Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Et kadar vitamin ve mineral deposu olan mantarın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Özellikle uzmanlar et tüketmeyenlerin D ve B vitamini karşılaması için tüketmesini tavsiye eder. Peki mantarın faydaları nelerdir? Mantar hangi hastalıklara iyi gelir? Mantar hakkında bilinmesi gerekenleri haberin detayında bulabilirsiniz.

Halk arasında kav, küf, maya, midiyö, pas, puf, rastık ve şapkalı gibi isimlerle adlandırılan mantarlar tek ve çok hücreli bilimsel mantarla aynı aileye mensuplardır. 250 yıllık bir geçmişe sahip olan mantar, Meksika’da dini törenlerde kullanılır. Kuzey Amerika ve Çin’de ise alternatif tıpta ilaç yapımlarının ham maddesidir. Zehirli olanları da bulunan mantarlar hakkında uzmanlar uyarıda bulunur. Bir buçuk milyondan fazla türü olan mantarlar çok yağışlı havalardan sonra ağaç diplerinde kendiliğinden ortaya çıkar. Zehirli olanlarının dışında yenilebilen mantarlarda vardır. Bu mantarlar 100 gramlık etin vücuda sağladığı faydaların aynısını bir tabak tüketildiğinde sağlar. İçeriğinde yüksek miktarda D vitamini bulunan mantarlar en çok tüketilen dört çeşit vardır. Bilinçli kişilerce toplanması daha faydalı olur. 

KAÇ ÇEŞİT TÜKETİLEBİLEN MANTAR VARDIR?

KAVAK MANTARI

Nadir bulunan ancak besleyici yönü fazla olan mantar türüdür. Rengi kahverengi ve gridir. Balık ve et yemekleriyle beraber sos yapılıp tüketilebilir.

ŞİTAKE MANTAR

Uzakdoğu ülkelerinde yaygın olarak tüketilen şitake mantarı, sebzelerle beraber harmanlanır pilav üstü tüketilir. Bunun dışında makarna üstü yapılan soslarda da kullanılır.

PORTOBELLO MANTARI 

Çok geniş bir şapkası olduğundan tüketilebilen yeri fazladır. Bu mantar türü genellikle fırında ya da ızgarada tercih edilir. Tadı da vitamin değerleri de kırmızı etle aynıdır.

 DÜĞME MANTARI 

Tüketimi en yaygın olan mantar türüdür. Rengi beyazdır. Kolay bulunur. Ancak zehirli olan mantarlara benzediğinden bilinçli kişilerce toplanılmalıdır. 

MANTARIN FAYDALARI NELERDİR?

Havuç, domates, kabak, yeşil fasulye, yeşil ve kırmızı biber gibi besinler D vitamini bakımından oldukça zengindir. Bu besinler vücuda ek vitamin takviyesi olarak alınır. Yapılan araştırmalarda ise Güneşten sonra doğa da en çok D vitaminin bulunduğu besin ise mantar odluğu tespit edilmiştir. D vitamini eksik olan vücutta saç dökülmesi, bağışıklık hastalıkları yaygın olarak görülür. Mantar bu belirtilerin azaltmasında etkilidir. 

Antioksidan bakımından da zengin olan mantar vücudun direncini artırdığından hastalılara yakalanma oranını azaltır. Karaciğer, akciğer ve bağırsaklardaki toksinleri temizleyerek vücuttan atar. Aynı zamanda selenyum bakımından da zengin olan bu besin kanserli hücrelerin oluşumunu azaltarak vücudun genç hücre sayısını artırır. 

Yapılan bir başka araştırmada ortadan ikiye bölünerek güneş bırakılan mantarın D vitamini değerlerini artırdığı gözlemlenmiştir. 

Yüksek lif oranına sahip olduğundan kandaki şeker seviyesini dengeler. Aynı zamanda sindirimi kolaylaştırır. Bu bakımdan diyet listelerinde ilk sıralarda yer alır. Fırında pişirilmiş bir tabak mantar 3 gram life sahiptir. Bu lif aynı zamanda metabolik sendrom riskini azaltır.

C vitamini bakımından zengin olan mantar, kan akışını dengelediğinden yüksek tansiyon riskini azaltarak kalp ve beyin sağlığını korur.

MANTAR NASIL SAKLANIR?

Hızlı bozulan besinler arasında yer aldığından toplandıktan hemen sonra tüketilmediğinde bazı yöntemlerle saklananılabilir. Mevsiminde toplanılan mantarlar hemen dolap poşetlerine konulup kaldırılabilir. Bunun yanı sıra konservesi yapılabilir. Ya da mantarlar bir kavanoza konulup üzerine tuzlu su konulup saklanılabilir. Son olarak ise kurutulup muhafaza edilebilir. Ancak mantarlar kesinlikle yüksek ısı görmemeli. Aksi halde içerdiği tüm proteini kaybedebilir.

Sıklıkla kadınlarda görülen koltuk altı ağrılarının ne gibi hastalıklara işaret ettiğini biliyor musunuz? İnsan vücudunun en hassas noktalarından biri olan koltuk altı hakkından bilmeniz gerekenleri sizler için derledik. Peki koltuk altı ağrısı neden olur? Koltuk altı ağrısı hangi hastalıkları işaret eder? Birçok hastalığın habercisi olan koltuk ağrısı aynı zamanda birçok yanlış durumdan dolayı da yaşanabilir. Haberin detayında tüm bu sorunları ayrıntısı ile bulabilirsiniz.

Gövdenin ve kolun buluştuğu noktaya koltuk altı denir. Bu bölümde vücudun bazı yerlerinde olduğu gibi ter bezleri bulunur. Bu bezler sayesinde vücuttaki fazla toksinler çıkar. Aynı zamanda bu bölgede kıllanma da görülür. Kas zedelenmesi ya da kanser belirtisi gibi hastalıkların kendini ele verdiği noktada burasıdır. Vücudumuzda en hassas yer olan koltuk altında ortaya çıkan ağrılar bazı hastalıkların en belirgin belirtisidir. Burada ortaya çıkan ağrı, göğüse, sırta, boğaza ve kol uyuşmasına kadar vurabilir. 

KOLTUK ALTI AĞRISI NEDEN OLUR?

Koltuk altında bulunan lenf bezlerinin enfeksiyon kapması sonucu şişmesi koltuk altı ağrısına neden olur. Bunun yanı sıra yanlış tıraşlama, yeteri kadar temizlenmemesi, kimyasal içeren parfümler ve hastalıklara bağlı gelişen aşırı terleme de koltuk altı ağrısına davetiye çıkarır. Dengesiz ağır kaldırmak, egzersiz yaparak koltuk altından geçen kas ve sinirlerin deforme olması da ağrıların yaşanmasına sebep olur. Ancak ağrılar bu kadar hafife alınmamalı aksi halde gelişen meme kanseri ya da lenfome kanseri için geç olabilir. Bu yüzden uzmanlar ağrılar hissedilir hissedilmez bir doktora görünmekte fayda olduğunu vurguluyor. 

KOLTUK ALTI AĞRILARI HANGİ HASTALIKLARI İŞARET EDER?

Ağrıya neden olan en yaygın neden lenf bezlerinin şişmesidir. Bu bez koltuk altından göğüse kadar olan alanı kaplar. Darbeye duyarlı bu bez hemen şişer ve şiddetli ağrıya neden olur. Bu bezin şişmesine enfeksiyon ve bakteriler yol açar. Erken müdahale edilmediğinde kansere bile davetiye çıkarır.

Bir diğer neden ise kas gerilmesidir. Bu durum genellikle sporcularda görülür. Ani hareket sonucu koltuk altındaki hassas kaslar hasar alınca ciddi koltuk ağrılarına neden olur. Kasın hasar aldığı noktada genellikle iltihaplanma ortaya çıkar. 

Kozmetik ürünlerin içerisindeki bazı maddeler kişilerde alerjiye neden olur. Bu reaksiyon şişme, kızarıklık, dökülme ve ağrı gibi belirtilerle kendini gösterir. Uzmanlar bu konu hakkında ciddi uyarılarda bulunur. Bu yüzden kişilerin alerji testleri yapması konusunda önerilerde bulunur.

Halk arasında da bilinen koltuk altı ağrısının kalp hastalıklarına işaret ettiği bir gerçektir. Kalbe yeterli oranda kan ulaşamadığında ortaya çıkan yorgunluk, baş dönmesi, aşırı terleme, göğüs ve koltuk ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir.

Kollarda oluşan sürekli uyuşma ya da ağrı gibi durumlar stres ve depresyon gibi ruhsal hastalıklarında belirtisidir. Bu gibi rahatsızlıklar esnasında koltuk altında uzun süreli ağrılar yaşanır.

Koltuk altındaki kitle, şişlik ya da ağrı meme kanseri olma riskini göstermez. Ancak bu gibi durumlarda mamografi çekme oldukça fayda sağlar. Özellikle erken dönem kanser teşhisi için etkilidir. Bunun dışında ise adet dönemlerinde hormonal bozukluklara bağlıda şişme ve ağrı ortaya çıkar. 

Midede yaşanan reflü gibi rahatsızlıklar nedeniyle artan mide asidi, vücut kaslarında şiddetli kasılmalara neden olur. En hassas bölgelerden biri olan koltuk altıda bu durum sonucunda yaşanır.

Sakız ağacından elde edilen damla sakızın insan sağlığına faydası olduğunu biliyor muydunuz? Türk ve Yunan mutfağında sıklıkla tüketilen damla sakızı aynı zamanda ilaç sanayinde de kullanılır. İçerdiği aromatik tat sayesinde hoş bir kokuya sahip olan damla sakızı hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki damla sakızının faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Damla sakızı nasıl kullanılır? Haberin detayında damla sakızına dair her şeyi bulabilirsiniz.

Dalma sakızı ülkemizde Ege bölgesinde yetişen sakız ağaçlarından elde edilir. Asıl yeri ise Sakız Adası olan bu madde kaygan ve dokunulduğunda yapışan bir yapıya sahiptir. Orta çağda köylüler tarafından keşfedilen zamanla ise her alanda kullanılan damla sakızı ilk kez tıbbi ilaç olarak kullanılmıştır. Kokusu ve tadı keşfedilen sakız yiyeceklerin içerisine de konulmaya başlamıştır. Sakız ağacının gövdesinin kendiliğinden ürettiği önce sıvı olarak daha sonra hava ile temas edince katılaşan bu maddenin Sakız Adası’nda yetiştiğinden dolayı sakız denilmiştir. Bir dönem ağır tahribatlara uğrayan ağaçlar koruma altına alınmıştır. Ağızda çiğnenebilen sakız mat parlak bir renge sahiptir. Sakız çözücü ve ferahlatıcı maddeler bakımından zengindir. Ayrıca doğadaki en kuvvetli antiseptik içeriğe olan sakız enfeksiyonla mücadelede birebir etkilidir. Türk mutfağında kahve ve tatlı yapımında ham madde olarak kullanılan damla sakızından aynı zamanda sabun da yapılır. Birçok hastalığa iyi gelen damla sakızı aktarlarda satılır.

DAMLA SAKIZI NASIL KULLANILIR?

Türk kahvesinin yapımında kullanılır. Acıyı azaltarak aromalı bir tat verir. Aynı zamanda kahvenin kalp rahatsızlıklarına olan olumsuz etkisini kırar. 

Ağızda çiğnenerek kullanıldığında ise ağız içindeki enfeksiyonu azaltır. Dişlerin beyazlamasını sağlar. Diş yüzeyinin sararmasını engeller.

Damla sakızının ham maddesi olan şampuanlar ise saç dökülmesin azaltır. Parlak ve canlı bir görünüm kazandırır.

Damla sakızının yağı kalp ve akciğer hastalıklarının oranını azaltmada etkilidir.

DAMLA SAKIZININ FAYDALARI NELERDİR?

Çözücü madde sayesinde mide de yaşanan reflü ve ülser gibi hastalıklara iyi gelir. Mide bulantısı ya da mide yanması sırasında sakız olarak çiğnenerek tükürüğe karışır. Tükürükle yemek borusundan geçer mideye iner buradaki deforme olmuş durumları kısa sürede çözer. Tüm sindirim için mucize bir besindir. 

Aynı zamanda yemek sonrası yaşanan hazımsızlık gibi sindirim sorunlarına iyi gelir. Kusma ve bulantıyı kesen damla sakızı, mide asidini düzenler. Özellikle mide duvarının hasar almasının önüne geçer.

Toz halindeki damla sakızını bal ile karıştırarak tüketildiğinde solunum hastalıklarının yaşanma riskini azaltır. Özellikle enfeksiyon kapmış boğazı ve akciğeri temizler. Balgam söktürücü etkisi ile boğazdaki enfeksiyonu atar. Akciğer kanseri riskini azaltır.

Yüz felci ya da çene kasılmaları içinde doğal tedavi olarak kullanılır. Sert bir halde çiğnendiğinde baştaki tüm kasların aynı oranda çalışmasını sağlar. Sinirleri rahatlatır. Bazı uzmanlar baş ağrısı, stres ve depresyon gibi durumlarda da bu sert yapının çiğnenmesinin etkili olacağını vurguluyor. 

Mide ya da ağzı içindeki olumsuz sorunlar nedeniyle ağız kokusu ortaya çıkar. Bu sorunu götürecek en doğal yöntemlerden biri damla sakızıdır. Antiseptik etkisi sayesinde dişlerdeki mikrop oranını azaltır. Adeta bir diş fırçası ve macunu görevini aynı anda yapar. Ağız kokusunu önler dişleri beyazlatır.

Yapılan araştırmada damla sakızının kısırlık tedavisinde de etkili olduğu ortaya çıkarılmıştır. Vücuttaki tüm toksinleri idrar yolu ile atma özelliği olan damla sakızını çocukların çiğnememesi tavsiye edilir. Ayrıca bir uzmana danışılmadan sert olarak tüketilmemelidir.

Sert bir yapısı olan damla sakızının çene ve yüz kaslarını geliştirir. Damla sakızı uçak sonrası yaşanan kulak basıncı için ise doğal tedavi yöntemi olur.

Soğuk gördükçe katılaşan ancak normalde katran gibi yapışkan ve sıvı olan mumiyo Himalaya dağlarında bulunur. Bazı araştırmacılara göre bitki kökenli olduğu söylenen mumiyo yüzyıllardır Uzakdoğu ülkelerinde alternatif tıpta kullanılır. Peki Mumiyo taşı nedir? Mumiyonun faydaları nelerdir? Mumiyo nasıl kullanılır? Sindirime iyi gelen mumiyo hakkında merak edilenleri haberin detayında bulabilirsiniz.

3 bin yıllık bir geçmişe sahip olan mumiyo maddesi Uzakdoğu’dan Ortadoğu’ya kadar birçok ülkede bitkisel tıpta kullanılmıştır. Dağların yüksek kesimlerinde ve mağaraların içerisinde bulunan bu madde koyu kahve ve siyah tortuldur. Dağdaki bitkilerin zamanla doğal oluşumlara uğrayarak sertleşmesi ile meydana gelir. Toprak, taş ve yağmurda bulunan vitamin ve minerallerin bulunduğu bu madde birçok hastalığa iyi gelir. En eski çağlarda kemik, eklem, romatizma ve diş hastalıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde bu maddeden diş macunu ve krem yapılır. 85′ den fazla mineral, amino asitler, A, B, C ve P vitaminleri bulunur. Ayrıca kobalt, bakır, nikel, demir, çinko, manganez, krom, sodyum, potasyum, magnezyum, kadmiyum, bizmut, molibden gibi elementler de içermektedir.

MUMİYONUN FAYDALARI NELERDİR?

 Kalsiyum içerdiğinden hasara uğramış kemiğin dokularını yeniler. Özellikle kırılmış kemiklerin daha çabuk yanmasına yardımcı olur. Kemik erimesi gibi rahatsızlıkları ortadan kaldırır.

Bağışıklığı yenileyen güçlü bir etkiye sahip olan bu madde aynı zamanda beyin fonksiyonlarının sağlığını da koruyarak stres, unutkanlık,depresyon gibi ruhsal hastalıkların yanı sıra dikkat eksikliği gibi rahatsızlıklara da iyi gelir. Gümüş içerdiğinden antimikrobiyal etki gösterir. 

Metabolizmanın hasara uğramış hücrelerini harekete geçirerek vücutta oluşan lezyonların daha hızlı iyileşmesini sağlar. 

Özellikle karaciğerin toksinlenmesini engelleyerek cilt sağlığını destekler. Nikol bakımından zengin olan mumiyo yağ metabolizmasının hızla çalışmasını sağlarken hormonları dengeler. Sentezlenmesi gereken hücrelere destek verir. 

Yanık, tahriş ve yara izlerinin hızla iyileşmesine yardımcı olur. Glutamik asit içeren mucize taş hücrelerin yenilenme hızını artırır. Deformeye uğramış bölgelerin DNA sentezini artırır. Ayrıca dokunun proteinini artırarak daha sağlıklı büyümesine yardımcı olur.

Diş sararması ve diş enfeksiyonları gibi hastalıkları ortadan kaldırarak ağız sağlığını korur. Ilık suyun içerisine atılıp gargara olarak kullanılmasının yanı sıra diş fırçası yardımıyla da diş yüzeyini çizmeden beyazlatır. Ağız kokusunu giderir.

Yapılan araştırmalarda bağışıklığı güçlendirdiği için kanserli hücrelerin oluşumunu da engellediği ortaya çıkarılmıştır. Kan hücrelerini artırmada fayda sağlayan demir maddesi bakımından zengin olan mumiyo düşük kan seviyesini artırır. Ayrıca demir maddesinin vücutta emilimini hızlandırıp atmadan kana eklemesini sağlar.

Son yıllarda bu maddeden elde edilen maske ise cildi yenileyerek yaşlanmasını önler. Cilt hücrelerinin fonksiyonlarını artırıp kırışıklık ve sivilce gibi rahatsızlıkların yaşanmasının önüne geçer. 

Genellikle üst solunum yolları hastalıkları ile yaşanan öksürük hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Yaşam kalitesini düşüren öksürüğün altında aslında birçok hastalığın yattığını biliyor muydunuz? Peki öksürük neden olur? Öksürük nasıl geçer? Öksürüğe neden olan hastalıklar nelerdir? Tüm sorunların yanıtı haberin detayında…

Solunum yolları ya da boğazda yaşanan herhangi bir deformasyon nedeniyle yaşanan duruma öksürük denir. Genellikle hastalık olarak görüle öksürük aslında solunum yollarını korur. Öksürük iki farklı nedenden dolayı ortaya çıkar. Balgamın geldiği öksürük kronik kabul edilir. Bu durum üç haftadan fazla sürer. Nezle, sinüzit, farenjit ve akciğere yabancı bir cismin kaçması ile oluşur. Kuru öksürükte ise balgam meydana gelmez Bazı uzmanlara göre öksürük psikolojik nedenlerden ötürüde yaşanabilir. Bunların dışında kronik kulak hastalığı, uzun süreli kullanılan ilaçlar ve sigara gibi kötü alışkanlıklar da neden olabilir. Süresi ve şekli öksürüğün ortaya çıkma nedenine işarettir. 

ÖKSÜRÜĞE NEDEN OLAN HASTALIKLA NELERDİR?

– Sigara nikotin bakımından zengin olduğundan akciğerlerdeki hava süzmelerini kapatmaya neden olur. Bu da akciğerde bakterilerin ve mikropların birikmesine zemin hazırlar.Balgamın oluşmasına neden olan bu ortam öksürüğün yaşanmasını sağlar. Böylece vücut rahatsızlıkla oluşan balgamı öksürük yoluyla atar.

– Mide asidinin artması ve kaslarının düzgün çalışmamasıyla oluşan reflü yemek borusundan ağza kadar gelmesine neden olur. Bu acı ve yanma nedeniyle öksürme başlar.

– Mevsimsel geçişlerden dolayı genizde iltihap birikir. Bu iltihabı artmak için refleks olarak öksürüğe neden olur. Ancak uzun süreli öksürme boğaz tahrişine ve ses tellerinde hasar oluşturur. Aynı zamanda öksürme ile iltihabın kulağa ve sinüs kanallarına yerleşme durumu olur.

– Uzun süreli kronik öksürükler ise akciğer kanserineişaret olabilir. Yani akciğer kanseri öksürüğe zemin hazırlayan hastalıklar arasında yer alır. Aynı zamanda koah ve astımda öksürüğün yaşanmasını sağlar.

– Yapılan bazı araştırmalarda ilaçlar inatçı öksürüğe neden olur. Psikolojik durumlarda da vücutta iki tip öksürme yaşanır. Biri alışkanlık diğeri ise tik olarak bilinir. Kendiliğinden ortaya çıkar. Uyku sırasında görülmez.

– Öksürüğün yaşanmasına neden olan en sık durum ise alerjidir.Alerjik rinit, alerjik bronşiyal, atopik dermatit ve besinler öksürüğe zemin hazırlar.

ÖKSÜRÜK NASIL GEÇER?

Uzun süreli öksürüklerde mutlaka bir uzmana danışılması gerekiyor. Çünkü öksürüğe neden olan bir çok hastalık vardır. Bu yüzden öncelikle öksürüğe neyin neden olduğu tespit edilir. Tedavi süreci ona göre başlar. Normal mevsim geçişlerin iltihaplanma gibi hastalıklar durumunda evde doğal yollarla tedavi edilir. Bunun dışındaki durumlarda boğaz tahribatının artmaması için bir uzmana görülmesinde fayda var. Öksürüğü önlemek için;

– Tozlu ve kirli kapalı ortamlarda uzak durmak gerekir.

– Düzenli spor ve yürüyüş yapmak ciğerleri temizler.

– Kafein ve nikotinden uzak durmak.

– C vitamini tüketimini artırmak düzenli ve dengeli beslenme

– Gün içinde 3 litre su tüketmek ancak su kesinlikle soğuk olmamalı

– Elma ve ayva kabuklarının içine bir tatlı kaşığı ıhlamur ekleyerek iyice kaynatın. Bu karışımı önceden sıkılmış yarım bardak limon suyuna ekleyip tüketin. 

– Kuru yasemin çiçeği, iki diş karanfil, bir çay kaşığı zencefil ve portakal kabuklarını kaynatın. 10 dakika kaynattıktan sonra süzüp içine bal ya

Yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan safra çiçeğinin faydalarını hiç duydunuz mu? Birçok hastalığa şifa kaynağı olan bu çiçeğin inanılmaz faydalarını sizler için derledik. Karaciğeri temizlemede etkili olan ve kraliçe çiçek olarak geçen safran hakkında merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz. Peki safran çiçeğinin faydaları nelerdir? Safran çayı nasıl yapılır?

Dünyanın en pahalı ama bir o kadarda şifalı çiçeği safranın sağlığımıza birçok faydası vardır. Kurutularak tüketilen bu bitki yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılmıştır. Osmanlı dönemindeki kadınların güzellik amaçlı kullandıkları bu bitkiye aynı zamanda kraliçe çiçek denir. Süsengiller ailesine ait olan safran diğer çiçeklerin aksine sonbaharda açıyor. Soğanlı bir cinsi olan safran kurutulup baharat olarak kullanılırdı. Mor yaprakları olan çiçek gıda boyası ve tatlandırıcı olarak da tüketilir. İspanya’da üretilmeye başlayan safran çiçeği, Fransa, İtalya, İran ve Türkiye’de de yetiştiriciliği yapılıyor. Ancak safranın anavatanı Güneybatı Asya topraklarıdır. Yaz aylarında toprak altında yetişen bitki sonbahara aylarında toprak üstüne doğru çıkıyor. İçeriğinde boya verici maddeler olan safranın üreticiliği bu yüzden önemlidir. Yağmur artıkça toprak altından çıkma sayısı artar. Uçucu yağ içeren safran geleneksel tedavi yönteminde kullanılan güçlü bir doğal çiçektir. 

SAFRAN ÇİÇEĞİNİN FAYDALARI NELERDİR?

– Tüketilen besinler çevresel etki ve sağlıksız yaşam tarzı gün geçtikçe kanser hastalıklarına yakalanma riskin i artırır. Ancak safran çiçeği içerdiği antikanseroen maddeler bağışıklıktaki antikorları artırarak hücrelerin mutasyona uğramasını önler. Aynı zamanda sinir sistemini yeiler.

Yapılan araştırmalarda safran çiçeğini düzenli tüketen kişilerin kilo verdikleri gözlemlenmiştir. Aynı zamanda obeziteyi engelleyen en etkili alternatif bitkilerden biri olan safra kesesi antioksidan maddeler sayesinde vücudu yağlanmaya neden olan bakterilerden arındırır.

Bazı besinlerin ve duygu durumlarının ortaya çıkardığı sinir hastalıklarına da iyi gelen bu çiçek günde bir bardak çay olarak tüketildiğinde hem iştah açar hem de stresi azaltır.

Karaciğerde bazı besin ve diş faktörlerden kaynaklı ortaya çıkan yağlanmayı tedavi eder. Bu durum aynı zamanda cilt hastalıklarına da iyi gelir. Karaciğer kaynaklı yaşanan; sivilce ve akne gibi problemlerin yaşanma ihtimalini neredeyse sıfırlar. Bunun yanı sıra 250 gram safran çiçeğini, bir diş sarımsağı ve 3 yemek kaşığı zeytin yağını iyice ezin daha sonra bu karışımı temiz yüzünüze sürün. 30 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayınız. Bu karışım ciltteki yağlanmayı engeller ve gözenekleri sıkılaştırır.

Yaş ilerledikçe gözümüzdeki sarı nokta da güçsüzleşir. Bu da görme bozukluklarına neden olur. Ancak haftada bir de olsa düzenli tüketilen safran çayı göz rahatsızlıkalrı riskini azaltır.

Karaciğeri temizlediği gibi kandaki zararlı hücreleri de temizleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltır. Safran çiçeği kalp kaslarını kuvvetlendirerek kalp hastalıklarına yakalanma oranını düşürür.

SAFRAN ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kaynatılmış suyun içerisine 500 gram kurtulmuş safranı ekleyin 30 dakika boyunca bekleyin. Daha sonra süzgeçten geçirip tüketebilirsiniz. 

Şiddetli karın ağrısına neden olan gaz sıkışmasının neden olduğunu biliyor musunuz? Beraberinde sindirim hastalıklarını da getiren gaz sıkışması özellikle yaşam kalitesini düşürür. Peki gaz sıkışmasına ne iyi gelir? Gaz sıkışmasının belirtileri nelerdir? Gaz sıkışmasına ne iyi gelir? Sizler için gaz sıkışmasına dair her şeyi araştırdık.

Gaz sancısı yemek yerken havada olan bakterilerin mide ve bağırsaklara yerleşmesi ile oluşur. Bu durum normal sindirim dolaşımında meydana gelen bir faktördür ancak havanın atılmaması durumunda burada birikir ve sıkışır bu da şiddetli sancılarla kendini belli eder. Her yaşta her cinste görülür. Gaz sıkışması çok fazla ciddiye alınmayan bir rahatsızlıktır. Ancak gaz vücuttan atılmadığında ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Utanç verici olarak bakılan bu durum aslında sağlık açısından oldukça faydalıdır. Gaz çıkarmayan kişilerde sindirim hastalıkları meydana gelir. Ayrıca bu gaz kramplara ve şiddetli kasılmalara neden olur.

GAZ SIKIŞMASININ NEDENLERİ NELERDİR?

Karbonhidrat ve yağlı yiyeceklere bağlı gelişen bağırsakların yavaşlaması ile ortaya çıkan kabızlık gaz sıkışmasına neden olan temel faktördür. 

Bazı besinlere karşı hassasiyet gösteren mide ve bağırsaklar hazımsızlık sorunu yaşar. Bu durum sonucunda sindirim sistemi rahat hareket edemez.

Özellikle hızlı yemek yiyenler hava alışverişini vücudun ihtiyacından fazla yaparlar. Böylece vücutta fazla hava birikir. Bu hava da gaz oluşumuna neden olur.

Kuru fasulye, lahana, soğan, karnabahar, enginar, mercimek, kuru üzüm, brokoli, soğan, erik kurusu ve elma bu besinlerde fazla karbonhidrat olduğundan fazla gaza neden olur. Ayrıca patates, makarna ve pirinç gibi yiyeceklerde tekrardan ısıtılınca gaz oluşumunu artırır. 

Huzursuz bağırsak sendromu ve bağırsak iltihaplanması dışkılama sistemini olumsuz etkiler. Bu gibi durumlarda içeride biriken gaz rahat hareket edemediğinden sıkışır. Bu rahatsızlıklara; bulantı, halsizlik ve yüksek ateş gibi durumlar eşlik eder.

Regl döneminde rahim de oluşan kasılma ve sancılar alt karını olumsuz etkilediğinden burada gaz birikmesi daha kolay olur. 

GAZ SANCISININ BELİRTİLERİ?

Dışkılama da zorlanma ve ağır koku

Şiddetli karın ağrısı ve kasılma

Kasılmalara bağlı gelişen nefes alıp vermede zorluk çekme

Kaslarda ağrı

Terleme ve mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterir.

GAZ SIKIŞMASI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Belirtiler sonrası bir uzmana görünmekte fayda var. Uzmanlar ilk belirtilerde ve hafif ilerleyen gaz sıkışmasında genellikle ilaç tedavisi uygular. Aynı zamanda alerjik testi yapılır. Bazı besinlere karşı hassas olan kişilere özel diyet programı hazırlanır. Ayrıca daha yavaş ve tane tane yemek yenilmesi önerilir. 

GAZ SIKIŞMASINA NE İYİ GELİR?

Zencefil içerdiği gingerol maddesi sayesinde gaz sıkışmasına neden olan hazımsızlık ve mide nezlesine iyi gelir. Gaz sıkışması yaşayan kişi yemekten önce bir bardak zencefil çayı tüketmelidir. 

Yatıştırıcı özelliği olan papatya, gaz sıkışmasını önleyerek rahat bir dışkılama sağlar. Ayrıca papatya sadece gaz sıkışmasına değil depresyon ve strese de iyi gelir.

Kimyon tohumu çiğnendiğinde ağız içerisinden mideye kadar olan yerlerde biriken bakterileri temizler. Böylece gaz sıkışmasını önler. Özellikle sık sık gaz sıkışması yaşayan kişiler yemeklerden sonra bu yöntemi uygulamasında fayda var. 

1 tatlı kaşığı kabartma tozu ile bir bardak ılık suyu karıştırın.Günde bir bardak tüketin. Sancıya ve gaz sıkışmasına sebep olan midedeki fazla asidin azalmasında yardımcı olur.

Gaz sıkışması sırasında yavaş yavaş bir bardak ılık su içerek, sancının olduğu yere masaj yapınız.

Gaz sıkışmasını sık sık yaşıyorsanız. Dar giyinmekten kaçınınız. 

Muskatın mutfaklarımızda pek yeri olmazsa da aslında soslara eklenen oldukça lezzetli bir besindir. Tropik ağaçlarda yetişen muskat Uzakdoğu ülkelerinde sıklıkla kullanılır. Özellikle alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılan muskatın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki muskatın faydaları nelerdir? Muskat hangi hastalıklara iyi gelir? Nasıl kullanılır? Haberin detayında muskata dair merak edilen her şeyi bulabilirsin.

Hint cevizi olarak da bilinen muskat portakal ağacına benzer bir cinsteki ağaçta yetişir. Hindistancevizi ile herhangi bir akrabalığı ve benzerliği yoktur. Karayipler’de yetişen bu besinin tohumları baharat olarak kullanılır. Tohumların içinde uçucu yağ ve rezin bulunur. Etli kısmı yoğun tatlı olan muskatın koyu bir rengi olduğundan yemeklere çok az miktarda konulur. Özellikle Endonezyalılar muskatın etli kısmı ile palmiye şekerini karıştırıp güneşte kurutarak tüketiyorlar. Aşırı tatlı bir tadı var. Bu yüzden şeker hastalarına asla tavsiye edilmez. İştah açıcı özelliği olan muskat, Hindistanda tohumu öğütülerek tüketilir. Avrupa’da ise daha çok et ve patates yemeklerinde tatlandırıcı olarak eklenir. Japonya’da köri sosunun içine eklenir. Sütle beraber alındığında sin,r sistemini deforme eder. Kişinin baygınlığına neden olabilir. Uzmanlar bu baharatın kesinlikle yüksek dozda tüketilmesini tavsiye etmez. Bağırsaklarda gaz salınımını artırır. 

MUSKATIN FAYDALARI NELERDİR?

Yemeklerden sonra sıklıkla hazımsızlık yaşayan kişiler için adeta doğal ilaç görevini görür. Besleyici yapısı vardır. Yüksek dozda tüketilmedikçe bağırsak hareketlerini kolaylaştırır.

Rahat gaz çıkartmayan kişilerin rahatlamasını sağlar. Ancak uzmanlar fazla abartılmadan tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Çocuklarda ve depresyon döneminde olan kişilerde yaygın olarak görülen iştahsızlık problemine doğal çözümdür.

Yüksek dozda tüketilmedikçe sinirleri yatıştırmada etkilidir. Sıklıkla stres ve depresyon gibi ruhsal durumlar yaşayan kişilerin bir çay kaşının ucu kadar yemeklerine katmaları faydalı olur. 

Tatlı ve aromatik bir tadı olduğundan tükürükteki hücrelerin kokmasını sağlar. Bu da ağzı kokan kişiler için doğal bir çözümdür. 

Adet dönemlerindeki kasık sancılarına adet kanamaları sırasındaki yüksek ağrıları dindirmede de etkilidir.

C vitamini bakımından zengin olduğundan antioksidan özelliği bulunana muskat bağışıklık sistemini temizler. Serbest radikalli hücrelerin atılmasında etkili olur. İdrar yolu ile tüm toksinleri atar. 

Özellikle kış aylarında antiseptik özelliği sayesinde grip ve soğuk algınlığına karşı vücudun direncini artırır. 

Bulantı ve kusma şikayeti olan kişilerin kısa zamanda bu rahatsızlıklarından kurtulmalarını sağlayan doğal ilaçtır.

Uzmanlar çocuk yapmak isteyen genç çiftlerin tüketmesini tavsiye eder. Hamile kalma olasılığını yükseltir. 

MUSKAT NASIL KULLANILIR?

En çok baharat olarak kullanılan muskat, kremi ve çayı da yapılır. Mutfaklardaki yerini almaya başlayan muskat, sos, kurabiye ve yemeklerin ham maddesidir. Değişik tadı olan muskatı diyette olanlar salatalarına ekleyebilir. Muskat vücudun direncini ve enerjisini artırarak diyetin daha sağlıklı geçmesini destekler. 

Mevsim geçişlerinde ve tozlu ortamlarda sürekli hapşırıp öksürüyorsanız dikkat sizde de alerji olabilir. Peki alerji nedir? Alerjik rinit belirtileri nelerdir? Kaç çeşit alerji vardır? Çevresel faktörlerden sıklıkla etkilenen alerjik reaksiyon durumları hakkında merak edilen her şeyi sizler için araştırdık. Haberin detayında alerji hakkındaki tüm soruları bulabilirsiniz.

Toz, besin, polen, hayvan tüyleri ve solunumla alınan maddelere kaşı vücudun korumaya geçtiği duruma alerji denir. Hemen hemen her yaş grubunda ve cinsiyette ortaya çıkan alerji farklı belirtilerle ortaya çıkar. Alerji kelimesi latinceden dilimize geçmiştir. Tıpta bu rahatsızlığa vücudumuza izinsiz giren maddelere karşı oluşturduğu ciddi olmayan bir rahatsızlık olarak adlandırılır. Ancak bünyeden bünyeye bu durum değişir. Vücuda alına  maddelere karşı bağışıklık aşırı antikor ürettiğinden ilk olarak vücut ısısında değişim görülür. En sık karşılaşılan alerjiler ise polen ve ev alerjileridir. Polen durumu genellikle mevsim geçişlerinde artar. Polen alerjisi nisan ayından yaz aylarının sonuna kadar yaşanır. Ev alerjileri ise; kimyasal temizlik malzemeleri, toz, gıda ve hayvan tüylerinden kaynaklı yaşanır. 

ALERJİK RİNİT NEDİR? ALERJİK RİNİT KİMLERDE GÖRÜLÜR? ALERJİK RİNİT BELİRTİLERİ NELERDİR?

Nezle ve grip benzeri belirtilerle kendini gösteren alerjik rinitte kişinin bağışıklığı düşmez. Dirençli gibi görünse de hapşırma, öksürme ve geniz akıntısı gibi durumlar yaşar. Alerjik rinitte ateşlenme olmaz. Ateşlenme nezlede olur. Yüksek ateş ise gripte ortaya çıkar. Alerjik rinitte ateşlenme dışında diğerleri hepsi yaşanır. Alerjik rinit genetiksel bir hastalıktır. Kişinin aile öyküsünde bulunan alerjik reaksiyonlar, alerjik rinit yaşama olasılığını artırır. Alerjik rinit şiddetine göre ayrılır. Kimisinde orta düzeyde geçerken kimisinde ise şiddetli ağrılara neden olur. Şiddetli olarak geçen rinitte kişinin yaşam kalitesi düşer. Sosyal aktivite yapamayacak kadar kendini yorgun hisseder. Ayrıca alerjik rinit, mevsimsel ve yıl olarak değişir. Mevsimsel yaşanan alerjik rinitler genellikle coğrafya ve iklime bağlı gelişir. Yıl boyu süren ise toz, mantar ve hayvanlardan kaynaklıdır. Hapşırma, iştah kaybı, öksürme, burun akıntısı, geniz akıntısı,gözlerde sulanma, baş ağrısı, eklem ağrısı ve göğüs ağrıları gibi belirtilerle kendini gösterir. 

ALERJİK RİNİTİ OLANLAR İÇİN KORUNMA YOLLARI NELERDİR?

Toz ve polen gibi maddelerden etkilenmemek için maske ile dolaşmak

Bulundukları ortamın sürekli hava akımını değiştirmek ve hijyenik tutma

Uyuduğu ortamı sürekli havalandırma, yatakları kokusuz maddelerle 3 günde bir yıkamak

Temizlik sırasında maske ile dolaşmak

Düzenli meyve, süt tüketerek sağlıklı beslenme ve tempolu yürüyüşlerle yapmak hastalığa iyi gelir. 

ALERJİK RİNİT TANISI NASIL KONULUR? TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Görülen belirtiler ardından bir uzmana başvurmak gerekir. Muayene sırasında uzman doktor mukoz örneği alır. Kişinin ateşi ölçülür. Kan testi ile vücuttaki enfeksiyon seviyesi ölçülür. Buna göre alerjik rinit mi, grip mi, nezle mi olduğu ayırt edilir. Burun etindeki büyüklüğe bakılır. Burun eti genellikle alerjik durumlarda yaşanır. Alerji testi yapılmaz. Herhangi bir şeye karşı olan alerjik durum ile alerjik rinit aynı rahatsızlık değildir. Bu tetkikler sonucunda uzman doktor tanıyı koyar. Daha sonra kişinin kortizona karşı yan etkisi olabileceğinden ilaç tedavisinden önce doğal yollar önerilir. Doğal çaylar bu durumda en çok tavsiye edilen tedavi yöntemidir. Alerjik rinit zamanında tedavi edilmediğinde astıma dönüşebilir. Bu yüzden uzmanlar kişinin temiz oksijen alışverişinde bulunmasını tavsiye eder. Akıntının azaltılması için sprey önerilir. Sinüs kanallarının temizlenmesi de bu spreyler sayesinde yapılır. 

Muskatın mutfaklarımızda pek yeri olmazsa da aslında soslara eklenen oldukça lezzetli bir besindir. Tropik ağaçlarda yetişen muskat Uzakdoğu ülkelerinde sıklıkla kullanılır. Özellikle alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılan muskatın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki muskatın faydaları nelerdir? Muskat hangi hastalıklara iyi gelir? Nasıl kullanılır? Haberin detayında muskata dair merak edilen her şeyi bulabilirsin.

Hint cevizi olarak da bilinen muskat portakal ağacına benzer bir cinsteki ağaçta yetişir. Hindistancevizi ile herhangi bir akrabalığı ve benzerliği yoktur. Karayipler’de yetişen bu besinin tohumları baharat olarak kullanılır. Tohumların içinde uçucu yağ ve rezin bulunur. Etli kısmı yoğun tatlı olan muskatın koyu bir rengi olduğundan yemeklere çok az miktarda konulur. Özellikle Endonezyalılar muskatın etli kısmı ile palmiye şekerini karıştırıp güneşte kurutarak tüketiyorlar. Aşırı tatlı bir tadı var. Bu yüzden şeker hastalarına asla tavsiye edilmez. İştah açıcı özelliği olan muskat, Hindistanda tohumu öğütülerek tüketilir. Avrupa’da ise daha çok et ve patates yemeklerinde tatlandırıcı olarak eklenir. Japonya’da köri sosunun içine eklenir. Sütle beraber alındığında sin,r sistemini deforme eder. Kişinin baygınlığına neden olabilir. Uzmanlar bu baharatın kesinlikle yüksek dozda tüketilmesini tavsiye etmez. Bağırsaklarda gaz salınımını artırır. 

MUSKATIN FAYDALARI NELERDİR?

Yemeklerden sonra sıklıkla hazımsızlık yaşayan kişiler için adeta doğal ilaç görevini görür. Besleyici yapısı vardır. Yüksek dozda tüketilmedikçe bağırsak hareketlerini kolaylaştırır.

Rahat gaz çıkartmayan kişilerin rahatlamasını sağlar. Ancak uzmanlar fazla abartılmadan tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor.

Çocuklarda ve depresyon döneminde olan kişilerde yaygın olarak görülen iştahsızlık problemine doğal çözümdür.

Yüksek dozda tüketilmedikçe sinirleri yatıştırmada etkilidir. Sıklıkla stres ve depresyon gibi ruhsal durumlar yaşayan kişilerin bir çay kaşının ucu kadar yemeklerine katmaları faydalı olur. 

Tatlı ve aromatik bir tadı olduğundan tükürükteki hücrelerin kokmasını sağlar. Bu da ağzı kokan kişiler için doğal bir çözümdür. 

Adet dönemlerindeki kasık sancılarına adet kanamaları sırasındaki yüksek ağrıları dindirmede de etkilidir.

C vitamini bakımından zengin olduğundan antioksidan özelliği bulunana muskat bağışıklık sistemini temizler. Serbest radikalli hücrelerin atılmasında etkili olur. İdrar yolu ile tüm toksinleri atar. 

Özellikle kış aylarında antiseptik özelliği sayesinde grip ve soğuk algınlığına karşı vücudun direncini artırır. 

Bulantı ve kusma şikayeti olan kişilerin kısa zamanda bu rahatsızlıklarından kurtulmalarını sağlayan doğal ilaçtır.

Uzmanlar çocuk yapmak isteyen genç çiftlerin tüketmesini tavsiye eder. Hamile kalma olasılığını yükseltir. 

MUSKAT NASIL KULLANILIR?

En çok baharat olarak kullanılan muskat, kremi ve çayı da yapılır. Mutfaklardaki yerini almaya başlayan muskat, sos, kurabiye ve yemeklerin ham maddesidir. Değişik tadı olan muskatı diyette olanlar salatalarına ekleyebilir. Muskat vücudun direncini ve enerjisini artırarak diyetin daha sağlıklı geçmesini destekler.