Şunun için etiket arşivi: SAĞLIK haberleri

Eski çağlardan beri kadınların tıbbi tedavisinde kullanılan hayıt tohumu anne sütünü artırarak kadınları menopoz ve adet zamanlarındaki hormon bozukluklarını dengeler. Peki hayıt tohumunun faydaları neledir? Hayıt tohumu nasıl kullanılır? Hayıt tohumu ve bal karışımı ne işe yarar? Sizler için herkes tarafından bilinmeyen ancak mucize bir bitki olan hayıt bitkisini ve tohumunu araştırdık. Haberin detayında hayıt tohumuna dair bilmeniz gereken her şeyi bulabilirsiniz.

Hayıt tohumu, ülkemizde Güney Anadolu’da yetişir. Yaz aylarında mor renkli çiçekler açan ağaç kış aylarında yapraklarını döker. Güzel bir kokuya sahip hayıt tohumu parfüm sektörünün yanı sıra kişisel bakım ürünlerinde de kullanılır. Arıların bu bitkinin polenlerinden yaptıkları bal ise birçok hastalığa iyi geldiği hatta bağışıklık sistemini kanserli hücrelere karşı kuvvetlendirdiği bilinir. Kullanımı Antik Yunan’a kadar da uzanana hayıt tohumu tıbbı tedavi yönteminde doğal ilaç olarak kullanılır. Mine çiçek ailesine ait olan hayıt tohumu görüntü olarak lavantaya benzer. Deniz kenarı ve kayalık bölgelerde, genellikle tınlı bünyeli, nötr ve hafif alkali, kireççe fakir, tuzluluk etkisinin olmadığı, değisen miktarlarda organik madde içeren, azotlu ve azotça zengin, fosfor bakımından zengin, potasyumca eksik topraklarda yetişen bu bitki tam vitamin deposudur. Kökleri ip boyama sektöründe kullanılır. Çalı görünümde olan bitkiden toplanılan yaprak ve tohumlar kurutularak kullanılır.

HAYIT TOHUMUNUN FAYDALARI NELERDİR?

  Anne adaylarının tüketmesi tavsiye edilen bir bitkidir. Çünkü hayıt tohumu anne sütünü artırır. Aynı zamanda anne sütünün içindeki vitamin ve mineral değerlerini yükseltir. 

Özellikle kadınlarda sık sık yaşanan hormonal bozukluklara bağlı gelişen depresyon ve stres rahatsızlıklarının yaşanma olasılığını azaltır. Aynı zamanda menopoz dönemindeki durumların şiddetini azaltır. 

– Bazı kişilerde terleme adeta hastalık haline dönüşür. Hayıt tohumu ter bezlerinin daha doğru çalışmasını sağlayarak ortaya çıkan aşırı sıvı kaybını önleyerek vücudun kötü kokmamasını destekler. 

Yapılan bazı araştırmalarda çikolata kisti gibi yaygın olan kadın hastalıklarının tedavisinde en etkili doğal ilaçtır.

Zehirli hayvanların sokmalarına karşı panzehir özelliği bulunur.

İshale neden olan bağırsaktaki parazitlerin idrar yolu ile atılmasını destekler. Güçlü bir gaz gidericidir. 

Hemen hemen her kadının ay başınd ayaşadığı adet dolayısıyla ortaya çıkan dengesiz hormonlar birçok sağlık sorununa zemin hazırlar. Hayıt  tohumu bu dönemde ve sonrasında da düzenli tüketildiğinde hormonları dengeleyer. Aynı zamanda regl dönemlerinde yaşanan şiddetli ağrı ve sancılara iyi gelir.

Cilt sağlığı için de birebir etkisi vardır. Özellikle yağlı ciltlerde t bölgesinde artan siyah nokta oluşumlarını durur. Anti-aging etkisi sayesinde ciltteki akne ve sivilce problemlerini azaltır. Cildin sağlıklı görünmesini sağlar.

Yağlı ve karbonhidratlı yemekler sonrasında yaşanan hazımsızlığı giderir. Bunun yanı sıra sindirim fonksiyonlarını artırır. Bağırsak florasını dengeleyerek herhangi bir sağlık sorununun yaşanmasını önler.

Hayıt tohumu rahim duvarlarını güçlendirir. Bu özelliği sayesinde düşük riskini azaltır. Aynı zamanda yapılan araştırmalarda kadınlardaki hamile kalma hormonunu artırarak gebelik oranını yükseltir.

Kadınların yanı sıra erkeklerde faydası vardır. Prostat kanseri gibi erkeklerde yaygın görülen kanser hastalığının oluşmasını engeller.

HAYIT TOHUMU VE BAL KARIŞIMI NE İŞE YARAR? 

Bazı bal üretim merkezlerinde arıların sadece hayır tohumundan aldıkları polenlerle bal üretilmesi desteklenir. Ancak bu bal oldukça pahalıdır. Güçlü bir vitamin ve mineral deposu olan bu balı alamayanlar için alternatif tıp uzmanları bir kavanoz bal ile 5 yemek kaşını dövülmüş hayıt tohumunu karıştırıp bir gün boyunca serin bir yerde muhafaza ettikten sonra tükettikleri taktirde aynı faydalardan yararlanabileceğini söylüyor. Bu bal bronş, boğaz iltihabından karaciğerlerin temizlenmesine kadar birçok hastalığa şifadır. Bu bal aynı zamanda sindirim sistemindeki hücrelerin herhangi bir deformasyona uğramasının önüne geçer. 

Ciddi bir rahatsızlık olmamasına rağmen yaşam kalitesini olumsuz etkileyen dolamanın nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Peki dolama nedir ve belirtileri nelerdir? İşte çıktığında ellerinizi kullanmaz hale getiren dolamaya dair bilinmeyenler ve doğal tedavi yöntemleri…

Dolama, parmakların uç boğumlarının enfeksiyon kapması sonucu ortaya çıkar. Hasara uğramış deri katmanlarının mikrop kapmasıyla meydana gelen dolama şişme ve morarma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu duruma stafilokok bakteri ve mantar hücreleri neden olur. Bakteriler; tuvalet, hava ve  toplu kullanılan alanlarda fazla bulunur. Mantar sonucu meydana gelen dolama da hasta doğal tedavi yöntemi uygulayarak bu rahatsızlıktan kurtulabilir. Ancak stafilokok bakteri sonucu ortaya çıkmış dolamalar için cerrahi müdahale şarttır. Çünkü bu bakterinin neden olduğu dolama aynı zamanda ciltle bütünleşerek sertleşmeye neden olur. Gün içerisinde 2 saatte bir ellerinizi dezenfekte etmenizde fayda var. Özellikle kesik olan bölgenizi yara bandı ile kapatmanız dolama rahatsızlığına yakalanma riskini azaltacaktır. Dolama büyük bir kitle ise cerrahi operasyonla kitle patlatılır ve iltihap boşaltılır. İltihaptan temizlenen bölgeye dikiş atılır. Mikrop kapmaması için pansumanla kapatılır. Antibiyotikle desteklenen tedavi yöntemi sonrası bir hafta içinde iyileşme gözlenir.

DOLAMA BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ortaya çıkan yerde zonklama ağrısı yaşanması

Genellikle ayak ve el baş parmaklarında görülür

Kızarıklık ve iltihaplı alanın çoğalması

Vücudun ani titremesi ve terlemesi

Sürekli yorgun ve ağrılar hissetme

Kemik ve kaslarda hassaslaşma

Cildin kabarması

DOLAMAYA İYİ GELEN DOĞAL ÇÖZÜMLER…

Dolama ağır iltihaplı değil ise doğal tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Uzmanlarında önerdiği doğal tedavi yöntemlerini sizler için araştırdık.

LİMON VE KARBONAT KARIŞIMI

Antibakteriyel özelliği sayesinde limon dolamaya neden olan enfeksiyonun azalmasını sağlar. Bir yemek kaşığı karbonat üç yemek kaşığı limon suyunu iyice karıştırın ve dolamanın olduğu bölgeye sürün. 10 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayınız. Bu karışımı dolama şişliği inene kadar uygulayabilirsiniz. 

PİRİNÇ UNU VE KETEN TOHUMU YAĞI

Dolamanın hızlı iyileşmesini istiyorsanız pirinç unu ve keten tohumu karışımından faydalanabilirsiniz. Pirinç unu ve keten tohumu yağını karıştırarak elde ettiğiniz hamurunu, dolamayı açık bırakmayacak şekilde parmağınıza sarınız. 15 dakika bekleyiniz. Bu karışımı her gün düzenli uygulayınız.

E vitamini bakımından zengin olan fındığın insan sağlığına olumlu katkıları vardır. Uzmanlar genellikle çiğ olarak tüketilmesini tavsiye ettikleri fındığın içindeki doymamış yağ asitleri özellikle cilt hücrelerini yeniler. Ülkemizde Karadeniz olmak üzere yağmurun fazla olduğu yerlerde rahatlıkla yetişen fındık huşgiller ailesinden gelir. Peki fındığın faydaları nelerdir? Dövülmüş çiğ fındıktan her gün bir avuç yerseniz ne olur?

Yüksek yağış isteyen fındığın doğada birçok çeşidi vardır. İçeriğinde doymamaış yağ asitleri, fito kimyasallar, lif ve E vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerde içermektedir. İşlem görmemiş çiğ fındıkta aynı zamanda protein, antioksidan, karbonhidrat, B riboflavin, tiamin, niasin, piridoksin, pantotenik ve çinko da bulunur. Kalp krizinden kandaki şekeri dengelemeye kadar birçok faydası olan çiğ fındık günde bir avuç tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan enerjinin yüzde 100’ünü sağlar. Bunun yanı sıra çiğ fındık cilt ve sindirim içinde oldukça faydalıdır. Ülkemizde fındık üretimini yapan başta Giresun olmak üzere Ordu, Trabzon, Rize ve Artvin gibi şehirler gelir. 

DÖVÜLMÜŞ ÇİĞ FINDIKTAN BİR AVUÇ YERSENİZ…

FINDIĞIN FAYDALARI NELERDİR? 

Yapılan araştırmalarda çiğ fındığın damar duvarlarını koruyarak tıkanmayı önlediği ve bunun sonucunda da kalp damar hastalıklarını engellediği gözlemlenmiştir. Aynı zamanda içeriği E vitamini sayesinde kalp krizi riskini azalttığı ortaya çıkarılmıştır.

Sindirimin daha sağlıklı işlemesi için lif kaynağına ihtiyacı var. Böylece midede öğütme daha kolay gerçekleşir. Bağırsakların daha iyi çalışması sonucunda ishal ve kabız gibi yaşam kalitesini düşüren hastalıkların yanı sıra kanser gibi ciddi sağlık sorunlarının da yaşanma ihtimalini azaltır. Lif sadece sindirimi değil, aynı zamanda kan şekerini de dengeleyerek diyabet riskini ortadan kaldırır.

Yüksek antioksidan sayesinde vücuttaki zararlı hücreleri atıp diğer hücrelerin sağlığını koruyarak yaşlanmayı azaltır. Aynı zamanda vücuda giren UVA / UVB gibi zararlı ışınların ortaya çıkarma ihtimali olan deri hastalıklarının riskini düşürür. Çiğ fındık cildin parlaklığını ve canlılığını da sağlayarak yeniden daha dinç ve genç görünüm kazandırır.

Eklem ve kemiklerde azalan kalsiyum şiddetli ağrılara neden olur. Kramp gibi sağlık sorunları da bu gibi durumlar sonucu ortaya çıkar. Özellikle kas yorgunluğu ve adet dönemlerindeki belirli bölgelerdeki ağrıları azaltmak için magnezyum takviyesi yapılmalıdır. Uzmanlar bu gibi sorunların yaşanmaması için günde bir avuç çiğ fındık öneriyor.

Güçlü antioksidan olduğundan sadece vücuttaki hücreleri yenilemez. DNA’sı bozulmuş ve tümörlü hücrelerin sayısını da azaltarak kanser riskini azaltır.

B6 vitamini bakımından zengin olan çiğ fındık, beyindeki sinirleri harekete geçirir. Bu sinir sinyallerinin düzgün çalışması sonucunda stres ve depresyon gibi rahatsızlıkların yaşanma ihtimalini düşürür. Aynı zamanda bu sinyaller vücut hareketlerinin daha sağlıklı faaliyet göstermesini sağlar.

Yüksek oranda doymamış yağa sahip olan çiğ fındık, günde bir avuç tüketildiğinde uzun süre tok tutar. Aynı zamanda vücuttaki yağlarının da yakılmasını destekler. 

“Meyvelerin kralı” olarak adlandırılan mangonun insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğunu biliyor musunuz? Keşfi çok eski çağlara dayanan mango hakkında merak edilenleri araştırdık. Kırmızı kan hücrelerini artırarak kansızlığın önüne geçer. Peki mangonun faydaları nelerdir? Mango en sağlıklı nasıl tüketilir? Düzenli mango tüketirseniz ne olur? Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerali karşılayacak kadar güçlü olan mangoya dair her şey haberin detayında…

Tropik bir meyve olan mango, Hindistan’dan dünyaya yayılmıştır. Asya ülkelerinde faydaları sayesinde kutsal görülen mango, isim kökü olarak ingilizcedir. Eti bol bir meyve olan mango sıvı oranı yüksektir. Farklı bir tadı olan mango, uzun süre tüketilmek için soğutma yöntemi kullanılarak yıl boyu muhafaza edilir. Birden fazla çeşidi olduğundan tadı da farklılık gösterir. Erik ve kavuna benzetilen tadı dışında doğada bulunan en güçlü lif kaynağıdır. Farklı tüketilme yöntemleri olan mango kimi yerde yemek olarak kimi yerde tatlı olarak tüketilir. Son yıllarda diyetisyen uzmanları kilo vermek için kendilerine başvuran hastaların diyet listelerinde ilk sıralarda yer almasını öneriyor. Uzun süre tokluk hissi veren mangoyu bazıları gün içerisinde üç öğünde farklı çeşitlerde tüketir. Mango protein, doymamış yağ, kalsiyum, fosfor, demir, çinko, potasyum, magnezyum, beta karoten, tiamin, amino asitler, riboflavin A ve B vitamin kompleksi bakımından oldukça zengindir. Bu sayede vücudun ihtiyacı olan her şeyi karşılar. 

MANGONUN FAYDALARI NELERDİR? 

Meyvelerin kralı olarak adlandırılan mango ile ilgili birçok araştırmaya konu oldu. Yapılan araştırmalardan birinde antioksidan bileşikleri içeren mango, hücrelerin enfeksiyon ve bakterilerden olumsuz etkilenmesini önler. Kuersetin, isoquercitrin, astragalin, fisetin, gallik asit ve metilgallatın maddeleri sayesinde meme, lösemi ve prostat kanserlerinin gelişmesini engeller. 

Mango el ile iyice ezildikten sonra yüze direk sürülüp yarım saat bekletilince, cilt yüzeyindeki açılmış gözeneklerin temizlenmesini sağlarken açılmış gözeneklerin sıkılaşmasını destekler. Ayrıca sivilcelerin oluşumunu önlerken cildin kırışmasını engeller. 

A vitamini bakımından zengin olan mango, günlük gözün ihtiyacı olanının yüzde 25’ini karşılar. Özellikle günümüzde giderek yaygınlaşan göz kuruluğu ve enfeksiyonlarını engelleyerek gözün daha iyi görmesini artırır. Ayrıca gece körlüğünün de önüne geçer. 

Vücut için alkali oldukça önemli bir maddedir. Bu madde sayesinde organların işlevselliği artar. Mango tartarik asit, malik asit ve sitrik asitler sayesinde bunu sağlar. Böylece vücudu hem temizler hem de potansiyelini artırır.

Yüksek lif sayesinde metabolizmayı düzenler. Böylece vücudun yağ birikimini önler. İçerdiği C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Hastalıklara karşı kalkan oluşturan  mango, vücutta ödem birikmesinin önüne geçer. Bu özelliği sayesinde kemik ve kas ağrılarını iyi gelirken içerdiği kalsiyum sayesinde de kemiklerin güçlenmesini destekler. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan kemik erimesi gibi hastalıkların önüne geçer. 

Kan hücrelerini artırarak kansızlığa iyi gelir. Anemi gibi hastalıkların tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılır. Sadece kan yapmaz aynı zamanda kandaki mikrop ve enfeksiyonların oranını düşürür. 

Uzmanlar hamile ve gelişim çağındaki kişilerin bol bol tüketmesini tavsiye eder.

MANGO EN SAĞLIKLI NASIL TÜKETİLİR?

Mango tüketilmeden önce bol su ile yıkanması gerekir. İyice temizlendikten sonra kabuklarını soyup iç meyvesini püre haline getirin. İçerisine pudra şekeri dökerek tüketebilirsiniz.

4 orta boy ceviz ve bir avuç fındıkla beraber ezip sabah kahvaltısı yerine bir bardak süt ile beraber içiniz.

Tere otu, maydanoz ve mangoyu dilimleyip içerisine bir miktar limon sıkıp öğle yemeği yerine geçirebileceğiniz bir salata olabilir.

Ani şeker düşmesinde ya da yorgunluk gibi durumlarda bir bardak sıkılmış mango suyu tüketerek bu rahatsızlıkların önüne geçebilirsiniz. 

Menisküs dizde bulunan ve birbirine uygun olmayan yapıları birleştirir. Peki menisküs yırtığı neden olur? Menisküs yırtıklarının belirtileri nelerdir? Yürümeyi zorlaştıran ve şiddetli ağrıları beraberinde getiren menisküs genellikle yaşlı ve sporcularda yırtılır. Sizler için ciddi sonuçlar doğuran menisküs hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında menisküse ait her şeyi bulabilirsiniz.

Diz eklemi uyluk, bacak ve diz kapağından oluşan farklı yapılardır. Bu yapılar menisküs bağı ile güçlendirilmiştir. Yürüme aktivitesini gerçekleştiren bu yapılar herhangi bir hasar aldığında ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Menisküsler kolajen ne elastikiyeti yapılarından oluşur. Kıkırdakların vücudun ağırlığını ve hareketi kolayca kaldırması için menisküs adete kilit bir noktadır. İleri yaşlarda ve hamilelik süreci dışında sporcularda da görülme ihtimali olan menisküs yırtılması birçok nedenden ötürü yaşanabilir. Bunların başında sağlıksız beslenme, ani hareket ve diz kapağının ağır bir darbe alması ile ortaya çıkar. Tüm bunların yanı sıra bazı uzmanlar dayanıklık sınırına göre menisküs yırtılmasının gençlerde görülme olasılığınında olduğunun altını çiziyor. 

MENİSKÜS YARALANMALARIN NEDENLERİ NELERDİR?

Toplumun her kesiminde görülme olasılığı olan menisküs, diz zorlanması, dengesiz diz bükme, dizin kaldıramayacağı ağırlığı kaldırma ve uyku esnasında dizin dönmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.

Ayağı kalkarken, sandalyeye otururken ya da ip atlama gibi aktivitiler sırasında menisküslerin zorlanması ile yaşanır.

Futbol, tenis, basketbol gibi ikili oyunlarda karşıdan alınan herhangi bir darbe ya da oyun esnasında vücudun aniden hareket etmesi de menisküs yırtılmasına neden olur.

MENİSKÜS YIRTIKLARININ ÇEŞİTLERİ VE DERECELERİ NELERDİR?

Genç yaşta görülen oblik yırtılma yani eğik menisküs en sık görülendir.

Dejeneratif menisküs yırtıkları

Horzintal menisküs 

Radial menisküs

Kompleks yani birçok nedenden dolayı yaşanan yırtılma

MENİSKÜS YIRTIKLARININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Menisküs yırtıldıktan sonra ağrı ilk zamanda kendini göstermez. Ancak diz hareket etmeye devam edince şişme ve ödem toplama ile ağrı şiddetini artırır. 

Hareket esnasında dizden gelen değişik sesler 

Diz çevresinde şişme ve sertlik 

Diz hareketi sırasında kitlenme olduğu yerden kalkamama

Diz bükmede ya da tamamen açma da zorlanma belirtileri ile kendini gösterir.

MENİSKÜS YIRTILMASI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez Ortopedi ve Travmatoloji alanında  bir uzmana başvurulmalıdır. Genç yaşta ortaya çıkan menisküs yırtılmasında tedavi en zor olandır. Eklemlerin de hasar almaması ve ciddi bir sakatlığa neden olmamasından dolayı tedavi başlatılır. Bazı durumlarda menüsküsler tamamen alınır. Ancak bu cerrahi operasyon ciddi bir hasar sonrası yapılır. Diğer tedavi yöntemlerinde ise kıkırdak içinde kan ve sinovyal alınır menisküse enjekte edilir. Menisküs operasyonlarla güçlendirilmeye çalışılır. Doktor menüsküs yırtılmasının tedavisini yırtılma durumuna göre belirler. Sağlıklı beslenme ile de vücuda yeterli miktarda kolajen alınır. Bunun için bazı besinlerin tüketilmelidir. Kolajen içeren besinler başında; ebegümeci, ısırgan otu, üzüm çekirdeği, balık ve beyaz et gelir. 

Herkesin baharatlığında bulunan eşsiz kokusu ve lezzeti ile yemeklere farklı bir tat katan karabiberin kökeni Hindistan’a kadar uzanıyor. Beyaz ve yeşil gibi biberlerin tohum halleri kurutulup ufalandığı hale karabiber denir. Küçük yuvarlak gibi olan bu baharat alternatif tıpta özellikle üst solunum yolları hastalıklarında sıklıkla kullanılır. Peki karabiberin faydaları nelerdir? Karabiber tohumu ne işe yarar? Sizler için karabiber hakkında merak edilenleri araştırdık.

Kökeni Hindistan’a dayanan karabiber yuvarlak meyveler olan piperaceaenın kurutularak ufalanıp baharat olarak yemeklerde ve ilaçlarda kullanılır. Sıcak iklimlerde rahatlıkla yetişebilen karabiber meyvesinin aynı zamanda beyaz olanı da bulunmaktadır. İçeriğinde potasyum, magnezyum, demir, K ve C vitaminleri bakımından oldukça zengindir. Güçlü bir anti inflamatuar olan karabiber, vücudun ihtiyacı olan A vitaminin de yüzde 70’ini karşılayabilir. Kendine hoş kokusu ve tadı olan karabiber, Türk mutfaklarının vazgeçilmez baharatlarındandır. Özellikle tadı bakımından keskin olan karabiber, alternatif tıpta ilaç olarak tüketilirmiş. Boğaz enfeksiyonları, üst solunum yolları hastalıkları ve iltihaplanma gibi sağlık sorunlarında kullanılan doğal ilaçların başında gelir. C vitamini bakımından da zengin olduğundan güçlü bir antioksidandır.

KARABİBER TOHUMU NE İŞE YARAR?

KARABİBERİN FAYDALARI NELERDİR?

Devamlı öksürük ve soğuk algınlığında vücutta artan enfeksiyonlu hücreler, kemiklere yerleşerek vücudun halsiz olmasını sağlar. Boğazda kaşıntıya neden olan iltihaplanmayı artırır. Ancak karabiber içerdiği C vitamini sayesinde enfeksiyonlu hücreleri vücuttan atar. 

Diyet lif içeren karabiber sindirime ve kilo vermede de kolaylık sağlar. Hazırlanan salatanın içerisine eklenen karabiber metabolizmayı hızlandırır. Ya da yoğurtla beraber karıştırılıp tüketildiğinde mide asidini dengeler. Bağırsak florasını azaltır. Kabızlık ve ishal rahatsızlıklarının yaşanmasını önler.

Güçlü bir antioksidan olduğundan vücuttaki serbest radikalleri vücuttan atar. Böylece hücrelerin deforme olmasını engeller. Hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçerek kanserli hastalıkların oluşmasını önler.

Karabiber enfeksiyonlu hücrelerin oluşumunu önler. Bu sayede ağızda ve dişte biriken mikropların birikmesinin önüne geçer. Diş çürümesini engeller. Ayrıca dişlerin sararmasının önüne geçer.

Zerdeçal, karabiberi ve bal karışımı hem akciğeri temizler hem de sigara içme isteğini azaltır. Vücuttaki nikotin isteğini azaltan bu karışım aynı zamanda deforme olmuş hücreleri de yeniler. 

Modern çağda en sık görülen ruhsal sorunlardan olan stres ve depresyonun etkisini azaltmak ve sinir hücrelerini yatıştırmak için karabiber birebir fayda sağlar. Antidepresan etkisi gösteren karabiber, beyne giden sinirlerin daha sağlıklı çalışmasını destekler. 

Göz sağlığı için en etkili vitamin A vitaminidir. A vitamini özellikle korneayı korur. Görme yetisini artırır. Bu yüzden vücut günlük A vitaminine ihtiyaç duyar. Karabiber bu bakımdan en etkili besindir. 

Hem cilt hem de saç sağlığı için fayda sağlayan karabiber, saç dökülmesi ve kepek sorunlarının önüne geçer. 

KARABİBER, LİMON VE TUZ KARIŞIMI NEYE İYİ GELİR?

Kronik rahatsızlıkları olanların bu karışımı tüketmeden bir uzmana danışması gerekir. Aksi halde bu karışım kan basıncını artırabilir. Yüksek tansiyona zemin hazırlayabilir. Bunun dışında bu karışım hızlı kilo vermek isteyenler ideal bir karışımdır. Ayrıca bu karışım yemek borusundan bağırsaklara kadar olan kısmı temizler. Mesane de kum ve taş oluşumunun önüne geçer. Vücudu temizleyerek hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirir. 

Çoğu kimsenin bilmediği siyah mercimek Asya mutfaklarının vazgeçilmez besinleri arasında yer alıyor. Yüzyıllardır tüketilen siyah mercimeğin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki siyah mercimeğin faydaları nelerdir? Siyah mercimek hangi hastalıklara iyi gelir? Son yıllarda tüketilmesi adeta popüler olan siyah mercimek tam bir lif deposudur. Sizler için ülkemizde çok bilinmezse de siyah mercimeğe dair merak edilenleri araştırdık.

Mungo fasulyesi, siyah gram, vigna mungosu ve minapa pappu gibi isimlerle de b,linne siyah mercimek, Hindistan Yarımadasında sıkça tüketilir. Asya’dan tüm dünyaya yayılan siyah mercimek güçlü bir lif kaynağıdır. Antik çağlardan beri üretilip tüketilen siyah mercimek, ülkemizde çok az rastlanır. Genellikle turuncu, sarı ve yeşil olarak tüketilen mercimek, Karayip yerlileri, Fiji, Mauritius ve Afrika gibi ülkeler de de ana yemek olarak tüketilir. Ortaçağ’da askerlerin uzun süre tok ve enerjik kalması için lapa şeklinde pişirilirdi.Güçlü bir protein kaynağı da olan siyah mercimekten bir tabak tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan kalsiyum ve proteinin yüzde 80’ini rahatlıkla karşılar. Ülkemizde M.Ö yıllarda Anadolu’da tüketilen ancak çok fazla tercih edilmeyen siyah mercimeğin 100 gramında protein 25 gram, potasyum 983 miligram, kalsiyum 138 miligram demir 7.57 miligram niasin 1.447 miligram, tiamin 0.273 miligram ve riboflavin 0.254 miligram bulunmaktadır.

SİYAH MERCİMEĞİN FAYDALARI NELERDİR? SİYAH MERCİMEK HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bir tabak siyah mercimek yaklaşık 50 grama denk gelir. Gün içerisinde tüketilen bu gram vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat yani enerjiyi karşılar. 150 kalori içerdiğinden kilo almaya neden olmaz.

Et tüketmeyi sevmeyenler için ideal bir protein kaynağı olan siyah mercimek, iki tabak tüketilmesi yeterli olacaktır.

Siyah renkli olmasını sağlayan antosiyaninler, vücudun hızla toksinlerdne arınmasını destekler. Böbrek ve mesanedeki bakterileri ve asitlenmeyi önleyerek kum, taş oluşumunun engeller. İdrar yolu ile enfeksiyonları atar.

Sindirim sisteminin fonksiyonlarını artıran lif maddesi bakımından zengin olan siyah mercimekten sadece bir porsiyon tüketerek uzun süre tok kalmayı da sağlayarak kilo vermede yardımcı olan besinler arasında yer alır. 

Folik asit ve B vitamin kompleksi bakımından zengin olan siyah mercimek, kemik ve kas yapısını güçlendirir. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan eklem ağrıları, iltihaplanmalar, kireçlenme ve kemik erimesi gibi hastalıkların önüne geçer. 

Güçlü esansiyel aminositler barındıran siyah mercimek diğer tahıl besinleri gibi metiyonin maddesi bakımından zayıf kalır bu yüzden patatesle tüketilmesi tavsiye edilir. 

Kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp ve damar hastalıklarının yaşanma riskini azaltır. Aynı zamanda kan şekerini düzenleyerek diyabet hastalığının da önüne geçer. 

Güçlü antioksidan içeren siyah mercimek, ile ilgili yapılan araştırmalarda kanserli hücrelerin çoğalmasını engellediği ortaya çıkarılmıştır. Tümörlü hücrelerin oluşumunu önleyen siyah mercimek özellikle mide ve kolon kanserinin önüne geçer. 

Uzmanlar kansızlık ve anemi hastaları için siyah mercimeği öneriyor.

SİYAH MERCİMEK NASIL PİŞİRİLİR?

Bir bardak siyah mercimeği 10 su bardağı su ekleyip kaynatınız. 20 dakika yüksek ateşte kaynatıldıktan sonra 20 dakika da altı kısık kaynatın. Pişirilen mercimeği isterseniz. Kaynamış patatesle karıştırın. Dilerseniz yeşil salatanın içerisine ekleyin. İsteğe göre içerisine terayağı baharat ekleyip çorba olarak tüketin. 

Geleneksel bir durum olan gelen misafire kolonya dökmeyi bir kez daha düşünerek yapın. Uzmanlar özellikle bu konuda cilt hastalarını uyarıda bulunuyor. Şiddetli kaşınmada ya da yaralanmada kolonya dökerek durumun azaltılacağını düşüncesinin yanlış olduğu konusunda uzmanlardan kesin uyarı geldi. Peki kolonyanın zararları nelerdir? Haberin detayında kolonyaya dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Bayılma ya da sivri sinek ısırmalarında da sık kullandığımız kolonyaların zararları olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıktı. Geleneklerimizin vazgeçilmez bir parçası olan kolonya, beyne başta olmak üzere birçok organımıza zarar verir.İlk kez bir Macar kesişi tarafından keşfedilen kolonyaya uzun yıllar “Macar suyu” denilmiştir. 17. yüzyılda parfüm koleksiyoncuların dikkatini çeken bu eşsiz kokunun keskinliği herkesi etkilemiştir. Maddenin öz asidinden elde edilen kolonya birçok çiçeğin ve meyveden yapılır. İçeriğinde etil alkol ve besinlerin esansı bulunan bu hoş koku ülkemizde geleneksel olarak bayramlarda gelen misafire dökülerek ikram ediliyor. İlk geliştirildiği yıllarda tıbbi amaçla kullanılan kolonya formülüne biberiye, portakal çiçeği, bergamot ile limondan oluşan ve ferahlatıcı özelliği vardır. Bu yüzünden karışım, sindirim sistemi rahatsızlıklarında şeker üzerine damlatılarak tüketilirmiş. Antiseptik özelliğinden ötürü ağız çalkalamada, yara temizliğinde kullanılıyor, kas ve eklem ağrıları için kullanılırmış. Tedavi amaçlı kullanılan kolonya ülkemize 2. Abdülhamid Han zamanında girmiştir. Yararı olduğu kadar zararı olan kolonya özellikle günümüzde merdiven altı üretildiği için içerisinde doğal maddeden çok işlenmiş zararlı maddeler bulunmaktadır. Cildiye uzmanları egzama, cilt alerjilerine yatkın olanların kolonya kullanımı konusunda ciddi uyarılarda bulundu.

KOLONYANIN ZARARLARI NELERDİR?

Kolonya içerdiği sakinleştirici maddeden dolayı koku ve tat alma duyularının etkisini olumsuz ekiler.

Solunum yolu ile uçucu asit maddeleri solunum yoluna yerleşir ve ilerleyen zamanlarda hasarlara neden olur.

Vücudun ter gözeneklerini tıkayarak terlemeyi engeller. Böylece ciltte zararlı bakterilerin çoğalmasına sebebiyet verir. 

Tuvalet sonrası ele dökülen kolonya bakterileri yok etmez. Aksine elde bulunan bazı bakterilerle etkileşime girerek çoğalmalarına neden olur.

Bazı genetik yatkınlık olan hastalıkların ayyuka çıkmasına neden olur.

Göze temas ettiği an göz merceğine zarar vererek körlüğe davetiye çıkarır.

Kronik solunum yolu hastalarının kesinlikle uzak durması gereken bir maddedir. Hastalığı hem tetikler hem ciddileştirir. 

Bağışıklık sisteminin en önemli organlarından biri olan timüs bezinin ne olduğunu biliyor musunuz? Sizler için vücudun sağlıklı işlemesi için sürekli titremesi gereken timüs bezi hakkında merak edilenleri derledik. Peki timüs bezi nedir? Timüs ne işe yarar? Tiroid bezi tiroid bezi ve soluk arasında ceviz büyüklüğünde olan bir organdır.

Vücudun komut merkezi olan timüs bezi, tiroid bezinden salınan T hormonlarının hangilerinin zararlı hangilerinin faydaları olduğunu ayırt ederek zararlı olanları vücuttan atar. Bağışıklık sisteminin bakterilerle nasıl savaşacağını ayarlayan timüs bezi, doğar doğmaz vücutta bulunur. Yani vücudu enfeksiyonlara karşı hemen savaş kalkanı haline getirir. Ergenlik döneminde daha da büyüyen bu bez, testesteron ve östrojenin dengelenmesini korur. Timus bezi ne kadar titrerse bu vücudun bir o kadar sağlıklı çalıştığının göstergesidir. Timüs bezi yaşla paralellik gösterir. Hareketleri beyin tarafından kontrol edilen timüs bezi, üzüntü ve kahkaha anlarında farklı fonksiyonlara sebebiyet verir. İyi hissetmek ve gülmenin faydası ile orantılı olan timüs bezi, aynı şekilde stres altında da çalışmaz haline gelebilir. 

TİMÜS NE İŞE YARAR?

Timüs bezi vücudu adeta koruyan bağışıklık sistemini yeniler. İki kapsül şeklinde olan timüs bezi, hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçer. Ancak herhangi bir travma ile deforme olan timüs bezi kanserli hastalıkların yaşanmasına zemin hazırlar. Yapılan araştırmalarda timüs bezinin fonksiyonları ve kanser hastalıklarının ortaya çıkmasında büyük bir pay olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın devamında ise bu bezin fonksiyonlarının azalmasındaki en büyük etken ise vücudun kendi kendine üretemediği çinko maddesinden kaynaklı olduğu ortaya çıkarılmıştır. Uzmanlar bu yüzden çinko maddesinin bebeklik çağından beri düzenli miktarda vücuda alınmasını tavsiye ediyor. Geceleri daha hızlı çalışan timüs bezi, vücudun yenilenmesinde de büyük bir payı vardır. 24 saat boyunca bu çalışma hızı aynı korunduğunda hem bağışıklık güçlendirilir hem de yaşlanmayı geciktirir.

Kuşlar sayesinde neslini çoğaltan ardıç ağacının insan sağlığına faydaları olduğunu biliyor muydunuz? Anadolu’da sıkça yetişen ardıç ağacı birçok medeniyete gölgelik etmiştir. Eski çağlarda dilek ağacı olarak geçen ardıç ağacında yetişen meyvelerin çayı yapılarak tüketilir. Sindirim ve ruhsal birçok hastalığa iyi gelen ardıç ağacı hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Peki ardıç ağacının faydaları nelerdir? Ardıç meyvesi nasıl tüketilir? Ardıç ağacının tohumları ne işe yarar?

Ardıç ağacı üremek için kuşlara ihtiyaç duyar. Ağacın dallarından döktüğü tohumları çiğneyip sindirdikten sonra dışkılama yolu ile toprağa bırakırlar. Böylece ardıç ağacı yeniden yeşerebilir. Meyvesinden dallarında kadar şifa veren ardıç ağacı eski yıllardan beridir alternatif tıpta kullanılır. Tarihi geçmişi çok eski yıllara dayanan ardıç ağacı, medeniyetler tarafından farklı amaçlarla tüketilmiştir. Yakıldığında güçlü kokusu olan ardıç ağacı, Yunanlılar tarafından ruhsal hastalıkların tedavisi için yakılırdı. Ormanlara eşsiz kokusu ve görüntüsünü bırakan ardıç ağacı, ılıman bölgelerde ağaç olarak yetişir. Ancak daha soğuk iklimlerde ise çalı boyuna kadar uzar. Kozalakları ardıç ağaçlarını çeşitlendirir. Silisik asit barındıran ardıç ağacı güçlü ve dayanıklı bir yapıya sahiptir. Ardıç ağacında üzüme benzer meyveler çıkar. Bu meyveler büyüdükçe kozalak şeklini alır. Tohum halinde ise toplanarak kozmetik ve ilaç sektöründe kullanılır. Tohumlar halk arasında bicari ve cücek de adlandırılır. Meyvesinden, dalları ve yapraklarına kadar faydalı olan ardıç ağacı  reçine, kalsiyum, pentosan, junioerin, glikoz, uçucu yağlar, sakaroz, manganez,mangan, demir, bakır, organik asitler, tanen, potasyum ve C vitamini bakımından oldukça zengindir. Tohumu, yaprakları ve dallarından çay yapılır. Krem olarak kullanılmak istendiğinde öğütülür. Ayırca içerindeki yağda çıkartılarak tüketilebilir. 

ARDIÇ AĞACININ TOHUMU NE İŞE YARAR?

ARDIÇ AĞACININ FAYDALARI NELERDİR?

Güçlü bir asit barındıran ardıç ağacı çay olarak tüketildiğinde böbreklerdeki taş ve kumu döker. 

Besinlerden kalan atıklarla toksinlenmiş akciğer, karaciğer, mide, bağırsak ve kanı temizler.

Metabolizmayı düzenleyerek sindirim sistemindeki organların fonksiyonlarını artırır.

– Çok güçlü bir yağ yakışı özelliği olan ardıç ağacı vücudun yağ biriktirmesini önlediği gibi olan yağı da yakıp enerjiye çevirir.

Toksin temizlemede etkili olan ardıç tohumu, damarları temizleyerek tıkanmayı önlediği gibi kötü kolesterolü düşürerek de kalp rahatsızlıklarına yakalanma olasılığını azaltır.

Ruhsal hastalıklar için eski çağlardan beri kullanılan ardıç ağacının tohumundan yapılan çay vücuttaki sinirleri yatıştırır. Ayrıca dalları yakılıp çıkan duman yoluyla da beyindeki hücrelerin sağlığını koruyarak sinirli depresyonlu ruhsal durumların yaşanmasının önüne geçer.

Yakılıp koklanılan duman sadece psikolojik hastalıklara değil aynı zamanda solunum yetmezliği ve tıkanan bronşları açmada da fayda sağlar. 

Sistit ve albümini gibi rahatsızlıklar için doğal bir antiseptik ilaçtır.

Yaprağından yapılan çay hazımsızlığı önler. Ayrıca yapraklarından yapılan çay boğaz enfeksiyonunu azalmada etkilidir.

Hücrelerin mutasyona uğramasını önleyerek kanser hastalıklarının yaşanma olasılığını azaltır. 

Güçlü bir antioksidan olduğundan hücre yenilenmesini destekleyerek yaşlanmayı geciktirir. Alternatif tıp uzmanları Anadolu insanın sağlıklı vücut yapısının ardıç çayı sayesinde olduğunu söylüyor.

Ardıç yağı yara temizlemede etkili bir ilaçtır. 

Kadınların ay başında yaşadığı ve adeta kabusa dönen adet dönemlerindeki sancıları da azaltır.

Yapılan bazı araştırmalarda romatizma hastalılarına karşıda fayda sağladığı ortaya çıkartılmıştır.

Sadece idrar yoluyla değil terleterek de vücuttaki toksinleri atar. Fakat bu terleme bilinenin aksine kötü koku yapmaz.