Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Diş ağrısı hemen hemen herkesin genel sağlık sorunlarının başında gelir. Ağrıları neredeyse yaşam kalitesini düşürür. Özellikle bu konuda halk arasında doğru bilinen bir çok yanlış var. Bunlar ciddi hastalıklara davetiye çıkarır. En çok görülen ancak zamanında müdahale edilmeyen sorun ise diş eti çekilmesidir. Diş eti çekilmesi neden olur? Diş eti çekilmesi belirtileri nelerdir?

En yaygın diş problemlerinden biri olan diş eti çekilmesi, her yaş ve cinsiyette görülür. Bilimsel olarak periodontitis ismiyle geçen diş eti çekilmesi, diş yapısı ve et arasına yerleşen bakteriler kalın bir plak oluşturur. Bu plak zamanla temizlenmediğinde burada yapışkan bir tabaka oluşturur. Tabaka diş etlerinin çürümeye neden olur. Diş etleri bu bakteriler yüzünden azalan güç nedeniyle halk arasındaki tabirle çeneye doğru çekilir. Diş etinin iltihaplanması hatta diş kaybına kadar ilerler. Diş eti çekilmesine zamanına müdahale edilmediğinde diş ve çenede kemik kaybına, dolaşım sisteminde bakteri artımına, şeker hastalığına ve kemik iltihaplanmasına kadar hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. 

diş eti çekilmesi bakteriler nedeniyle oluşur

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ NEDEN OLUR?

  • Dişlerin temizliği zamanında ve yeterli kadar yapılmadığında
     
  • Aşırı nikotin ve kafein maddeleri tüketiminde
     
  • Gelişim çağında yeterli miktarda C ve K vitaminleri alınmadığında 
     
  • Ağız içinde sürekli olarak iltihaplanma sorunlarının yaşanması sonucu
     
  • Gebelik ve menopoz sonrası kadınlarda sıklıkla görülen hormonal bozukluk
     
  • Kanserli hücrelerin vücutta ciddi deformasyonlara yol açması 
     
  • Ağır hastalıklar sonucu kullanılan uzun sürekli ilaçların yan etkileri diş eti çekilmesine zemin hazırlar. 

ağız içi kokusu diş eti çekilmesiyle oluşabilir

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

  1. Diş etlerinde aft gibi kabartılar çıkar. 
     
  2. Çok kötü ağız kokusuna neden olur.
     
  3. Zamanla dişlerin sıralamasında boşluklar oluşur. 
     
  4. Diş fırçalarken ağrı ve kanama yaşanır.
     
  5. Yanaktan bile dokunulduğunda diş ve diş etinde şiddetli ağırlar hissedilir.
     
  6. Hiç bir belirti göstermeden diş kayıpları görülür. 
     
  7. Sıcak ve soğuk besin ya da içecek hassaslığı artar.
     
  8. Diş etleri zamanla morarmaya başlar. 

diş eti çekilmesinde erken tedavi önemli

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİNE NE İYİ GELİR?

İbrahim Saraçoğlu ağız içindeki bakterinin azalması diş etlerini daha güçlendireceğinden doğal kekik karışımını önerir. Günde 3 defa diş fırçalama alışkanlığına bu gargara eklendiğinde dişlerin daha da güçlendirir. Bir bardak su ile kaynatılan kekik biraz bekletildikten sonra gargara yapılır. Düzenli olarak yapıldığında diş eti ve diş aralarında iltihaplanmanın azaldığı görülür. Bunun dışında diş ağrısının fazla olduğu zamanlarda abur cubur, kuruyemiş, hazır gıda, işlenmiş besinler yerine sebze meyve ve bol bol bitki çayları önerilir. En çok önerilen bitki çayı ise anasondur. 

diş eti ağrısı

DİŞ ETİ ÇEKİLMESİ TEDAVİSİ

İleri boyutta olan diş eti çekilmesinde kesinlikle bir uzamana danışılması şarttır. Diş etinin çekilme boyutuna göre operasyon bile istenilebilir. İlaç tedavisinde antibiyotik içeren jeller verilir. Bunlar dişlere sürülerek dişlerdeki iltihap oranı azaltılır. Yanı sıra diş köklerinde oluşan iltihaplı yapılar lazerle küçültülür. 

Kuşkonmaz sebze olarak tüketildiği gibi süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Ülkemizde tüketimi yaygın olmazsa da Güney Avrupa mutfaklarında sıklıkla tüketilen kuşkonmazın faydaları hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Ayrıca kuşkonmaz alternatif tıpta da doğal ilaç yapımında kullanılır. Kemik ve kaslardaki iltihap oranlarını azaltıyor. Peki Kuşkonmazın faydaları nelerdir? Kuşkonmaz nasıl tüketilir?

Halk arasında serçe otu ve bahçe kuşkonmaz gibi adlarla da bilinen kuşkonmazın bilim literatüründeki karşılığı ise officinalistir. Çok yıllık çiçekli bir bitki olan kuşkonmaz, soğan ya da sarımsak ailesinden gelir. Kuşkonmaz hakkında bilinmeyen bir diğer noktada yapılan bazı araştırmada bilim adamları tarafından zambak ailesine de ait olduğu iddia edilir. Asya kıtasının Ilıman ikliminde rahatlıkla yetişen kuşkonmaz, en genç mahsul olarak toplanır. M.Ö 3000 yılına dayanan Mısır, kitabelerinde yer edinen kuşkonmaz, E vitamini bakımından zengindir. Çiğ halde salatalarda kullanılan kuşkonmaz, pişirilerek de yemeği yapılır. Yeşil ve beyaz halde bulunur. Yıllar boyunca saklamak için turşusu da kurulur. Asya mutfağında kızartılarak sığır etiyle beraber servis edilir. Amerika kıtasında ise çorbası bile yapılır. Çiğ olarak tüketmek isteyenler yüzeyindeki kalın kabuğu soyar. Kabuğu ne kadar sert ise o kadar tazedir. 

kuşkonmaz besin değeri

KUŞKONMAZIN FAYDALARI NELERDİR?

  • Topraktaki tüm vitamin ve mineralleri alan kuşkonmaz bu sayede folik asit bakımından zengindir. Folik asit vücuttaki hücreleri yenilemede oldukça etkilidir. Bu sayede kanser hastalıklarının yaşanması engellenir. 
     
  • Yapılan bazı araştırmalarda güçlü bir idrar söktürücü olan kuşkonmaz, mesane torbasında idrar birikmesini de önler. Böylece taş ve kum oluşumunu engeller. 
     
  • E vitamini sayesinde cilt hücrelerini yeniler. Hormon hücrelerinin daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 
     
  • Sindirim sistemini rahatlatarak mide duvarını güçlendirir. Uzun süre tokluk hissi vererek kilo vermek isteyenler için ideal bir besindir. Bağırsaklardaki flora sayısını korur. İshal ya da kabızlık gibi hastalıkları engeller. 
     
  • Güçlü bir antioksindan olduğundan serbest radikalli hücrelerin vücuttan atılmasını sağlar. Bu sayede vücudun ödem toplamasının önüne geçer. Vücuttaki iltihabı temizler. Oluşması için olan nedenleri de ortadan kaldırır.
     
  • İltihap temizlemede etkili olması sadece ödeme  değil aynı zamanda kemik ve kas sağlığına da destek sağlar. Yenilenmesini sağlayarak güçlendirir ve artrit hastalıklarının önüne geçer.
     
  • Kan akışını ve kandaki hücreleri yenileyerek hem kansızlığın hem de şeker hastalığının önüne geçer. Kanı temizler. 
     
  • Sinir sistemindeki hücreleri yatıştırarak ruhsal hastalıkların önüne geçer. Uzmanlar özellikle uykusuzluk ve ağır depresyon geçiren kişilerin düzenli tüketmesini tavsiye eder. 
     
  • Kadınların aylık yaşadıkları adet döngüsü öncesi yaşadıkları semptomların şiddeti azaltılır. 
     
  • Kuşkonmaz aynı zamanda A vitamini bakımından zengindir. Bu sayede göz sağlığını da olumlu etkiler. Özellikle ileri yaşlarda sıklıkla görülen katarak hastalığının yaşanmasını önler. 

kuşkonmaz zengin vitamin ve minerallere sahiptir

KUŞKONMAZIN ZARARLARI VAR MIDIR?

İçeriğindeki pürin maddesi böbrek üstü bezlerinin çalışma fonksiyonlarını olumsuz etkiler. Bu yüzden kronik böbrek rahatsızlığı olanların tüketilmesi önerilmez. Alerji testi yapılması daha uygundur. Özellikle cilde uygulamadan ya da çiğ tüketilmeden önce test yapılmasında fayda var. Uzmanlar kuşkonmazın tüketildiği gün 3 litreye yakın su tüketilmesini tavsiye eder. Folik asit bakımından her ne kadar zengin olsa da hamilelik sürecinde bir uzmana danışılarak tüketilmesi uygun görülür. 

Genellikle yemeklerden ya da gazlı içeceklerden sonra yaşanan geğirme, aslında basit bir durum değildir. Geğirmek ilk olarak sağlıklı bir vücut fonksiyonu gibi görünse de sürekli yaşandığında ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Geğirmek neden olur? Sürekli geğirmek hangi hastalıkların habercisidir?

Sindirim sistemi biriken gazı dışarı atmak için makata kadar ulaşamadığında üst yolla yani ağır yoluyla attığı fonksiyonel reflekse geğirme denir. Sağlıklı bir refleks olarak görülen bu durum sıklığı artığında farklı hastalıkların belirtisi olabilir. Fazla hava yutulması, gazlı içecekler, kullanılan ağır ilaçlar, safra kesesi hastalıkları, karaciğer yağlanması ve gıda alerjileri gibi durumlarda geğirme isteği beyin tarafından bir komut olarak verilir. En ciddisi ise çölyak ve gastrittir. Glutene dair hassas olan sindirim sorunlarına zemin hazırlarken geğirmeye de yol açar. Gastirit ise geğirmeye en sık zemin hazırlayan sağlık sorundur. Mide de artan iltihaplanma makat yoluyla atamadığı durumu ağız yoluyla atar. Bu aslında yemek borusuna mide asidinin çıkmasına da yol açar. Mide asidi yemek borusundaki hücreleri deforme eder. Ağız kokusu ve tükürük bezinde bakteri birikimine kadar yol açar. 

geğirme sürekli yaşandığında ciddi sıkıntılara neden olur

SÜREKLİ GEĞİRME HANGİ HASTALIKLARIN HABERCİSİDİR?

MİDE KANSERİ

En ciddisi mide kanseridir. Mide kanserinin belirtilerinden biri olan geğirme, nefes problemine bile neden olur Sürekli geğirme hıçkırığa yol açar. Tıkanan nefes yolu kalp sorunlarına da yol açar. Mide kanseri olanların tedavi sürecinde bu şikayetleri yaşadığı an doktoruna danışması gerekir. 

mide kanseri

HAMİLELİK

Büyüyen karın bağırsak ve mideye baskı uygular. Sindirim organları baskılandıkça içindeki gazı sürekli olarak ya makattan ya ağızdan atmaya başlar. Ancak sürekliliği durumunda doktora haber verilmeli.

hamilelik

HAVA YUTMA

Uzun süreli ve düzensiz gülme ya da konuşma gibi durumlarda nefes borusundan fazla hava içeri girer. Fazla hava nefes borusunda birikir. Bu akciğerlere zarar verebilir. Beyin komut olarak geğirmeyi sürekli hale getirir. Akciğerlere hasar vermemesi için acilen bir uzmana danışın.

fazla hava yutma

HASSAS BAĞIRSAK SENDROMU

Kalın bağırsakta yaşanan iltihaplanmalı hastalık olan hassas bağırsak sendromu, geğirmeye yol açar. Çünkü vücutta biriken gaz atılmadığından üst solunuma çıkar. 

hassas bağırsak sendromu

Doğadaki güçlü probiyotikler arasında yer alan turşunun insan sağlığına faydaları saymakla bitmez. Ancak gün içinde fazla tüketildiğinde ciddi rahatsızlıklara zemin hazırlar. Çok yüksek oranda sodyum barındıran turşu vücudun biyolojik yapısını alt üst eder. Turşunun zararları nelerdir?

Miktarında tüketildiğinde her şeyin faydası vardır. Ancak fazla tüketildiğinde en faydalı besin bile zararlı hale gelebilir. Sofralarda hiç eksilmeyen turşu da bunlardan biridir. Özellikle mide ve bağırsaklara fayda sağlayan turşu yüksek oranda probiyotik içerir. Bu probiyotikler bağırsaklardaki floraları dengeler. Aynı zamanda turşu bağışıklık sistemini de yenilemede faydalıdır. Biber, salatalık, patlıcan, sarımsak, domates daha bir çok besinin turşusu yapılır. Bu besinlerin her biri hem kendileri faydalı hem de turşu yapıldıklarında ortaya çıkardıkları bakteri sayesinde faydaları daha fazla olur.

turşunun aşırısı zarar verir

AŞIRISI HASTALIKLARI TETİKLER!

Vücuttaki tuz ve sodyum eksikliğini de gidermede fayda sağlayan turşunun faydası zehirlenme ve sindirim bozukluğuna yol açar. Yani uzmanlar sindirime faydası olan bu besinin fazla tüketilmesi dahilinde sindirimi bozabilir. 

fazla tüketilen turşu sindirimi bozar

TURŞUNUN ZARARLARI NELERDİR?

  1. İçeriğindeki sodyum mide ve bağırsak çapını genişletir. Genişleyen mide ve bağırsak iştahın açılmasına neden olur. Sürekli aç hissine yol açan sodyum kilo alımı kolaylaştırır. Bu yüzden gün içinde miktarında turşu tüketilmesi faydalıdır. 
     
  2. Çok fazla tüketilen turşu mide içindeki asidin dengesizleşmesine yol açar. Asit artıkça ülser ve reflü gibi hastalıkların yaşanmasına neden olabilir. Hatta ciddi boyutları ise mide kanserine bile zemin hazırlayabilir.
     
  3. Turşu vücuttaki suyun hızlı emilimini sağlar. Vücutta su hızlı emildiğinde böbreklerin fonksiyonel işlevselliği bozulur. Böbrek üstü bezlerin bozulmasından dolayı vücut sıvı kaybını daha hızlı yaşar. Sık sık tuvalete çıkılır. Bu da idrar yolu enfeksiyonu, mesane ve böbrek yaşı oluşumlarına neden olabilir. 
     
  4. Vücuttaki sıvı kaybı sayede böbreklere değil aynı zamanda kemiklerinde sistemini olumsuz etkiler. Kemik erimesine kadar yol açabilir. Hatta bazı uzmanlar kemik ve kas sistemlerinde sıkıntı yaşayan kişilerin turşu tüketmesini önermez. 

Toplumda en sık görülen sindirim sorunlarından biri olan reflü şiddetini artırınca yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Erken ve sürekli tedavi bu konu da oldukça önemli noktalardır.

Mide hastalıklarından en yaygını olarak kabul edilen reflü göğüs yanması ya da karın şişliği gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu sürecin tedavisi aksadığında ciddi farklı sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Gastroenteroloji uzmanı doktor Senem Küçükbaş,  uzun süreli reflü şikayetlerinin neden olduğu asit safrayı olumsuz etkilediğini söyledi.

yemek sonrası uyuyun

Özellikle yemek sonrası bu tarz sorunların artığının altını çizen Küçükbaş, sıklıkla hıçkırık yutkunma güçlüğü ve sabahları ses kısıklığı gibi belirtilerle kendini gösterdiğin söyledi. Reflü önüne geçecek bazı uyarılarda da bulundu:

Yemekten sonra biraz uyuyun.

Az yemek yiyin.

Gün içinde baharat ve işlenmiş gıdadan uzak durun.

Kafein ve nikotinden uzak durun.

Limonun insan sağlığına birçok faydası olduğu hemen herkes tarafından biliniyor. Özellikle vücuttaki tüm toksinleri temizlemede limon hakkında sizler için araştırma yaptık. Hastalıklara karşı direncin artmasını istiyorsanız bu habere bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Limonun faydaları nelerdir? Bir ay boyunca limonlu ılık su içerseniz ne olur?

Ilıman iklimde yetişen limon ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde bol bol yetişir. Ayrıca kış boyu yaprak dökmeyen bir ağaca sahiptir. Yazın sonunda hasat veren limon doğada bulunan en güçlü antioksidan ve antiseptik özelliklere sahip kuvvetli bir meyvedir. Limonun kabuğundan yapına kadar insan sağlığına birçok faydası vardır. Suyunda yüzde 5’lik oranda asit bulunan limon evlerde de yetiştirilir. Yemeklerden tatlılara kadar her alanda kullanılır.

Yapılan araştırmalara göre sabahları aç karna içilen bir bardak ılık limonlu suyun vücuttaki tüm enfeksiyonlu hücreleri temizlediği tespit edilmiştir. Sitrik asit bakımından zengin olan limon dişlerdeki bakterileri temizler. İlk keşfedildiğinde tıbbi amaçlı kullanılan limon zamanla tüketilmeye başlanmıştır. İçeriğinde C vitamini ve yüksek miktarda sitrit asit bulunur.

güçlü antiseptik özelliği var

LİMONUN FAYDALARI NELEDİR? BİR AY BOYUNCA LİMONLU ILIK SU İÇERSENİZ…

  • Sabah hiç bir şey tüketmeden önce bir bardak ılık limon suyu içildiğinde daha sonra gün içerisinde vücuda alınan diğer besinlerdeki zararlı hücreleri aynı günde vücuttan atmaya yardımcı olur.
     
  • Vücutta en hızlı kirlenen kandır. Kandaki mikrop oranı artınca ciddi sağlık sorunlarının yaşanma olasılığı da artar. Sabah aç karna tüketilen ılık limon suyu ise kandaki toksinleri temizler. Hücreleri dengeleyerek hastalıkların yaşanma olasılığını düşürür. Özellikle yüksek tansiyonun yaşanmasını önler. 
     
  • Sıcak suya yarım çay bardağı limon eklenerek elde edilen bu karışım içeriğindeki asit oranını hafiflettiğinden mideye her hangi bir rahatsızlık vermez. Aksine yemek borusundan bağırsaklara kadar sindirimi temizler. Mide ekşimesi veya yanması gibi rahatsızlıklar kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Beslenme düzenini bozar ve stres oranını artırır. Ancak ılık limon suyu midedeki asidi düzenleyerek besinlerin meydana getirdiği bu rahatsızlığı engeller.
     
  • Metabolizmayı düzenlediğinden kilo vermede yardımcı olur. Aynı zamanda vücuttaki kilo dışında birikmiş ödemleri de atar. 
     
  • Vücudun gün içerisinde en çok ihtiyacı olan C vitamini bakımından zengin olan limon kemik gelişimini de destekler. Organ zarlarındaki hücreleri yenileyerek DNA’larını bozulmalarını önler. Böylece tümörlü hücre sayısını azaltarak kanserin önüne geçer.
     
  • Vücuttaki hücreleri sakinleştirerek rahat bir uyku sağlar.
     
  • Kuru öksürük, balgam ve boğaz ağrısı gibi rahatsızlıkların yaşanmasını engeller. Sigara tüketen kişiler her sabah bir bardak limon suyu içtiklerinde hem sigaranın vücuttaki etkisini azaltır hem de sigaranın içeriğindeki nikotinin etkisi en aza indirerek bırakmada bile yardımcı olur.
     
  • Cilt içinde idealdir. Ciltteki hücreleri yenileyerek yaşlanmayı ve kırışıklıkları azaltır. Sivilce ve akne gibi durumları azaltır. Ayrıca cilt lekelerini kısa sürede yok eder.

limonun besin değeri

Akdeniz iklimine uygun olduğundan ülkemizde son yıllarda seralarda üretilmeyen başlayan çarkıfelek meyvesinin yapılan araştırmalarda bağışıklık sistemini baştan sona yenilediği ortaya konuldu. İçeriğinde yüksek oranda C vitamini barındıran çarkıfelek meyvesi, her ne kadar yaz meyvesi olarak bilinse de Akdeniz iklimine uygun olduğundan şimdiden yetiştiriciliğine başlandı.

Aşk ya da tutku meyvesi olarak bilinen çarkıfelek meyvesi, ülkemizde özellikle genç üreticilerin radarına girdi. Geçtiğimiz gün Mersin de serasını kuran bir genç bu başarısı sayesinde taktir edildi. 2 tondan fazla üretimini yaparak çarkıfelek meyvesini ithal olan meyveler listesinden çıkardı. Şimdilerde kilosu her ne kadar cep yaksa da yaz aylarına doğru daha uygun fiyatlara satılıyor. İçeriğinde yüksek oranda C vitamini barındıran çarkıfelek meyvesi mor rengini aldıkça içeriğindeki vitamin değerleri de artar. 

çarkıfelek vücudu yeniler

BAĞIŞIKLIK MEYVESİNİ YENİLEYEN ÇARKIFELEK MEYVESİ!

ABD’de yapılan bir araştırmada çarkıfelek meyvesinin insan sağlığına olan olumlu etkileri tespit edildi. Özellikle bağışıklık sistemindeki protein oranını artırarak virüs ve bakterilere karşı daha dirençli hale getirir. Uykusuzluk ve depresyon günümüzde en yaygın hastalıkların başında yer aldığından bilim insanları çarkıfelek meyvesinin yenilediği sinir hücreleri sayesinde bu risklerin azaldığını açıkladı. 

çarkıfelek içinde güçlü oranda vitamin barındırır

ÇARKIFELEK MEYVESİ NASIL YENİR?

Dış kabuğu oldukça sert olan çarkıfeleğin içindeki kısım yenir. Çekirdekli gibi görünse de iç kısmı ekşimsi tatlı arası bir tada sahiptir. Yurt dışında genellikle dondurmayla tüketilir. Ülkemizde reçeli yapılıyor. Sıvı miktarı çok olduğundan çarkıfelek meyvesinin böbrek hastalarının doğal ilacı olarak uzmanlar tarafından kabul ediliyor. İçindeki kısmı çıkarılıp sulu kısmı tüketilir. Ayrıca çarkıfelek meyvesi yurt dışında ek takviye besinleri arasında birinci sırada yer alır. 

çarkıfelek besin değeri

ÇARKIFELEK MEYVESİ NE İŞE YARAR?

  1. Menopoz döneminde hormon bozukluğu oluşmasını engeller.
     
  2. Vücut ağrılarına birebir fayda sağlar. 
     
  3. Kemik ve kas sistemini geliştirir.
     
  4. Yüksek oranda içerdiği lif sayesinde bağırsaklar daha sağlıklı çalışır. 
     
  5. İçerdiği yüksek orandaki sıvı böbrek üstü bezlerini çalıştırır. 
     
  6. Güçlü oranda C vitamini içerdiğinden hastalıklara karşı vücut direncini artırır. 

Hemen hemen herkesin yaşadığı ağız içi kaşıntı düzeyi artınca yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Aslında ciddi bir semptom olarak görülmese de ağız içindeki yaralar günlük yaşamsal aksaklıklara sebebiyet verir. Özellikle yeme ve içmeyi engeller. Ağız içi kaşıntı neden olur? Ağız içi kaşıntı neyin habercisidir? Ağız etrafında çıkan yaralar

Bazen basit gibi görünen bazı rahatsızlıklar yaşam kalitesini düşürür. Ayrıca basit gibi görünse de bazı ciddi hastalıkların habercisi de olabilir. Ağız içi kaşıntıda genellikle viral hastalıklara neden olan virüslere zemin hazırlar. Bunun yanı sıra bünyesi alerjik reaksiyonlara karşı hassas olan kişilerde de ağız içi yaralar ve kaşıntılar görülür. Bu duruma oral alerji sendromu denir. Ağrılı ve kaşıntılı geçtiğinden kişi herhangi bir besin tüketmek istemez. Bu da bağışıklığının virüse karşı daha güçsüz olmasına zemin hazırlar. 

ağız içi kaşıntılar farklı hastalıkların nedeni olabilir

AĞIZ İÇİ KAŞINTI NEDEN OLUR?

  • Üst solunum yolları hastalıkları sonrası görülebilir.
     
  • Tüketilen besinlerin neden olduğu alerjik sorunlar neden olabilir.
     
  • Yüksek ateş sonrası vücudun gösterdiği bir semptomdur.
     
  • Çevre kaynaklı toz ya da polen gibi alerjiler sonrası görülebilir.
     
  • Çocuk çağında maruz kalınan uçuk virüsünün bağışıklığın düştüğü anda ortaya çıkar.

ağız içi kaşıntı aft ve uçuklara neden olur

AĞIZ İÇİ KAŞINTI NEYİN HABERCİSİDİR?

  1. En yaygın durumu bağışıklık sisteminde bir sorunun olabileceğini gösterir. 
     
  2. Vücut ısısında ani değişimler olduğunun ya da yüksek ateşlenme geçirildiğinin habercisi olabilir.
     
  3. Kanda mikrop oranı artmış olabilir.
     
  4. Kısa zaman önce tüketilen bir besinin alerjik reaksiyona yol açtığına işaret olabilir. 
     
  5. Kadınlarda adet döneminden önce hormonlarda görülen değişimler.

sürekli devam eden ağız içi sorununu ihmal etmeyim

AĞIZ İÇİ KAŞINTI BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kulak borusundan boğaza doğru giden bir kaşınma hissi

Ağız içindeki etlerin koyu kırmızıya dönmesi

Ağız içindeki besinlerin tadı farklılaşır

Ağızın iç ya da dış kısmında ödem ya da uçuk şeklinde şişkinlikler

Boğazda çabuk kuruma ve karıncalanma 

AĞIZ İÇİ KAŞINTISINA NE İYİ GELİR?

Bağışıklıkla ilgili bir sorun olduğundan uzmanlar bu sürede bol bol C vitamini içeren meyveler tüketilmesini tavsiye eder. Özellikle mandalina, portakal, kivi ve limon bu konuda doğal ilaçlardır. Öte yandan sebzeler kaynatılarak limon sıkılıp bol bol tüketilmeli. Bu süre içinde su tüketimi en az 3 litre olmasında fayda var. 

Ağız içi kaşıntı ortalama 7 gün üzeri şiddetli bir şekilde seyir etmesi durumunda doktora görünmekte fayda var. 

Toplumda neredeyse 4 kişiden 3’ünde görülen sağlık sorunlarının başında olan safra kesesi farklı belirti ve durumlar sergilediğinden oldukça geç fark edilir. Bu yüzden bazı hastalıklarını tetikler. Ancak hiç kimsenin bilmediği ve yaygın olarak görülen bir belirtisi hakkında uzmanlar açıklama yaptı. Yemekten sonra oluşan karın ağrısı neyin habercisi? Safra taşı karın ağrısına neden olur mu?

Koronavirüsle beraber değişen sağlık durumu bazı hastalıkların önemini unutturmak üzereydi. Bunlardan biri de safra ve böbrek sağlığıydı. Vücudumuzda en çok beslenmeden etkilenen bu iki organ zamanda çok çabuk deformeye uğrar. Bu yüzden uzmanlar beslenmenin öneminin altını çizer. Karaciğerin hemen altında bulunan ve vücuttaki karaciğerin enzimlediklerini depolayarak vücuda hasar vermelerini önler. Ancak sağlıksız beslenmeden kaynaklı, safra kesesi hasar alabilir. Depoladığı yağ oranı vücuda zarar verebilir. Özellikle safra kesesinde bu hasardan ve aşırı yağlanmadan ötürü taşlar oluşur. Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, safra kesesinde oluşan taşların geç tedavi edilmesindeki en büyük etkenin diğer hastalık belirtileri ile karıştırılmasından kaynaklı olduğunun altını çiziyor. 

yemek sonrası görülen şiddetli karın ağrısı safra taşının habercisi olabilir

YEMEKTEN SONRA OLUŞAN KARIN AĞRISI NEYİN HABERCİSİ?

Malya, safra kesesinin aslında çok keskin bir belirtisi olduğunun altını çizdi. Öncelikle safra kesesi taşının vücuda olan etkilerinden bahseden ünlü doktor “İçerisinde taşlar oluştuğunda bu taşlar sap bölümünü tıkarsa safra kesesi safrayı boşaltamaz ve şişerek iltihaplanır. Daha sonra bu taşlar ana safra kanalına düşerse sarılık ve pankreas iltihaplanmasına sebep olabilir. Tüm bunlar için ilk bulgu da karın sağ üst bölgesinde özellikle yemeklerden sonra olan ağrılardır. Bunlar öncelikle hafif olarak başlar. Sonrasında daha ciddi iltihaplanma tabloları gelişebilir. Bu sebeple ağrılar ilk başladıktan sonra artık bu safra kesesi hasta hale gelmiş kabul edilerek ameliyat önerilir” şeklinde konuştu. Kadınlarda safra kesesi taşı sorununun daha sık olduğunu belirten Doç. Dr. Fatma Ümit Malya, bu durumun kadınlardaki yağ oranındaki hızlı değişiminden kaynaklandığını belirtti.

Öte yandan safra kesesi taşlarının aslında yemeklerden sonra şiddetli kasılmalara neden olduğunu ancak çoğu insanın bunu farklı şekilde yorumladıklarını şu sözlerle belirtti:

“Yemek yedikten sonra başlayan karın ağrısı safra taşının erken uyarısıdır. Karın ağrısı nasıl olsa geçer diye beklemek hastalığın ilerlemesinin yanı sıra ciddi sorunlara yol açabilir.”

safra kesesindeki yağ oranı artıkça taşlara neden olur

SAFRA TAŞI KARIN AĞRISINA NEDEN OLUR MU?

Vücut genelinde aşırı yağlanmaya neden olduğundan obezite ve dengesiz kilolara yol açar. Kızartma, hamur işleri ve işlenmiş şekerli gıdalar safra taşına yol açar. Karın bölgesinde şişlik, yemek sonrası artan hazımsızlık ve gaz problemlerine neden olur. Bu da sık sık karın ağrısına yol açar. Bu yüzden karın ağrısı sıklığı ihmal edilmeden bir uzmana görülmesinde fayda var. 

safra taşları şiddetli karın ağrısına yol açar

SAFRA KESESİNİN SAĞLIĞI İÇİN BOL BOL YÜRÜYÜN!

Uzmanlar vücuttaki bütün organların daha sağlıklı olması için sık sık yürümeyi tavsiye eder. Gün içinde en az bir saatlik yürüyüş organların daha sağlıklı çalışmasını destekler. Malya’da bu konu hakkında “Fiziksel aktivitemizi artırmamız ve günde en az iki buçuk litre su tüketmemiz olacaktır. Herhangi bir spor yapamasak bile asansör yerine merdiven kullanmak, gideceğimiz yerlere yürüyerek gitmek en azından eve giderken bir durak erken inip yürümek bile katkı sağlayacaktır. Fiziksel aktivitemizin artması ile metabolizmamız hızlanacak ve bu da arada yaptığımız küçük kaçamakların bile kolayca üstesinden gelmemizi sağlayacaktır” sözlerini sarf etti. 

En yaygın görülen hastalıklardan biri olan fıtıktır. Fiziksel olarak vücudun çeşitli yerlerinde görülerek yaşam kalitesini düşürür. Sinsi sinsi ilerleyen fıtık en çok sinir sistemine hasar verir. Bu yüzden erken müdahale oldukça önemlidir. Op. Dr. Fatih Kırar ve ekibinin uyguladığı lazer ışınlarıyla yapılan tedaviyle fıtık ve omurga hastalıklarının sonu geldi. Fıtık nedir? Kaç çeşit fıtık var?

Birçok faktöre bağlı ortaya çıkan fıtık yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Gelişen teknoloji ile kolay tedavi edilen bu rahatsızlıkta bilinmesi gereken en önemli etken erken tedavidir. Çünkü ileri fıtık rahatsızlığı ciddi iskelet hastalıklarına neden olabilir. Fıtık iki kas dokusu arasından faydalanarak sinir damarlarının ya da her hangi bir organın o bölgeye doğru kayması ile yaşanır. Toplumun genelinin yüzde 5’inde görülen bu hastalık mide, kasık, bel, boyun ve göbek fıtığı gibi vücudun çeşitli bölgelerinde yaygın olarak görülür. Op. Dr. Fatih Kırar, uyguladığı lazer ışınlarıyla yapılan tedaviyle fıtık ve omurga hastalıklarının neredeyse sonunun geldiğini açıkladı. 

KAÇ ÇEŞİT FITIK VARDIR?

  • Bunların içerisinde en tehlikelisi boyun ve bel fıtığıdır. Bel fıtığı omurilikteki disklerin elastiki maddesini etkileyerek bacak sinirlerine kadar deforme eder. Bu da normal vücut hareketlerini azaltır.
     
  • Genellikle şiddetli bacak ağrısı ile kendini belli eden bel fıtığı ileri düzeyde olmadığı sürece ilaç tedavisi ile yatıştırılır. Ancak yürümeyi ve hareket yetisini engelleyen seviyede olan fıtık ameliyatla düzeltilmeye çalışılır. 
     
  • Boyun fıtığı başlangıcı ise uzun süre kısıtlı boyun hareketleri sonucu ortaya çıkar. Bu fıtık genellikle masa başı çalışanlarında görülür. Şiddetli baş ağrısına ve dönmesine neden olur. 
     
  • Mide fıtığı yaygın olmayan ama sinsi ilerleyen rahatsızlıklardan biridir. Bu rahatsızlık reflü belirtileri ile benzer özellikler gösterir. Rahatsızlığı tetikleyen en önemli etkenlerden biri aşırı kilo alma ve vermedir. Nüksetme oranı yüksek olduğundan bu rahatsızlığı yaşayan bir kişi kronik rahatsızlık gibi ömür boyu tedavi görür.

iki sert yapının arasında çıkarak şişmeye başlar

FITIK TEDAVİ YÖNTEMLERİ

  1. Doktorlar zayıf kas dokularının güçlenmesi için bazı ilaçlarla destekler. Bunun yanı sıra  beslenme alışkanlıkları değiştirilerek kas ve kemikleri güçlendiren kalsiyum magnezyum bakımından zengin olan besinler tüketilmelidir.
     
  2. Fıtığı zorlamadan fiziksel tedavi ile boşluğa doğru giden organ yerine yerleştirilmelidir. Sinir damarları bu süreçte daha da hassaslaşır. Bu durumu önlemek için uzmanlar damarlardaki basıncı dengeler. 
     
  3. Yapılan araştırmalarda her gün düzenli yürüyüşün bel fıtığını önlediği ortaya çıkarılmıştır. Uzmanlar güçlü kaslar için vücudun düzenli beslenme ve spora ihtiyacı olduğunu vurguluyor. 

fıtığın oluştuğu şekil

PROF. DR. İBRAHİM SARAÇOĞLU KÜR 

10 gram at kuyruğu  otunu bir bardak suda 5 dakika kaynatınız. Ilıyan suyu birinin yardımı ile boyundan kuyruk sokumuna kadar masaj yaparak sürünüz. Diğer gün ise ardıç yağını fıtığın olduğu bölgeye yavaş hareketlerle masaj yaparak sürünüz.