Şunun için etiket arşivi: YAŞAM

Aile Mahkemesindeki Yargıtay, kadının ev işlerini yapmamasının boşanma nedenlerinden sayıp bu karara da imza attı.

Bursa’da Aile Mahkemesi’ne başvurarak evliliğini sonlandırmak isteyen bir çift, karşılıklı olarak birbirlerine boşanma davası açtı. Kadın eşinden şiddet ve hakaret gördüğü gerekçesinden dolayı boşanma talebinde bulunurken erkeğin boşanma mazereti oldukça farklı oldu. Erkek tarafı ise eşinin üstüne düşen vazifeleri yerine getirmediğini yani ev işlerini yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini ve devamlı olarak evini terk ettiğini öne sürerek güven sarsıcı davranışlarının olduğunu söyledi.

MAHKEMENİN KARARI BELLİ OLDU: ERKEK DAHA ÇOK SUÇLU!

Mahkeme kararına göre; erkeğin daha fazla kusurlu olduğunu kabul ederek tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir, 250 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 10 bin TL maddi ve 10 bin TL manevi tazminata hükmetti. Erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildi.

DAVA YARGITAY’A TAŞINDI

Verilen hüküm erkek tarafından; hata belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminat talepleri ve aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar bakımından istinaf edildi. Bölge adliye mahkemesi de erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Karar temyiz edilince konu, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne taşındı.

TARAFLAR EŞİT KUSURLU!

Alınan kararda ise şöyle denildi:

“İstinaf kanun yoluna başvuruda bulunan erkek aleyhine ilk derece mahkemesince kusur olarak yüklenilmeyen hakaret etme ve eşini evden kovma vakıalarının da kusur olarak yüklenilmesi mümkün değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacı-davalı kadına yüklenen ve istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kusurlu davranışlara karşı davalı-davacı erkeğin üzerine düşen görevlerini yerine getirmeme, evine bakmama, evinin ihtiyaçlarını karşılamama ve eşine fiziksel şiddet uygulama şeklinde gerçekleşen kusurları nazara alındığında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir.

Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez.

Davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”

Vefatının üzerinden tam 82 yıl geçen Mustafa Kemal Atatürk’ün ölmeden hemen önce yemeği çok istediği ve doktorlar tarafından da önerilen o yemek yeniden gündeme geldi. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hastalığı çok ilerlemiştir, doktorlar enginar yemesinin iyi olacağını söylerler. Fakat sonbahar enginarın mevsimi değildir. Hemen sipariş verirler. Ancak…

1938 yılında Dolmabahçe’de hastalığı çok ilerleyen ve doktorlar tarafından sık sık kontrol edilen Mustafa Kemal Atatürk doktorlara “Neden bana enginar yedirmiyorsunuz hala?” diye sorar.  Sonrasında Hatay’da  taze enginar bulunabileceğini öğrenirler, hemen sipariş verirler. Sonbahar aylarında enginarın mevsimi de olmadığı için gelmesi biraz uzun sürer.

10 Kasım saat 09:05 geçe hayata gözlerini yuman Atatürk’ün istediği enginar hemen gelir. Ancak yiyemeden hayata veda etmiştir.

Daha önce hiç Bazı kaynaklar Atatürk’ün enginarı daha önce hiç yemediğini iddia ediyor. 

Mustafa Kemal iki yaşındayken 1883 yılında basılmış Ayşe Fehriye Hanım’ın ‘Ev Kadını’ adlı popüler yemek kitabında enginarlı 11 tarif var. (Enginarlı yumurta, enginar bastısı, soğanlı enginar, zeytinyağlı enginar, etli enginar dolması, enginar piyazı, enginarlı börek içi, enginarlı pilav, baklalı enginar turşusu, enginar salamura ve enginar konservesi) Atatürk’ün enginarı bilmemesi mümkün görünmüyor. Bırakın enginarı, Avrupa’da kuşkonmaz yiyip tadını sevince tohumlarını getirtip Yalova’daki devlet çiftliğinde yetiştirmiştir. Haşlanmış kuşkonmaz sevdiği yemekler arasındadır.

EN SEVDİĞİ YEMEK NEYDİ?

Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği yemek yağlı fasulye yani kuru fasulyedir. Öğrencilik yıllarında alıştığı ve vazgeçemediği yemektir.

Online eğitim sürecinde olağandan fazla kulaklık kullanımı baş ağrısı ve tinnitus gibi rahatsızlıkların yanında, işitme kaybı gibi kalıcı sorunlara da neden olabiliyor. May İşitme Cihazları Eğitim Sorumlusu Odyolog Seda Başkurt, evden eğitim sürecinde kulaklık kullanımında dikkat edilmesi gerekenler konusunda uyarıyor.

Pandemi süreci dolayısıyla ara verilen yüz yüze eğitim, uzun bir aranın ardından yeniden başladı. Ancak isteyen öğrenciler, EBA TV’den yararlanarak eğitimlerine evlerinde devam edebiliyorlar. Sistemden faydalanan öğrencilerin sayısı da oldukça fazla. Bu süreçte uzun süre yüksek sesli kulaklık kullanımı, öğrencilerde işitme konusunda kalıcı sorunlara neden olabiliyor. May İşitme Cihazları Eğitim Sorumlusu Odyolog Seda Başkurt, işitme kaybı ve belirtilerine yönelik dikkatli olunmasını ifade ediyor. Uzun zaman boyunca yüksek sese maruz kalmak ve kulaklık kullanımı süresinin uzun olması, işitme kaybının oluşmasına neden olan büyük riskler olarak kabul ediliyor.

May İşitme Cihazları’nın Eğitim Sorumlusu Odyolog Seda Başkurt bu durum ile ilgili olarak, ‘Bilimsel araştırmalar yüksek şiddette sese maruz kalmanın iç kulakta tüy hücre hasarına sebep olarak işitmenizde geriye dönüşü olmayan kayıplara sebep olduğunu göstermektedir.’ ifadelerini kullanıyor.

85 DESİBEL SESE 8 SAAT MARUZ KALMAK RİSK TEŞKİL EDİYOR

85 desibel şiddetindeki bir sese 8 saat ve daha fazla maruz kalmanın risk taşıdığını belirten Başkurt, kulaklık desibel şiddetinin  120 ve üstüne çıkabildiğini hatırlatarak,  işitme kaybı dışında zamanla baş ağrısı ve tinnitus gibi sağlık sorunlarının da oluşabileceğini söylüyor.

İşitme kaybının aniden ortaya çıkabileceğini de söyleyen Başkurt, karşıdaki kişiyi anlamakta zorlanma ve söylenenleri tekrar ettirme gibi durumların oluşabileceğini de açıklıyor. 

Odyolog Seda Başkurt, ‘Kulak içi yerine kulak üstü kulaklıklar tercih edilmeli ve ses seviyesi en yüksekten düşük olmalı ve kulaklık tek kulağa değil iki tarafa da takılmalı.’ açıklamasında bulunuyor.

Düzenli tedavinin önemine de vurgu yapan Başkurt, şu açıklamada bulunuyor:

‘Çocuğun televizyonu yüksek sesle dinlemesi, seslenince tepki vermemesi, sadece yakın konuşmaları daha iyi duyması, okuldaki durumunun başarısız seyretmesi gibi faktörler işitmeyle ilgili sorunların belirtileri olabilir.’ diyerek, ‘Çocuğunuzda işitme kaybı olduğunu düşünüyorsanız zaman kaybetmeden KBB uzmanına başvurmalısınız. 6 ayda 1 düzenli işitme testlerinizi yaptırarak işitme sağlığınızı korumalısınız.’ 

İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine, ‘Nikah Merasimlerinde Uygulanacak Tedbirler’ konulu bir genelge gönderdi. Genelgeye göre, nikah yapılacak mekanlarda temasa neden olabilecek dans/oyun vb. amaçla müzik yayını yapılamayacak. Ancak sadece misafirlerin dinlemesine yönelik müzik yayını yapılabilecek. İşte İçişleri Bakanlığı genelgesinde yer alan tedbirler:

İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliği’ne genelge gönderdi. ‘Nikah Merasimlerinde Uygulanacak Tedbirler’ konulu genelgede; alınan tedbir kararları sonucunda virüsün yayılma ve bulaşma hızının azalması ve artış hızının düşüşe geçmesi yönündeki olumlu gelişmelerle kontrollü normalleşmeye geçildiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında 9 Haziran’da gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nda, Bilim Kurulu üyelerinin önerileri doğrultusunda, nikah salonlarında ve merasimlerinde 15 Haziran tarihinden itibaren, belirlenen kurallara uygun şekilde hizmet verileceği belirtildi.

Bu kapsamda, nikahların kıyılacağı salonların, mekanların faaliyetlerine izin veren mevzuat hükümleri ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirlere ek olarak alınan tedbirler şu şekilde açıklandı:

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI NİKAH MERASİMLERİNDE UYGULANACAK TEDBİRLER GENELGESİ

1. Nikâhlar, bulaşma riskini azaltmak amacıyla mümkün olduğunca açık havada yapılacak ve süre mümkün olduğu kadar kısa tutulacak.

2. Nikâh merasimi yapılacak mekânların işletmecileri tarafından genel kullanım alanlarına ve oturma düzenine ilişkin mesafe planı hazırlanacak. Tesisin misafir kapasitesi mesafe planına göre belirlenecek. Bu kapasiteye uygun sayıda misafir kabul edilecek ve kapasite bilgisi tesisin girişinde görülebilir bir yere asılacak. Hazırlanan plan çerçevesinde mekânın girişlerinde ve sıra oluşabilecek her noktada mesafeyi sağlamaya yardımcı yer işaretlemeleri yapılacak.

3. Kurallar, mesafe, maske kullanımı ve temizlik uygulamalarına ilişkin bilgilendirme afişleri, nikâh yapılacak mekanların girişlerine ve içerisinde uygun yerlere asılacak.

ATEŞİ YÜKSEK OLANLAR SAĞLIK KURULUŞLARINA YÖNLENDİRİLECEK

4. Misafirlerin girişlerde mutlaka ateş ölçümleri yapılacak, 38 dereceden yüksek olanların en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirilmesi sağlanacak.

5. Mekân girişlerinde dezenfektan/el antiseptiği bulundurulacak ve misafirlerin ellerini dezenfektan/el antiseptiği ile temizlemelerinden sonra içeri girişleri sağlanacak.

6. Nikâh yapılacak mekânlara maske takılarak girilecek, işletme sahiplerince mekânın girişinde yeterli miktarda maske bulundurulacak. Maskesiz misafirlere mekân girişinde maske dağıtılacak. Nikâh merasimi sürecinde de maske takılması (gelin, damat, nikâh memuru ve şahitler dâhil) sağlanacak.

7. Nikâh Merasimi Yapılacak Mekânlar;

A. Yemek, kokteyl vb. ikram yapılarak nikâh merasimi düzenlenen mekânlarda;
• Misafirlerin oturma düzeninde masalar arası en az 1,5 metre, sandalyeler arası 60 cm olacak şekilde düzenlenecek.
• Mesafe ve oturma düzeni kuralları, aynı evde oturan çekirdek aileden olan misafir grubu için uygulanmayacak.
• Her masada yeterli sayıda en az %70 alkol içeren kolonya veya el antiseptiği bulundurulacak.
• Nikâh esnasında veya akabinde yemek, ikram, kokteyl vb. olması durumunda 30 Mayıs tarihli valiliklere gönderilen genelge hükümlerine uyulacak.

TAKI TÖRENLERİ MESAFELİ OLACAK

B. Nikâh salonu olarak kullanılan masasız (sandalye/koltuk düzeni olan) mekânlarda;
• Sabit sandalye/koltuk düzeni olan nikâh mekânlarında oturma düzeni bir sandalye/koltuk boş olacak şekilde misafir kabul edilebilecek.
• Sabit sandalye/koltuk düzeni olmayan nikâh mekânlarında oturma düzeni sandalye/koltuklar arası 1 metre mesafe olacak şekilde misafir kabul edilebilecek.

8. Gelin ve damadın bekleme odaları gibi alanlar için mümkünse doğal havalandırması olan (pencereli) odalar tercih edilecek.

9. Nikâh merasiminde karşılama, uğurlama ve takı töreninde tokalaşma ya da temasa neden olan davranışlardan uzak durulacak ve mesafe korunacak.

10. Takı merasimi, hediyelerin salonun uygun bir yerine konulacak sandık vb. bir toplama kutusuna konulması şeklinde yapılacak.

11. Toplu fotoğraf çekimleri yapılmayacak, fotoğraf çekimi ve pasta kesimi esnasında gelin ve damat hariç mesafe kuralına riayet edilecek.

12. Nikâh yapılan mekânlardaki ortak kullanım alanlarında (ana salon, bina girişi, kantin/kafeterya, lavabolar vb.) el antiseptiği veya dezenfektan bulundurulacak. Teması mümkün olduğunca azaltabilmek için bunların mümkünse fotoselli olmaları sağlanacak.

13. Aynı evde oturan çekirdek aileden olan misafirler için ortak kullanım alanlarında (oturma düzeni dâhil) mesafe şartı aranmayacak.

DANS VE OYUN YASAK

14. Bu genelge kapsamında nikâh yapılacak mekânlarda temasa neden olabilecek dans/oyun vb. amaçla müzik yayını (canlı müzik dâhil) yapılmayacak. Ancak sadece misafirlerin dinlemesine yönelik müzik yayını (canlı müzik dâhil) yapılabilecek.

15. Nikâh mekânı bünyesinde bulunan mescitler Mayıs ayında valiliklere gönderilen genelge hükümlerine uygun olarak kullanıma açılabilecek.

16. Genel tuvaletlerin giriş kapısı mümkünse otomatik kapı sistemi olarak düzenlenecek. Düzenlenememesi halinde uygun şekilde paravan konularak giriş kapıları açık tutulacak. Ayrıca tuvaletlerde devamlı sıvı sabun, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu ve çöp kutusu bulundurulacak ve teması mümkün olduğunca azaltabilmek için muslukların, sıvı sabun ünitelerinin mümkünse fotoselli olmaları sağlanacak. El kurutma cihazlarının kullanımına izin verilmeyecek.

İKİ NİKAH ARASINDA 15 DAKİKA ARA

17. Merkezi havalandırma sistemleri bulunan alanların havalandırması doğal hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde düzenlenecek. Kapı ve pencereler açık bırakılarak doğal havalandırma sağlanacak ve havalandırma sistemlerinin kullanımı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nın İklimlendirme Rehberi’nde belirtilen kurallara uyulacak.

18. Kapalı alanlarda yapılacak nikâh merasimlerinde mekânın sağlıklı havalandırılması için iki nikâh merasimi arasında en az 15 dakikalık zaman bırakılacak, bu süre zarfında şartlara göre kapı/pencere açılarak veya merkezi sistemlerle doğal hava sirkülasyonu sağlanacak.

19. Genel kullanım alanlarına atık kutuları konulacak, bu kutuların sadece maske, eldiven gibi temizlik malzemeleri için kullanılacağı belirtilecek ve bu atıklar imha edilirken diğer atıklarla birleştirilmeyecek.

20. Nikâh yapılacak kapalı mekânlarda bulunan çocuk oyun alanları kapalı olacak, açık mekânlarda bulunan çocuk oyun alanlarındaki sık dokunulan yüzeylerin temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanacak. Ulaşılabilir alanlarda el antiseptiği bulundurulacak. Covid­- 19 bulaşma riskini artıracağı için 1 metreden yakın temas gerektiren aktiviteler yapılmayacak.

21. Park hizmetinin verilmesi halinde, araçta temas edilen her nokta (kapı kolu, direksiyon, vites vb.) temizlendikten sonra araç misafire teslim edilecek.

22. Asansörlerin kullanımı sınırlandırılacak, kapasitesinin üçte biri sayıda kişinin binmesine izin verilecek ve bu sayı asansör girişinde belirtilecek. Asansör içerisinde mesafeyi korumak amacıyla kişilerin durması gereken alanlar, aralarında en az 1 metre mesafe olacak şekilde yer işaretleriyle belirlenecek.

23. Valilik/Kaymakamlıklarca, nikâh merasimlerine ilişkin Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu, ilgili Bakanlıklar ile yetkili kamu kurum ve kuruluşlarının yaptığı/yapacağı tüm düzenlemeler takip edilerek uygulama gözden geçirilecek ve gerekli hallerde güncellenecek.

24. Nikâh Yapılacak Mekânlarda Görevli Personele Yönelik Önlemler

• Personelin Covid-19’un bulaşma yolları ve korunma önlemleri hususunda bilgilenmesi sağlanacak.

• Personel girişinde, el dezenfeksiyonu veya antiseptiği bulundurulacak.

• Personelin giriş/çıkışlarında vücut ısısı ölçümleri termal sensörlerle ya da temassız ateş ölçerlerle yapılacak ve bu veriler günlük olarak kayıt altına alınacak ve asgari 14 gün süreyle saklanacak. Ayrıca personelin birlikte yaşadığı kişilerin de koronavirüs (Covid­-19) açısından izlenebilmesi için personelden bu kapsamda bilgi alınacak.

Ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı belirtileri olan/gelişen çalışanlar, tıbbi maske takılarak Covid­-19 yönünden değerlendirilmek üzere sağlık kurumuna yönlendirilecek.

• Mekanlarda çalışan personel için yeterli miktarda koruyucu ekipman bulundurulacak. Tüm personel, çalışma esnasında çalışma alanının gerektirdiği tıbbi/bez maske, yüz koruyucu şeffaf siperlik vb. kişisel koruyucu ekipmanı kullanacak (Maske nemlendikçe ya da kirlendikçe değiştirilecek, yeni maskenin takılması esnasında ise el temizliğine özen gösterilecektir.).

• Personel kıyafetlerinin günlük temizliği sağlanacak.

• Personel, el temizliğine dikkat etmesi konusunda sürekli uyarılacak (El temizliğini sağlamak için ellerin en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanacağı, su ve sabunun olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiğinin kullanılacağı hususu esas alınacak.).

• Nikah yapılacak mekanlarda görevli personelin tuvalet, dinlenme, ortak yemek ve sosyal alanları mesafe koşullarına göre düzenlenerek (bu konuda gerekirse yer işaretlemeleri, şerit, bariyer vb. düzenlemeler yapılacak) bu alanların kapasitesi belirlenecek ve belirlenen kapasiteye uygun olacak şekilde personelce kullanımına müsaade edilecek. Bu alanların temizliği ve kurallara uygun şekilde dezenfeksiyonu düzenli olarak sağlanacaktır. Ayrıca buralarda alkol bazlı el antiseptiği/dezenfektanı bulundurulacak.

• Personel, kendisinde veya birlikte yaşadığı kişilerde Koronavirüs (Covid­-19) semptomlarını görmesi halinde bu durumu vakit kaybetmeksizin mekân yöneticisine bildirecek.

• Nikah yapılacak mekan yönetimince personele belirli periyotlarla ve herhangi bir şüpheli durumun varlığı (yüksek ateş, öksürme, nefes daralması, koku alma duyusunda kayıp, halsizlik vb.) halinde Koronavirüs (Covid­-19) testi yaptırılacak. Sonuçlar kayıt altına alınarak muhafaza edilecek, test sonucu pozitif çıkan ya da test sonucu pozitif biriyle temaslı olması nedeniyle takibe giren, test sonucu pozitif olup iyileşen ancak son negatif test sonucundan itibaren 14 günlük takip süresi geçmeyen ve kendisi veya birlikte yaşadığı kişinin şüpheli durumda olması nedeniyle test yaptırılan personelin test sonucu alınana kadar çalışmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek.

Valilikler ve kaymakamlıklar, nikâh merasimi yapılacak mekânların faaliyetlerini yukarıda belirtilen kurallara göre sürdürmeleri için Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 27 ve 72’nci maddeleri uyarınca gerekli kararları alacak.

Tedbirlere uymayanlarla ilgili Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282’nci maddesi gereğince idari para cezası verilecek. Aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılacak. Konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanunu’nun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her sabah 1 kaşık içtiği dut pekmezinin sırrı ortaya çıktı. Adıyaman’ın Tut ilçesinde üretilen dut pekmezi, bilinenin aksine kaynatılmadan güneşte yoğunlaştırılıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her sabah bir kaşık dut pekmezi içiyor. Erdoğan’ın içtiği dut pekmezinin merak edilen sırrı ortaya çıktı. Dut pekmezinin merkezi olan Adıyaman’ın Tut ilçesinde pekmez, güneşte yoğunlaştırılıyor ve kaynatılmıyor. Bu şekilde pekmezin besin değeri yüksek tutuluyor.

Yeşillikler Beldesi olarak da bilinen Tut ilçesinde, 2 bin 500 dekarlık alanda dut yetiştiriliyor. İlçe, alan bakımında 2, ürün bakımından ise 4. sırada yer alıyor.

Dut  bahçelerinin işletmeciliğini yapan Hasan Bilen, ‘Kısa süreli kaynatılan pekmezler, krom tepsilere dökülerek 3 gün, 3 gece güneşle yoğunlaşıyor. Bekledikten sonra kaplarımıza alarak sofralara geliyor. Bizim yaptığımız pekmezin püf noktası, pekmezin güneşte olgunlaşmasıdır. Biz buna ‘gün pekmezi’ diyoruz. Biz pekmezi kaynatarak yapmayız. Başka bölgelerde tamamen kaynatılıyor. Sabahleyin koyup akşama kadar kaynatarak, yoğunlaştırıp o şekilde pekmezi yapıyorlar. Onların pekmezi biraz siyah oluyor. İçindeki bazı maddelerin değerlerinin yükseldiği biliniyor. Biz öyle bir pekmez yapmıyoruz.’ açıklamasında bulundu.

Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Gani Bereket de, ‘Son zamanlarda modern kapama dut bahçelerinin de yapılmasıyla ilçenin ekonomisine çok büyük avantajları var. Dünyanın en güzel dutlarının yetiştiği Tut ilçesinde olmaktan çok mutluyuz. Tut ekonomisi gerçekten çok güzel yerlere geleceğine inanıyorum.’ açıklamasında bulundu.

Sevilen moda programı Doya Doya Moda’ya Betül Böçkün isimli bir yarışmacı katıldı. Ekranın en çok izlenen yarışma programlarından Doya Doya Moda programına katılan Betül Böçkün kimdir? Betül kaç yaşında, nereli? Betül Böçkün’ün oğlu Emir’in hikayesi… Sorularının cevabı bugünkü yazımızda.

Hafta içi her gün TV8’de yayınlanan Doya Doya Moda adlı yarışma programda 42 beden üzeri ölçülere sahip olan 8 kadın yarışmacı, en yüksek puanı alıp altın kolyenin sahibi olabilmek için 5 gün boyunca kıyasıya mücadelenin içerisine giriyor. Programda yer alan yarışmacılar da oldukça merak ediliyor. Bu isimlerden birisi de Betül Böçkün. Doya Doya Moda Betül kimdir, kaç yaşında? sorusunun yanıtı arama motorlarında yoğun olarak araştırılıyor. 

DOYA DOYA MODA BETÜL KİMDİR?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, aslen Bingöllü’dür. Anne ve babası ayrı olan Böçkün, annesiyle hiç görüşmüyor. Böçkün’ün vefat eden 3 yaşında da bir çocuğu bulunuyor. Kuaförlük mesleği ile uğraşıyor.

DOYA DOYA MODA BETÜL KAÇ YAŞINDA?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, 1996 doğumlu 24 yaşındadır.

DOYA DOYA MODA BETÜL KAÇ KİLO?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, 90 kilodur ve 1.74 boyundadır.

DOYA DOYA MODA BETÜL’ÜN OĞLU EMİR’İN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

Anne ve babası birbirinden ayrı olan Betül Böçkün, annesiyle görüşmediğini dile getirdi. Ebeveynlerinin ayrılığından sonra annesinden hiçbir şekilde haber alamadığını söyleyen Böçkün, kendisine halalarının bakıp annelik ettiğini söyledi.

Biri kız, diğeri erkek olmak üzere 2 kardeşi olduğunu söyleyen Böçkün, annesine ulaşabilmek için henüz 17 yaşındayken bilinmeyen numaralar üzerinden ona ulaşmaya çalıştığını da itiraf etti. 

Evlendikten sonra ancak annesinin kendisiyle görüşmeye başladığını söyleyen Böçkün, 3 yaşındaki oğlu Emir’in vefat ettiğini de açıklayarak stüdyodakileri gözyaşlarına boğdu.

Sevilen moda programı Doya Doya Moda’ya Betül Böçkün isimli bir yarışmacı katıldı. Ekranın en çok izlenen yarışma programlarından Doya Doya Moda programına katılan Betül Böçkün kimdir? Betül kaç yaşında, nereli? Sorularının cevabı bugünkü yazımızda.

Hafta içi her gün TV8’de yayınlanan Doya Doya Moda adlı yarışma programda 42 beden üzeri ölçülere sahip olan 8 kadın yarışmacı, en yüksek puanı alıp altın kolyenin sahibi olabilmek için 5 gün boyunca kıyasıya mücadelenin içerisine giriyor. Programda yer alan yarışmacılar da oldukça merak ediliyor. Bu isimlerden birisi de Betül Böçkün. Doya Doya Moda Betül kimdir, kaç yaşında? sorusunun yanıtı arama motorlarında yoğun olarak araştırılıyor. 

DOYA DOYA MODA BETÜL KİMDİR?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, aslen Bingöllü’dür. Anne ve babası ayrı olan Böçkün, annesiyle hiç görüşmüyor. Böçkün’ün vefat eden 3 yaşında da bir çocuğu bulunuyor. Kuaförlük mesleği ile uğraşıyor.

DOYA DOYA MODA BETÜL KAÇ YAŞINDA?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, 1996 doğumlu 24 yaşındadır.

DOYA DOYA MODA BETÜL KAÇ KİLO?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, 90 kilodur ve 1.74 boyundadır.

Sevilen moda programı Doya Doya Moda’ya Betül Böçkün isimli bir yarışmacı katıldı. Ekranın en çok izlenen yarışma programlarından Doya Doya Moda programına katılan Betül Böçkün kimdir? Betül kaç yaşında, nereli? Sorularının cevabı bugünkü yazımızda.

Hafta içi her gün TV8’de yayınlanan Doya Doya Moda adlı yarışma programda 42 beden üzeri ölçülere sahip olan 8 kadın yarışmacı, en yüksek puanı alıp altın kolyenin sahibi olabilmek için 5 gün boyunca kıyasıya mücadelenin içerisine giriyor. Programda yer alan yarışmacılar da oldukça merak ediliyor. Bu isimlerden birisi de Betül Böçkün. Doya Doya Moda Betül kimdir, kaç yaşında? sorusunun yanıtı arama motorlarında yoğun olarak araştırılıyor. 

DOYA DOYA MODA BETÜL KİMDİR?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, aslen Bingöllü’dür. Anne ve babası ayrı olan Böçkün, annesiyle hiç görüşmüyor. Böçkün’ün vefat eden 3 yaşında da bir çocuğu bulunuyor. Kuaförlük mesleği ile uğraşıyor.

DOYA DOYA MODA BETÜL KAÇ YAŞINDA?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, 1996 doğumlu 24 yaşındadır.

DOYA DOYA MODA BETÜL KAÇ KİLO?

Doya Doya Moda programı yarışmacısı Betül Böçkün, 90 kilodur ve 1.74 boyundadır.

Yeniden kurulmaya karar veren One Direction adlı müzik grubunun üyelerinden Harry Styles, Koronavirüs ile mücadele kapsamında Dünya Sağlık Örgütü için bir t-shirt tasarladı.

Dünyaca ünlü İngiliz popçu Harry Styles, Koronavirüs ile mücadeleye destek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü’ne bir t-shirt tasarladı. Styles, t-shirtlerinin üzerine ‘Stay Home’ (Evde Kal), ‘Stay Safe’ (Güvende Kal) ve ‘Protect Each Other’ (Birbirinizi Koruyun) yazılarını yazdırdı. Styles, elde edilen geliri Dünya Sağlık Örgütü’ne bağışlayacak.

Styles’in bu çalışmasına takipçilerinden ise eleştiri geldi. Takipçilerinden bazıları, “Böyle zamanlarda, insanların gücünü hatırlamak hiç olmadığı kadar önemli. Eğer yardım edebiliyorsanız lütfen bağışta bulunun.” derken bazılarıysa, “Sen bir giyim markası değilsin.” ve “T-shirtlerin gelirini beklemek yerine keşke sen para bağışlasaydın.” yorumlarında bulundu.

2020 ilkbahar sezonunun trend parçaları arasında yer alan t-shirtler için, karantina döneminde uygulayabileceğiniz farklı kombinler mevcut. Baskılı modellerin çoğunlukta olduğu yeni sezon modelleriyle hem şık hem rahat bir stil oluşturabilirsiniz. Peki sezonun t-shirt modelleri nasıl? Sosyal izolasyon döneminde, t-shirtlerle nasıl bir ev kombini hazırlayabilirsiniz? İşte uygulayabileceğiniz günlük t-shirt kombinleri.

Koronavirüs döneminde, sağlığımız için sosyal izolasyon kurallarına uyularak evlerde durulması gerekiyor. Bu dönemde psikolojinin daha yüksek tutulması ve daha rahat hissedilebilmesi için, ev kombinleriyle farklı yaklaşımlara gidilebiliyor. İlkbahar sezonunda oluşturulacak tarzlarda ilk tercih, Nisan ayından itibaren vitrinlerde yer almaya başlayan t-shirtler oluyor. Baskılı modellerin trend olduğu bu parçalarla, birbirinden hareketli ve canlı kombinler oluşturabiliyorsunuz. Haberimiz içerisinde sizlere, t-shirtleriniz ile uygulayabileceğiniz günlük kombin önerileri hazırladık:

T-SHİRT İÇİN KOMBİN ÖNERİLERİ

H&M – BASKILI T-SHİRT:80 TL

H&M – SLİM MOM HİGH ANKLE JEANS: 149 TL

H&M – BASKILI BÜYÜK BEDEN T-SHİRT: 90 TL

H&M – SUPER SKİNNY JEANS: 100 TL

H&M – MOTİFLİ T-SHİRT: 60 TL

H&M – PULL ON PANTOLON: 159 TL

ZARA – BASKILI T-SHİRT: 40 TL

ZARA – SUNİ DERİ CHİNO PANTOLON: 200 TL

ZARA – BASKILI T-SHİRT: 40 TL

ZARA – JEANS ZW PREMİUM PETİT BLUE: 200 TL