Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Taze ve kurutulmuş şekillerde tüketilen nanenin yüzyıllardır insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor. Özellikle mide rahatsızlıklarını önleyen nane hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Farklı bir tadı olan nane, aksine muhteşem bir kokuya sahiptir. Peki Nanenin faydaları nelerdir? Her gün taze nane yerseniz ne olur? Nane limon çayı ne işe yarar? Nanenin zararları var mı? Nane yağı ne işe yarar? Tüm bu soruların yanıtı haberimizin detayında…

Nane A vitamini bakımından oldukça zengindir. Bunun yanı sıra kalsiyum, magnezyum, potasyum, folat ve omega-3 yağlarını da bol miktarda barındırır. İçerdiği bu mineral ve vitaminler sayesinde nane birçok hastalığa şifa kaynağıdır. Uzmanlar bu şifa deposu naneyi her gün taze bir şekilde tüketmenin vücut sağlığımızı olumlu yönde etkilediğini vurguluyor. Özellikle yoğurt ile beraber tüketilen nane mide rahatsızlıklarını azaltır. Yemeklerde ve salatalarda sıklıkla kullanılan hoş kokusu ve tadı ile ayrı bir tat katan nane çayı ise hazmı kolaylaştırır. Kurutularak da kullanılan nane sirke ile tüketildiğinde iç kanamaları durdurmada etkili olduğu bilinir. Sakinleştirici etkiye sahip olan nane yüzyıllarca adet sancısı ve solunum hastalıklarına iyi gelir. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda anne sütünü artırmada etkili olduğu ortaya çıkarılmıştır. Ballıbaba ailesine ait olan nane, dünyada 30 kadar türe sahiptir. Temmuz ve Ağustos aylarında yeşermeye başlayan nane sıkla kış aylarına kadar taze halde bulunur. Genellikle kurutulup baharat olarak tercih edilir. Kış aylarında sıklıkla tüketilen besinler arasında ilk sırada yer alır. Nane ve limon üst solunum yolları hastalıklarının en doğal ilacıdır. Ayrıca yağı da çıkartılıp kullanılan nane her bakımından insan sağlığına faydaları vardır.

NANENİN FAYDALARI NELERDİR? HER GÜN NANE YERSENİZ NE OLUR?

Günümüzde en çok yaşanan rahatsızlıklardan bir tanesi kansızlıktır. Bu rahatsızlık için uzmanlar genellikle doğal tedavi yöntemlerini öneriyor. Bu doğal tedavi yöntemlerinden en etkilisi ise nanedir. Özellikle her gün taze nane tüketmek vücudun ihtiyacı olan günlük vitamin ve mineralleri karşılar.

Bazı besinlerdeki zararlı mikroorganizmalar vücutta bulunan ürik asit sayesinde parçalanır ve vücuttan atılır. Ancak sağlıksız bir vücut bu işlemi yapamaz. Bu durum eklemlerde ve bazı organlarda ödem toplanmasına neden olur. Bunu engellemek için bir su şişesine taze nane koyun ve bekletin. Sabah kahvaltı öncesi ve sonrası birer bardak bu sudan tüketin. Bu karışım vücudunuzdaki zararlı toksinleri idrar yoluyla atmanızı sağlar.

Nanede bulunan rosmanirik asit maddesi ferahlatıcı bir etki sağlar. Bu sayede her mevsim yaşanan solunum yolu hastalıklarında taze nane hem solunum yollarını temizler hem de iltihaplanmaları önler. Taze nane yapraklarından yapılan çay bu rahatsızlıklar için iyileştirici etki sağlar.

Yağlı ve karbonhidratlı yiyecekler sindirim sorunlarına sebebiyet verir. Nane içerdiği mentol sayesinde yaşanan hazımsızlık gibi sindirim sorununa iyi gelir. Salata, çay ya da soğuk çaylara atılan taze nane yaprağı hazımsızlık sorununu yaşama riskini azaltır.

Ayrıca gemi ve uzun yol araba tutmalarında mutlaka yanınızda bir avuç taze nane bulundurun. Yolculuk boyu ara ara bu naneleri koklamanız mide bulantılarınızı engelleyecektir. 

Neredeyse en büyük problemlerden biri olan ağız kokusunu gidermede tükürük bezlerini enfeksiyondan temizlemede de etkilidir. Taze halde çiğnendiğinde diş eti aralarındaki besin atıklarının enfeksiyona neden olmasını önler. Diş etlerini güçlendirerek diş yüzeyini yeniler.

Genellikle çocuklarda sıklıkla görülen kurtlanma gibi hastalıklara da doğal şifadır. kurtları dökerken mesane ve bağırsaklarında temizlenmesini sağlar. Basur oluşumunu önler.

Emziren kadınların tüketmesi dahilinde sütünün artmasını sağlar. Ayrıca emziren kadının virüs ve bakterilere karşı direncini artırır.

Kaynatılarak buharı koklandığında sinüs yollarını açar. Büyüyen burun bezlerini küçültür. Vücuda oksijen alınımını artırır. Bu yöntem ayrıca sinirlerin yatıştırılmasında da ekilidir.

Çevresel faktörlerden dolayı vücudun biriktirdiği radyasyonu kolayca atar.

NANE YAĞI NE İŞE YARAR?

Masajla alın ve enseye uygulandığında kronik baş ağrısı hastalıklarını dindirir.

Sivilcenin olduğu yere sürerek deforme olan alanı yeniler.

Yorgunluk ve stresi azaltmada etkilidir.

Yağı yarım çay bardağı ılık suya katıp gargara yaparak ağız içi yaraların şiddeti azaltılabilir.

Adet dönemlerin alt karna masaj yaparak uygulandığında sancıların ve krampların şiddetlerini azaltır. 

NANE LİMON ÇAYI NE İŞE YARAR?

Kurutulmuş naneden iki yemek kaşığını 4 su bardağı su ile beraber bir kaynatma kabına koyunuz. Kaynarken içerisine yarım su bardağı limon suyu ve iyi yıkanmış limon bir kaç tane limon kabuğu ekleyin. 5 dakika kaynattıktan sonra bir 10 dakika bekletiniz. Süzerek tüketebilirsiniz. İsterseniz de kekikte ekletip suyu süzüp bir şişeye koyup tonik olarak kullanabilirsiniz. Üst solunum yolları hastalıkları sırasında da içerisine bal ekleyin bu karışım boğazların kuruluğunu gidermede etkilidir.

NANENİN ZARARLARI VAR MIDIR?

Hamile kadınların nane çayını tüketmeden uzmana danışmalarında fayda var. Güçlü bir çözücü olduğundan rahime zarar verebilir. Uzmanlar nane çayının ve nanenin çok fazla tüketilmesini tavsiye etmez. Ölçülü ve doktor tavsiyesiyle olması daha yararlıdır. 

Çoğunlukta sarı ve turuncu sebzelerde bolca bulunan lutein maddesinin ne işe yaradığını biliyor musunuz? Ek takviye gıdalarında bolca bulunan özellikle göz sağlığına fayda sağlayan lutein hakkında merak edilen her şeyi sizler için haberin detayına ekledik. Peki lutein nedir? Lutein hangi besinlerde bulunur? Luteinin faydaları nelerdir? Tüm bu soruların yanıtları…

Bitkilerin içinde bulunan sarı renkli organik bir madde olan luteini havuç, bezelye, kara lahana gibi besinlerin köklerinde bulunur. Güneşten gelen faydalı mavi ışığı emer. Oksitlenme önleyici lutein antioksidan olarak kullanılır. Yağ asidi ve kovalent bağı şeklinde bulunur. Gıdalara renk vermek amaçlı olan madde insan vücuduna girdiğinde özellikle gözdeki sarı noktanın güçlenmesini destekler. Asıl olarak insan vücudunda da bulunan bu madde çevreyi renkli görmemizi sağlar. Ancak ilerleyen yaş ve vücuttaki bazı komplikasyonlara azalmasına neden olur. Bu da göz sağlığını özellikle görme durumunun kayba uğramasını sağlar. Hatta yapılan araştırmalara göre lutein maddesi ve göz rengi arasında bir bağ olduğu ortaya konulmuştur. Lutein eksikliği olmaması için uzmanlar günlük beslenmeye lutein içeren besinlerden en az bir tanesinin eklenmesi konusunda uyarıda bulunuyor. Bu madde ek takviye olarak üretilip eczanelerde de satılır. Güçlü bir antioksidan özelliğine sahip olduğundan günlük 0,25 miligram tüketimi uygun kabul edilir. 

LUTEİN HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

MISIR

Posa ve lif bakımından zengin olan mısır, kökünde lutein maddesi oldukça fazladır. Ayrıca B vitamini kompleksi bakımından zengin olan mısırı uzmanlar genellikle kaynatılmışının tüketilmesini tavsiye eder. Yüksek ısı ve trans yağa maruz kalan havucun içindeki vitamin ve mineraller etkisini kaybeder. 

HAVUÇ

Lutein maddesi bakımından en zengin besin havuçtur. Ayrıca havuç betakarıten ve C vitamini içerir. Bu yüzden uzmanlar günlük tüketime havuç besininden eklenmesini tavsiye eder. Özellikle ara öğün olarak iki tane tüketildiğinde gerekli olan lutein maddesi alınır.

YUMURTANIN SARI

Hemen hemen çoğu kimse yumurtanın sarısı hakkındaki gerçekleri bilmez. Yapılan araştırmalarda yumurtanın sarısında insan sağlığını olumlu etkileyen maddeler içerdiği ortaya çıkarılmıştır. Lutein maddesi de bunlar arasında yer alır. Bu yüzden uzmanlar hem kaynatılmış hem de kızartılmış yumurtanın tam pişirilmemesi konusunda uyarır. Aksi halde yumurta bu özelliğini yitirir. 

BAL KABAĞI

Genellikle tatlı yapımından kullanılan bal kabağı içerisinde de lutein bulunur. Kalorisinde düşük olduğundan tüketilmesi uygundur. Kış aylarında bol bol tüketilebilir. 

ISPANAK

Sarı ya da turuncu olmamasına rağmen ıspanakta da lutein vardır. Ispanak bildiği gibi demir maddesi bakımından zengin ve her yaş grubunun tüketmesi gerektiği bir besindir. Kan, göz, kemik ve kas sağlığı için ideal olan ıspanak içeriğinde demiri potasyum, kalsiyum barındırır.

ROKA

Güçlü bir antioksidandır. Vücutta kemiğe kalsiyum taşıyan proteinlerin işlevselliğini artırıyor. Ayrıca lutein bakımından zengin olan nadir yeşil sebzelerdendir.

LUTEİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Gözdeki sarı noktanın vitamin ve mineral değerini artırarak görme kaybını azaltır. Göz hastalıklarının önün egeçer.

Güçlü bir antioksidan olan lutein maddesi vücuttaki, serbest radikalleri temizler. Bağışıklığı güçlendirir. Hastalıklara karşı vücudun direncini artırır.

Kalp ve damar hastalıklarını önler. Kolesterol seviyesini düşürür.

Ciltteki hücrelerin yapısını yeniler. Mutasyona uğramalarını önleyerek genç ve diri kalmasını sağlar.

Yapılan bir araştırmada ileri yaşlarda sıklıkla görülen katarak hastalığını önlemek için lutein maddesi ek takviye olarak alınmalıdır.

Vücuda gelen güneş ışınlarını faydalı bir şekilde enzimler. 

Sıklıkla ünlülerde görülen tükenmişlik sendromunun neden kaynaklandığını biliyor musunuz? Sizler için günümüzde giderek yaygınlaşan tükenmişlik sendromuna dair merak edilenleri haberin detayına ekledik. Peki ünlülerin yaşadığı tükenmişlik sendromu nedir? Belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? İşte yaşam kalitesini düşüren ve tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara neden olan tükenmişlik sendromuna dair her şeyi…

Ünlüler dünyasında sık sık karşımıza çıkan tükenmişlik sendromu herkesin yaşayabileceği bir ruhsal bunalım halidir. Günümüzde her dört kişiden en az 2’sinde ortaya çıkan bu sendromun tedavisi mümkündür. Ancak yoğun şekilde yaşayan ve tedavi görmeyen kişileri intihara meyili duruma bile getirir. Hastalık kişinin yoğun iş hayatında kendini çevresine göre daha başarısızı ve pasif hissetmesiyle ortaya çıkar. Buna paralel kişi de yorgunluk ve bitkin durumlar seyir olarak ilerler. Sinsi bir rahatsızlık olan tükenmişlik sendromu, yavaş yavaş ilerler aniden patlar. Hastalığın semptomları artıkça kişinin yaşam kalitesi daha fazla düşer. Dayanılmaz noktaya geldiğinde kişi çevresinden işinden uzaklaşmaya başlar. İlk olarak 1974 yılında Herbet Freudenberger tarafından kişinin yaşadığı duygusal çöküşün tükenmişlik sendromu olduğunu ortaya koymuştur. O yıllarda pek çok bilim insanı kişilerin yaşadığı bu durumlar farklı isimler vermiştir. Bunlardan biride Chirtina Maslach’tır. Maslach bu durumu herkesin yaşamadığını genel olarak iş ortamında olan insanların yaşadığını vurgulamıştır. Daha sonraki yıllarda Dünya Sağlık Örgütü bu sendromu hastalık listesine ekledi. 

TÜKENMİŞLİK SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sürekli olumsuz düşünme hali

Depresif ve pesimistlik 

Kolay işler karşısında bile çabuk yorulma

Toplum içinde kendini değersiz görme 

Kronik uykusuzlukla beraber bedensel ağrılar

Sinir hücrelerindeki deformasyon nedeniyle unutkanlık ve dalgınlık

Solunum güçlüğü, kalp ritim bozukluğu

Sindirim bozuklukları

İş ortamında güvensiz ve beceriksiz hissetme

Kalabalık yerlerde çabuk sıkılma

Sürekli karanlık yerlerde tek başına oturma

Uzun süreli düşünme hali gibi belirtilerle kendini gösterir. Ancak bu belirtiler hemen hemen her ruhsal hastalıkta mevcuttur. Tükenmişlik sendromu noktasında bu durumları sürekli ve şiddetli olması önemlidir. Kişi genellikle başkalarına Hayır diyemez. İş ortamının hep baskıcı olduğunu düşünür. Uzmanlara göre bu hastalığı çok fazla duygusal ve fedakar olan insanlar yaşar. 

TÜKENMİŞLİK SENDROMUNUN TANISI NASIL KONUR VE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalığın tanısı için belirtilerin şiddetli kendini göstermesi gerekir. Bunun akabinde psikolog kontrolünde kişi tedavi sürecine başlar. Hastaya Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI) uygulanır. Bu testler sonrası sendromun seviyesi belirlenir. Burada en önemli durum doktorun tetkikleri dikkatli yapması gerekir. Çünkü yukarıda bahsedildiği gibi hastalık başka ruhsal rahatsızlıklarla aynı belirtileri gösterir. Öncelikle doktor tükenmişlik sendromundan tam emin olduktan sonra ruhsal süreci düzeltmeye yönelik tedavilere başlar. Hangi durumun hastalığı tetiklediği tespit edilerek öncelikle o çözülür. Hastanın daha öz güvenli olması için testler ve konuşmalar yapılır. Kişinin mutlu olduğu her şey daha fazla ağırlık vermesi istenir. Ayrıca sinir hücrelerindeki deformenin giderilmesi için doğal besinler önerilir. Sağlıklı beslenme, egzersiz ve kişisel bakım bu noktada önemlidir. Tedavinin olumlu sonuç vermesi için kişinin de tedaviye karşı olumlu olması gerekir. 

Doğada bulunan en iyi antibiyotik olan soğan hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Yüzyıllardır alternatif tıbbın vazgeçilmez ilacı olan soğan özellikle bağışıklığı güçlendirmede etkilidir. Saç dökülmesini önler. Kandaki şeker seviyesini düzenler. Hem çiğ hem de pişirilmiş olarak tüketilebilir. Uzmanlar mide rahatsızlığı olanların soğanı çiğ tüketmemeleri konusunda uyarıda bulunuyor. Peki soğanın faydaları nelerdir? Soğan hangi hastalıklara iyi gelir? Bir hafta boyunca soğan suyu içerseniz…

Zambakgiller ailesine ait acı bir tadı olan ve içeriğinde yüksek miktara asit bulunan soğan insan sağlığına inanılmaz faydalar sağlar. A, B6, B-Kompleks, C vitaminleri, demir, folik ve potasyum açısından zengin olan soğan birçok hastalığın semptomlarını önler. Uzmanlar düzenli tüketilen soğanın vücudumuzu zararlı bakterilere karşı koruduğu gibi vücudumuzda bulunan zararlı hücrelerin sayısın da azaltığını vurguluyor. Soğan yetiştiriciliği Antik Mısır’a kadar uzanıyor. Tıbbı tedavide alternatif olarak kullanılan soğan özellikle kaynatılıp suyu tüketilirmiş. Mide asidini dengeleyen, sindirimi kolaylaştıran ve idrar söktüren en etkili besindir.Çin ve Japonya ülkelerinde kuru soğan ilaç olarak görülür. Dünya genelinde ekilip tüketilir. 

SOĞANIN FAYDALARI NELERDİR? BİR HAFTA BOYUNCA SOĞAN SUYU İÇERSENİZ…

Kozmetik ürünlerin, ilaçların ve çevresel faktörlerin neden olduğu saç dökülmesini ve saç kıran hastalığını önler. İçerdiği B6 minareli saç dersinin hasara uğramış hücrelerini yeniler. Saç hacmini güçlendirerek ışıl ışıl bir görünüm kazanmasını sağlar.

Güçlü antioksidan ve antibakteriyel maddelere sahip soğan, vücudumuzda oluşma ihtimali olan enfeksiyon bakterilerinin neden olduğu üst solunum yolu hastalıklarının riskini azaltır. 

İçerisinde bulunan selenyum minareli bağışıklık sistemini güçlendirerek, kanser hücrelerine karşı savaşmasını destekler. Aynı zamanda alerjik durumların yaşanma olasılığını engeller.

Bir hafta boyunca düzenli tüketilen soğan suyu, karaciğerdeki yağ oranını azaltır. Böylece akne ve yağlı sivilcelerin oluşmasını önler. Aynı zamanda cildin alt katmanında bulunan dermis tabakasındaki gözenekleri temizleyerek cildin nefes almasını sağlar.

Yapılan araştırmalarda soğan suyunun kan basıncını dengelediğinden; damarı sertleşmesi, kalp rahatsızlıkları ve yüksek tansiyon gibi hastalıklarına yakalanma riskini aza indirdiği gözlenmiştir.

Soğanın içerisinde bulunan GPCS adı verilen madde kemiğin daha güçlü olmasını sağlar. Bu yüzden gelişim çağındaki çocukların, hamile kadınların ve yaşlıların düzenli tüketmesi gerekir. Ayrıca yapılan araştırmalarda soğan suyunun, kemik kırılmasını onarmada da yüzde 70 destek olduğu tespit edilmiştir.

Bazı kadınlarda adet sancıları oldukça yoğun geçer, bazılarında ise bir takım sağlık sorunlarından dolayı adeti gecikir. Düzenli tüketilen soğan suyu bu iki sorununda yaşanma olasılığını azaltır.

– Kanser hastalıklarını önlemede birebir etkisi vardır. Özellikle mide, bağırsak ve kolon gibi kanserler türlerini önler. Sindirim sistemindeki tüm hücreleri yenileyerek fonksiyonlarını geliştirir.

SOĞAN HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Ekim aylarının başında bir hafta düzenli soğan kürü tüketildiğinde kış boyu üst solunum yolları hastalıkları önler.

Prostatit hastalıkların yaşanmasının önüne geçer.

Bağırsaklardaki hücrelerin işlevselliğini artırarak hazımsızlık kabızlığı engeller. 

Hücrelerin yapısını yeniler.

Saç dökülmemesini sağlar. Saç köklerini güçlendirir.

Kalp ve damar hastalıklarını önler.

Kan şekerini kontrol eder.

Kemik ve kas yapısını güçlendirir.

Kronik uykusuzluğu önler.

Tiroid bezlerini düzenler. Hormonları dengeler.

Dünyanın hemen hemen her yerinde rahatlıkla yetişebilen hatmi çiçeğine birçok yörede farklı isimler verilmiştir. Hibiskus olarak da bilinen çiçek magnezyum ve demir bakımından oldukça zengindir. Ayrıca C vitamini de içeren çiçeğin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Sizler için özellikle ödem atmakta etkili olan hatmi çayı hakkında merak edilenleri araştırdık. Peki hatmi çiçeğinin (Hibiskus) faydaları nelerdir? Hatmi çiçeği (Hibiskus) hangi hastalıklara iyi gelir?

Devegülü, silindir, gül hatmi ve hire olarak da bilinen hatmi çiçeği Temmuz ve Ağustos aylarında çiçek açar. Ebegümeci ailesine ait olan hatmi çiçeği, bazı yörelerde hibiskus olarak geçer. Popüler kültürde özellikle kullanılan hibiskus çayı ödem atmada oldukça etkilidir. Sulak bölgelerde rahatlıkla yetişen hatmi çiçeği Akdeniz Bölgesinin iklimini sever. Çiçekler tam olgunlaştıktan sonra toplanıp kullanım alanlarına göre kurutulur ya da yağı çıkartılır. Hatmi çiçeğinin kök, yaprak ve tacına kadar her şeyi faydalıdır. Bilimsel adı althaea officinalis olarak bilinir. Yapılan araştırmalarda herhangi bir yan etkisine rastlanmayan hatmi çiçeği kozmetik ve ilaç sektöründe kullanılır. Hatmi çiçeği içeriğinde nişasta, sakaroz, galaktoz, pektin, yağ, tanen ve asparagin maddeleri barındırır. Halk arasında kuru öksürük şifası olarak bilinir. Enfeksiyonla mücadelede birebir fayda sağlayan hatmi çiçeği alternatif tıpta sıkça tüketilir. Mor ve pembe renklerinden oluşur. Hoş kokusu ile bazı yemeklere konulur. 

HATMİ ÇİÇEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Hatmi bitkileri kurutularak 150 gramı 3 bardak su ile kaynatılır. 10 dakika kaynadıktan sonra 10 dakika da demlenmeye bırakılan hatmi çiçeğinin suyu ile cildinize tonik uygulayabilirsiniz. Kurutulmamış hatmi çiçeği bir savanda iyice dövüldükten sonra içeriğine biraz zeytin yağı eklenip koltuk altına bileğe sürüldüğünde cildin terleme noktalarında vücuda hoş bir koku bırakır. 

Üst solunum yolları ile hatalıkları ile boğaza yerleşen enfeksiyonlu hücreleri bitirmeden etkilidir. İçerdiği asparagin maddesi sayesinde mutasyona uğramış ve boğazların şişmesine neden olan durumu azaltır. Genellikle üst solunum yolları ile ortaya çıkan kuru öksürüğü giderir. Aynı zamanda bronşit ve bronşiyal soğuk algınlığı hastalıklarına iyi gelir.

Kandaki besinlerden ötürü aniden yükselen şekeri düşürmede etkilidir. Ancak şeker hastaları kullanmadan önce doktorlarına danışmalarında fayda var. Sadece kan şekerini değil aynı zamanda kan basıncını da dengeler.

İdrar sökmede kullanılan ilk besinler arasında yer alır. Böbrek ve mesane torbasında taş kum oluşumunu önler. Böbrek üstü bezlerini çalıştırmada etkilidir. Vücudun sıvı oranını olumlu etkiler. 

Hatmi çiçeği aynı zamanda özel karışımlarla cilt hastalıklarını yatıştırmalarda kullanılır. Cilt yüzeyindeki deforme hücreleri onarırken aynı zamanda yaşlanmayı da geciktirir.

Ağız içinde gargara yapıldığında diş minesini güçlendirir. Düş yüzeyinde tartar oluşumunu önler. Diş etlerinin enfeksiyon kapmasını engelleyerek, uçuk ve aft oluşumunun önüne geçer. 

Tüketilen hatmi çayı bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun direncini artırır. 

HATMİ ÇİÇEĞİ ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kurutulmuş 200 gram hatmi çiçeğini kaynamış 3 bardak suya koyun. 3 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzerek tüketilebilir. 

Vücudun en çok ihtiyaç duyduğu vitamin türlerinden biri olan B 12 vitamini hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Kan oluşumundan beyin sinirlerinin daha fonksiyonlu çalışmasına kadar birçok fayda sağlayan B 12 vitamini eksik olan kişiler de ise birçok hastalığa davetiye çıkarır. Peki B12 vitamini eksikliğinin belirtileri neledir? B12 vitamini hangi besinlerde bulunur? B12 vitaminin vücuda ne gibi faydaları vardır? Tüm soruların yanıtı haberin detayında…

Vücudun üretmediği ancak en çok ihtiyaç duyduğu vitaminlerden biri olan B12 günümüzde de en çok şikayet edilen eksikliklerden biridir. Özellikle hamile kadınların alması gereken ek vitamin takviyelerinden biri olan B12 DNA yapısının oluşumu ve sinir sistemi için vazgeçilmez bir vitamindir. Hayvansal gıdalarda bulunan B12 vitamini et ve tavuk tüketmeyen kişilerde en çok yaşanan eksikliktir. Anemi (kansızlık), nörolojik ve ruhsal bozukluk gibi üç temel rahatsızlığa zemin hazırlayan B12 eksikliği zamanında tedavi edilmediğinde daha ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Bağırsaklarda bulunan bakterilerle sentezlenip su da çözülebilen B12 vitamini vücutta kırmızı kan hücrelerinin çoğalmasını destekler. 

B12 VİTAMİN EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bağırsakların daha fonksiyonel çalışması için flora sayısının dengeli olması gerekir. Bunun içinde B12 vitaminine ihtiyaç duyar. Besinlerin daha hızlı çözülmesini destekler. Böylece kabızlık, ishal ya da bağırsak düğümlenmesi gibi hastalıkların yaşanmasına zemin hazırlar. 

 Vücudun hemen hemen her yerini kaplayan sinir sistemindeki hücrelerin daha sağlıklı iletişimi için B12 vitaminine ihtiyaç duyar. Sinir hücreleri düzenli, iletim sağlamadığında kişinin motor ve beyinsel işlevlerinde aksaklıklar meydana gelir. Bu da stres, yorgunluk ve depresyon gibi ruhsal bunalımların artmasına sebep olur. 

Bağışıklık sisteminin virüs ve bakterilere karşı direncini artırmak için gerekli olan B12 vitaminin eksikliği sürekli üst solunum yolları hastalıklarına neden olur. 

Temel belirtiler ise saç dökülmesi, tırnak kırılması ve cilt solgunluğudur. Yukarıda bahsettiğimiz gibi sinir hücrelerin yenilenmesini destekleyen B12 eksildiğinde hücrelerin zayıflamasına zemin hazırlar. Hızlı kırışıklık ve yaşlanmaya yol açar. 

Vücudun enerjisi içinde gerekli olan B12 eksildiğinde kişi gün içinde hiçbir şey yapmazsa bile sürekli hasta ve yorgun hisseder. 

 Bazı kişilerde B12 eksikliği ateşlenmeye neden olur. Hızla çalışan ter bezleri özellikle geçe terleme gibi hastalıklara yol açar. 

 Unutkanlık, konsantre eksikliği ellerde ve ayaklarda sürekli karıncalanma ve yanma hissinin artması gibi durumlara da neden olur. 

B12 VİTAMİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Sindirimi daha sağlıklı çalışmasını sağlar. 

Rahim ve yumurtalıkları güçlendirerek hamile kalma olasılığını yükseltir.

Yaşlanma ve kırışıklığı engellemek için hızla hücreleri yeniler.

Bağışıklığı güçlendirir.

 Vücuttaki sinir hücrelerini artırarak unutkanlık ve yorgunluk gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

B12 VİTAMİNİ HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

DENİZ ÜRÜNLERİ

Vücudun günlük B12 vitamini ihtiyacını karşılamada en etkili besinler deniz ürünleridir. Özellikle somon balığı bu türlerden en etkilisidir. Uzmanlar en az haftada iki defa balık ürünleri tüketerek vücudun temel ihtiyacı olan vitamin eksikliğinin giderilmiş olacağını vurgular.

ET

Hayvanlarda daha fazla bulunan B12 vitamini bakımından özellikle ciğerlerde bulunur. Uzmanlar ortalama bir inanın günlük 100 gram et dışında ciğer tükettiklerinde bu eksikliği fazlası ile giderileceğini belirtiyor.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLER

İçerisinde B12 vitamini fazla olan peynir tam bir kalsiyum ve potasyum deposudur. Aynı şekilde yoğurtta bu eksikliği gideren besinler arasındadır. Sütün içerdiği laktoz alerji yapısı nedeniyle sık tüketilmesi önerilmediğinden işlenmiş hali ile bu açığı kapatabilir.

MANTAR

Ayrıca hayvansal besinlerde yüksel bulunan B12 vitamini bitki olarak ise sadece mantarda fazla bulunur. Günlük bir tabak mantar ile bu eksiklik giderilebilir. 

İçeriğinde sıfır yağ barındıran kekreyemiş meyvesi karaciğer yağlanmasını önler. Vücuttaki yağ oranını azaltan kekreyemiş hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki kekreyemişin faydaları nelerdir? Kekreyemiş hangi hastalıklara iyi gelir? Yaban mersini türünden biri olan kekreyemişe dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Kuzey Yarımküredeki ormanlarda sıklıkla rastlanan kekreyemişin bilim literatüründeki adı vaccinium vitis-idaeadır. Funda ailesine ait çalılıklarda bulunan kekreyemiş yüksek antioksidan içerir. İsveç bilim insanlarının dikkatini çeken kekreyemiş, doğada sıfır yağ içeren nadir besinler arasında yer alır. Çiğ olarak tüketilebildiği gibi reçel ve tatlı tüketiminde de kullanılır. Olgunluğuna göre tadı değişen kekyremiş kırmızı renktedir. Diyetisyenler besinin güçlü bir zayıflama etkisinin olduğunu ve ayrıca vücuttaki yağı da yaktığını vurguluyor. İçeriğinde flavoinid içerdiğinden kan dolaşımını artırır. Bu sayede vücudun eşit bir şekilde oksijen almasını sağlar. Yüzyıllar önce keşfedilip ilaç yapımda bile kullanılan besinin günümüzde popülerliği düşüktür. Yapılan araştırmalarda kekreyemişin şeker hastalığını önlediği tespit edilmiştir. 

KEKREYEMİŞİN FAYDALARI NELERDİR?

Kan basıncını düşürür. Kan oranını artırır ve kanı inceltir. Ayrıca virüs ve bakterileri vücuttan arındırır. 

Yüksek antioksidan içerdiğinden karaciğerin fonksiyonunu artırır.

– Kaynatılarak tüketildiğinde mide asidini dengeleyerek gastirt oluşumun önüne geçer. 

– Güçlü bir idrar söktürücü olmanın yanı sıra mesane de kum ve taş oluşumunu önler. Olan kum taşı dökmede de yardımcı olur.

– Üst solunum yolları hastalıkları için yapraklarıyla beraber süzülüp tüketilebilir.

Sıfır yağ içerdiğinden diyet yapanlar için etkili bir besindir. Ayrıca vücutta olan yağında hızla enerjiye dönüşmesini sağlar.

İçeriğinde %2,3 organik asitler, %8 oranında şeker, pektin, selüloz, A provitamini ve C vitamini bulunur. 

Hücrelerin yapısını koruyarak mutasyona uğramalarını engeller. Böylece kanser riskini azaltır.

Kandaki şeker oranını etkileyen insüin direncini dengeleyerek şeker hastalığının önüne geçer. 

Vücuttaki yağ kitlesini azaltır. Özellikle bölgesel yağlanmaları engeller. 

KEKREYEMİŞİ KİMLER TÜKETEMEZ?

Uzmanlar çok güçlü antioksidan olduğundan kronik ilaç kullananların, hamilelerin ve böbrek hastalarının tüketmeden uzmana başvurmaları gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Aksi halde beklenenin tersine olumsuz sonuçlara yola açabilir. 

En çok tüketilen besin olan domates hakkında hiç bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Yapılan araştırmalarda pişirilmiş domatese dair ortaya çıkan gerçek herkesi şaşırttı. Kan yaptığına inanılan ve güçlü bir antioksidan özelliği olan domatese dair merak edilen her şeyi derledik. Peki domatesin faydaları nelerdir? Pişirilmiş domates ne işe yarar? Domatesin zararı var mıdır? İşte tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Domates içerdiğinde yüksek değerde çok farklı vitamin ve mineraller barındırdığı için en faydalı besinler arasındadır. Alfa-lipolik asit sayesinde vücuttaki glikozu enerjiye çevirir. Likopen vücuttaki hücrelerin yenilenmesi için gerekli maddelerden biridir. Domatesin yüze 80’i bu maddeden oluşur. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetişen domatesin anavatanı Güney Amerikadır. Sos yapımında oldukça kullanılan domates, çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Çiğ, pişirilmiş ve kurutulmuş çeşitleri ile tüketime açık olan domates doğada bilenen en iyi antioksidandır. Kanser araştırmalarında kullanılan domatesin mutasyona uğrayan hücreler üzerinde olumlu etkileri tespit edilmiştir. Uzmanlar son yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin özellikle uyku bozukluğuna iyi geldiğini ortaya çıkarmış. Ayrıca domates pişirilince asit ve madde oranlarının da yükselmesini belirten uzmanlar düzenli tüketildiğinde vücudumuza birçok fayda sağladığını vurguluyor.

PİŞİRİLMİŞ DOMATESİN BİLİNMEYEN FAYDALARI

– Güçlü antioksidan maddeleri sayesinde vücuda nüfuz eden kanserli hücrelerin sayısını azaltarak, bağışıklık sisteminin bu hücrelere karşı direncini artırır. Özellikle erkek hastalığı olan prostat kanserini engellemede en etkili doğal yöntemdir.

– Bilim adamları kan basıncının sürekli değiştiği insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Yaptıkları araştırmalarda ise vücudun sodyum oranını dengeleyen en etkili besinin pişirilmiş domates olduğunu belirtiyor. 

– Kan basıncını dengelemesinin yanı sıra kanı temizleyerek kalbe giden damarların tıkanmasını önler. Aynı zamanda kalp bu yolla fazla efor sarf etmediğinden, ritim bozukluğu, panik atak gibi hastalıkların riski azalmış olur. 

– Diyabet hastaları kandaki insülin oranının artmasından korktukları için birçok besini tüketemez. Ancak domates içerdiği asit ve şekeri enerjiye çeviren maddeleri sayesinde bu risk grubunda olmayan besinlerdendir. Uzmanlar diyabet hastalarının hafta da birde olsa domatesi pişirerek 3 tane tüketmesini tavsiye eder. 

– Sinir sistemi ve hücreleri vücudumuzdaki hassas noktalardan biridir. Bunların herhangi bir nedenden dolayı deforme olması sonucunda ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Uzmanlar bu durumun engellemenin en etkili doğal yolunun domates olduğunu belirtiyor. Özellikle pişirilerek tüketilen domates bu faydayı iki kat daha fazla karşılar.

– İçerdiği yüksek miktarda lif sayesinde kabızlığı da önler. Ancak domatesin kabukları ile fazla tüketmeyiniz bazı bünyelerde domates kabuğu kabızlığa da neden olur.

PEKİ DOMATES NASIL PİŞİRİLİP TÜKETİLMELİDİR?

Hafta da 3 tane pişirilen domates tüketmenizde fayda var. 3 domatesi iyice kaynatın pişen domatesin kabuklarını soyun. Dilimlediğiniz domateslerin üzerine dilerseniz limon sıkıp tüketebilirsiniz. Ya da domatesi ortadan ikiye bölün teflon bir tavada kızı ateşte pişirip de tüketebilirsiniz.

DOMATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Demir bakımından zengin olduğundan kanda bulunan hemalogbin hücrelerini artırarak kan oranını yükseltir.

İçerdiği lif sayesinde sindirime faydası olan domates uzun süre tokluk hissi veren besinler arasında ilk sırada gelir. Diyet yapanlar için ideal bir besindir.

Sıvı oranı yüksek olduğundan vücudun ihtiyacı olan suyu karşılar. Bu özelliği sayesinde cildi yeniler. Parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.

Potasyum minerali kalp sağlığı için önemlidir. İki adet domates vücudun ihtiyacı olan potasyumun yüzde 30’unu karşılar. 

Göz içerindeki vitamin ve minerallerin azalması özellikle katarak ve göz kuruluğuna neden olur. Ancak domates içerdiği flavonoid gibi maddeler sayesinde bu gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

Yetersiz beslenmeye bağlı hücrelerin yapısında ciddi bozulmalar meydana gelir. Bu durumu önlemek için vücudun yani bağışıklık siteminin antioksidanlara ihtiyacı vardır. Domates güçlü bir antioksidan olduğundan hücre onarımını destekleyerek yapısını korur.

DOMATESİN ZARARI VAR MIDIR?

Uzmanlar organik olmayan domatesler konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. İçeriğinde organik maddeler barındırmayan domates, organların zarlarındaki hücrelere zarar verir. Beta-bloker ilacı kullanan hastaların domatesi kesinlikle aşırı tüketmemesi gerekir. Ayrıca bazı kişilerin bağışıklık sistemleri likopene karşı hassastır. Likopen domatese rengini veren maddedir. Bu maddeyi alan kişilerde cilt kızarıklığı, şişlik, kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. 

En çok tüketilen besin olan domates hakkında hiç bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Yapılan araştırmalarda pişirilmiş domatese dair ortaya çıkan gerçek herkesi şaşırttı. Kan yaptığına inanılan ve güçlü bir antioksidan özelliği olan domatese dair merak edilen her şeyi derledik. Peki domatesin faydaları nelerdir? Pişirilmiş domates ne işe yarar? Domatesin zararı ver mıdır? İşte tüm bu soruların yanıtı haberin detayında…

Domates içerdiğinde yüksek değerde çok farklı vitamin ve mineraller barındırdığı için en faydalı besinler arasındadır. Alfa-lipolik asit sayesinde vücuttaki glikozu enerjiye çevirir. Likopen vücuttaki hücrelerin yenilenmesi için gerekli maddelerden biridir. Domatesin yüze 80’i bu maddeden oluşur. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetişen domatesin anavatanı Güney Amerikadır. Sos yapımında oldukça kullanılan domates, çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Çiğ, pişirilmiş ve kurutulmuş çeşitleri ile tüketime açık olan domates doğada bilenen en iyi antioksidandır. Kanser araştırmalarında kullanılan domatesin mutasyona uğrayan hücreler üzerinde olumlu etkileri tespit edilmiştir. Uzmanlar son yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin özellikle uyku bozukluğuna iyi geldiğini ortaya çıkarmış. Ayrıca domates pişirilince asit ve madde oranlarının da yükselmesini belirten uzmanlar düzenli tüketildiğinde vücudumuza birçok fayda sağladığını vurguluyor.

PİŞİRİLMİŞ DOMATESİN BİLİNMEYEN FAYDALARI

– Güçlü antioksidan maddeleri sayesinde vücuda nüfuz eden kanserli hücrelerin sayısını azaltarak, bağışıklık sisteminin bu hücrelere karşı direncini artırır. Özellikle erkek hastalığı olan prostat kanserini engellemede en etkili doğal yöntemdir.

– Bilim adamları kan basıncının sürekli değiştiği insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Yaptıkları araştırmalarda ise vücudun sodyum oranını dengeleyen en etkili besinin pişirilmiş domates olduğunu belirtiyor. 

– Kan basıncını dengelemesinin yanı sıra kanı temizleyerek kalbe giden damarların tıkanmasını önler. Aynı zamanda kalp bu yolla fazla efor sarf etmediğinden, ritim bozukluğu, panik atak gibi hastalıkların riski azalmış olur. 

– Diyabet hastaları kandaki insülin oranının artmasından korktukları için birçok besini tüketemez. Ancak domates içerdiği asit ve şekeri enerjiye çeviren maddeleri sayesinde bu risk grubunda olmayan besinlerdendir. Uzmanlar diyabet hastalarının hafta da birde olsa domatesi pişirerek 3 tane tüketmesini tavsiye eder. 

– Sinir sistemi ve hücreleri vücudumuzdaki hassas noktalardan biridir. Bunların herhangi bir nedenden dolayı deforme olması sonucunda ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Uzmanlar bu durumun engellemenin en etkili doğal yolunun domates olduğunu belirtiyor. Özellikle pişirilerek tüketilen domates bu faydayı iki kat daha fazla karşılar.

– İçerdiği yüksek miktarda lif sayesinde kabızlığı da önler. Ancak domatesin kabukları ile fazla tüketmeyiniz bazı bünyelerde domates kabuğu kabızlığa da neden olur.

PEKİ DOMATES NASIL PİŞİRİLİP TÜKETİLMELİDİR?

Hafta da 3 tane pişirilen domates tüketmenizde fayda var. 3 domatesi iyice kaynatın pişen domatesin kabuklarını soyun. Dilimlediğiniz domateslerin üzerine dilerseniz limon sıkıp tüketebilirsiniz. Ya da domatesi ortadan ikiye bölün teflon bir tavada kızı ateşte pişirip de tüketebilirsiniz.

DOMATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Demir bakımından zengin olduğundan kanda bulunan hemalogbin hücrelerini artırarak kan oranını yükseltir.

İçerdiği lif sayesinde sindirime faydası olan domates uzun süre tokluk hissi veren besinler arasında ilk sırada gelir. Diyet yapanlar için ideal bir besindir.

Sıvı oranı yüksek olduğundan vücudun ihtiyacı olan suyu karşılar. Bu özelliği sayesinde cildi yeniler. Parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.

Potasyum minerali kalp sağlığı için önemlidir. İki adet domates vücudun ihtiyacı olan potasyumun yüzde 30’unu karşılar. 

Göz içerindeki vitamin ve minerallerin azalması özellikle katarak ve göz kuruluğuna neden olur. Ancak domates içerdiği flavonoid gibi maddeler sayesinde bu gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

Yetersiz beslenmeye bağlı hücrelerin yapısında ciddi bozulmalar meydana gelir. Bu durumu önlemek için vücudun yani bağışıklık siteminin antioksidanlara ihtiyacı vardır. Domates güçlü bir antioksidan olduğundan hücre onarımını destekleyerek yapısını korur.

DOMATESİN ZARARI VAR MIDIR?

Uzmanlar organik olmayan domatesler konusunda ciddi uyarılarda bulunuyor. İçeriğinde organik maddeler barındırmayan domates, organların zarlarındaki hücrelere zarar verir. Beta-bloker ilacı kullanan hastaların domatesi kesinlikle aşırı tüketmemesi gerekir. Ayrıca bazı kişilerin bağışıklık sistemleri likopene karşı hassastır. Likopen domatese rengini veren maddedir. Bu maddeyi alan kişilerde cilt kızarıklığı, şişlik, kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. 

Ülkemizde tüketimi çok olmazsa da son zamanlarda dünya genelinde popüler hale gelen hardal hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Tohumu baharat olarak kullanılan hardal özellikle mutfaklarda et ve türü yemeklere daha fazla lezzet katmak için kullanılır. İçeriğindeki çözücü maddeler sayesinde özellikle kas ve kemik hastalıklarını önlemede fayda sağlayan hardala dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz. Peki hardalın faydaları nelerdir? Hardal hangi hastalıklara iyi gelir? Siyah hardal tohumu nasıl kullanılır?

Sarı çiçekli otsu bir bitkiden elde edilen hardal tohumları öğütülerek baharat ya da sos haline getirilerek tüketilir. Hardal Amerika’da yetiştirilir ve yaygın olarak kullanılır. Keskin bir tadı olan hardal tohumları, turşu salamuralarında, et ve deniz ürünlerinin pişirilmesine eklenir. Hindistan ya da tereyağı ile kızartılan hardal tohumları etrafa hoş bir koku verir. bu çeşni özellikle fırın yemeklerine katılır. Tohumlar beyaz, siyah ve kırmızı renklerden oluşur. İçeriğinde kükürt barındıran hardal sıcak suya eklendiğinde acı ve bozuk bir koku salgılar. Zehir gibi olan bu yöntem uzmanlar tarafından önerilmez. Hardal; kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum barındırır. Hardalın keşfi yerli Amerikalılara dayanıyor. Yiyecek olarak tüketmek için üretilen hardalın iyileştirici özelliği sayesinde ilaç olarak da kullanılmıştır. Özellikle kas ve kemik rahatsızlıklarının önüne geçer. Göz sağlığı için A vitamini gereklidir. Hardal A vitamini bakımından zengin bir besindir.

HARDALIN FAYDALARI NELERDİR? HARDAL HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bağırsak florasını artırarak daha fonksiyonlu çalışmasını destekleyerek kabızlık ve şişlik problemlerini önüne geçer. Uzmanlar kabızlık problemi çeken kişilerin bir kaşık tüketmelerini tavsiye eder. 

Bal ile karıştırılıp tüketildiğinde boğaz enfeksiyonlarını, akciğerleri temizler. Böylece daha güçlü bir solunum sağlar. Mevsim geçişlerinde bir kaşık tüketilmesinde fayda var.

Güçlü bir selenyum ve potasyum olan hardal güçlü bir ağrı kesici özelliği vardır. Özellikle romatizmal ağrılara iyi gelen hardal, kas ve kemik sağlığını güçlendirir.

Antioksidan özelliği olan hardal, cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler. Cilt hücrelerini yeniler. Ancak uzmanlar hardaldan elde edilen maskelerin yoğun olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyor.

Hardal tohumundan çıkartılan yağla boyun, diz ve bel ağrıları sırasında sürülerek uygulandığında ağrıyı hafifletir. Aynı zamanda hardal yağı ile tüm vücuda masaj yapıldığında kan akışı düzenlenir. 

A vitamini bakımından zengin olduğundan göz sağlığının yanı sıra bağışıklık sistemini yenileyerek hastalıklara karşı direnci artırır.

Apse olmuş diş etine ya da ağız içi yaralarda yerim sirke suyunun içine bir çay kaşığı hardal ekleyerek karıştırıp gargara yapın. Bu karışım ağız içindeki enfeksiyonu azaltır. Ayrıca diş yüzeyinde oluşan kahve rengi tabakayı yok ederek diş rengini korur. 

İçerdiği potasyum kan akışını dengeleyerek yükselmesini önler. Bu da inme, felç ve yüksek tansiyon risklerini azaltır. 

– Akciğer için mucize bir faydası vardır. Vücutta hassas organlardan biri olan akciğer zarı hem hava yoluyla hem de beslenmeyle ciddi deformeler yaşar. Bunun önünde geçmek ve akciğer zarını yenilemek için hardal tavsiye edilir. Güçlü bir iltihap söktürücüdür. 

SİYAH HARDAL TOHUMU NE İŞE YARAR? İBRAHİM SARAÇOĞLU…

Huzursuz bacak sendromunu önler.

Kan akışını ve kan oranını artırarak el ve ayak üşümesinin önüne geçer.

Damar tıkanıklığı ve kireçlenmesini engeller.

Masa başı çalışanlarda sıklıkla yaşanan karpal tünel sendromunun yaşanma riskini azaltır. 

Sindirim sistemindeki hücrelerin fonksiyonlarını artırır.

HARDAL TOHUMU KÜRÜ;

Bir ay boyunca düzenli olarak her gün bir çay kaşığı hardal tohumunu suyla beraber ilaç gibi yutun. Ancak böbrek ve tiroid şikayeti olanların bunu tüketmesi doğru değildir. 

HARDALIN ZARARI VAR MIDIR?

Çok sık tüketildiğinde alerjik reaksiyona neden olur. Güçlü bir iltihap kurutucu olan hardal fazla tüketildiğinde karaciğer ve akciğere hasar verebilir.