİN FAYDALARI NELERDİR?

İçerdiği fosfor sayesinde mide asidini düzenleyerek sindirimi kolaylaştırır. Gıda atıkları sonrası mide ve bağırsaklarda oluşan gazın giderilmesini sağlar.

Uzmanlar adet dönemindeki kadınların şiddetli sancılarını azaltmak içinde kakulenin etkili olduğunu vurguluyor. 

Psikolojik durumlarla baş etmede yardımcı olur. Özellikle kaygı, depresyon, panik atak ve stres gibi rahatsızlıklar için gece yatmadan önce bir bardak kakule çayı içilmesinde fayda var. 

Kandaki yararlı hücreleri dengeleyerek yüksek tansiyon riskini azaltır. Ayrıca damarların tıkanmasını da engelleyen kakule kap rahatsızlıklarına yakalanma riskini azaltır. 

Antimikrobiyal özelliği sayesinde vücuttaki iltihapları temizler. Kas ve kemiklerdeki ödemin yaşanma ihtimalini azaltır.

  Aynı zamanda ağız içerisindeki enfeksiyonları azaltarak dişlerin çürümesini ve ağız kokusunu engeller. 

Mevsim geçişlerinde ortaya çıkan üst solunum yolu hastalıklarına bağlı oluşan boğaz iltihaplanmalarına da fayda sağlar.

Yüksek magnezyum sayesinde kandaki şekeri dengeler. Bu nedenle diyabet hastalarının tüketmesi gereken besinlerin başında gelir. 

Yapılan araştırmalarda kakule tohumunun içerisinde bulunan anti-inflamatuar bağışıklığı güçlendirerek kanser hücrelerini azaltır.

KAKULE ÇAYI NE İŞE YARAR?

Kaynamış bir bardak suyun içerisine bir tatlı kaşığı kakule tozu atınız. 10 dakika demlenmeye bırakınız. Süzdükten sonra bir çay kaşığı bal ekleyerek içiniz. Kakule çayını özellikle yoğun iş temposundan sonra bir bardak tüketilerek azalan serotonin hormonunun yükselmesine yardımcı olur. Aynı zamanda baş ağrısını azaltır. Adet dönemlerinde yaşanan şiddetli kramp ağrılarının yaşanmasını önler. Mide bulantısı gibi durumlarda tüketilmesi tavsiye edilir. Diş enfeksiyonun çoğalmasının önüne geçer. 

Arıların polenlerden aldıkları ve ortaya çıkardıkları sadece bal değil aynı zamanda bir kaç çeşit daha besin kaynağı üretirler. Bunlardan biri de arı ekmeğidir. Arı ekmeği arıların bal yaptıkları peteklerde bal ve balmumu karşımı ile oluşur. Sizler için vücudu nerdeyse yenileyecek kadar güçlü olan bu besin kaynağı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Arı ekmeğinin faydaları nelerdir?

Doğada insanoğluna en fazla besin kaynağı sağlayan arılar, depoladıkları polenleri sadece bal dönüştürmezler. Aynı zamanda bal yapımı için kurdukları pedeklerde kendilerininde beslenmeleri için besin kaynağı salgılar. Buraya salgıladıkları madde bal ve balmumu ile karıştığında karabiber taneleri büyüklüğünde yeni bir besin ortaya çıkar. Zamanla ortaya çıkan bu besin kaynağına ise arı ekmeği denir. Karışımı fermente olduktan sonra tüketilebilir hale gelir. Arı çiftçileri tarafından fark edilen bu yeni kayunak son yıllarda popüler olmaya başladı. Ancak aslında yüzyıllardır doğa ile iç içe olan birçok insan tarafından bu besin kaynağı bilinmekteydi. Hatta bazı alternatif tıp uzmanları özellikle hücreleri yenileyen arı ekmeğini kanser hastalıkları tedavilerinde doğal besin oalrak önermektedir. Bilim literatüsünde arı ekmeğine perga denir. Petek yuvalarında karışım fermente olduktan sonra kullanıma hazır hale gelir. Polenlerden elde edilmesine rağmen arı tarafından ezimlenerek yeniden salgılandığı için arı ekmeği yüksek miktarda vitamin ve minerallere sahiptir. Portein, lipid, karbonhidrat, laktik asit, pantotenik asit, sakkaroz, amilaz, fosfataz gibi mineralleri barındırı. Bunun yanı sıra C, B1, B2, E, H ve  K vitaminleri içerir.

ARI EKMEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– Arılar peteklerin etrafına yaptıkları bu ekmeği aslında kendi kışlık enerji ihtiyaçları için depolar. Kışı nektar ya da polen bulamayan arılar bu besinle beslenerek yeniden bal üretir. Bu güçlü besin kaynağı insanoğlu tarafından ise sütle karıştırılarak tüketilebilir. Ya da su ile kaynatılarak içilir. Özellikle kışın tüketilen bu besin kaynağı mikropları ve virüsleri öldürür. Bağışıklığı güçlendirerek kış boyu tıpkı arılardaki gibi insan da enerji sağlar.

– Yapılan bazı araştırmalarda arı ekmeğinin özellikle karaciğerin yenilenmesinde fayda sağladığı ortaya çıkarılmıştır. Karaciğerin hızla yenilenemsini sağlayan bu besin kaynağı aynı zamanda cilt sağlığına ve diğer organların daha sağlıklı işlev görmesine de destek olur.

– Güçlü bir K vitamin kaynağı olan arı ekmeği zihinsel aktiviteye destek olur. Beyinsel fonksiyonları artıran arı ekmeği sinir sistemindeki deforme olan hücreleri de kısa sürede iyileştirir. Böylece sadece hafızaya değil aynı zamanda depresyon ve stres gibi ruhsal hastalıklarında yaşanmasını önler.

– Laktik asit barındıran arı ekmeği kas ve kemiklere de fayda sağlar. çocukluktan itibaren tüketildiğinde herhangi bir komplikasyon esnasında hızlı iyileşmeye destek olur. Ayrıca ileri yaşlarda görülen kas ve kemik sorunlarını da azaltır. 

– İçerdiği lif sayesinde meilimi koaly olan arı ekemği sindirim sistemine de olumlu katkılarda bulunur. Metabozlimayı güçlendirir. Sindirim sisteminin kişinin yaş ortalamasında daha hızlı çalışmasını sağlar. 

ARI EKEMĞİ NASIL TÜKETİLMELİDİR?

Genellikle su, süt, yoğurt gibi besinlerle beraber tüketilir. Bunun yanı sıra bitki ya da siyah çayla beraberde tüketilebilir. Sabah kahvaltılarda tüketilmesi önerilir. Yetişkinler ortalama 8 -10 tane tüketebilirken 2 yaş ve üzeri çocukların 3-4 tane tüketmesi tavsiye edilir.

Geçtiğimiz yılın son aylarında Çin’de ortaya çıkan kısa sürede Dünya genelinde pandemiye neden olan kovid 19 virüsü doğal yaşam akışını bozdu. Kronik hastaların yaşam oranını düşüren sağlıklı insanlarda ise ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Testi pozitif olan vatandaşların özellikle beslenmelerine dikkat etmeleri konusunda uzmanlar uyuarıda bulunur. Peki Kovid-19 testi pozitif olanlar nasıl beslenmelidir?

Solunum yoluyla bulaşan Kovid- 19 virüsü 2019 yılının son aylarından itibaren ortaya çıktı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından ise 2020 yılının Mart ayı itibariyle pandemi ilan edildi. Kronik hastaları daha çok olumsuz etkileyen koronavirüs aslında genel olarak bağışıklığı zayıf her birey için tehlikelidir. Koyulan sağlık kurallarının yanı sıra bağışıklığında güçlenmesi gerekir. Uzmanların genelinin sık sık uyardığı bağışıklık sistemimiz ise virüslere karşı vücudumuzdaki tek koruma kalkanıdır. Ancak sadece virüse karşı bağışıklığı güçlendirmek yetmez. Aynı zamanda virüse yakalanmış insanlarında bağışıklıklarını güçlü tutması şarttır. Bu sayede vücudumuz virüsle daha iyi mücadele ederek hızla iyileşmeyi sağlar. Koronavirüse karşı kesin çözüm değildir. Ancak alternatif ve etkili yollardan biridir. Bu yüzden özellikle virüse yakalananların izole oldukları sırada beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir. 

KOVİD-19 TESTİ POZİTİF OLANLAR NASIL BESLENMELİDİR? 

Koronavirüs testi pozitif çıkanların hepsi hastanede tedavi edilmez. Vücudunda az oranda virüs tespit edilen ya da grip gibi atlatanlar uzman kontrolünde evde izole olmaları sağlanır. Bu sırada ise vücut az miktarda da olsa virüsle savaşırken bazı sağlık komplikasyonları yaşar. Bunun için bağışıklık sisteminin güçlenmesi için vitamin ve antioksidan bakımından zengin bir beslenme şekline sahip olması gerekir. Ayrıca bunun yanı sıra egzersiz de önemlidir. Bol su tüketimini de unutmamakta fayda var. İzole sırasında vücudun direncinin artması ve ruhsal olarak enerjik hissetmek her hastalıkta olduğu gibi koronavirüs tedavisinde de gereklidir. Öncelikle vücudun direncini artıran protein ayrıca sindirim sistemi için lif ve hücrelerin daha sağlıklı çalışması için vitamin, antioksidan bakımından zengin besinler tüketilmelidir. 

VİRÜSLERİ AZALTAN SAĞLIKLI BESLENME ŞEKLİ 

– Vücut direnci için en temel kaynak proteindir. Bunun içinde kırmızı ve beyz et tüketimini arttırmakta fayda var. Kas ve kemik sistemini de güçlendiren protein hastalığın şiddetini de azaltır. Et tüketemeyenler mantar gibi besinleri tüketebilir. Ayrıca yumurta ile de destek verilebilir. Hastalar bu dönemde genellikle iştahsız olurlar. Bu yüzden besinlerin çorba tarzında alınması tavsiye edilir. 

– Omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan balık ve ıspanak gibi besinlerde virüsün etkilediği sinir sisteminin kısa sürede iyileşmesini destekler. Bu da hastanın beyin ve ruhsal olarak daha dinç olmasını sağlar. 

– Lif bakımından zengin olan kayısı ve şeftali de sindirim sisteminin çalışmasını sağlayarak hastanın virüsü bu yolla hızla atmasını sağlar. Bunun yanında ise hastanın günde mutlaka 3 litreye yakın su tüketmesi gerekir. Böylece hasta daha hızlı bir iyileşme sürecine girer. Ayrıca yeşil sebzeleri kuru baklagiller ve ekmekte lif bakımından zengindir. Ancak tüketirken miktarlarına dikkat edilmesi gerekir. Uzmanların çoğu bununla beraber egzersiz kısa yürüyüş ya da hareket yapılması gerekir. 

– Öğün aralarında mutlaka mevsimine uygun meyveler eklenmelidir. Meyvelerin çoğunda antioksidan bulunur. Antioksidanlar bağışıklık sistemindeki antikorların sayısını çoğaltarak virüslerin yok olmasını sağlar. Etkilerini de azaltarak virüsün akciğere ya da kana karışmasını önler. 

– Soğan, sarımsak ve maydanoz virüsün ortaya çıktığından itibaren uzmanların tüketilmesi konusunda ısrar ettikleri besinlerin başında gelir. Güçlü antioksidan olan bu besinlere ek salatalık, nane ve fesleğen gibi besinlerde dahil edilmedir. Vücut sağlıklı besinleri düzenli tükettikçe virüslere karşı savaşı da bir o kadar hızlı olur. 

– Ayrıca probiyotik bakımından zengin olan ev turşusu ve yoğurtta etkili besinlerden biridir. 

Çoğu kimsenin bilmediği ruşeym buğdayın tanesinin içinde bulunur. E vitamini bakımından zengin olan bu bölgeden özel un elde edilerek hamur yapılır. Bazı yörelerde ise ince buğday kıvamına getirilerek tüketilir. Bir ton buğdaydan sadece 1 kilo çıkartılabilen ruşeym B vitamini kompleksi kaynağıdır. Peki Ruşeym nedir ve nasıl elde edilir? Ruşeymin faydaları nelerdir?

İnsanlık tarihiyle hemen hemen aynı olan buğday besininden elde edilen ruşeyme buğday ruşeymi de denir. Karbonhidrat bakımından zengin olan buğday vücut sağlığı için gereklidir. Ancak bazı insanlara içerdiği gluten maddesi alerjiye neden olur. Tıpkı buğdaydaki gibi ruşeymde de bulunana glutenden dolayı uzmanlar çölyak hastalığı olanların uzak durması gerektiği konusunda uyarıyor. Çoğu insan ruşeymin ne olduğunu bilmiyor. Buğdayın en üst kısmında embiryo gibi görülen ruşeym eski çağlardan beri ayırtılarak tüketilir. Şimdilerde yeniden popüler olan ruşeym, buğdayın yeşermesi ve çoğalmasını sağlar. Doğru şartlarda toplanması gereken ruşeym yanlış bir toplamada hızla kaybolabilir. Çok küçük olan bu besinin içeriğinde protein ve magnezyum ciddi miktarda fazla bulunur. Doyurcu etkisi sayesinde bazı diyetisyenler tek öğün programlarda önerir. Buğdayda daha fazla lif içerdiğinden sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasını sağlar.  Ayrıca doymamış yağ asitleri içeren ruşeym kolesterol oranını düşürerek kalp ve damar hastalıklarının oluşmasını engeller. 

RUŞEYMİN FAYDALARI NELERDİR?

– E ve B vitaminleri bakımından zengin olan ruşeym cilt sağlığı için inanılmaz faydalar sağlar. Özellikle hücrelerin hızla yenilenmesini destekleyen ruşeym yaşlanmayı geciktirir. Bunun yanı sıra B vitaminleriyle organlardaki hücreleri de yenileyerek fonksiyonlarını artırır. Hücrelerin mutasyona uğramasını böylece tümör oluşumunu engeller.

– Kan basıncını ve şekerini dengeleyerek hızlı acıkmaların önüne geçer. Folik asit bakımından zengin olan tatlı gibi aniden gelen krizleri önleyerek kişinin aşırı yemek yemesini önler. 

– Güçlü bir karbonhidrat kaynağı olduğundan vücudun enerji oranını yükseltir. Sürekli enerjik hissetmenizi sağlar. Uzmanlar bu yüzden spor öncesi tüketilmesi gereken besin olduğunu vurgular.

– İçerdiği zengin minareller sayesinde saç dökülmesinin önüne geçer. Saç köklerini güçlendirdiği gibi tırnakları da güçlendirir. Tırnak ve saç kaybını önler. 

RUŞEYM NASIL TÜKETİLİR?

Buğdaydan ayrıştırıldıktan sonra genellikle ince bulgur gibi öğütülür. Bu yüzden kefir, ev yoğurdu ya da taze sütün içine eklenerek tüketilir. Sabah kahvaltılarında pişirilerek lapa kıvamına getirilerek de tüketimi tercih edilebilir. Ancak en sık şekil de ekmeği yapılır. Bazı diyetisyen uzmanları diyet yapanlar için hazırlanan ekmek yada kurabiyelerin içine eklenebileceğini öneriyor. 

Cilde teması esnasında ciddi bir kaşınmaya neden olan ısırgan otu doğru tüketildiğinde aslında sağlığa birçok faydası vardır. Özellikle vücuttaki serbest radikallerin temizlenmesinde fayda sağlayan ısırgan otu hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Uzmanlar genellikle doğru şekilde toplanıp kurutup çay olarak tüketilmesini tavsiye eder. Peki Isırgan otunun faydaları nelerdir?

Bilimsel literatürde “Urtica dioica” olarak bilinen ısırgan otu, otsu çok yıllık çiçekli bitki ailesine aittir. Yüzyıllardır bitkisel tedavide kullanılan ısırgan otunun insan sağlığına birçok faydası vardır. Isırgan otuna çıplak elle dokunulduğunda yakan ve kaşındırır. İlkbahar aylarında yeşermeye başlayan ısırgan otunun yüzeyinde ince dikenler vardır. Bu dikenlerdeki formik asit ve histamin maddeleri cilt de temas ettiği esnada buradaki hücrelerin mutasyonunu bozarak kaşınma ve dökülmeye neden olur. Isırgan, otunun meyvesi vardır. Fındık görüntüsünde olan bu meyvelerden yağ elde edilir. Bu yağ genellikle kozmetik ve sağlık sektöründe kullanılır. Cilt yüzeyindeki elastik yapıyı yenileyerek kırışıklığı ve yaşlanmayı geciktirir. Isırgan otunun içeriğinde flavonoit bileşikler, mineral maddeler, lutein ve karotenoit bileşikler diüretik etki göstererek zayıflamaya yardımcı olur. Eski toplumlarda sadece geleneksel tıpta değil aynı zamanda gıda, çay ve tekstilin ham maddesi olarak da kullanılır. 

ISIRGAN OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Vücudun sağlıklı işleyişi ni olumsuz etkileyen toksinleri bir saat içerinde vücuttan atar. Aynı zamanda bağırsak florasını dengeleyerek sindirimi kolaylaştırır.

Çözücü ve yakıcı madde içeren bu ot, mesane ve böbreklerdeki taş kum oluşumunu önleyerek ciddi yaşamsal rahatsızlıkları önler. Aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonunu önler.

İçerdiği C vitamini ve demir maddesi sayesinde kan hücrelerini dengeler. Kan hücrelerini artırarak dolaşımı kolaylaştırır. Bunun yanı sıra yaralanmalarda oldukça etkili bir ottur. Kan dolaşımı düzenlediğinden damar tıkanıklığını bunun akabindede kalp hastalıklarına yakalanma oranını azaltır. 

Yapılan araştırmalarda bu otun alerjik hastalıklara karşı olumlu etkisi olduğu ortaya çıkarıldı. Ekstrakt birleşimleri içeren ot alerjik hücrelerini azaltır. Sıklıkla alerjik reaksiyon yaşayanlar için uzmanlar bu otun çayından bir bardak içmelerini önerir. 

Alerjik hastalıkların yanı sıra solumun sorunlarına da iyi gelir. Özellikle mevsimsel geçişlerde yaşanan nezle ve grip gibi hastalıkların riskini azaltır.

Anti inflamatuar özelliği sayesinde kronik kas ağrılarını azaltır ve gut tedavisinde oldukça etkilidir. 

İçeriğinde bol miktarda mineral ve kalsiyum içerdiğinden kemiklerdeki dokuları onarır. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik erimesi ya da kemik rahatsızlıkların yaşanma olasılığını düşürür. Bunun yanı sıra eklem ve kas ağrılarına iyi gelir. Uzmanlar romatizma ve kireçlenme hastalarına doğal tedavi olarak önerir. Eklem ağrıları için suda kaynatılan ısırgan otu masaj yapılarak ağrının olduğu bölgeye uygulanır.

Lohusa dönemindeki kadınların süt oranını artırır. Aynı zamanda anne sütünün kalitesini olumlu etkiler. Kullanmadan önce bir uzmana danışılmalıdır. 

Akne ve sivilce oluşumunu önler. Yüksek antioksidan içerdiğinden ciltteki deforme hücreleri azaltır. Lekelere karşı anti-aging etkisi vardır. Genele olarak suyu tonik olarak kullanılır. Bunun yanı sıra saç dökülmesini de önleyen önemli bir besindir. Kafa derisindeki hasarlı hücreleri azaltarak kepek oluşumunu önler. 

ISIRGAN OTU ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kurutulan bir yemek kaşığı ısırgan otunu kaynayan suda 10 dakika bekletin süzdükten sonra tüketiniz ya da kullanınız. Isırgan otu kaynatıldığından vitamin ve mineral değerlerini kaybetmediğinden rahatlıkla tüketilebilir. 

ISIRGAN OTUNUN ZARARI VAR MIDIR?

Adet döngüsünü etkilediğinden hamile kadınların tüketmesi uygun görülmez. Bunun yanı sıra emziren kadınların da tüketmesi sakıncalıdır. Kanın basıncını artırabildiğinden aşırı tüketildiğinde yüksek tansiyona neden olur. Ayrıca kan inceltici ilaç kullananlarında uzak durması gerekir. İçerdiği maddeler güçlü olduğundan bir uzmana başvurulması daha faydalıdır. Aksi halde faydalı olan özellikleri bile ciddi hastalıklara neden olur. 

Vitamin ve mineral bakımından zengin olan bademin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Balık ve cevizden sonra omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan besinler arasında yer alan badem kalp ve damar hastalıklarına fayda sağlar. Peki bademin faydaları nelerdir? Badem hangi hastalıklara iyi gelir? Çiğ badem nasıl tüketilmeli? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Ağaçta yetişen badem şeftali ailesine bağlı bir meyvedir. Dış çevresi sert içi ise tatlı ve etlidir. Kuru yemiş olarak tüketilen badem, Asya ülkelerine özgüdür. Bilim insanlarının üzerinde en çok araştırma yaptığı meyve olan badem, kavrularak da tüketilir. Arkeolojik çalışmalarda en eski tüketilmeye başlanan meyve türü olduğu kanıtlanan badem, olgulaşınca kendiliğinden düşer. Acı olan bademlerin genellikle yağı çıkartılır. Çünkü acı bademde daha fazla çözücü ve antiseptik madde bulunur. Bu maddeler özellikle cilt ve saç hücrelerine fayda sağlar. Diş, taş, nurlu, gababağ, acıpayam ve şeytan gibi çeşitleri vardır. Meyvesi çağla olarak tüketilir. Bileşiminde %54 yağ, %16,9 nişasta bulunuyor. E vitamini bakımından doğada bulunan en zengin besindir. Yapılan araştırmalara göre en etkili olan besin olduğu kanıtlanmıştır. Başka bir araştırmada safra taşlarının oluşumunu önlediği gözlenmiştir. Ezme olarak tüketilen badem ayrıca, tatlıların baş tacı malzemedir. Çiğ halde tüketilen badem kavrulmuşa göre daha fazla fayda sağlar. Uzmanlar sabah kahvaltısında 4 tane çiğ badem yiyerek gün boyu yaşanma ihtimali olan stres ve yorgunluk gibi ruhsal rahatsızlıkların yaşanma olasılığını sıfıra düştüğünü vurguluyor. 

BADEMİN FAYDALARI NELERDİR?

Doymamış yağ bakımından zengin olan badem kötü kolesterol seviyesini düşürür. Böylece kalp ve damar hastalıklarının önüne geçer. Aynı zamanda içeriğindeki lif sayesinde damardaki toksinleri temizler.

E vitamini sayesinde cildin adete yenilenmesini destekler. Çiğ bademin vücuttaki hücreleri yeniler. Yaşlanma ve kırışıklığın önüne geçer. Saç derisine kadar vitamin sağlayarak daha parlak canlı görünmesini sağlarken bir yandan da dökülmesini engeller.

İnsan vücudunun bazı organların çalışması için günlük magnezyuma ihtiyaç duyar. Günde tüketilen bir avuç çiğ badem bu vitaminin yüzde 50’sini karşılar. Bu eksiklik sayesinde vücudun direnci artar. Sinir, sindirim ve bağışıklık gibi sistemlerin daha iyi çalışması sağlanır. 

Sağlıklı kilo vermede birinci sıralarda yer alan besindir. Yağ ve kalorisi yüksek olmasına rağmen gün ortasında tüketilen bir avuç çiğ badem günün geri kalanında açlık hissi vermez. Ayrıca enerji seviyesini artırır.

İçerdiği yüksek fosfor sayesinde de kemik oluşumu ve iyileşmesini sağlar. Uzmanlar bu özelliği sayesinde hamile ve gelişim çağındaki kişilerin çiğ badem tüketmesini önerir.

Sinir sistemini sağlıklı işlemesini desteklediğinden bayinin daha konsantre çalışmasını sağlar. Ayrıca hafızayı güçlendirdiğinden unutkanlık hastalığının önüne geçer.

Uzmanlar 4 çiğ badem ile beraber bir bardak ballı süt içildiğinde yukarıda sayılan faydaların daha fazla olacağını vurguluyor. Kan dolaşımı sağlayan bu besinler kişinin direncini artırır. 

ÇİĞ BADEM NASIL TÜKETİLMELİ?

Tuz da kavrulmuş bademin aksine içeriğindeki vitamin ve mineralleri daha saf barındırır. Özellikle demir ve E vitamini eksikliğini gidermek için vazgeçilmez doğal besinlerden biridir. Ayrıca kandaki kötü kolesterol seviyesini en aza indirir. Damarlarda besinlerden kaynaklı birikmeyi önler. Kandaki şeker düzeyini düzenlediğinden şeker hastalarına da fayda sağlar. Günde tüketilen 4 çiğ bademi vücudun enerjisini yükseltir. 

ÇİĞ BADEM VE SÜT KARIŞIMI NE İŞE YARAR?

Çiğ bademleri blendrdan geçirin. 3 bardak süt ile beraber iyice kaynatın. Bir kaşık vanilya tozu da ekleyerek 10 dakika daha kaynadıktan sonra ocaktan alın. Bir kere daha blendrdan geçirin. Akşam yatmadan bir saat önce bir bardak tüketin. Hazırladığınız karışımı en fazla 3 gün içinde tüketin. Bu karışım hem rahat bir uyku çekmenizi sağlar hem de uyurken vücudunuzun daha sağlıklı yenilemesini sağlar. Ayırca vücudun ihtiyacı olan E vitamini eksikliğinin yaşanmasının önüne geçer.

BADEM YAĞI NE İŞE YARAR?

Güçlü bir E vitamini olan badem yağı cilt için vazgeçilmez besinlerden biridir. Özellikle egzama ve kuru ciltler için doğal ilaç olan badem yağı, cildin nem oranını artırır.  Bunun yanı sıra göz altı morlukları ve halkaları önler. Cilt düzeyindeki hücrelerin hızla yenilenmesini sağlar. Gençleştirir. Zayıflamış ve yıpranış saç kökleri dökülmelere neden olur. Bunu önlemek için saç diplerine badem yağı sürülüp üzerine nemli bir havlu koyarak yarım saat bekletilmeli. Uygulama saç köklerindeki hücreleri hızla yeniler. 

BADEMİN ZARARI VAR MI?

Vücudun günlük ihtiyacından fazla alınan E vitamini ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Aşırı derecede yenilenen hücreler organların komplikasyonlarını zedeler. Bu da bulantı, kusma, görme ve denge kaybına yol açabilir. 

Koronavirüsü özellikle bağışıklık sistemi zayıf olanları olumsuz etkiliyor. Uzmanlarda bu yüzden antibiyotik etkisi olan kuru soğan,sarımsak ve pırasa gibi besinlerin tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Vücuttaki tüm iltihaplı hücreleri atmaya yarayan soğan hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Peki Kuru soğanın faydaları nelerdir? Bir hafta boyunca kuru soğan suyu içerseniz…

Zambakgiller ailesine ait acı bir tadı olan ve içeriğinde yüksek miktara asit bulunan soğan insan sağlığına inanılmaz faydalar sağlar. A, B6, B-Kompleks, C vitaminleri, demir, folik ve potasyum açısından zengin olan soğan birçok hastalığın semptomlarını önler. Uzmanlar düzenli tüketilen soğanın vücudumuzu zararlı bakterilere karşı koruduğu gibi vücudumuzda bulunan zararlı hücrelerin sayısın da azaltığını vurguluyor. Soğan yetiştiriciliği Antik Mısır‘a kadar uzanıyor. Tıbbı tedavide alternatif olarak kullanılan soğan özellikle kaynatılıp suyu tüketilirmiş. Mide asidini dengeleyen, sindirimi kolaylaştıran ve idrar söktüren en etkili besindir.Çin ve Japonya ülkelerinde kuru soğan ilaç olarak görülür. Dünya genelinde ekilip tüketilir. Soğan da tıpkı pırasa ve sarımsak gibi güçlü bir antibiyotiktir. Yüzyıllar boyunca alternatif tıpta kullanılmasının yanı sıra yemeklerinde vazgeçilmez besin kaynağı olan oldu. Ancak bazı uzmanlar aşırı tüketilmesinin sakıncalı olacağını vurguluyor. Bazı alternatif tıp uzmanları ise kuru soğanın özellikle kadınsal hastalıklara doğal ilaç olduğunu belirtiyor. 

KURU SOĞANIN FAYDALARI NELERDİR? 

Kozmetik ürünlerin, ilaçların ve çevresel faktörlerin neden olduğu saç dökülmesini ve saç kıran hastalığını önler. İçerdiği B6 minareli saç dersinin hasara uğramış hücrelerini yeniler. Saç hacmini güçlendirerek ışıl ışıl bir görünüm kazanmasını sağlar.

Güçlü antioksidan ve antibakteriyel maddelere sahip kuru soğan, vücudumuzda oluşma ihtimali olan enfeksiyon bakterilerinin neden olduğu üst solunum yolu hastalıklarının riskini azaltır. 

İçerisinde bulunan selenyum minareli bağışıklık sistemini güçlendirerek, kanser hücrelerine karşı savaşmasını destekler. Aynı zamanda alerjik durumların yaşanma olasılığını engeller.

Bir hafta boyunca düzenli tüketilen kuru soğan suyu, karaciğerdeki yağ oranını azaltır. Böylece akne ve yağlı sivilcelerin oluşmasını önler. Aynı zamanda cildin alt katmanında bulunan dermis tabakasındaki gözenekleri temizleyerek cildin nefes almasını sağlar.

Yapılan araştırmalarda soğan suyunun kan basıncını dengelediğinden; damarı sertleşmesi, kalp rahatsızlıkları ve yüksek tansiyon gibi hastalıklarına yakalanma riskini aza indirdiği gözlenmiştir.

Soğanın içerisinde bulunan GPCS adı verilen madde kemiğin daha güçlü olmasını sağlar. Bu yüzden gelişim çağındaki çocukların, hamile kadınların ve yaşlıların düzenli tüketmesi gerekir. Ayrıca yapılan araştırmalarda soğan suyunun, kemik kırılmasını onarmada da yüzde 70 destek olduğu tespit edilmiştir.

Bazı kadınlarda adet sancıları oldukça yoğun geçer, bazılarında ise bir takım sağlık sorunlarından dolayı adeti gecikir. Düzenli tüketilen soğan suyu bu iki sorununda yaşanma olasılığını azaltır.

– Kanser hastalıklarını önlemede birebir etkisi vardır. Özellikle mide, bağırsak ve kolon gibi kanserler türlerini önler. Sindirim sistemindeki tüm hücreleri yenileyerek fonksiyonlarını geliştirir.

BİR HAFTA BOYUNCA KURU SOĞAN SUYU İÇERSENİZ NE OLUR?

Vücuttaki fazla iltihabı atmada etkili olan kuru soğan suyu, düzenli olarak bir hafta boyunca tüketildiğinde inanılmaz başka faydalarda sağlar. Soğuk havalarla beraber corona virüsleri harekete geçer. Bu da ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Yüzyıllardır güçlü bir antibiyotik olan kuru soğan koktuğundan dolayı tüketilmesi tercih edilmez. Ancak bu vücudu virüslere karşı korumasız bırakır. Bu yüzden uzmanlar bu havalarda hem kuru soğanı çiğ hem de  kaynatarak tüketilmesinin fayda sağlayacağını vurguluyor. Bağışıklık sistemindeki antikorların virüslere karşı artıp ateşlenme yapması yerine olan antikorları güçlendirir. Böyle hastalığın daha kolay atılmasını sağlar. Vücut içindeki hücreleri de güçlendirerek organların fonksiyonlarını artırır. Ancak bir hafta boyunca tüketilen kuru soğan suyu kürüne 10 gün ara verilerek devam edilmesi tavsiye edilir. 

SOĞAN HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Ekim aylarının başında bir hafta düzenli soğan kürü tüketildiğinde kış boyu üst solunum yolları hastalıkları önler.

Prostatit hastalıkların yaşanmasının önüne geçer.

Bağırsaklardaki hücrelerin işlevselliğini artırarak hazımsızlık kabızlığı engeller. 

Hücrelerin yapısını yeniler.

Saç dökülmemesini sağlar. Saç köklerini güçlendirir.

Kalp ve damar hastalıklarını önler.

Kan şekerini kontrol eder.

Kemik ve kas yapısını güçlendirir.

Kronik uykusuzluğu önler.

Tiroid bezlerini düzenler. Hormonları dengeler.

SOĞANIN BESİN DEĞERLERİ;