Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

İnsan vücuduna inanılmaz faydaları olan bal hakkında en merak edilenleri sizler için araştırdık. Arıların doğaya bıraktıkları mucize olan bal, doğal şekerdir. Vücudun şeker ihtiyacını karşılar. Bunun yanı sıra üst solunum yollarından cilde kadar birçok fayda sağlar. Ancak bal nadiren de olsa zehirlenmeye neden olur. Peki Balın faydaları nelerdir? Deli bal zehirlenmesi nedir? Kaç çeşit bal vardır? İşte cevaplar…

Arılar çiçeklerden topladıkları tomurcukları midelerinde invertaz enzimi sayesinde bala dönüştürürler. Yaptıkları kovanların içerisine bıraktıkları balın tadı rengi kokusu topladıkların çiçeklerin tomurcuklarına göre değişir. 1 kilo bal için bir gün boyunca 900 bin arı çalışır. Nem, güneş ışığı, kaynatma gibi sıra dışı bir etkiye maruz kalmadıkça bozulmayan bal zamandan etkilenmez. Yapılan araştırmalarda  amilaz, nikotin, invertaz, katalaz, oksidaz, fosfataz enzimleri bulunur. Aynı zamanda tiamin, riboflavin, askorbik asit, piridoksin, pantotenik asit, niasin ve az miktarda biotin, folik asit bulunur.Enzim ve vitaminlerin yanı sıra potasyum, klor, kükürt, kalsiyum, sodyum, fosfor, magnezyum, silisyum, demir, mangan ve bakır bakımından zengin ola bal bu sayede insan sağlığına oldukça fayda sağlar. Baldaki şeker kana karışmada uzun bir süreç yaşadığı için bazı uzmanlar her gün bir kaşık balı yarım bardak su ile karıştırarak tüketilmesini öneriyor.

DELİ BAL ZEHİRLENMESİ NEDİR?

Besin zehirlenmeleri arasında nadiren görülen bal zehirlenmesi ciddi sağlık sorununa neden olur. Arılar çiçeklerden topladıkları maddeleri bal dönüştürür. Ancak topladıkları bazı maddeleri de bala karıştırdıklarından balın tadı acı olur. Bu bala acı ya da tutar denir. Uzmanların açıklamalarına göre fazla tüketildiğinde mide rahatsızlıklarına neden olur. Bazı yörelerde buna deli bal da denir. Bu bal çeşidi halk arasında diyabet ve hipertansiyona iyi geldiği biliniyor. Deli bal genellikle kuzey bölgelerde görülür. Ülkemizde Karadeniz bölgesinde yaygındır. Dünya da ise Brezilya ve Amerika’da var. Kahverengi olan balın şekerlenmesi zaman alır. Balın zehirlenmesine neden olan madde ise Grayanatoksindir. 

BALIN FAYDALARI NELERDİR? HER GÜN BALLI SU İÇERSENİZ…

– İçerisindeki şeker su ile yumuşatılıp tüketildiğinde kana çabuk karışır. Uzmanlar özellikle demir eksikliği olan kişilerin tüketmesini önerir. Bal bu karışımla kana daha çabuk karıştığından kandaki hücrelerin oranını artırır. Bu sayede kişiye gün boyu enerji sağlar. Kansızlığı önlemenin yanı sıra stres, depresyon ve yorgunluğa da iyi gelir. 

– Sindirim için bir mucize olan ballı su mideyi temizlerken bağırsaklarda toksin birikimini de önler. Bu sayede kabız ya da ishal gibi rahatsızlıkların yaşanmasını önler. Böbrekleri ve bezleri çalıştırarak vücutta sıvı dengesizliğinin yaşanmasını engeller. 

 Sabahları tüketilen ballı su gün boyu abur cubur tüketmek isteğinizi azaltır. Tok tutma süresini artırarak kilo vermek isteyenler için fayda sağlar. Ballı su aynı zamanda beyindeki şeker sinyallerini de kontrol eder.

 Yapılan araştırmalarda ballı suyun eklem ve kemiklerdeki kireçlenme ya da iltihaplanma gibi sağlık sorunlarının yaşanmasını önler. Bunun yanı sıra yaşanan ağrılarında şiddetini azaltır.

 Kötü kolesterolü düşürmede etkili olan ballı su, damarların tıkanıklığını önleyerek kalp hastalıklarını ve kan dolaşım problemlerini engeller. Uzmanlar bu karışımın düzenli tüketilmesi gerektiğini tavsiye eder. 

 Antibakteriyel ve antibiyotik özelliğe sahip olan bal, su ile şekeri hafifletildiğinde bağışıklık sistemindeki kötü serbest radikalleri temizleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir.

 Vücudun günlük ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri yüzde 40 oranda sağlar. Bu sayede direnci artırarak cilt sağlığını da korur. Vücudun maruz kaldığı deformeleri kısa sürede yeniler. Erkenden yıpranmasını önleyerek ciltteki sinirlerin daha sağlıklı çalışmasını sağlar.

– Solunumda yaşanan bronşit, astım ve kuru öksürük gibi rahatsızlıkların önüne geçer. Antibiyotik etkisi ile burada biriken iltihapları idrar yolu ile atar. 

CEVİZ VE BAL KARIŞIMI NE İŞE YARAR?

Bir kavanoz balın içerisine öğütülmüş 3 avuç içi kadar dolu ceviz koyup iki gün bekletin. Omega-3 yağ asidi bakımından zengin olan ceviz sinir ve bağışıklık sisteminin fonksiyonlarının sağlıklı çalışması için fayda sağlayan bir besindir. Unutkanlık, uykusuzluk, alzheimer ve konsantre için gerekli olan omega-3 yağ asidinin balla birleşimi etkiyi 3 katına çıkarıyor. Ayrıca bu karışım kas ve kemik sistemini de güçlendirir. Ayrıca mide asidini düzenler. Bağırsak florasalarının doğru çalışmasını sağlar. 

KAÇ ÇEŞİT BAL VARDIR VE EN FAYDALISI HANGİSİDİR?

BİTKİ ÇEŞİTLİ BALLAR

KESTANE BALI

Koyu renkli olan bu balın özel üretim alanları vardır. Diğer ballara göre daha az şekerlidir. Kendine has bir kokusu olan kestane balını yapan arılar aynı zamanda kestane neslinin devamı için tohumların doğaya yayılmasını da sağlar. Oldukça katı bir baldır. Kestane ağaçlarının içinde bulunur.

ÇAM BALI

Ülkemizde yayın olan çam balı, doğadaki en özel üretimdir. Polensiz yapılan tek baldır. Çam ağaçlarındaki bazı böceklerin salgıladıkları sıvıyı alan arılar peteklerine doldurur. İki hayvan arasında yaşanan bu durum Türkiye ve Yunanistan dışında hiç bir yerde bulunmaz. Yapışkan oranı oldukça fazladır. 

AYÇİÇEK BALI

Trakya bölgemizde yaygın olarak bulunan ayçiçek tarlalarına yakın alanlardaki bal peteklerinde bulunur. Çok çabuk şekerlenen bu bal, en ucuz bal çeşididir.

NARİNCİYE BALI

Limon, mandalina ve portakal çiçeklerine konan arılar üretir. Değişik bir aromatik kokusu vardır. Ülkemizde Akdeniz balı olarak geçer. Ağızda hemen kayan bu bal özellikle doğal şekerli yapılan keklerde kullanılır.

KEKİK BALI

En yüksek rakımlı baldır. Yaylalarda yetişen ve neredeyse insanların bile el değdirmediği yerlerde yetişen kekiklerin polenlerini toplayan arıların elde ettiği özel ballardan biridir. Bağırsak ve mide rahatsızlıklarında doğal ilaç olarak kullanılır. Kendine has bir kokusu vardır. 

LAVANTA BALI

Bu balın üretilmesi için özel tesisler kurulmuştur. Haziran ayında yetişen lavantalara salınan arıların tarlaya yakın yerlerdeki kovanları bu çiçekten aldıkları polenlerle doldurur. Oldukça değerli bir baldır. Arılar bu esnada lavantaların yeniden yetişmesi için adeta bir ekolojik döngü yapar. 

IHLAMUR BALI

Ihlamur ağaçlarının yaygın olduğu yerlerde bulunur. İlk baharda yerleştirilen kovanları dolduran arıların hasadını sonbaharda alınır. Birçok hastalığa doğal ilaçtır. Kokusu ve tadı oldukça farklıdır. 

ÇİÇEK BALI

Birçok çiçekten aynı anda toplanan polenlerin enzimlenip ortaya çıkan bal türüne denir. Kestane ağaçlarının olduğu yerlerde bu bal olmaz. Çünkü arılar çiçeklerden önce kestaneyi tercih eder. 

YÖRESİNE GÖRE BALLAR

ANZER BALI

En faydalı olan baldır. Rize’deki binlerce çiçek çeşidinden üretilir. Vücuda karıştığında hızla enerji oranını artıran baldır. Sporcular sıklıkla tüketir. Sinir hücrelerini yenileyen beyin sağlığını koruyan özellikle ileri yaş unutkanlık hastalığının önüne geçer. 

PETEK VE SÜZME BAL

Kovanın içinden alınan peteklerdir. Ballar petekten çıkarılmadan beraber tüketilen bala petek bal denir. Tam tersi petekten süzülen bala ise süzme denir. Tüketim tercihine göre değişir. 

KARAKOVAN BALI

En eski bal üretim şeklidir. Yani arıların kendi oluşturdukları petekleri doldurdukları şekildir. Salgıladıkları sıvı koyu renkli olunduğundan karakovan denir. Anzer sonrası en faydalı baldır. 

ÇAYI BALLA İÇERSENİZ…

Tatlı bir tadı olmasına rağmen kandaki şekeri çok fazla etkilemeyen ballı bazı uzmanlar tüketilen besinlere eklenerek tüketilebileceğini vurguluyor. Özellikle çay ile beraber tüketilen balın sindirimi de rahatlattığı belirtiliyor. Ayrıca yemeklerden sonra tüketildiğinde yaşanan hazımsızlık ve şişkinlik gibi durumlara da iyi gelir. Ancak bir çay bardağına yarım çay kaşığı konulması öneriliyor. Ballı çay bağırsakların fonksiyonlarını da düzenleyerek sindirime de destek veriyor. Hemen hemen her yolla enfeksiyon kapan boğaz ve sinüs yollarını temizlemede de etkilidir. 

BALIN BESİN DEĞERİ NEDİR? KANSER TEDAVİSİNDE ETKİLİ MİDİR?

100 gram bal, yaklaşık 16 gramı su, 81 gram karbonhidrat ve 0.4 gram da proteinden oluşur. Bal temeli şekerden ziyade karbonhidrattan oluşur. Bu da günlük vücudun ihtiyacı olan enerjiyi karşılar. Doğal şeker olan bal, yiyecek ve içeceklere konulduğunda işlem görmüş şeker gibi kandaki şeker oranını artırmaz ayrıca kiloya neden olmaz. Özellikle sigara ve alkol gibi maddelerden dolayı ağır tahrip olan akciğerlerin temizlenmesinde etkili olan ballı su aynı zamanda vücudu zararlı hücrelerden arındırarak kanser hastalıklara zemin hazırlayan sağlık sorunlarını ortadan kaldırır. 

Geçtiğimiz haftalarda Çin’de ortaya çıkan ve 4 kişinin ölümüne neden olan Sars virüsü uzmanları harekete geçirdi. Ayrıca hayvanlarda olan bu virüsün insanlara nasıl geçtiği ise merak ediliyor. Şiddetli solunum yolları hastalığına benzer belirtiler gösteren Sars virüsü hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki Sars virüsü nedir? Belirtileri nelerdir? Sars virüsü nasıl bulaşır? İşte cevaplar…

Severe Acute Respiratory Syndrome yani ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromuna neden olan virüsün açılımıdır. Hastalık ilk kez 2003 yılının Şubat ayında Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa’da ortaya çıktı. Zatürre ile aynı seyirde ilerleyen hastalık ilk zamanlar ilacı bulunmadığından ölümlere neden oldu. Normalde hayvanlarda bulunan virüsün insanlara nasıl bulaştığı ise halen araştırılıyor. Seyahat edenler ve kalabalık şehirde yaşayanlar tehdit halinde. Çünkü hastalık hava yoluyla bulaşır. İnsan vücuduna yerleşen virüs bağışıklık sistemini ele geçirmeden 2 ya da 7 gün boyunca vücutta dolaşır. Daha sonra hafif grip belirtileri gösterir. Tüm bu bilgiler tahmin ediliyor. Virüsün bulaşma belirtileri ve nasıl ilerlediği konusunda araştırmalar sürüyor. Toplu alanlarda hızla kendine kurban bulabilen virüs sinüs yollarını tıkayarak hastanın şiddetli hapşırma ve öksürmesine yol açar. Uzmanlar özellikle yaşlıların, çocukların ve hamilelerin daha dikkatli olması gerektiğini aksi halde ölümle sonuçlanabileceğini açıkladı. Geçtiğimiz günlerde de Çin’de 4 kişinin ölümüne neden oldu. Maskeyle dolaşan insanlar virüse karşı önlem alıyor. Çin’de ilk kez 2003 yılında görüldüğünde 800 kişi yaşamını yitirmişti. Yeniden ölümlerin yaşanması paniğe neden oldu. Çin’in yanı sıra Asya ülkelerinin genelinde harekete geçildi. Bunun yanı sıra yolculuk yapan kişilerin daha dikkatli olması konusunda uyarıldı. 

SARS VİRÜSÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bağışıklığı zayıflattığından burada bulunan antikorlar harekete geçer. Antikor üretmeye çalışan bağışıklık sistemi vücudun ısısının artmasına neden olur. Bu da ani ateşlenmeye yol açar. Grip belirtileri seyir gösterse de bunun şiddeti gün geçtikçe artar. Şiddetli eklem ağrıları, boğaz kızarıklığı, sarı renkli sümük akıntısı ve akciğerlerin iltihaplanması gibi belirtiler ortaya çıkar. Bunun yanı sıra vücudun tüm fonksiyonları bozulur. Sulu ishal de bunlardan biridir. Hasta hem virüsle savaşır hem de aşırı sıvı kaybına maruz kalır. Bu durum yaşlı ve çocuklarda geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olur. Özellikle seyahat edip ve bu belirtileri yaşayan kişilerin hemen bir sağlık kurumuna başvurması gerekir. 

SARS VİRÜSÜ NASIL BULAŞIR?

Henüz hayvanlardan insanlara nasıl geçtiği bilinmezse de insandan insana hapşırma öksürme tokalaşma ortak eşya kullanımından bulaşır. Virüs insan vücudu dışında dışarı da en az bir saat yaşadığından özellikle Çin, Güney Kore, Vietnam gibi ülkelere seyahat eden kişilerin eldiven ve maske kullanılması önerilir. 

SARS VİRÜSÜNDEN KORUNMANIN YOLLARI NELERDİR?

Uzakdoğu ülkelerine seyahat Ocak ve Nisan ayları boyunca yapılmamalı

Sars virüsü olan ortamlarda hızla uzaklaşma

Eldiven ya da maske kullanma

Tanısı konulan hastanın kesinlikle toplu alanlara girmemesi konusunda uzmanlar uyarı da bulunur. 

SARS VİRÜSÜNÜN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Tedavi süreci halen araştırılıyor. Bu yüzden uzmanlar bağışıklığı güçlendirecek bazı ilaç tedavileri uygular. Özellikle belirtilerin şiddeti azaltılarak vücudun virüsle savaşması sağlanır. Bu yüzden uzmanlar sık sık A, C ve E vitamini tüketiminin artırılması gerektiğini vurguluyor. Hastaların çoğu uzun süre solunum cihazlarına bağlı nefes alıp veriyor. 

A vitamini bakımından en zengin besin olan havuç, turuncu dışında mor, siyah, kırmızı, beyaz ve sarı gibi renkleri de vardır. Turp ailesine bağlı olan havuç, göz sağlığında gece görünüşü artıran mucize bir besindir. Uzmanlar düzenli tüketilmesi gerektiğini söyledikleri besin listesinde ilk on sırada yer alıyor. Peki havucun faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Düzenli havuç suyu içerseniz ne olur?

Tarihi kitaplarda anlatılanlara göre havuç, Orta Asya kökenlidir. İlk tarımda ekilmeye başlandığında kökleri yerine çıkan yeşil yaprakları tüketilirdi. Yeşil yaprakları yakın akrabası olan maydanoz, kişniş, rezene, anason ve kimyon gibi kurutulur ve alternatif tıpta kullanılırmış. Havuç tohumlarının ilki ise Güney Almanya topraklarında M.Ö yıllara aittir. Daha sonra kökünün pişirilip tüketildiği fark edilir. İlerleyen zamanlarda ise alternatif tıpta ilaç olarak kullanılmıştır. Lapası zeytin yağı ile karıştırılıp krem elde edilir. Bu krem yaraları çabuk iyileştirir. Bunun dışında havuç kaynatılıp suyu tüketilir. Bu su sindirime iyi gelir. Tüm bunların yanı sıra havuç A vitamini bakımından doğada bulunan en güçlü besindir. A vitamini gözdeki sarı noktanın daha iyi görmesini sağlar. Doğada en sık kullanılan turuncu havucun yanı sıra daha birçok rengi bulunur. Yunan tıp kitaplarında faydaları ve kullanım alanları saymakla bitmeyen havuç çiğde tüketilebilir.

ZENCEFİLLİ HAVUÇ SUYUNUN FAYDALARI

HAVUCUN FAYDALARI NELERDİR? HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Kök sebzelerinde en fazla vitamin ve minerale sahip olan havuç, lif kaynağı bakımından da zengindir. Bu özelliği sayesinde iyi bir antioksidan olan havuç vücuttaki hücrelerin performansını artırır. 

Beta karoten maddesi hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçer. Bu madde bakımından zengin olan havuç, düzenli tüketildiğinde kolon ve meme kanserini önler. Yapılan araştırmalarda meme kanseri yaşanma ihtimali olan kadınların düzenli havuç tüketerek hücrelerin kötü tümöre dönüşmesinin önüne geçtiği görülmüştür. 

Bir ay boyunca düzenli tüketilen çiğ havuç kandaki kötü kolesterolü dengeler. Bununla beraber kan basıncını da olumlu etkilediği için yüksek tansiyonu kalp ve damar hastalıklarının önüne geçer. İsveç bilim adamlarının yaptığı araştırmada kalp krizi geçirme ihtimali olan hastalara düzenli havuç tüketimi sağlanmıştır. Bunun sonucunda hastaların yüzde 70’inin kalp krizi riskinin azaldığı görülmüştür.

Göz içinde azalan sıvı ve vitamin görme kaybına neden olur. Özellikle görmeyi destekleyen sarı noktanın fonksiyonu düşer. Ancak A vitamini bakımından zengin olan havuç, göz içi vitaminleri artırarak görme kabiliyetini artırır. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan gece körlüğünün de önüne geçer. 

Kandaki şeker artıkça ya da azaldıkça diyabet hastalığı ortaya çıkar. Bu durum beraberinde ciddi hastalıkları da getirir. Antiseptik özelliği olan havuç kandaki şeker seviyesini düzenler. 

Havuç sindirim problemlerinin de önüne geçer. Bağırsakların performansını artırır. Mide asidini düzenler. İçerdiği lif sayesinde midedeki gastirik asitlerin çoğalmasının önüne geçer. Yemek sonrası mide şişkinliği ya da gaz sıkışması gibi yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıkların yaşanmasını engeller.

Topraktaki tüm mineralleri barındıran havuç çiğ tüketildiğinde diş kökünü güçlendirir. Tükürük bezlerindeki besin atıklarını temizler. Alkalik madde bakımından zengin olduğundan ağız içindeki bakteri sayısını azaltır. Ağız kokusu ve enfeksiyonu gibi durumların önüne geçer. 

Güçlü C vitamini sayesinde antibakteriyel etki gösterir. Kandaki beyaz hücrelerin sayısını artırır. Bağışıklığı güçlendirir. Mevsimsel geçiş hastalıklarının yaşanma olasılığını azaltır. 

DÜZENLİ HAVUÇ SUYU İÇERSENİZ NE OLUR?

İleri yaş görme kaybı engellenmiş olur. Kansere yakalanma riski azalır. Mide asidi düzenlendiğinden gastirit ve ülser gibi hastalıkların önüne geçilir. Kan basıncını dengeler. Hafıza gücünü artırarak tam konsantre sağlar. Kronik baş ağrılarının yaşanmasını önler. Hamile kadınların amnisyon sıvısının artmasında yardımcı olur. 

İBRAHİM SARAÇOĞLU’NUN HAVUÇ SUYU ÖNERİSİ

Düzenli olarak 2 ay kesintisiz her akşam yemeğinden 1 saat sonra taze sıkılmış havuç suyu tüketilebilir. 2 ay sonra haftada 3 güne düşürülmeli. Her tüketimde havuçlar meyve sıkacağında taze yapılmalı. 

Çapraz bağ kopması genellikle sporcularda ya da yaşlı insanlarda ortaya çıkar. Yaşam kalitesini düşüren çapraz bağ kopması zamanında müdahale edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirmekle kalmaz uzuv kaybına da neden olur. Peki çapraz bağ kopması neden olur? Çapraz bağ kopması belirtileri nelerdir? Çapraz bağ kopması tedavisi var mıdır? Tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Kaval ve uyluk kemiklerini birbirine bağlayan yapıya ön çapraz bağ denir. Vücuttaki duruş dengesini korur. Bu bağın yaşadığı herhangi bir travma kopmasına yol açar. Kopan bağ dengesiz harekete ve acıya neden olur. Diz kayması yürümede aksaklık ve boşluk hissi gibi belirtiler sonrası hastanın yaşam kalitesi düşer. Bu bağlardan vücutta bir kaç tane vardır. Tıpkı kuklalardaki iplik gibi eklem bölgelerini birbirine bağlayan çapraz bağlar kemiklerin birbirine sürtünmesini engeller. Ancak hasara uğradığında kemiklerin yapısını da bozar. Çapraz bağ kopması genellikle sporcularda özellikle futbolcularda görülür. Çünkü bu sporcular aşırı derece de bacak hareketi yapar. Bunun sonucunda da bacaklarda bu tarz hastalıklar görülme olasılığı artar. Geçtiğimiz günlerde A Milli Futbol Takım ve Juventus’ta forma giyen Merih Demiral de aynı sağlık sorunundan müzdarip oldu. Topa koşarken aniden bacağını döndüren ünlü futbolcu dizinden sakatlandı. X şeklinde olan bu bağların kopmasına aşırı streste neden olabilir. 

ÇAPRAZ BAĞ KOPMASININ NEDENLERİ NELERDİR?

– Dizin aniden darbe alması

– Hareket halinde olan dizin aniden durması ve yön değiştirmesi

– Dümdüz sıçramadan sonra yere dengesiz bir şekilde kapaklanma

– Ayak yapısına uymayan ayakkabı giyilmesi

– Spor, bisiklet sürme gibi aktiviteler esnasında gerekli ekipman kullanmama

– Yaşlılık

– Aşırı yaşanan ruhsal rahatsızlık sonucu kesilen iştahla vücutta yaşanan vitamin ve mineral eksikliği sonucu zayıflayan kas ve bağların çabuk hasar alması gibi durumlar çapraz bağ kopmasına neden olur. 

ÇAPRAZ BAĞ KOPMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Yürüme de zorlanma çapraz bağ kopmasının en belirgin belirtisidir. Bunun dışında da ağrı, çapraz bağın koptuğu yerde şişme, hareket esnasında dizden sesler gelmesi, denge kaybı gibi durumlar çapraz bağ kopmasının belirtileridir. 

ÇAPRAZ BAĞ KOPMASI TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez kişinin Ortopedi ve Travmatoloji uzmanına başvurmasında fayda var. İlerlemeyi durdurmak için buz kompresi yapılarak dizin üstüne basılmadan doktora gidilir. Cerrahi müdahale tedavide olmazsa olmazdır. Bunun yanı sıra hızla iyileşmesi için kolajen içeren kemik suyu bol bol tüketilir. Kapalı cerrahi yöntemle diz kapağından ufak bir sıyrık açılır. Oradan kameralı bir çubuk dizin iç kısmına sokulur. Tam olarak yırtılmanın nasıl olduğuna bakılır. Yırtılan bağın yerine yeni bir bağ oluşturulur. Bunun sonrasında fiziki tedaviyle hareket vücuda alıştırılır. Bu bir yıl sürer. Ancak en fazla bir hafta sonra iyileşme gerçekleşir. 

C vitamini bakımından zengin olan kızılcık meyvesinin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Sonbahardan itibaren tezgahlardan yerini almaya başlayan ve suyu ya da reçeli yapılan kızılcık hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Yüzyıllardır lokman hekimler tarafından tüketilmesi tavsiye edilir. Vitamin ve mineral eksikliğini gidererek bağışıklığı güçlendirir. Peki Kızılcığın faydaları nelerdir? Kızılcık hangi hastalıklara iyi gelir? Kızılcık çayı nasıl demlenir? Haberin detayında tüm bu soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

Ergen olarak da geçen kızılcık Cornaceae ailesine ait bir ağaç türünde yetişir. Şubat Mart aylarında sarı renkli açan çiçeklerinde yazın meyvesi yetişir. Sonbaharda tamamen olgunlaşan meyve, bu aylarda tezgahlardaki yerini alır. Ekşi bir tadı olan meyve yaş ya da kuru şeklinde tüketilir. Genellikle tarhana, hoşaf, reçel veya suyu çıkartılıp tüketilir. Anadolu’da eğren, kiren veya kiran olarak adlandırılır. Yüksek lif içeren kızılcık, sindirim hastalıklara oldukça iyi gelir. Balçıklı topraklarda ve ormanlık alanlarda rahatlıkla yetişen kızılcık kendi tohumunu kendisi dökerek yeniden yetişir. Kızılcığın insan sağlığına en büyük faydası melatonin hormonun üretilmesini desteklemesidir. Bu sayede yatmadan bir kaç saat önce tüketildiğinde rahat bir uykuyu sağlar. A, C, E ve K vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Ayrıca  vücudun ihtiyacı olan riboflavin, piridoksin ve tiamin gibi maddeler barındırır. Kızılcık suyu özellikle ağız ve diş sağlığında etkilidir. 

KIZILCIĞIN FAYDALARI NELERDİR?

Ciddi alınmayan hastalıkların başında gelen idrar yolu enfeksiyonu, ilerlediğinde sağlık sorunlarına neden olur. Erken müdahale edilmesi gereken bu rahatsızlığa iyi gelen doğal yollardan biri de kızılcık suyudur. Kızılcık suyu idrar yolundaki tüm enfeksiyonları temizleyerek rahatça tuvalete çıkmayı da destekler. 

Kalp sağlığı için kardiyoskülerin dengesi oldukça önemlidir. Dengede olmayan kardiyosküler damarların tıkanmasına neden olur. Ayrıca damarla da kötü kolesterolün birikmesin zemin hazırlayarak ciddi sağlık sorunlarına ortam hazırlar. Ancak kızılcık içerdiği yüksek antioksidan sayesinde bu sağlık sorunlarının yaşanmasının riskini azaltır.

Yapılan araştırmalarda kızılcığın hücrelerin mutasyona uğramasını önlediği tespit edilmiştir. Özellikle kolon, prostat, ve meme gibi kanserlerin yaşanma riskini azaltır. Bu yüzden düzenli tüketilmesi tavsiye edilir.

Yaygın olan bir diğer hastalıklar ise ağız ve diş kaynaklıdır. Bu hastalıklar hatta diş kaybına da neden olur. Ağız içinde besin atıklarından dolayı biriken enfeksiyonlu hücrelerin çürümeye zemin hazırlar. Ancak yapılan araştırmalara göre kızılcık suyu ağız içinde özellikle tükürük bezlerinde enfeksiyon birikmesini önlediği tespit edilmiştir. 

Kış aylarında sıklıkla yaşanan solunum enfeksiyonlarını da önleyen kızılcık suyu, virüs ve bakterilerin etkilerini azaltarak bağışıklığı güçlendirir. Boğaz ağrıları ve şişliği için hazırlanan kızılcık suyunun içine bir adet tarçın eklenerek tüketilmesi tavsiye edilir.

Bağırsakların işlevselliğini artıran kızılcık, kabızlık gibi sıklıkla yaşanan sindirim sorununu ortadan kaldırır. Böbrek bezlerinin çalışmasını artırarak taş ve kum oluşumunu önler. Oluşmuş olanın ise rahatça vücuttan atılmasını sağlar. 

Çok güçlü bir yatıştırıcı özelliği vardır. Beyin sağlığı için en önemli aktivite olan uykuyu düzenleyerek sinir sistemini yeniler. Zihin faaliyetlerini artırır.

KIZILCIK ÇAYI NASIL DEMLENİR?

Dondurucuda ya da kurutularak muhafaza edilen kızılcıkları çıkartıp çay elde edebilirsiniz. Bir orta boy kase kadar kızılcığa bir litre su ekleyip kaynatın. 5 dakika demlenmesini bekleyin. Daha sonra süzüp sabah akşam bir bardak tüketebilirsiniz. Özellikle sık sık soğuk algınlığı yaşayan kişiler için tavsiye edilir. Bunun dışında da ağız içi yaralarına doğal ilaçtır. 

KIZILCIĞIN ZARARI VAR MIDIR?

Pıhtılaşma ilacı kullanan kişilerin tüketmeden uzmanlarına danışmasını gerekir. Ayrıca kan sulandırıcı ve kalp ritim bozukluğu ya da panik atağı olanlarında uzmanlarına danışmadan tüketilmesi önerilmez.