Şunun için etiket arşivi: Sağlık

İnfluenza hastalığına dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Grip virüsü olan influenza birden ortaya çıkar. Ateşlenme ve solunum rahatsızlıkları ile beraber devam eder. Peki influenza hastalığının belirtileri nelerdir? İnfluenza hastalığından nasıl korunur? Haberin detayında influenza virüsüne dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Dünyada 500 bin insanın ölümüne neden olan influenza virüsü gribin en tehlikelisidir. Yaşamı tehdit eden ve bulaşma ihtimali olan influenza virüsü, solunum yollarına yerleşerek burada ürer. Diğer soğuk algınlığı hastalıklarına göre daha sert geçer. Bağışıklığı zayıf olan kişilerin ise bu virüsten kurtulma olasılığı oldukça düşüktür. Hava yolu ile bulaşma ihtimali olan influenza virüsü kulukça döneminden sonra şiddetli belirtilerle aniden ortaya çıkar. 2 haftadan uzun süren bu rahatsızlık, kronik hastalıklara davetiye çıkarır. 

İNFLUENZA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Aniden vücut ısısı değişir 

Şiddetli baş ağrısı

Boğaz kaşıntısı ve kuru öksürük

Göğüs ağrısı

Sinüs kanallarının iltihaplanma oranını artırarak burun akıntısı

Nöbet geçirme

Yorgunluk ve kas ağrıları

Karın ağrısında bağlı kusma ve ishal gibi belirtilerle kendini gösterir. 

İNFLUENZA HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana başvurulmalıdır. Aksi halde virüs bağışıklığa sıçradığında tedavi zorlaşır. Dinleme ve ilaç tedavisi öneren uzman doktor virüsün tamamen vücuttan atılması için ilaç tedavisini belirtiler azalmasına rağmen devam etmeyi önerir. Ayrıca vücuttan atılması için antioksidan içeren meyve ve sebze tüketiminin artırılması lazım. Sürekli ateşlenmeyi düşürmek içinde bol bol sıvı tüketilmelidir. Hastanın sürekli yatak ve giydiklerini değiştirmeli. Antibiyotikler bu virüse karşı etkili değillerdir. Bu yüzden uzman kontrolünde ilaç kullanılmalıdır.

İNFLUENZA VİRÜSÜNDEN KORUNMANIN YOLLARI

Toplum ortamlarda uzun süre kalınmamalı

Başkalarına ait eşyalar kullanılmamalı

Mevsim geçişlerinde artan virüs sayısına bağlı maske takılmalı

Sürekli eller yıkanmalı

Hasta olan kişilerin yanında sürekli limonlu ılık su tüketilmeli

Ortamlar sürekli havalandırılmalıdır. 

Ülkemizde en çok tüketilen baharatlardan biri olan isotun aslında sağlığa birçok faydası olduğunu biliyor muydunuz? Peki isotun faydaları nelerdir? İsot hangi hastalıklara iyi gelir? Şanlıurfa’ya özgü yetiştirilen acı biberin kurutulmuş haline isot denir. Aşırı acı olan isotun kanseri de bitirdiği yapılan araştırmalarda kanıtlandı. Haberin detayında isota dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

İlkbaharda ekilmeye başlanan biber, yaz aylarına doğru kırmızı, mor ve siyah gibi renkler alır. Biber güneşte kızardıkça içeriğindeki acı oranı daha da artar. Toplanılan biberler zeytin yağı ve tuz ile kavrularak kurutulur. Bu yöntem şimdilerde yapılır eski yöntemlerde ise önceden güneşte tamamen kurutulur ve dövülürmüş. Özellikle çiğ köfteler de kullanılan isot aynı zamanda alternatif tıpta doğal ilaç olarak da tüketilir. Şimdilerde her yerde kolayca elde edilebilen isot, bağışıklık sistemini güçlendirerek sindirimi kolaylaştırır. Aynı zamanda kemik gelişimi ve vücuttaki ödemi de atmada oldukça etkilidir. Yapılan bazı araştırmalarda gece körlüğü ve kansere iyi geldiği ortaya çıkarılmıştır. İçeriğinde demir, magnezyum, fosfor, potasyum minerallerinin yanı sıra A, K ve C vitaminleri barındırır. 

İSOTUN FAYDALARI NELERDİR? İSOT HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bilinen en güçlü faydası metabolizmayı hızlandırır. Bu yüzden kilo vermek isteyenler için vazgeçilmez bir besindir. Ancak tüketilmeden önce bir uzmana danışılması gerek çünkü mide asidini olumsuz etkileyerek ülser ve reflüyü tetikleyebilir. 

Yapılan araştırmalara acı olmasına rağmen isotun güçlü antioksidan ve antibakteriyel olmasından dolayı kanser hastalıklarını engellediği ortaya çıkarılmıştır.

Aşırı tüketilmediğinde gelişim çağı ve hamilelik dönemlerinde de tüketilmesi tavsiye edilir. Kemik gelişiminde fayda sağlan isot, ürik asitin çoğalmasını engeller. Bu sayede kas ve kemiklerde ödem toplanmasını önler.

İsot kandaki şeker oranını dengeleyerek yükselmesini ya da düşmesini engeller. Bu yüzden şeker hastalarının da rahatlıkla tüketebilir.                        

Antioksidan özelliği sayesinde damarları temizleyerek sertleşmesini ve tıkanmasını önler. Bu sayede kalp hastalığının yaşanmasını engeller.

İSOTU YOĞURTLA BERABER YERSENİZ NE OLUR?

Yoğurt eski çağlardan beri hastalıklara karşı kullanılan en etkili besindir. İnsan sağlığına birçok faydası olan isot ile beraber tüketildiğinde etkisi daha fazla artar. Her ne kadar isot acılı olsa da yoğurt ile karıştırıldığında acı oranı düşer. Tüketilen bu karışım özellikle yemek borusu kanserini engeller. Ancak üst üste tüketilmesi önerilmez.

Her ikisinin de içerisinde C ve B 12 vitamini bulunmaktadır. Bu sayede karışım güçlü bir antioksidan olur. Vücuttaki tüm bakteri ve enfeksiyonlu hücreleri idrar ya da dışkı yolu ile atar. 

İsotun içeriğindeki acı ürik asidi temizlerken yoğurt ise kemiklere kalsiyum desteği verir. Bu sayede ileri yaşlarda yaşanabilecek olan kemik erimesi ya da diğer kemik hastalıklarını önlenir.

Bu karışım mide asidini de olumsuz etkilemediğinden kilo vermeyi kolaylaştırır. Ayrıca vücutta biriken ödemleri atarak yağ tutmasını önler. Bölgesel zayıflamak isteyenler içinde ideal bir karışımdır.

Kendirgiller ailesine ait olan şerbetçi otu, görüntü olarak küçük kozalaklara benzer. Yüzyıllardır alternatif tıpta kullanılan bu ot, uçucu yağlar, acı maddeler, reçinler, mumu ve tanen bakımından oldukça zengindir. Güçlü bir yatıştırıcı etkisi olan şerbetçi otu hakkında merak edilenleri haberin detayında bulabilirsiniz. Peki şerbetçi otunun faydaları nelerdir? Şerbetçi otu nasıl kullanılır?

Temmuz ve Eylül aylarında yeşil ve beyaz renklerle çiçeklenen şerbetçi otu, ülkemizde Bilecik de sıklıkla yetiştirilir. Yapraklarının üzerinde sert tüyler bulunur. Ağustos ayında toplanıp kurutulan şerbetçi otu, alternatif tıpta doğal ilaç yapımında kullanılır. Bunun yanı sıra yağı kozmetik sanayine gönderilir. Birçok doğal krem ve tonik yapımında ham madde görevindedir. Yüzyıllardır mide hastalıklarının başında gelen bulantı ve kusma çeşitli hastalıklara hem davetiye çıkarır hemde belirtileri arasında yer alan rahatsızlıklardır. Şerbetçi otu bu hastalıklara adeta doğal ilaçtır. Yatıştırıcı etkisi sayesinde uzmanlar teknolojinin gelişmediği yıllarda çayını psikolojik sorunlar yaşayan hastalarına verirler. İlkbaharda yeşeren sonbaharda şifa veren şerbetçi otu, gölgede kurutularak aktarcılarda satılır. İnsan sağlığına inanılmaz faydaları olan şerbetçi otunun zararları da vardır. Bu yüzden tüketmeden uzmana danışmakta fayda var.

KADINLARA ÖYLE FAYDASI VAR Kİ…

ŞERBETÇİ OTUNUN FAYDALARI NELERDİR?

Kadınların fizikler gelişimine katkı sağlayan şerbetçi otu aynı zamanda regl dönemindeki ağrıları ve sancıları da dindirir.

Ağrı kesici özelliği olan şerbetçi otu romatizmaya bağlı gelişen kemik ağrılarında krem olarak kullanılır. Aynı zamanda iltihaba bağlı gelişen diş ağrılarına da iyi gelerek ağız ve diş sağlığını korur. 

İdrar söktürücü özelliği sayesinde de vücutta bulunan zararlı toksinleri temizler. Özellikle karaciğerde oluşan iltihaplı toksinleri vücuttan atar. Aynı zamanda böbreklerde taş ve kum oluşumunu da önler. 

Sinir hücrelerindeki deforme olmuş hücreleri azaltarak vücudu sakinleştirir bu sayede de rahat bir uyku çekmenize yardımcı olur. 

Metabolizmayı hızlandırarak daha hızlı kilo vermenize yardımcı olur. Günde bir bardak tüketilen şerbetçi otu çayı sindirimi kolaylaştırır. Hazımsızlık gibi rahatsızlıkları önler.

Kremi de yapılan bu ot, yaraları hızlı iyileştirmede kullanılır. 

ŞERBETİ OTU NASIL KULLANILIR?

YAĞI

Yatıştırıcı özelliğe sahip bu otun yağı vücut ağrılarına iyi gelir. Ancak başka yağlarla karıştırılıp kullanılmamalıdır. Diz ağrıları, eklem tutulmaları ve özellikle uzun süreli oturarak çalışanların iki günde bir bu yağ ile masaj yapılması önerilir. Ayrıca migren atakları sırasında ense ve alın kısmına da biberiye yağı ile karıştırılıp sürülebilir.

KREM

Şerbetçi otu kadınların fiziksel gelişimlerini destekler ayrıca yaralanmalarda kullanılır. Özellikle göğüs büyütmek isteyen kadınların düzenli bir şekilde özellikle göğüs etrafına sürülmesi önerilir. Bu kremi elde etmek için bir tutam şerbetçi otunu kaynatın blendırdan geçirin krem kıvamına geldiğinde kullanabilirsiniz. 

BİTKİ ÇAYI

Bu ot kurutularak kullanılır. Çay gibi demlenir. Bu çay özellikle kronik uykusuzluk çekenlerin yatmadan bir saat önce tüketilmesi önerilir. Keskin bir kokusu olan şerbetçi otu çayına bal eklenerek tükebilirsiniz. 

Havaların sürekli değişmesi ile beraber sağlıksız beslenme birçok hastalığın yaşanmasına neden olur. Uzmanlar hastalıkların önüne geçmek için önceden vücudu bazı ek takviyelerle güçlendirmek gerektiğini vurguluyor. Bunlardan en önemlisi ise C vitaminidir. C vitamini vücut kendiliğinden üretmez. Peki C vitamini eksikliğinin belirtileri nelerdir? C vitamini hangi besinlerde bulunur? Sizler için vücudun vazgeçilmezlerinden biri olan C vitamini hakkında merak edilenleri araştırdık.

C vitamini vücudun ihtiyacı olan önemli vitaminlerden biridir. Bu vitaminin eksikliği genellikle saç, cilt ve diş etinde rahatsızlıklara neden olur. C vitaminini insanlar kendileri üretemediklerinden başka besinlerden bunu almak zorundadırlar. C vitamini binlerce molekülün birleşiminden oluşur. Bu bileşimler sayesinde güçlü bir antioksidan ve antiseptik özelliği vardır. C vitamini vücutta genellikle sıvı oranının fazla olduğu yerlerde bulunur. Buradaki hücre yapısını artırarak bağışıklık sistemine destek verir. Tüm canlıların hücre akışları için gerekli olan askorbik asit bakımıdnan zengin olan C vitamini doğada birçok besinde bulunur. Uzmanlar bu besinleri tüketerek C vitamini alınması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Özellikle mevsim geçişlerinde bağışıklığın zayıflamasına karşı vücut direncinin hastalıklara karşı düşmesi kişinin uzun süreli rahatsızlıklar yaşamasına neden olur. 

C VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sinir hücrelerinin ihtiyacı olan asitler azaldığından sinir sitemi hasar alır. Hasar alan sinir sitemi nedeniyle beyinde de bir takım komplikasyonlar gelişir. Bunlar baş ağrısı, halsizlik ve yorgunluk gibi durumlarla kendini gösterir. 

Tükürükte azalan enzimler nedeniyle diş etlerinde besinlerin bıraktığı hasarlar ve toksinler nedeniyle şişme ya da kanama gibi durum yaşanır. 

Cilt hücreleri yenilenmediğinden morarma ve çürüme belirtileri gösterir.

Bağışıklığın zayıflaması ağız içi, dudak, burun ve yanaklarda aft çıkmasına zemin hazırlar.

Sürekli ateş basma gibi hararetler yaşanır. Bazılarında ise tam tersi üşüme görülür.

Kemik ve kas ağrılarının şiddetlerinde artışlar ortaya çıkar. 

Sivilce lekeleri geçmez ve yaralar çok yavaş iyileşme gösterir. 

Hastalıklara karışı direncin sürekli düşüktür.

GÜNLÜK ALINMASI GEREKEN C VİTAMİN;

3 yaşındaki bir çocuğun günlük alması gereken C vitamini miktarı 35 mili gram olması gerekir.

6 yaş 50 miligram

9 yaş 60 miligram

12 yaş 90 miligram

20 yaş ve üzeri yetişkin kişilerin ise 100 miligram vitamin almalıdır.

C VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ NASIL GİDERİLİR? 

C vitamini besinlerde bulunan bir vitamin olduğundan bu besinleri tüketerek eksiklik giderilebilir. Bu besinler; Kivi, yaban mersini, portakal, limon, mandalina, yeşil biber, kırımız lahana ve kuşburnunda bulunur. Ayrıca tere, karnabahar, roka, brokoli, taze fasulye, üzüm gibi besinlerde de az miktarda bulunabilir. Günlük C vitamini eksikliğini gidermek için 2 bardak portakal suyu tüketebilirsiniz. Aynı zamanda bir tane orta boy kivi günlük C vitamini ihtiyacının %140’ını karşılamaktadır. 

C VİTAMİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Sonbaharda artan grip hastalıklarını önlemek için tüketilmesi gerekir.

Yüksek tansiyonu düşürerek, felç ve inme riskini azaltır

Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için kanserli hücrelere karşı kalkan oluşturur.

Üst solunum yolları hastalıklarının semptomlarını azaltır.

Şeker hastalarının tedavilerinde destek sağlar.

Cilt yüzeyindeki hücreleri yeniler, yaraları hızlandırır, saç dökülmesi ve cilt hastalıklarını önler.

Sinir sistemindeki hücreleri dengede tutarak ruhsal hastalıklara yakalanma oranını azaltır. 

Ayrıca baş ağrısı, eklem ağrıları ve göz hastalıklarına da iyi gelir.

C VİTAMİNİ HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

C vitamini açısından en güçlü besin kaynağı portakal, mandalina ve kividir. Ancak Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Yavuz bu besinlerin yanı sıra içeriklerinde az olsa da önemli bazı besinlerde de C vitaminin fazla olduğunu vurguluyor.

KIRMIZI BİBER

C vitamini bakımından zengin olan kırmızı biber, aynı zaman A, B, E ve K vitaminleri, ayrıca potasyum, folat, manganez, fosfor ve magnezyum bakımından da zengindir. Günlük iki tane tüketilerek vücudun ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 35’ini karşılamış olursunuz. 

ÇİLEK

Günlük tüketilen bir kase çilek, yaklaşık 86 gram C vitamini içermektedir. Bunun yanı sıra çilek cilt ve kalp sağşığı içinde etkisi olan güçlü bir besindir. İçeriğinde yüksek lif barındıran çilek, kilo vermede etkilidir.

BROKOLİ

Güçlü bir antioksidan olan brokoli vücuttaki iltihap oranını azlatır ve bağışıklığı güçlendirir. Uzmanlar haftada en fazla 3-4 kez tüketilmesini öneriyor. 

KAVUN

B vitamini, potasyum, magnezyum, bakır, flavonoidler maddeler bakımından zengin olan kavun, günde iki üç dilim tüketilerek C vitamini eksikliği giderilmiş olur. Aynı zamanda sindirime de oldukça fayda sağlayan kavun, kabızlık sorununa birebirdir. 

DOMATES

Sabah kahvaltılarında günlük tüketilen 3 orta boy büyüklüğünde domates sadece C vitamini eksikliği değil aynı zamanda kan yapıcı özelliği ile kan hücrelerinin sayısını artırır.

PATATES

Yağda ve yüksek ısıda içindeki C vitaminleri ölür. Ancak haşlanmış patates vitaminleri vücuda alma bakımından en faydalı yöntemdir.

KARNABAHAR

Az haşlanmış karnabaharı ara öğün olarak tüketerek C vitamini eksikliğine iyi gelmiş olur. Karnabahar hem C vitaminini sağlar hem de kilo vermede yardımcı olan güçlü bir besindir. 

Sabahları ilk uyanır uyanmaz vücudu gevşetme hissi hemen hemen herkesin yaşadığı doğal gelişen bir durumdur. Peki kas gerginliği neden olur? Kas gerginliğine iyi gelen doğal yöntemler neledir? Sizler için çok ciddi gibi görünmese de aslında bazı sağlık sorunlarının habercisi ve bazı hastalıklara da zemin hazırlayan kas gerginliği hakkına merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında aks gerginliğine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kas vücudun genişlemesi ve büyümesini sağlayan aynı zamanda birçok organın hareket mekanizmasını oluşturan bir dokudur. Hücrelerden oluşan bu doku hareket edilip düzelebiliyor. Özellikle kemiklerin daha rahat hareket etmesini sağlıyor. Kısaca vücudun hareket ve güç durumunun temel mekanizmasıdır. Kaslar vücudun şekil almasını destekler. Kasılıp gevşeme eylemini gerçekleştiren kaslar, çizgili, düz ve kalp kası olmak üzere 3’e ayrılır. Çizgili kaslar, isteğimiz doğrultusunda çalışan kaslardır. Düz kaslar isteğimiz dışında çalışır. Kaslar aynı zamanda sinir hücrelerin beyne ulaşmasını sağlar. Kalp kası da bir çizgili kas olmasına rağmen, isteğimiz dışında çalıştığı için, kalp kası denir.

KAS GERGİNLİĞİ NEDEN OLUR?

Ani hareket, darbe, vitaminsizlik ve yaşanan herhangi bir deformasyon kasların gerginleşmesine ve hareket gücünü kaybetmesine enden olur. Duruş bozukluğu, iltihaplı hastalıklar, şiddetli darbeler, karbonhidratlı besinler, ağır yük kaldırma ve bazı ilaçların yan etkilerinin yanı sıra anksiyete bozukluğu da kas gerginliğine neden olur. Aynı zamanda vücudun 5 saatten fazla aynı pozisyonda durması da kas gerginliğine sebebiyet verir. Bunun en genel örneğini sabahları uyanırken gerilme ihtiyacı sırasında anlayabilirsiniz.  Bu durumlar sonucunda kasın içindeki damarlar hasara uğrar veya kaslarda ödem oluşur. Genellikle sabahları hissedilen bu rahatsızlığa uzmanlarında önerdiği bazı doğal yöntemler vardır.

KAS GERGİNLİĞİNE İYİ GELEN DOĞAL YÖNTEMLER NELERDİR?

Kas ağrılarının nedeni ödem toplama ise buz torbaları bu ağrılara iyi gelen doğal yöntemdir. Ağrının olduğu bölgeye 1 saat aralıklarla 15 dakika boyunca buz torbalarını bekletiniz.

Gergin olan kası yumuşatmanın etkili yollarından biri de zeytin yağı ve nane yağı karışımıdır. Yarım çay bardağı zeytin yağına iki çay kaşığı nane yağı koyun iyice karıştırınız. Masajla ağrının olduğu bölgeye bu karışımı sürünüz. Eğer ağrının olduğu yere ulaşamıyorsanız vücudunuzu zorlamadan birinden yardım isteyin. Yarım saat bekledikten sonra ılık bir duş alınız.

Kas gerginliği ağır yük taşımaktan dolayı ortaya çıkmış ise; ılık suda ıslatılmış bir havlu ile bu ağrıları azaltabilirsiniz. 

Aleo vera içerdiği antioksidan sayesinde vücut ağrılarını dindirir. Aleo vera yaprağındaki jeli çıkartıp içerisine lavanta yağı ekleyin. Ağrının olduğu bölgeye masaj yaparak bu karışımı uygulayın, böylece kaslar gevşemeye başlayacaktır. Bu uygulama sonrası yıkanmak zorunda değilsiniz. 

En çok tüketilen besin olan domatesin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğu herkes tarafından biliniyor. Peki domatesin faydaları nelerdir? Pişirilmiş domatesin bu faydası herkesi şaşırtıyor. Yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin kan basıncını dengelemede ve daha birçok faydası olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Domates içerdiğinde yüksek değerde çok farklı vitamin ve mineraller barındırdığı için en faydalı besinler arasındadır. Alfa-lipolik asit sayesinde vücuttaki glikozu enerjiye çevirir. Likopen vücuttaki hücrelerin yenilenmesi için gerekli maddelerden biridir. Domatesin yüze 80’i bu maddeden oluşur. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetişen domatesin anavatanı Güney Amerikadır. Sos yapımında oldukça kullanılan domates, çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Çiğ, pişirilmiş ve kurutulmuş çeşitleri ile tüketime açık olan domates doğada bilenen en iyi antioksidandır. Kanser araştırmalarında kullanılan domatesin mutasyona uğrayan hücreler üzerinde olumlu etkileri tespit edilmiştir. Uzmanlar son yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin özellikle uyku bozukluğuna iyi geldiğini ortaya çıkarmış. Ayrıca domates pişirilince asit ve madde oranlarının da yükselmesini belirten uzmanlar düzenli tüketildiğinde vücudumuza birçok fayda sağladığını vurguluyor.

PİŞİRİLMİŞ DOMATESİN BİLİNMEYEN FAYDALARI

– Güçlü antioksidan maddeleri sayesinde vücuda nüfuz eden kanserli hücrelerin sayısını azaltarak, bağışıklık sisteminin bu hücrelere karşı direncini artırır. Özellikle erkek hastalığı olan prostat kanserini engellemede en etkili doğal yöntemdir.

– Bilim adamları kan basıncının sürekli değiştiği insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Yaptıkları araştırmalarda ise vücudun sodyum oranını dengeleyen en etkili besinin pişirilmiş domates olduğunu belirtiyor. 

– Kan basıncını dengelemesinin yanı sıra kanı temizleyerek kalbe giden damarların tıkanmasını önler. Aynı zamanda kalp bu yolla fazla efor sarf etmediğinden, ritim bozukluğu, panik atak gibi hastalıkların riski azalmış olur. 

– Diyabet hastaları kandaki insülin oranının artmasından korktukları için birçok besini tüketemez. Ancak domates içerdiği asit ve şekeri enerjiye çeviren maddeleri sayesinde bu risk grubunda olmayan besinlerdendir. Uzmanlar diyabet hastalarının hafta da birde olsa domatesi pişirerek 3 tane tüketmesini tavsiye eder. 

– Sinir sistemi ve hücreleri vücudumuzdaki hassas noktalardan biridir. Bunların herhangi bir nedenden dolayı deforme olması sonucunda ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Uzmanlar bu durumun engellemenin en etkili doğal yolunun domates olduğunu belirtiyor. Özellikle pişirilerek tüketilen domates bu faydayı iki kat daha fazla karşılar.

– İçerdiği yüksek miktarda lif sayesinde kabızlığı da önler. Ancak domatesin kabukları ile fazla tüketmeyiniz bazı bünyelerde domates kabuğu kabızlığa da neden olur.

PEKİ DOMATES NASIL PİŞİRİLİP TÜKETİLMELİDİR?

Hafta da 3 tane pişirilen domates tüketmenizde fayda var. 3 domatesi iyice kaynatın pişen domatesin kabuklarını soyun. Dilimlediğiniz domateslerin üzerine dilerseniz limon sıkıp tüketebilirsiniz. Ya da domatesi ortadan ikiye bölün teflon bir tavada kızı ateşte pişirip de tüketebilirsiniz.

DOMATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Demir bakımından zengin olduğundan kanda bulunan hemalogbin hücrelerini artırarak kan oranını yükseltir.

İçerdiği lif sayesinde sindirime faydası olan domates uzun süre tokluk hissi veren besinler arasında ilk sırada gelir. Diyet yapanlar için ideal bir besindir.

Sıvı oranı yüksek olduğundan vücudun ihtiyacı olan suyu karşılar. Bu özelliği sayesinde cildi yeniler. Parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.

Potasyum minerali kalp sağlığı için önemlidir. İki adet domates vücudun ihtiyacı olan potasyumun yüzde 30’unu karşılar. 

Göz içerindeki vitamin ve minerallerin azalması özellikle katarak ve göz kuruluğuna neden olur. Ancak domates içerdiği flavonoid gibi maddeler sayesinde bu gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

Yetersiz beslenmeye bağlı hücrelerin yapısında ciddi bozulmalar meydana gelir. Bu durumu önlemek için vücudun yani bağışıklık siteminin antioksidanlara ihtiyacı vardır. Domates güçlü bir antioksidan olduğundan hücre onarımını destekleyerek yapısını korur.

En çok tüketilen besin olan domatesin insan sağlığına inanılmaz faydaları olduğu herkes tarafından biliniyor. Peki domatesin faydaları nelerdir? Pişirilmiş domates hakkında yapılan araştırmalar ise ilginç sonuçlara yer veriyor. Yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin kan basıncını dengelemede ve daha birçok faydası olduğu ortaya çıkarılmıştır.

Domates içerdiğinde yüksek değerde çok farklı vitamin ve mineraller barındırdığı için en faydalı besinler arasındadır. Alfa-lipolik asit sayesinde vücuttaki glikozu enerjiye çevirir. Likopen vücuttaki hücrelerin yenilenmesi için gerekli maddelerden biridir. Domatesin yüze 80’i bu maddeden oluşur. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetişen domatesin anavatanı Güney Amerikadır. Sos yapımında oldukça kullanılan domates, çeşitli şekillerde tüketilmektedir. Çiğ, pişirilmiş ve kurutulmuş çeşitleri ile tüketime açık olan domates doğada bilenen en iyi antioksidandır. Kanser araştırmalarında kullanılan domatesin mutasyona uğrayan hücreler üzerinde olumlu etkileri tespit edilmiştir. Uzmanlar son yapılan araştırmada pişirilmiş domatesin özellikle uyku bozukluğuna iyi geldiğini ortaya çıkarmış. Ayrıca domates pişirilince asit ve madde oranlarının da yükselmesini belirten uzmanlar düzenli tüketildiğinde vücudumuza birçok fayda sağladığını vurguluyor.

PİŞİRİLMİŞ DOMATESİN BİLİNMEYEN FAYDALARI

– Güçlü antioksidan maddeleri sayesinde vücuda nüfuz eden kanserli hücrelerin sayısını azaltarak, bağışıklık sisteminin bu hücrelere karşı direncini artırır. Özellikle erkek hastalığı olan prostat kanserini engellemede en etkili doğal yöntemdir.

– Bilim adamları kan basıncının sürekli değiştiği insanlarda birçok hastalığın ortaya çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu vurguluyor. Yaptıkları araştırmalarda ise vücudun sodyum oranını dengeleyen en etkili besinin pişirilmiş domates olduğunu belirtiyor. 

– Kan basıncını dengelemesinin yanı sıra kanı temizleyerek kalbe giden damarların tıkanmasını önler. Aynı zamanda kalp bu yolla fazla efor sarf etmediğinden, ritim bozukluğu, panik atak gibi hastalıkların riski azalmış olur. 

– Diyabet hastaları kandaki insülin oranının artmasından korktukları için birçok besini tüketemez. Ancak domates içerdiği asit ve şekeri enerjiye çeviren maddeleri sayesinde bu risk grubunda olmayan besinlerdendir. Uzmanlar diyabet hastalarının hafta da birde olsa domatesi pişirerek 3 tane tüketmesini tavsiye eder. 

– Sinir sistemi ve hücreleri vücudumuzdaki hassas noktalardan biridir. Bunların herhangi bir nedenden dolayı deforme olması sonucunda ciddi ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Uzmanlar bu durumun engellemenin en etkili doğal yolunun domates olduğunu belirtiyor. Özellikle pişirilerek tüketilen domates bu faydayı iki kat daha fazla karşılar.

– İçerdiği yüksek miktarda lif sayesinde kabızlığı da önler. Ancak domatesin kabukları ile fazla tüketmeyiniz bazı bünyelerde domates kabuğu kabızlığa da neden olur.

PEKİ DOMATES NASIL PİŞİRİLİP TÜKETİLMELİDİR?

Hafta da 3 tane pişirilen domates tüketmenizde fayda var. 3 domatesi iyice kaynatın pişen domatesin kabuklarını soyun. Dilimlediğiniz domateslerin üzerine dilerseniz limon sıkıp tüketebilirsiniz. Ya da domatesi ortadan ikiye bölün teflon bir tavada kızı ateşte pişirip de tüketebilirsiniz.

DOMATESİN FAYDALARI NELERDİR?

Demir bakımından zengin olduğundan kanda bulunan hemalogbin hücrelerini artırarak kan oranını yükseltir.

İçerdiği lif sayesinde sindirime faydası olan domates uzun süre tokluk hissi veren besinler arasında ilk sırada gelir. Diyet yapanlar için ideal bir besindir.

Sıvı oranı yüksek olduğundan vücudun ihtiyacı olan suyu karşılar. Bu özelliği sayesinde cildi yeniler. Parlak bir görünüm kazanmasını sağlar.

Potasyum minerali kalp sağlığı için önemlidir. İki adet domates vücudun ihtiyacı olan potasyumun yüzde 30’unu karşılar. 

Göz içerindeki vitamin ve minerallerin azalması özellikle katarak ve göz kuruluğuna neden olur. Ancak domates içerdiği flavonoid gibi maddeler sayesinde bu gibi hastalıkların yaşanmasını önler. 

Yetersiz beslenmeye bağlı hücrelerin yapısında ciddi bozulmalar meydana gelir. Bu durumu önlemek için vücudun yani bağışıklık siteminin antioksidanlara ihtiyacı vardır. Domates güçlü bir antioksidan olduğundan hücre onarımını destekleyerek yapısını korur.

İnsan sağlığı için oldukça etkili olan besinler bazı kişilerde alerji etkisine neden olabileceğini biliyor muydunuz? Peki besin alerjisi nedir? Besin alerjisi kimlerde görülür ve belirtileri nelerdir?Özellikle süt ve meyvelerin neden olduğu besin alerjisi ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Sizler için merak edilen besin alerjisi hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında…

Her gün tüketilen besinlerin içerdikleri vitaminlere karşı bağışıklık sistemi, harekete geçer. Bu durum yetişkinlere oranla çocuklarda daha fazla yaşanır. Buna da tıp litaretüründe besin alerji denir. Alerji vücutta çeşitli nedenlerden ötürü kendini farklı gösterir.  Ancak her besin alerjisi aynı şiddette değildir. Bağışıklık sisteminin önceden zayıf olması ve kişilerin hastalıklara daha yatkın olması alerjinin şiddet oranını değiştirir. Besin alerjilerinin temelini proteinler oluşturur. Bağışıklık proteinlere karşı harekete geçer. Besin alerjisi birçok farklı belirtilerle ortaya çıkar. Kişinin yaşam kalitesini düşürür. Yaş fark etmeksizin görülen besin alerjisi çocuk yaşta kendini belli eder. Ancak bazı kadınlarda o güne kadar görülmeyen besin alerjisi hamilelik sürecinde ortaya çıkabilir. Besin alerjisinin tanısı deri ve kan testleri ile yapılır. Bu testler sonucunda uzman doktor hastanın hangi vitaminlere yönelik bağışıklığın harekete geçtiği tespit edilir. Bazen testeler tam sonuç vermediğinden akabinden besin karşılaştırması yapılarak kesin sonuca ulaşılmaya çalışılır. 

BESİN ALERJİSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

– Cilt yüzeyinde kızarıklık, kaşıntı ve dökülme

– Sinüslerin tıkanması ile nefes almakta zorlanma 

– Damak yüzeyinde kızarıklık ve kaşınma

– Gözlerin kızarması ve sulanması

– Göğüs kafesinde ağrı ve nefes alırken hırıltı gelmesi

– Bozulan besinlerin sindirimde kanlı ishale neden olması

– Kan basıncının düşmesi ile tansiyon düşüklüğü

– Baş dönmesi, kalp çarpıntısı ve bayılma gibi durumlarla kendini gösterir.

BEBEKLERDE GÖRÜLEN ALERJİYE NE İYİ GELİR?

ALERJİYE NEDEN OLAN BESİNLER HANGİLERİDİR?

YUMURTA

Tehlikeli bir alerjiye neden olabilir. İçerdiği proteinler bağışıklığı zayıflatarak anafilaksi adı verilen yaşamı tehdit eden alerjiye neden olur. 

MAYA 

Yemeklerin kabarmasında kullanılan maya, nadiren görülen ancak tehlikeli bir alerji türüdür. Karbonhidratlı besinlerde görülen maya alerjisini anlamak için sabah poğaça veya simit tüketildikten sonra yorgunluk hissi verir.

YER FISTIĞI 

Yer fıstığı ilk tüketilir tüketilmez şiddetli dudak kaşıntısına neden olabilir. Daha sonra damak şişmesi olarak devam eden belirtiler gösterir. Yer fıstığı genellikle çocuklarda sıklıkla görülür. Ancak sonradan da ortaya çıkabilir. 

ÇİLEK

Nadiren görülen çilek alerjisi çocuklukta görülür. İlerleyen yaşlarda atlatılabilir. Ancak atlatılmadığında ciddi sorunlara neden olabileceğinden kişilerin dikkat etmesi gerekir. 

ÇİKOLATA

İçeriğinde süt ve yumurta barındırdığından laktoz alerjisine neden olur. Çikolata alerjisi yaygındır. Belirtileri çok şiddetli geçmez. Hatanın az miktarda tüketmesi uzmanlar tarafından tavsiye edilir.

Yüzyıllardır mutfaklarda mis gibi kokan ve Anadolu sofralarının vazgeçilmez bir parçası olan tarhana çorbası ile ilgili yapılan araştırma herkesi şaşırttı. Yapımı kolay olan şifası ise tüm vücuda saran tarhanayı kendi ellerinizle yapmanız önemli. Peki tarhana çorbası nasıl yapılır?

Kış aylarında bağışıklığın birden güçsüzleşmesinin nedeni artan enfeksiyon virüsleridir. Bu virüslerden korunmak için ise uzmanların çoğu aşı ve ek takviye önerir. Ancak yapılan araştırmalarda düzenli bir şekilde tüketilen tarhana çorbası hem bağışıklığı güçlendiriyor hem de enfeksiyonlu virüslere savaş açıyor. Kimi uzmanların tabirine göre ise soğuk kış günlerinde eskilerin hiç hastalanmamasının nedeni de bu çorbanın içerdiği yüksek vitamin ve minerallerden kaynaklanıyor. Ev yapımı tarhana şifasını kaybetmeden tüketildiğinde birçok hastalığın da önüne geçiyor. Kendi ellerinizle çocuklarınıza ve yetişkinlere bol vitaminli bir tarhana çorbası pişirmeye ne dersiniz? Ancak öncelikle faydalarını gelin birlikte öğrenelim…

TARHANANIN FAYDALARI NELERDİR?

Doğal antibiyotik olan tarhana çorbası içeriğinde domates, yoğurt, sebze ve baharatlarla gibi güçlü vitaminler barındırır. 

Kemikleri güçlendirir.

Beyin sağlığını korur. 

Boğaz enfeksiyonlarını balgam söktürerek atar. 

Sindirim borusundaki toksinleri idrar yolu ile vücuttan atar.

Vücuttaki tüm hastalıklı virüsleri kısa sürede yeniler.

KOLAY TARHANA ÇORBASI TARİFİ:

MALZEMELER

1 su bardağı toz tarhana
7,5 su bardağı sıcak et suyu
2 yemek kaşığı ayçiçek yağı
1 tatlı kaşığı salça
1 çay kaşığı tuz
​1 çay kaşığı karabiber
​1 çay kaşığı nane
​1 çay kaşığı pul biber
2 diş sarımsak

YAPILIŞI

Tarhanayı kasenin içerisine alıp 1 su su bardağı et suyu ile çözünmesi sağlayın.

Bu sırada tencereye yağı ve salçayı koyun ve kavrulana kadar karıştırın.

Daha sonra et suyunu ilave edin. Kaynayan et suyunun içerisine çözünen tarhanayı ilave edin.

Güzelce karıştırdıktan sonra baharatları ve 2 diş sarımsağı doğrayarak çorbanın içerisine atın.

İyice karıştırıp bir taşım kaynattık sonra ocaktan alabilirsiniz.

Afiyet olsun…

Yüzyıllardır alternatif tıpta ilaç olarak kullanılan ekinezyanın toplamda dört çeşidi bulunur. Aynı zamanda kirpi otu olarak da bilinen ekinezya hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Peki ekinezyanın faydaları nelerdir? Ekinezya çayı nasıl yapılır? Kemik iltihaplanmasını önleyen mucize besin ekinezyaya dair merak edilen her şeyi haberin detayında bulabilirsiniz.

Kuzey Amerika’dan tüm dünyaya yayılan bu eşsiz bitki tam bir doğal ilaç deposudur. Keşfedildiği tarihten itibaren ilaç olarak kullanılan bitki özellikle kuru öksürük ve iltihaplanmaları önlediği bilinir. Kır çiçeği olan ekinezya papatya ailesinden gelir. Kirpi otu olarak da bilinir. Araştırmalara konu olan bitki günümüzdeki birçok ilacın ham maddesidir. Mevsim geçişlerinde çayının tüketilmesi tavsiye edilir. Boğaz enfeksiyonlarını önler. Amerika yerlileri tarafından keşfedilen bitki diş ağrıları sırasında çiğneyerek ağrının azaltılması sağlanırdı. Bazı alternatif tıp uzmanları ekinezyanın kaynatılıp suyunun yaraları temizlemede tonik olarak kullanılabileceğini vurguluyor. 1930 yıllarında popüleritesi artan bitkinin yetiştirilme alanları da genişledi. Deri hastalıklarına karşı etkili olduğu gözlemlenen bitki ilaç sanayisi için özel üretilir. Ancak uzmanlar özellikle kronik ilaçlar kullanan kişilerin bu bitkiyi tüketmeden bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çiziyor. Faydası oldukça fazla olan ekinezya yüksek dozda tüketildiğinde mide bulantısı ve baş ağrısına neden olur.

EKİNEZYANIN FAYDALARI NELERDİR?

– Güçlü antiviral ve antimikrobiyal etkisi olan ekinezya vücuttaki virüsleri ve bakterileri temizler. Bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı, nezle ve grip gibi hastalıkların yaşanmasını engeller.

Ağrı kesici etkisi olduğundan migren atakları sırasında yaşanan şiddetli baş ağrısını önler.

– Vücuttaki asitlenmeyi azaltarak kas ve kemik sistemini güçlendirir. Özellikle ileri yaşlarda görülme ihtimali olan hastalıkların önüne geçer. Uzmanlar kronik vücut ağrısı çeken hastalarına doğal ilaç olarak ekinezya çayı öneriyor.

Vücutta en fazla hasara uğrayan cildin yenilenmesini destekler. Yaşanan sivilce, egzema ve sedef hastalıklarının şiddetini azaltır. 

Çeşitli sebeplerden ötürü vücutta artan mantar hem cilt hem bağırsak hem de idrar  hastalıklarına zemin hazırlar. Ancak ekinezya bitkisi içerdiği antifungal maddeler sayesinde mantar hücrelerinin vücuttan atılmasını destekler.

Ruhsal hastalıklar yorgunluğa neden olur. Bu da kişinin yaşam kalitesini düşürür. Birbirini tetikleyen bu durumun önüne geçmek için uzmanlar vücudun mutluluk ve uyku hormonlarının eşit şekilde artması gerektiğini vurguluyor. Ekinezya bu açıdan etkili bir doğal ilaçtır. 

EKİNEYZA ÇAYI NASIL YAPILIR?

Kurutulmuş bir yemek kaşığı ekinezya bitkisi kaynamış suyun içerisine ilave edilir. 15 dakika ağzı kapatılarak bekletilen çay süzülerek tüketilebilir. Acımsı bir tadı olacağından içerisine zencefil, tarçın veya ada çayı da ekleyebilirsiniz. Bu karışım sinüs yollarını da açmada etkilidir. Günde bir iki bardak tüketilebilen çay, 10 günde bir iki gün ara verilmelidir.