Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Eski çağlarda toplanıp yaprakları kurutulduktan sonra çay olarak tüketilen ya da kaynatılıp yemek yapılan kazayağı otunun inanılmaz faydaları vardır. Yoğurtla beraber tüketilmesi önerilir. Peki kazayağı otunun faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Bağırsakları temizlemede etkili olan kazayağı otu hakkında bilmeniz gerekenleri araştırdık. Haberin detayında kazayağı otuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kazyak, gazyak ve deli maydanoz olarak da bilinen Kazayağı maydanozgillere ait bir ot türüdür. Yeşil, kahverengi ve kırmızı renklerinde görülür. Otun yaprak kısımları uçucu yağ bakımından zengindir. Ege yöresinde hemen hemen her yerde kendiliğinden yetişen kazayağı otu, görüntü olarak maydanoza benzer. Ancak maydanozun ucu gibi tam yapraklı değil daha kesik kesiktir. Çiğ olarak tüketilebilen tat olarak kazayağı otu acı ve farklı bir aromaya sahiptir. Genellikle zeytinyağı ile harmanlanıp baharatlanıp üzerine yumurta kırılarak tüketilir. Ya sa börek içi olarak hazırlanır öyle yenir. Bulgur ya da pirince konularak yemek yapılır. Diyetisyenler haşlanıp üzerine yoğurtlu sarımsak dökülerek ara öğünde olarak tüketilmesi tavsiye edilir. Bazı yörelerde ise turşusu yapılır. Kışın yetişmeye başlayıp Mayıs ayına kadar bulunan kazayağı otu insan sağlığına birçok fayda sağlar. 

KAZAYAĞI OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Antiseptik ve fosfor bakımından zengin olan kazayağı mide sağlığını korur. Özellikle mide duvarındaki hücreleri koruyarak kramp ve kasılmaları önler. Kusma rahatsızlığı her ne kadar basitmiş gibi görünse de aslında sık sık kusma yemek borusu kanserine bile neden olur. Kazayağı otu midedeki hücreleri yenileyerek kusmaya neden olacak komplikasyonları azaltır.

Kaynatılıp yoğurtla beraber tüketildiğinde uzun süre tokluk hissi verir. Bu özelliği sayesinde kilo vermede yardımcı besinlerden biridir. Vücudun enerji oranını yükselterek de gün içerisinde yorgunluk ve stres gibi durumların yaşanmasını önler.

Mide sağlığının yanı sıra tüm sindirim sistemine iyi gelir. Özellikle bağırsak florasını dengeleyerek kabızlığın yaşanmasını önler. Aynı zamanda gaz sıkışması gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen rahatsızlıkları da azaltır.

Antibakteriyel özelliği sayesinde vücuda giren bakterilerin etkisini azaltır. İdrar yolu ile atmaya yardımcı olur. Bağışıklığı güçlendiren kazayağı hastalıklara karşı kalkan oluşturur. Eski insanlar özellikle kış aylarında sıklıkla bu ottan yapılan yemekleri bol bol tüketirlermiş. Aynı zamanda kemik ve kasları güçlendirir.

Kaynatıldığında ortaya çıkan suyu ile cildinizi temizleyebilirsiniz. İçerdiği asidik özellik sayesinde cilt yüzeyindeki gözenekleri kirden arındırır ve sıkılaşmasını sağlar. Selilüt ya da çatlağın olduğu alanlarda da oldukça etkilidir. Eski zamanlarda kazayağı otunun suyu ile askerlerin yaraları temizlenirmiş. 

Saç derisini de sakinleştirerek kepek oluşumunu önler. Saçların daha parlak ve canlı olmasını destekler. 

Bağırsaklarda ortaya çıkan kurt ve tenya gibi vücudu olumsuz etkileyen bakterileri yok eder. 

Günümüzde yaygınlaşan kadın hastalıklarının başında gelen Polikistik over sendromu doğurganlığı olumsuz etkiliyor. 25-30 yaşları arasında görülme olasılığı olan bu hastalık bunun yanı sıra başka rahatsızlıklara da zemin hazırlıyor. Sizler için polikistik over sendromu hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Polikistik Over Sendromunun belirtileri nelerdir? Polikistik Over Sendroma iyi gelen doğal yollar…

Hormonal dengesizlik sonucu ortaya çıkan polikistik over sendromu hastalığı; adet düzensizliği, sivilce, kilo alımı, saç dökülmesi ve aşırı tüylenme gibi belirtilerle kendini gösterir. Ayrıca yumurtalıklarda nohut büyüklüğünde oluşan kistler, adet süresinde şiddetli kramplara hatta ileri boyutta da kısırlığa neden olabilir. Yumurtalıklara yapışık gelişen kistler; vücutta dengesiz tüylenme ve kilo artışını zemin hazırlar. Bazı kadınlar aşırı sivilcelenme ya da yağ bezeleri şikayetleri ile gittikleri doktordan polikistik over sendromu olduklarını öğrenme olasılığı neredeyse yüzde 70’dir. Erken müdahale edilmediğinde sadece kısırlığa değil aynı zamanda karaciğer yağlanması, diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, depresyon, anksiyete bozuklukları, hipertansiyon ve uyku apnesi hastalıklarının yaşanmasına yol açabilir. Polikistik over sendromu hastalığının erken tanısı için kadınlar her yıl düzenli bir şekilde hormon testi yaptırmalıdır. Bu hastalık genellikle ergenlik çağlarında görülür. Ultrasonografi de görülen polikistik over sendromu yumurtalıklara yapışmış birden fazla sıralı kist görülür. Polikistik over sendromu her kadında farklı belirtilerle görülür. Aynı zamanda farklı nedenlerle de ortaya çıkar. Sendrom aslında anne karnında bebeğin yeterince beslenmemesinden kaynaklı ortaya çıkar. 

POLİKİSTİK OVER SENDROMU NEDEN OLUR?

Yapılan araştırmalarda hastalık, genetik ve çevresel faktörlere bağlı yaşandığı ortaya çıkarıldı. Aynı zamanda aile öyküsünde olanlarda da görülme oranı yüksektir. Sağlıksız beslenme, tiroit bezlerinde bozukluk, kandaki şeker direncindeki dengesizlik gibi durumlar hormonların ya çok fazla ya da çok az çalışmasına neden olur. Cinsiyet hormonlarındaki bu dengesizlik vücudun fonksiyonlarını bozar. İlerleyen bu durum yumurtalıklara kadar zarar verir. Hücrelerin mutasyona uğraması ve kistlere meyilli olması polistil over sendromuna zemin hazırlar. Bunun dışında vücudun bazı kimyasallara maruz kalması ve düzenli toksin atıcı besinler tüketilmemesi de hormonları dengesizleştirir bu da  polikistik over sendromuna neden olur. 

POLİKİSTİK OVER SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Adet kanamasında artış ya da azalma, günlerin bozulması

Dengesiz kilo alımı

Ciltte dengesiz aşırı tüylenme

Adet döngüleri arasında ara kan görülme

Çocuk sahibi olmada zorlanma

Aşırı saç dökülmesi

Sesin kalınşama

Cilt yüzeyinde belirsiz sivilcelenme ve lekeler

Göğüs uçlarında hassasiyet ve ağrı

POLİKİSTİK OVER SENDROMU TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalığın tedavisi için birden fazla uzmana görünmekte fayda var. Tek bir nedenden dolayı ortaya çıkmamasından dolayı hastanın doktorlara görünmesi gerekir. Hormon, kan ve idrar testinin yanı sıra ultrasondan rahim içi kontrol edilir. Kistlerin adet dönemden vücuttan atılması ve daha sonra tekrar oluşmasını gözlemleyen uzman bu oluşumu durdurmak için bazı ile tedavileri uygular. Ancak tek bir uzman kontrolünde olmayan hastalık iyi tetkiklerden geçirilmesi gerekir. 

SENDROMA İYİ GELEN DOĞAL YOLLAR…

 İbrahim Saraçoğlu, polikistik over sendromu için en doğal kürün soğan kabuğu olduğunu vurguluyor. Güçlü bir antioksidan etkiye sahip soğan kürünün adet döneminden bir veya iki gün sonra başlanılıp 15 gün boyunca her sabah aç karna tüketilmesini tavsiye ediyor. Ayrıca, mor, beyaz ve kırmızı olan kabuklu soğanların değil günlük kullanılan kahverengi sarı arasında rengi olan soğanların tercih edilmesini belirtiyor. Saraçoğlu, soğanları bir gece önceden sirkeli suda bekletip sabah taze taze klorsuz suda kaynatıp bir bardak içilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Soğan kabuğu kökü ve içi ile beraber kaynatılması gerekiyor. 

Hormon dengesizliği vücutta eksik olan vitamin ve minerallerden kaynaklanır. Bunun için eczanelerden ek takviye hapları almak yerine; mantar, tavuk, inek sütü ve bazı bitki çayları tüketerek hormon dengesizliği sorunu çözülebilir. Ayrıca bol lifli meyveler, saf yağlar ve proteini bol besinler tüketilmesinde de fayda vardır.

Aşırı spor yapmakta hormon dengesini bozar. Bunun yerine tempolu yürüyüşler ve nefes egzersizleri hormon dengesizliğine daha iyi gelen aktivitelerdir. Ayrıca epsom tuzu banyosu ve masaj gibi etkinliklerde hormon düzeyini olumlu yönde etkiler.

Kullanılan bazı kozmetik ve işlenmiş gıda ürünleri de hormonal dengesizliğe neden olur. İçeriğinde doğal maddeler ve yağların bulunduğu ürünler kullanılması daha sağlıklıdır.

Yüzyıllardır zencefil bitkisi alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılır. Yemeklerde de baharatı kullanılan zencefil hakkından bilinmeyen her şeyi sizler için araştırdık. Sağlıklı yaşamın sırrı olarak bilinen zencefil adeta vücudun ihtiyacı olan şifa deposudur. Özellikle boğaz ağrılarına zencefilli bal karışımı anında olumlu etki sağlar. Zencefil bitkisinin kökü oldukça zengindir. Zencefilin faydaları nelerdir?

Asya mutfaklarında temel olarak kullanılan zencefil dünya mutfağında ise birçok içeceği tatlandırmak için kullanılan bir bitkidir. Genellikle toz halinde kullanılan zencefil sabun, şampuan ve parfüm gibi kozmetik ürünlerde de bulunur. Vücuda sağladığı faydaların yarısından fazlasını gingerol adlı aktif bir bileşen sayesinde yapar. Aynı zamanda içeriğinde B3, B6, C vitaminleri, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum ve magnezyum gibi vitaminleri barındırır. Doğada mide ve bağırsaklardaki gazı çözmede en etkili bitkidir. Özellikle kış aylarında artan üst solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan zencefil çay olarak tüketilir. Bilimsel literatürde “Zingiber officinale” adıyla geçen zencefil Hindistan, Endonezya ve Japonya gibi ülkeler Anavatanı olarak kabul edilir. Zencefil bitkisi hızlı büyür. Ancak hasadı 20 ay sonrasını bulabilir. Hem taze hem kurutularak tüketilebilir. Bitkinin kökleri sıklıkla kullanılır. Güçlü vitamin ve mineraller içerir. Sıklıkla çayı yapılan zencefilin enfeksiyonlu hücrelere karşı etkilidir. Vücut direncini artıran zencefil hakkında uzmanlar birçok araştırma yapmışlardır. Özellikle sinir hücrelerini yenilediğinden beyin konsantresi için fayda sağlar. 

ZENCEFİLİN FAYDALARI NELERDİR?

Yemeklerden sonra tüketildiğinden sindirimi kolaylaştırarak yemek sırasında yükselen şeker seviyesini düşürür. Mideyi yatıştırarak tüketilen besinlerin emilimini artırır.

– Bağırsaklarda artan parazitler mideye de  ciddi zararlar verir. Şiddetli ağrılara neden olan bu parazitler özellikle yemek zamanında artar. Uzmanlar yaptıkları araştırmalarda yemeklerden önce tüketilen bir tatlı kaşığı zencefil tozunun hem mide boşalımını kolaylaştırdığı hem de parazit sayılarını azaltığı gözlemlenmiştir.

Doğada bulunan en güçlü gaz gidericidir. Vücutta biriken gaz organlara baskı yapar bu da ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bir parça zencefil çiğneyerek vücuttaki gaz oranını kısa sürede çözebilirsiniz. 

Eklem aralarında artan toksin eklemlerin yanı sıra kemik sağlığını da olumsuz etkiler. Bu ağrıları dindirmede etkili olan zencefil içerdiği güçlü anti-inflamatuar sayesinde dizdeki iltihaplanmayı giderir. Aynı zamanda eklemlerin eve kemiklerin güçlenmesini destekler.

Kış aylarında artan üst solunum yollarına yol açan virüslerle baş etmede etkilidir. Vücudun terleme oranını artırarak toksinleri ter bezlerinden atar. Aynı zamanda doğal ağrı kesici görevini görerek bu hastalıklar esansında yaşanan ağrıları dindirir. 

Yapılan araştırmalarda zencefil içerdiği zerumbone bileşeni sayesinde astım hastalarının doğal ilacı olarak kullanılabilir. Bu bileşen boğazdaki alerjik reaksiyonu azaltarak rahat nefes alınmasını sağlar. 

Sindirimi kolaylaştırdığından kilo vermede de etkilidir. Hızlı yağ yakımı sağlayarak biriken yağları kısa sürede yaktıktan sonra vücuda giren ve yağa neden olan toksinleri de vücuttan atar.

Vücuttaki yağ miktarını koruyan karaciğerin yağlanmasını önler. Aynı zamanda tüberküloza neden olan kadmiyumun maddesinin hızla çözülmesini sağlar. 

Yaşa bağlı gelişen bunama, parkinson ve alzheimer gibi nörolojik hastalıkların yaşanmaması uzmanlar günde en az bir barda zencefil çayının tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Hafızayı koruyan zencefil bitkisini aynı zamanda yemeklerinizde baharat olarak da kullanabilirsiniz.

Yapılan araştırmalarda düzenli tüketilen zencefilin sağlığı olumlu etkilediği gözlemlenmiştir. Uzmanlar bu yüzden her gün zencefil tüketilmesini öneriyor. Ayrıca Asya topluluklarının yaşam sırlarının bu bitkiden elde edilen baharttan kaynaklandığı biliniyor.

Zencefil kadınların adet döngüleri sırasında yaşadıkları sancı ve kas ağrılarına doğal ağrı kesicidir.

ZENCEFİLLİ BAL KARIŞIMI

Bir su bardağının içine bir tatlı kaşığı zencefil tozu ve bir tatlı kaşığı bal koyup karıştırın. Beş dakika ocakta kaynadıktan sonra ocaktan alın. Süzerek bir bardağa boşaltıp içine bir kaç damla limon sıkın. Sıcak halde tüketin. 

ZENCEFİLİN YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Çok nadirde olsa zencefil çayı yan etki gösterir. Aşırıya kaçıldığında bağırsak florasını bozan zencefil, ishale neden olur. Göğüs kısmında yanma ağrı  gibi durumların yanı sıra kanın pıhtılaşmasını azaltır. Bu da cerrahi operasyonlar öncesi tehlikeye yol açar. Ayrıca kronik hastalığı olan kişilerin de bu bitkiyi tüketmeden önce bir uzmana danışmasında fayda var. 

Genellikle salata olarak tüketilen semizotunun insan sağlığına birçok faydası vardır. Peki semizotunun faydaları nelerdir? Yoğurtla beraber tüketilen semizotu kolesterolü düşürerek kalp ve damar sağlığını korur. İçeriğinde yüksek miktarda vitamin ve mineral bulunduran semizotu hakkında bilinmeyen diğer faydaları sizler için araştırdık. Zayıflamak isteyenler için vazgeçilmez olan semizotu bağırsakları da çalıştırır.

Yüzyıllardır tüketilen semizotu sofralarda genellikle meze olarak süsler. Ekşi ve tuzlu bir tada sahip olan ot damakta eşsiz bir lezzet bırakır. Çin de bitkisel tıpta sıkça kullanılan bu otun faydaları saymakla bitmiyor. Batı ülkelerinde tüketilmeyen bu ot Asya ülkelerinde özellikle salata olarak tüketiliyor. Ispanağa benzeyen semizotu bazı yöre halkı tarafından pipirim olarak biliniyor. Uzmanlar semizotunu çiğ halde yoğurtla karıştırıp tüketildiğinde daha faydalı olduğunu vurguluyor. Et ve yemek yemeyenler için zengin omega – 3 kaynağı olan semizotu lif, A, C ve B vitaminlerinin yanı sıra demir, magnezyum, potasyum, kalsiyum ve bakır minerallerini barındırır. Zayıflamak isteyenlerin diyet listesinde olan semizotu uzun süre tok tutma özelliğine sahiptir. İskelet sisteminin sağlığında da oldukça etkilidir. 

SEMİZOTUNUN FAYDALARI NELERDİR? SEMİZOTUNU YOĞURTLA KARIŞTIRIP TÜKETİRSENİZ…

Öncelikle sindirimi düzenleyen bu yeşillik yoğurtla beraber tüketildiğinde bağırsaklardaki zararlı hücreleri idrar yolu ile vücuttan atar.

Omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan semizotunu uzmanlar et ve balık tüketemeyenlerin haftada da en fazla 3 defa tüketmelerini öneriyor.

Kötü kolesterol seviyesini düşürerek kan akışını dengeler böylece kalp damar rahatsızlıklarına yakalanma riskini düşürür.

Bol miktarda içerdiği A vitamini sayesinde ciltteki ölü hücreleri yok ederek daha sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur. 

Bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden vücudu kanserli hücrelere karşı dirençli hale getirir. 

Diyet yaparken kişiler genellikle stresli yorgun olurlar. Ancak günde bir tabak yoğurtlu semizotu tüketerek uzun süre hem tok kalmayı sağlıyor hem de vücudun enerjini yüksek tutuyor. 

Besin değerleri bakımından yüksek olan semizotu kas sistemini de güçlendirir. Uzmanlar özellikle yoğurt ile beraber tüketildiğinde kas ve kemik sağlığını olumlu etkilediğini vurguluyor. Hamile ve gelişim çağındaki çocukların bol bol tüketmesi gerekir.

Ülkemizde Karadeniz topraklarında yaşayan insanların yarısından fazlasının geçim kaynağı olan fındık E vitamini bakımından zengindir. Yüzyıllardır tüketilen fındık kozmetik ve ilaç sektöründe ham madde olarak kullanılır. Zengin değerlere sahip olan fındık hakkında her şeyi sizler için araştırdık. Peki Fındığın faydaları nelerdir? Yağından kabuğuna ve çiğ haline kadar çeşitli şekilde tüketilebilir.

Yüksek yağış isteyen fındığın doğada birçok çeşidi vardır. İçeriğinde doymamaış yağ asitleri, fito kimyasallar, lif ve E vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerde içermektedir. İşlem görmemiş çiğ fındıkta aynı zamanda protein, antioksidan, karbonhidrat, B riboflavin, tiamin, niasin, piridoksin, pantotenik ve çinko da bulunur. Kalp krizinden kandaki şekeri dengelemeye kadar birçok faydası olan çiğ fındık günde bir avuç tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan enerjinin yüzde 100’ünü sağlar. Bunun yanı sıra çiğ fındık cilt ve sindirim içinde oldukça faydalıdır. Ancak aşırı derece de tüketilen fındık, kilo almaya neden olabilir. Ayrıca bazı kimseler de mide ağrısı, ciltte kaşıntı, boğazın tahrişi gibi belirtilerle alerji yapar. Ülkemizde fındık üretimini yapan başta Giresun olmak üzere Ordu, Trabzon, Rize ve Artvin gibi şehirler gelir. Bilim literatüsünde “Betulaceae” olarak bilinir. Huşgiller ailesine ait olan “Corylus” cinsini oluşturan çalı ve ağaç türlerinde yetişir. Mart ve Nisan aylarında yeşermeye başlar. Bazı çiftçiler bu hallerini toplar. Bazıları ise daha da olgunlaşmasını bekler. 

FINDIĞIN FAYDALARI NELERDİR? 

Yapılan araştırmalarda çiğ fındığın damar duvarlarını koruyarak tıkanmayı önlediği ve bunun sonucunda da kalp damar hastalıklarını engellediği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda içeriği E vitamini sayesinde kalp krizi riskini azalttığı ortaya çıkarılmıştır.

Sindirimin daha sağlıklı işlemesi için lif kaynağına ihtiyacı var. Böylece midede öğütme daha kolay gerçekleşir. Bağırsakların daha iyi çalışması sonucunda ishal ve kabız gibi yaşam kalitesini düşüren hastalıkların yanı sıra kanser gibi ciddi sağlık sorunlarının da yaşanma ihtimalini azaltır. Lif sadece sindirimi değil, aynı zamanda kan şekerini de dengeleyerek diyabet riskini ortadan kaldırır.

Yüksek antioksidan sayesinde vücuttaki zararlı hücreleri atıp diğer hücrelerin sağlığını koruyarak yaşlanmayı azaltır. Aynı zamanda vücuda giren UVA / UVB gibi zararlı ışınların ortaya çıkarma ihtimali olan deri hastalıklarının riskini düşürür. Çiğ fındık cildin parlaklığını ve canlılığını da sağlayarak yeniden daha dinç ve genç görünüm kazandırır.

Eklem ve kemiklerde azalan kalsiyum şiddetli ağrılara neden olur. Kramp gibi sağlık sorunları da bu gibi durumlar sonucu ortaya çıkar. Özellikle kas yorgunluğu ve adet dönemlerindeki belirli bölgelerdeki ağrıları azaltmak için magnezyum takviyesi yapılmalıdır. Uzmanlar bu gibi sorunların yaşanmaması için günde bir avuç çiğ fındık öneriyor.

Güçlü antioksidan olduğundan sadece vücuttaki hücreleri yenilemez. DNA’sı bozulmuş ve tümörlü hücrelerin sayısını da azaltarak kanser riskini azaltır.

B6 vitamini bakımından zengin olan çiğ fındık, beyindeki sinirleri harekete geçirir. Bu sinir sinyallerinin düzgün çalışması sonucunda stres ve depresyon gibi rahatsızlıkların yaşanma ihtimalini düşürür. Aynı zamanda bu sinyaller vücut hareketlerinin daha sağlıklı faaliyet göstermesini sağlar.

Yüksek oranda doymamış yağa sahip olan çiğ fındık, günde bir avuç tüketildiğinde uzun süre tok tutar. Aynı zamanda vücuttaki yağlarının da yakılmasını destekler. 

FINDIK YAĞI NE İŞE YARAR?

Corylus yani fındık ağacının bir meyvesi olan fındık, sıkıldıkça içinden saf yağ akıtılır. Güçlü bir E vitamini olan fındık yağı, özellikle saç köklerini güçlendirerek kurumasını ve dökülmesini önler. Bunun yanı sıra cildin pH derecesini dengeler. Esnekliğini koruyarak yaşlanmayı geciktirir. Yapılan bazı kozmetik deneylerinde fındık yağının sivilce ve akne oluşumunu önlediği tespit edilmiştir. Fakat fındık yağını denemeden önce mutlaka bir uzmana danışınız. Aksi halde herkesin cilt tipi aynı olmadığından farklı reaksiyon verebilir. 

FINDIK KABUĞU NE İŞE YARAR?

Fındık kabuğu hakkında hemen hemen kimsenin bilmediği bir gerçek var. O da inanılmaz faydalar içerdiğidir. Kanserli hücrelerin oluşumunu engelleyen Paclitaxel ve diğer taxanes türevleri barındırır. Bu maddeler sayesinde kanser ilaçlarının yapımına da fındık kabuğu ham madde olarak eklenir. Aynı zamanda E vitamini içeren fındık kabupu kaynatılarak cilt bakım ürünlerine eklenir. Erken yaşlanmayı önleyen fındık kabuğu ihtiyaç olan A ve C vitaminlerinin yüzde 70’ini kolaylıkla karşılar. Fındık kabuğu kaynatılıp suyu tüketildiğinde bağırsak florasını da dengeler. Kan değerlerini dengeleyerek kalp ve damar hastalıklarını önler. 

DÖVÜLMÜŞ ÇİĞ FINDIKTAN BİR AVUÇ YERSENİZ…