Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Görüntü olarak tatlı patatese benzeyen yam sebzesi Afrika kıtasında bolca bulunur ve tüketilir. Enerji bakımından zengin olan yam sebzesinin 100’den fazla çeşidi bulunuyor. Peki yam sebzesinin faydaları nelerdir? Düzenli tüketildiğinde hücreleri yenileyerek kanseri önleyen yam sebzesi hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında tüketimi M.Ö yıllara dayanan yama dair her şeyi bulabilirsiniz.

Afrika, Asya, Avustralya ve Amerika’da yaygın bir şekilde yetiştirilen ve 100’den fazla çeşidi olan yam sebzesi, sert kabukları olan içi etlidir. Koyu kahve ve açık renklerde olan yam sebzesi, M.Ö 8000 yıllara dayanan bir yetiştiriciliği vardır. Yetiştiği bölgedeki insanların yaşam kaynağı olan yam, 6 ay boyunca saklanabilir. Yağmur mevsimleri öncesine kadar yetişen bu sebze, mangalda, ızgarada, fırında ve kaynatılarak tüketilebilir. Yumru hali genellikle beyaz, mor, turuncu ve pembe renklerde olur. Çok popüler olmazsa bile güçlü bir vitamin ve mineral deposudur. Patates gibi toprak altında yetişir. Yapılan araştırmalarda yam sebzesi, diyet lif ve antioksidan bakımından oldukça zengindir. Bu sayede özellikle kolon ve bağırsak kanserlerinin yaşanmasını önlediği tespit edilmiştir. Kemiklerin sağlıklı gelişmesini destekleyen yam sebzesi, güçlü bir C vitamini olduğundan vücudun ihtiyacı olan demir emilimini destekler.

100 GRAM BESİN DEĞERİ;

Kalori / 140
Karbonhidrat / 30 gram
Protein /  1 gram
Yağ / 0 gram
Elyaf / 3 gram
C Vitamini / GÜNLÜK % 18’i 
B5 Vitamini / % 9’u
Manganez / % 22’si
Magnezyum /  % 5’i
Potasyum / % 19’u
Tiamin / % 10’nu
Bakır /  21’i
Folat / % 5’i

YAM SEBZESİNİN FAYDALARI NELERDİR? DÜZENLİ TÜKETİLDİĞİNDE KANSERİ ÖNLÜYOR…

Diyet lif bakımından zengin olan yam sebzesi sindirim hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlayan olumsuz durumları önler. Bağırsak florasını dengeler. Ayrıca bu lif hücrelerin deforme olmamasını sağlayarak kolon kanserini engeller.

Vücudun kan hücrelerini artırmak için demir emilimi sağlaması gerekir. Bunun içinde C vitaminine ihtiyaç duyar. Yam sebzesi günlük yüzde 50 oranda C vitamini sağlar. 

Güçlü bir antioksidan etkisi gösteren yam sebzesi, vücuttaki toksinleri atarak iltihaplanmayı azaltır. 

Birçok organ vücuttaki dengesiz iltihaplanma ve asitten ötürü fonksiyonlarını yitirir. Bu da bazı riskli hastalıkların artışına sebep olur. 

Kronik inflamasyon vücuttaki bakteri seviyesidir. Bağışıklığı olumsuz etkileyen bu bakteri artışı, kalp, diyabet ve obezite gibi rahatsızlıkların ortaya çıkartır. Ancak yam sebzesi bu bakterilerin atılmasını sağlayarak bağışıklık sistemini güçlendirir.

Süt insan sağlığı için vazgeçilmez besinlerden biridir. Özellikle kemik ve kas gelişimi için gerekli olan sütle beraber tüketilen bazı besinler bağışıklık sistemini hastalıklara karşı koruyor. Sütün faydaları nelerdir? Peki süt ile beraber incir tüketilince ne gibi faydalar sağlar? Kalsiyum bakımından zengin olan süt ve güçlü antioksidan etkisi olan incirin bir araya geldiğinde iyi geldiği hastalıklara şaşıracaksınız. Haberin detayında süt ve incire dair bilinmesi gereken her şeyi bulabilirsiniz.

Özellikle büyüme çağında çocukların tüketmesi gereken süt kemiklerin hızla ve sağlıklı bir şekilde gelişmesine destek olur. Ayırca içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde ileri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik erimesinin riskini düşürür. İncir ise içeriğinde yüksek miktarda antioksidan madde ve lif barındırır. Bu besinde vücudu zararlı hücre, bakteri ve toksinlerden arındırırken aynı zamanda sindirimi kontrol eder. Kabızlık gibi dışkılama sorununu önleyen incir aynı zamanda günde 5 tane tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan enerjinin yüze 80’nini sağlar. İki besinde sağlık açısından oldukça fayda sağlar. Yapılan bir araştırmada kaynayan sütün içerisine kuru incir atıldığında  ve karışım düzenli tüketildiğinde kabızlıktan kuru öksürüğe kadar birçok hastalığa iyi geldiği ortaya çıkarılmıştır.

SÜTÜN FAYDALARI NELERDİR?

Sütün keşfi M.Ö 8000 yıllarına kadar dayanıyor. Duvarlara çizilen resimlerde anlaşıldığı gibi evcil memelilerden elde edilen sütün insan sağlığına faydası da bu yıllarda fark ediliyor. Dişi memelilerin üretiği bu besin yüksek vitamin ve mineraller içeriyor. Yıllar içerisinde süt belirli işlemlerden geçilerek yeni besinler üretiliyor. Örneği peynir ve yoğurt bunlar arasında en popüleridir. Yıllar içerisinde biliminde dikkatini çeken bu besin hakkında yapılan araştırmalarda uzmanlar belirli yaştan sonra vücudun üretmediği kalsiyumu karşıladığını ve bu maddenin de kemik ve kas gelişimine katkı sağladığı ortaya çıkarılmıştır. Bunun yanı sıra vücuda giren enfeksiyonlu hücrelerin etkisini azaltan sütün kanseri neredeyse tamamen yok edebildiği gözlemlenmiştir. Bağırsakların fonksiyonunu artıran süt, aşırı tüketildiğinde gaz sıkışmasına sebebiyet de verebilir. Doğada en güçlü kalsiyum içeren süt yorgunluk, stres ve kronik uykusuzluk gibi rahatsızlıklara da iyi gelir. İçerdiği laktoz melotonin hormonunu düzenleyerek kişinin rahat bir uyku çekmesini sağlarken vücudun içerdiği asidi de dengeleyerek motor gücünü artırır.

SÜTÜN İÇİNE İNCİR ATIP TÜKETİLDİĞİNE NE OLUR?

Sürekli sindirim yaşayan kişiler genellikle şişkinlik ve kabızlıktan şikayet ederler. Bu durum hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Ancak yemeklerden sonra kabızlık ve şişkinlik yaşamak istemiyorsanız. Kaynayan 3 bardak sütün içerisine 6 tane kuru incir atınız 10 dakika daha kaynatıp altını kapatın. Daha sonra blendrıdan geçirip yemeklerden önce ve sonra tüketin. 

Kış aylarında artan virüsler nedeniyle üst solunum yolları hastalıkları da artar. bu da solunum yollarında ciddi tahribatlara neden olur. Bunun en acı verici sonucu ise kuru öksürüktür. Bronşların tıkanması ile sürekli hale gelen öksürük göğsün ağrımasına neden olur. Bu esnalarda 1 bardak sütün içine 2 incir atıp kaynatın. Tam kaynadıktan sonra sütün ılıklaşmasını bekleyin. Günde iki bardak taze hazırlayıp bu karışımı tüketin. 

İş ve sosyal yaşam sağlıksız beslenme kadar vücudu olumsuz etkiler ve hastalanmasına neden olur. Kronik yorgunluk ve ağrılar bu zamanda artmaya başlar. Bu durumu yaşamak istemiyorsanız. Sabah kahvaltısından önce bir bardak sütün içine bir tatlı kaşığı bal ve bir kuru incir atın. Cezvede biraz kaydanttıktan sonra ılık bir şekilde tüketin. 

Aynı zamanda her gün bir bardak sütün içerisine incir atıp tükettiğinizde cilt sağlığınıza da büyük katkı sağlar. Cildin daha parlak ve canlı görünmesini destekler. 

Vücudun çeşitli sebeplerden dolayı aşırı derece kortizon üretmesi ile ortaya çıkan cushing sendromunu ilk kez Sezen Aksu’nun yakalanmasıyla ülkemizde duyulmuştu. Nadiren görülen bu sendroma kadınlar daha çok yakalanıyor. Peki cushing sendromu nedir? Cushing sendromunun belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır? Sizler için vücudun belirli bölgelerinde derinlemesine oluşan çatlaklıklar ortaya çıkan sendrom hakkında merak edilen her şeyi araştırdık.

Cushing sendromu vücutta yaşanan fonksiyonel bozukluk ve aşırı ilaç kullanımı sonucu ortaya çıkar. Organ nakli sonrası alınan ilaçlarda bulunan kortizon vücuttaki kortizonu artırır. Ancak bu ilaçlar arasında kremler aynı rahatsızlığa zemin hazırlamaz. Çünkü kremler cilt yüzeyinde yaşanan durumları ilgilendirir. Bunlarda genellikle tüylenmeye sebep olur. Beyindeki hipofiz bezi vücudun bazı hormonlarının üretilmesi için gereklidir. Ortalama bir insanda 7 cam olan bu bez hamilelik sürecindeki kadınlarda büyür. Vücuttaki uyku, yaş, açlık, hareket, yeme ve daha birçok isteği yerine getirmek için hormonları kontrol eder. Hipofiz bezi Böbrek üstü bezlerinin daha sağlıklı çalışması vücudun sıvı kontrolü ve sindirimi sonuçlayıcı ACTH adlı kortizon ve steroldler gibi hormonların salgılanmasını sağlar. Ancak bu hormonun salgılanması kontrol edilemeyince cushing sendromu yaşanabilir. Aynı şekilde tiroid bezinin hızlı çalışmasına neden olur. Ortaya çıkan duruma da cushing sendromu denir. Bazı yerlerde hipofiz tümörü olarak da geçen sendrom iyi huyludur. Kimi kişilerde genetiksel olarak görülür. Çoğunlukta fiziksel bozuklukla kendini ele verir. Ülkemizde bu hastalığı şarkıcı Sezen Aksu ve usta oyuncu Türkan Şoray yaşadı. Vücut aşırı kortizol hormonu üretince protein emilimi sağlanmaz. Bu da kas ve kemik kaybına neden olur. Ayırca vücudun çeşitli yerlerinde yağ birikmesine neden oluyor. 

CUSHİNG SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Hassas kemik ve kas 

Vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan sivilceler

Sürekli susuzluk çekme

Kan şekerinde aniden yükselme

İdrara çıkmada artış

Cilt yüzeyinin çabuk hasar alması ve morarması

Enfeksiyonlu yerlerin iyileşmesinin uzaması

Göğüs kenarları, karın etrafı ve kalçalarda mor ya da pembe renkli çatlaklar

kadın hastalarda tüylenmede artış

Adetlerde düzensizlik ağrının artışı

Çocuk yaşta ise büyümede yavaşlama gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. 

CUSİNG SENDROMUNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtiler kendini gösterdikten sonra doktor belirti testler ister. Özellikle idrar tahlilinde 24 saat içerisinde kortizol düzeyine bakılır. Artış varsa emin olmak için kandakine de bakılır. Bunların için farklı testler yapılır. Son olarak da tükürükteki hormon seviyesi kontrol ediliyor. Son olarak MR ise ileri tetkikler de böbrek üstü bezlerinin çalışma hızına bakılır. Kortizolü düzenlemek için ilaç takviyesi yapılıyor. 

Yaptığı açıklamalarla ezberbozan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, margarin gibi trans yağların kanser riskini arttırdığını açıkladı.

Dün televizyon kanalına konuk olan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, hastalıkların artmasına doktorların genetik açıklamalarına karşılık şaşırtan açıklamalar yaparak, her hastalığın genetik olmadığını söyledi.

Bazı hastalıkların çevresel olduğunu, yanlış beslenme alışkanlıklarından kaynaklandığını belirten Karatay, ancak birçok kişinin bunu bilmediğini kaydetti.

KAVUN VE KARPUZA DİKKAT!

“Şekerli, gazlı içecekler çok tehlikeli. Hepsinin içinde maalesef bilhassa meyveli olanlarda, bromür (kimyasal bileşen) denilen bir zehir var. Bütün vücutta bu hastalıkları başlatan da bromür. Bunun insan vücudunda yeri yok. Kavun, karpuzlar çıkmaya başladığında hastalarımın ürik asitleri yükseliyor. Bu yüzden her şeyin aşırısı zararlı olduğu gibi kavun, karpuz tüketimine de dikkat edilmelidir. Çok bilinenin aksine kırmızı et, yumurta, kuru fasulye veya protein ürik asidi yükseltmez. ‘Yerseniz kurtlu elma yiyin’ diyorum. Kurdu yemeden elmayı yesinler.”

İki türlü yağın hastalık yaptığını belirten Karatay, bu yağlardan uzak durulması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

“Margarinler tehlikelidir. Margarinler 1950’den sonra Türk milletine arz edildikten sonra kalp hastalıkları, kanser hastalıkları artmıştır çünkü margarinlerde trans yağları vardır. Ayrıca doğal dediğimiz yağlarla kızartma yaparsak, çok ısıtırsak da orada da trans yağ meydana gelir.”

Vücudu güçlendirmenin ve hastalıklarla baş etmenin en etkili yolu bağışıklığı güçlendirmedir. Peki bağışıklık nasıl güçlendirilir? Sofralarınızda yapacağını birkaç değişim ile kısa sürede bağışıklığınızı yenileyebilirsiniz. Bunun için sofranızdan eksik etmemeniz gereken besinleri ve uzman tavsiyelerinden 8 önemli bağışıklık güçlendirmenin yolunu araştırdık. Haberin detayında bağışıklığınızı güçlendiren ve sağlıklı beslenmeye dair her şeyi bulabilirsiniz.

Bağışıklık sistemi vücudun koruma kapısına benzetilir. Bu sistem vücuda giren tüm bakteri, parazit ve hücreleri kontrol eder. Zararlı olanlara karşı harekete geçerek vücudun deforme olmasına izin vermez. Alerjik reaksiyonlara karşı oldukça hassas olan bu sistem vücudun koruma kalkanı olduğundan yeterli miktarda vitamin ve mineral depo etmelidir. Çünkü bağışıklık sistemi zayıfladığı an vücudun hastalıklı hücrelere karşı gardı düşer. Çok kısa sürede hastalanmaya başlar. Hatta kanser hastalıklarına bile zemin hazırlar. Ancak bağışıklığın zayıflaması gözle görülen bir durum değildir. Farklı belirtilerle ortaya çıkan bağışıklık sisteminin zayıflığı bazı hastalıklarında belirtileri ile aynıdır. Bu yüzden belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana başvurmakta fayda var. Aksi halde bağışıklık sistemi zayıflığı sanıldığı kadar normal bir sağlık durumu değildir. 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ZAYIF OLDUĞUNU GÖSTEREN İŞARETLER NELERDİR?

Sık sık tekrarlanan üst solunum yolu hastalıkları,

Mantar enfeksiyonun cilt yüzeyinde yaygınlaşması ayrıca cilt yüzeyinin hassas olması,

Kronik sendrom haline gelen yorgunluğun giderek artması,

El ve ayak soğukluğu,

Vücut organlarındaki fonksiyonlarının komplikasyonlarının azalması,

Düzenli beslenilmesine rağmen alınan vitamin ve minerallerin yeterli miktarda vücuda dağılmaması,

Ağız içerisinde artan enfeksiyon ve bakteri sağlıklı hücrelerin mutasyona uğrayarak tümöre yol açar. En hafif belirtisi aft ve uçuklar olmasına rağmen en ağırı ise kanserdir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NASIL GÜÇLENDİRİLİR?

Vücut yeterli miktarda dinlenmediğinde stres hormonları yüksek derecede çalışır. Bu da kişinin agresif ve yorgun olmasına neden olur. Akabinde ise bağışıklığın zayıflamasına ve hastalıklara karşı direnç azalır. Uzmanlar bunun için düzenli uykunun şart olduğunu vurguluyor. 

Yapılan araştırmalarda günlük 30 dakikalık egzersiz bağışıklığın güçlenmesinde etkili olduğu ortaya çıkarıldı. Aynı zamanda bu egzersizler iyi bir uyku ortamı için hormonların salgılanmasını da destekler.

Ruhsal hastalıklardan en tehlikelisi depresyondur. Çünkü depresyon kişinin kendini huzursuz hissetmesi ve bunun sonucunda da düzenli yaşan kalitesini olumsuz etkiler. 

Ayrıca uzmanlar günlük bazı besinlerin tüketilmesi gerektiğini ve bu besinleri alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini belirtiyor. 

PEKİ BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİREN BESİNLER NELERDİR?

ZEYTİN

Bağışıklığı güçlendirmede en etkili besin zeytindir. Uzmanlar içerdiği vitamin ve mineraller sayesinde zeytinin kolesterolden kan basıncına kadar hemen hemen tüm komplikasyonlara iyi geldiğini belirtiyor. Ayrıca demir oranı yükse olan zeytin bağışıklık sitemindeki zararlı bakterilerle savaşan hücreleri 3 kat daha güçlendirir. 

BADEM

İçerdiği alkali maddesi bağışıklık için oldukça önemlidir. Bu madde vücutta E vitamini etkisi yapar bu yüzden bağışıklığın güçlendirmenin yanı sıra hastalıklara savaşmasına yardımcı olur. Ara öğünde 10 tane tüketerek günün kalan kısmını daha dinç geçirmeye yardımcı olur.

YUMURTA

Alerji etkisi dışında yumurta vücudun ihtiyacı olan proteinin yüzde yüzünü karşılar. Kas ve kemik güçlendirmesinden beyin sağlığına kadar etkili olan yumurtayı uzmanlar düzenli tüketilmesi gerektiğini vurguluyor. Amino asit bakımından zengin olan yumurta bağışıklık sistemini için vazgeçilmez besinler arasındadır.

YER FISTIĞI

Polifenol doğada bulunan en güçlü antioksidandır. Yer fıstığı bu madde bakımından oldukça zengin olduğundan uzmanların düzenli ama yeteri miktarda tüketilmesi gerektiğini belirtiyor. Alerji testi yapıldıktan sonra her hafta bir avuç tüketebilirsiniz.

Nadiren görülen sindirim bozukluklarından biri de mide felcidir. Peki mide felci nedir? Mide felcinin belirtileri nelerdir? Mide fonksiyonlarını durma noktasına getiren mide felci hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık. Ayrıca mide felcinden korunmanın yollarına dair merak edilenleri bulabilirsiniz. Haberin detayında mide felcinin kimlerde görülebileceği ve mide felcine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kaslardan meydana gelen ve gelişip daralan kasılmalarla vücuda alınan besinleri enzimleyen sindirim organlarından biri de midedir. Yemek borusu ve bağırsak arasında yer alır. Besinlerin enzimlenme işlemine kadar depolandığı alan olan mide içeriğinde asit barındırır. Bu asit sayesinde ve kasılmaları ile sürekli bir hareket halindedir. Genişlemeye ve daralmaya müsait olan mide yaşanan herhangi bir deformasyon sonucu bir işlevselliğini yitirir. Bozulan mide fonksiyonları depoladığı besinleri yeteri miktarda çözüp bağırsaklara göndermekte zorlanır. Bilim literatüründe gastroparezi denilen mide felci hastalığına yol açar. Mideye giden sinir ve kaslarda yaşanan bu sorun sonucunda midede besinler birikir. Uzun süre midede kalan besinler bakteri üretmeye başlar. Daha sonra kokulu kusmalara neden olur. 

GASTROPAREZİ (MİDE FELCİ) NEDENLERİ NELERDİR?

Vagus sinirleri mideye gider buradaki aksları uyararak hareket etmesini sağlar. Ancak vagus sinir hücrelerinin zarar görmesi fonksiyonları azaltır. Bu da gastropareziye neden olur. 

Kandaki şeker oranının yükselmesi bazı organların hasar almasını sebep olur. Ciddi fonksiyonel bozukluklara ortam hazırlayan şeker hastalığı midenin motor hareketlerini de yavaşlattığından gastroparezi görülebilir.

Reflü ve ülfer midedeki asit oranını artırır. Artan mide asidi mide duvarına zara verir ve kas sisteminin çalışmasını engelleyebilir.

Yeme bozukluğu ve dengesiz diyet programları da gastroparezinin yaşanmasına zemin hazırlar.

Bazı ilaçların yan etkileri de hastalığı tetikleyebilir.

Vücutta azalan kalsiyum da kasların yavaşlamasına neden olur. Bu kaslar arasında mide kasları da mevcuttur.

GASTROPAREZİNİN (MİDE FELCİ) BELİRTİLERİ NELEDİR?

Mide yanması ve şişmesi,

Sürekli yaşanan mide bulantısı,

– Ani başlayan iştahsızlık ve kilo kaybı,

Midede biriken besinler nedeniyle yaşanan ağız kokusu,

Kusma isteği ve sık sık gaz ağrısı,

Erken doyma gibi belirtiler mide felcine işaret eder.

MİDE FELCİNDEN KORUNMANIN YOLLARI…

GASTROPAREZİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Yaşanan belirtiler hemen hemen her hastalığın belirtileri ile aynıdır. Bu yüzden belirtiler görülür görülmez bir uzmana başvurmakta fayda var. Uzman doktor endoskopi ile mide içerisinde yaşanan fonksiyonel bozuklukların nedenine bakar. Daha sonra midenin boşalma durumu ölçülür. Mide kasları ve sinir tetkiklerinden sonra uzman doktor mide felcini teşhis ettikten sonra ilaç tedavisine başlar. Bu süreçte de diyet önerilerinde bulunan uzman doktor özellikle mide asidinin ve duvarının sağlığı için bazı besinleri ağırlıkta tüketmeyi tavsiye eder. 

Özellikle genç yaştaki insanlarda sık sık görülen halsizlik dikkate alınmayan bir hastalıktır. Ancak uzmanlar halsizliğe ciddi hastalıkların neden olabileceğini söyledi. Peki halsizlik neden olur ve belirtileri nelerdir? Halsizliğe iyi gelen besinler nelerdir? Sizler için günümüzde yaygın olan hastalıkların başında gelen halsizlik hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Uzmanlardan halsizliği önlemenin yollarına dair her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Hava kirliliği, düzensiz beslenme, vitaminsizlik, uzun saat aralıklarında çalışma ve ruhsal bunalımlar halsizliğe neden olur. Bu ileri seviyelere ise kronik yorgunluğa dönüşür. Sürekli uyuma isteği 8 saatten fazla uyumasına rağmen uykusuzluk çekme gibi durumlarla görülen halsizlik farklı etkenlerle oluşur. Sinir sisteminindeki çöküşün neden olduğu halsizlik basit bir sağlık sorunu gibi gelse de aslında doğru tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara zemin hazırlar. Bazı bilim adamların vücudun enerjisinin düşmesinin de halsizliği getirdiğini vurguluyor. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen halsizlik beraberinde yaşam isteğinin azalmasını getirir. Bu tür hastalar asosyal ve iş yapmama durumları yaşar. Uzun süreli aç kalan vücutta da görülen halsizlik için uzmanlar bazı besinlerden uzak durulması gerektiğini belirtiyor. 

HALSİZLİĞİN NEDENLERİ NELERDİR?

Az uyku ya da dengesiz uyku

Bağışıklık sisteminde vitaminsizliğe bağlı bozulma

Düzensiz beslenme

Hormonlarda bozukluk 

Stres oranını artıracak iş ortamı

Güne kahvaltı yapmadan başlama ve ağır yağlı besinler tüketme

Az su içme

Kafein içeren içecekleri fazla tüketme

HALSİZLİĞİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Cildin sarı renkte olması

Sürekli baş ve göz ağrısı çekme

Uyku sonrasında bile kas ve kemik ağrısı

İdrarda koku ve renkte koyuluk

Şeker hastası olma

İştahın aratması

Cilt ve dilde kuruluk

Böbrek ağrısı ve böbrek taşı oluşması gibi durumlar halsizliğin belirtilerindendir.

Uzmanlar Ramazan aylarında artan halsizliğin, nedenini ise sahurda ve iftarda tüketilen bazı besinlerden kaynaklı olduğunun altını çiziyor. Daha enerjik ve sağlıklı bir Ramazan geçirmek için uzmanlar mutlaka sahur yapılması gerektiğini vurguluyor. Bunun için de bazı besinlerin tüketilmemesini bazıların ise daha sık tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

HALSİZLİĞİ ÖNLEMENİN YOLLARI NELERDİR?

HALSİZLİĞE İYİ GELEN BESİNLER NELERDİR?

KURUYEMİŞ

Çiğ badem, ceviz ve çiğ fındık gibi besinler magnezyum bakımından oldukça zengindir. Magnezyum özellikle sinir hücrelerinin çalışmasını destekler. Bağışıklık sistemindeki hücreleri yenileyerek vücudun enerji oranını artırır. Akşam yemeği sonrasında birer saat aralıklarla bir avuç tüketilmesi uzmanlar tarafından kabul edilen miktardır.

SU

Günlük ortalama 2,5 litre su tüketilmelidir. Özellikle sıcak günlere denk gelen Ramazan ayını daha rahat atlatmak için bu 2,5 litre ortalamasını iftar sonrasından sahura kadar yapılması gerekir. Ayrıca sıvı oranı yüksek, domates salatalık ve karpuz tüketimininde artırmak gerekir.

KOMPOSTOLAR

İftarda kayısı, vişne ve erik gibi meyvelerin kompostolarını tüketerek hem halsizlik giderilir hem vücudun ek sıvı oranı karşılanır. Ayrıca bu besinlerin zengin posası sayesinde sindirimi kolaylaştırdığından Ramazan’da kabızlık gibi sağlık problemlerinin yaşanmasını da engeller. 

SÜT VE SÜT ÜRÜNLER

Süt ve sütten yapılan diğer besinleri tüketilerek vücudun ihtiyacı olan kalsiyum  ve antioksidanları karşılayarak gün içerisinde daha dinç olmasını sağlarsınız. Lif zengini olan süt ürünlerinden özellikle yoğurt hem sinir hem de sindirim sistemlerini yeniliyor. 

Yüzyıllardır tıbbi tedavilerde doğal ilaç olarak kullanılan karanfilin ağız kokusu dışında insan sağlığına birçok fayda sağladığını biliyor muydunuz? Peki karanfilin faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Düzenli karanfil suyu içerseniz… Sizler için sindirim problemlerine iyi gelen karanfil hakkında her şeyi araştırdık. Haberin detayında karanfile dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Restoran çıkışlarında ikram edilen karanfil çubukları ağzı kokusunu gidermek için verilir. Ayrıca sindirimi kolaylaştıran bu mucize Asya ülkelerine özgü baharlardan biridir. İlaç ve kozmetik fabrikalarından ham madde olarak kullanılan karanfil, 13. yüzyılda  tüm dünyada yayılmıştı. İçerdiği anti-mutajenik ve anti-mikrobik maddeleri sayesinde birçok hastalığa iyi gelir. Aynı zamanda bazı hastalıklarında tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılır. Küçük ağaç dalları görünümüne sahip karanfil kullanım alanına göre toz olarak da tüketilir. Bazı uzmanlar özellikle sindirim problemi yaşayan kişilere karanfil suyunu önerir.

DÜZENLİ KARANFİL SUYU TÜKETİRSENİZ…

KARANFİLİN FAYDALARI NELERDİR? HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Yemeklerden sonra sık sık sindirim problemi yaşan kişiler karanfil suyunu tüketerek bu şikayetlerini azaltabilir. İçerdiği antimikrobik madde sayesinde ağızdan başlayıp bağırsaklara kadar tüm sindirim sisteminde bulunan zararlı bakterileri idrar yolu ile atmaya yardımcı olur.

Karaciğer vücutta yağ ve toksin depolanmasına izin vermeyen nemli bir organdır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı deforme olan karaciğere destek amaçlı karanfil suyu tüketilebilir Karanfil fazla yağlanmayı ve toksinlenmeyi atmada karaciğere büyük fayda sağlar. Aynı zamanda cildin yenilenmesi konusunda da önemli bir baharattır. 

Hidro-alkollü ekstraktları, öjenol ve flavonlar, izoflavonlar ve flavonoidler gibi maddeler içeren karanfil kemik sağlığına birebir etki sağlar. Özellikle bu maddeler ileri yaşlarda yaşanma sıklığı artan kemik erimesini önler. Kemiklerin içerdiği kalsiyum ve potasyumu depolayarak daha güçlü olmasını destekler.

Güçlü bir antioksidan olduğundan bağışıklığa da olumlu etkileri vardır. Beyaz kan hücrelerini de artırarak hastalıklara karşı vücudu adeta bir koruma kalkanı haline getirir. Beyaz kan hücrelerinin artması aynı zamanda kansızlığın azalmasını da sağlar. 

Yapılan bir deneyde karanfilin içerdiği anti-inflamatuar maddesinin ağrıyı saniyeler içerisinde azaltığı tespit edilmiştir. Bitkisel uzmanlar özellikle baş ağrısı ya da üst solunum yolları hastalıklara bağlı gelişen ağrılarda karanfil suyunu  tavsiye eder. Karanfil suda kaynadığı sırada çıkan buharda 10 dakika bekleyerek baş ağrısını azaltabilirsiniz. Ayrıca diş eti ve aft gibi hastalıklarında neden olduğu ağrıyı dakikalar içerisinde azaltır. Karanfil suyu ile düzenli gargara yaparak hem bu hastalıkları önlemiş olursunuz hem de bu hastalıkların faktörlerini azaltmış olursunuz.

Yapılan diğer bir araştırmada karanfilin akciğer kanserinin ilk evresinde oldukça etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda kandaki şeker dengesini koruyan karanfil şeker hastalarına da faydası vardır. 

Karanfil suyu saça ya da cilde direk olarak uygulandığında buralarda yaşanan deformasyonları azaltır. Yıpranmış, dökülen ve kepeklenmiş saçlara uygulandığında daha canlı ve parlak bir etki sağlar. Cildin yenilenmesini destekleyerek kırışmasını ve yaşlanmasını önler. 

Ülkemizde hemen hemen her yol kenarında ormanlık alanda rahatlıkla yetişebilen vitamin ve mineral deposu olan böğürtlen meyvesi hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki böğürtlenin faydaları nelerdir? Böğürtlen hangi hastalıklara iyi gelir? Olgunlaştıkça kırmızıdan siyaha dönen böğürtlen görüntü olarak çileğe benzer. Vücuttaki tüm toksinleri tek seferde atar.

C vitamini bakımından güçlü olan meyveler arasında ilk sırada yer alan böğürtlen, Mayıs ayından Ağustos ayına kadar tüketilebilir. Yeşil renkten kırmızı kırmızıdan siyah renk alan böğürtlen aynı zamanda organik asitler bakımından da oldukça zengin bir meyvedir. Gülgiller ailesine ait olan böğürtlen, vitamin ve mineral deposudur. Tüm zararlı toksinleri vücuttan atmada güçlü bir meyve olan böğürtlen sulak alanlarda rahatlıkla yetişir. Keşfi yüzyıllar öncesine dayanan böğürtlen dikenli bir yapıya sahiptir. Alternatif tıpta doğal ilaç olarak da kullanılan böğürtlen, ishal hastalıklarında tüketilir. Kanı temizleyen böğürtlenler yüksek tansiyon, eklem iltihaplanması, nedensiz ödemler gibi rahatsızlıkları engelleme de de oldukça etkilidir. Yaprağından dalına kadar inanılmaz faydalara sahiptir. Yapılan araştırmalarda böğürtlenin herhangi bir zararı yoktur.

BÖĞÜRTLENİN FAYDALARI NELERDİR?

Yaprağı kurutulup çayı yapılarak tüketilir. Bu çay güçlü bir idrar söktürücüdür. Aşırı toksin attığında gün içerisinde mutlaka 2.5 litre su tüketilmelidir.

Bağışıklık sistemi kendini yenileyen bilir. Ancak gün aşırı fazla bakteri ya da toksin alan vücut bunları ayırıp vücuttan attığı sürede fonksiyonlarında yavaşlama meydana gelir. Bu da zamanla zararlı bakterilere karşı savunma mekanizmasını kırar. Sürekli güçlü kalması için vücudun gün içerisinde mutlaka antioksidan tüketerek temizlenmesi gerekir. Böğürtlen gibi likopen bakımından zengin meyve bu noktada oldukça ideal bir meyvedir. 

Sağlıksız beslenme kan basıncını artırır. Kan basıncı artıkça da yüksek tansiyon, baş dönmesi, inme ve kalp rahatsızlıklarına zemin hazırlar. Bunların önüne geçmek için kanı dengede tutucu besinler tüketilmedi gerekir. Böğürtlen içerdiği asitler sayesinde kanın basınç oranını korur. 

Şiddetli adet kanaması ve akıntının önüne geçer. Adet döngüsünün bozulmadan devam etmesini sağlar.

Eski çağlardan beridir. Yaprakları kurutularak tüketilen böğürtlen çayı güçlü bir ağrı kesici etkiye sahiptir. Bu yüzden özellikle eklem iltihaplanmalarında tüketilmesi tavsiye edilir. 

Böğürtlen yaprakları ile beraber kaynatılıp blendırdan geçirildiğinde krem kıvamına gelir. Bu krem basur ve yanık gibi rahatsızlıklarda doğal ilaç olarak kullanılır. Tamamen geçirmese bile şiddetini azaltır.

Böğürtlen çayı, sindirim sistemine de oldukça fayda sağlar. Özellikle mutasyona uğramaya meyilli olan hücreleri yenileyerek vücudun asit oranını düşürür. Ayrıca kum ve taşları da kolay yolla atılmasını sağlar.

Kronik yorgunluk ve stres gibi ruhsal hastalıklara da iyi gelir. Sinirleri yatıştırır. Bronşitleri temizleyerek rahat nefes almayı sağlar. 

Polifenoller içeren böğürtlen kanserli hücreleri önleyerek kanser hastalıklarının yaşanmasının önüne geçer.

Hücreleri yenileyen böğürtlen özellikle dermis tabakasını yenilemede etkilidir. Cilt yüzeyindeki gözenekleri temizleyerek sıkılaştırır.

BÖĞÜRTLEN ÇAYI NASIL YAPILIR?

Bir bardak kurutulmuş böğürtlen yaprağı ve böğürtleni 3 su bardağı su ekleyip haşlayın. 10 dakika demlenmesini bekleyin. Sonra süzün ılık bir şekilde tüketin. Hızlı toksin atıcı olduğundan iki günde bir için. 

Köklü besinler arasında en faydalısı olan turp, cildi yenilemeden ve sindirim fonksiyonlarını artırmaya kadar her derde devadır. Süper şifacı olan turp antik çağlardan beri alternatif tıpta kullanılan etkili doğal ilaçlardan biridir. Peki turpun faydaları nelerdir? Düzenli kara turp suyu tüketirseniz ne olur? Sizler için güçlü gaz giderici olan turp hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında turpa dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kırmızı, beyaz ve siyah olmak üzere çeşitleri olan turp bitkisel tedavilerde genellikle mide ağrıları ve gaz giderici olarak kullanılırdı. Pişmiş ve çiğ şekilde tüketilen bu sebzenin insan sağlığını oldukça olumlu etkiler. Bunun nedenlerinden biride tamamen toprak içerisinde olgunlaştığından toprakta bulunan vitamin ve minerallerin hepsini barındırır. Kökeni Orta Asya topraklarına dayanan bu besinin tüketimine dair bilgiler eski Mısır tarihçelerinde bulunur. Mutfaklarda yaygın olarak kullanılan turpun kara olanı sağlığa oldukça fayda sağlar. Çiğ olarak tüketildiğinde acımsı trak bir tadı olduğundan tuz ve zeytin yağı eklenerek tüketilebilir. Antik çağlardan beri turp çeşitlerinin tümü alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılmıştır. Kara turp glucoraphasatin ve glukorapanin içerdiğinden safra kesesinin fonksiyonlarını artırmada etkilidir. 

DÜZENLİ KARA TURP SUYU TÜKETİRSENİZ NE OLUR?

TURPUN FAYDALARI NELERDİR?

  Bilirubin seviyesinin azalması ya da artması ciddi hastalıklara neden olur. Bunlardan biri de sarılıktır. Sarılığın doğal tedavisi için uzmanlar turpun siyah renktekini tavsiye ederler. Siyah renkteki turp kandaki toksinleri azaltarak kanı temizler ve bilirubin seviyesini sabitler. 

Doğal idrar söktürücü olduğundan sindirim problemlerini çözer ve rahat idrar yapılmasını destekler. Bu özelliği sadece idrar da değil böbrekleri temizlemede de etkilidir. Özellikle virüs kapması sonucu oluşan böbrek iltihabını azaltır. 

Yüksek oranda lif düşük oranda da glikemik barındıran turplar tokluk hissi verir. Bu da kilo vermek isteyenler için ideal bir besin olduğunu gösterir. Aynı zamanda sinir sistemini çalıştırarak bağırsak hareketlerini düzenler. 

Turpa renk veren flavonoid  maddesi aynı zamanda antioksidan özelliği olan bir maddedir. Bu özelliği sayesinde kanı temizler ve damar tıkanıklığını önler. Bunun yanı sıra kötü kolesterolü düşürerek kalp rahatsızlıklarına yakalanma oranını düşürür. 

İçerdiği detoksifier, C vitamini ve folik asit bakımından zengin olan turp tümörlü hücre oluşumunu önler. Bu da kanser sorununu ortadan kaldırıyor. Özellikle genetik kanser riski taşıyan kişilerin düzenli tüketmesi gerekir.

Bağırsak hareketlerini düzenlediğinden kabızlık sorununa da iyi gelir. Sık sık sindirim problemleri yaşayan kişilerin düzenli tüketmesi gereken bir besindir. 

Kış aylarında tüketilen turp suyu üst solunum yolları ile tahriş olmuş burun, ağız ve boğazı kısa sürede iyileştirir. Bu duruma ek solunum sistemini dezenfekte ederek rahat nefes almanızı sağlar. 

Günde bir bardak tüketilen turp vücudun ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 20’sini karşılar. Aynı zamanda bağışıklığını güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun direncini artırır. 

TURP NASIL TÜKETİLİR?

Turpu rendeleyip bir tülbente koyun ve tülbenti iyice sıkınız birgün beklettikten sonra bıraktığı suyu tüketebilirsiniz. Öksürük için içerisine bal ekleyerek tüketmelisiniz.