Şunun için etiket arşivi: Sağlık

Hamilelikte görülen preeklampsi nedir? Gebelik zehirlenmesi neden olur? Eklampsi nöbetlerinin sakıncaları neler? Tedavisi nasıl olmalı? İşte bu soruların cevabı…

Hamilelik döneminde tansiyonun birdenbire zirveye çıkmasıyla görülen preeklampsi yani zehirlenme durumu çoğunlukla 20. haftadan sonra görülür. Anne adayının epilepsi rahatsızlığına sahip olan kimselerdeki gibi sara nöbetine benzer krize girmesi ise eklampsi olarak tanımlanır. Kriz sırasında kol ve bacaklarda kasılma, geçici şuur kaybı gibi belirtilerin yaşanması sebebiyle anne adayının sağlığı ciddi anlamda riske girebilir. Vücudun bazı gölgelerinde görülen şişlikler, idrarla protein atma gibi etkenler hamilelik zehirlenmesinin belirtilerini gösterirken, bir yandan rahatsızlığın ortaya çıkış nedenini de ortaya koyuyor olabilir. Her anne adayında aynı seviyede görülmeyen bu durum fark edilir edilmez doktor müdahalesinde bulunulmalıdır.

EKLAMPSİ KRİZİNİN NEDENLERİ

Çoğunlukla preeklampsi sonucu kendine gösteren eklampsi, yüksek kan basıncı ve idrarda protein bulunmasıyla ortaya çıkar. Eklampsinin ilerlemesi halinde beyin bu durumdan etkilenir ve nöbet ortaya çıkar.

EKLAMPSİNİN BELİRTİLERİ

Anne adaylarında şiddetli baş ağrısı, ödem, karın ağrısı, idrarda azalma, göz hastalıkları gibi rahatsızlıklar eklampsi krizlerinin belirtileri arasında yer alır.

EKLAMPSİNİN TEDAVİSİ

Hamilelik sürecinde görülen eklampsi nöbetlerinde yapılması gereken ilk şey doktora gitmek olacaktır. Doktor gerekli işlemleri yaptıktan sonra asıl amaç anne adayının uygun bir zamanda doğumunu gerçekleştirebilmesidir. Eğer nöbet ileri safhalara ulaşmışsa bebek 8 hafta öncesinde prematüre olarak dünyaya gelebilir. Anne adayının bu krizi tekrar yaşamaması için magnezyum sülfat tedavisi uygulanabilir.

Genellikle 30 yaşlardaki kadınlarda görülen ayak başparmağındaki kemiğin çıkıntısının neden olduğunu biliyor musunuz? Peki bu hastalığa ne yol açar? İşte ayak başparmağı çıkıntısı hakkında bilinmesi gerekenler…

Ameliyat sonrası dikkat edilmediğinde nadir olarakta Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ayak başparmağındaki kemiğin çıkıntısı Birinci tarak kemiğinin anormal bir şekilde yumuşak dokuların gerilme ve uzaması ile ortaya çıkar. Kemik dışarı doğru çıktıkça eklem şekli bozulur. Bu da ayakların taşıma fonksiyonularını olumsuz etkiler. 

AYAK KEMİĞİ ÇIKINTISI BELİRTİLERİ

Bilim adı halluks valgus hastalığı genetiksel ve çevresel faktörlerden kaynaklı ortaya çıkar. Dar ve yüksek topuk ayakkabıların yanı sıra spor ayakkabıları bile bu hastalığa sebep olabilir. Aynı zamanda ayak içe basma hastalığının da bu hastalığa neden olabilir.

Eklemler gevşedikçe şiddeti artan bu rahatsızlık zamanla dize kadar ağırlara neden olur. İlerledikçe de yürüme bozukluğu gibi ciddi sorunlara sebebiyet verir. Gözle görülebilir bir hastalık ancak bazen yavaş yavaş ilerlediğinden hemen fark edilmez. Tomografi sonuçları ile tespit edilen çıkıntının şiddeti ise ultrasonla bakarak anlaşılır. 

AYAK KEMİĞİ ÇIKINTISI TEDAVİSİ

Şiddetine göre tedavi yöntemi de değişir. İlk evlerininde olan kemik çıkıntısı için ortopedik  bir alet kullanılır. Bu alet gece yatarken parmağa takılır. Uzmanlar genellikle bu hastalar için ayak numarasından bir beden büyük içeriğinde ortopedik taban olan ayakkabılar tercih etmelerini öneriyor.

Bu uygulamalar eklemleri sıkılaştırarak gevşemesi be büyümesini engellemenin yanı sıra yerine doğru oturmasını da destekler. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen geçmeyen çıkıntı için uzmanlar ameliyata başvurur. Ameliyat sonra dikkat edilmediğinde nüksedebilir.

Görüntü olarak lavantaya benzeyen karabaş otu, Akdeniz bölgesinde yetişen bitki, sinir hücrelerini yatıştırmada oldukça etkilidir. Peki karabaş otunun faydaları nelerdir? Karabaş otu nasıl kullanılır? Lavantanın çok yakın akrabası olan karabaş otu hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Haberin detayında karabaş otuna dair her şeyi bulabilirsiniz.

Lavanta ailesine ait olan karabaş otu, Türkiye’de yalancı lavanta, gargan, keşiş otu gibi isimlerle adlandırılır. Özellikle Osmanlı devrinde koleranın yayılmasına karşı kullanılan karabaş otu, altertatif tıpta sıkça kullanılan bir bitkidir. Anti-bakteriyel etkisi olan karabaş otu, ballıbabagillerden gelir. Ülkemizde Batı Anadolu bölgesinde sıkça yetişen karabaş otu, dünyada Orta Avrupa’da yetişir. Yaz aylarında çiçek açan karabaş otu, taze ya da kurutularak da tüketilebilir. Ege Bölgesi’nde ise reçeli yapılır. Nadiren beyaz renkte olan karabaş otu mor ve mavi renklerde daha sık bulunur. Sivri uçlu ot uçlarında çiçekler bulunur. Kuraklığa karşı oldukça dayanıklı olan ot, nötr ve bazik toprakları tercih eder. Güçlü antioksidan olan karabaş otu, üst solunum yolu hastalıkları için birebir fayda sağlar.

KARABAŞ OTU FAYDALARI NELERDİR? 

Kötü kolesterol seviyesini dengeleyerek kalp damar hastalıklarını engeller.

Yapılan araştırmalarda kanserli hücrelerin büyümesini önleyerek tümörlerim oluşumunun önüne geçer.

Bağışıklık sistemindeki serbest radikalleri azaltarak hastalıklara karşı vücut direncini artırır.

Sık sık kuru öksürük şikayeti olanların düzenli karabaş otu tüketerek balgam yolu ile boğazdaki iltihabı atar. Göğüs ağrılarını azaltan karabaş otu, sigara içenlerde tıkanan bronşları açmada etkilidir.

Sinir hücrelerinin deforme olmasını engeller. Vücudu rahatlatarak sakinleştirir. Yorgunluk ve stres gibi psikolojik rahatsızlıkları iyileştirir.

Kaynatılıp suyu ile yaralar dezenfekte edebilir. Cildin hızla iyileşmesini sağlar. 

Aşırı yemek tüketiminden kaynaklı oluşan gaz problemini gidermede etkili olan karabaş otu, bağırsakları ve böbrekleri de temizler. 

Üst solunum yolları hastalıklarına karşı etkilidir. 

Taze olarak ezilip içerisine zeytinyağı eklendiğinde krem kıvamına getirilir. Vücudun hızla ter atılan yerlere sürüldüğünde vücutta terin neden olacağı kötü kokuyu engeller. 

KARABAŞ OTU NASIL KULLANILIR?

Kurutulan karabaş otu, 7 dakika boyunca kaynatılır. İçerisine zerdeçal, bal, zencefil ve limon eklenir. Karışım güçlü bir antioksidan etkisi gösterdiği için vücudu temizlemede de oldukça etkilidir. 

Mide ekşimesi hemen hemen herkesin yemeklerden sonra yaşadığı sorunlardan biridir. Genellikle soda gibi içeceklerle yanma azaltılmaya çalışılsa da aslında mide ekşimesi ciddi bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Peki mide ekşimesi neden olur? Mide ekşimesi nasıl geçer? Mide ekşimesine iyi gelen besinler nelerdir? Sizler için çok merak edilen bu sorunların yanıtlarını araştırdık.

Mide asidinin fazla salgılanması ile mide ekşimesi yaşanır. Asidi artıran nedenler ise çevresel faktörlerdir. Yağlı ve ağır beslenme sonucu yaşanan bu durum kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Fazla ve düzensiz yemek yeme ve akabinde hareket etmeden uzanma sigara ya da çay tüketilmesi mide ekşimesini artırır. Bunun dışında da bazı rahatsızlıklara mide ekşimesini tetikler. Aynı zamdan sinirsel ve ruhsal bunalımlarda mide ekşimesini etkileyen durumlar arasında yer alır. Bağırsak ülseri, ülser, safra kesesi iltihabı, reflü ve gastrit gibi hastalıklar da mide ekşimesine neden olur. Ayrıca mide ekşimesi yemek borusu darlığı, mide çıkışı darlığı, kalp ve başka hastalıkların da habercisi olabilir. Bu yüzden mide ekşimesi hafife alınacak bir rahatsızlık değildir. Şikayetler artmadan bir uzmana görülmesinde fayda var. Uzmanlar genellikle mide ekşimesinin gece artığını vurguluyor. Bunun nedeni ise vücudun geceleri kendini yenilerken yaşadığı deformasyonları yenilemede zorluk çekmesidir.

MİDE EKŞİMESİ NEDEN OLUR?

Aşırı yemek yiyerek mide duvarını genişletmek

Düzensiz ve aşırı yağlı beslenme

Stres, depresyon ve üzüntü

Kötü alışkanlıklar

Yemeği çiğnemeden yutmak

Gluten ve laktoz 

Antibiyotik ilaçların yan etkiler

MİDE EKŞİMESİNE İYİ GELEN BESİNLER NELEDİR?

BAL

Bir ılık su bardağına bir yemek kaşığı bal ve yarım çay bardağı limon ekleyin. Bu karışımı yemeklerden bir saat önce tüketin. Karışım mide asidini dengeleyerek ekşimenin şiddetini azaltır.

KARBONAT

Mide yanması ve mide ekşimesinde etkili olan karbonatı bir bardak ılık su ile karıştırıp yemek öncesi ve sonrası tüketiniz. 

ELMA

Elma suyu mide asidini dengelemede etkilidir. Ayrıca elma içerdiği antiseptik sayesinde mide duvarını yenileyerek mide ekşimesinin şiddetini azaltır. 

AYRAN VEYA YOĞURT

Tam yağlı yoğurt veya ayran mide asidinin oranını düşürür. Mideyi rahatlatarak yemek yerken yaşanan ağrıları azaltır. Uzmanlar özellikle yemekle beraber yoğurt tüketilmesini tavsiye eder.

MUZ

Doğada bulunan en etkili antiasit olan muz da mide ekşimesine iyi gelir. Yemekten hemen sonra çay yerine bir adet muz tüketerek bu rahatsızlığı azalta bilirsiniz. Ancak kabızlık sorunu yaşayanlar muz tüketimini dikkat etmeli.

BADEM

Sindirimde etkili olan badem mide ekşimesine de iyi gelir. Bademi ezerek tüketin.

Kötü beslenme alışkanlıkları, yetersiz spor ve özellikle masa başı çalışma gibi durumlar eklem ve kemik ağrılarına neden olur. Vücutta azalan vitamin ve minerallerin etkisi ile de artan bu ağrılara dair merak edilen her şeyi haberimizin detayına ekledik. Peki kemik ve eklem ağrıları neden olur? Eklem ve kemik ağrılarına ne iyi gelir? Sizler için tüm bu soruların yanıtını araştırdık.

Kemik ağrıları genellikle kalça, diz, sır ve bacaklarda yaşanır. Çevresel etkilerin yanı sıra vitamin eksikliğinden dolayı da ortaya çıkan bu ağrılar tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Bu ağrılar aynı zamanda eklemlerde de ortaya çıkar. Uyuşma ve karıncalanma ile devam eder. Uzmanların önerdiği bazı doğal yollarla bu ağrılardan kurtulabilirsiniz. Eklem, kemik hareketlerini kolaylaştıran dokudur. Bu yüzden eklemin hasara uğraması kemiği ya da kemiğin hasra uğraması eklemi etkiler. Özellikle dengesiz beslenme ve hareket etme esnasında ortaya çıkan iltihaplar eklemlere yerleşerek burada ciddi deformelere neden olur. Hareket esnasında özellikle bölgede ciddi ağrılara sebep olur. İlerleyen zamanlarda ise Otoimmün denilen kemik hastalıklarına da zemin hazırlar. 

KEMİK VE EKLEM AĞRILARI NEDEN OLUR?

Aşırı kilolar

Kan değerlerinde ani değişmeler

Kaza sonrası yaşanan iskelet travmaları

Yetersiz protein ve kalsiyum

Vücuttaki iltihap düzeyini artıran üst solunum yolu hastalıkları

Spor esnasında yapılan dengesiz hareketler

EKLEM VE KEMİK AĞRILARININ BELİRTİLERİ NELEDİR?

Kalça üstü oturulduğu esnada kuyruk sokumunda ağrılar

İskelet hareketinde kısıtlanmalar

Otururken uyurken kalkarken diz ve ayaklarda şiddetli batmalar ve kısıtlanmalar

Kemiklerin birleştiği noktalarda sesler gelmesi

Bazılarında ise eklem bölgelerinde şişlik ve sertlik gibi belirtiler yaşanması

KEMİK VE EKLEM AĞRILARINA NE İYİ GELİR?

– Düzenli kan dolaşımı ağrıya iyi gelen en etkili yoldur. Bu akışı sağlamak içinde doğru masaj teknikleri ile vücudu rahatlatmaktan geçer. Yapılan bazı araştırmalarda bile masajın kan dolaşımını düzenlediğinden ağrıları geçirdiği etkisi gözlemlenmiştir. Masaj sırasında kullanılan at kestanesi, zeytin, ceviz ve hint  yağı gibi mentollü yağlarda vücuttaki sinirleri uyardığından ağrıları azaltmada etkili olur.

– 2010 yılında yapılan bazı araştırmalarda acı biberin ağrıları kestiği gözlemlenmiştir. Hafif şiddetli seyir eden diz ağrılarının yüzde 70’ini azaltır. İki yemek kaşığı Hindistan ceviz yağı ile bir yemek kaşığı toz biberi karıştırarak ocakta 5 dakika ısıtınız. Ilık halde iken ağrıyan bölgeye masaj yaparak uygulayınız. 20 dakika beklettikten sonra ılık su ile durulayınız.

– Yüksek magnezyum içeren epsom tuzu ciltte emilimi hızlandırdığı için sinirleri uyarır. Uyarılan sinirler ağrıya neden olan iltihap birikimi ya da enfeksiyonlu hücreleri yok eder. İçerisinde uzanabileceğiniz bir leğen ya da küveti sıcak su ile doldurunuz. İçerisine bol miktarda epsom tuzu katınız. Daha sonra içine uzanıp su soğuyana kadar bekleyiniz. Bunu ağrı geçene kadar uygulayabilirsiniz. 

– Isırgan otu ağrıya neden olan iltihabı azaltan bileşikler içerir. Yapılan araştırmalarda bor bakımından zengin olan bu bitkinin kemikleri güçlendirerek enfeksiyonlu virüslere karşı savaşmasına yardımcı olduğu ortaya çıkarılmıştır. Kurutulmuş bir avuç ısırgan otunu kaynayan suya atınız demlendikten sonra süzüp içiniz. 

Lahana içerdiği antioksidan sayesinde ağrılara iyi gelen etkili besinlerden biridir. Uzun süre vücutta bulunan toksinleri atmada etkili olan lahana her hangi bir ödem oluşumunu da önler. Limon ve sarımsaklı bir suya lahana yapraklarını batırınız bir gün beklettikten sonra bu yaprakları ağrının olduğu yere sarınız üzerine streç film sarıp bir saat boyunca bekleyiniz.

Feridun Kunak, eklem ağrıları, çeşitli spor aktiviteleri, kilo sorunları, kazalar veya çeşitli hastalıklardan dolayı ortaya çıkan eklem ve kemik ağrılarına iyi gelen doğal kür tarifini paylaştı. İçerisinde kara turp rendesi, biberiye yağı, zencefil yağı ve ozon yağı olan eklem ağrılarına iyi gelen doğal kür tarifini ekrana getirdi. Kunak, karışımı ısıttıktan sonra ağrıyan yere uygulanmasını önerdi.

İŞTE O KARIŞIM;

Günümüzde en çok rastlanan rahatsızlıkların başında gelen karaciğer yağlanmasının neden kaynaklandığını biliyor musunuz? Sivilce, akne, şişlik ve iltihaba neden olan karaciğer yağlanmasına dair bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Peki karaciğer yağlanması doğal yolla nasıl temizlenir? Haberimizin detayında karaciğer yağlanmasına dair her şeyi bulabilirsiniz.

Hepatosteatoz olarak bilinen karaciğer yağlanması sinsice ilerleyen bir rahatsızlıktır. Verdiği belirtiler bir çok hastalığın belirtisi olabileceğinden erken teşhis edilmesi biraz güç olur. Özellikle obezite, diyabet ve kolesterol gibi rahatsızlıkların tetiklediği karaciğer yağlanması tedavi edilmediğinde iltihaplı karaciğer yağlanması, siroz ve hepatitin bir türü olan steatoheapatit gibi riskli hastalıklar meydana gelir.

KARACİĞER NEDEN YAĞLANIR?

Karaciğer vücuttaki yağları temizleyerek vücuttan atar. Ancak enzim dengesi bozulunca topladığı yağları vücuttan atamaz ve yağlanma oluşur. Beslenme şeklinden kötü yaşam alışkanlıklarına kadar her durumun yanı sıra bazı kronik ilaçların yan etkileri de bu hastalığın meydana gelmesini sağlar. Hızlı kilo alıp verme ve toksin oranı yüksek besinler tüketilmesi karaciğeri olumsuz etkiler. Karaciğerin normal yağ oranında artış meydana gelir. Ayrıca kandaki yağ asitlerinden oluşan trigliserid bileşenin yağlı ve karbonhidratlı besinler dolayısıyla yükselmesi, hastalık virüs ve bakterileri de yağlanmaya neden olan faktörlerdir. Orta yaş üstü kişilerde daha yaygın görülen karaciğer yağlanması erişkin insanlarda yüzde 30 oranda görülür. Ortalama 10 kişide birinde karaciğer enzimleri dengesi bozulduğundan ortaya çıkar. 

KARACİĞER YAĞLANMASININ BELİRTİLERİ NELERDİR?

En ağır organlardan biri olun karaciğer yağlandıkça ağırlığı artan bu da alt karında şiddetli ağrılara neden olur.

Karaciğer yağlanması artıkça ani kilo kaybı, güçsüzlük ve unutkanlık ortaya çıkar. 

Cilt yüzeyinde ani deformasyonlar yaşanır. Örneğin aşırı akne ve sivilcilenme gibi durumlar yaşanır. 

Beyindeki bellek bölümünde zayıflama ortaya çıkar.

Terleme esnasında ağrı koku yaşanır. Aynı zamanda vücuttaki toksin oranı arttığında nefes de kötü kokar. 

Mide bulantısı ve göz kızarıklıkları da nadiren olan durumlardır.

KARACİĞER YAĞLANMASI TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Belirtiler kendini gösterir göstermez bir uzmana görünmekte fayda var. Kan tahlili ardından uzman karaciğerin enzim değerlerini kontrol eder. Ayrıca CT taraması, MR ve ultrasyon gibi tetkikler de yapılır. Bazı hastalardan ise karaciğerden örnek alınarak yapılır.

Genellikle bu hastalara ilaç tedavisi ve düzenli beslenme önerilir. Uzmanlar özellikle karaciğer yağlanması olan kişilerin gün içerisindeki su tüketimini artırmaları gerektiğini vurguluyor. 

KARACİĞER YAĞLANMASINI ÖNLEYEN MUCİZE SİRKE TARİFİ

Çoğu insanın tüketmeye yanaşmadığı ancak insan sağlığına inanılmaz faydaları olan sakatat hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık. Ancak kronik hastalığı olanların tüketmeden önce uzmanlarına danışması gerekiyor. Bunun dışında ise vücudun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri karşılayacak kadar etkili olan sakatatların çocukluk yaştan erişkinliğe kadar düzenli tüketilmesinde fayda var. Peki sakatatın faydaları nelerdir? Hangi sakatat neye iyi gelir? Haberin detayında sakatata dair her şeyi bulabilirsiniz.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu sofralarının vazgeçilmez yemeklerinden biri olan sakatatların aslında vücudumuza birçok faydası vardır. Sakatatlar, kırmızı ete oranla vitamin ve mineral açısından zengindir. Daha az yağ içeren yapısı nedeniyle kalori oranı düşük karbonhidrat ve enerji yönünden yüksektir. Sakatat kesimi yapılan hayvanların içinde kalan kısımlardır. Bu kısımlar yürek, karaciğer, kalın bağırsak (bumbar), böbrek, işkembe, beyin, baş ve akciğer gibi yerleridir. Kireçli suya batırılan organlar daha sonra sirke ile yıkanıp tuza bastırılarak temizlik aşamasından geçer. Daha sonra yöresine göre yemek yapılarak tüketilir. Batı mutfağının yeni fark ettiği bu lezzet Anadolu topraklarında özellikle Mezopotamya’da yüzyıllardır tüketiliyor. Salamura ile uzun yıllar muhafaza da edilebilen sakatatlar, insan vücudunun ihtiyacı olan vitamin ve mineral bakımından oldukça zengindir. Yapılan araştırmalarda hastalıkları önleyerek insan bünyesini güçlendiren bu besinlerin düzenli tüketilmesinde fayda var. B12 vitamin kompleksi ve folat açısından zengindir.

SAKATATIN FAYDALARI NELERDİR?

Yüksek demir içerdiklerinden vücudun kendi kendine sağlayamadığı demir emilimini sağlar. Böylece kansızlık ve anemi gibi riskli rahatsızlıkların önüne geçilir. 

İnsan vücudu zamanla bazı fonksiyonları işlenmez hale geldiğinden ek takviyeye ihtiyaç duyar. Özellikle beyin sağlığı için önemli olan ek takviyeler vücut hareketlerinde ve organların çalışmasında etkili olur. Sakatatlar bu eksiklikleri gidermede en etkili besinlerdir. 

Vücudumuzda özellikle 20 yaş sonrası üretimi azalan kolajeni kolaylıkla sağlar. 

B12 vitamin kompleksi ileri yaş hastalıklarının ortaya çıkmasını engelleyen mucize vitaminlerin başında gelir. Bu vitaminin eksik olduğu kişilerde kanser hastalıkları hızla yayılır. Uzmanlar her besinde kolayca bulunmayan bu vitamin kompleksini almanın en hızlı yolunun sakatatlar olduğunu vurguluyor.

Göz sağlığından cilt sağlığına kadar her alanda faydası olan sakatatlar çocukluktan erişkinliğe kadar düzenli tüketildiğinde etkisi hızla görülür. 

SAKATATIN ZARARI VAR MIDIR?

Kronik hastalığı olan kişilerin tüketmeden önce uzmanlarına danışmasında fayda var. Aksi halde sakatatlar bazı rahatsızlıklara da zemin hazırlayabilir. Hayvansal yağ bakımından yüksek olan bu besinler günlük sınırlı tüketilmelidir. Aşırı tüketildiğinde sindirim rahatsızlıklara neden olur. 

HANGİ SAKATAT NEYE İYİ GELİR?

KARACİĞER

Vücudun gün içerisinde ihtiyacı olan A ve B12 vitaminlerinin 2 kat fazla alınmasını sağlar. Ancak uzmanlar karaciğerin hafta da bir kez tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.Özellikle kronik hastalığı olan kişilerde bu besinlerin göstereceği etkiler tam olarak bilinmemektedir.

BÖBREK

İnek ve kuzu böbreklerinde yüklü miktarda selenyum ve oksidatif maddeleri bulunur. Bu maddeler kansere karşı bağışlık sistemini güçlendirir. Aynı zamanda sinir hücrelerini yenileyerek stres gibi psikolojik sorunların yaşanma riskini azaltır.

BEYİN VE DİL

Balıkta bulunan omega-3 vitamininin 3 katı inek, kuzu ve keçi gibi hayvanların beyninde bulunur. Bu hayvanların dili de aynı zamanda B12 vitamini bakımından zengindir. Özellikle uzmanlar gelişim çağındaki çocukların ve hamilelerin bu organları tüketmesi gerektiğini belirtiyor.

İŞKEMBE, DALAK VE TAŞLIK

İşkembe içerdiği yüksek miktarda selenyum sayesinde troid hastalığına karşı vücudu korur. Ancak kalori oranı yüksek olduğundan ayda en fazla iki defa tüketilmesi yeterlidir. B2, B3 ve demir bakımından da zengin olan dalak ve taşlık, hem cilt hem de gözdeki hasara uğramış hücreleri yeniler ve kansızlığı giderir.

KEMİK SUYU

Lif bakımından zengin olan kemik suyu bağırsak ve mide rahatsızlıklarının önüne geçer. Aynı zamanda kemiklerimizi de güçlendirerek kanser hücrelerine karşı korur.

PAÇA ÇORBASI

Uzmanların kemiği kırılmış hastalarına önerdiği doğal tedavi yöntemlerinden biridir. D vitamini sayesinde özellikle kış aylarında yaşanan gribal enfeksiyona karşı vücuda enerji sağlar.

Birçok insanın yaşadığı ancak üzerinde durmadığı sağlık sorunlarından biri gece uykuda terlemedir. Peki gece uykuda terlemenin nedenleri nelerdir? Terlemeye ne iyi gelir? Erkeklere oranla kadınlarda sık sık yaşanan rahatsızlığa başka hastalıklar neden olmaktadır. Özellikle ruhsal hastalıklar ve hormonsal dengesizliğin neden olduğu gece uykuda terleme hakkında merak edilenleri sizler için araştırdık.

Uyku  insan fizyolojisinin otomatik ihtiyaç duyduğu bir aktivitedir. Vücut özellikle bu süreçte kendini yenileme ve dinlenme fırsatı bulur. Bu yüzden uyku insan sağlığını da etkiler. Yaklaşık 85 uyku hastalığı vardır. Günümüzde giderek çoğalan kronik uykusuzluk bunların başında gelir. Uyku bozukluğunun birçok nedeni vardır. Bunlar arasında en yaygını ruhsal hastalıklardır. Özellikle 25 -40 yaş arasını tehdit eder. Uykusuzluk sanıldığı gibi basit bir rahatsızlık değildir. İntiharla bile sonuçlanan vakalar vardır. Uykusuzluğun yanı sıra uyku sırasında da yaşanan bazı olaylar ya da hastalıklar bir başka rahatsızlıklara zemin hazırlar. Bunlardan biri de gece uykuda terlemedir. Halk arasında gece terlemenin kötü rüyadan kaynaklandığı bilinse de aslına uyurken terleme tamamen bilimsel bir durumdur. Hatta bazı uzmanlara göre rahatsızlıktır. Vücudun gece yatarken yenilenmeye geçmesi gibi hastalanması da olası bir faktördür. Özellikle gün içerisinde biriken zararlı toksinler veya hücreler gece harekete geçerek hastalıklara neden olur. Gece terlemenin beraberinde halsizlik, kilo kaybı ve ağrılar yaşanır. 

GECE UYKUDA TERLEMENİN NEDENLERİ NELERDİR?

Değişen hormon miktarı terlemeye neden olan en önemli faktördür.

Üst solunum yolları ile vücuda giren virüslerde terlemeye neden olur.

Beyinin herhangi bir hasara uğraması vücut ısısını etkiler. Bu da özellikle baş bölgesinde terleme gibi belirtilerle kendini gösterir.

Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri de terlemeye yol açar.

Kandaki şeker oranının artması ter bezlerini harekete geçirir bu da genellikle bacak arası ve kolduk altında kokulu terlemeye neden olur. 

Böbrekleri üşütmek ya da böbrek üstü bezlerinin iltihaplanması da terleme yaşanmasına sebebiyet verir.

Nadiren de olsa kanser hastalıklarının ilk belirtisi arasında terleme vardır. 

TERLEMEYE NE İYİ GELİR?

Terlemeyi azaltmak için vücudun yeterli miktarda magnezyum ve B vitaminine sahip olması gerekir. Bu durum içinde;

Her sabah bir çay bardağı sıkılmış domates suyu içilebilir. Domates içerdiği antioksidan sayesinde ter bezlerine neden olan virüs ve hastalıkları idrar ve dışkılama yolu ile vücuttan atar.

Yeşil çayda yatıştırıcı maddeler içerdiğinden terlemeye neden olan zararlı hücrelerin sayısını azaltmaya yardımcı olur. Uzmanlar günde iki bardak yeşil çay tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.

 Bir çay kaşığı meşe ağacı kabuğu, okaliptüs ve ceviz yaprağını yaklaşık 1 litre suda kaynatınız. Karışımı süzdükten 1 litreye kadar soğuk su ekleyerek terleyen bölgeleri bu suyla temizleyiniz.

Hoş kokusu ile insanı etkisi altına alan akasya, salkımlı ağaçlar arasında en yaygınıdır. Ağacın dalarının aşağı doğru beyaz meyvelerle sarkması le meşhur olan akasya milattan önce keşfedilmiştir. Peki akasyanın faydaları nelerdir? Akasya çayı ne işe yarar ve nasıl yapılır? Akasya suyu ne işe yarar? Alternatif tıpta kabızlık ve bağırsakları rahatlatan bitki olarak kullanılan akasya hakkında merak edilen her şeyi araştırdık.

Baklagiller ailesine ait olan akasyanın 300 türü Brezilya’da 600 türü ise tüm dünyada yaygın olarak bulunmaktadır. En yaygını beyaz olmak üzere kırmızı, mor ve sarı renkleri de mevcuttur. Henüz çiğ hali ise yeşildir. Çok güçlü bir aroması olan akasyanın bir o kadar etkileyici kokusu da vardır. Kilometrelerce uzaktan alınan kokusu sayesinde Akdeniz şehirlerindeki birçok sahil evinin bahçesinde bulunur. Romanlarda adalar kokusu olarak geçen akasyanın insan sağlığına inanılmaz faydaları vardır. Özelikle milattan önce keşfedilen akasya alternatif tıpta doğal ilaç olarak hem kremi hem de çayı yapılırmış. Sıcak iklimlerde yayın olarak yetişen ve suya ihtiyaç duyan aksayanın aldığı suyu meyvelerinde ve dallarında toplama gibi özellikleri vardır. Bu özelliği sayesinde güçlü bir sıvı besini olur. Akasya ağacında bitkinin yanı sıra meyvelerde oluşur. Keçiboynuzuna benzeyen bu meyveler kurutularak çay lede edilir. Çin ve Brimanya gibi ülkelerde sıklıkla tüketilir. Arap yarım adasında da yayın olan akasyadaki bu meyveler öğütülerek kahve yapılır. Acı bir tadı olan meyveyi akasya bitkisi ile şekerlendirirler. Akasya ve meyvesi kahve çay gibi kafeinli besinlerde bulunan tanen bakımından da zengindir. Akasya içeriğinde; asparagin, robinin, tanen, indican, agaciin, metil eteri, indul, benzaldehid ve antranil asidi barındırır.

AKASYA SUYU NE İŞE YARAR?

AKASYANIN FAYDALARI NELERDİR? 

Eski çağ kitaplarında akciğer ve boğaz hastalara akasya çayı verildiği yazıyor. Akasya kendisine kesin koku veren maddeler sayesinde akciğer ve boğazlardaki enfeksiyonlu hücreleri temizleyerek. Nefes borusundaki hücrelerin mutasyona uğramasının önüne geçer. Hastaların rahat bir nefes almasını sağlar.

Yatıştırıcı maddeler bakımından zengin olduğundan hem çay olarak hem de koklanarak fayda sağlar. Zihni açan akasya bu sayede yorgunluk ve stresi azaltır. 

Akasya taze olarak kaynatılıp suyu gargara olarak kullanılabilir. Bu gargara ağız içi yaraları iyileşmesini sağlarken çıkmaya meyilli olanları da engeller. Ayrıca diş etlerini güçlendirerek ağız içi tükürükteki enfeksiyonlu hücreleri önleyerek ağız kokusunun önüne geçer. 

Mevsim geçişlerinde kurutulmuş akasya kaynatılıp süzüldükten sonra içerisine bir tatlı kaşığı bal eklenip tüketildiğinde; kuru öksürüğü keserek göğüs ağrılarını azaltır. Bronşları da temizler.

Ter yolu ile vücuttaki toksinleri atar. Bu özelliğinin olumsuz etkisi de vardır. Aşırı tüketildiğinde vücudun sıvı kaybına neden olabilir.

AKASYA ÇAYI NE İŞE YARAR VE NASIL YAPILIR?

Özellikle kronik uykusuzluğu olanların gece yatmadan bir saat önce aksaya çayı tüketerek rahat bir uyku çekmelerini sağlar. 20 gram kurutulmuş akasyayı iki su bardağı su ekleyerek kaynatın. İçerisine bir damla limon ve bir çay kaşığı bal ekleyin. Ocaktan alıp 5 dakika bekledikten sonra süzerek taze taze tüketin. 

Vücudun herhangi bir yerinde rastladığınız morluklar yada kızarıklıkların ne olduğunu biliyor musunuz? Erkeklere oranla kadınlarda daha çok ortaya çıkan kılcal damar çatlaması özellikle yüz ve çevresinde görülür. Peki kılcal damar çatlaması neden olur? Kılcal damar çatlamasının doğal tedavisi var mıdır? Sizler için bu sorunların yanıtlarını araştırdık. Haberin detayında kılcal damarlara dair her şeyi bulabilirsiniz.

Kılcal damarlar vücudumuzda örümcek ağı gibi beyinden ayak parmaklarımıza kadar her yerde vardır. İnsan vücudunda yaklaşık 40.000 kilo metre olan kılcal damarlar kan ve dokular arasındaki alışverişi destekler. Bazı nedenlerden dolayı hemen hemen her cins ve yaş grubunda bu damarların geçtiği noktalarda bazen mor bazen kırmızı lekeler oluşur. Bu kılcal damarların çatladığı anlamına gelir. Ciddi bir rahatsızlık olmamasına rağmen estetik görünüşü bozar. Vücudun hemen hemen her yerinde rastlanabilen bu hastalık psikolojik bir rahatsızlığa neden olur. Ciddi olmasa bile tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Ağrılarla kendini belli eder. Yüzde leke gibi görünür vücudun diğer yerlerinde damarlar daha belirgindir. 

KILCAL DAMAR ÇATLAMASI NEDEN OLUR?

Cilt yüzeyi hassas olduğunda

Ani sinir krizi ve yaşanan ağır stres

Gül hastalığı gibi hastalıklarda sıklıkla rastlanır

Kullanılan cilt kremler

Radyasyon ışınlarının cildi deforme etmesi ile

Genellikle varisin ilk dönemlerinde 

Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmak

Aile öyküsünde bu hastalığın olması gibi nedenlerden dolayı yaşanır.

KILCAL DAMAR BELİRTİLERİ NELERDİR?

En yaygın belirtisi damarlar gözle görünür hale gelir.

Vücudun belirli yerlerinde çatlak morluklar oluşur.

Yüz olan kılcal damarda ise çabuk kızarma güneş hassasiyeti oluşur.

Cildin o bölgesi diğer alanlara göre daha ince olur.

Herhangi bir darp olmamasına rağmen baldır, bacak ve yaygın olarak burun çevresinde kırmızı lekeler görülür.

KILCAL DAMAR ÇATLAMASI DOĞAL TEDAVİ YÖNTEMİ

Genellikle lazer uygulaması ile tedavi edilen bu hastalık birçok cilt sorununda belirtisi olabileceğinden uzman bir doktora başvurulmalıdır. Kolay bir tedavisi olan bu hastalığı tamamen geçme durumu da vardır. Ayrıca bazı bitkisel uzmanlar bu hastalığa iyi gelen doğal yollarında olduğunu belirtiyor. En etkili doğal yol ise at kestanesidir. At kestanesi içerdiği içerdiği bileşikler sayesinde kan dolaşımını hızlandırdığından iyileştirmede de oldukça etkilidir. Yüzde bile kullanılan at kestanesini düzenli kullanılması gerekir. 500 gramlık at kestanesini blendırdan geçiriniz içerisinde biraz sirke ve zeytin yağı koyup krem kıvamına getirin. Kılcal damarların olduğu bölgeye uygulayınız.