Şunun için etiket arşivi: Sağlık

Yaptığı açıklamalarla ezberbozan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, margarin gibi trans yağların kanser riskini arttırdığını açıkladı.

Dün televizyon kanalına konuk olan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, hastalıkların artmasına doktorların genetik açıklamalarına karşılık şaşırtan açıklamalar yaparak, her hastalığın genetik olmadığını söyledi.

Bazı hastalıkların çevresel olduğunu, yanlış beslenme alışkanlıklarından kaynaklandığını belirten Karatay, ancak birçok kişinin bunu bilmediğini kaydetti.

KAVUN VE KARPUZA DİKKAT!

“Şekerli, gazlı içecekler çok tehlikeli. Hepsinin içinde maalesef bilhassa meyveli olanlarda, bromür (kimyasal bileşen) denilen bir zehir var. Bütün vücutta bu hastalıkları başlatan da bromür. Bunun insan vücudunda yeri yok. Kavun, karpuzlar çıkmaya başladığında hastalarımın ürik asitleri yükseliyor. Bu yüzden her şeyin aşırısı zararlı olduğu gibi kavun, karpuz tüketimine de dikkat edilmelidir. Çok bilinenin aksine kırmızı et, yumurta, kuru fasulye veya protein ürik asidi yükseltmez. ‘Yerseniz kurtlu elma yiyin’ diyorum. Kurdu yemeden elmayı yesinler.”

İki türlü yağın hastalık yaptığını belirten Karatay, bu yağlardan uzak durulması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

“Margarinler tehlikelidir. Margarinler 1950’den sonra Türk milletine arz edildikten sonra kalp hastalıkları, kanser hastalıkları artmıştır çünkü margarinlerde trans yağları vardır. Ayrıca doğal dediğimiz yağlarla kızartma yaparsak, çok ısıtırsak da orada da trans yağ meydana gelir.”

Nadiren görülen sindirim bozukluklarından biri de mide felcidir. Peki mide felci nedir? Mide felcinin belirtileri nelerdir? Mide fonksiyonlarını durma noktasına getiren mide felci hakkında bilmeniz gerekenleri sizler için araştırdık. Ayrıca mide felcinden korunmanın yollarına dair merak edilenleri bulabilirsiniz. Haberin detayında mide felcinin kimlerde görülebileceği ve mide felcine dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kaslardan meydana gelen ve gelişip daralan kasılmalarla vücuda alınan besinleri enzimleyen sindirim organlarından biri de midedir. Yemek borusu ve bağırsak arasında yer alır. Besinlerin enzimlenme işlemine kadar depolandığı alan olan mide içeriğinde asit barındırır. Bu asit sayesinde ve kasılmaları ile sürekli bir hareket halindedir. Genişlemeye ve daralmaya müsait olan mide yaşanan herhangi bir deformasyon sonucu bir işlevselliğini yitirir. Bozulan mide fonksiyonları depoladığı besinleri yeteri miktarda çözüp bağırsaklara göndermekte zorlanır. Bilim literatüründe gastroparezi denilen mide felci hastalığına yol açar. Mideye giden sinir ve kaslarda yaşanan bu sorun sonucunda midede besinler birikir. Uzun süre midede kalan besinler bakteri üretmeye başlar. Daha sonra kokulu kusmalara neden olur. 

GASTROPAREZİ (MİDE FELCİ) NEDENLERİ NELERDİR?

Vagus sinirleri mideye gider buradaki aksları uyararak hareket etmesini sağlar. Ancak vagus sinir hücrelerinin zarar görmesi fonksiyonları azaltır. Bu da gastropareziye neden olur. 

Kandaki şeker oranının yükselmesi bazı organların hasar almasını sebep olur. Ciddi fonksiyonel bozukluklara ortam hazırlayan şeker hastalığı midenin motor hareketlerini de yavaşlattığından gastroparezi görülebilir.

Reflü ve ülfer midedeki asit oranını artırır. Artan mide asidi mide duvarına zara verir ve kas sisteminin çalışmasını engelleyebilir.

Yeme bozukluğu ve dengesiz diyet programları da gastroparezinin yaşanmasına zemin hazırlar.

Bazı ilaçların yan etkileri de hastalığı tetikleyebilir.

Vücutta azalan kalsiyum da kasların yavaşlamasına neden olur. Bu kaslar arasında mide kasları da mevcuttur.

GASTROPAREZİNİN (MİDE FELCİ) BELİRTİLERİ NELEDİR?

Mide yanması ve şişmesi,

Sürekli yaşanan mide bulantısı,

– Ani başlayan iştahsızlık ve kilo kaybı,

Midede biriken besinler nedeniyle yaşanan ağız kokusu,

Kusma isteği ve sık sık gaz ağrısı,

Erken doyma gibi belirtiler mide felcine işaret eder.

MİDE FELCİNDEN KORUNMANIN YOLLARI…

GASTROPAREZİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Yaşanan belirtiler hemen hemen her hastalığın belirtileri ile aynıdır. Bu yüzden belirtiler görülür görülmez bir uzmana başvurmakta fayda var. Uzman doktor endoskopi ile mide içerisinde yaşanan fonksiyonel bozuklukların nedenine bakar. Daha sonra midenin boşalma durumu ölçülür. Mide kasları ve sinir tetkiklerinden sonra uzman doktor mide felcini teşhis ettikten sonra ilaç tedavisine başlar. Bu süreçte de diyet önerilerinde bulunan uzman doktor özellikle mide asidinin ve duvarının sağlığı için bazı besinleri ağırlıkta tüketmeyi tavsiye eder. 

Yüzyıllardır tıbbi tedavilerde doğal ilaç olarak kullanılan karanfilin ağız kokusu dışında insan sağlığına birçok fayda sağladığını biliyor muydunuz? Peki karanfilin faydaları nelerdir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Düzenli karanfil suyu içerseniz… Sizler için sindirim problemlerine iyi gelen karanfil hakkında her şeyi araştırdık. Haberin detayında karanfile dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Restoran çıkışlarında ikram edilen karanfil çubukları ağzı kokusunu gidermek için verilir. Ayrıca sindirimi kolaylaştıran bu mucize Asya ülkelerine özgü baharlardan biridir. İlaç ve kozmetik fabrikalarından ham madde olarak kullanılan karanfil, 13. yüzyılda  tüm dünyada yayılmıştı. İçerdiği anti-mutajenik ve anti-mikrobik maddeleri sayesinde birçok hastalığa iyi gelir. Aynı zamanda bazı hastalıklarında tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılır. Küçük ağaç dalları görünümüne sahip karanfil kullanım alanına göre toz olarak da tüketilir. Bazı uzmanlar özellikle sindirim problemi yaşayan kişilere karanfil suyunu önerir.

DÜZENLİ KARANFİL SUYU TÜKETİRSENİZ…

KARANFİLİN FAYDALARI NELERDİR? HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Yemeklerden sonra sık sık sindirim problemi yaşan kişiler karanfil suyunu tüketerek bu şikayetlerini azaltabilir. İçerdiği antimikrobik madde sayesinde ağızdan başlayıp bağırsaklara kadar tüm sindirim sisteminde bulunan zararlı bakterileri idrar yolu ile atmaya yardımcı olur.

Karaciğer vücutta yağ ve toksin depolanmasına izin vermeyen nemli bir organdır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı deforme olan karaciğere destek amaçlı karanfil suyu tüketilebilir Karanfil fazla yağlanmayı ve toksinlenmeyi atmada karaciğere büyük fayda sağlar. Aynı zamanda cildin yenilenmesi konusunda da önemli bir baharattır. 

Hidro-alkollü ekstraktları, öjenol ve flavonlar, izoflavonlar ve flavonoidler gibi maddeler içeren karanfil kemik sağlığına birebir etki sağlar. Özellikle bu maddeler ileri yaşlarda yaşanma sıklığı artan kemik erimesini önler. Kemiklerin içerdiği kalsiyum ve potasyumu depolayarak daha güçlü olmasını destekler.

Güçlü bir antioksidan olduğundan bağışıklığa da olumlu etkileri vardır. Beyaz kan hücrelerini de artırarak hastalıklara karşı vücudu adeta bir koruma kalkanı haline getirir. Beyaz kan hücrelerinin artması aynı zamanda kansızlığın azalmasını da sağlar. 

Yapılan bir deneyde karanfilin içerdiği anti-inflamatuar maddesinin ağrıyı saniyeler içerisinde azaltığı tespit edilmiştir. Bitkisel uzmanlar özellikle baş ağrısı ya da üst solunum yolları hastalıklara bağlı gelişen ağrılarda karanfil suyunu  tavsiye eder. Karanfil suda kaynadığı sırada çıkan buharda 10 dakika bekleyerek baş ağrısını azaltabilirsiniz. Ayrıca diş eti ve aft gibi hastalıklarında neden olduğu ağrıyı dakikalar içerisinde azaltır. Karanfil suyu ile düzenli gargara yaparak hem bu hastalıkları önlemiş olursunuz hem de bu hastalıkların faktörlerini azaltmış olursunuz.

Yapılan diğer bir araştırmada karanfilin akciğer kanserinin ilk evresinde oldukça etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda kandaki şeker dengesini koruyan karanfil şeker hastalarına da faydası vardır. 

Karanfil suyu saça ya da cilde direk olarak uygulandığında buralarda yaşanan deformasyonları azaltır. Yıpranmış, dökülen ve kepeklenmiş saçlara uygulandığında daha canlı ve parlak bir etki sağlar. Cildin yenilenmesini destekleyerek kırışmasını ve yaşlanmasını önler. 

Köklü besinler arasında en faydalısı olan turp, cildi yenilemeden ve sindirim fonksiyonlarını artırmaya kadar her derde devadır. Süper şifacı olan turp antik çağlardan beri alternatif tıpta kullanılan etkili doğal ilaçlardan biridir. Peki turpun faydaları nelerdir? Düzenli kara turp suyu tüketirseniz ne olur? Sizler için güçlü gaz giderici olan turp hakkında merak edilenleri araştırdık. Haberin detayında turpa dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kırmızı, beyaz ve siyah olmak üzere çeşitleri olan turp bitkisel tedavilerde genellikle mide ağrıları ve gaz giderici olarak kullanılırdı. Pişmiş ve çiğ şekilde tüketilen bu sebzenin insan sağlığını oldukça olumlu etkiler. Bunun nedenlerinden biride tamamen toprak içerisinde olgunlaştığından toprakta bulunan vitamin ve minerallerin hepsini barındırır. Kökeni Orta Asya topraklarına dayanan bu besinin tüketimine dair bilgiler eski Mısır tarihçelerinde bulunur. Mutfaklarda yaygın olarak kullanılan turpun kara olanı sağlığa oldukça fayda sağlar. Çiğ olarak tüketildiğinde acımsı trak bir tadı olduğundan tuz ve zeytin yağı eklenerek tüketilebilir. Antik çağlardan beri turp çeşitlerinin tümü alternatif tıpta doğal ilaç olarak kullanılmıştır. Kara turp glucoraphasatin ve glukorapanin içerdiğinden safra kesesinin fonksiyonlarını artırmada etkilidir. 

DÜZENLİ KARA TURP SUYU TÜKETİRSENİZ NE OLUR?

TURPUN FAYDALARI NELERDİR?

  Bilirubin seviyesinin azalması ya da artması ciddi hastalıklara neden olur. Bunlardan biri de sarılıktır. Sarılığın doğal tedavisi için uzmanlar turpun siyah renktekini tavsiye ederler. Siyah renkteki turp kandaki toksinleri azaltarak kanı temizler ve bilirubin seviyesini sabitler. 

Doğal idrar söktürücü olduğundan sindirim problemlerini çözer ve rahat idrar yapılmasını destekler. Bu özelliği sadece idrar da değil böbrekleri temizlemede de etkilidir. Özellikle virüs kapması sonucu oluşan böbrek iltihabını azaltır. 

Yüksek oranda lif düşük oranda da glikemik barındıran turplar tokluk hissi verir. Bu da kilo vermek isteyenler için ideal bir besin olduğunu gösterir. Aynı zamanda sinir sistemini çalıştırarak bağırsak hareketlerini düzenler. 

Turpa renk veren flavonoid  maddesi aynı zamanda antioksidan özelliği olan bir maddedir. Bu özelliği sayesinde kanı temizler ve damar tıkanıklığını önler. Bunun yanı sıra kötü kolesterolü düşürerek kalp rahatsızlıklarına yakalanma oranını düşürür. 

İçerdiği detoksifier, C vitamini ve folik asit bakımından zengin olan turp tümörlü hücre oluşumunu önler. Bu da kanser sorununu ortadan kaldırıyor. Özellikle genetik kanser riski taşıyan kişilerin düzenli tüketmesi gerekir.

Bağırsak hareketlerini düzenlediğinden kabızlık sorununa da iyi gelir. Sık sık sindirim problemleri yaşayan kişilerin düzenli tüketmesi gereken bir besindir. 

Kış aylarında tüketilen turp suyu üst solunum yolları ile tahriş olmuş burun, ağız ve boğazı kısa sürede iyileştirir. Bu duruma ek solunum sistemini dezenfekte ederek rahat nefes almanızı sağlar. 

Günde bir bardak tüketilen turp vücudun ihtiyacı olan C vitaminin yüzde 20’sini karşılar. Aynı zamanda bağışıklığını güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun direncini artırır. 

TURP NASIL TÜKETİLİR?

Turpu rendeleyip bir tülbente koyun ve tülbenti iyice sıkınız birgün beklettikten sonra bıraktığı suyu tüketebilirsiniz. Öksürük için içerisine bal ekleyerek tüketmelisiniz. 

Ciddi bir rahatsızlık olmamasına rağmen yaşam kalitesini olumsuz etkileyen dolamanın nasıl ortaya çıktığını biliyor musunuz? Peki dolama nedir ve belirtileri nelerdir? İşte çıktığında ellerinizi kullanmaz hale getiren dolamaya dair bilinmeyenler ve doğal tedavi yöntemleri…

Dolama, parmakların uç boğumlarının enfeksiyon kapması sonucu ortaya çıkar. Hasara uğramış deri katmanlarının mikrop kapmasıyla meydana gelen dolama şişme ve morarma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu duruma stafilokok bakteri ve mantar hücreleri neden olur. Bakteriler; tuvalet, hava ve  toplu kullanılan alanlarda fazla bulunur. Mantar sonucu meydana gelen dolama da hasta doğal tedavi yöntemi uygulayarak bu rahatsızlıktan kurtulabilir. Ancak stafilokok bakteri sonucu ortaya çıkmış dolamalar için cerrahi müdahale şarttır. Çünkü bu bakterinin neden olduğu dolama aynı zamanda ciltle bütünleşerek sertleşmeye neden olur. Gün içerisinde 2 saatte bir ellerinizi dezenfekte etmenizde fayda var. Özellikle kesik olan bölgenizi yara bandı ile kapatmanız dolama rahatsızlığına yakalanma riskini azaltacaktır. Dolama büyük bir kitle ise cerrahi operasyonla kitle patlatılır ve iltihap boşaltılır. İltihaptan temizlenen bölgeye dikiş atılır. Mikrop kapmaması için pansumanla kapatılır. Antibiyotikle desteklenen tedavi yöntemi sonrası bir hafta içinde iyileşme gözlenir.

DOLAMA BELİRTİLERİ NELERDİR?

Ortaya çıkan yerde zonklama ağrısı yaşanması

Genellikle ayak ve el baş parmaklarında görülür

Kızarıklık ve iltihaplı alanın çoğalması

Vücudun ani titremesi ve terlemesi

Sürekli yorgun ve ağrılar hissetme

Kemik ve kaslarda hassaslaşma

Cildin kabarması

DOLAMAYA İYİ GELEN DOĞAL ÇÖZÜMLER…

Dolama ağır iltihaplı değil ise doğal tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Uzmanlarında önerdiği doğal tedavi yöntemlerini sizler için araştırdık.

LİMON VE KARBONAT KARIŞIMI

Antibakteriyel özelliği sayesinde limon dolamaya neden olan enfeksiyonun azalmasını sağlar. Bir yemek kaşığı karbonat üç yemek kaşığı limon suyunu iyice karıştırın ve dolamanın olduğu bölgeye sürün. 10 dakika bekledikten sonra ılık su ile durulayınız. Bu karışımı dolama şişliği inene kadar uygulayabilirsiniz. 

PİRİNÇ UNU VE KETEN TOHUMU YAĞI

Dolamanın hızlı iyileşmesini istiyorsanız pirinç unu ve keten tohumu karışımından faydalanabilirsiniz. Pirinç unu ve keten tohumu yağını karıştırarak elde ettiğiniz hamurunu, dolamayı açık bırakmayacak şekilde parmağınıza sarınız. 15 dakika bekleyiniz. Bu karışımı her gün düzenli uygulayınız.

Çoğu kimsenin bilmediği siyah mercimek Asya mutfaklarının vazgeçilmez besinleri arasında yer alıyor. Yüzyıllardır tüketilen siyah mercimeğin insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Peki siyah mercimeğin faydaları nelerdir? Siyah mercimek hangi hastalıklara iyi gelir? Son yıllarda tüketilmesi adeta popüler olan siyah mercimek tam bir lif deposudur. Sizler için ülkemizde çok bilinmezse de siyah mercimeğe dair merak edilenleri araştırdık.

Mungo fasulyesi, siyah gram, vigna mungosu ve minapa pappu gibi isimlerle de b,linne siyah mercimek, Hindistan Yarımadasında sıkça tüketilir. Asya’dan tüm dünyaya yayılan siyah mercimek güçlü bir lif kaynağıdır. Antik çağlardan beri üretilip tüketilen siyah mercimek, ülkemizde çok az rastlanır. Genellikle turuncu, sarı ve yeşil olarak tüketilen mercimek, Karayip yerlileri, Fiji, Mauritius ve Afrika gibi ülkeler de de ana yemek olarak tüketilir. Ortaçağ’da askerlerin uzun süre tok ve enerjik kalması için lapa şeklinde pişirilirdi.Güçlü bir protein kaynağı da olan siyah mercimekten bir tabak tüketildiğinde vücudun ihtiyacı olan kalsiyum ve proteinin yüzde 80’ini rahatlıkla karşılar. Ülkemizde M.Ö yıllarda Anadolu’da tüketilen ancak çok fazla tercih edilmeyen siyah mercimeğin 100 gramında protein 25 gram, potasyum 983 miligram, kalsiyum 138 miligram demir 7.57 miligram niasin 1.447 miligram, tiamin 0.273 miligram ve riboflavin 0.254 miligram bulunmaktadır.

SİYAH MERCİMEĞİN FAYDALARI NELERDİR? SİYAH MERCİMEK HANGİ HASTALIKLARA İYİ GELİR?

Bir tabak siyah mercimek yaklaşık 50 grama denk gelir. Gün içerisinde tüketilen bu gram vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat yani enerjiyi karşılar. 150 kalori içerdiğinden kilo almaya neden olmaz.

Et tüketmeyi sevmeyenler için ideal bir protein kaynağı olan siyah mercimek, iki tabak tüketilmesi yeterli olacaktır.

Siyah renkli olmasını sağlayan antosiyaninler, vücudun hızla toksinlerdne arınmasını destekler. Böbrek ve mesanedeki bakterileri ve asitlenmeyi önleyerek kum, taş oluşumunun engeller. İdrar yolu ile enfeksiyonları atar.

Sindirim sisteminin fonksiyonlarını artıran lif maddesi bakımından zengin olan siyah mercimekten sadece bir porsiyon tüketerek uzun süre tok kalmayı da sağlayarak kilo vermede yardımcı olan besinler arasında yer alır. 

Folik asit ve B vitamin kompleksi bakımından zengin olan siyah mercimek, kemik ve kas yapısını güçlendirir. İleri yaşlarda görülme ihtimali olan eklem ağrıları, iltihaplanmalar, kireçlenme ve kemik erimesi gibi hastalıkların önüne geçer. 

Güçlü esansiyel aminositler barındıran siyah mercimek diğer tahıl besinleri gibi metiyonin maddesi bakımından zayıf kalır bu yüzden patatesle tüketilmesi tavsiye edilir. 

Kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp ve damar hastalıklarının yaşanma riskini azaltır. Aynı zamanda kan şekerini düzenleyerek diyabet hastalığının da önüne geçer. 

Güçlü antioksidan içeren siyah mercimek, ile ilgili yapılan araştırmalarda kanserli hücrelerin çoğalmasını engellediği ortaya çıkarılmıştır. Tümörlü hücrelerin oluşumunu önleyen siyah mercimek özellikle mide ve kolon kanserinin önüne geçer. 

Uzmanlar kansızlık ve anemi hastaları için siyah mercimeği öneriyor.

SİYAH MERCİMEK NASIL PİŞİRİLİR?

Bir bardak siyah mercimeği 10 su bardağı su ekleyip kaynatınız. 20 dakika yüksek ateşte kaynatıldıktan sonra 20 dakika da altı kısık kaynatın. Pişirilen mercimeği isterseniz. Kaynamış patatesle karıştırın. Dilerseniz yeşil salatanın içerisine ekleyin. İsteğe göre içerisine terayağı baharat ekleyip çorba olarak tüketin. 

Geleneksel bir durum olan gelen misafire kolonya dökmeyi bir kez daha düşünerek yapın. Uzmanlar özellikle bu konuda cilt hastalarını uyarıda bulunuyor. Şiddetli kaşınmada ya da yaralanmada kolonya dökerek durumun azaltılacağını düşüncesinin yanlış olduğu konusunda uzmanlardan kesin uyarı geldi. Peki kolonyanın zararları nelerdir? Haberin detayında kolonyaya dair merak edilenleri bulabilirsiniz.

Bayılma ya da sivri sinek ısırmalarında da sık kullandığımız kolonyaların zararları olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıktı. Geleneklerimizin vazgeçilmez bir parçası olan kolonya, beyne başta olmak üzere birçok organımıza zarar verir.İlk kez bir Macar kesişi tarafından keşfedilen kolonyaya uzun yıllar “Macar suyu” denilmiştir. 17. yüzyılda parfüm koleksiyoncuların dikkatini çeken bu eşsiz kokunun keskinliği herkesi etkilemiştir. Maddenin öz asidinden elde edilen kolonya birçok çiçeğin ve meyveden yapılır. İçeriğinde etil alkol ve besinlerin esansı bulunan bu hoş koku ülkemizde geleneksel olarak bayramlarda gelen misafire dökülerek ikram ediliyor. İlk geliştirildiği yıllarda tıbbi amaçla kullanılan kolonya formülüne biberiye, portakal çiçeği, bergamot ile limondan oluşan ve ferahlatıcı özelliği vardır. Bu yüzünden karışım, sindirim sistemi rahatsızlıklarında şeker üzerine damlatılarak tüketilirmiş. Antiseptik özelliğinden ötürü ağız çalkalamada, yara temizliğinde kullanılıyor, kas ve eklem ağrıları için kullanılırmış. Tedavi amaçlı kullanılan kolonya ülkemize 2. Abdülhamid Han zamanında girmiştir. Yararı olduğu kadar zararı olan kolonya özellikle günümüzde merdiven altı üretildiği için içerisinde doğal maddeden çok işlenmiş zararlı maddeler bulunmaktadır. Cildiye uzmanları egzama, cilt alerjilerine yatkın olanların kolonya kullanımı konusunda ciddi uyarılarda bulundu.

KOLONYANIN ZARARLARI NELERDİR?

Kolonya içerdiği sakinleştirici maddeden dolayı koku ve tat alma duyularının etkisini olumsuz ekiler.

Solunum yolu ile uçucu asit maddeleri solunum yoluna yerleşir ve ilerleyen zamanlarda hasarlara neden olur.

Vücudun ter gözeneklerini tıkayarak terlemeyi engeller. Böylece ciltte zararlı bakterilerin çoğalmasına sebebiyet verir. 

Tuvalet sonrası ele dökülen kolonya bakterileri yok etmez. Aksine elde bulunan bazı bakterilerle etkileşime girerek çoğalmalarına neden olur.

Bazı genetik yatkınlık olan hastalıkların ayyuka çıkmasına neden olur.

Göze temas ettiği an göz merceğine zarar vererek körlüğe davetiye çıkarır.

Kronik solunum yolu hastalarının kesinlikle uzak durması gereken bir maddedir. Hastalığı hem tetikler hem ciddileştirir. 

Kilo vermek isteyenlerin diyet listelerinde ilk sıralarında yer alan kabağın aynı zamanda sağlığa da birçok faydası vardır. Peki kabağın faydaları nelerdir? Günde bir bardak kabak suyu içerseniz ne olur? Sindirimi yenileyen bu mucize besin hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık.

Lif bakımından zengin olan kabak,yaz aylarında manavlardaki yerini almaya başladı. Kış aylarında da tüketilmek için ise kurutularak kaldırılır. Dört çeşide sahip olan kabak, cucurbitaceae tohumundan elde edilerek sebze olarak tüketilir. 200 gram kabak ortalama 90 kcal enerjiye denk geldiğinden uzmanların bol bol tüketilmesini tavsiye ettiği besinler arasındadır. 7500 yıl önce keşfedilen ve hemen hemen her çeşit olarak tüketilen kabak, karoten alfa ve karoren beta maddeleri bakımından doğada en zengin sebzelerden biridir. Geniş bir yetiştirilme alanına sahip olan kabak, potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum ve demir bakımından da oldukça zengindir. Çiğ hali ile ttüketilebilen kabak, sinirleri yatıştırmada ve ve vücudu temizleme de de oldukça etkilidir. Kabağın içinde bulunan çekirdekleri sabit yağ barındırır. 

KABAĞIN FAYDALARI NELERDİR?

Vücuttaki serbest radikallerin çoğalmasını engelleyerek oluşma ihtimali olan tümör ve kanserli hücreleri azaltır.

Kabak içerdiği lutien maddesi sayesinde körlüğüne neden olan katarak gibi göz hastalığını önler. Bir bardak kabakta 500 miligram lutien maddesi bulunur.

 Zararlı toksinlerin idrar ve dışkı ile atılmasına yardımcı olur. 2 tane kabağı 1 bardak limon suyu ve 2 diş sarımsakla 20 dakika boyunca kaynatın. Günde bir bardak tüketmeye özen gösteriniz.

Çevresel faktörlerden hasara uğrayan omurganın yapısını güçlendirerek eklem ağrılarının yaşanma riskini azaltır. Aynı zamanda kabakta bulunan demir, magnezyum ve çinko mineralleri bir kemik hastalığı olan osteoporozanın ortaya çıkma oranını azaltır.

Yağ oranı düşük enerjisi miktarı yüksek olan kabak zayıflamak isteyenlerin vazgeçilmez besinidir. 

Potasyum ve magnezyum vitaminleri vücuttaki kötü kolesterol seviyesini düşürerek kalp hastalıklarının ortaya çıkmasını azaltır. 

Özellikle yaz aylarında yaşanan alerjilere karşı bağışıklık sistemini güçlendirir aynı zamanda üst solunum yolları hastalıklarına karşı direncini de artırır. 

KABAK SUYU NE İŞE YARAR?

Güçlü bir idrar söktürücüdür.

Besin atıklarından böbrek ve mesanede oluşan taş, kum gibi rahatsızlıkların daha çabuk dökülmesini sağlar.

Erkeklerde sıklıkla görülen prostat kanserinin oluşumunun önüne geçer.

Mide ve bağırsakların fonksiyonlarını artırarak kabızlığın yaşanmamasını sağlar. 

Uzmanlar özellikle basur hastalığı olan kişilerin kabak tüketerek hem acıyı azalacağını hem de basura neden olan durumları ortadan kaldırmaya yaracağını vurguluyor. 

Kabak suyu yüksek tansiyonun düşürür.

Son zamanlarda popüler olan köri baharatının ne işe yaradığını biliyor musunuz? Hindistan mutfağının vazgeçilmez lezzeti köri, özellikle makarna, tavuk ve et yemeklerinde sıkça kullanılır. Peki körinin faydaları nelerdir? Köri ne işe yarar? Sizler için zerdeçal, demirhindi, sumak ve zencefil gibi birçok baharat tozunun bir araya gelmesi ile oluşan köri hakkında merak edilenleri araştırdık.

Güneydoğu Asya mutfağının en baş baharatlarından biri olan köri, zerdeçal, zencefil ve sumak gibi birçok baharatın karışımından oluşur. Yapılan kazı çalışmalarınd abilim insanları 1300’lü yıllardaki bir iskeletin dişinde köri keşfedilmiştir. Ülkemizde son 10 yıldır popüler hale gelen köri baharatı, tavuk ve makarna yemeklerinde kullanılır. Yoğun bir tadı olan köri aynı zamanda insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. İçerisindekiler sayesinde güçlü bir antioksidan olan köri, kanserli hücrelerin çoğalmasını önler. Yapılan araştırmalarda vücuda giren köri, 24 saat içerisinde mutasyona uğramaya meyilli hücreleri temizleyerek tümör oluşumunu azaltır. Toksinlerden hızla arındıran köri, karaciğer ve akciğer hastalıklarını önler. Köri; kimyon, sumak, biber, zerdeçal, kişniş, kakule, zencefil, hint cevizi, demirhindi ve acı kırmızı biber tozunun karışımıdır. Aynı zamanda köri ağacının yaprağının tozu da karışıma katılır. Kullanıldığı yemeğe kendi rengini verir. 

KÖRİNİN FAYDALARI NELERDİR?

Köri içerdiği binbir çeşit sayesinde eklem iltihaplarına iyi gelir. Bunun yanı sıra özellikle ileri yaşları tehdit eden alzheimer hastalığını önleyerek beyinin hafızasını güçlendirir. 

Hem zencefil hem de zerdeçal içeren bu baharat sindirim hastalıklarına birebir fayda sağlar. Mide duvarını güçlendiren köri, ülser ve reflü gibi hastalıklarını iyileştirir. Mide fonksiyonlarını artırır.

Yapılan araştırmalarda körinin kanserli hücrelerin çoğalmasını engellediği tespit edilmiştir. Özellikle prostat ve meme kanseri gibi yaygın kanser hastalıklarının önüne geçer.

En bilinen özelliği ise sigaranın neden olduğu tahribatı azaltmasıdır. İçerdiği krosin maddesi sayesinde akciğer ve boğazdaki zararlı toksinleri idrar yolu ile atar.

Eski çağlardan bu yana bu baharat karışımı karaciğerin yenilenmesi için kullanılan en etkili doğal ilaçtır. 

Uzun süre tok tutan köri kilo vermek isteyenler için en ideal baharattır. Metabolizmayı hızlandırarak vücuttaki yağı hızla yakmaya yarar. 

Bir baharat karışımı olan köri, alternatif tıpta yemeklerle beraber suyun içine katılıp tüketilmesi tavsiye edilir. Böylece bağışıklık sitemini güçlendirir ve vücudun enerjisini artırır.

Yağlı ve karbonhidratlı yemeklerden sonra yaşanan gaz sıkışması gibi rahatsızlıkları rahatlatmada da oldukça etkili bir baharattır. 

KÖRİ NE İŞE YARAR?

Köri, yemeklere lezzet katmanın yanı sıra güzelliğinde sırrıdır. Zeytinyağı ile karıştırılıp cilde sürüldüğünde parlaklık ve canlılık verir. Bunun yanı sıra saça da maskesi yapılabilen köri, sökülme kepeklenmeye de iyi gelir. Bunun yanı sıra sıcak suyun içerisine katılarak tüketildiğinde boğaz enfeksiyonlarının yaygınlaşmasını önler. Kas ve kemikleri güçlendirir. 

Görme ve konuşma bozukluğuna neden olan pıhtı atmasının ne olduğunu biliyor musunuz? Vücutta çeşitli morluklara neden olan bu pıhtı atmasına dair merak edilenleri sizler için araştırdık. Haberin detayında pıhtı atması hakkında her şeyi bulabilirsiniz. Peki pıhtı atması neden olur? Pıhtı atmasının belirtileri nelerdir ve tedavisi var mıdır?

Beyindeki damarların tıkanması sonucu yeteri miktarda kan akışının sağlanamaması ve belirli bir yerde kanın toplanması ile ortaya çıkan kan toplanmasına pıhtı atması denir. Vücudun işlevselliğini bozan bu durum ciddi rahatsızlıklara neden olur. Zor bir tedavisi olan pıhtı atması, zamanında teşhis edilmediğinde kalıcı hasarlar oluşabilir. Pıhtı atması, tıkanan damarlara göre değişir. Kalp damarları tıkandığında kalp hastalıklarına, ana damarlar tıkandığında kol ve bacaklarda morluklara, tıkanan diğer damarlarda ise vücut hareketlerinde bozukluğa sebebiyet verir. Yüksek tansiyon ve diyabet bu hastalığı tetikleyen iki önemli hastalıktır. Damar yapısını bozan hastalıklar belirtilerin de yavaş ilerlemesine neden olur. Yüksek tansiyonla beyne aniden giden kan pıhtının beyne yerleşerek ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden bu iki hastalığa sahip olan kişilerin uzman kontrolünde sürekli damar yollarına ve pıhtı ihtimali olup olmadığını kontrol etmeli.

PIHTI ATMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Vücudun belirli bölgelerinde felç

Motor bozuklukları

Görme kaybı

Bilinç eksikliği 

Bacak ve kollarda morluklar

Sürekli baş dönmesi ve ağrıması

Göğüs sıkışması

Kalp ritim bozukluğu

Ani bayılma

Tanısı zor konulan hastalığın belirtileri durumunda bir uzmana başvurmakta fayda var. Pıhtı atması erken fark edildiğinde hemen müdahale edilebilir. Müdahale ile beyin dokuları zarar görmeden pıhtı çıkartılır. Belirtiler bazen beyin kanaması ile karıştırılır. Ancak bu durum kötü gibi görülse de erken müdahale için önemli rol oynuyor. Fizik tedavi pıhtı atmada en önemli uygulamadır. Hareket halinde olan vücut pıhtının kan akışı ile giderilmesini sağlayabilir. 

PIHTI ATMASINI ÖNLEYECEK DURUMLAR

Düzenli spor

Saat başı oturuş pozisyonunu değiştirme

Günlük ihtiyaç olan suyu gerekli miktarda karşılama

Özellikle kol ve bacak egzersizlerini artırma

PIHTI ATMASININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Belirtilerden sonra uzman doktor pıhtının kalıcı hasta neden olmaması için cerrahi operasyona girişir. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde bu hastalığa müdahale etmek her ne kadar kolaysa bir o kadar da kayıp yaşanması zorlaşır. Pıhtı beyin damarında ise bu operasyon daha hızlı yapılır. Aksi halde kalıcı hasarlara örneğin felç ya da motor mekanizmasının işlevinde dönüşü olmayan durumlar ortaya çıkarabilir. Uzmanlar aile öyküsünde bu hastalığı olan kişilerin bol bol antioksidan bakımından zengin olan besinler tüketmesini öneriyor. Ayrıca uzun süreli oturma, uzanma ya da durma pozisyonunun sık sık değiştirilmesinin gerektiğini belirtiyor.