Dyt. Sena Karahan, fazla kilolarından şikayetçi olup zayıflamak isteyenlerin karşılaştığı sağlık sorunlarını engellemek aynı zamanda diyet yaparken yıllardır doğru bilinen yanlışları sıraladı.
Aniden başlanıp çabuk bırakılan diyetler kişinin daha fazla kilo almasına neden olmakla kalmayıp, sağlık açısından da tehlikeli olabiliyor. Yıllardır bilinen doğruların yanında uzmanların da sık sık yaptıkları açıklamaları mutlaka dikkate alarak diyete başlamalısınız. Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Karahan, kilo vermek isteyenlere özel tavsiyelerde bulunarak diyet yaparken ekmeği tamamen hayatımızdan çıkarmamamız gerektiğini vurguladı. İşte Dyt. Sena Karahan’ın açıklamaları:
ÖĞÜN ATLAMAYIN!
Diyete başlayan çoğu kişinin yaptığı ilk hatalardan birisi öğün atlamaktır. Öğün atlarsam daha az kalori alırım ve daha hızlı zayıflarım düşüncesiyle kahvaltı ya da öğle yemeklerini es geçmek, ufak atıştırmalıklarla geçiştirmeye çalışmak doğru bir yaklaşım değildir.
Öğün sayısı ve saatleri tamamen kişiye özel olmalıdır. Güne kaçta başladığınız, nasıl bir işte çalıştığınız, gün içerisindeki hareketliliğiniz ve fizyolojik durumunuz, kaç öğün tüketeceğinizi şekillendirmede önemli etkenlerdir. Özellikle son dönemlerde popüler olan 2 öğün ya da tek öğün beslenme modelleri uygulanabilir olsa da çoğu birey için sürdürülebilir değildir ve bir beslenme uzmanı takibinde uygulanmalıdır.
Uzun saatler aç kalmak ya da eksik beslenmek gün içerisinde kan şekerinizde dalgalanmalara, iniş çıkışlara neden olabilir. Bu durum beraberinde tatlı isteği, kontrol edilemeyen açlık duygusu, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu gibi şikayetleri getirir. Akşam saatlerinde açlık krizi ve tatlı isteğini önlemek için öğün atlamayın.
Beslenmede tek bir doğru yoktur, önemli olan diyetinizin yaşam şartlarınıza ve günlük rutininize uygun olacak şekilde düzenlemektir.
EKMEĞİ KESMEYİN!
Fazla kilolarından kurtulmak isteyen kişilerin başvurduğu bir diğer yanlış ise ekmeği ve karbonhidrat grubu besinleri kesmektir. Ekmek kan şekerini yükselttiği için zararlıdır algısı tamamen yanlıştır. Kanda zaten hali hazırda bir miktar glikoz bulunmaktadır ve yaşamsal fonksiyonlarımızı sağlıklı şekilde yerine getirebilmek için buna ihtiyaç duyarız. Burada önemli olan kan şekerini ani ve fazla miktarda yükseltmekten kaçınmaktır. Beyaz ekmek, buğdayın saflaştırılıp kepeğinden ve tanelerinden ayrıştırılmasıyla elde edildiği için hızla sindirilip kana karışır. Beyaz ekmek yerine tam tahıllı buğday, çavdar, yulaf ekmekleri tercih edilmelidir ve günlük tüketim miktarı sınırlandırılmalıdır.
Tam tahıllı ekmek sindirim sistemimiz için ihtiyaç duyduğumuz günlük lif miktarının bir kısmını karşılar ve prebiyotik içeriği ile bağırsak floramızdaki probiyotikleri desteklemeye yardımcı olur.
Diyetiniz tamamen size özgü olmalıdır. Ekmek tüketme alışkanlığınız yoksa ve tercih etmiyorsanız onun yerine geçecek uygun karbonhidrat kaynağının tüketilmesi yeterli ve dengeli beslenme için önemlidir.
LİGHT ÜRÜNLER DEYİP GEÇMEYİN!
Diyete başlandığında ambalajında light ibaresi bulunan gıdaların cazip hale gelmesi kaçınılmaz oluyor. Diyet yapan kişiler bu ürünleri daha rahat ve fazla miktarda tüketme eğilimde olabiliyorlar. Oysa bir gıdanın light olması tamamen kalorisiz ya da sağlıklı olduğu anlamı taşımıyor.
1gr yağ 9 kcal iken 1 gr karbonhidrat 4 kcaldir bu sebeple light gıdalarda enerjiyi azaltmak için öncelikle yağ miktarı azaltılır. Yağı azaltılan, düşük proteinli bu tip gıdaların glisemik yükleri fazladır. Glisemik yük sıkça bahsedilen glisemik indeksten farklı bir tanımdır. Glisemik indekste besin önemliyken glisemik yükte ne miktarda tüketildiği önemlidir. Yani 1 paket light bisküvinin tamamını yemenin etkisi 1 adet baklava yemekten çok farklı olmuyor.
Bunun yanında light ürünlerde lezzet yakalayabilmek için kullanılan tatlandırıcıların ve katkı maddelerinin sık ve fazla miktarda tüketilmesinin sağlık sorunlarına yol açabileceği de unutulmamalıdır.