Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Nazar otu olarak da bilinen üzerlik tohumunun insan sağlığına faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Peki üzerlik tohumunun faydaları nelerdir? Üzerlik tohumu çayı nasıl yapılır? Sizler için merak edilen üzerlik tohumu hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında özellikle tıkanan sinüs kanallarına açmaya yardımcı olan üzerlik tohumuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

Afrika, Asya ve Amerika gibi sıcak bölgelerde yetişen üzerlik bitkisinin tohumu ülkemizde çay olarak tüketilmektedir. Ayrıca bazı yörelerde bu tohum ev içerisinde yakılarak psikolojik rahatlattığı düşünülür. Bu yüzden de nazarlık tohumu olarak adlandırılır. Beyaz çiçekler açan bu tohumun içinde harmalin, harmin, harmalol, peganin adlı glikozitler ve kırmızı boya maddeleri bulunmaktadır. Tohumundan elde edilen yağlar tıbbı tedavilerde doğal ilaç olarak kullanılmıştır. Afrodizyak etkiye sahip olan üzerlik otu depresyon ve strese iyi gelen bitkiler arasında en etkili olandır. Ancak aşırı tüketildiğinde göz ve mide sağlığını olumsuz etkiler. Üzerlik tohumu tüketmeden önce bir uzmana başvurmada fayda var. 

ÜZERLİK TOHUMUN FAYDALARI NELERDİR? 

Üst solunum yolları yüksek enfeksiyondan dolayı tıkanır. Üzerlik otu yakılıp dumanı koklandığında sinüs yollarının açılmasını sağlar. Bezlerde biriken enfeksiyonu akıntı ile atar. 

Üzerlik tohumundan yapılan çay mevsim geçişlerinde sıklıkla görülen ağır enfeksiyonlu grip sonrası yaşanan boğaz ağrısı ve iltihaplanmasına da iyi gelir. Boğazda biriken iltihabı balgam ile atar. Ayrıca göğüs ve akciğerlerde öksürüğe bağlı oluşan tahribatını şiddetini hafifletir.

Besin atıklarından kaynaklı bağırsaklarda ortaya çıkan kurtların dökülmesini sağlar. Sindirim yollarını temizleyerek yaşanma ihtimali olan bağırsak hastalıklarının önüne geçer. 

İçerdiği maddeler sayesinde rahatlatma etkisi olan üzerlik tohumu hafıza ve beynin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. Unutkanlık ve alzheimer gibi hastalıklarla savaşır. Aynı zamanda uyku problemi yaşayanlar için oldukça etkisi olan üzerlik tohumu çayını yatmadan bir saat önce içtiğinizde rahat bir uyku yaşamanızı destekler. 

Hormonların düzenli çalışmasını sağlayarak yaşlanmayı önler. Bunun yanı sıra serotonin hormonlarını artırarak kişinin daha sakin olmasını sağlar. Uzmanlar özellikle kadınların adet öncesi sendromu sırasında tüketmesini tavsiye eder. 

Göz iltihaplanmaları için rezene tohumu ile beraber kaynatılıp ped pamuk yardımı ile göze sürülerek iltihabın kısa sürede atılmasını sağlar.

Ağızda biriken besin atıkları tükürük bezi ve mide dahil ağız kokusuna neden olurlar. Bunu engellemek için üzerlik tohumunu ağzını da tutunuz. Yumuşadıktan sonra atınız. Üzerlik tohumu içerdiği çözücü maddeleri tükürüğe yerleşir. Ağız içerisindeki tükürük biriken atıkları enzimler mide aracılığı ile vücuttan atar. 

ÜZERLİK TOHUMUNUN ÇAYI NASIL YAPILIR?

2 su bardağı suya bir yemek kaşığı üzerlik tohumu ekleyip 2 dakika kaynatın. 7 dakika demlenmesini bekleyin. Süzdükten sonra tüketiniz. Uzun süre ve devamlı tüketmemeye dikkat edin.

Atkuyruğu olarak da bilinen kırkkilit otunun insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Özellikle bel ve boyun fıtığı gibi hastalıklara alternatif doğal ilaç olan kırkkilit otu hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Kırkkilit otu çabuk bozulan ve zamanında toplanılması gereken bir ottur. Bu yüzden bu hususlara dikkat edilmesi gerekir. Peki kırkkilit otunun faydaları nelerdir? Kırkkilit otu çayı nasıl yapılır? Tüm soruların cevabı haberin detayında…

Anti bakteriyel özelliği sayesinde alternatif tıpta sıkça kullanılan kırkkilit otuna, Antik Yunan ve Çin’de şifa kaynağı olarak bakılırdı. Ormanlık ve fındık alanlarda rahatlıkla yetişen ot, temiz ve çok su ister. Boyu 40 cm kadar ulaşır. Kahverengi bir dalı saran inçe uzun kılçıkları vardır. Görünümünden dolayı atkuyruğuna da benzediğinden bazı yörelerde bu isimle de anılır. Ayrıca bazı yerler küçük çam ağacı olarak da adlandılır. Mayıs ve Haziran aylarında yetişmeye başlayan otu sıklıkla sonbahar ve kış aylarında tüketiliyor. Ot, topraktan aldığı tüm vitamin ve mineralleri içeriğinde depolar. Sağlık açısından oldukça faydalıdır. Kötü kolesterol seviyesini düşürür ve vücuttan zararlı toksinleri atar. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılan kırkkilit otu, bölgeden bölgeye kullanım ve tüketimi değişmektedir. Genellikle çay olarak tüketilir. Kırkkilit ve atkuyruğunun yanı sıra tilkikuyruğu olarak olarak da geçmektedir. 

KIRKKİLİT OTUNUN FAYDALARI NELEDİR?

Bilinen en yaygın faydası kemik sağlığınadır. Kırkkilit otu, kalsiyum bakımından oldukça güçlü bir ottur. Bu yüzden kemik yapısını güçlendirir. Herhangi bir darbe sonrası kemiklerin hızla iyileşmesini sağlar.

Kemiklere iyi geldiği kadar eklem yapısına da olumlu katkı sağlar. Eklemlerdeki iltihabı kurutarak romatizma hastalıklarını önler.

Kanın incelmesini önler. Kan hacmini artırarak pıhtılaşmasını sağlar. Ancak uzmanlar bu yüzden çok tüketilmesini tavsiye etmez. Çünkü aksi halde kan seviyesini hızla pıhtılaştırarak tıkanmaya neden olabilir. 

Mide duvarını korumada etkili bir besindir. Bu yüzden ülser oluşumunu engellemek için doğal ilaç olarak kullanılabilir. 

Sindirim sisteminin fonksiyonunu hızlandırır. Bu yüzden kilo vermede etkili olan çaylardan biridir. 

En sık yaşanılan hastalıklardan biri olan idrar yolu enfeksiyonu içinde doğal ilaç olan kırkkilit otu bakteri ve virüsleri idrar yoluyla atar. Yanma ve kaşıntı gibi enfeksiyonun belirtilerini ortadan kaldırır.

Safra ve böbreklerde oluşan taşların dökülmesini sağlar. Ancak yine aşırı tüketildiğinden böbrek bezlerinin çalışma işlevselliğini engeller. 

İçeriğinde antiseptik ve antibakteriyel barındırdığı için cilt yüzeyinde deforme olmuş alanları yenilemede etkilidir. Özellikle yanık ve yaraların iyileşmesini hızlandırır. Çay gibi hazırlanan suyu tonik olarak kullanılabilir. 

Ayırca kaynatılan kırkkilit otu ile yıkanan saçların dökülme ve yıpranmasının önüne geçer. 

KIRKKİLİT ÇAYI NASIL HAZIRLANIR?

Bir buçuk su bardağı suyu ocağa koyun. İyice kaynadıktan sonra kurutulmuş iki dal kırkilit otunu içine ekleyip 10 bekleyin. Daha sonra süzerek için.

Herkes arının soktuğunda ciddi saplık komplikasyonlarına neden olduğunu biliyor. Hatta bazı insanlarda arı sokması ölümcül bile olabiliyor. Ancak yapılan bazı araştırmalarda arı zehrinin içindeki maddelerin insan sağlığına inanılmaz faydalar sağladığı ortaya çıkarılmıştır. İlaç ve kozmetik sanayisinde kullanımı giderek artan arı zehri hakkında merak edilenleri sizler için haberin detayına ekledik. Peki arı zehri nerelerde kullanılır? Arı zehrinin faydaları nelerdir? Arı zehri hangi hastalıklara iyi gelir? İşte tüm bu soruların yanıtları…

Arıların polen toplayarak salgıladıkları balın insan sağlığına faydası olduğu hemen hemen herkes tarafından biliniyor. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana en büyük şifa kaynağı olarak kabul edilen arı balından sonra şimdi de arı zehrinin faydalı olduğu ortaya çıkarıldı. Arı hakkında tamamen tüm sırlar çözülemese de insan sağlığına inanılmaz katkısı olduğu herkes tarafından kabul gören bir gerçektir. Arılar kendilerini korumak için ayı zamanda çok güçlü bir zehir üretiler. Bu zehri iğneleri aracılığıyla bırakırlar. Zehrin içindeki maddeler vücuda girdiğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ancak Mısır, Çin ve Hintliler eski çağlardan beridir arı zehrinin insan sağlığına olumlu katkıları olduğunu vurgulayan alternatif tıbba yönelik çalışmalar sürdürüyor. Çeşitli kaynaklarda da arı zehrinin hastalıklara şifa olduğuna yönelik bilgiler geçiyor. Özellikle o yıllarda arı zehri romatizma, eklem ve cilt hastalıkları için doğal ilaç olarak kullanılmıştır. Teknoloji geliştikçe arı zehri üzerine çalışmalarda giderek artıyor. Çalışmalar sonucunda da arı zehrinin içindeki maddelerin insan vücudunda mutasyona uğramış hatta kansere bile neden olan hücrelerin yenilenmesini hızlandırdığı tespit edilmiştir. Bu zehir daha sonra bazı ilaç yapımlarına eklendi. Zehrin yenileme etkisi sayesinde kozmetik sanayi de bu maddeden faydalandı. Belli işlemden geçirilerek kullanılan zehir uzun yıllar saf halde bozulmadan kalabilir. Ancak eski Mısır’da hastalıkta ağrıyan bölgeye arı direk olarak sokularak yapılırdı. Ayrıca günümüzde arı zehri tedavisi uygulanmadan önce kişiye arı zehrine karşı alerjisi olup olmadığına dair test yapılır. Arı zehri ile yapılan tedaviye “apiterapi” denir. 

ARI ZEHRİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Yapılan araştırmalarda arı zehrinin içinde melittin adında bir madde bulunuyor. Bu madde yapısı bozulmuş hücreleri hızla yenilediği tespit edildi. ABD’li bilim insanları melitin maddesinin içerdiği nano parçacıklarının özellikle HIV virüsünün neden olduğu hasarı azalttığına yönelik çalışmalar yaptı. Çalışmalarda maddenin ortaya çıkan tahribatın hızla iyileşmesini sağladığı görüldü. Ayrıca madde güçlü bir iltihap temizleyicidir. Günümüzde de yaşanma oranı giderek artan romatizma yanı iltihaplı eklem hastalıklarının önüne geçmede de etkilidir. Arının faydaları üzerinde halen çalışmalar devam ediyor. 

ARI ZEHRİ HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Mevsim geçişlerinde sıklıkla yaşanan saman ve nezle gibi hastalıklarda

İltihaplı eklem romatizmasında

Kalp ve damar hastalıklarında

Sinir hücrelerindeki deformasyon

Cilt hastalıklarında 

Bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Bölgesel sinirsel hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. 

Son olarak Kayseri Şehir Hastanesi bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi’nda Multipl Skleroz ve iltihaplı romatizma hastaları için bal arılarından zehirleri toplanarak “Apiterapi” tedavisi uygulanıyor. Uzman doktorlar eşliğinde toplanan zehirler bir yılda 1 MS ve 14 iltihaplı romatizma hastasına şifa oldu. 

Kas, dalak ve karaciğerde bulunan ferritin maddesinin ne işe yaradığını biliyor musunuz? Yapılan testlerde seviyesi düşük olan ferritin aslında demir eksikliğine alakalı ciddi bir sağlık sorunudur. Peki ferritin eksikliği nedir? Ferritin eksikliğinin belirtileri nelerdir? Ferritin içeren besinler nelerdir? Aşırı derece de düşük çıktığında kansızlığa neden olan ferritin hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Haberin detayında ferritin hakkında merak edilenleri bulabilirsiniz.

Hemen hemen herkes kansızlığın temeli olan demir eksikliği olarak biliyor. Ancak kansızlığa pek çok durum etken olabiliyor. Bunlardan biri de ferritin eksikliğidir. Ferritin eksikliği genellikle kan testlerinde ortaya çıkar. Tahliller sonucu ortaya çıkan bu eksiklik, kişi de ciddi sağlık sorunları yaşanmasına neden oluyor. Bu yüzden kan tahlillerinde hastalarında bu sonucu öğrenmek istediklerini belirtmesi tavsiye ediliyor. Eksiklik belirli besinler tüketilerek giderilebilir. Ayrıca eksiklik kadınlara oranla erkeklerde daha fazla ortaya çıkar. Kadınlarda ise erkeklere oranla demir eksikliği daha fazla görülür. Ferritin eksikliği kişinin günlük aktivitelerini yapmalarını engeller. Özellikle kasları güçsüzleştirerek motor kabiliyetlerini azaltır. Aynı zamanda kronik yorgunluğa benzer yorgunluk yaşanabilir. Ferritin eksikliği demir emiliminin bozulma düzeyiyle paralel yaşanır. Emilim kana karışmadan hızla sağlanıp vücuttan atıldığında demir eksikliği gibi ferritin eksikliğinin de yaşanmasını sağlar. Günlük beslenmede demir ya da ferritin maddesinin az olduğu besinlerin az olması da eksikliği ortaya çıkartır. Kronik hastalıklar ve ilaçlarında bu ciddi sağlık sorununa davetiye çıkarır. 

FERRİTİN EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Kas ve kemiklerde ciddi kayba, ağrıya neden olur.

– Vücutta sürekli kaşıntı ve ani kızarıklıklar

– Parmak uçlarında uyuşma ve soğukluk

– Sebepsiz saç dökülmesi veya yıpranması

– Sinir hücrelerinin zayıflığına bağlı artan yorgunluk ve asabi hali

– Kulak ağrısı ve çınlaması

– Tırnaklarda çabuk kırılma ve beyaz çizgiler

– İstemsiz toprak kireç yeme isteğinin gelmesi

– Unutkanlık veya konsantre eksikliği gibi belirtilerle kendini gösterir.

FERRİTİN EKSİKLİĞİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Kan tahlilleri sonucu tespit edilen ferritin eksikliği için bazı demir ilaçları önerilir. Ayrıca demir emiliminin kana karışması için destekli bazı ilaçlarda verilebilir. Doktor öncelikle eksikliğe neyin neden olduğunu tespit ettikten sonra tedavi şeklini de ona göre biçimlendirir. Ferritin miktarının yüksek olması da sağlık sorunlarına neden olabileceğinden kan tahlilinde seviyesi tespit edilmeden ek takviye önerilmez.

FERRİTİN İÇEREN BESİNLER NELERDİR?

ISIRGAN OTU

İçeriğinde demir fazla olan ısırgan otu, ferritin eksikliğine de iyi gelir. Bu yüzden uzmanlar ferritin eksikliği olan hastalara ısırgan otu tavsiye eder. Ayrıca ısırgan otu kandaki kan hücrelerinin sayısını artırarak alınan demirin doğru şekilde emilimini sağlar.

BAL

Güçlü bir enerji ve doğal şekere sahip olan bal, vücuttaki protein maddesi olan ferritinin çoğalmasını destekler. Ancak uzmanlar saf bir şekilde aşırı bal tüketimini önermez.

YAĞSIZ ET

Protein ve kalsiyum bakımından zengin olan et, vücut sağlığı için vazgeçilmez besinlerden biridir.  Et aynı zamanda ferritin maddesini artırarak neden olduğu belirtileri azaltır. Kas ve kemikler için inanılmaz fayda sağlar.

SÜT ÜRÜNLERİ

Ferritin eksikliği çoğunluklu olarak kas ve kemik sistemine hasar verir. Şiddetli ağrılara neden olur. Süt ve süt ürünleri bu durumun önüne geçmek için ideal olan besinler arasında yer alır.

KEKİK

Ferritin azaldıkça dalak ve karaciğerde de hasarlara yol açar. Ayrıca ferritinin eksikliği demir emilimininde fonksiyonunu bozar. Kekik bu bakımdan önleyici doğal ilaçtır. Özellikle karaciğerdeki toksinleri temizleyerek işlevselliğini hızlandırır.

Sinsi ilerleyen hastalıklardan biri olan diyabet yani şeker hastalığı günümüzün en yaygın rahatsızlıklarından biridir. Bu hastalık birçok sebepten ötürü ortaya çıkar. Peki şeker hastalığının çeşitleri nelerdir? Genel şeker hastalığının belirtileri nelerdir? Şeker hastalığı önlenebilir mi? Şeker hastaları hangi besinleri tüketmeli? Şeker hastalığını önleyen doğal bir karışım var mıdır? Haberin detayında şeker hastalığına dair tüm bu soruların yanıtlarını bulabilirsiniz.

Pankreas adlı salgı bezinin kana yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da üretilen hormonun yeterli derecede kullanılmaması sonucu yaşanan hastalık sürecine diyabet denir. Midenin arka kısmında bulunan pankreas organı besinler aracılığıyla alınan maddeleri ayırarak kana insülin hormonu salgılanır. Bu işlem aşırı yapıldığında karaciğerin yağlanmasına sebebiyet verir. 2012’de yapılan istatistiksel veri çalışmalarında şeker yani diyabet hastalığının 1.5 milyon kişinin ölümünün doğrudan sebebi olarak gözlemlenmiştir. Diyabet kandaki insülin değerlerinin yükselmesi ya da azalmasıyla ortaya çıkar. Aynı zamanda normal olarak idrarda görülmeyen şeker normalin üstüne çıktığından burada bile görülür. İki çeşit diyabet vardır. Bunlardan biri Tip 1 diğeri Tip 2’dir. 

ŞEKER HASTALIĞININ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Hem çevresel hem de genetik olarak ortaya çıkan şeker hastalığı Tip 1ve Tip 2 olarak iki çeşidi vardır.  Tip 1’e genetik faktörlerin yanı sıra  kan şekerinin düzenlenmesinde görev alan insülin hormonunu üretimi yapan pankreas organına zarar veren virüsler ve vücut savunma sisteminin güçsüzleşmesi de hastalığa sebep olan faktörlerdir. Yaygın olarak görülen Tip 2’ye ise aşırı kilo, ilerleyen yaş, stres, hareketsizlik ev gebelik sırasında aniden değişen hormonsal faktörler neden olur. Kanda bulunan şekerli hücrelerin insilün hormonunu dengelemede pasifleşmesi ile ortaya çıkar. Kandaki insülin yükseldikçe bazı komplikasyonlara da neden olur. Böbrek yetmezliği, görme kaybı, kalp krizi, felç ve bacak ampütasyonu gibi durumlar bu komplikasyonlar arasında yer alır.

GENEL ŞEKER(DİYABET) HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Nedensiz başlayan kilo kaybı,

Sık sık idrara çıkmaya bağlı ortaya çıkan uyku bozukluğu,

Sürekli yemek yeme isteği olmasına rağmen yorgun hissetmek,

Vücut ısısında ani düşme ve yükselmeye bağlı ağzı kuruluğu,

Aniden gelişen görme kayıpları,

El ve ayak parmak uçlarında karıncalanma,

Vücut hareketleri sırasında ağrı hissetme,

– Ağızda uyuşma motor hareketlerinde kısıtlanma, 

Kalp ritim bozukluğu, panik atak ve kalp çarpıntısı olmamasına rağmen kalbin hızlı atması gibi belirtiler diyabet hastalığının habercisi olabilir.

ŞEKER HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Açken yapılan kan ve idrar testi ile şeker ölçümüne bakılır. Burada şeker olası gerekenin üstünde seyrediyorsa uzman ilaç ve diyet tedavisi uygular. Karbonhidratlı besinler şeker oranının olumsuz etkilediğinden uzmanlar öncelikle bu besinlerin azaltımasını öneriyor. Aynı zamanda şeker hastalığı ve tedavisi sürecinde vücutta bazı sağlık sorunlarına zemini hazırlayabilir. Bu yüzden uzman hastanın düzenli kontrollere gelmesi gerektiğini vurguluyor. 

ŞEKER HASTALARI HANGİ BESİNLERİ TÜKETMELİ?

Şeker hastalığı farklı komplikasyonlara neden olur. Örneğin kalp ve damar tıkanıklığı bu hastalıklar arasında yer alır. Bunların önüne geçmek için özellikle omega-3 yağ asitleri iyi gelir. Bu yüzden uzmanlar şeker hastalarına balık tüketimini tavsiye eder.

Tıkanan damarlar kötü kolesterol seviyesinin yükselmesine neden olur. Kötü kolesterol seviyesini düşürmede etkili besin ise zeytinyağıdır. 

İnsülin direncini artırmada etkili olan üzüm çekirdeği ve yeşil çay düzenli tüketilmesi tavsiye edilir. 

İnsülin salgılanması için kanın sulanması gerekir. Bunun içinde etkili olan domates suyudur. Ancak domates suyunun taze sıkılması gerekir.

Aynı zamanda şeker hastalarının yoğurt, süt ve peynir gibi besinleri yağsız tüketilmesi tercih edilmelidir.

Ayrıca lifli gıdalarda vücuttaki metabolizmayı hızlandırarak kandaki şeker düzeyini kontrol eder. 

PEKİ RAMAZAN AYINI ŞEKER HASTALARI NASIL GEÇİRMELİ?

Ramazan ayında şeker hastalarının uzman doktorlara danışarak oruç tutmaları gerekiyor. Derecesi olan şeker hastaları bu konuda dikkat etmesinde fayda var. Aksi halde uzun süreli açlık ve susuzluğa bağlı ciddi hastalıklar ortaya çıkabilir. Ayrıca şeker hastalığının şiddeti artabilir. Oruç tutacak olan diyabet yani şeker hastaları da uzmanların önerdiği besinleri tüketmesi gerekir. Ramazan ayında şeker hastaları neler yapmalı, nasıl beslenmelidir? Sizler için bu sorunun cevabını Yasemin.com editörlerinden Busenur Çalık, Medipol Mega Üniversite Hastanesi Endrokrinoloji uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Kılıçlı’ya sordu. 

Hemen hemen herkesin yaşadığı kulak ağrısı birçok nedenden ötürü ortaya çıkabilir. Çocuk ya da ebeveyn fark etmeksizin ortaya çıkan kulak baş ağrısı ve karın ağrısından sonra yaşanan rahatsızlıklardan biridir. Yaşam kalitesini neredeyse sıfırlayan kulak ağrısı genellikle ağrı kesici gibi ilaçlarla kolay kolay geçmez. Peki kulak ağrısı neden olur? Kulak ağrısı neyin habercisidir? Kulak ağrısı nasıl geçer? Haberin detayında kulak ağrısı hakkında merak edilen her şeyi bulabilirsiniz.

Kişinin yaşam kalitesini düşüren kulak ağrısı genellikle enfeksiyon kapmasından ortaya çıkar. Ancak kulak ağrısının da altında pek çok neden olabilir. Dış, iç veya orta kulak iltihaplanması çınlama ve ağrılara neden olur. Zonklama, yanma ve batma gibi belirtiler gözlemlenir. Kulak ağrısı hem başka nedenlerde ortaya çıkar hem de başka rahatsızlıklara yaşanmasına sebep olur. Soğuk algınlığı sonrası sıklıkla yaşanan kulak ağrısının hepsi ilaçla geçmez. Bazı kulak ağrıları evde yapılan doğal yollarla da geçebilir. Diğer en yaygın nedeni ise orta kulak iltihabıdır. Orta kulak iltihabı, soğuk algınlığıyla ortaya çıkan kulak ağrısı kadar hafif yaşanmaz. Orta kulak iltihabında hasta en çok baş dönmesinden şikayetçi olur. Ayrıca orta kulak iltihabı toplu alanlarda artar. Yapılan araştırmalarda kulak ağrısı yaşanan en sık üçüncü rahatsızlıktır. Vücudun aşırı derece de enfeksiyona maruz kaldığının habercisi olan kulak ağrısı ayrıca, kulak kristallerinin oynadığının ya da orta kulaktaki kirin artması ve enfeksiyon kaptığının habercisidir.

KULAK AĞRISININ SEBEPLERİ NELERDİR?

İç kulak bölgesinde kulak kirinin birikmesi,

Soğuk algınlığıyla boğazdan sonra kulak kanalına sıçrayan enfeksiyonlu bakteriler,

Kulağın içine yabancı bir cismin girmesi sonucu, iç kulağın ve zarının ciddi hasar alması,

Sinüs kanalarının tıkanması 

Kulak kristallerinin oynaması

Migren ve sinüzit gibi hastalıklarının en şiddetli evlerinde

Çene ve diş köklerinde iltihaplanmanın artması

Bademcik ve geniz ameliyatı sonrası

Burun ameliyatı sonrası

Kulak altı bezlerindeki hücrelerin tümör oluşturması

Akciğer hastalıkları 

Ağız içi yaraların oluşturduğu iltihaplanmalara kulak ağrısına neden olur.

KULAK AĞRISI NASIL GEÇER?

Bilinen bir hastalığı olmayan kişilerin hafif şiddetle yaşadığı kulak ağrısına evde müdahale edilebilir. Ancak 3 günden fazla süren kulak ağrısı için hastanın kesinlikle bir uzmana başvurması gerekir.

SICAK SU KOMPRESİ

Hafif şiddetli kulak ağrıları için hastanın sıcak su torbası olarak eczaneden alınan torbanın içine sıcak su koyarak bir havluya sarım kulağın tam ortasına koyarak iltihaba sıcak baskı yapılır. Ya da yüzyıllardır kullanılan bir yöntem olan ütü ya da soba aracılığıyla ısıtılan bir tülbent ya da havluyla da bu işlem yapılabilir. 

SARIMSAK

En güçlü antibiyotik olan sarımsak kulak ağrısına iyi gelir. Bunun için susam yağında iki diş ezilmiş sarımsağı 15 dakika kavurun. daha sonra ocaktan alıp ılıklaştırdığınız yağın içine kulak çöpünü batırıp kulak deliğine bir damla damlatın. 5 dakika sonra kulağınızı aşağı doğru eğin. 

SOĞAN

Sarımsaktan sonra etkili olan bir diğer antibiyotik olan soğan da kulak ağrısına iyi gelen besinler arsında yer alır. Bir adet soğan suyunu iyice kaynatın daha sonra bir tülbent yardımıyla bir ya da iki damla kulak içerisine damlatın. 

Hemen hemen her sonbahar ve kış aylarında pazarda gördüğümüz ama çoğu kimsenin tam olarak ne olduğu bilmediği murt meyvesi hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Mersin meyvesi ya da bilimsel olarak hambeles olarak da bilinen meyve aslında insan sağlığına da inanılmaz faydaları vardır. Peki hambeles (Murt) nedir? Hambeles (Murt) faydaları nelerdir? Murt nasıl tüketilir? Haberin detayında hambelese dair her şeyi bulabilirsiniz.

Türkiye’de Çukurova ikliminde dağlık alanlarda yol kenarlarında kendiliğinden yetişen bu meyveye murt ya da hambeles deniliyor. Çoğunlukta Mersin’de yetiştiğinden bazı yörelerde Mersin meyvesi de denir. Akdeniz ikliminde rahatlıkla yetişen murt meyvesi aynı zamanda Marmara ve Ege Bölgesinde de rahatlıkla yetişir. İçeriği incir gibi çekirdeklerden oluşan bu meyve sarı ve kahve renk olduğunda tüketilir. Sarı rengindeyken ekşi bir tadı olan bu meyvenin kahverengiyken ise oldukça tatlı bir tada sahip olur. Bazı bölgelerde bitkisel ilaç olarak kullanır. Cilt bakımından yeni doğan bebeği temizlemeye kadar her alanda kullanılan bu meyvenin saymakla bitmeyen faydaları vardır. Genellikle sonbahar ve kış aylarında pazar tezgahlarında görülür. 

HAMBELES (MURT) FAYDALARI NELERDİR?

Hambeles reyhan ve zeytin yağı ile karıştırılıp yüze sürüldüğünde ciltteki deforme olmuş alanları derinlemesine temizler. Bunun yanı sıra akne ve sivilce oluşumunu da engelleyerek cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler.

Antiseptik özelliği sayesinde enfeksiyonlu hücrelerin kolayca yok olmasını sağlar. Bazı yörelerde reyhan ile beraber bir gün boyunca suda bekletilen hambelesin suyu ile yeni doğmuş bebekler 7 gün boyunca yıkanır. 

Boğazdaki balgamı temizlemek için hambeles yaprağının suyu ile üzüm suyu karıştırılıp tüketilebilir. Aynı zamanda bu karışım ağız içi ve mide yaralarına iyi gelir. 

Kış günlerinde artan soğuk algınlığı içinde bu meyve kaynatılıp tüketilebilir. Bağışıklığı güçlendiren hambeles meyvesi virüslü hücrelere karşı vücudun direncini artırır. 

Hambeles içeriğinde uçucu yağ, sitrik asit ve doğal şeker bulundurur. Kandaki şekeri olumsuz etkilemediğinden şeker hastalarının bile rahatlıkla tüketebileceği bir meyvedir. Ayrıca bağırsak sağlığını koruyan hambeles bitkisi kabızlık ve ishal gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltır. 

A vitamini bakımından da zengin olan hambeles meyvesi göz yorgunluğu hastalığına da iyi gelir. Özellikle ileri yaşlarda görülme sıklığı olan görme problemine karşıda göz sağlığını olumlu etkiler.

MURT NASIL TÜKETİLİR? 

250 gram hambeles yaprağını kaynatınız. Süzerek içiniz. Özellikle mide ve bağırsak ağrısı sırasında tüketebilirsiniz.

Hambeles meyvesinden 200 gram 6 yaprak reyhan ve 2 kaşık zeytinyağını blendırdan geçiriniz. Haftada bir maske olarak kullanınız.

Endonezya’nın en çok kullanılan baharatlarının ham maddesi olan uzun biberin ne olduğunu biliyor musunuz? Peki Uzun biberin (Darüfülfül)faydaları nelerdir? Uzun biber hangi hastalıklara iyi gelir? Meyve olarak da tüketilen uzun biber hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık. Sindirim sorunlarından en yaygın olan gaz sıkışmasına iyi gelen uzun biberin diğer adı darüfülfüldür. Haberin detayında uzun bibere dair bilinmesi gerekenleri bulabilirsiniz.

Piper Longum olarak bilinen Endonezya uzun biberi bir asma bitkidir. Bol su verildiğinde evlerde bile yetiştirilebilir. Meyve olarak tüketilen uzun biber aynı zamanda kurutularak baharat olarak da kullanılır. Eski Türk eserlerinden olan Divanu Lügati’t-Türk’te geçen uzun biber, yüzyıllardır ülkemizde de kullanılır. Güçlü bir antiseptik olduğundan vücutta yağ birikimini engeller. Yüzyıllardır yemeklerde ve çay çeşitlerini tatlandırmada kullanılır. Biber ailesine ait olan pippali de vücuttaki yağ asitlerini yakar. Böylece biriken toksinleri atar. Bakteriyel enfeksiyon özelliğine sahip uzun biber kısa sürede üst solunum yolu hastalıklarından kurtulmaya yardımcı olur. Uzun bibere halk arasında Tiflis biberi de denir. Osmanlı zamanında ise bu bibere darılfülfül denilirdi. İlaç yapımında kullanılan uzun biberde güç kuvvet ve şifa için macunlar yapılırdı. Kozalağın uzun haline benzeyen uzun biberin tadı karabiber ile aynıdır. Yemeklere aroma katan uzun biber insan sağlığına inanılmaz faydaları bulunur. İçerdiği fenol bileşikler vücudun ısısını artırarak hızla yağ yakmasını sağlar. 

UZUN BİBERİ (DARÜLFÜLFÜL) FAYDALARI NELERDİR?

Vücutta toksin birikimini önleyen karaciğer bazı etkilerden dolayı yağlanmaya başlar. Bu durumda vücudun genel sağlığını olumsuz etkiler. Uzun biber karaciğerin hücrelerini yenileyerek yağlanmayı önler ve daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 

Uzun biberin neredeyse hiç yan etkisi bulunmaz. Çözücü maddeler içerdiğinden vücudun yağ bağlamasını engeller. Birikmiş yağları da çözümleyerek kısa sürede kilo vermeye yardımcı olur. 

Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bakteri oranı hızla artar. Bu da bir çok hastalığa zemin hazırlar. Özellikle bakteriler burun bezlerinde ve sinüs kanalarında birikerek, sinüzit ve burun tıkanıklığı gibi hastalıklara neden olur. Akabinde de stres, şiddetli baş ağrısı, yorgunluk, öksürük ve hapşırma gibi belirtilerle yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkiler. Ancak uzun biber vücutta bakteri birikimini önler. Bakterilere karşı bağışıklıkta kalkan oluşur. Uzun biber baharatını balla karıştırıp tüketildiğinde kuru öksürük sorununu gidermiş olur.

Dünyada obeziteden sonra en çok yaşanan hastalıklardan biri diyabettir. Kan içerisindeki şeker oranını ayarlayamadığıdan yükselir. Bu da vücutta ciddi komplikasyonlara neden olur. Uzun biber kandaki şeker oranını düzenler. 

İçerdiği mineraller sayesinde mide asidini dengeler. Yemeklerden sonra yaşanan hazımsızlığa iyi gelir. Bunun yaşanmaması içinde yemeklere bir tutam eklemeniz yeterli olur.

Metropol hayatın en yaygın hastalıklarından biri stres ve depresyondur. Bu iki rahatsızlığın artmasındaki en büyük etken ise sinir hücrelerinin gün boyu deforme olmasıdır. Uzun biber içerdiği fenol bileşikler sayesinde sinirlerin sakinleşmesini destekleyerek bu rahatsızlıkların şiddetini azaltır.

Diş eti hastalıkları içinde uzun biber baharatını tuz ve hamurla macun kıvamından biraz kalın bir hale getirin ve ağrıyan diş eti üzerine sürün bir saat bekletiniz. Acının yavaş yavaş azaldığını ve enfeksiyonların ise bir süre sonra azaldığını göreceksiniz.

Ilık su ile karıştırılıp tüketildiğinde boğazdaki enfeksiyonu atar. Ses kısıklığına iyi gelir. Acı bir tadı olduğundan bal ile karıştırılarak da tüketilir. Özellikle yakılıp solunduğunda akciğerlerde oluşan enfeksiyonları yok eder. Astım hastaları için oldukça etkilidir. 

Kanda demir oranının azalması sonucu hemoglobin azalır. Azalan hemoglobin oranı halk arasında kansızlık olarak tabir edilen anemi hastalığına neden olur. Bu hastalık ilerledikçe ciddi sağlık sorunlarının yaşanmasına zemin hazırlar. Kansızlık aynı zamanda demir eksikliği olarak da geçer bunun için vücudun belirli besinleri düzenli alması gerekir. Peki anemi (Kansızlık) nedir? Aneminin (Kansızlığın) belirtileri nelerdir? İşte kansızlığa iyi gelen besinler…

Bilim literatüründe anemi olarak geçen kansızlık, alyuvar hücrelerine oksijen taşıyan hemoglobinlerin düşmesi ile yaşanır. Farklı yaş gruplarında görülen bu durum kan testlerinde ortaya çıkar. Vücudun yeterli miktarda kırmızı kan hücreleri üretmemesinden kaynaklı yaşanan bu duruma aynı zamanda vücudun kendiliğinden kan hücrelerini yok etmesi ile de görülür. Ayrıca B-12 vitaminin azalması ve bu vitamini vücudun üretememesinden kaynaklı da yaşanır. Halsizlik, nefes darlığı, göğüz ağrısı, kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve sık sık hastalanma gibi belirtilerle kendini gösterir. İleri boyuttaki kansızlıkta uzmanların belirlediği tedavi yöntemleri uygulanmalıdır. Ancak bazı uzmanlar düşük seviyeli ilerleyen kansızlığı bazı besinlerin giderdiğini de vurguluyor.

KANSIZLIK NEDEN OLUR?

Rahatsızlığın yaşanmasının en temel etkeni demir maddesinin kan içerisine yeterince emilim sağlamamasından kaynaklanıyor. 

Gün içerisinde fazla su tüketili ya da sıvı kanın seyrelmesine neden olur. Demir maddesi için kanın belli bir oranda pıhtılaşması gerekir. Sıvı alımı bu durumu engelliyor. Bu yüzden uzmanlar alınan sıvı miktarına dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Böbrekler kandaki kırmızı hücre sayısını artırmak için erythropoietin maddesi salgılar. Ancak fonksiyonel olarak düşük olarak böbrekler bu işlevi yapmadığından kandaki hücre sayısı azalır. 

Alkal ve sigara gibi nikotin yüklü maddeler kansızlığa neden olur.

Düzenli bir şekilde et tüketmeye kişilerde demir maddesi ve kırmızı kan hücresi azalır. Bunun nedeni de vücudun yeterinde protein alamamasından kaynaklanıyor. Protein kana hızla demir maddesi enzimleyerek kırmızı kan hücre miktarının artmasında yardımcı olur.

Kadınların her ay yaşadığı adet döngüsü de geçici kansızlığa neden olur.

ANEMİNİN (KANSIZLIĞIN) BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Kulak uğultulaması

Dudakların yaz kış çatlaması ve ağız kenarlarında yaraların artması

Tırnakların çabuk kırılması uçlarında beyaz lekelerin oluşması

Saçların yıpranarak ya da koparak dökülmesi

Ayak ve elleri soğuk olmasının yanı sıra sürekli titremesi

Cilt yüzeyinin sarı ya da daha soluk renklerle kaplanması

Beyin hastalıklarının artması, şiddetli baş ağrısı ve sürekli yorgunluk hali gibi durumlar demir ya da kansızlığın belirtisidir.

PEKİ KAN YAPICI YİYECEKLER NELERDİR?

KEÇİBOYNUZU

Demir maddesi bakımından zengin olan keçiboynuzu kan yapan besinler arasında en etkili olandır. Uzmanlar özellikle bu besinin hamile, adet dönemi ve ergenlik döneminde tüketilmesini tavsiye ediyor. Her gün bir kase keçiboynuzu pekmezi tüketerek hem kansızlığı hem de birçok ciddi rahatsızlığı önlemiş olunur.

KURU ÜZÜM

Çekirdekli kuru üzümlerin içerisinde bulunan bakır ve B kompleks vitaminleri sayesinde kandaki alyuvar hücrelerini artırır. Yüksek derecede polifenolik antioksidanlar içerdiğinden de kandaki toksinlenmeyi azaltarak hücrelerin zarar görmesini önler. Uzmanlar günde bir avuç tüketilmesinin sağlığa katkısı olacağını belirtiyor.

BADEM

E vitamini bakımından zengin olan badem demir emilimini artırarak kan seviyesini olumlu etkiler. Günde 6 tane tüketerek kan hücre sayısını artırmanın yanı sıra sindirimi de kolaylaştırarak kilo vermenizde yardımcı olur. Aynı zamanda cilt sağlığını destekler.

YEŞİL MERCİMEK

Magnezyum, çinko ve demir gibi kan hücrelerin oluşumunu destekleyen maddeler bakımından zengin olan yeşil mercimeği haftada en az iki tabak tüketmek gerekir. Kansızlığın yanı sıra kronik yorgunluğu da ortada kaldıran yeşil mercimek hem salata hem de yemek olarak tüketilmektedir.

ISPANAK

Demir deposu olduğundan çizgi filmlere bile konu olan ıspanak en çok kan yapan yiyecekler arasındadır. Kan seviyesini dengeleyerek kalp ve damar sağlığını da korur. Haftada ki kez tüketilmesi tavsiye edilir.

KIRMIZI PANCAR

C vitamini bakımından zengin olduğundan demir emilimini artırır. Bu sayede yüksek tansiyonu düşürerek felç ve inme riskini azaltır. Uzmanlar hem kendisini hemde suyunu haftada en az bir kez tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

KARACİĞER

B12 vitamini vücuttaki hemoglobin hücrelerini artırmak için oldukça önemlidir. Ancak vücut bu vitamini kendiliğinden üretmez. İnek, kuzu ve tavuk gibi hayvanların karaciğerlerinde hem B12 hem de A vitamini yüksek seviyede bulunur. Uzmanlar kulağa hoş gelmezse bile sağlık açısından önemli olan bu besinin tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. 

KİVİ

Hem ekşi hem de tatlı tadı olan kivi potasyum ve demir bakımından zengindir. Bu sayede kan hücrelerini artırarak kan basıncını dengeler. Günlük tüketilmesi alışkanlık haline getirilmesinde fayda var. 

Kış aylarında soğuk algınlığı hastalıkları giderek artar. Ancak en fazla bir hafta süren bu hastalıkların süresi uzadığında farklı rahatsızlıkların habercisi olabilir. Bunlar arasında en yaygın olanı ise zatürredir. Zatürre sinsi ilerleyen ve erken müdahale edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabilir. Peki Zatürre neden olur? Zatürre belirtileri nelerdir? Zatürreye ne iyi gelir? Sizler için zatürrre hakkında merak edilen her şeyi haberin detayına ekledik.

Zatürre genellikle soğuk algınlığı rahatsızlığı ile karıştırılır. Ancak bu hastalık soğuk algınlığı belirtileri ile benzer özelliklerle başlasa bile aslında altta yatan ciddi bir hastalıktır. Pnömoni virüsü akciğerlere yerleşerek enfeksiyonlara neden olur. Kısa sürede fonksiyonlarını yitiren akciğer sonrası vücutta virüse karşı savunmasızlık başlar. Virüsün bulaşıcı riski vardır. Akciğer dokularında iltihaplanmalara neden olan virüs ağız, boğaz veya sindirim yollarıyla vücuda girer. Viral solunum yolu enfeksiyonları hastalıklarından biri olan zatürre erken müdahale edilmediğinde ölümcül olabilir. Hapşırma, öksürme gibi aktivileteler sonrası bardak, mendil, çatal ve bıçağa bulaşabilir. 

ZATÜRRENİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vücut ısısının 39’un üzerine çıkması

Sürekli ve balgamlı öksürük

Yeme bozukluğu, halsizlik

Sık sık yorgun uyanma 

Nefes almada zorluk çekmenin yanı sıra nefes alırken göğsün ağrıması

Karın bölgesinin soğuması ve şiddetli kramplı ağrılar

İltihaplı dudak uçukları  gibi belirtilerle kendini gösterir.

ZATÜRREDE RİSK ALTINDA OLANLAR

Sağlıksız beslenen kişilerde

Kirli ortam

Kalabalık mekanlar

Havasız yerler

Sigara dumanına fazla maruz kalma

Kronik rahatsızlığı olan kişilerin bu hastalığa yakalanma oranları daha fazladır.

ZATÜRRE TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Erken müdahale edilmediğinde akciğerlerde ciddi hasar oluşabilir. Bu rahatsızlık çok sık nüksetmez fakat tedavi sonuna kadar tamamlanmalıdır. Ağır olan hastalarda akciğerdeki enfeksiyon tüple alınır. Tedavi süreci şiddetine göre 1 ve 4 hafta arası değişebilir. Antibiyotik, bronş genişletici solutma, ağızdan veya damardan sıvı ve beslenme desteği gibi tedaviler uygulanır. 

ZATÜRREYE NE İYİ GELİR?

SARIMSAK

Güçlü bir antibiyotik olan sarımsak vücuttaki tüm bakteri ve virüsleri temizler. Uzmanlar sarımsağı tek başına yemektense yemeklere ilave edilerek tüketilmesini tavsiye eder. Sindirim yoluyla vücuda giren sarımsak özellikle viral enfeksiyonlarla vücuda yerleşen virüsü atar. Ayrıca zeytin yağı ile kavurulan sarımsağın kokusu da akciğerlerdeki iltihabın temizlenmesini sağlar. 

HAVUÇ

Vücudun direncini artıran besinlerin başında havuç gelir. Havuç bağışıklık sistemindeki hücreleri yenileyerek hastalıklara karşı korur. Özellikle zatürre esnasında hasar gören akciğerleri yenilemeyi hızlandıran havucun tüm faydasından yararlanmak için çiğ bir şekilde tüketilmesi uzmanlar tarafından tavsiye edilir.