Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Modern çağ hastalıklarının başında gelen bel fıtığı, oldukça yaygınlaşmaya başladı. Toplumda her dört kişiden 2’sinde görülen bel fıtığı önemsenmediğinde ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Ayrıca kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Peki Bel fıtığı nedir ve neden olur? Bel fıtığının belirtileri nelerdir? Bel fıtığının tedavisi var mıdır? Sizler için bel fıtığı hakkında merak edilen her şeyi haberin detayına ekledik.

Günümüzde özellikle masa başı çalışanlarında ve ev hanımların sıklıkla yaşadığı bel fıtığı erken evrede teşhis edilip tedavi edilmesi gerekir. Kemik yaşı yaşlandıkça tamiri zor olduğundan bu hastalıkta erken teşhis çok önemlidir. Omurgadaki iki diskin ani bir darbe ya da dengesiz bir hareket sonucu ile kayması sonucu içindeki sıvının dışarı doğru akması bel fıtığına neden olur. Bu durumun sonucunda kişide ilk başlarda kol ve bacaklarında uyuşma ve his kaybı yaşar. Erken teşhisten sonra bu hastalıkta tedaviler en fazla 6 hafta sürer.

BEL FITIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

İlk belirtisi kalça ve bel arasındaki kısmın şiddetli ağrıması

Zamanla bacak ve kol hareketlerinde his kaybı

Sırt hareketleri sırasında ağrı ve krampların yaşanması

Bacak hareketi sırasında sinir ağrısı çekme

Vücutta artan his kaybı 

Yürürken zorlanma sırasında düşük ayak sendromunun yaşanması 

Oturmada zorlanma

Sürekli uzanma isteğinin olması

Mesane ve bağırsak kontrolünde kayıplar ise nadiren de olsa yaşanır. Bu durum yaşandığında bel fıtığı çok ciddi bir boyuttadır demektir. 

BEL FITIĞINI ÖNLEME YOLLARI;

BEL FITIĞI TEŞHİSİ NASIL YAPILIR?

Bel fıtığının olup olmaması sadece belirtilere bağlı gelişmez bunun için uzman fiziki muayene ve MRI çekimi ister. Belirti testlerle ağrının kaynağı bulunur. Aynı zamanda nörolojik muayene sırasında da kişinin bel fıtığı etkisi ile ne kadar his kaybı yaşayıp yaşamadığına bakılır. Özellikle diz ve ayaktaki refleks durumu gözetilir. Kas testi için elektrik muayenesi ile his ölçülür. Düz bacak kaldırma yöntemi ile de bel fıtığı teşhis edilir. Sırt üstü uzanıp ağrı çektiğiniz bacağınızı düz yukarı kaldırınız eğer diz kapağında şiddetli ağrı meydana gelirde bel fıtığı olma ihtimaliniz var. 

BEL FITIĞI NASIL ÖNLENİR?

Cerrahi operasyonu kişinin tamamen vücut hareketleri sırasında zorlanma yaşadığında yapılır. Ancak bunun öncesinde ilaç ve fizik tedavi yapılır. Uzmanlar bu hastaların genellikle dinlenmeleri gerektiğini öneriyor. Bu da ek ağrıları dindirecek ilaç tedavisi uyguluyor. Bel fıtığına neden olan sinir durumuna kontrol edilir. Bu durum tedavi sonrasında nüksedip edilmeyeceği sinir tedavisi sırasında ortaya çıkar. Ayrıca bel fıtığı hakkında halk arasında doğru bilinen bir yanlış vardır. O da bel fıtığı olanların uzun süre egzersiz yapmaması gerektiğidir. Ancak uzmanlar bel fıtığı hastalarının fizik tedavide düzenli egzersizler yapmaları gerektiğini öneriyor. 

BOYUN FITIĞI NEDİR? BOYUN FITIĞI NEDEN OLUR VE TEDAVİSİ VAR MIDIR?

MİDE FITIĞI NEDİR? MİDE FITIĞI NEDEN OLUR VE MİDE FITIĞININ BELİRTİLERİ NEDİR?

Dünyanın her yerinde sabah kahvaltılarının vazgeçilmez lezzeti olan yumurtanın insan sağlığına birçok faydası olduğu hemen herkes tarafından bilinen bir gerçek ancak uzmanlar yumurtanın az haşlanmışının daha faydalı olduğunu vurguluyor. Peki az haşlanmış yumurtanın faydaları nelerdir? Günde iki tane haşlanmış yumurta yerseniz ne olur? Sizler için yumurta hakkında merak edilenleri haberin detayına ekledik.

İçerdiği yüksek besin değerleri bazı kişilerde ciddi alerjiye neden olduğundan yumurta üzerinde yapılan araştırmalar halen devam etmektedir. Ancak son olarak yapılan araştırmada yumurtaya karşı reaksiyon etkisi olmayan kişilere çok ilginç faydalar sağladığı açıklandı. Özellikle haşlanmış yumurtayla ilgili yapılan araştırmalarda uzmanlar yumurtanın tam pişirildiğinde içeriğindeki protein ve kalsiyum değerlerinin yok olduğunu tespit etmişlerdir. Vücut sağlığında özellikle kemiklerin gelişmesi ve güçlenmesinde ciddi katkı sağlayan yumurta, ek takviyedeki en sağlıklı besindir. Amino asit bakımından zengin olan yumurta, A, B, D ve E vitaminleri de içerir. Kümes hayvanlarından elde edilen yumurtanın bu yüzden birçok çeşidi vardır. Besin değeri en yüksek olan yumurta ise deve kuşunun yumurtasıdır. Ancak diğer yumurta çeşitleri pahalı olduğundan yaygın olarak tavuk yumurtası tüketilmektedir. 

AZ HAŞLANMIŞ YUMURTANIN FAYDALARI NELERDİR?

Düzenli spor yapan kişilerin kas yapısını güçlendirir.

İçerdiği yüksek enerji verici maddeler sayesinde vücudun direncini artırır. 

Yorgunluk ve çabuk acıkma gibi durumları önler.

Vücuttaki diğer besinlerle gelen bakteri ve virüsleri temizler.

Güçlü bir demir kaynağıdır. Kansız insanların tüketilmesi tavsiye edilir.

Az haşlanmıştaki yumurta yağı kötü kolesterolü düşürür.

Bağışıklığı güçlendirerek kanserojen hücrelerin oluşmasını önler.

Göz içindeki sarı noktanın hasar almasını önler. Göz içindeki sıvıyı koruyarak katarak oluşumunu engeller.

Diyet listelerinin olmazsa olmazıdır.

GÜNDE İKİ TANE HAŞLANMIŞ YUMURTA YERSENİZ NE OLUR?

Sağlıklı bir beyinde yüksek miktarda kolin bulunması gerekir. Ancak çeşitli sebeplerden ötürü bu vitamin etkisi olan madde azalır. Bu da çeşitli hastalıklara zemin hazırlar. Yumurta bu kolin maddesi bakımından en zengin besinlerden biridir. Günde iki yumurta beynin ihtiyacı olan bu kolin maddesini karşılayarak unutkanlık ve erken bunama gibi rahatsızlıkları önler. 

– Gözdeki sarı noktada azalan lutein maddesi net görme kaybına neden olur. Bu eksiklik aynı zamanda beraberinde göz rahatsızlıklarına da zemin hazırlar. Geri dönüşümü zor olan göz hastalıklarını önlemek için uzmanlar havuç gibi besinlerin yanı sıra lutein maddesi bakımından zengin olan yumurtanında tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. 

D vitamini eksikliği vücutta tedavisi mümkün olamayan hastalıklara neden olabilir. Bu yüzden uzmanlar D vitaminini günlük karşılamak için balık tüketimini artırmayı önerir. Bu ek takviyelerle D vitaminin değeri artar. Ancak yapılan son araştırmada günde iki haşlanmış yumurtanında D vitaminini karşıladığı ortaya çıkarılmıştır.

Karaciğer toksinlenmesi cilde ve saça ciddi hasarlar verir. Bu durumu önlemek için karaciğerin toksinlerden arınması gerekir. Uzmanlar yumurtanın içerdiği fosfolipidler maddeler sayesinde karaciğerin yanı sıra vücuttaki tüm toksinlerin temizleneceğini belirtiyor. Aynı zamanda günde iki yumurtanın cilt dermis tabakasını yenilediğinden yaşlanmayı da geciktirir.

Kötü kolesterol seviyesi damarlarda yağ birikimini artırarak kalp krizi felç inme ve yüksek tansiyon gibi hastalıkların yaşanmasını artırır. Bu yağları ve kolesterolü düşüren en etkili madde ise omega-3 yağ asitleridir. Yumurta da yağ asidi bakımından zengin olduğundan günde 2 tane tüketilmesi bu riskleri azaltır.

Aniden başlayan ve kişinin yaşam kalitesi olumsuz etkileyen kalp çarpıntısı bir diğer adıyla taşikardi hastalığının ne olduğunu biliyor musunuz? Erkeklere oranla genç kadınlarda daha fazla görülen ve zamanında tedavi edilmediğinde inmeye neden olan kalp çarpıntısı hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki kalp çarpıntısı (Taşikardi) hastalığı nedir? Kalp çarpıntısının belirtileri nelerdir?

Kalbin dakika da yaklaşık 100 atım atmasına taşikardi (artimi) yani yüksek kalp ritmi bozukluğu denir. Ya da kalp çarpıntısı olarak da adlandırılabilir. Belirti göstermeden ilerleyen bu hastalık ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Kalp yetmezliği, kısmi felç, inme ve hatta ani kalp durmasına bağlı ölümle sonuçlanabilir. Hastalığın ortaya çıkmasını; genetik bozukluk, doğumsal anormallik, dengesiz tansiyon, yüksek ateş, bazı ilaçların yan etkilerinin yanı sıra şiddetli yaşanan ruhsal bozukluklarda tetikler. Hasta genellikle nedensiz bir şekilde kalp atışlarını hissetmeye başlar. Bu durum akabinde nefes darlığı ve bilinç kaybına kadar zemin hazırlayabilir. Bir iki defa yaşanan bu sorun ciddi olmazsa da sık sık yaşanmasının altında farklı bir rahatsızlığın da söz konusu olabileceğinden bir uzmana danışarak kalp ritminin kontrolleri sağlanmasında fayda vardır. Kalp çarpıntısı ya da kalp ritim bozukluğu olarak adlandırılan taşikardi, genellikle erkeklere oranla kadınlarda özellikle 20 ve 35 yaş arasındakilerde sık rastlanan bir durumdur. Kalp ritim bozukluğunun neden olabileceği en ciddi hastalık ise inme yani yarı felç durumudur. Bunun nedeni de vücut içerisinde artan kalp atışı nedeniyle yaşanan kan basıncındaki artıştır. 

KALP ÇARPINTISI (TAŞİKARDİ) HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Hızlı ve ritimsiz kalp atışları,

Şiddetli baş ağrısı ve dönme,

Güçsüzlük, sersemlik ve ani bayılma,

Bilincin kaybolması,

Mide kaslarında ani hareketlenmeden dolayı bulantı kusma hissi,

Gözlerde kararma,

Nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bunların yanı sıra sağ göğüste sıkışma ve kol bacaklarda sert şişlikler kalp çarpıntısının az bilinen belirtilerindendir.

KALP ÇARPINTISININ (TAŞİKARDİ) TEDAVİSİ VAR MIDIR? 

Taşikardi hastalığını tespit etmek için uzman doktor öncelikle elektrokardiyogram da kalp atışlarının süresini ölçer. Taşikardi teşhis edildikten sonra seviyesine göre tedavisine başlanılır. Taşikardi hastasının tüketmemesi gerekenlerin listesi hazırlandıktan sonra hasta beslenme alışkanlıklarını değiştirir. Taşikardi tedavisinde kan testi yapıldıktan sonra ilaç verilir. Çünkü bu ilaçların yan etkileri şiddetlidir.

KALP ÇARPINTISI (TAŞİKARDİ) HASTALIĞINA NE İYİ GELİR?

Hastalığın nüksetmemesi için gece yemek yenilmemesi daha faydalı olur. Yağ oranı az olan süt ve süt ürünleri tüketilmelidir. Baharatı hayatınızdan tamamen çıkarmalısınız. Kuruyemiş özellikle cevizi bol miktarda tüketmeye özen göstermelisiniz. Kalp damarlarını tıkayacak yağlı ve sağlıksız besinler tüketmemeye dikkat ediniz. Uzman kontrolünde hazırlanmış diyet listelerine uygun beslenmenizde fayda var. Kalp çarpıntısı olan kişilerin kesinlikle gece yağlı ve abur cubur tarzı yemeklerden uzak durması gerekir. 

Kendine has kokusu olan iğde, çoğu kişi tarafından bilinmiyor. Ancak aktarcılarda ya da kuruyemişçiler de çoğu kişinin karşılaştığı dış görünüşü nedeniyle ön yargıyla yaklaştığı iğdenin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Saraçoğlu’nun safra kesesi temizliği için önerdiği kürün ana maddesi olan iğde hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki iğdenin faydaları nelerdir? İğde hangi hastalıklara iyi gelir? İğde nasıl tüketilir? Haberin detayında iğdeye dair her şeyi bulabilirsiniz.

Uzakdoğu ülkelerinde mucize besin olarak geçen iğde, azotu kökünde toplayabilme özelliğine sahiptir. En verimsiz toprakta bile yetişebilen iğde, doğa olaylarına karşı da oldukça dayanıklı bir ağacı vardır. Ağacı bağ, bahçe ve ormanlık alanlarda yetişir. Zeytin büyüklüğünde olan meyveler genellikle hünnap ile karıştırılır. Eti fazla olduğunda sultan iğdesi olarak adlandırılır. Ancak en çok yetiştirilen ve kültür olanı ise kuş iğdesidir. Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi ülkelerde de yaygın olarak tüketilir. Ülkemizde karasal iklimin hakim olduğu bölgelerde görülür. Böbrek hastalarına bolca tüketmeleri tavsiye edilir. Bunun dışında da ağızdaki bozuk tat ve bağırsak fonksiyonlarına da fayda sağlar. Çok güçlü bir vitamin ve mineral deposudur. Çiğ olarak yendiği gibi, çayı ve reçeli de yapılarak tüketilebilir. Sonbahar meyvesi olan iğde aroması ve kıvamı değişik olduğundan ilk olarak kimse beğenmez fakat zaman geçtikçe tadı alışkanlık haline gelir. Meyvenin dünya genelinde adı Elaeagnus’tur. Yetiştiği yere göre çeşitlenir. Japon iğdesi olarak bilinen çeşidi sağlık açısından faydası oldukça güçlü olduğundan ülkede meyve mucize besin olarak görülür. İğde aynı zamanda kozmetik sanayisinde de kullanılır. Dalları dikenli olan ağacı 7 metreye kadar uzar. 

İĞDENİN FAYDALARI NELERDİR?

– Kış aylarında güçlü bir bağışıklık için uzmanlar tarafından tavsiye edilir. C vitamini bakımından güçlü bir besindir.

– Uzakdoğu ülkelerinde cilt rahatsızlıkları için kullanılır. Aynı zamanda sinirleri yatıştırdığından çayı özellikle ara öğünlerden önce tüketilir.

– Mide kasını güçlendirerek çalışma fonksiyonunu artırır. Mide duvarındaki mukozun asitten etkilenmesini önleyerek öğütmesini destekler. Aşırı tüketildiğinde gaz yapabilir.

– Çiğ tüketildiğinde tükürük bezlerindeki enfeksiyonu temizler. Bu bakımdan da ağız içindeki bakterilerin sayısını azaltarak diş ve diş etini güçlendirir. 

– Kuru iğde ve yaprağı beraber kaynatıldığında elde edilen çayı, kuru öksürüğü gidermede yardımcı olur.

– İğde çayı aynı zamanda sindirimdeki serbest radikalli hücreleri temizleyerek metabolizmayı hızlandırır. Bağırsaklardaki flora sayısını dengeleyerek ishal ve kabızlık gibi sindirim sorunlarına iyi gelir. Ayrıca sindirimin direncini hastalıklara karşı artırır.

– İçeriğinde yüksek miktarda omega 7 yağı barındırır. Bu yağ vücuttaki kolejanı artırmada etkilidir. Bu özelliği sayesinde cildin ve saç köklerindeki hücrelerin yenilenmesini sağlar. 

– Karaciğerdeki toksinleri temizler. Kötü kolesterolü düşürerek damar sağlığını korur.

İĞDE NASIL TÜKETİLİR?

Taze olarak tüketildiği gibi kurutularak da yenilebilir. İçerinde unlu bir eti olan iğde, de reçel de yapılabilir. Aroması sayesinde kompostosu da yapılan iğde, Uzak doğuda çekirdeğinden çay yapılır. Eti ise kurutulup, un haline getirilerek çeşitli yerlerde tüketilebilir. Bazı yerlerde içeriğindeki omega 7 yağı çıkartılarak cilt hastalıklarında kullanılır.

100 GRAMLIK İĞDENİN BESİN DEĞERLERİ NELERDİR?

Kalorisi // 60 gram

Karbonhidratı // 70 gram

 Proteini // 40 gram

Yağ // 0.10

Lif // 0.60

Kolesterol // 0

Kalsiyum // 50 gram 

SARAÇOĞLU’NDAN İĞDE KÜRÜ

Tüm sindirimi temizleme de etkili olan iğde kürünün en önemli özelliği ise safra kesesindeki taşları düşürmede oldukça etkili bir doğal ilaçtır. Kaynamış suyun içerisine iğdenin kabuklarını açıp iç kısmını çekirdeği ile beraber ekleyin. 5 dakika kaynatın. Süzüp sabah aç karna bir bardak iğde çayı tüketilir. Kırkkilit bitkisini ise akşam yemeklerden 2 saat sonra bir tatlı kaşığını bir bardak kaynayan suya ekleyip 5 dakika daha kaynatıp süzüp içilmesi gerekir. Bu uygulama bir ay boyunca düzenli yapılması tavsiye edilir. 

Yapılan araştırmalarda özellikle kadınlarda görülen meme kanseri için doğal ilaç olarak kullanılan güvem eriği, yüksek oranda antioksidan içermektedir. Yüzyıllardır sağlık için tüketilen güvem eriği, hakkında kimse pek bir şey bilmez. Bu yüzden sizler için güvem eriği hakkında merak edilen her şeyi araştırdık. Peki güvem (Çakal) eriğinin faydaları nelerdir? Güvem eriği nasıl tüketilir?

Gül ailesine ait olan güvem eriğinin bilimdeki adı Prunus Spinosa’dır. Çakal eriği olarak da bilinen güvem eriği, dikenli ağaçlarda yetişir. Önceleri beyaz renkli çiçek açar. Meyveler olgunlaştıkça morlaşır. Ülkemizde ormanlık alanların bir çoğunda vardır. Aronya meyvesi ile karıştırılır. Ancak ikisi aynı aileden gelen farklı meyvelerdir. Trakya bölgesinde sıklıkla tüketilen güvem eriği halk arasında yaban eriği olarak adlandırılır. Ekşi bir tadı olan güvem eriği ile ilgili yapılan araştırmalarda yüksek oranda antikanserojen maddeler içerdiği ortaya çıktı. Özellikle meme kanserini önlediğini söyleyen alternatif tıp uzmanları, aile öyküsünde kanser olanların tüketmesini tavsiye ediyor. Sonbahar aylarında yetişen güvem eriğinden; meyve suyu, marmelat ve reçel yapılır. Bunun yanı sıra meyveden çay da yapılır. Bu çay da kandaki tüm toksin ve yağları temizler. Sıfır yağ içerdiğinden şeker hastalarının da kolayca tüketebileceği bir meyvedir. Eski çağlarda bu meyvenin yetiştiği ağacın dallarında mürekkep ve baston yapılırdı. Kaynatılıp elde edilen suyundan ise çamaşırlar yıkanırdı. 

GÜVEM (ÇAKAL) ERİĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Çilek ve eriğe oranla içerdiği antioksidan pigmentleri daha fazla olduğundan 100 gramı vücuttaki özellikle bağışıklık sistemindeki serbest radikalli hücreleri temizler. Hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçer. Hastalıklara karşı vücudun direncini artırarak kanserle savaşta da güçlü bir kalkan oluşturur.

İştahsızlık ve kabızlık gibi sık yaşanan sindirim sorunlarını gidermek içinde 50 gram güvem eriği kaynatılır. Süzülerek tüketildiğinde doğal ilaç görevi görür. Sindirim organlarının işlevselliğini artırarak metabolizmayı düzenler. 

Özellikle güvem çayı kanda oluşan yağ ve toksinli hücreleri temizler. Kan basıncını dengeler. Bunun yanı sıra kötü kolesterolü düşürdüğünden kalp ve damar tıkanıklığını önler. 

Vücut sıcaklığını etkilemeden ter bezlerinin çalışmasını hızlandırarak yağ yakımına da destek verir. Zayıflamak isteyenler için doğal çözüm olabilir. Ayrıca uzun süreli tok tutar. Vücudun abur cubur ihtiyacını keserek sağlıklı bir yaşama destek olur. 

Mevsim geçişlerinde sıklıkla yaşanan böbrek ve mesane üşütmesi gibi hastalıklar şiddetli ağrılara neden olurken tuvalete çıkma ihtiyacını da zorlaştırır. Güvem eriği antimikrobiyal özelliği olduğundan böbrek ve mesane sağlığını korur. Taş ve kum oluşumunun önünde geçer. Çok güçlü bir idrar söktürücüdür. 

Basur tedavisi içinde doğal bir ilaç olan güvem eriği hem sürülerek uygulanır hem de içilerek fayda sağlar. Basur memelerindeki iltihabı azaltır. Yeni oluşumları da engeller.

Doğada nikotin bakımından en zengin besin olan patlıcanı uzmanlar herkesin hemen hemen haftada en az iki kere tüketmesini öneriyor. İnsan vücuduna inanılmaz faydaları olduğu bilinen patlıcan hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Kalp rahatsızlığı olanlar için alternatif tıp uzmanlarının önerdiği limonlu patlıcan suyu ya da kilo vermek isteyenler için önerilen çiğ patlıcana dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz. Peki limonlu patlıcan suyunun faydaları nelerdir? Haftada bir çiğ patlıcan yerseniz ne olur?

Dünya mutfaklarının hepsinde kullanılan patlıcan yüzyıllardır alternatif tıpta da doğal ilaç olarak kullanılır. Yetiştiriciliği M.Ö yüzyıllara dayanan patlıcan İpekyoluyla tüm dünyaya yayıldı. Vücudun ihtiyacı olan nikotin bakımından da zengin olan patlıcan genellikle yemek ve salata olarak tüketilir. Temel ihtiyaç listesine giren patlıcan uzun süreli tokluk hissi verdiğinden ve taşınması kolay olduğundan askeri yemeklerde ilk sıra da gelir. 100 gramlık patlıcanın kalorisi 25, proteini 3 gram, yağ 6 gram ve B2 vitamini 5 mili gram barındırır. Bunun dışında C ve A vitaminleri bakımından da oldukça zengin bir besindir. Dünya genelinde üretimini en fazla yapan ülke Çin’dir. Ülkemiz ise bu sıralamada üçüncü sırada yer alır. Bağ şeklinde üretimi gerçekleştirilen patlıcan süs bitkisi olarak da geçer. Çiğ hali de tüketilebilen patlıcan özellikle sindirim hastalıklarına iyi gelir. Bunun dışında alternatif tıp uzmanları limonlu patlıcan suyunun da kötü kolesterolü düşürdüğünü kan basıncını da dengelediğini vurguluyor.

LİMONLU PATLICAN SUYUNUN FAYDALARI NELERDİR?

ABD’de yapılan bir araştırmada patlıcan suyunun kan içerisinde artan kötü kolesterol seviyesinin düşürülmesinde yardımcı olan bir besin olduğu ortaya çıkarılmıştır. Sağlıksız beslenme gibi nedenlerden dolayı artan kötü kolesterol özellikle kalp ve damar hastalıklarına neden olur. Bu yüzden düzenli olarak içerisine limon suyu de ekleyerek tüketilen patlıcan suyunun rahatsızlıkların riskini azaltır.

Eklem iltihaplanması günümüzde artan hastalıkların başında gelir. Kişinin vücut hareketlerini sınırlandıran bu rahatsızlık kemik ve kas aralarında biriken iltihaplanma nedeniyle yaşanır. Bu duruma da genellikle vücutta biriken toksinler neden olur. Ancak eklem iltihaplanmasını önlemek için limonlu patlıcan suyu oldukça etkili bir doğal yöntemdir. Karışım toksinleri idrar yolu ile atarak aynı zamanda böbrek ve mesaneyi de temizler.

Sinir hücrelerini yatıştırmaya da fayda sağlayan limonlu patlıcan suyu, ruhsal rahatsızlıkların yaşanma riskini azaltır. Kişinin yaşam kalitesini artırarak gün içerisinde dinç kalma süresini artırır.

Limonlu patlıcan suyunun en etkili faydası ise vücuttaki yağ yakımını hızlandırmasıdır. Vücutta yağ yakımı ve toksinleri atmak için görev gören karaciğerin fonksiyonu azaldığında bölgesel yağlanma ve cilt yüzeyinde sivilce, akne gibi rahatsızlıklar oluşur. Ancak patlıcan suyu karaciğere destek vererek yağ hücrelerinin vücuttan atılmasını sağlar. Bunun aynı sıra akciğeri özellikle bronşları temizler. 

LİMONLU PATLICAN SUYU NASIL YAPILIR?

2 orta boy patlıcan

Bir buçuk bardak sıkılmış taze limon

Bir litre su

Patlıcanları yıkayıp doğrayın. Bir tencereye koyup üzerine bir litre suyu boşaltın. Koyu olma başlayan suyu ocaktan alıp sıkılmış limon suyuna ekleyin. İyice çalkalayın. Sabah aç karna bir bardak için.

ÇİĞ PATLICANIN FAYDALARI NELERDİR?

Sindirimi rahatlatarak kabızlığı ve şişkinliği önler.

Bağırsaklardaki sıvı oranını artırarak taş ve kum oluşumunu engeller.

Kötü kolesterolün düzenlenmesine yardım ederek kalp hastalıklarına yakalanma oranını düşürür.

Kandaki trombosit hücreleri dengeleyerek kas ve kemiklerde yaşanma ihtimali olan ödem oluşumunu engellemede yardımcı olur.

Yüksek miktarda içerdiği su sayesinde cildi nemlendirir. Kuru cilt ve kuru saçlara iyi gelir.

 Bağışıklık sistemindeki yararlı hücreleri artırarak kansere yakalanma oranını düşürür.

Beyin sağlığının yanı sıra sinir sisteminde deforme olmuş hücreleri yeniler.

Diyabet rahatsızlığı olanlar yani şeker hastaları için de oldukça harika bir sebzedir. Şeker hastaları da bu şifalı sebzeyi rahatlıklara tüketebilir.

Güçlü bir antioksidandır.

Bacaklarda ve basenlerde selülit oluşmasını önler.

ÇİĞ PATLICAN SALATA NASIL YAPILIR?

2 tane patlıcanı, tere otunu ve bir diş sarımsağı doğrayın. İçerisine bir yemek kaşığı limon koyup afiyetle tüketiniz.

Ünlü oyuncu Aslıhan Gürbüz, Ufak Tefek Cinayetler dizisinde rol aldığı sırada yaşadığı omuz ağrısı nedeniyle doktora baş vurdu. 5 gündür omuzunun anormal şeklinde ağrıdığını söyleyen Gürbüz, yakalandığı hastalığı öğrenince şoke oldu. Hareket kısıtlığına neden olan donuk omuz sendromuna yakalanan Gürbüz, günlerce sete gidememişti. Peki donuk omuz sendromu nedir? Donuk omuz sendromunun belirtileri nelerdir? Haberin detayında donuk omuz sendromuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

İskelet yapısında omurga kemiği ve omuzlar vücudun dik durmasını sağlar. Tüm hareketleri etkileyen omuzlar çeşitli sebeplerden ötürü hasara uğradığında ciddi hastalıklara neden olur. Omuz eklemi vücudumuzun temel hareket taşıdır. Günlük yaptığımız birçok hareket nedeniyle fazla tahribata uğrar. Özellikle kadınlarda daha sık rastlanan donuk omuz sendromu da bu tahribat sonrası yaşanır. Geçtiğimiz sene ünlü oyuncu Aslıhan Gürbüz’de omuz ağrısı şikayeti ile doktora başvurduğunu ve donuk omuz sendromu adında bir rahatsızlığa yakalandığını öğrendi. Aslına çoğumuzun yaşadığı ancak farkında olmadığımız donuk omuz sendromu ilerlediğinde yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Ağrılar şiddetini artırınca hareket kısıtlığı yaşanır. Donuk omuz sendromunun altında yatan nedenler ise, omuzdaki eklem ve kasların hasar alması ve bunun yıllar sonra ortaya çıkmasıdır. Bunun dışında ise kötü kolesterol yüksekliği, damar tıkanıklığı, tiroid problemleri, boyun rahatsızlıkları ve aşırı stresin kaz dokularındaki sinirleri olumsuz etkilemesi gibi durumlarda donuk omuz sendromuna zemin hazırlar. 

DONUK OMUZ SENDROMUNUN NEDENLERİ

En yaygın nedeni omuzun yıllar önce travma yaşamasıdır. Yani düşme, kırılma ve çarpma gibi olaylardan sonra omuz kemiğinin ciddi hasar alması ve bu hasarın yeterli tedavi ile iyileştirilememesi sendroma neden olur.

Kalsiyum eksikliğinden dolayı vücuttaki kemiklerde artan kireçlenmenin omuzda da yaşanması.

Kronik hastalıklardan özellikle şeker hastalığının kaslarda hasara neden olması donuk omuz sendromunun ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca hormon bozukluğu ve vücudun yağ endeksinin yüksek olması da hastalığa davetiye çıkartır.

Daha önceki yıllarda boyunda ya da omuzda yaşanan bir ameliyat sonrası da donuk omuz sendromu görülebilir. Bunun nedeni ise kişinin amel,yat sonrası yeteri fiziksel tedaviyi uygulamamasından kaynaklanıyor. 

DONUK OMUZ SENDROMUNUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Uyku esnasında omuz ve boyun ağrılarıyla uyanma

Günlük aktiviteleri olumsuz etkileyecek omuz ağrısı

Omuz hareketindeki kısıtlama sonucu motor becerilerinde düşüklük

Oturma, uzanma ve yürüme esnasında bile omuzda nedensiz beliren ve geçmeyen ağrı gibi belirtilerle kendini gösterir. 

DONUK OMUZ SENDROMUNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Yaşanılan belirtiler sonrası kişinin bir uzmana görülmesinde fayda var. Aksi halde yaş ilerledikçe donuk omuz sendromunun tedavisi de zorlaşır. Bu durumun yaşanmaması için hastaların mutlaka bir uzmana danışması gerekir. İlk olarak hastaya uygulanan tedavi kasların açılması ve omuzun daha rahat hareket edilmesi için konservatif yöntemdir. Bu yöntemde ağrı kesici ve ödem azaltıcı ilaçlar aynı zamanda omuz eklem enjeksiyonları ve fizik tedavi uygulanır. Hastanın dengesiz hareketlerle rahatsızlığın ilerlemesi durdurulur. Kortizon iğnelerle şişme ve ağrı azaltılır. Donuk omuzda en önemli tedavi yöntemi fiziktir. Fizik tedavide omuzun sabit kalmasının önüne geçilir. Ancak bu işlem uzman kontrolünde yapılır. Kişinin hareketine göre kas ve sinirlerin durumu gözetlenir. Zamanında tedavi edilmediğinde omuz kullanılmaz hele gelebilir. 

Hemen hemen herkesin severek tükettiği yoğurdun insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Canlı laktik asit bakterileri içeren yoğurt özellikle sindirim sağlığına olumlu katkıları vardır. Peki yoğurdun faydaları nelerdir? Yapılan bazı araştırmalarda da yoğurt suyunun insan sağlığına faydaları olduğu ortaya çıktı. Aç karna yoğurt suyu içerseniz ne olur? Yoğurt hakkında merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Sütün fermantasyonu sonucu ortaya çıkan besin değeri yüksek yoğurt canlı bakteriler barındırır. Kesin olarak kimler tarafından ne zaman üretildiği bilinmese de yoğurdun yüzyıllardır yapılıyor. 6000 yıldır üretildiği tahmin edilen yoğurt Osmanlı topraklarından Avrupa’ya yayılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yoğurt bazı Avrupa krallarına şifa niyeti ile gönderilmiş. Böylece tüm dünyaya yayılan yoğurt Anadolu topraklarında ortaya çıkmıştır. Türk yapıtlarından biri olan Divanı Lügatit Türk’te de geçen yoğurdun alternatif tıpta özellikle sindirim hastalıklarında tüketilirdi. Yıllar geçtikçe yoğurt saf bir şekilde tüketildiği gibi içerisine bazı faydalı besinler eklenerek de tüketilmeye başlanmıştır. Örneğin zayıflamak için içerisine sumak ve limon eklenmiş ya da kan yapıcı olsun diye keçiboynuzu pekmezi karıştırılır. Kalsiyum, protein, magnezyum, potasyum, A, E ve B vitamini grupları bakımından oldukça zengindir. Yapılan bazı araştırmalarda yoğurdun kanser hastalıklarının riskini azaltığı tespit edilmiştir. Özellikle meme kanserinin önüne geçen yoğurt, vücudu adeta koruyan bir kalkan oluşturur. Yoğurdun tüketimi yaş, cinsiyete göre değişir. 3 yaş grubundaki çocukların günde 4 porsiyon tüketmesi gerekirken, 6,9 ve 18 yaşındaki kişilerin 3 porsiyon tüketmesi yeterli olur. Gelişme çağı, menopoz, hamilelik ve adet dönemlerinde de bol bol tüketilerek değişen hormonların etkileri azaltılmaya çalışılmalıdır. 

AÇ KARNA YOĞURT SUYU İÇERSENİZ NE OLUR?

Uzmanlar yoğurdun oluşan alt suyunun kesinlikle dökülmemesi gerektiğini vurguluyor. Aç karna tüketildiğinde mide asidini dengeler. Yemek borusundan başlayıp tüm sindirim sistemindeki organlarda besin atığı bırakmadan dışkılama ya da idrar yolu ile atar. Bağırsakların işlevselliğini artırır. Böbrek üstü bezleri çalıştırır. Tokluk hissi vererek kişinin çok yemek yemesinin önüne geçer. Yani kilo vermede yardımcı olur. 

YOĞURDUN FAYDALARI NELERDİR?

Yoğurt, B vitamini kompleksi içerdiğinden kemik gelişimine büyük katkı sağlar. Kemik yapısını güçlendirdiğinden özellikle ileri yaşlarda yaşanma olasılığı olan kemik erimesinin önüne geçer. Bunun yanı sıra kemiklerin hasara uğraması sonucu iyileşme sürecini hızlandırır. 

Folik asit vücut sağlığında olmazsa olmazdır. Vücuttaki organların gelişmesi ve işlevselliğini artması için vücudun ihtiyaç duyduğu folik asidi yoğurt bir kase ile yüzde 75’ini rahatlıkla karşılar.

Peynir ve süt tüketmeyen kişilerin tüketilmesi tavsiye edilir. Bu besinlerden alınacak olan faydaların aynısı sütten de kolayca alınabilir.

Yoğurt kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp ve damar sağlığını güçlendirir. Bazı besinlerin damarlarda yol açtığı hasarı düzeltir. Yağ birikimini önler. Doymuş yağ içermesine rağmen damar tıkanıklığına neden olmaz. Kötü kolesterolü düşürerek iyisini yükseltir.

Sadece inek değil, manda, keçi ve koyundan da elde edilen sütten de yoğurt yapılabilir. Tüm bu yoğurtlar vücudun kendi kendine üretemediği vitamin ve mineralleri kolayca almasını sağlar. 

Mide bulantısı, üşütmesi ve kusma gibi rahatsızlıkları önlemede en doğal ilaçtır. Yoğurt sadece yenildiğinde değil aynı zamanda cilde sürüldüğünde de burada hasara uğramış alanları kolayca iyileştirir. Sivilce ve akne oluşumunun önüne geçer. Cildin genç kalmasını sağlar.

Bağışıklık sisteminin en ihtiyaç duyduğu besin yoğurttur. Yoğurt bağışıklığı güçlendirerek zararlı bakterileri vücuttan atar. Vücudun mantar oluşturmasını önler. 

Hemen hemen herkesin severek tükettiği yoğurdun insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Canlı laktik asit bakterileri içeren yoğurt özellikle sindirim sağlığına olumlu katkıları vardır. Peki yoğurdun faydaları nelerdir? Yapılan bazı araştırmalarda da yoğurt suyunun insan sağlığına faydaları olduğu ortaya çıktı. Aç karna yoğur suyu içerseniz ne olur? Yoğurt hakkında merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Sütün fermantasyonu sonucu ortaya çıkan besin değeri yüksek yoğurt canlı bakteriler barındırır. Kesin olarak kimler tarafından ne zaman üretildiği bilinmese de yoğurdun yüzyıllardır yapılıyor. 6000 yıldır üretildiği tahmin edilen yoğurt Osmanlı topraklarından Avrupa’ya yayılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında yoğurt bazı Avrupa krallarına şifa niyeti ile gönderilmiş. Böylece tüm dünyaya yayılan yoğurt Anadolu topraklarında ortaya çıkmıştır. Türk yapıtlarından biri olan Divanı Lügatit Türk’te de geçen yoğurdun alternatif tıpta özellikle sindirim hastalıklarında tüketilirdi. Yıllar geçtikçe yoğurt saf bir şekilde tüketildiği gibi içerisine bazı faydalı besinler eklenerek de tüketilmeye başlanmıştır. Örneğin zayıflamak için içerisine sumak ve limon eklenmiş ya da kan yapıcı olsun diye keçiboynuzu pekmezi karıştırılır. Kalsiyum, protein, magnezyum, potasyum, A, E ve B vitamini grupları bakımından oldukça zengindir. Yapılan bazı araştırmalarda yoğurdun kanser hastalıklarının riskini azaltığı tespit edilmiştir. Özellikle meme kanserinin önüne geçen yoğurt, vücudu adeta koruyan bir kalkan oluşturur. Yoğurdun tüketimi yaş, cinsiyete göre değişir. 3 yaş grubundaki çocukların günde 4 porsiyon tüketmesi gerekirken, 6,9 ve 18 yaşındaki kişilerin 3 porsiyon tüketmesi yeterli olur. Gelişme çağı, menopoz, hamilelik ve adet dönemlerinde de bol bol tüketilerek değişen hormonların etkileri azaltılmaya çalışılmalıdır. 

AÇ KARNA YOĞURT SUYU İÇERSENİZ NE OLUR?

Uzmanlar yoğurdun oluşan alt suyunun kesinlikle dökülmemesi gerektiğini vurguluyor. Aç karna tüketildiğinde mide asidini dengeler. Yemek borusundan başlayıp tüm sindirim sistemindeki organlarda besin atığı bırakmadan dışkılama ya da idrar yolu ile atar. Bağırsakların işlevselliğini artırır. Böbrek üstü bezleri çalıştırır. Tokluk hissi vererek kişinin çok yemek yemesinin önüne geçer. Yani kilo vermede yardımcı olur. 

YOĞURDUN FAYDALARI NELERDİR?

Yoğurt, B vitamini kompleksi içerdiğinden kemik gelişimine büyük katkı sağlar. Kemik yapısını güçlendirdiğinden özellikle ileri yaşlarda yaşanma olasılığı olan kemik erimesinin önüne geçer. Bunun yanı sıra kemiklerin hasara uğraması sonucu iyileşme sürecini hızlandırır. 

Folik asit vücut sağlığında olmazsa olmazdır. Vücuttaki organların gelişmesi ve işlevselliğini artması için vücudun ihtiyaç duyduğu folik asidi yoğurt bir kase ile yüzde 75’ini rahatlıkla karşılar.

Peynir ve süt tüketmeyen kişilerin tüketilmesi tavsiye edilir. Bu besinlerden alınacak olan faydaların aynısı sütten de kolayca alınabilir.

Yoğurt kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp ve damar sağlığını güçlendirir. Bazı besinlerin damarlarda yol açtığı hasarı düzeltir. Yağ birikimini önler. Doymuş yağ içermesine rağmen damar tıkanıklığına neden olmaz. Kötü kolesterolü düşürerek iyisini yükseltir.

Sadece inek değil, manda, keçi ve koyundan da elde edilen sütten de yoğurt yapılabilir. Tüm bu yoğurtlar vücudun kendi kendine üretemediği vitamin ve mineralleri kolayca almasını sağlar. 

Mide bulantısı, üşütmesi ve kusma gibi rahatsızlıkları önlemede en doğal ilaçtır. Yoğurt sadece yenildiğinde değil aynı zamanda cilde sürüldüğünde de burada hasara uğramış alanları kolayca iyileştirir. Sivilce ve akne oluşumunun önüne geçer. Cildin genç kalmasını sağlar.

Bağışıklık sisteminin en ihtiyaç duyduğu besin yoğurttur. Yoğurt bağışıklığı güçlendirerek zararlı bakterileri vücuttan atar. Vücudun mantar oluşturmasını önler. 

Karadeniz mutfaklarında hamsiden sonra vazgeçilmez besin olan karalahananın insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor musunuz? Sert yapraklı olan karalahana hem çorba hem de sarması yapılarak tüketiliyor. Peki karalahananın faydaları nelerdir? Karalahana hangi hastalıklara iyi gelir? Besleyici özelliği yüksek olan karalahana hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Haberin detayında karalahana hakkında her şeyi bulabilirsiniz.

Turpgiller ailesine ait olan karalahana kalın damarlı yüzeyi geniştir. Kış sebzesi olan karalahana yaprakları lahanaya oranla daha koyudur. Ülkemizde Doğu Karadeniz bölgesinde sıklıkla yetiştirilir. Dünya da ise Uzak doğu ülkelerinden Asyalılar daha fazla yetiştirir ve tüketir. Hem pişirilmiş hem de çiğ olarak tüketilebilen karalahana vitamin ve mineral açısından oldukça güçlü bir besindir. Alternatif tıpta özellikle kemik ağrıları ve sindirim sorunlarında kullanılır. Mutfaklarda kızartması, çorbası ve sarması yapılır. Sumakla beraber tüketildiğinde tadı daha güzel olur. Uzmanlar kişilerin bol bol tüketmesini önerdiği faydalı besinler arasında ilk beşe girebilir. C vitamini bakımından zengin olduğundan kanserli hücrelerin artmasının önüne geçer. Ayrıca kan yapıcı özelliği sayesinde de kansızlık hastalığının önüne geçer. Yapılan araştırmalarda haftada iki defa tüketilen karalahana kasları güçlendirir.

KARALAHANIN FAYDALARI NELERDİR?

Unutkanlık hastalığının temelinde sinir sistemindeki bozukluk ve beyindeki hafıza kısmındaki azalan vitaminlerdir. Bu yüzden uzmanlar özellikle hamilelik evresinden itibaren düzenli olarak K vitamini tüketerek sinir hücrelerinin yenilenmesi konusunda uzmanlar önemli uyarılarda bulunuyor. Karalahana yeşil sebzeler bakımından K vitamini açısından en faydalı olanıdır. Beynin konsantrasyon gücünü artırır. 

Karalahana C vitamini bakımından da oldukça zengin bir besindir. Bu vitamin vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir. Çeşitli sebeplerden ötürü vücutta artan toksinleri temizlemede etkili olan karalahana bu etkisini en fazla suyunda gösterir. İyice yıkanmış karalahanayı kaynatırken suyunu süzüp atmayın bir kavanoza boşaltıp içerisine limon suyu ekleyip günde aç karna bir bardak tüketin. 

Karalahana suyu sadece toksinleri atmakla kalmaz aynı zamanda idrarın kolayca sökülmesini sağlar. Böbrek bezlerinin fonksiyonlarını artırır. Böylece taş ve kum oluşumunu önler. Vücuttaki oksijen hücre sayısını da su sayesinde çoğaltır. Aynı faydayı mesaneye de uygular. Mesanede idrar bırakmadan boşalmasını sağlar.

Vücuttaki kan dolaşımı için potasyum önemli bir maddedir. Aynı zamanda potasyum organların hücrelerinin işlevselliğini de artırır. Düşük potasyumda kan basıncı yükselir. Bu da yüksek tansiyon ev baş ağrısına neden olur. Ancak karalahana bu durum için etkili bir doğal besindir. Karalahana içerdiği potasyum sayesinde kan dolaşımını dengeler.

Göz sağlığındaki en önemli madde beta karotenlerdir. Göz içinde beta karoten ne kadar fazlaysa görme olasılığı da bir o kadar artar. Karalahana beta karoten bakımından zengin besinler arasında yer alıyor. Özellikle katarak oluşumunun önüne geçer. 

Hayvansal gıdalarla beraber kemik iltihaplanmaları, artrit ve kalp hastalıkları artar. Bununla beraber artan kötü kolesterol seviyesi kalp krizi riskine yol açar. Hastalıklar kişinin yaşam kalitesini düşürerek ölüm oranını artırır. Ancak karalahana vücuttaki tüm iltihabı atmada oldukça etkilidir. 

100 GRAM KARALAHANANIN BESİN DEĞERLERİ NELERDİR?

Kalori // 50

Toplam yağ oranı // 0,8 gram

Kolesterol // 0 miligram

Sodyum // 37 miligram 

Potasyum // 490 miligram

Karbonhidrat // 10 gram

Protein // 5 gram

KARALAHANANIN ZARARI VAR MIDIR?

 İyot emilimi fazla olan karalahana tiroid bezlerini olumsuz etkiler. Bezlerin daha yavaş çalışmasına neden olur. Tüketmek isteyenlerin iyot tuzu ile tüketmesi daha doğru olur.