Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Koronavirüs salgını nedeniyle tedbirler giderek sıkılaştı. Uzmanlar bu tedbirlerden en önemlisinin dışarıdan eve getirilen poşet ve gıdalar olduğunu vurguladı. Özellikle dışarıdan alınan ekmeğin fırında 90 derecede 10 dakika bekletilmesi önerildi.

Solunum ve hava yoluyla hızla yayılan koronavirüsün yüzeylerde kalma süresi de yüksektir. Bu yüzden kişiden kişiye bulaşma riski yüksek olduğu kadar temasla da bulaşma olasılığı vardır. Uzmanlar sosyal mesafenin ve hijyenin oldukça önemli olduğunu vurguluyor. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erbaş, Kovid-19 koronavirüsünün engellenmesi için tedbirleri alışkanlık haline getirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Erbaş, markette gitmeden önce mutlaka evde liste yapılması gerektiğini bu yüzden markette oyalanmadan ihtiyaçların karşılanıp uzun süre kalmadan oradan ayrılması gerektiğini belirtti. Ayrıca uzman doktor alışverişe kolonya, maske ve eldiven olmadan çıkılmaması gerektiğinin bir kez daha altını çizdi.

EKMEKLERİ 90 DERECELİK FIRINDA 10 DAKİKA BEKLETİN!

Dışarıdan getirilen eşyaların ise evin içine konulmadan balkon, teras ya da pencere önü gibi yerlerde bekletilmesi gerektiğini söyledi. Erbaş açıklamalarına “Alışverişte sağlıklı beslenmeye ve bağışıklık sistemine yardımcı olan yumurta, et, süt gibi proteinli gıdalar, kırmızı, mor, yeşil, sarı ve beyaz gibi doğal renkleri birbirinden farklı vitamin ve minerallerce zengin meyve, sebzeler tercih edilmeli. Bunlara ilave olarak yoğurt, kefir, boza ve turşu gibi probiyotik özellikli gıdalara, kekik ve zerdeçal gibi antioksidan özellikli baharatlara, ay çekirdeği ve kabak çekirdeği gibi çinko mineralince zengin tuzsuz kabuklu yemişlere de bağışıklık sistemini desteklemeleri nedeniyle öncelik verilmeli. Açık şekilde veya poşetlenmiş olarak alınan ekmeklerin, sıcaklığı 90 derece kadar olan fırında 10 dakika kadar tutulması gerekir” sözleriyle devam etti. 

Enerji veren ve lif bakımından zengin olduğundan metabolizmayı düzenleyen mısır hakkında her şeyi sizler için araştırdık. Peki mısırın faydaları nelerdir? Patlamış mısır faydalı mı? Haşlanmış mısırın suyu içilir mi? Haşlanmış mısırına her sokakta rastlamak mümkündür. Özellikle Asya ülkelerinden biri olan Güney Kore’de bol tüketilen mısırın sadece haşlanması yenmez aynı zamanda haşlamadan elde edilen suyu da içerler.

Haşlanmış, patlamış ve baharatlı olarak kullanılan mısır, salata, yemek ve çerez olarak tüketilir. Meksika ve Orta Amerika’da yetişen zamanla tüm dünyaya yayılan mısır sadece yiyecek olarak değil aynı zamanda cilt bakımında ya da tıbbı tedavide kullanılır. Anadolu’ya gelen mısır ise kurutulup ufalandıktan sonra un olarak da üretime başlandı. Sadece mısır değil etrafındaki bitki ve sapları da insan sağlığına faydası vardır. Lisin ve triptofan gibi maddeler protein etkisi yapar. Ayrıca içeriğinde lif ve aminoasit gibi insan sağlığına destek veren vitamin ve mineraller vardır. Ülkemizde şuan en çok Karadeniz ülkesinde yetiştirilip tüketilen mısırın yağı da çıkartılarak kullanılır. Bilim liteatüründe Angiosperms olarak bilinen mısırın tüm dünyaya nasıl yayıldığı tam olarak bilinmez. Ancak bununla ilgili ciddi araştırmalar var. Bazı bilim insanları mısırın en saf halinin neredeyse olmadığını vurguluyor. Sulu ve nemli bir toprak ihtiyacı olan mısır güçlü lif bakımından sindirim hastalıkları için inanılmaz faydası vardır. 

PATLAMIŞ MISIR FAYDALI MIDIR?

Film izlerken çoğu insanın vazgeçilmezi haline gelen patlamış mısır hakkında birçok yanlış bilgi vardır. Yağ ve tuzda patlatılarak elde edilen bu besin aslında zeytinyağı ve az miktarda tuzla yapıldığında faydalı olur. Bu yüzden bazı uzmanlar faydalı olduğunu savunur. İçeriğindeki bol miktarda lif sayesinde sindirim hastalıklarına fayda sağlar. Aynı zamanda kan şekerini dengelediği uzmanlar tarafından halen savunuluyor. Zeytinyağı ile patlatıldığından omega-3 yağ asidi bakımından zengin olur. Bu da kalp ve damar hastalıklarını önler. Kabızlık için oldukça doğa bir ilaçtır. 

HAŞLANMIŞ MISIR SUYU İÇİLİR Mİ?

Güney Kore insanının sağlıklı olduğu hemen hemen herkes tarafından biliniyor. Abur cubur tüketiminde en alt sıralarda yer alan Koreliler bu ihtiyaçlarını doğal yollarla gideriyorlar. Bunlardan biride mısırdır. Kahvaltıdan önce mısır tanelerini kaynatıp bir bardak olarak hem suyu hem taneleri tüketen Koreliler, metabolizmayı hızlandırdığı yönünde açıklamalarda bulundu. Aynı zamanda mısır haşlaması suyu, sindirim sistemini temizler. Bağırsak parazitlerini azaltır. Mide asidini dengeleyerek, ülser ve reflü gibi hastalıkları önler. 

MISIRIN FAYDALARI NELERDİR?

Karaciğer vücuttaki tüm yağları toplayıp atmaya yarayan organdır. Aynı zamanda bu organ kolesterol seviyesinde de etkilidir. Karaciğerin çalışmaması durumunda yağların vücuttan atılmaması kötü kolesterol seviyesinin yükselmesine zemin hazırlar. Bu da çok ciddi kalp ve damar hastalıklarına neden olur. Mısır içerdiği doymamış yağ sayesinde bu yağ oranını dengeleyerek kötü kolesterolün yükselmesini engeller.

Bir bardak mısırın içerisinde yaklaşık 30 gram karbonhidrat bulunmaktadır. Bu karbonhidrat vücudun ihtiyacı olan enerjinin yüzde 80’ini karşılar. Aynı zamanda karbonhidrat beyin ve sinir hücreleri için oldukça etkilidir. Uzmanlar spor yapanlar için performanslarını artırmak amaçlı günde bir tane haşlanmış mısır tüketimini öneriyor.

Demir eksikliği kansızlığa neden olur. Aynı zamanda B12 ve folik asit gibi maddelerin eksikliği de zamanda kansızlık yani ameni gibi ciddi hastalığa sebebiyet verir. B12 bakımından zengin olan mısır kandaki hücreleri yenileyerek kansızlığın yaşanma riskini azaltır.

İçerdiği çözünebilir lifler sayesinde sindirimi kolaylaştıran mısır yaşam kalitesini etkileyen kabızlık gibi hastalıkların yaşanma oranını düşürür. Bağırsakların daha sağlıklı çalışmasını destekleyen mısır, iltihap bağırsak sendromunu önler. Uzmanlar bağırsakları hızlı çalışan kişilerin mısır tüketirken daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguluyor.

Göz sağlığı için en etkili maddeler beta-karoten ve A vitaminidir. Bunlar sayesinde korneada herhangi bir incelme ya da deforme meydana gelmez. Ancak bazı nedenlerden ötürü azalan bu iki madde sonucunda ciddi göz hastalıkları yaşanır. Bu iki madde bakımından doğa da en zengin besinler arasında yer alan mısır düzenli tüketildiğinde bu gibi durumların yaşanma riskini düşürür.

Yapılan araştırmalara göre mısır vücutta gezen serbest radikalli hücrelerin oranını azaltır. Bu etkisi sayesinde DNA’nın yapısını korur. Böylece tümörlü hücrelerinde oluşma olasılığını düşürerek kanseri önler. Meme ve karaciğeri gibi kanserlerde oldukça etkilidir.

Beyin hücrelerinin sağlığı için faydalı olan timin bakımından da zengin olan mısır, güçlü bir hafıza ile ileri yaşlarda yaşanma ihtimali olan alzheimer gibi hastalıkların yaşanma riskini azaltır.

Kilo vermede yardımcı olduğu kadar kilo almada da fayda sağlayan mısırı diyetisyenler önermeden tüketilmesi uygun olmaz. Çünkü her insanın metabolizma yaşı oldukça farklıdır. 

MISIR ALERJİSİ VAR MIDIR?

İçeriğinden fazla fruktoz içeren mısır alerjiye neden olabilir. Vücuttaki protein maddelerin fazla üretilmesi karşısında bağışıklık sisteminde antikor üretmesi alerjinin yaşanmasını sağlar. Genellikle migren, egzama, bulantı, kusma ve kurdeşen gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu yüzden uzmanlar özellikle hamile kadınların tüketmeden bir doktora başvurması gerektiğini söylüyor. 

En sık görülen rahatsızlıklardan biri baş ağrısıdır. Baş ağrısı hem bir hastalık hem de bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Genellikle Ramazan ayında artan baş ağrısını önlemek için uzmanlar bazı önerilerde bulunur. Yaşam kalitesini düşüren baş ağrısı, hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Baş ağrısı neden olur? Oruçluyken yaşanan baş ağrısı nasıl önlenir? Baş ağrısına ne iyi gelir?

Metropol yaşamda en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan baş ağrısı erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülür. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen baş ağrısı başlı başına bir hastalık olduğu gibi hastalık belirtisi de olabilir. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre toplumda 4 kişiden 3’ünde görülen baş ağrısı nörolojik hastalıklar türüne girer. Yapılan araştırmalarda baş ağrısının en sık sebebi üst solunum yolları hastalığıdır. En çok yaşanan baş ağrıları ise migren, gerilim tipi ve küme baştır. Baş ağrısı birçok neden de dolayı görülebilir. Genetik ve çevresel faktörler ise bunlardan en yaygınıdır. Aşırı sinirlenme, stres ve depresyon sırasında beyindeki damarlar genişler ve beyin kendiliğinden bazı kimyasal maddeler üretir. Sinirleri uyararak ağrı meydana gelir. Bunun yanı sıra enfeksiyonlara bağlı gelişen sinüs, kulak ve beyin zarı iltihabı da baş ağrısının yaşanmasına zemin hazırlayabilir. Baş ağrısı aynı zamanda anevrizma, malformasyonlar, damar tıkanıklıkları, tümör ve hipertansiyon gibi hastalıkların da belirtisi olabilir. Bunlar hayati önem taşıyan hastalıklardır. Şiddetli ve devamlı baş ağrısı akabinde bir uzmana danışılmalıdır.

ORUÇLUYKEN YAŞANAN BAŞ AĞRISI NASIL ÖNLENİR?

Uzun süreli açlık ve susuzluk baş ağrısına neden olabilir. Bu da ani tansiyon değişimlerine yol açar. Kan şekeri düşer. Vücutta azalan vitamin ve mineraller ağrının yaşanmasına zemin hazırlar. Özellikle gün içerisinde sürekli çay ve kahve tüketen kişiler kafein eksikliği çeker. Bu da baş ağrısına yol açar. Düzensiz uyku ve hareketsiz yaşam bu süreçte baş ağrısına davetiye çıkartır. Bunun için hemen bazı önlemler almakta fayda var. Örneğin oruç süresinde yaşanan baş ağrısının geçmesinin en kolay yolu uyumaktır. 30 dakika boyunca sessiz ve karanlık bir ortamda uyumak vücudun direncini artırır. Bunun dışında karantina sürecinde olduğumuz için balkon pencere gibi yerlerden 15 dakika boyunca temiz hava almakta fayda var. Boyun ve alın kısmına nane ya da çay ağacı yağı sürerek masaj yapmakta ağrıya iyi gelebilir. Ya da lavanta ve naneyi kaynatın. Su ılıcınya su torbasına doldurun. Buzluğa koyun. Bu ağrılar esnasında enseye koyup uzanın bu kan dolaşımını düzenleyerek sinirleri yatıştırır. Sahur da ve iftarda da mutlaka salatalık domates ya da çilek karpuz gibi besinler tüketin.

BAŞ AĞRISI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Yoğun iş temposu ve stres sonrası baş etrafında görülen şiddetli ağrıya Gerilim Baş Ağrısıdır. 

Bulantı ve kusma ile beraber gelişen baş ağrısı genellikle migrenin habercisidir. Orta ve şiddetli geçer bu ağrılar. Baş ağrısı ataklar şeklinde görülür. Bu hastalar genellikle ses ve ışıktan rahatsız olur. 

– Gözün arka kısmından başlayan ağrı ara sıra ataklar halinde görülür. Belli bir dönem bir yerde görüldüğü için küme baş ağrısı denir. Bu ağrı beraberinde gözlerde kızarma ve yaşarmaya rastlanır. 

– Enseden başlayan baş ağrısı ve akabinde görülen üşüme ya da ateşlenme tansiyona bağlı yaşanan baş ağrısıdır.

– Yüz kaslarında kasılma ve yüzün her yerinde kesin bir ağrı trigeminal nevrajinin işaretidir. 

BAŞ AĞRISI NASIL GEÇER?

Sebeplerine bağlı birçok ilaç tedavisi vardır. Özellikle migren gibi hastalıkla ortaya çıkan baş ağrısı için sinir sistemi rahatlatılmaya çalışılır. Bunu geçirmek için sessiz ve karanlık bir ortamda ağrı geçene kadar dinlenmek gerekir. Bol su tüketmek vücut içindeki oksijeni dengeler. Bu da damarların kasılmasını ve genişlemesini engeller. Rezene, nane ya da papatya gibi bitki çayları da sinirleri yatıştırdığından baş ağrısına iyi gelir. Ayrıca nane ya da çay ağacı yaprakları keskin kokusu sayesinde baş ağrısının şiddetini azaltabilir. Enseye yapılan soğuk kompreste iyi gelen doğal yollar arasındadır. Ancak şiddetli ve devamlı baş ağrıları için uzmana başvurmakta fayda var. Aksi halde altında yatan hastalığın şiddeti artabilir. 

İnsan sağlığı için en faydalı besinlerden biri olan yumurta, protein bakımından da en zengin yiyecektir. Anne sütünden sonra tüketilmesi gereken besinler arasındadır. Yumurta bazı insanlarda ciddi derece de alerjiye neden olur. Özellikle Ramazan aylarında uzmanların önerdiği bu besin bazıları için kabusa döner. Yumurtanın faydaları nelerdir? Sahurda yumurta yemek ne işe yarar? Yumurta alerjisi nedir?

Yumurta dişi hayvanlardan elde edilen bir besindir. Ancak her düşü hayvanın yumurtası yenmez. En fazla tüketilen ise kümes hayvanlarınındır. Tavuk ve ördeğin yumurtaları ise en sık tüketilendir. Dünyanın hemen hemen her yerinde tercih edilen yumurta hakkında yapılan araştırmalarda anne sütünden sonra en zengin besin seçildi. Yumurta; A, B2, B5 ve B12 vitaminlerinin yanı sıra fosfor, folat ve selenyum gibi maddeler içermektedir. Protein kaynağı olan yumurta, insanlık tarihinden beri vardır. Birçok çeşitte tüketilen yumurta, sağlık açısından inanılmaz faydalar sağla. Uzmanlar özellikle hamile kadınların folat eksikliği için ya da gelişim çağındaki bir çocuk için olmazsa olmaz besinlerden biri olduğunu vurguluyor. İlk kez ne zaman kim tarafından keşfedildiği bilinmeyen yumurta, pişirilerek tüketildiği gibi çiğ halde de içilebilir. Mutfakta hemen her alanda kullanımı vardır. Başlı başında bir yemek olabiliyorken bazende bir yemek için malzeme olarak kullanılabilir. Vücut sağlığı için ihtiyaç olan D vitaminini tek seferde karşılar. Ancak bu kadar faydalı olan besin bazıları için hastalıklara yol açar. İçerdiği yüksek protein bağışıklık sistemindeki antikorlarla savaşır. Bu da alerjik hastalıklar arasında en yaygın olan yumurta alerjisine yol açar. 

SAHURDA YUMURTA YEMEK NE İŞE YARAR?

Tok tutan besinler arasında en etkilisi ola yumurta Ramazan aylarında sahur sofralarının vazgeçilmezidir. Ertesi günkü uzun süreli açlık ve susuzluk için fayda sağlayan yumurta, vücudun günlük ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri de karşılar. Oruç süresinde yaşanma ihtimali olan halsizlik, uykusuzluk ve baş ağrısını da önler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Ancak uzmanlar yumurta alerjisi olanlar için eğer alerji şiddetliyse hiç tüketmemelerini vurgular. Bunun yanı sıra hafif geçirenler için ise iki günde bir tüketmelerini önerir. 

YUMURTA ALERJİSİ NEDİR? BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çocuk yaşta daha yaygın görülen yumurta alerjisi, yetişkinlerde de görülür. Alerji genellikle yumurtayı tükettikten bir kaç saat sonra yaşanır. Bağışıklık sistemindeki antikorlar yumurtadan gelen proteinlerin fazla olmasını tehdit olarak algılar. Bu yüzden vücut komplikasyonlarında değişimler yaşanır. Erken müdahale edilmediğinde “anafilaks” denilen ciddi sağlık sorununda yol açar. Nadirende olsa ölüme neden olur. Yumurta alerjisinin belirtileri hafif başlar. Önce ateşlenme ile başlayan alerji daha sonra vücutta kaşıntı ve iltihaplı sivilcelere sebebiyet verir. Bu süreçte bağışıklık zayıfladığından alerjik rinite de zemin hazırlar. Alerji sinir ve sindirim sisteminde de deformellere neden olur.

YUMURTANIN FAYDALARI NELEDİR?

İYİ KOLESTEROLÜ YÜKSELTİR

Kötü kolesterolün yükselmesi; inme, kalp krizi ve felç gibi sağlık sorunlarına yol açar. Bu durumun önüne geçmek için vücudun iyi kolesterol oranını artmasını sağlayacak besinler tüketmemiz gerekir. Yumurta bu sorunları engelleyecek en iyi besinler biridir.

GÖZ SAĞLIĞINI KORUYOR

Yaş ilerledikçe sık yaşanan sağlık sorunlarının başında göz bozuklukları gelir. Yumurta barındırdığı lutein ve zeaksatin gibi maddelerin sayesinde gözün retinasını korur ve sağlıklı çalışmasını sağlar.

DEMİR SEVİYESİNİ ARTIRIR

Vücudun demir oranının az olması; baş ağrısı, sinirlilik ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara neden olur. Demir seviyesini artırmak için yumurtanın beyaz kısmı düzenli tüketilmelidir. Çünkü yumurtanın sarı kısmı bazı kişilerde sivilceye ve alerjiye neden olabilir.

TOK TUTAR

Kahvaltıda tüketilen yumurta gün boyu tokluk hissi verir. Bu özelliği sayesinde diyet listelerinin olmazsa olmaz besinleri arasında yer alıyor.

BEYİN SAĞLIĞINI KORUR

Yumurtanın içinde bulunan kolin maddesi hafızayı güçlendirmenin yanı sıra beyni sağlığını korur. Ayrıca yumurta alzheimer riski taşıyan hastaların tüketmesi gereken besinlerden biridir.

KEMİKLERİ GÜÇLENDİRİR

Gelişim çağındaki çocukların kemik gelişimini destekleyen yumurta, vücudun ihtiyacı olan D vitamini eksikliğini de giderir. Özellikle kış aylarında yumurta tüketimine dikkat edilmelidir. Bu aylarda yaşanabilecek enfeksiyon hastalıkları oranını düşürmede yardımcı olan besinlerin başında yumurta gelir.

MEME KANSERİ RİSKİNİ ÖNLER

Yapılan bilimsel araştırmalarda haftada altı yumurta tüketen kadınların meme kanserine yakalanma riski yüzde 45 oranda azaldığı görülmüştür.

Susamın ezilerek elde edilen tahin diğer adıyla tahin insan sağlığına oldukça fayda sağlayan bir besindir. Özellikle magnezyum eksikliğini gideren tahin, kronik yorgunluğunda yaşanmasını önler. Kanserli hücrelere karşı vücudun direncini artıran tahine dair merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Peki tahinin sağlığa faydaları nelerdir? Sahurda 3 yemek kaşığı tahin tüketirsek ne olur?

Tahin, susam tohumunun ezilmesi ile elde edilir. Kalsiyum kaynağı olan tahin genellikle kahvaltılarda tüketilir. Tahin bazı ülkelerde farklı amaçlarla da tüketilmektedir. Örneğin; Irak’ta susam yağı olarak kullanılan tahin, Hindistan’da ceviz ile karıştırılıp çerez olarak yenilir. İsrail ve Japonya’da ise genellikle sos olarak tüketilir. Ülkemizde ise genellikle tahin, pekmez ile kahvaltılarda tüketilir. Tahin içeriğinde kalsiyum, fosfor, potasyum, magnezyum, demir, bakır ve çinko gibi minerallerle birlikte E vitamini de bulundurmaktadır. Bunların vücudumuza faydaları ise saymakla bitmez. Yapılan araştırmalarda modern çağda artan kronik yorgunluk gibi hastalıkların tedavisinde olumlu sonuçlar verir. Kahvaltıda tüketilen bir kaşık tahin gün boyu vücudun enerjisini yükseltir.  Tahin nasıl yapılır?Susamın kabukları çıkartılarak 200 derece de kavrulur. 3 saat aralıksız kavurulan susamlar aniden ezilerek tahin haline getirilir. Kahvaltı sırasında bal veya pekmez ile karıştırılarak tüketildiğinde gün boyu vücuda enerji verir.

TAHİNİN SAĞLIĞA FAYDALARI NELER? 

Tahin içermiş olduğu omega 3 yağ asitleri sayesinde, kalpte iltihaplara bağlı olarak gelişen kardiovaskuler hastalıkları önler. Kolesterol seviyesini dengeler.

Tahin bağışıklık sistemini destekleyen demir, çinko, selenyum gibi minareler bakımından oldukça zengindir. Bu sayede 5 yemek kaşığı tahin tüketildiğinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.

Tahinin içerisinde bulunan yüksek kalsiyum kemik gelişimine katkı sağlar. Uzmanlar özellikle gelişim çağındaki çocuklar, adet zamanında ve hamilelerin tüketmesini öneriyor. İçerdiği amino asit sayesinde kemikleri geliştirirken kasları kuvvetlendirir. Bazı spor eğitmenleri kas yapanlara da tahin tüketmelerin etkili olacağını vurguluyor.

 Vücutta biriken toksin ve bakteriler bir süre sonra zehirlenme oranını artırır. Tahin içerdiği birleşenler vücuttaki tüm toksinleri atmada oldukça etkilidir. Günde 5 yemek kaşığı tahin, vücutta zehir birikmez idrar ve dışkı yolu ile atılır.

Beyin sağlığı için ek takviyelerin başında gelir. Hafızayı kuvvetlendirir. İçerdiği A ve B vitaminleri sayesinde beyindeki sinir hücrelerini güçlendirerek beynin bilgiyi tutan bölgesinin daha sağlıklı işlemesini sağlar.

– Tahin içerdiği demir maddesi sayesinde kandaki hemoglabin oranını artırarak anemi hastalığını önler. 

Aynı zamanda tahin saçların hücre yapısını kuvvetlendirir ve cilde sürüldüğünde ışıltı sağlar.

SAHURDA YEMEK KAŞIĞI TAHİN TÜKETİRSEK NE OLUR?

İnsan vücudunun gün içinde ihtiyaç duyduğu maddelerden biri proteindir. İbrahim Saraçoğlu, et sevmeyen kişileri de oluşan bu eksikliğin ciddi hastalıklara davetiye çıkardığını belirtiyor. Bu yüzden Saraçoğlu, kahvaltılarda yüzyıllardır geleneksel olan tahinin tüketilmesini tavsiye eder. Düzenli olarak günde beş yemek kaşığı tahin tüketerek kemik ve kaslardaki ağrılar hafifletilir. Bunun yanı sıra Ramazan ayı boyuca da sahurlarda 3 yemek kaşığı tüketilmeli. Gün içinde vücudun enerjik kalmasını sağlar. Sinir hücreleri yenilenir. En önemli etkisi ise hafızayı güçlendirir ve kanserli hastalıklara zemin hazırlayan sorunları azaltır. Çikolata içerdiği maddeler nedeniyle şiddetli alerjiye neden olur. Ayrıca kandaki şeker oranını olumsuz etkiler. Ancak tahinin hiç bir alerjik durumu yoktur. Diyet yapanlar içinde hem kilo verip hem zinde kalmak istiyorlarsa salatalarına bir yemek kaşığı tahin dökerek ara öğün yapmaları tavsiye edilir. 

TAHİNİN ZARARI VAR MIDIR?

İçeriğinde yüksek oranda doymamış yağ asidi vardır. Bu yüzden vücuttaki iltihap oranını artırır. Bu da kemiklerin ve kasların iltihaplanmasına neden olur. Gün içerisinde miktarınca tüketmek bu yüzden fayda sağlar. Ayrıca aşırı tüketildiğinde kilo alımına yol açar. Her besin gıdasında olduğu gibi tahinde de zehirlenme vakası oldukça yüksektir.