Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Ülkemizde tüketimi çok olmasa da son zamanlarda popüler hale gelen hardal hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Tohumu baharat olarak kullanılan hardal özellikle et ve türü yemeklere daha fazla lezzet katmak için kullanılır. İçeriğindeki çözücü maddeler sayesinde kas ve kemik hastalıklarını önlemede fayda sağlayan hardala dair her şey haberimizde. Peki hardalın faydaları nelerdir?

Sarı çiçekli otsu bir bitkiden elde edilen hardal tohumları öğütülerek baharat ya da sos haline getirilerek tüketilir. Hardal Amerika’da yetiştirilir ve yaygın olarak kullanılır. Keskin bir tadı olan hardal tohumları, turşu salamuralarında, et ve deniz ürünlerinin pişirilmesine eklenir. Hindistan ya da tereyağı ile kızartılan hardal tohumları etrafa hoş bir koku verir. bu çeşni özellikle fırın yemeklerine katılır. Tohumlar beyaz, siyah ve kırmızı renklerden oluşur. İçeriğinde kükürt barındıran hardal sıcak suya eklendiğinde acı ve bozuk bir koku salgılar. Zehir gibi olan bu yöntem uzmanlar tarafından önerilmez. Hardal; kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum barındırır. Hardalın keşfi yerli Amerikalılara dayanıyor. Yiyecek olarak tüketmek için üretilen hardalın iyileştirici özelliği sayesinde ilaç olarak da kullanılmıştır. Özellikle kas ve kemik rahatsızlıklarının önüne geçer. Göz sağlığı için A vitamini gereklidir. Hardal A vitamini bakımından zengin bir besindir.

HARDALIN FAYDALARI & HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bağırsak florasını artırarak daha fonksiyonlu çalışmasını destekleyerek kabızlık ve şişlik problemlerini önüne geçer. Uzmanlar kabızlık problemi çeken kişilerin bir kaşık tüketmelerini tavsiye eder. 

Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde boğaz enfeksiyonlarını, akciğerleri temizler. Böylece daha güçlü bir solunum sağlar. Mevsim geçişlerinde bir kaşık tüketilmesinde fayda var.

Güçlü bir selenyum ve potasyum olan hardal güçlü bir ağrı kesici özelliği vardır. Özellikle romatizma ağrılara iyi gelen hardal, kas ve kemik sağlığını güçlendirir.

Antioksidan özelliği olan hardal, cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler. Cilt hücrelerini yeniler. Ancak uzmanlar hardaldan elde edilen maskelerin yoğun olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.

Hardal tohumundan çıkartılan yağla boyun, diz ve bel ağrıları sırasında sürülerek uygulandığında ağrıyı hafifletir. Aynı zamanda hardal yağı ile tüm vücuda masaj yapıldığında kan akışı düzenlenir. 

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığının yanı sıra bağışıklık sistemini yenileyerek hastalıklara karşı direnci artırır.

Apse olmuş diş etine ya da ağız içi yaralarda yerim sirke suyunun içine bir çay kaşığı hardal ekleyerek karıştırıp gargara yapın. Bu karışım ağız içindeki enfeksiyonu azaltır. Ayrıca diş yüzeyinde oluşan kahve rengi tabakayı yok ederek diş rengini korur. 

İçerdiği potasyum kan akışını dengeleyerek yükselmesini önler. Bu da inme, felç ve yüksek tansiyon risklerini azaltır. 

– Akciğer için mucize bir faydası vardır. Vücutta hassas organlardan biri olan akciğer zarı hem hava yoluyla hem de beslenmeyle ciddi deformeler yaşar. Bunun önünde geçmek ve akciğer zarını yenilemek için hardal tavsiye edilir. Güçlü bir iltihap söktürücüdür. 

 İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN SİYAH HARDAL TOHUMU!

Huzursuz bacak sendromunu önler.

Kan akışını ve kan oranını artırarak el ve ayak üşümesinin önüne geçer.

Damar tıkanıklığı ve kireçlenmesini engeller.

Masa başı çalışanlarda sıklıkla yaşanan karpal tünel sendromunun yaşanma riskini azaltır. 

Sindirim sistemindeki hücrelerin fonksiyonlarını artırır.

HARDAL TOHUMU KÜRÜ;

Bir ay boyunca düzenli olarak her gün bir çay kaşığı hardal tohumunu suyla beraber ilaç gibi yutun. Ancak böbrek ve tiroid şikayeti olanların bunu tüketmesi doğru değildir. 

HARDALIN ZARARI VAR MIDIR?

Çok sık tüketildiğinde alerjik reaksiyona neden olur. Güçlü bir iltihap kurutucu olan hardal fazla tüketildiğinde karaciğer ve akciğere hasar verebilir. 

En çok tercih edilen trüf mantarının bir çeşidi olan dolama halk arasında altınla eş değerdir. Toprak altında tıpkı patates ve soğan gibi yetişir. Şekli yuvarlak ancak düzensizdir. Yüksek besin değerleri içeren dolaman hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki Dolama mantarının faydaları nelerdir? Dolama mantarı nasıl tüketilir? En pahalı mantar türü olan dolama…

Aşırı yağış sonrası ortaya çıkan dolaman mantarı en faydalı besindir. İçeriğinde yüksek miktarda vitamin ve mineral maddeler olan dolaman mantarı ortalama 8 cm çapında şekilsiz bir yuvarlaktır. Aslında görünüş olarak patatesi andırır. Soluk sarı, kahve rengi gibi renkleri vardır. Siyah olanına trüf mantarı denir. Ağaç diplerinde olan dolaman mantarı ilkbahar sonrası görülür. Genellikle Mayıs ayında tezgahlarda görülür. Yağmur sonrası toprak üstüne çıkan mantarlar toplanır. Bilim literatüsünde ‘Tuberaceae’ ailesine aittir. Dünya üzerinde 70’ten fazla türü vardır. Protein açısından zengin olduğundan altınla eş değer tutulur. Bazı yörelerde dolaman mantarına keme mantarı da denir. Genellikle meşe ve kestane ağacı diplerinde bulunur. Ancak oldukça bilgili birinin toplamasında fayda var. Aksi halde zehirli olanları da yanlışlıkla toplanabilir. 

DOLAMAN MANTARININ FAYDALARI

Dolaman mantarı içeriğinde protein barındırır. 100 gram kırmızı etin içerdiği protein maddesinin aynısını bir tabak dolaman mantarından da elde edilebilir. Ayrıca dolaman mantarının içeriğinde düşük miktarda doymamış yağ asidi vardır. Doymamış yağ asidi kandaki iyi kolesterol miktarını yükseltir. Bu da kalp ve damar sağlığı için oldukça faydalıdır. Bunun yanı sıra kemikleri güçlendirdiğinden ileri yaşlarda görülme ihtimali olan hastalıkları engeller. Bilinen en faydalı özelliği ise afrodizyaktır. Ayrıca et tüketmeyen ve diyet yapanlar için ideal besindir. Lif bakımından da zengin olduğundan bağırsak fonksiyonlarını olumlu etkiler. Fayda açısından tıpkı trüf mantarına benzer. Güçlü bir antioksidan olduğundan vücuttaki serbeste radikalleri temizler. 

DOLAMAN MANTARI NASIL TÜKETİLİR?

Yerli halk genellikle ateş üzerinde pişirmeyi tercih eder. Ancak modern mutfaklarda salatalara eklenir. Sosu yapılarak makarnaya eklenir. Sotesi yapılarak tüketilebilir. Halk arasında şahtere otuyla beraber tüketildiğinde faydasının artığı bilinir. Ayrıca frenk maydanozu ve akdiken yaprağı ile lapası yapılarak tüketilir. Nadiren ve az miktarda bulunduğu için kilosu çok pahalıdır. 

Kullanımı eski uygarlıklara dayanan haşhaş, doğada bulunan en kuvvetli ağrı kesicidir. Haşhaş hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Özellikle kronik uykusuzluğa şifa olan haşhaş vücudun enerjisini yükseltir. Kahvaltı da haşhaş ezmesi tüketerek kronik yorgunluğa iyi gelir. Peki haşhaşın faydaları nelerdir? Haşhaş hangi hastalıklara iyi gelir? Haberin detayında haşhaşa dair her şeyi bulabilirsiniz.

Asya kökenli olan haşhaş tohumu eski uygarlıklar tarafından keşfedilen ve tıbbı tedavilerde kullanılan doğal ağrı kesicidir. Bilim literatüründe “Papaver somniferum” adlandırılan haşhaş, ülkemizde Afyon ve Kütahya ilçelerinde yetiştirilir. Gelincikler ailesine mensup olan haşhaş tohumu, uyku için oldukça etkili bir bitkidir. Yaz kış üretilebilen haşhaş güneşte bekledikçe kahve rengimsi olur. Tatlı ve salatalarda kullanılan haşhaş aynı zamanda bazı yörelerde yemeklerin içerisine baharat olarak da eklenirmiş. İçeriğinde morfin, kodein, tebain, papaverin ve narkotin gibi yatıştırıcı maddeler bulunur. Ay başında kadınların yaşadığı şiddetli adet sancılarını azaltma da ve kronik uykusuzluk çekenler için haşhaş tohumu çayı uzmanlar tarafından önerilir. Ancak içerdiği güçlü yatıştırıcılar nedeniyle haftada en fazla üç kez tüketilmesi önerilir. Sindirimi temizlemede etkili olan haşhaş tohumu, kozmetik ve gıda sanayisinde kullanılır.

KAHVALTIDA HAŞHAŞ EZMESİ YERSENİZ…

Tohumlar ezilerek elde edilen haşhaş ezmesi, tiamin, riboflavin, lesitin, amorf bir alkaloid, oksalik asit ve pentozanlar gibi maddeler bakımından zengindir. Özellikle kahvaltı vaktinde tüketilen haşhaş ezmesi damar sertliğini önler. Böylece kalp ve damar hastalıklarını engeller. Bunun yanı sıra gün boyu hem enerji verir hem de sakinlik vererek psikolojiyi olumlu etkiler. Bağışıklığı güçlendirdiğinden ağız içi yaralara neden olan  virüsün etkisini azaltır. Mide duvarını güçlendirir. Kabızlık sorununu giderir. Ramazan ayında ise sahurda tüketilmesi önerilir. 

HAŞHAŞIN FAYDALARI! HAŞHAŞ HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR? 

Vücuda besinler aracılığı ile giren bazı enfeksiyonlu hücreler ve maddeler sindirim sistemini deforme eder. Bu da mesane iltihabına veya kabızlığa neden olur. Haşhaş içerdiği maddeler sayesinde vücuttaki bu birikimi idrar ve dışkılama yolu ile atar. 

Beyin sağlığı için en etkili mineral omega – 3’tür. Bu mineral bakımından en zengin besin balıktır. Ancak balık tüketmeyenler için diğer en ideal besin haşhaş olabilir. Haşhaşın içerdiği özede omega -3 yağ asidi bulunur. Asit sinir hücrelerinin daha sağlıklı işlemesini destekleyerek unutkanlık ve alzehimer gibi hastalıkların ortaya çıkmasını önler. Ayrıca omega-3 yağ asidi kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp ve damar sağlığını korur.

Yüksek enfeksiyona bağlı diş etlerinde iltihaplanma, dişte çürüme ve ağız içerisinde bunlara bağlı koku meydana gelir. Bu durumu engellemenin en doğal yolu haşhaştır. Haşhaş tohumlarını bir bardak sıcak suya atıp demleyin. Daha sonra su ile gargara yapınız. Enfeksiyon geçene kadar bu yöntemi tekrar edebilirsiniz.

İçeriğinde demir ve çinko barındıran haşhaş kandaki hücrelerin oranlarını dengeler. Böylece demir eksikliği gibi ciddi hastalıklara davetiye hazırlayan rahatsızlığın oluşumunu engeller. 

Haşhaş tohumu sinir hücreleri sakinleştirir. Vücutta stres ve depresyona bağlı gelişen olumsuzlukları gidererek kişinin rahat bir uyku çekmesini sağlar. Uykudan bir iki saat önce bir su bardağı su ve bir tatlı kaşığı haşhaş tohumunu 5 dakika kaynatın ve tüketin. Ancak bu uygulamayı iki günde bir aralıklı yapınız. 

Oleik asit meme kanserine neden olan hücrelerin mutasyona uğramasını önlemede etkilidir. Yapılan araştırmalarda düzenli haşhaş tohumu tüketen kadınların tüketmeyen diğer kadınlara oranla daha sağlıklı olduğu tespit edilmiştir.

Yüksek lif sayesinde uzun süreli tok tutmayı sağlar. Diyet yapanlar için ideal bir tohumdur. 

HAŞHAŞ TOHUMU NASIL TÜKETİLİR?

Tohumlar ezilerek tahin ya da bal ile karıştırılarak kahvaltıda tüketilebilir. Ayrıca tohumlar keke yapımında da kullanılabilir. Diyet yapanlar gün boyu enerjilerinin yüksek olması için yoğurtla karıştırarak bir kase yiyebilir. Yemek ve salatalara da eklenebilir. Bunun yanı dışında cilde de faydası olduğundan kozmetik sanayide de ham madde olarak kullanılır. 

HAŞHAŞIN ZARAR VAR MIDIR?

Her besinde olduğu gibi haşhaş da alerjiye neden olabilir. Bu yüzden alerji testi yapılmasında fayda var. Aksi halde kaşıntı, kusma ve cilt yüzeyinde kabarmalara neden olabilir. Ayrıca fazla tüketildiğinde sindirim sistemini bozar. Aşırı ishale neden olur. Bu da hızla vücudun sıvı kaybetmesine yol açar. 

NOT: Haşhaş tohumunu kullanmadan önce mutlaka bir uzmana başvurunuz. Uyuşturucu madde olarak kullanılan haşhaş ise işlem görmüş maddedir. Yukarıda belirtilen yazıdaki haşhaş tohumudur. 

Ülkemizde tüketimi çok olmasa da son zamanlarda popüler hale gelen hardal hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Tohumu baharat olarak kullanılan hardal özellikle et ve türü yemeklere daha fazla lezzet katmak için kullanılır. İçeriğindeki çözücü maddeler sayesinde kas ve kemik hastalıklarını önlemede fayda sağlayan hardala dair her şey haberimizde. Peki hardalın faydaları nelerdir?

Sarı çiçekli otsu bir bitkiden elde edilen hardal tohumları öğütülerek baharat ya da sos haline getirilerek tüketilir. Hardal Amerika’da yetiştirilir ve yaygın olarak kullanılır. Keskin bir tadı olan hardal tohumları, turşu salamuralarında, et ve deniz ürünlerinin pişirilmesine eklenir. Hindistan ya da tereyağı ile kızartılan hardal tohumları etrafa hoş bir koku verir. bu çeşni özellikle fırın yemeklerine katılır. Tohumlar beyaz, siyah ve kırmızı renklerden oluşur. İçeriğinde kükürt barındıran hardal sıcak suya eklendiğinde acı ve bozuk bir koku salgılar. Zehir gibi olan bu yöntem uzmanlar tarafından önerilmez. Hardal; kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum barındırır. Hardalın keşfi yerli Amerikalılara dayanıyor. Yiyecek olarak tüketmek için üretilen hardalın iyileştirici özelliği sayesinde ilaç olarak da kullanılmıştır. Özellikle kas ve kemik rahatsızlıklarının önüne geçer. Göz sağlığı için A vitamini gereklidir. Hardal A vitamini bakımından zengin bir besindir.

HARDALIN FAYDALARI & HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bağırsak florasını artırarak daha fonksiyonlu çalışmasını destekleyerek kabızlık ve şişlik problemlerini önüne geçer. Uzmanlar kabızlık problemi çeken kişilerin bir kaşık tüketmelerini tavsiye eder. 

Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde boğaz enfeksiyonlarını, akciğerleri temizler. Böylece daha güçlü bir solunum sağlar. Mevsim geçişlerinde bir kaşık tüketilmesinde fayda var.

Güçlü bir selenyum ve potasyum olan hardal güçlü bir ağrı kesici özelliği vardır. Özellikle romatizma ağrılara iyi gelen hardal, kas ve kemik sağlığını güçlendirir.

Antioksidan özelliği olan hardal, cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler. Cilt hücrelerini yeniler. Ancak uzmanlar hardaldan elde edilen maskelerin yoğun olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.

Hardal tohumundan çıkartılan yağla boyun, diz ve bel ağrıları sırasında sürülerek uygulandığında ağrıyı hafifletir. Aynı zamanda hardal yağı ile tüm vücuda masaj yapıldığında kan akışı düzenlenir. 

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığının yanı sıra bağışıklık sistemini yenileyerek hastalıklara karşı direnci artırır.

Apse olmuş diş etine ya da ağız içi yaralarda yerim sirke suyunun içine bir çay kaşığı hardal ekleyerek karıştırıp gargara yapın. Bu karışım ağız içindeki enfeksiyonu azaltır. Ayrıca diş yüzeyinde oluşan kahve rengi tabakayı yok ederek diş rengini korur. 

İçerdiği potasyum kan akışını dengeleyerek yükselmesini önler. Bu da inme, felç ve yüksek tansiyon risklerini azaltır. 

– Akciğer için mucize bir faydası vardır. Vücutta hassas organlardan biri olan akciğer zarı hem hava yoluyla hem de beslenmeyle ciddi deformeler yaşar. Bunun önünde geçmek ve akciğer zarını yenilemek için hardal tavsiye edilir. Güçlü bir iltihap söktürücüdür. 

 İBRAHİM SARAÇOĞLU’NDAN SİYAH HARDAL TOHUMU!

Huzursuz bacak sendromunu önler.

Kan akışını ve kan oranını artırarak el ve ayak üşümesinin önüne geçer.

Damar tıkanıklığı ve kireçlenmesini engeller.

Masa başı çalışanlarda sıklıkla yaşanan karpal tünel sendromunun yaşanma riskini azaltır. 

Sindirim sistemindeki hücrelerin fonksiyonlarını artırır.

HARDAL TOHUMU KÜRÜ;

Bir ay boyunca düzenli olarak her gün bir çay kaşığı hardal tohumunu suyla beraber ilaç gibi yutun. Ancak böbrek ve tiroid şikayeti olanların bunu tüketmesi doğru değildir. 

HARDALIN ZARARI VAR MIDIR?

Çok sık tüketildiğinde alerjik reaksiyona neden olur. Güçlü bir iltihap kurutucu olan hardal fazla tüketildiğinde karaciğer ve akciğere hasar verebilir. 

E vitamini bakımından zengin olan fındığın insan sağlığına olumlu katkıları vardır. Uzmanlar genellikle çiğ olarak tüketilmesini tavsiye ettikleri fındığın içindeki doymamış yağ asitleri özellikle cilt hücrelerini yeniler. Peki Fındığın faydaları nelerdir? Fındık kabuğu ne işe yarar? Dövülmüş çiğ fındıktan her gün bir avuç yerseniz ne olur?

Yüksek yağış isteyen fındığın doğada birçok çeşidi vardır. İçeriğinde doymamaış yağ asitleri, fito kimyasallar, lif ve E vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerde içermektedir. İşlem görmemiş çiğ fındıkta aynı zamanda protein, antioksidan, karbonhidrat, B riboflavin, tiamin, niasin, piridoksin, pantotenik ve çinko da bulunur. Kalp krizinden kandaki şekeri dengelemeye kadar birçok faydası olan çiğ fındık günde bir avuç tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan enerjinin yüzde 100’ünü sağlar. Bunun yanı sıra çiğ fındık cilt ve sindirim içinde oldukça faydalıdır. Ancak aşırı derece de tüketilen fındık, kilo almaya neden olabilir. Ayrıca bazı kimseler de mide ağrısı, ciltte kaşıntı, boğazın tahrişi gibi belirtilerle alerji yapar. Ülkemizde fındık üretimini yapan başta Giresun olmak üzere Ordu, Trabzon, Rize ve Artvin gibi şehirler gelir. Bilim literatüsünde “Betulaceae” olarak bilinir. Huşgiller ailesine ait olan “Corylus” cinsini oluşturan çalı ve ağaç türlerinde yetişir. Mart ve Nisan aylarında yeşermeye başlar. Bazı çiftçiler bu hallerini toplar. Bazıları ise daha da olgunlaşmasını bekler. 

FINDIĞIN FAYDALARI NELERDİR? 

Yapılan araştırmalarda çiğ fındığın damar duvarlarını koruyarak tıkanmayı önlediği ve bunun sonucunda da kalp damar hastalıklarını engellediği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda içeriği E vitamini sayesinde kalp krizi riskini azalttığı ortaya çıkarılmıştır.

Sindirimin daha sağlıklı işlemesi için lif kaynağına ihtiyacı var. Böylece midede öğütme daha kolay gerçekleşir. Bağırsakların daha iyi çalışması sonucunda ishal ve kabız gibi yaşam kalitesini düşüren hastalıkların yanı sıra kanser gibi ciddi sağlık sorunlarının da yaşanma ihtimalini azaltır. Lif sadece sindirimi değil, aynı zamanda kan şekerini de dengeleyerek diyabet riskini ortadan kaldırır.

Yüksek antioksidan sayesinde vücuttaki zararlı hücreleri atıp diğer hücrelerin sağlığını koruyarak yaşlanmayı azaltır. Aynı zamanda vücuda giren UVA / UVB gibi zararlı ışınların ortaya çıkarma ihtimali olan deri hastalıklarının riskini düşürür. Çiğ fındık cildin parlaklığını ve canlılığını da sağlayarak yeniden daha dinç ve genç görünüm kazandırır.

Eklem ve kemiklerde azalan kalsiyum şiddetli ağrılara neden olur. Kramp gibi sağlık sorunları da bu gibi durumlar sonucu ortaya çıkar. Özellikle kas yorgunluğu ve adet dönemlerindeki belirli bölgelerdeki ağrıları azaltmak için magnezyum takviyesi yapılmalıdır. Uzmanlar bu gibi sorunların yaşanmaması için günde bir avuç çiğ fındık öneriyor.

Güçlü antioksidan olduğundan sadece vücuttaki hücreleri yenilemez. DNA’sı bozulmuş ve tümörlü hücrelerin sayısını da azaltarak kanser riskini azaltır.

B6 vitamini bakımından zengin olan çiğ fındık, beyindeki sinirleri harekete geçirir. Bu sinir sinyallerinin düzgün çalışması sonucunda stres ve depresyon gibi rahatsızlıkların yaşanma ihtimalini düşürür. Aynı zamanda bu sinyaller vücut hareketlerinin daha sağlıklı faaliyet göstermesini sağlar.

Yüksek oranda doymamış yağa sahip olan çiğ fındık, günde bir avuç tüketildiğinde uzun süre tok tutar. Aynı zamanda vücuttaki yağlarının da yakılmasını destekler. 

FINDIK KABUĞU NE İŞE YARAR?

Fındık kabuğu hakkında hemen hemen kimsenin bilmediği bir gerçek var. O da inanılmaz faydalar içerdiğidir. Kanserli hücrelerin oluşumunu engelleyen Paclitaxel ve diğer taxanes türevleri barındırır. Bu maddeler sayesinde kanser ilaçlarının yapımına da fındık kabuğu ham madde olarak eklenir. Aynı zamanda E vitamini içeren fındık kabupu kaynatılarak cilt bakım ürünlerine eklenir. Erken yaşlanmayı önleyen fındık kabuğu ihtiyaç olan A ve C vitaminlerinin yüzde 70’ini kolaylıkla karşılar. Fındık kabuğu kaynatılıp suyu tüketildiğinde bağırsak florasını da dengeler. Kan değerlerini dengeleyerek kalp ve damar hastalıklarını önler. 

DÖVÜLMÜŞ ÇİĞ FINDIKTAN BİR AVUÇ YERSENİZ…

Salata olarak tüketilen kuzukulağı ekşi bir tadı olduğundan herkes tarafından beğenilerek kullanılmaz. Ancak bu bitki yüzyıllardır kendiliğinden yetişir ve alternatif tıpta doğal ilaç yapımında tüketilir. Fosfor ve demir bakımından zengin olan kuzu kulağı görüntü olarak ıspanakla karıştırılır. Peki Kuzu kulağının faydaları nelerdir? Kuzu kulağı nasıl tüketilir? Kuzu kulağı suyu ne işe yarar? İşte yanıtı:

Bilim literatüründe Rumex acetosella olarak adlandırılan kuzu kulağı, kırmızı gövdeli bir bitki türüdür. Yapraklarında yüksek miktarda potasyum barındıran kuzu kulağı, ayrıca okzalat, oksalik asit, tanen, antrakinon, reçine ve şeker içerir. Bunun dışında A, B ve C vitaminleri bakımından zengindir. Tüysüz uzun yaprakları nedeniyle kuzuların kulaklarına benziyor. Halk arasında ekşimlik, oğlak kulağı ve ebemekşisi olarak da isimleri vardır. Türkiye’de en fazla yetiştiriciliği Tokat’ta yapılırken Dünya da ise Avrupa ülkelerinde sera yöntemiyle yetiştirilir. Ancak kuzu kulağı kendiliğinden sulak alanlarda yetişen bir bitkidir.Sonbaharda tam olgunlaşan bu bitki kış ayları boyunca pazar tezgahlarında bulunabilir. Eski çağlardan beridir cilt hastalıklarında sıklıkla kullanılan kuzu kulağı özellikle sedef hastalığı, egzama ve çıbanlara birebir fayda sağlar. İçerdiği asidik özellikle cilt yüzeyindeki deforme olmuş hücreleri yeniler. Güçlü bir mikrop öldürücü vardır. Yapılan son araştırmalarda bitkinin anne sütünü artırıcı etkisinin olduğu saptanmıştır. Karabuğday ailesine ait kuzu kulağı nemli topraklarda kolayca yetişir. Çiğ olarak tüketilebilir. 

KUZU KULAĞI SUYU NE İŞE YARAR?

Alternatif tıpta kuzu kulağı suyu özellikle cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Bir demet kuzu kulağı iyice yıkandıktan sonra bir litre su eklenerek kaynatılır. Yarım saate kadar kaynayan su süzülür. Yumuşamış olan lapa kuzu kulağını kurumuş topuk ya da dirseğe koyup üzerini streçleyip yarım saat beklerseniz. Bu bölgenin yenilenmesine yardımcı olur. Ayrıca bu su egzama gibi rahatsızlıklara sürüldüğünde deforme olan bölgeyi yeniler. Kuzu kulağı kurutulup kaynatılıp çay elde edilir. Bu çay güçlü bir idrar söktürücüdür. Sindirimi düzenler ve safranın fonksiyonlarını yeniler. 

KUZU KULAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Kadınların ergenlikten itibaren yaşadığı adet döngüsünde yaşanan sancı ve ağrıları dindirir. Ayrıca düzensiz adet döngüsünde de fayda sağlar.

C vitamini eksikliğinden kaynaklı ortaya çıkan ciddi hastalıkların riskini düşürür. Vücuttaki sağlıklı hücre sayısını artırır.

Çiğ olarak tüketildiğinde dil üzerindeki enfeksiyonlu hücreleri ve diş aralarındaki besin atıklarını temizler. Diş etlerini güçlendirir. Diş kaybını azaltır.

Çeşitli sebeplerden ötürü yavaşlayan bağırsaklar kabızlığa neden olur. Ancak kuzukulağı bağırsakların işlevselliğini artırarak sindirim sorunlarının önünde geçer. Adeta müshil gibi etki sağlar.

Taze olan kuzukulağı ezilip cilt yüzeyine sürüldüğünde burada olan egzama, sedef, güneş yanığı gibi cilt problemlerin riskini azaltır. Tüm cilt hücrelerini güçlendirerek yaşlanma ve kırışıklık gibi etkileri ortadan kaldırır.

Kandaki toksinleri ve yağları temizleyerek idrar yolu ile atar. Bu işlemi sırasında idrar yollarını ve mesaneyi temizler. Taş ve kum oluşumunu önler.

İçeriğinde sıvı oranı yüksek olduğunda böbrek bezlerini çalıştırır. Ancak yüksek potasyum içerdiğinden vücutta sıvı dengesizliğine yol açabilir. 

Üst solunum yolları hastalıkları sırasında tüketildiğinde boğazı enfeksiyondan arındırır. Bağışıklığın neden olduğu yüksek ateşi düşürür. 

Yapılan araştırmalarda kuzukulağı tohumunun anne sütünü artırdığını ve besleyici özelliğini çoğalttığı görülmüştür. 

KUZU KULAĞI NASIL TÜKETİLİR?

Genellikle çiğ olarak salatalarda kullanılır. Ancak çorba ve böbreklerde de iç malzeme niyetine de tüketilebilir. 20 gram kurutulmuş kuzukulağını kaynamış bir bardak sıcak suyun içine ekleyin 5 dakika sonra süzüp tüketin. Bu çay ateşi düşürmeye ve idrar sökmeye yardımcı olur. Bir demet kuzu kulağını iyice yıkayın. Bir saat boyunca sirkeli suda bekletin. Daha sonra doğrayıp bir tabağa alın içine bir salatalık doğrayıp zeytin yağı limon ve pul biber ekleyip tüketin. Bu salatayı ara öğün olarak tükettiğinizde kilo vermenize de yardımcı olur.

Birçok çeşidi olan leblebi, nohutun kaynatılıp kavrulmuşundan elde edilir. Güçlü bir kalsiyum kaynağı olan leblebi, hemen hemen her evde bulunur. Sarı leblebi genellikle kuru üzümle beraber tüketilmeyi tercih eder. Uzmanlar gelişime destek sağladığını söyler. Peki Leblebinin faydaları nelerdir? Kavrulmuş leblebi ne işe yarar? Kaç çeşit leblebi vardır? İşte soruların yanıtı:

Nohutun kaynatılıp daha sonra kavrulması sonucu elde edilen leblebi Şeyh Murat Gazi tarafından 1370 yılında keşfedildi. 17. yüzyılda en çok tüketilen kuruyemiş olan leblebi özellikle kış aylarında boza ya da sahlep ile beraber tüketilmeye başlandı. Ülkemizde Çorum’da sıklıkla yapılan kavrulmuş leblebinin çeşitleri bulunmaktadır. İçerdiğinde bol miktarda vitamin ve mineraller mevcuttur. Kavrulduğu esnada bazı özelliklerini kaybetse bile kalsiyum ve lif gibi özellikleri oldukça artar. Özellikle içerdiği lif bakımından sindirime fayda sağlayan leblebi metabolizmayı hızlandırarak kilo vermede yardımcı olur. Ayrıca leblebi kalsiyum deposudur. Vücut sağlığında kalsiyum kemik için vazgeçilmez bir mineraldir. Ülkemiz dışında Asya ülkelerinde sıklıkla tüketilen kavrulmuş leblebi özellikle akşam çayla beraber tüketilen kuruyemiştir. 

KAVRULMUŞ LEBLEBİ NE İŞE YARAR?

Kavrulmuş leblebi özellikle kemik gelişimi için fayda sağlar. Ayrıca kilo vermek isteyenler içinde ideal bir bir besindir. Uzun süre tok kalmayı sağlar. Aynı zamanda vücut enerjisini de yüksek tutar. Kavrulmuş leblebi lif bakımından zengin olduğundan mide ve bağırsakların fonksiyonlarını düzenler. Dozunda tüketildiğinde metabolizmayı düzenler. Ancak aşırıya kaçıldığında bazılarında kabızlığa bazılarında ise ishale neden olur. 

KAÇ ÇEŞİT LEBLEBİ VARDIR?

Nohutun leblebi aşamasında birden fazla çeşidi yapılmaktadır. Sarı (kavrulmuş), beyaz ve şekerli leblebiler en yaygın şekilde tüketilenlerdir. Osmanlı döneminden beridir kültürümüzde yer alan bu besinin çeşitliliğinin bir diğer nedeni de şehirden şehire farklılık gösterir. Bazı yörelerde leblebi; Türk kahvesi, ballı susamlı, çikolatalı, haşhaşlı ve acılısı yapılır. Kuruyemiş olarak tüketilen leblebinin kökeni Çorum şehri olmasına rağmen çeşitliliği Gaziantep’te fazladır. Her Türk ailesinin evinde bulunur. Kavrulmuşu genellikle kuru üzümle beraber tüketilir. Bu ikili kandaki şeker oranını artırır.

LEBLEBİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Gün içerisinde bir avuç tüketilen leblebi açlığı gidererek uzun süre tokluk hissi verir. Bu sayede kilo vermek isteyenler için ideal bir besindir. 

Yapılan araştırmalarda bir fincan kavrulmuş leblebinin kötü kolesterol seviyesini azaltığı tespit edilmiştir. Bu sayede inme, felç, kalp krizi ve damar tıkanıklığı gibi rahatsızlıkların yaşanma riski azalır.

İçeriği amino asitler sayesinde vücudun sinir hücrelerinin sağlığını korur. Sinir hücrelerinin fonksiyonlarını artırdığından stres ve depresyon gibi ruhsal hastalıkların yanı sıra uyku düzenine de iyi gelir. Bunun akabinde beynin daha kapsamlı çalışmasını sağlar.

Demir bakımından zengin olduğundan bağışıklığın güçlenmesini destekler. Güçlü olan bağışıklık sayesinde vücudun hastalıklara karşı direnci artar. Aynı zamanda kansızlık gibi ciddi hastalıkların önüne geçer.

Kahvaltıdan sonra bir avuç tüketilen leblebi gün boyu vücudun enerji seviyesini yüksek tutar. Yorgunluk gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler.

Yapılan araştırmalarda kolon kanseri için birebir fayda sağladığı tespit edilmiştir. Kolondaki hücrelerin sağlığını korur.

Bazı uzmanlar böbrek taşlarının düşürülmesi için kavrulmuş leblebi önerir. İçerdiği amino asitler sayesinde böbreklerde taş oluşumu önler olan taşlarında kuma dönüşüp idrar yolu ile atılmasını sağlar.

En güçlü etkisi ise içerdiği kalsiyum oranıdır. Kemik ve kas sağlığını güçlendirerek yaşanan hastalık riskini azaltır.

Çiğ hali tüketilmeyen besinler arasında yer alan bamya lif bakımından zengindir. Bu yüzden bağırsaklar için doğal ilaçtır. Bunun yanı sıra vücuttaki toksinleri atmada yardımcı olan bamya özellikle romatizmal hastalıklara iyi gelir. Peki Bamyanın faydaları nelerdir? Bamya suyunun faydası var mıdır? Hangi hastalıklara iyi gelir? Bamya tohumu ne işe yarar? İşte cevapları:

Günlük tüketilen 100 gram bamya vücudun ihtiyacı olan folik asit miktarının yüzde 20’sini karşılar. Bamya lif, demir, magnezyum, kalsiyum minerallerinin yanı sıra A ve C vitaminleri bakımından da oldukça zengindir. Yapılan araştırmalarda bamyanın içeriğinde şeker oranı düşük, enerji oranı yüksek maddelerin de bulunduğu ortaya çıkmıştır. Ebegümeci ailesine ait olan bamya ılık iklimlerde yetişir. İçerdiği yüksek lif sayesinde mide ve sindirim hastalıklarına fayda sağlar. Kızartması, salatası ve yemeği yapılan bamya bazı yörelerde kurutularak da tüketilebilir. Yapılan araştırmalarda idrar dökmede etkisi olduğu ortaya çıkan bamyanın çiçekleri ezilerek çay yapılır. Akdeniz iklimine ait olan bu sebze Japonya ve Hindistan’da sıklıkla tüketilir. Ülkemizde Ege ve Marmara’da yetiştiriciliği yapılan bamya kültürel bir sebzedir. Uzmanlar yaz aylarında haftada bir kez tüketilmesini tavsiye ediyor. Zengin mineralleri bakımından hem vücudun sıvı oranını artırıyor hem de vücut için gerekli olan vitamin ve mineralleri sağlıyor. Bu yüzden haftada en az 3 gün tüketilmesi gereken önemli besinler arasında yer alıyor. 

BAMYA SUYUNUN FAYDASI VAR MIDIR?

Eski çağlardan beri tüketilen bamya suyu, özellikle boğaz enfeksiyonlarına fayda sağlar. Kesin bir araştırması olmazsa da halk arasında kandaki şekeri düzenlediği söylenir. Folik asit bakımından zengin olan bamya suyu, hamilelik dönem için olmazsa olmazlardandır. Bebeğin gelişimi için katkı sağlayan folik asidi bamya suyu yüzde 30 oranda karşılayabilir. Bu sayede kemiklerin gelişimini de olumlu katı verir. Bamya saplarını kesip iyice yıkayın. Bir kaba koyduğunuz bamyaların üzerine su ekleyin. Bir gün boyunca beklettiğiniz bu karışımdaki bamyaları iyice sıkın ve suyunu çıkarın. Bamya posalarını kurumuş ayak topuğuna ya da dirseklere sürebilirsiniz. Çıkan suya da limon sıkarak günde bir kereliğine tüketebilirsiniz.

BAMYANIN TOHUMU YERSENİZ…

Bamyanın içinde bulunan minik toplara bamya tohumu denir. Bu tohumlar toplanarak kurutulur. İçeriğinde yüksek miktarda çinko ve demir maddeleri barındıran tohumlar eski çağlardan beridir alternatif tıpta tüketilirmiş. Merak edilen sorulardan biride bu tohumlar nasıl tüketilir? Bir su bardağı dolu bamya tohumunu temiz bir tülbente koyun. Bir bardağın arkası ile iyice ezin. Toz haline gelen tohumları bir kaseye alın. İçerisine bir buçuk yemek kaşığı bal ve bir çorba kaşığı zeytin yağı koyup karıştırın. Karışımı bir gece dolapta beklettikten sonra her gün bir kaşık tüketiniz. Bu karışım;

Bağışıklık sitemindeki hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Vücuttaki tüm toksinleri atar. 

Kan şekerini dengeleyerek diyabet gibi hastalıkların önüne geçer.

İçerdiği yüksek K vitamini sayesinde kanın pıhtılaşmasını destekler.

Diz ağrısı, kireçlenme ve menüsküs gibi vücutta azalan sıvı kaybıyla ortaya çıkan inanılmaz ağrılara neden olan hastalıklara bitirmeden adeta en etkili doğal ilaçtır.

Ayrıca bamya tohumu düzenli tüketildiğinde reflü ve gastrit gibi mide hastalıkların yaşanmasını da önler. 

Lif oranı yüksek olan bu karışım düzenli her gün tüketildiğinde tokluk hissi vererek kişinin abur cubur ve fazla yemek yeme isteğini azaltır. 

BAMYANIN FAYDALARI! HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

İçerdiği bol miktarda C vitamini sayesinde ciltte deforme olmuş hücrelerin yenilenmesini destekler. Aynı zamanda ciltte bulunan genç hücrelerin oranını artırarak yaşlanmayı yavaşlatır.  

Saçların kabarmasını önlemek için bamyadan faydalanabilirsiniz. 100 gram bamyayı kaynatıp suyunu soğumaya bırakın. Daha sonra bu suyu kullandığınız şampuana  ekleyiniz. Bamya içerdiği zengin mineraller sayesinde saçınızın kabarmasını engelleyerek, hacmini ve parlaklığını arttıracaktır.

Böbrek hastalığı olan kişilerin sıvı oranı yüksek besinler tüketmeleri gerekir. Bu yüzden böbrek hastalarının su oranı yüksek bamya sebzesini düzenli tüketmelerinde fayda vardır.

Üst solunum yolları hastalığına yakalanmamak içinde bamya, tüketilmesi gereken besinlerden biridir. Zararlı hücrelere karşı bağışıklığı güçlendirerek kansere yakalanma riskini azaltır. 200 gram bamyayı 30 dakika boyunca kaynatın. Elde ettiğiniz bamya suyuna bir diş sarımsak ve iki yemek kaşığı limon suyu ekleyerek 15 dakika dinlenmeye bırakınız. Hafta da bu sudan bir bardak içebilirsiniz.

Güçlü antioksidan özelliği de vücutta oluşan ödemleri idrar yoluyla kolayca atmaya yardımcı olur.

Yüksek lif içeriği sayesinde sindirimi kolaylaştıran bamya, vücuttaki atık yiyeceklerin kalıcı hasarlar vermeden kolayca vücuttan atılmasını sağlar. Ayrıca uzun süreli tokluk sağlayarak vücuda gerekli enerji desteği verir.

Bazı yiyecekler midedeki asit oranının dengesini bozar. Bamya suyu bu oranı dengeleyerek oluşma ihtimali olan ülser rahatsızlığını önler.

Lif bakımından zengin olan şeftalinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Özellikle sindirim sistemine iyi gelen şeftaliye Uzakdoğu ülkelerinde mucize meyve olduğunu söylerler. Peki şeftalinin faydaları nelerdir? Şeftali çayı ne işe yarar? Haftada bir şeftali suyu içerseniz ne olur? Sizler için vücudun enerjisini artıran şeftaliyi araştırdık. Haberin detayında şeftaliye dair merak edilen her şeyi bulabilirsiniz.

Ülkemizde en fazla Bursa’da yetişen şeftali içerdiği vitamin ve mineral bakımından göz sağlığında cilde kadar birçok faydası vardır. Meyve suyu ve reçel olarak tüketilen bu besin kaynağı içerdiği yüksek lif sayesinde de diyet listelerinde ilk sırada yerini alır. Uzmanlar şeftalinin olduğu kadar suyununda faydalı olduğunu belirtiyor. Gülgiller ailesine ait olan şeftalinin tüysüzüne nektari denir. İçeriğinde bol sıvı barındıran şeftali aynı zamanda en doğal şekeri içerir. Yaz meyvesi olmasına rağmen ilkbaharın Mayıs ayından itibaren tezgahlardaki yerini alır. Eylülün sonuna kadar tüketilir. İçerdiği çekirdek ise doğadaki en temiz yakıt türüdür. Enerji sağlayan şeftali çekirdeği içeriğinde kükürt ve kül barındırır. Yakıldıktan sonra doğaya yenilen mineral ve vitamin olarak döner. Dünya’da en çok Uzak Doğu ülkelerinin hayranlıkla tüketiği bir besindir. Eski çağlarda bu besinin hastalıklara karşı şifacı olduğuna inanılırmış. Özellikle hücreleri yenileme özelliği sayesinde Çin’de gençlik ilacı olarak görülmüştür. Ülkemizde yaz aylarının sonlarına doğru reçeli ve kompostosu yapılır.

BAĞIRSAK DÜZENLEMESİ İÇİN ŞEFTALİ ÇAYI!

Güçlü bir lif kaynağı olduğundan bağırsak ve mide için olmazsa olmaz besinlerdendir. Metabolizmayı düzenleyerek bağırsakların ihtiyacı olan lifi sağlar. Besinlerin kolayca ayrışmasını ve enzimlenmesine yardım eder. Diyet yapmak isteyenler için ideal bir besin olan şeftali genellikle çay şeklinde tüketilir. Şeftali, aynı zamanda bağışıklık sistemindeki antikorları kontrol ederek vücudun aniden ateşlenmesini önler. Ayrıca idrar söktürücü özelliği sayesinde mesane ve böbreklerde taş ve kum oluşumunu önler.

ŞEFTALİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– C vitamini bakımından zengin olduğundan kas ve kemik gelişimini destekler.

Yemeklerden sonra yaşanan hazımsızlık ve şişlik gibi mide sorunlarının yaşanmasını azaltır.

Vücuttaki serbest radikalleri idrar yolu ile atar. Ayrıca güçlü bir idrar söktürücüdür.

Zengin sıvı içeriği sayesinde böbrek üstü bezlerinin çalışmasını sağlar. Vücudun susuz kalmasını önler. Aynı zamanda sıvı kandaki hücreleri ve sinirlerin akışını sağlar.

Yapılan araştırmalarda içeriğinde demir barındırdığından kansızlık gibi riskli hastalıkların yaşanma oranını azaltır. Kilo almadan demir oranını yükseltir.

En önemli faydası ise yüksek lif sayesinde sindirimi kolaylaştırır. Uzun süre tokluk hissi verir. Vücudun enerji oranını yükseltir. Diyet yapmak isteyenler için ideal bir ara öğündür. Yoğurt ile beraber tüketildiğinde bağırsaklardaki besin atıklarını ve karaciğerdeki toksinleri temizler. 

HAFTADA BİR ŞEFTALİ SUYU İÇERSENİZ NE OLUR?

İleri yaşlarda ortaya çıkabilecek olan kornea incelmesini engellemek için haftada bir bardak şeftali suyu içilmesinde fayda var. Şeftali içerdiği beta-karoten maddesi sayesinde gözdeki deforme olmuş hücreleri güçlendirerek uzun yıllar göz sağlığını korur.

Şeftali vücuttaki demir emilimini arttıran C vitamini bakımından da oldukça zengindir. Adet dönemlerindeki kadınlarda ve gelişim çağındaki çocuklarda görülen kansızlık demir eksikliğinden dolayı ortaya çıkar. Uzmanlar bu dönemlerde şeftali suyu tüketilmesi gerektiğini belirtir. 

Güneş, kötü beslenme ve çevresel faktörler cildimizi deformasyona uğratır. A ve C vitaminleri bakımından zengin olan şeftali bu durumun yaşanma riskini ortadan kaldırır. Vücutta cildi olumsuz etkileyen serbest radikallerin idrar yolu ile atılmasında yardımcı olan güçlü bir antioksidan etkiye sahiptir.

Diüretik madde sayesinde idrar yoluyla bağırsaklarda biriken toksinleri de atar. Aynı zamanda sindirimi düzenleyerek kilo vermede yarımcı olur.

Fenolik bileşikler bakımından da zengin olan şeftali kötü kolesterolü  düşürür aynı zamanda içerisindeki antioksidanlar sayesinde damarları temizleyerek kan akışını dengeler. Böylece ödem ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.

Yapılan araştırmalarda şeftalinin kolon, akciğer ve ağız kanseri gibi hastalıklara neden olan tümörlerin oluşumunu azaltığı tespit edilmiştir.

Bitki şeklinde yetişen sumak topluluğu ayrıştırılarak kullanılır. Öğütülür ya da kurutularak baharat olarak tüketilen sumak içerdiği yüksek besin değerleri sayesinde sağlığına fayda sağlar. Sumak suyunun faydaları nelerdir? Sumak suyu nasıl yapılır? Ekşi tadı olan sumak Anadolu yemeklerinin baş tacıdır. Özellikle üst solunum yolları hastalıklarına neden olan virüslerin etkilerini kısa sürede yok eder.

Yabani otlar arasında yerini alan sumak meyvesi toplanır ve kurutularak toz haline getirildikten sonra baharat olarak kullanılır. Hemen hemen her toprakta yetişen bu otun toplamda 150 türü bulunmaktadır. Yalnızca iki çeşidi zehirsizdir. Ekşi tada sahip sumak, limonun olmadığı zamanlarda alternatif olarak kullanılır. Yapılan araştırmalarda limon gibi sumağın da antioksidan özelliği olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda uzmanlar üst solunum yolu hastalıklarında ilaç kullanmadan sumak suyu ile tedavi olunabileceğini vurguluyor. Düzenli tüketildiğinde vücut içerisine gire bakteri ve virüslerin etkilerini ortadan kaldırıyor. Türkiye’de özellikle Doğu Anadolu mutfağının vazgeçilmezi olan sumak, kuru dolma gibi yemeklerin yanı sıra ağız içi yararlarda kullanılan en güçlü doğal ilaçtır.  Tohum olarak toplanan sumak tuz ile havanda dövülerek kullanılır. Soğan gibi ağır kokuya neden olan besinlerle beraber yapılarak kokularının etkileri azaltılmaya çalışılır. 

SUMAK GARGARASI NE İŞE YARAR?

Sürekli diş eti problemi yaşayan ve ağız kokusu şikayeti olanlar için gargara idealdir. Ayrıca tükürük bezlerinin çalışmasını destekler. Ağız içinde enfeksiyon oluşmasını önler. Bu yüzden yara oluşumunu engeller. 100 mililitre suya bir yemek kaşığı sumak atın. Kaynatın ve ocaktan aldıktan sonra ılık hale geldikten sonra sabah akşam günde iki defa gargara yapabilirsiniz. 

SUMAK ÇAYI NASIL YAPILIR?

Güçlü bir antiseptik özelliği olan sumaktan elde edilen çay, enfeksiyon ve bakterileri hızla vücuttan atar. İki hafta düzenli tüketildiğinde faydasını gösteren sumak çayını yapmak için; Bir buçuk su bardağı suyu cezveye koyun içine de bir tatlı kaşığı sumak atın kaynatın. 5 -6 dakika sonra ocaktan alıp ılık olmasını bekleyin. Ilık oldukta sonra tüketin. Ancak günde bir bardak yeterlidir. 

SUMAK SUYUNUN FAYDALARI NELERDİR? 

Kandaki insülin oranını dengeler. Bu özelliği sayesinde diyabet ve yüksek tansiyon hastalarının tüketmesi gereken besinler arasındadır. Ancak aşırıya kaçılmaması gerekir. Aksi halde faydalı olan bu besin tansiyonun yükselmesine yol açabilir. Yüksek tansiyon hastalarının ne kadar tüketmesi gerektiği konusunda bir uzmana başvurmasında fayda var.

Antioksidan etkisi sayesinde üst solunum yolları hastalıklarında aniden meydana gelen yüksek ateşi düşürerek beyin sağlığını korur.

Hafta da bir bardak tüketilen sumak suyu, sinir sisteminde deforme olmuş hücrelerin sayısını azaltarak sağlıklı hücrelerin artmasına yardımcı olur. Yorgunluk, stres ve depresyon gibi rahatsızlıkların yaşanma riskini de azaltır.

Gıda zehirlenmesi esnasında sumak baharatını kaynatıp bir bardak içmeniz faydalı olacaktır. Hem midenizi hem de bağırsaklarınızı temizleyerek idrar ve dışkılamayla zehirlenmeye neden olan zararlı bakterileri vücuttan atar. 

Sumak suyu, sindirimi düzenlediği için zayıflamak içinde kullanabilirsiniz. Aynı zamanda gün içerisinde yarım çay bardağı tükettiğiniz sumak suyu hazımsızlık ve şişkinliği de önler.

İştahsızlık problemi yaşayan çocuğunuza sumak suyundan ayda bir kere içirmeniz de fayda vardır. Hem çocuğunuzun vücut direncini artırır hem de iştahını açarak daha sağlıklı beslenmesine yardımcı olur.

SUYUNDAN ELDE EDİLEN DİĞER YÖNTEMLER

Sumak, genellikle tırnak altlarında oluşan dolamanın iyileşmesi için de kullanılan doğal tedavi yöntemlerinden biridir. Kaynayan sumak suyunun içine sirke ve bal koyarak iyice kaynatın. Bu karışımı bir gün beklettikten sonra dolamanın üzerine sürünüz. 

Hücreleri yenileyici özelliği sayesinde cilde ve saça da faydası vardır. Kaynatılmış sumak suyunu tonik olarak kullanabilirsiniz. Sabah akşam düzenli olarak kullandığınız bu su hem sivilce ve akne oluşumunu engeller hem de yaşlanmayı geciktirir.

SUMAĞIN YAN ETKİLERİ VAR MI?

Aşırı tüketildiğinde mide asidinin dengesi bozulabilir. Bu yüzden günde en fazla bir bardak tüketilmeli. Tuvalet ihtiyacı sırasında yanmaya neden olabilir. Aşırı ekşi bir yapısı olduğundan tansiyon hastası olanların tüketmesi uygun değildir. Aynı zamanda zehirli olan türleri de bulunduğundan alındığı yerlere dikkat edilmeli.